prof dr haluk recai ünalp / Prof. Dr. Haluk Ünalp in Izmir, Turkey

Prof Dr Haluk Recai Ünalp

prof dr haluk recai ünalp

Prof. Dr. Haluk Recai ÜNALP 1963 yılında Merzifon’da doğdu.
1987 yılında Ankara GATA Tıp Fakültesinden mezun oldu.
1987-1990 yılına kadar Keşan 4. Piyade Tümeninde Başhekimlik ve Sağlık Şube Müdürlüğü yaptı.
1990-1994 yılları arasında Ankara GATA’da genel cerrahi ihtisası yaptı.
1995-1996 Kars Sarıkamış Askeri Hastanesi
1996-1999 Erzurum Oltu Devlet Hastanesinde Başhekim ve Genel Cerrahi Uzmanı olarak çalıştı.
1999-2002 yıllarında Muğla Ortaca Devlet Hastanesinde Başhekim ve Genel Cerrahi Uzmanı olarak çalıştı.2002-2011 yılları arasında İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalıştı.
2008 yılında Genel Cerrahi Doçenti oldu.
2012 yılında Cerrahi onkoloji uzmanlığını aldı.
2012 yılında İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesine geçerek Genel Cerrahi Kliniğini kurdu ve kurucu başkan olarak 2 yıl çalıştı.
2015 Yılında Profesörlük ünvanını almıştır.
2015-2018 Avrasya Üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalıştı.
2018 yılından itibaren özel sektörde çalışmalarını sürdürmektedir.

Prof. Dr. Haluk Recai Ünalp

Prof. Dr. Haluk Recai ÜNALP, 1963 yılında Merzifon’da dünyaya geldi. Tıp eğitimini 1987 yılında Ankara GATA Tıp Fakültesi'nde tamamlamasının ardından Keşan 4. Piyade Tümeninde Başhekimlik ve Sağlık ve Veteriner Şube Müdürlüğü görevini 1990 yılına kadar sürdürdü. Prof. Dr. Ünalp, 1990 yılında GATA'da başladığı Genel Cerrahi ihtisasını 1994 yılında tamamlayarak uzman doktor unvanını aldı ve sonrasında Sağlık Bakanlığı'na geçiş yaparak Erzurum Oltu ve Muğla Ortaca Devlet Hastaneleri'nde Başhekim olarak görev aldı.

2002 ile 2012 yılları arasında İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi' nde hizmet veren Prof. Dr. Ünalp 2008 yılında Genel Cerrahi Doçenti unvanını aldı. Yan Dal ihtisasını Cerrahi Onkoloji alanında 2012 yılında tamamlayan Prof. Dr. Ünalp, 2012 yılında İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne geçiş yaptı ve burada Genel Cerrahi Kliniğ'ni kurdu, sonraki 2 yıl süresince de Kurucu Başkan olarak çalışmalarını sürdürdü.

Prof. Dr. Ünalp'in cerrahi onkoloji ve endokrin hastalıklar konusunda 5 kitaba yazdığı bölümler, 34’ü yurtdışı olmak üzere 100’den fazla bilimsel yayını bulunmaktadır. Ayrıca çok sayıda bilimsel toplantıya konuşmacı ve oturum başkanı olarak davet edilmiş ve katılım sağlamıştır.

Prof. Dr. Ünalp, son 7 yılda özellikle metabolik sendrom hastalıkları ve obezite cerrahisi konusundaki çalışmalarına ağırlık vermiş olup Almanya, Fransa ve Çin’de obezite cerrahisi ile ilgili eğitimler almıştır. Prof. Dr. Ünalp, tıp yaşantısı boyunca Onkoloji , Genel Cerrahi ve Obezite alanında 10.000 den fazla ameliyat gerçekleştirmiştir.

Tez NoİndirmeTez KünyeDurumu419661
Kolorektal tümörlere bağlı barsak obstrüksiyonunda morbidite ve mortaliteyi etkileyen faktörler / Factors affecting morbidity and mortality in acute bowel obstruction due to colorectal tumors
Yazar:MURAT ÖZGÜR KILIÇ
Danışman: PROF. DR. HALUK RECAİ ÜNALP
Yer Bilgisi: Sağlık Bakanlığı / İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi / Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
Konu:Genel Cerrahi = General Surgery
Dizin: Onaylandı
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2008
62 s. Bu prospektif çalışmada, Ocak 2003 ile Aralık 2007 tarihleri arasında İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi 4. Genel cerrahi kliniğinde intestinal obstrüksiyon nedeniyle acil olarak opere edilen 115 hastadan tıkanıklığın nedeni kolon ve rektum tümörü olan ve ameliyat sırasında perforasyon saptanmayan 43 hasta (% 37.4) değerlendirildi. Çalışma grubuna aldığımız 43 hastanın, 22'sini (% 51.2) erkekler, 21'ini (% 48.8) kadınlar oluşturmaktaydı. Hastaların cerrahi riskinin değerlendirilmesi için preoperatif dönemdeki komorbiditelerinin varlığı göz önüne alınarak The American Society of Anesthesiologists (ASA) skorlaması yapıldı. Buna göre hastalar ASA skoru 1,2,3 ve 4 olarak dört grupta incelendi. İlk bir ay içinde oluşan ölümler için "operatif mortalite", postoperatif dönemde ortaya çıkan, hastanın hastanede kalış süresini artıran ve/veya ilave tedavi yapılmasını gerektiren komplikasyonlar için "postoperatif morbidite" terimleri kullanıldı. Hastaların yaşı, cinsiyeti, eşlik eden hastalıkları, başvuru sırasındaki hemoglobin ve albumin değerleri, ASA skoru, semptomların başlaması ile ameliyata kadar geçen süre, tümörün lokalizasyonu, metastaz varlığı ve uygulanan cerrahi yöntemler bağımsız değişkenler olarak kullanıldı ve tüm bu faktörlerin mortalite ve morbidite üzerine etkisi incelendi. İleri yaşın (65 ve üzeri) ve yüksek ASA skorlarının morbidite gelişiminde ana prognostik faktörler olduğu saptanırken, ASA skorunun yüksek olması ve metaztaz varlığı mortaliteye etki eden prognostik faktörler olarak tespit edildi. Hem morbidite hem de mortalite için belirleyici faktör olan ASA skorlamasının, obstrüksiyona neden olmuş kolorektal tümörlü hastaların preoperatif değerlendirilmesinde yararlı olacağı görüşündeyiz. In this prospective study, among 115 patients who were operated on acute intestinal obstruction at 4th general surgery clinic in İzmir Atatürk Training and Research Hospital between January 2003 and December 2007, 43 patients (37.4%) with non-perforated colorectal tumor were evaluated. Of the 43 patients in the study group, 22 (51.2%) were men and 21 (48.8%) were women. Considering the presence of comorbidities, The American Society of Anesthesiologists (ASA) scoring was used to determine the surgical risk of the patients. The patients were categorized into 4 groups (ASA 1, 2, 3, and 4) according to the ASA scores. The term, postoperative mortality, was used for the deaths within the first month of surgery while postoperative morbidity was used for the complications which were required additional treatment and/or prolonged the hospital stay. The patients' age, sex, comorbidities, hemoglobin and albumin levels at admission, ASA score, the duration of symptoms prior to surgery, localization of the tumor, presence of metastasis, and surgical methods were used as independent variables, and then the effects of these factors on mortality and morbidity were statistically assessed. While advanced age (65 and above) and high ASA score (ASA 3 and 4) were found main prognostic factors in the development of morbidity, presence of metastasis and high ASA score were identified as independent prognostic indicators of mortality. We suggest that ASA score, which was found to be an independent factor for both postoperative morbidity and mortality, may be useful in the preoperative evaluation of patients with colorectal tumors causing intestinal obstruction.

Diyabet Cerrahisinde Başarı Oranımız Yüksek

Diyabet Cerrhisi Uzmanı Prof. Dr. Haluk Reaci Ünalp, tip-2 diyabetin cerrahi çözümünün mümkün olduğunu belirterek, "Ameliyat ile hem şeker ilaçlarından hem de insülin iğnelerinden kurtulmak mümkün. Yapılan ameliyatın başarı oranının yüzde 95’den fazla" dedi.
Uluslararası sağlık standartlarında, modern altyapısı ve ileri teknolojisi ile hizmet veren Özel Ege Şehir Hastanesi, yeni standartlara uygun, SGK anlaşmalı, endokrin hastalıkları uzmanı onaylı obezite ve diyabet cerrahisini de gerçekleştiriyor. Hastanenin Obezite ve Diyabet Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Haluk Reaci Ünalp, halk arasında ’şeker hastalığı’ olarak nitelenen diyabetin, son yıllarda tüm dünyada artış göstermekte olduğunu belirterek, diyabet hastalığının tedavi yöntemi, hangi diyabet hastalarının bu tedaviden faydalanabileceği hakkında detaylı bilgiler verdi.

Diyabet hastalığı cerrahi girişimle çözülebilir
Prof. Dr. Haluk Reaci Ünalp, diyabetin çok eskiden beri bilinen ve vücudun birçok mekanizmasını (kalp damar, böbrek, göz, sinir sistemi, cilt vb) kötü etkileyen bir hastalık olduğuna dikkat çekerek, şöyle devam etti: ’’Tip-2 diyabetin cerrahi çözümü mümkün. Uygun hastalar, ameliyat ile hem şeker ilaçlarından hem de insülin iğnelerinden kurtulabilir. Yapılan ameliyatın başarı oranı yüzde 95 den fazla, yani insülin iğnelerinden kurtulmak ve şekerli gıda alsanız bile normal şeker seviyesi ile yaşamak mümkün. Biz ameliyat öncesi iyi ve detaylı bir ön inceleme yapıyoruz. Hastanın Tip-2 diyabet olması gerekli. Tip-1 için ameliyat yapılamıyor. Tip 2 diyabetli hastaya ameliyat öncesi yapılan bazı tetkikler sonrası kabaca ameliyat sonraki başarı oranı belirleniyor. Yani uygun olan hastaların belirlenmesi çok önemli.’’

Diyabet cerrahisi
Sağlık Bakanlığının obezite ve diyabet cerrahisi uygulamaları ile ilgili olarak Ekim 2017’de bir genelge yayınladığını anlatan Ünalp, "Özel Ege Şehir Hastanesi olarak bu genelgede yayınlanan tüm şartları taşımaktayız. Hastanemizde yeni standartlara uygun, SGK anlaşmalı, endokrin hastalıkları uzmanı onaylı obezite ameliyatlarını gerçekleştirmekteyiz. Diyabet cerrahisi, laparoskopik cerrahi yani kapalı ameliyat yöntemi ile yapılıyor. Kapalı safra kesesi ameliyatına benziyor. Her biri bir santimetreden küçük 4 veya 5 tane küçük kesilerle karın içine giriliyor. Hem mideye hem de ince bağırsaklara müdahale ediyoruz. Böylece hastaların besin yolu ile aldığı şekerin kana geçişini azaltıyoruz. Pankreas rahatlıyor üzerindeki büyük yük kalkıyor. Böylece hem pankreasın insülin salgılama gücü hem de insülinin etki gücü artıyor. Kısa süre içinde kan şeker düzeyi normale dönüyor, şeker hastalığı geçiyor. Hasta 3-4 gün hastanede yatıyor ve taburcu olunca işine dönebiliyor. Kas kesilmediği için ameliyat sonrası ciddi bir ağrı olmuyor yani çok konforlu bir ameliyat. Hastalar 21 gün özel bir beslenmeye alınıyor. Sonra karbonhidratlar sınırlanıp normal diyete geçiyor. Bu dönemde şeker seviyesi normale dönüyor. İnsülin iğneleri ve tabletlere veda ediliyor." dedi.
Diyabetin tedavisinin tüm organ sorunlarına da olumlu etki sağladığını belirten Ünalp, "Yani aynı zamanda var olan obezite, reflü, uyku apnesi, bir çok akciğer hastalıkları, karaciğer yağlanması, metabolik sendrom, kolesterol yüksekliği, fazla kiloya bağlı bel ve diz ağrıları, adet bozuklukları, düşükler gibi bir çok hastalık düzeliyor. Hipertansiyon yüzde 95 oranında geçiyor ve hasta tansiyon ilaçlarını atıyor. Yaşam kalitesi yükseliyor ve hastalar kısa sürede normal yaşamına dönüyor. Yani uygun hastalar için tam bir çözüm diyebilirim. Daha iyi bir tedavi yöntemi bulununcaya kadar cerrahi girişim uygun hastalar için günümüzdeki en iyi yaklaşım diyebilirim. Başarı oranı çok fazla." diye konuştu.
31 yılda yüz binden fazla ameliyata giren Obezite ve Diyabet Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Haluk Recai Ünalp: ’’Ben önce genel cerrahım, daha sonra bunun üzerine onkolojik cerrahi ihtisası yaptım. Hastalarımın acılarını sevinçlerini paylaştım. Onların abisi, kardeşi, dostu oldum. Obezite ve diyabet cerrahisine yıllarını vermiş bir profesör olarak cerrahi sonuçlar benim için bile çok şaşırtıcı ve gurur verici. Diyabet cerrahisi hayallerimizden daha fazla tedavi imkanı sağlıyor’’ dedi.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır