protein fazlalığı neden olur / One moment, please...

Protein Fazlalığı Neden Olur

protein fazlalığı neden olur

Çok fazla protein tükettiğinizi gösteren 7 işaret

1-Ağız kokusu 
Çok fazla protein az karbonhidrat tükettiğinizde vücudunuz ketozise (keton cisimciklerinin kanda artması ve idrarda görülmesi) girer ve bu da nefesinizin çok ağır kokmasına neden olur.

Dişlerinizi fırçalayarak ya da gargara yaparak bu durumu düzeltemezsiniz. Çünkü kokunun kaynağı sindirim sisteminizdir.

Yapabileceğiniz en iyi şey, daha fazla su içerek ve sakız çiğneyerek bu durumu saklamaktır.

2-Hazımsızlık 
Midenizde sertlik ve ağırlık mı hissediyorsunuz? Bu tabii ki hoş bir duygu değil.

Çok fazla protein tüketmek kesinlikle bu şekilde hissettirebilir çünkü proteini sindirmek zordur.

Unutmayın, çok fazla yediğinizde ya da sürekli olarak yüksek protein içeren besinler tükettiğinizde mideniz ve bağırsaklarınız bununla mücadele etmekte zorlanır.

3-Dehidrasyon 
Protein fazlalığı, vücudunuzun suyu dışarı atmasına ve susuz kalmanıza neden olabilir.

Çoğu zaman buna karşı koymak için daha fazla tüketebilirsiniz.

Ancak çoğu zaman pek çok kişi normalden daha fazla susadıklarının farkına bile varmazlar.

Sebep ne olursa olsun her iki koşulda da vücut susuz kalarak güçsüz düşer.

4-Açıklanamayan halsizlik 
Protein vücudumuz için harika bir yakıt ve kaslarımız için yapı taşı olsa da sindirimi maalesef kolay değildir.

Çok fazla protein tükettiğinizde de sindirim sisteminiz sindirmek için daha uzun ve fazla çalışmak zorunda kalır.

Bu da görünürde hiçbir sebep olmaksızın kendinizi yorgun hissetmenize yol açabilir.

5-Kabızlık 
Yediklerinizi yüksek protein içerenler arasından seçtiğinizde ve karbonhidrat tüketimini de en aza indirdiğinizde muhtemelen vücudunuza yetersiz lif alırsınız.

Bu da tuvalette dakikalar harcamanıza neden olacak kabızlığa yol açabilir.

6-Kalp hastalığı ve kanser riski 
Proteinden zengin beslenmek isteyenlerin çoğu kırmızı ete başvurur.

Ancak araştırmalar, çok fazla kırmızı et tüketmenin doğrudan kalp sorunları ve artan kanser riski ile bağlantılı olduğunu gösteriyor.

Balık, kümes hayvanları, kabuklu yemişler ve baklagiller gibi kalp dostu gıdalardan protein ihtiyacını karşılamak çok daha iyidir. Elbette bunu yaparken de ölçülü olmayı asla göz ardı etmeyin.

7-Kilo almak 
Pek çok insan sadece protein alımını artırarak kilo vereceğini düşünür.

Ancak aslında fazla protein sihirli bir şekilde kilo vermenizi sağlamaz hatta yağlanmanıza bile sebep olur.

Protein almak için yaptığınız aşırı kalori tüketimi kilo alımına yol açar ve günün sonunda çok fazla protein, sadece çok fazla kalori olarak size geri döner.

İDRARDA PROTEİN (ALBÜMİNÜRİ) NEDİR? BELİRTİLERİ VE TEDAVİSİ

İdrarda Protein (Albüminüri) nedir?

Albümin, kanınızda bulunan çok sayıda farklı proteinden biridir. Vücudunuz gerçekleştireceği çoğu fonksiyon için proteine ihtiyaç duymaktadır. Ancak bu proteinlerin kanda bulunması gerekir. Düzgün çalışan bir böbrek kanınızdan idrara albümin geçişini engeller. İdrarınızda albümin (protein) bulunduğunda buna “albüminüri” veya “proteinüri” denir.

İdrarımda protein olup olmadığı nasıl anlaşılır?

Basit bir idrar testi ile kanda protein varlığı araştırılabilir. Sizden "numune kabı" adı verilen temiz bir kaba küçük tuvaletinizi yapmanız istenecektir. Testi yapmak için sadece az miktarda idrarınız gereklidir. İdrarın bir kısmı, idrara yerleştirilen ince, plastik bir şerit olan bir ölçüm çubuğu ile hemen test edilir. Geri kalanı mikroskop altında incelenir ve ACR (albümin-kreatinin oranı) adı verilen bir testin yapıldığı bir laboratuvara gönderilir. ACR, idrarınızda albümin olup olmadığını gösterir. İdrarınızdaki normal albümin miktarı 30 mg/g'dan azdır. GFR sayınız 60'ın üzerinde olsa bile 30 mg/g'ın üzerindeki herhangi bir şey böbrek hastalığınız olduğu anlamına gelebilir.

İdrarımda albümin (protein) bulunmasının nesi yanlış?

Böbreklerinizin ana işlerinden biri kanınızı filtrelemektir. Böbrekleriniz, protein gibi vücudunuzun ihtiyaç duyduğu önemli şeyleri kanınızda tutar. Ayrıca atık ürünler ve ekstra su gibi vücudunuzun ihtiyaç duymadığı şeyleri de ortadan kaldırırlar.

Böbrekler sağlıklıysa, idrarınızda çok az protein olmalı - hatta hiç protein bulunmamalıdır. Ancak böbrekleriniz hasar görürse, protein böbreklerden idrarınıza "sızabilir".

Albüminürim varsa, böbrek hastalığım olduğu anlamına mı gelir?

Albüminüri böbrek hastalığının erken bir belirtisi olabilir, ancak doktorunuz albüminürinin yeterince su içmemek gibi başka bir nedenden kaynaklanmadığından emin olmak için sizi tekrar kontrol edecektir. Doktorunuz böbrek hastalığınız olduğundan şüphelenirse albümin testi tekrarlanacaktır. Üç ay veya daha uzun sürede üç pozitif sonuç böbrek hastalığının bir işaretidir.

Ayrıca GFR'yi tahmin etmek için size basit bir kan testi verilecektir. GFR, glomerüler filtrasyon hızı anlamına gelir. GFR değeri, böbreklerinizin ne kadar iyi çalıştığını belirlemeye yardımcı olur.

Ayrıca aşağıdakiler de yapılabilir:

  • Görüntüleme testleri. (Bir ultrason veya BT taraması). Bu, böbreklerinizin ve idrar yollarınızın bir görüntüsünü oluşturur. Böbreklerinizde böbrek taşı veya başka problemler olup olmadığını gösterebilir.
  • Böbrek biyopsisi. Bu, böbrek hastalığınıza neyin sebep olduğunu ve böbreklerde ne kadar hasar meydana geldiğinin keşfedilmesine yardımcı olabilir.

Albüminüri (proteinüri) için ne sıklıkla test yaptırmam gerekir?

Böbrek hastalığı riski yüksek olan kişiler, bir doktor tarafından gerçekleştirilecek rutin kontrollerin bir parçası olarak bu testi yaptırmalıdır. Aşağıdaki durumlara sahip kişiler ise böbrek hastalığı açısından yüksek risk grubundadır:

  • Diyabet hastaları
  • Yüksek tansiyonu olan insanlar
  • Ailesinde böbrek yetmezliği öyküsü olan kişiler
  • 65 yaş ve üzeri kişiler
  • Belirli etnik gruplar

Albüminüri varsa tedaviye ihtiyacım olacak mı?

Eeğr böbrek hastalığı doğrulanırsa, doktorunuz bir tedavi planı oluşturacaktır. Ayrıca nefrolog adı verilen özel bir böbrek uzmanına görünmeniz gerekebilir. Tedaviniz şunları içerebilir:

  • İlaçlar
  • Diyet değişiklikleri
  • Ekstra kilo vermek, egzersiz yapmak ve sigarayı bırakmak gibi yaşam tarzı değişiklikleri.

İdrarda Protein (Albüminüri) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi Hakkında Bizimle İletişime Geçin

Proteinin fazlası melek mi şeytan mı?

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Birkaç gün önce de yazdım, proteinden güçlü beslenmek son zamanlarda pek moda.

Haberin Devamı

Özellikle spor merkezlerinde kas büyüten gençlerle kilo vermek için diyet yapanlar arasında “proteinmania” yaygın bir trend. Peki, doğru mu, yanlış mı yapılıyor? Protein bir “süper star” mı? Daha doğrusu “proteinin fazlası melek mi, şeytan mı?” soruların yanıtlarını merak ediyorsanız buyurun... İsterseniz önce “proteinin fazlası zararlı mı?” cümlesine yanıt arayarak başlayalım.


Kemikler sevmiyor

Aşırı protein yüklenmenin zararlarını gösteren net ve açık bir delil yok ama kanaat şu: Proteinden zengin beslenirken biraz dikkatli olmak şart. Proteinmaniadan korkanlara göre çok yüksek protein vücuda zarar verebilir. Örneğin, ürik asit yükünü artırabilir ki bu böbrekleri zorlayabilen bir sürece dönüşebilir.
Ayrıca kazanılan protein arttıkça kemiklerden kalsiyum kaybı da hızlanır ki bu kemiklerin zayıflamasına (osteoporoz) yol açabilir.
Bu özellikle osteoporoz riski yüksek kadınlar için önemli bir ayrıntı, mühim bir bilgi.

Haberin Devamı

Kolesterol artabiliyor

Hayvansal proteinlerin çoğu doymuş yağlardan zengin besinler. Proteini artırmak bir anlamda daha çok hayvansal ürün yani kazanılan doymuş yağ miktarının da çoğalması anlamına geliyor.
Fazla miktarda doymuş yağın ise daha yüksek LDL kolesterol anlamına geldiğini biliyoruz. Özellikle damarları hasta olan, kalp veya beyin damarlarında daralma, tıkanma bulunanlar kontrolsüz protein diyetlerine girdiklerinde bir süre sonra kalp krizi ve felç geçirebiliyorlar.
Bill Clinton’ın başkanlık süresinden hemen sonra girdiği yüksek proteinli diyetler nedeniyle iki yıl sonra koroner damarlarını harap ettiği ve Bypass ameliyatı olmak zorunda kaldığı dedikodusu New Yorkluların hâlâ gündeminde.

Ketoz riski yükseliyor
“Over protein” beslenmenin yaratabileceği bir sorun daha var: Ketoasidoziz. Proteinle zayıflamayı kafaya takanların bir kısmı (Atkinsçiler, Dukancılar) belirli bir süre hiç karbonhidrat almıyor, enerji ihtiyaçlarının tamamına yakınını proteinlerle karşılama yoluna gidiyorlar.
Bu ise bedende oluşan keton yükünün artması anlamına geliyor ve böbreklerin atamadığı keton cisimcikleri vücutta birikmeye başlıyor.
Uygulayıcı için nefesin keton kokması ve yorgunluk dışında bir problem yaratmayan bir süreç bu. Çünkü keton cisimcikleri iştahı baskılıyor.
Ayrıca enerji kaynağı olarak da kullanılabiliyor ama ne var ki ketoz sürecinde sadece yağlar değil, kaslar da yakılabiliyor.
İşte bu nedenle zayıflama/kilo kaybetme amacıyla ketojenik diyetlere mesafeli durmanız lazım. Özel bazı hastalıkların tedavisi dışında bunlardan uzak kalmak akılcı bir seçim.

Haberin Devamı

NETİCE ŞU

Kişiye özel ayar lazım!

Ne çocuklar ve gençlerin, ne de yetişkinler ve yaşlıların protein oranı yüksek beslenirken aşırıya kaçmalarını tavsiye etmem. “Günde iki değil, on iki yumurta yiyin”, “beş değil, on beş parça pirzola tüketin” tavsiyelerine pek kulak asmalarını doğru bulmam.
Bana sorarsanız her konuda olduğu gibi burada da ılımlı olun ve makul bir noktada kalın. Burada da işi tadında bırakıp abartmayın. Bazı özel durumlarda yüksek proteinli beslenmek ya da protein yükü artırılmış atıştırmalıklara (protein barlar, proteinli bisküviler, protein oranı yükseltilmiş sütler, yoğurt ve ayranlar) tabiî ki yönelebilirsiniz ama işin tadını kaçırmamak, suyunu çıkarmamak (!) koşulu ile...

Haberin Devamı

BİR SORU

Fazlası ne oluyor?

Tıpkı karbonhidrat ve yağlar gibi vücudumuz proteini de gereğinde enerji kaynağı olarak kullanabiliyor, onun da bir gramında karbonhidratlarla aynı miktarda 4 kalori var.
Fazladan alınan protein eğer enerji kaynağı olarak kullanılamazsa doğal olarak yedek enerji yani “yağ” olarak depolanıyor.
Yani proteinin de fazlası kullanılmayan kısmı yağa dönüşüyor.
İşte bu nedenle aşırı protein yüklenirken dikkatli olmanız lazım, kilo vereyim derken şişmanlayabilirsiniz bile. Unutmayın!
Vücudunuzun kasa çevirebileceği protein miktarının da bir üst sınırı var ve bu üst sınırı zorlamanın âlemi yok. Protein şuanda bir “süper star” olabilir ama unutmayın ki “her süper gibi” o starın da bir “üst limiti” var.

Haberin Devamı

BİR HABER

Kadın kalbi proteini seviyor mu?

Proteini sevenlere, özellikle protein tutkunu kadınlara ise iyi, güzel bir haberimiz var. Haber çok sıcak, çok taze. Daha geçen ay ünlü bir dergide yayınlandı: İngiltere’de, East Anglia Üniversitesi’nde, yaşları 18-75 arasında değişen yaklaşık 2000 kadın denek üzerinde yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre proteinden zengin beslenmek kadınların kalp-damar sağlığına iyi geliyor.
Dr. Jennings ve arkadaşlarının yürüttüğü ve Journal of Nutrition dergisinde Eylül 2015’te yayınlanan bu çok yeni araştırma, hayvansal ve bitkisel kaynaklı proteinlerin yoğun olduğu bir beslenme planının kadınlarda tansiyon yüksekliği, damar sertliği ve damar tıkanıklığı risklerini azalttığını vurguluyor.
Başlangıçta, hayvansal ve bitkisel kaynaklı proteinlerin yararlılıkları üzerinde durmayı hedeflediklerini belirten Dr. Jennings, her iki protein grubu ile de olumlu sonuçlara ulaştıklarını belirtiyor.
Hayvansal proteinlerin özellikle damar sertliği olasılığını anlamlı oranda azalttığını, bitkisel kaynaklı proteinlerden zengin beslenmenin ise kan basıncı üzerinde etkili olduğunu aktarıyor.
Araştırma sonuçlarının neredeyse tuz tüketimi, alkol ve tütün ürünleri kullanımı ve aktivite gibi kalp-damar sağlığı açısından ilk sıralarda yer alan etmenler ile yarışacak kadar anlamlı çıkması beslenme planlarının yeniden gözden geçirilmesi ve protein içeriklerinin zenginleştirilmesi gerektiğini düşündürüyor.
Yeterli ve kaliteli protein kazanımının bağışıklık sistemini güçlendirdiğini, yıkım süreçlerini yavaşlatıp yapım süreçlerini desteklediğini, çocuklarda büyüme ve gelişmeyi destekleyip öğrenmeyi kolaylaştırdığını da lütfen unutmayınız.
Hayvansal proteinlerle (süt ürünleri, et, tavuk, balık, yumurta), bitkisel proteinleri (özellikle bakliyat grubu, bilhassa da fasulye ve bezelye) dengeli ve birlikte tüketmeye bakınız.

Haberin Devamı

ŞU SORUYU MUTLAKA SORUN

Proteini artırmanın faydası ne?

Hangi gıdayı tüketirseniz tüketin, satın alırken de, yerken de şu soruyu sormayı ihmal etmeyin: Bana katkısı nedir? Son yıllarda şöyle bir takıntı geliştirdik: Bu yiyeceğin veya içeceğin bana zararı ne olabilir? Takıntınıza değil ama tereddütünüze katılıyorum.
Karnımı doyurayım, besleneyim derken vücudunuza zarar verebilecek toksik bazı kimyasallardan kaçınmakta haklısınız. Ama biraz da şu açıdan bakın: Yediğiniz gıdaların işi sadece sizi doyurmak değil, aynı zamanda vücudunuzdaki bazı doğal metabolik süreçlerin doğru dürüst devam edebilmesine katkıda bulunmaktır.
Ayrıca kırılan döküleni onarmak, günlük enerji ihtiyacımızı karşılamak, basit bazı bedensel –hatta ruhsal- işlevlerimizi yerine getirmek için de gıdaların içindeki bazı maddelere ihtiyacımız var.
İşte bu nedenle içinde hormon, zirai atık, antibiyotik, kimyasal toksin, katkı maddesi herhangi bir şey var mı diye değil, hatta düşük yağlı mı, düşük şekerli mi, trans yağsız mı diye de değil, satın alacağım, yiyip içeceğim bu besinin içinde yeteri kadar “protein var mı?”, “lif var mı?”, “vitamin, mineral, antioksidan var mı?”, “omega-3 mevcut mu?” gibi sorulara da yanıt aramanız gerekiyor.

#OSMAN MÜFTÜOĞLU#PROTEİN

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır