protein kaçağı nasıl belli olur / monash.pw Ali Başçı / PROTEİNÜRİ / IDRARDA PROTEİN KAÇAĞI: BÖBREK HASTALIĞININ ÖNEMLİ GÖSTERGESİ

Protein Kaçağı Nasıl Belli Olur

protein kaçağı nasıl belli olur

Gebelikte İdrarda Protein Kaçağı Neden Olur?

Hamilelikte protein kaçağı gebelik zehirlenmesinin en önemli bulgularından birisidir. Gebelik zehirlenmesinin nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Uzmanlar, plasenta gelişimiyle ilgili bir sorun olduğu üzerinde durmaktadır. Hafif ve orta şiddette olmak üzere iki tip gebelik zehirlenmesi yaşanır. Hamilelik haftasına göre anne yakın takibe mi alınacak yoksa doğum mu yaptırılacak buna hekim karar verir. Süreç genellikle başladıktan sonra çok hızlı bir şekilde ilerler. Tüm organları ve bebeğin gelişimi olumsuz yönde etkileyebilen bu sorunun temel çözümü çoğu zaman doğum yaptırmaktan geçer. Peki, hamilelikte protein kaçağı belirtileri nelerdir? Sizler için hazırladığımız bu yazıda, gebelikte protein kaçağı ile ilgili tüm merak edilenleri derledik.

Gebelikte İdrarda Protein Kaçağı

Hamilelik döneminde idrarda az miktarda protein kaçağı olabilir. Özellikle son haftalara gelindiğinde böbreklerdeki geçirgenlik özelliği arttığı için bu durum normal olarak kabul edilir. Ancak bazı durumlarda daha sık ve yüksek oranda görülen protein kaçağı preeklampsi belirtisi olarak değerlendirilebilir. Bu durum kan dolaşımına kan dolaşımı da bebekte beslenme bozukluklarına neden olur. Anne ve bebek sağlığı için son derece ciddi bir durum olan preeklampside erken doğum kararı alınması gerekebilir.

Gebelik Komplikasyonları ve Protein Kaçağı Arasındaki İlişki Nedir?

Gebelikte protein kaçağı sorununa eşlik eden yüksek tansiyon ciddi bir gebelik komplikasyonudur. Rahim yatağını kaplayan ince damarla aşırı şekilde daralır ve bu durumda plesanta bebeği besleyemez hal alır. Gebelik zehirlenmesi olarak anılan durumun aslında bir zehirlenme olayıyla ilişkisi yoktur. Tüm gebelikler içinde oranı çok yüksek olmamakla birlikte anne bebek ölümlerinde preeklampsi ikinci sıradadır.

Gebelikte Hipertansiyon ve Preeklampsi Nedir? 

Hipertansiyon tanımı; /90 mmHg’dan yüksek ve devam eden kan basıncı olarak yapılabilir.

Preeklampsi tanımı; sadece gebelik döneminde görülen idrarda protein kaçağı olarak kendini gösteren proteinüridir.

Gebelerin %5’inde kronik hipertansiyon görülebilir. Kronik hipertansiyonda bulgular gebelikten önce de vardır, doğumdan sonraki ay boyunca da aynen devam eder. Kronik hipertansiyonun nedeni bulunamayabilir. Sebep her ne olursa olsun bu durumdan önce anne ve daha sonra da bebek etkilenir. Preeklampsiye ise sadece gebelikte rastlanır. Görülme sıklığı %7’yi geçmez. Birinci trimesterda hiçbir sorun görülmezken hamileliğin haftasından sonra ani bir hipertansiyon ve buna eşlik eden idrarda protein kaçağı başlar. Sıkıntılara ödem eşlik eder. Hamilelikte protein kaçağı genç ve ilk çocuğunu bekleyen anne adaylarında görülür. 35 yaş üstü gebeliklerde bu sorun pik noktadadır.

  • Preeklampsi gebelikte istenmeyen bir hastalıktır.

Sebebi bilinmemekle birlikte bu sorunu yaşayan anne adaylarının damarlarının iç yüzeyinde bozulma olduğu tespit edilmiştir. Bu bozulma; karaciğer, beyin, kalp, akciğer, göz ve böbreklerde tahribata yol açabilmektedir. Hafif vakalarda süreç ayakta takip edilir.

  • Tansiyonun / üzerine çıkması,
  • 24 saatlik idrarda 5 gr protein kaçağı,
  • İdrar çıkışında azalma,
  • Belli organlarda tutulma olan anne adayları yatarak takibe alınır.

Protein kaçağı tedavisi için uygulanan takip ve ilaçlar yeterli gelmiyorsa tercihan vajinal yoldan doğum tercih edilir.

Gebelikte İdrarda Protein Kaçağı Neden Olur?

Gebelikte Protein Kaçağı Yaşanması Halinde Beslenme Tavsiyeleri

Gebelikte yapılan düzenli kontrollere idrarda protein kaybı tetkikleri de eklenmelidir. Alınabilecek en basit tedbir, tuz tüketimini kontrol altına alarak tansiyonun yükselmemesini sağlamaktır. Düzenli beslenerek ve hareketli bir yaşamla hamileliğin fazla kilo almadan tamamlanması en önemli hedef olmalıdır. Gebelik boyunca protein kaçağı yaşanması halinde diğer beslenme tavsiyeleri şu şekilde listelenebilir.

  • Kafein ve alkolden uzak durulmalıdır.
  • Düzenli olarak antioksidan özelliği yüksek mevsim sebze ve meyveleri tüketilmelidir.
  • Protein alımı kesilmemelidir. Hamilelikte günde ortalama gram protein tüketilmesi tavsiye edilir.
  • Paketli gıdalardan uzak durulmalıdır.
  • Şeker içeriği yüksek lezzetler tercih edilmemelidir.
  • Beslenme düzeninde kızartmalara yer verilmemelidir.
  • Haftada en az 2 kere cıvadan fakir Omega 3’ten zengin balık tüketilmelidir.
  • Her gün düzenli olarak en az porsiyon süt, kefir, peynir veya yoğurt yenmelidir.
  • Ani hareketlerden ve aşırı yoğun bir yaşamdan ziyade doktor tavsiyesine uyarak yatak istirahati yapılmalıdır.

Bir gebelik komplikasyonu olarak ortaya çıkan idrarda protein kaçağına neden olan aile öyküsü olabilir. Buna ek olarak; obezite, ilk gebelik, çoğul gebelikler, 40 yaş üstü hamilelik, iki gebelik arasında 2 yıldan az ve 10 yıldan fazla süre olması, yüksek tansiyon, kronik böbrek rahatsızlığı, diyabet, migren sayılabilir.

İdrarda Protein Kaçağı Nedir? Nasıl Fark Edilir?

Kanda bulunan zararlı maddeleri böbrek filtreler. Ateş, hipertansiyon, diyabet veya böbreklerin iyi çalışmaması durumunda proteinler idrara kaçar. İdrarda mg altında protein bulunabilir. 1 gramın üzerinde protein değeri ciddi kaçak olarak değerlendirilir. Hastaların yaptırdığı rutin tetkikler sonucu ortaya çıkan gebelikte protein kaçağı belirtileri;

  • Sıvı birikimi
  • Ödem
  • Kanda albümin düşüklüğü
  • İdrarda köpüklenme
  • Nefes darlığı şeklinde gelişir.

Hastalığın türüne göre geçici ya da kalıcı olan protein kaçağı gebelikte görüldüğünde doğum sonrasında düzelecektir.

Protein Kaçağı Hangi Tahlilde Belli Olur?

Protein kaçağı idrar tahlilinde ortaya çıkar. Normal ve tam zamanlı bir testte idrardaki protein miktarı da ölçülür. Negatif veya referans değerler arasında kalan protein kaçak olarak görülmez. Kronik böbrek yetersizliğine neden olan en önemli sorun idrarda protein kaçağıdır. Buna karşılık gebelikte görülen durumun doğum sonrasında ortadan kalkması beklenir. Gebelikte protein kaçağı yaşayanlar doğum sonrası kontrollerini ihmal etmemelidir.

Gebelikte İdrarda Protein Kaçağı Neden Olur?

Gebelik Zehirlenmesi Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Gebelik zehirlenmesinde tek tedavi yöntemi uygun zaman ve şartlar sağlandıktan sonra doğumun gerçekleşmesidir. Ağır geçmeyen zehirlenmelerdeyse haftanın sonuna kadar anne gözetim altında tutulur. İlk önlem olarak yüksek tansiyonun kontrol altına alınması önerilir. Uygulanacak tüm tedbirlere gebeliği takip eden hekim karar vermelidir. Gebelik zehirlenmesi belirtileri şu şekilde sıralanabilir.

  • Baş ağrısı
  • Bilinç değişikliği
  • Görme bozuklukları veya körlük
  • Midenin üst ve karnın sağ kısmında şiddetli ağrı
  • Gebelikle gelişen hipertansiyon
  • Vücutta ödem
  • İdrarda protein
  • Oksijenlenmede azalma
  • Vücutta yaygın kanamalar
  • Karaciğer yırtılması

Doğru tanı için gebenin öyküsü çok iyi alınmalıdır. Ailesinde gebelik zehirlenme geçmişi olanlar risk altındadır. Düzenli olarak yapılan kan basıncı ölçümü erken teşhis için önemlidir. Hekimin gebelik zehirlenmesinden şüphelenmesi durumunda kan tetkiklerine ilave olarak karaciğer enzim testi, serum kreatinin ve ürk asit değerleri ve tam idrar testi ister. 

Hamilelik Sürecinde Yaşanan Fizyolojik Değişiklikler

Hamilelik sürecinde vücutta çok çeşitli fizyolojik değişimler yaşanır. Gebeliğin haftasından sonra görülen tansiyon yüksekliğine idrarda protein kaçağı ilave olur. Yapılan çalışmalar her 15 gebelikten 1 tanesinde idrarda protein kaybı görüldüğünü ortaya koymuştur. Böbreklerden görülecek her türlü hasar, karaciğer enzimlerini yükseltirken damar zedelenmeleri de kaçınılmaz olur. Tablonun ilerlemesi halinde beyin kanaması dahil pek çok hayati sıkıntı yaşanabilir. İyi takip ve tedavi edilmesi gereken durum;

  • Bebekte büyüme geriliği ve
  • Düşük doğum ağırlığının en temel sebebi olarak gösterilebilir.

İdrarda protein kaçağı dolaşım sorunlarına neden olur. Bu da bebeğin aldığı gıdanın azalması demektir. Bu durumda düzenli ve besin değeri açısından zengin gıdalarla beslenmek son derece önemli hal alır. Gebelikte protein kaçağı bebeğe zarar verir mi sorusuna cevap ararken en doğru bilgilere gebeliği takip eden hekim tarafından ulaşacağınızı unutmayın!

Eklampsi Nedir, Bebeği Nasıl Etkiler?

Editörün Seçtikleri

Popüler Yazılar

Gebe Sözlüğü

Sağlık Rehberi

Diyabet ve Göz:
Diyabet gözde etkilerini en fazla retinada gösterir. Retina gözün arka duvarındadır. Şeker ve kan basıncı yüksek olduğunda retina etkilenir. Başlangıçta hasta görmesinde değişiklik farketmez. Ancak durum ilerledikçe bulanık görme, ışık çakması, sinek uçuşması ve kara noktalar belirmeye başlar. Diyabette retinanın etkilenmesine "retinopati" denir. Retinopati ilerledikçe retinada yeni kan damarları büyümeye başlar. Bu damarlar zayıf olduğundan çatlar ve çok fazla olursa görmeyi belirgin azaltabilir. Retinada yaralar gelişebilir. Bu durumda göz doktoru lazer tedavisi önerebilir. Bu tedavi ile kan ve sıvının göz sıvısına sızması engellenir. Lazer ile görmenin daha kötüye gitmesi engellenir. 
Diyabette göz problemlerini engellemek için yapılabilecekler çoktur. Kan şekerinin ve kan basıncının kontrolü önceliklidir. Yılda bir, hiçbir yakınma olmasa da göz arkası muayenesi yaptırmak gereklidir. Çünkü başlangıçta yakalanırsa tedavi ile daha ileri sonuçların gelişmesi engellenebilir. Sigara bırakılmalıdır.
Özellikle gebelik planı öncesi ve gebelikte retina muayeneleri unutulmamalıdır. 
Diyabetli hastalarda katarakt ve glokom daha sık ve daha erken yaşlarda geliştiğinden bu açıdan da dikkatli olunmalıdır.

Diyabet ve Böbrek:
Yüksek kan şekeri ve yüksek kan basıncı böbreğin filtrelerinde hasar oluşturur. İdrara protein kaçağı başlar. Bu protein kaybı idrarda albumin miktarı ile ölçülür. Durum ilerledikçe böbrekler atıkları ve fazla sıvıyı atamamaya başlar. Sonunda böbrek yetmezliği gelişir. Çünkü diyabette her iki böbrek de etkilenir. Aşırı halsizlik, kaşıntı ve vücutta şişlik gelişir. Böbrek yetmezliği gelişmişse tedavi diyaliz veya böbrek transplantı (nakli) yapılmasıdır. 
Aslında böbrek hasarı yakınmalar başlamadan çok önce başlar. Böbrekler fonksiyonunu tamamen kaybedene kadar hastanın yakınması olmaz. Böbrek hasarını en erken idrarda albumin testi ile anlayabiliriz. Bu nedenle yılda 1 kez idrarda albumin ve yılda en az 1 kez kanda kreatinin testlerinin yapılması uygundur.

Diyabette böbrek sorunlarını engellemek için ne yapılmalı?
Kan şekeri mümkün olduğunca hedefe ulaştırılmalıdır. Çoğu kişi için bu, normal şeker değerleridir. HbA1c % altına düşürülmelidir. Bunun dışında kan basıncının 13'e 8 cmHg'nin altında tutulması sağlanmalıdır. Kan basıncının ilaçlarla kontrol altında tutulması aynı zamanda diyabette göz, kalp ve damar hastalıklarının gelişmesini de geciktirir.
Böbrek hasarının azaltılması için doktorunuz ACE inhibitörü veya ARB olarak isimlendirilen ilaçlar önerecektir.
Böbrek hasarında ilerleme varsa diyetisyen aracılığı ile diyette protein kısıtlaması gerekebilir.
Böbrek hasarı yapabileceğinden düzenli ağrı kesici kullanmayınız.
İdrar yolu enfeksiyonu düşündüğünüzde hemen doktorunuza başvurunuz (idrar yaparken yanma, bulanık idrar, yan ağrısı ve ateş varsa)
İlaçlı filmler (kontrast ajan kullanılan) böbreği olumsuz etkileyebileceğinden doktorunuz size tetkik öncesi özel ilaçlar verebilir veya tetkiki ilaçsız yaptırabilir.

Diyabet ve Sinir Sistemi: 
Yıllarca kan şekerinin yüksek olması sinirleri besleyen kan damarlarının ve sinir çeperlerinin harabiyetine yolaçabilir. Bu duruma "diyabetik nöropati" denir. Hasarlanmış sinirler mesaj göndermeyi yavaşlatabilir, kesebilir veya yanlış zamanda gönderebilir. 
Kol, bacak, el ve ayak sinirleri etkilenirse hissizlik olabilir. Ağrı, soğuk ve sıcak hissedilemeyebilir. Genelde her iki tarafta yanma, karıncalanma ve iğnelenme olabilir. Bu yakınmalar genelde gece daha fazla hissedilir ve uykuyu olumsuz etkileyebilir. 
Ayaklardaki sinir sorunları, ayak şeklinin değişmesine neden olabilir çünkü ayak kaslarında zayıflama ve tendonlarda kısalma gelişebilir. Bu durumda özel ayakkabı giymeniz gerekebilir. 
El bileğinde sinir sıkışması diyabetik hastalarda daha fazla görülebilir, buna karpal tünel sendromu denir. Ellerde ağrı, kuvvetsizlik ve karıncalanma olabilir. 
Sinir sisteminde bir de otonomik sinir sistemi dediğimiz dolaşım, sindirim, üreme, idrar yolları sisteminin çalışmasını sağlayan kolu vardır. Diyabette genelde uzun yıllar sonra bu sinirler de etkilenebilir. Bu durumda hasta şekerinin düştüğünü (hipoglisemi) hissedemeyebilir. Bunun dışında bulantı, kusma, kabızlık veya ishal, erkeklerde ve kadınlarda cinsel problemler, kalpte ritim bozuklukları, mesane problemleri- mesanenin dolu olduğunu hissedememe veya idrar kaçırma- ve oturup kalkma ile kan basıncının gerekli cevabı verememesine bağlı başdönmesi gözlenebilir. 
Kafadan çıkan sinirler nadiren diyabette etkilenebilir, bunun sonucunda çift görme veya yüz felci gelişebilir. 
Diyabette sinir hasarını engellemek için ne yapabiliriz?
Kan şekeri mümkün olduğunca normal sınırlarda tutulmalıdır. Sigara bırakılmalı, alkol minimuma düşülmelidir. Ayak bakımına çok dikkat edilmelidir. Nöropati gelişti ise doktorunuz yakınmalarınızı azaltmak için ilaç tedavisi de uygun görebilir.

Diyabet ve Ayaklar
Yüksek kan şekeri hem sinir hasarı ile hem de damarlarda kan akımının zayıflaması ile ayakları olumsuz etkiler. Sinir hasarı varsa ayaktaki bir yara hissedilemez ve çok geç farkedilebilir. Kan damarı etkilenmişse yara iyileşemez. Bu iki durum birlikte gelişebilir. Ayak yarası çok ilerleyip gangrene dönebilir ve enfeksiyon ilerleyip vücudun bu parçasının kesilme zorunluluğu ile sonuçlanabilir. 
Ayaklarda ayakkabı vurmasına bağlı yaralar, tırnak batmaları, nasır, siğiller, nöropatiye bağlı şekil değişiklikleri, mantar, kuruluk ve çatlaklar kan şekeri yüksek olduğunda enfeksiyon gelişmesine zemin hazırlayabilir. 
Diyabette ayak bakımı nasıl olmalıdır?
- Ayakları ısıtmak için sobaya, tuğlaya vb dayamamalısınız, çünkü yaktığını hissedemeyebilirsiniz.
- Günlük ayak bakımı yapılmalıdır
- Hergün ayaklar ılık su ile yıkanmalıdır. Suyun çok sıcak olmamasına dikkat edilmelidir. Ardından özellikle parmak araları iyice kurulanmalıdır.
- Özellikle ayaklar kuru ise bir losyon veya vazelin sürülmelidir. Bu parmak arasına uygulanmamalıdır.
- Ayaklar hergün yara, kızarıklık, nasır ve diğer problemler açısından kontrol edilmelidir. Ayağın altını görmek için gerekirse ayna kullanılmalıdır. Görme problemi varsa başka birinden ayağa bakması için yardım alınmalıdır.
- Ayak tırnakları genelde haftada bir banyo sonrası derinden olmayacak ve parmak şekline uygun şekilde kenarına girilmeden kesilmelidir.
- Hiçbir zaman terliksiz veya ayakkabısız gezilmemelidir. 
- Yaraları önlemek için her zaman çok sıkmayan çorap giyilmelidir.
- Ayakkabı gün sonunda ayaklar daha büyükken alınmalıdır. Ayakkabı şekli ayağa uygun olmalıdır. Yeni ayakkabılar ilk birkaç hafta günde saat giyilmelidir.
- Ayakkabıyı giymeden önce içi, ayağı incitebilecek yabancı cisim açısından elle kontrol edilmelidir.
- Hassas ayaklar ve şeklinde değişiklik olmuş ayaklar için özel ayakkabılar giyilmesi uygundur.
- Ayak bakımı için doktorunuzun önerilerini alınız. Herhangi bir sorun olduğunda mutlaka danışınız. Doktorunuz bir yakınmanız olmasa da en az yılda bir kez ayak muayenesi yapacaktır.

Diyabet, Kalp ve Kan damarları
Kalp ve kan damarları dolaşım sistemini oluşturur. Diyabet, genetik ve beslenme faktörleri kolesterolü yükseltir. Yüksek kolesterol büyük damarların daralmasına ve tıkanmasına yol açabilir. Damar tıkanıklığı durumunda göğüs ağrıları (anjina), kalp krizi veya felç gibi ciddi sorunlar gelişebilir.
Kalp krizinin belirtileri şunlardır: Göğüste ağrı veya bası hissi, kolda, çenede, sırtta ağrı, nefes darlığı, terleme, bulantı ve kusma gözlenebilir. Diyabet hastalarında sessiz kalp krizi de olabilir, yani hasta ağrıyı hissedemez. 
Daralmış kan damarları kan basıncının yükselmesine neden olur. Diyabette yüksek kan basıncı; kalp, göz ve böbrek sorunlarını arttırmaktadır. Bu nedenle kan basıncının diyabetik hastalarda 13'e 8 cmHg'nin altında tutulması önerilmektedir. Böbreği de koruyan tansiyon ilaçları diyabette tercih edilebilir. Bunun yanında tuzu azaltmak, lifi arttırmak, kilo vermek, egzersiz yapmak, sigarayı bırakmak ve alkolü belirgin azaltmak da diyabette kan basıncı kontrolünde faydalıdır. 
Felcin belirtileri şunlardır: Vücudun bir tarafında aniden gelişen yüzde, kolda ve bacakta hissizlik ve kuvvetsizlik, konuşma ve anlamada zorlanma, denge kaybı, yürüme güçlüğü, sersemlik hissi, görme kaybı veya çift görme ve ani şiddetli başağrısı gözlenebilir. Erken ve uygun tedavi beynin daha fazla hasarlanmasını azaltabilir ve iyileşme şansı artar.
Bazen kontrolsüz diyabette ayak ve bacak damarlarında daralma ve tıkanma gelişebilir. Bu durumda yürürken durmayı gerektiren bacak ağrısı olabilir. Ayakta yara gelişirse damarlar tıkalı olduğundan iyileşmesi gecikir. Böyle bir durumda bacaktaki damara balon/stent uygulaması veya ameliyat ile tedavi gerekebilir. Bacaklardaki damar tıkanıklığını önlemek ve engellemek için öncelikle sigara bırakılmalıdır. Kan şekeri, kan basıncı ve kolesterol düzeyleri kontrol altında tutulmalıdır. Aspirin alımı doktora danışılmalıdır. 

Kalp hastalığı ve felci önlemek için neler yapılabilir?
Kan şekeri ve son 3 aylık şeker ortalamasını gösteren HbA1c tetkiki kontrol altında tutulmalıdır. Kan basıncı 13'e 8 cmHg'nin altında olmalıdır. LDL yani kötü kolesterol mg/dl'nin altında, trigliserid mg/dl'nin altında olmalıdır. HDL yani iyi kolesterolün erkekde 40, kadında 50 mg/dl üstünde olması hedeflenmelidir. En az yılda bir kolesterol ölçümü yapılmalıdır. Fiziksel aktivite arttırılmalı, bir engel yoksa haftanın en az 5 günü 30 dakikalık egzersiz yapılmalıdır. Beslenme düzenine dikkat edilmeli, lifi yüksek, yağdan fakir gıdalar tercih edilmelidir. Gerekiyorsa kilo verilmelidir. Sigara bırakılmalıdır. Günlük aspirin almak gerekliliği doktora danışılmalıdır. Diyabet ilaçları düzenli kullanılmalıdır.

Komplikasyonları Önlemek için genel olarak neler yapabilirsiniz?
Diyabetin Takibi: Hastalığın takibinde hastanın kendisinin yapacağı kan şekeri ölçümleri önemlidir. Diyabet eğitim hemşiresi bu eğitimi vermektedir. Hastanın doktoru hangi aralarla ve hangi saatlerde ölçüm yapacağını hastaya belirtir. Hasta da düzenli yaptığı ölçümleri kan şekeri takip çizelgesine kaydeder. Aldığı ilaçları belirtir. Doktora her geldiğinde yaptığı ölçümleri gösterir. Hangi zamanlarda ölçüm yapacağını doktoruna danışır. Hedeflenen değerler hastadan hastaya farkedebilir, genel olarak açlık şekeri , ikinci saat tokluk şekeri mg/dl'nin altında olmalıdır. Bir gebe için ise açlık şekerinin 90, tokluk şekerinin mg/dl'nin altında olması beklenmektedir. 
HbA1c testi son 3 ay içindeki ortalama kan şekerini göstermektedir. Yılda ölçüm yararlıdır. Hedef değer %, bazı hastalar için ise %7'nin altıdır. HbA1c ne kadar düşükse diyabet komplikasyonu görülme riski o kadar azdır. Eğer HbA1c yüksekse tedavi planında değişiklik gerekmektedir: bu diyet, egzersiz ve ilaçlarda düzenleme ile yapılabilmektedir.
Beslenme: Diyetisyen ve doktorunuzun önerdiği sağlıklı beslenme düzenine uymaya çalışınız.
Egzersiz: Haftada en az 5 gün 30 dakikalık aktivite diyabet tedavisinde mucizeler yaratabilir. Hangi egzersizleri yapabileceğinizi doktorunuza danışınız. Yürüyüş çoğu hasta için uygun bir egzersizdir. 
Vücut ağırlığı: İdeal kilonuza ulaşmaya çalışın. Bunun için yapılabilecekleri doktorunuza danışınız.
İlaçlar: İlaçlarınızı doktorunuzun önerdiği şekilde ve saatlerde kullanınız. Yan etki veya hipoglisemi olduğunda doktorunuza danışınız.

Diğer önlemler nelerdir? Diyabette komplikasyonları önlemek için sadece şekerin kontrolü yeterli değildir. Kan basıncı ve kolesterolün belli sınırlarda tutulması özellikle kalp-damar hastalıklarını önleyebilir.
Diyabet hastalarında kan basıncı 13'e 8 cmHg'nin altında olmalıdır.
LDL yani kötü kolesterol mg/dl'nin altında, trigliserid mg/dl'nin altında olmalıdır. En az yılda bir kolesterol ölçümü yapılmalıdır. 
Sigara: Diyabet ve sigara çok tehlikeli bir ikilidir. Sigaranın diyabet komplikasyonlarını arttırdığı bilinmektedir. Özellikle kalp krizi, felç, böbrek hastalığı ve sinir tutulumu sigara ile artmaktadır. Bu nedenle hemen sigarayı bırakmak için bir önlem alınız.
Ağız bakımına özen gösteriniz. Yılda en az 2 kere diş hekimine muayene olunuz. 
En az yılda bir göz arkası ve ayak muayenesi ve idrarda albumin ölçümü yaptırınız.
Ayak bakımını günlük yapmaya özen gösteriniz. 
Her yıl grip aşısı olunuz.
Zatürre aşısı için doktorunuza danışınız..

* Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır