Liv Hospital Proktoloji Kliniği, bağırsak ve anal bölge sağlığında özelleşmiş hekimler ve son teknoloji tanı ve tedavi yöntemleriyle hizmet veriyor. Medikal tedavi seçenekleri ve klasik ameliyatların yanı sıra lazerle hemoroid/anal fistül tedavisi, anal çatlakta botoks uygulaması ve kıl dönmesinde ameliyatsız tedavi seçenekleri uygun hastalarda başarılı sonuçlarla uygulanıyor.
En sık yakınmalar;
Hastalığın evresi ve neden olduğu yakınmalara göre çeşitli tedavi seçenekleri vardır.
Anal fissür, anüs girişinden içeri doğru uzanan çatlaktır. En sık yakınma, ağrılı dışkılama ve kanamadır. Hastalığın nedeni anüs çevresinde tuvalet kontrolünü sağlayan kaslardaki spazmdır. Çatlak nedeniyle oluşan ağrı dışkılamaktan kaçınmayı ve bağırsak alışkanlığının değişmesini de beraberinde getirir. Kas spazmı medikal ya da cerrahi yollarla çözülmezse giderek derinleşecek ve kabızlığın da artmasına neden olacaktır.
Hastanın yaşı, tuvalet alışkanlıkları ve çatlağın yapısına göre;
Anüs cildi ve bağırsak arasında oluşan kronik iltihaplı yollarla karakterize bir hastalıktır. Akıntı, ağrı ve apseleşmeye neden olabilen bu yollar anüs çevresindeki tuvalet kontrolünü sağlayan kaslarla ilişkili olabilir. Bu durumda fistülün tamamen çıkarılması tuvalet kontrolünün azalmasına/kaybına neden olabilir. Fistülün yerleşimi ve kaslarla ilişkisine göre çok sayıda cerrahi ve cerrahi dışı seçenek uygulanabilir. Liv Hospital Proktoloji Kliniği'nde LİFT ameliyatı ve lazerle fistül kapatılması sağlanabiliyor.
Kıl dönmesi (Pilonidal sinüs), kalçaların arasındaki olukta çıkan ya da bu bölgeye başka bölgelerden taşınan kılların cilt altına ilerlemesiyle yarattığı yabancı cisim reaksiyonuna bağlı gelişen kronik iltihabi bir hastalıktır. Geçmişte doğumsal bir hastalık olduğu düşünülen kıl dönmesinin günümüzde edinsel olduğu biliniyor.
Pilonidal sinüs hastalığı için tanımlanan risk faktörleri arasında;
Hastalık basit bir kist ya da birkaç küçük delikten şeklinde kalabileceği gibi apse ve kronik akıntılı sinüsler şeklinde karşımıza çıkabilir. Tedavi edilmeyen ilerlemiş olgularda iltihap derinleşerek kalçalara, bele, anüse ve kemik dokuya uzanan yollar oluşturabilir.
Tedavide henüz üzerinde görüş birliğine varılmış bir yöntem yoktur. Bazı hastalarda yalnızca kılların çıkarılması ya da fenol uygulaması yeterli olabileceği gibi ilerlemiş hastalıkta ameliyat ve fleple onarım teknikleri gerekli olabilir. Liv Hospital Proktoloji Kliniği'nde ameliyatsız tedavi seçenekleri de uygulanabiliyor. Hastalık ilerledikçe tedavi seçenekleri de karmaşık hale gelebiliyor.
Halk arasında ‘basur’ olarak bilinen hemoroid hastalığı anal kanalda mevcut damardan zengin yastıkçıkların sarkmaları, şişmeleri ve kanamaları ile meydana gelir. Yaşam kalitesini düşüren hemoroid kadınlar ve erkekler arasında sıkça görülüyor. Hemoroid günümüzde kısa sürede kolay ve hızlı bir şeklide tedavi edilebiliyor. Uygulanan tedavi hastalığın evresine göre değişiyor. Erken evrede diyet ve ilaç tedavisi yeterli olabiliyor. İleri evrede kullanılan lazer teknolojisiyle yapılan ameliyat yöntemiyle hemoroid sorun olmaktan çıkıyor. Lazer tedavisi sonrası çok az ya da hiç ağrı olmaması, işlem sonrası hastanede yatış gerektirmemesi, kısa süre içinde sosyal hayata ya da işe dönüşe olanak sağlaması en önemli avantajlarındandır.
Kıl dönmesi, tıp dilinde bilinen adı ile “Pilonidal Sinus” hastalığı küçük bir sorun gibi görünmesine rağmen, kişinin yaşam kalitesini düşüren kıl dönmesi, kuyruk sokumunda ağrılara, akıntı, şişlik, koku, kanama, iltihaplanma ve kaşıntı gibi şikayetlere yol açıyor. Klasik ameliyatlarla tedavisi zor olan kıl dönmesinde lazer tedavisi hastalık bölgesindeki kılların lazerle yok edilmesini amaçlar. O bölgedeki kıl ve tüylere yönelik lazer uygulaması tekrarlama ihtimalini de azaltır.
Vücuttan kopan kılların, genellikle kuyruk sokumu bölgesinde cilt yüzeyinde bir delik açarak kendilerine bir yol oluşturarak deri altında toplanması ve sonrasında bir yuva (sinüs) oluşturması ile oluşur. Vücudun diğer bölgelerinde de görülebilen kıl dönmesi, aşırı terleme, kuyruk sokumu oluğunun dar ve derin olması, bölgede biriken tüylerin uzun süre kalması gibi nedenler de oluşabiliyor. Uzun süre oturarak çalışmak, şişmanlık ve bölge hijyeninin kötü olması da rahatsızlığa zemin hazırlıyor.
Kıl dönmesi oluştuğu anda şikayete neden olmaz. Kendini belli etmeyebilir. Bu sebeple, hastalar uzun aylar ve hatta yıllar boyunca farkına varmadan bu hastalıkla yaşayabilir. Ancak kuyruk sokumu bölgesinde iltihaplanma (apse) olduğunda kıl dönmesi şikayeti olduğu anlaşılır. İltihapla birlikte, şiddetli ağrı, bol miktarda akıntı ve şişlik gibi şikayetler de görülebilir.
Epilasyon yapılarak bölge kıllardan arındırılır, böylece enseden dökülen kıllar bu bölgeye takılamaz, dökülmüş olanlar da uzaklaştırılır. Kuyruk sokumuna yapılan epilasyon amaçlı lazer hastalığın iyileşmesini değil ama tekrarını engellemeyi amaçlar.
Neşter yerine yüksek yakma gücüne sahip ışıkla kesmektir.
Kıl yumağı kesilerek çıkarılır, uzak yerlere açılmış kanal varsa o kanalların içi ışıkla yakılır. Bunun yerine kanalın çıkarılması geride ölü doku bırakmaması sebebiyle çok daha üstündür.
10 Yıl Doktor Doktor Gezdi Saatte İyileşti .
Abdullah Gülbahar 10 yıldır kapısını çalmadık doktor bırakmadı ama hastalığı tedavi edilemedi. Arkadaşının tavsiyesiyle Op. Dr. Ramazan Tarık Ünsal’a başvuran Gülbahar, saatlik ameliyatla 3 sorunundan birden kurtuldu
İstanbullu Abdullah Gülbahar 43 yaşında Uzun yıllardır makat bölgesiyle ilgili sıkıntı yaşıyordu. Kronik kabızlık ve kan gelmesi şikâyetleri vardı. 10 yıl boyunca doktor doktor gezdi. İstanbulda üniversite hastanelerine gitti, Ankaradaki doktorların kapısını aşındırdı. Hiçbir hekim, teşhis koyamadı. Ta ki bir gün Gülbahara arkadaşı, kendisinin de tedavi olduğu doktoru Araf Cerrahi Tıp Merkezi Başhekimi Op. Dr. Ramazan Tarık Ünsalı önerene kadar Gülbahar, Ünsalın yaptığı saatlik ameliyatla yıllardır çektiği 3 ayrı sorunundan birden kurtuldu.
2 CERRAHTAN BİRİ
Türkiyede, makat bölgesi striktür (daralma) ameliyatlarını yapan 2 cerrahtan biri olan Op. Dr. Ramazan Tarık Ünsal ise aslında bir komplikasyon cerrahisi uzmanı. Daha önceden başka bir cerraha ameliyat olmuş ama ameliyatı başarısızlıkla sonuçlanmış 6 binin üzerinde hastası var. Ayrıca kendisi 5 bin hastaya ameliyatsız hemoroit, 5 binin üzerinde hastaya da ameliyatsız kıl dönmesi (1 santimlik bir delikten mikro cerrahi ile 15 dakikada) tedavisi uygulamış.
BAŞARI ORANI YÜZDE 99
Op. Dr. Ramazan Tarık Ünsal, hemoroit ameliyatlarının çok zahmetli ameliyatlar olduğunu ve ameliyattan sonra hastanın pansumanlarının özenle yapılması gerektiğini vurgulayarak, Bu bölge ameliyat edilen en hassas bölgedir. En ufak bir hatanız sizin yüzünüze tokat gibi çarpar. Ben hastalarımın pansumanlarını bile hemşirelerime yaptırmam, kendim yaparım. Başarımın sırrı ise cesaretim, iş aşkım ve disiplin diyor. Bugüne kadar yaptığı 5 bin ameliyattan sadece 5 tanesinde hemoroit sorununun tekrarladığını aktaran tekrarlayan Ünsal sözlerini şöyle tamamlıyor: Çok fazla sıkıntılı hasta var. Dolaşmış, dolaşmış, çare bulamamış. En son çare olarak bize geliyorlar. Striktür ameliyatlarında en iyi cerrahlar bile yüzde 50 diyor. Yüzde 50si tekrarlıyor Kitaplardaki oran ise yüzde 70e yüzde 30dur. Bende ise 5 bin hastadan sadece 5inde hastalık tekrarladı.
Kaynak: monash.pw
Proktoloji; sindirim sisteminin son bölümü olan kalın bağırsak, rektum ve anal bölgedeki hastalıklar üzerine uzmanlık alanıdır. Proktolojik muayene ise “makat muayenesi” olarak da bilinen, proktolojik hastalıkların tanı aşamasındaki ilk adımdır. Anal fistül/fissür, hemoroid ve makat çatlağı gibi anüs bölgesindeki birçok rahatsızlığın tanısı proktolojik muayene ile konulabilir. Ağrı, şişlikler, makatta kanama ve dışkılama zorluğu proktoloji alanına giren birçok hastalığın ortak semptomlarıdır. Ankara proktolojik muayene sayesinde sindirim sistemi ve makat ile ilgili hastalıklara kesin tanı konulabilir.
Proktolojik muayene; proktoloji ve genel cerrahi alanında uzman doktorlar tarafından yapılır. Proktoloji uzmanı Doç. Dr. Alp Yıldız ile iletişime geçerek, muayene ve tedavi süreçleri hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.
Proktolojik muayene Ankara; halk arasında “makat muayenesi” olarak da bilinmektedir. Kişinin yan veya sırt üstü pozisyonda yattığı bu muayene esnasında makat bölgesi, çevre dokular ve rektum bölgesi detaylı olarak incelenir. Muayene sırasında hem el hem de muayeneye özel aparatlar kullanılabilir.
Makat muayenesi;
Proktolojik muayene, sıklıkla sol yan duruş ya da “jinekolojik pozisyon” da dediğimiz sırtüstü ve bacakların havada olduğu pozda yapılır. Yüz üstü pozisyonda yapılan muayene;
Proktolojik muayene sırasında makat bölgesi dikkatlice incelenir. İnceleme sonrasında kayganlaştırıcı jel ya da vazelin yardımı ile makat bölgesi parmakla muayene edilir. Parmak ile makat muayenesinde kitle ya da hassasiyete neden olan diğer lezyonların varlığı araştırılır.
Anoskop; makat kanalının incelenmesi için özel olarak üretilen bir alettir. Anoskop ile yapılan proktolojik muayeneye ise “anoskopi” adı verilir. Anoskop, hem metal hem de plastik materyalden üretilebilir. Metal anoskoplar, sert yapıda olduğu için daha uzun süre kullanılabilirler. Bu nedenle birçok sağlık kuruluşu ve klinikte metal anoskoplar tercih edilmektedir. Plastik anoskoplar ise genellikle tek kullanımlıktır. Kullanım açısından daha konforlu olduğu ve hastaya özel muayene sağladığı için plastik anoskopların da farklı avantajları vardır diyebiliriz.
Proktolojik muayene, makat bölgesindeki birçok rahatsızlığın tanısını koymamızda oldukça etkili bir muayene türüdür. Proktolojik muayene ile;
Peki proktolojik muayene hangi durumlarda gereklidir?
Proktolojik hastalıkların en önemli belirtilerinden biri dışkılama güçlüğüdür. Dışkılama düzenindeki ya da yapısındaki değişimler, hastalar tarafından kolayca fark edilebilir. Ancak birçok hastamız, çekindiği için proktolojik muayeneye gelmeyi ihmal etmektedir. Aşağıdaki durumlarda mutlaka makat muayenesi için doktora başvurmak gerekir:
Proktolojik muayene, sindirim sistemi ve makat bölgesindeki hastalıkların teşhisi için ilk adımdır. Gerekli durumlarda rektoskopi ve kolonoskopi gibi diğer görüntüleme yöntemlerine başvurulabilir ve detaylı inceleme yapılabilir. Proktolojik muayenede risk faktörlerini değerlendirmek ve hasta öyküsüne göre doğru yönlendirmeyi yapmak çok önemlidir. Bu nedenle proktolojik muayene yapan doktorun mutlaka alanında uzman ve deneyimli bir hekim olmasına dikkat edilmelidir.
Ankara’da proktolojik muayene ve tetkikler hakkında merak ettikleriniz içni Doç. Dr. Alp Yıldız ile iletişime geçebilir, randevu alabilirsiniz.