İngiltere'de yapılan bir araştırma, en az iki yıl antidepresan kullanan kişilerin, ilaç kullanımını tekrar hastalığa yakalanmadan bırakmasının mümkün olduğunu gösterdi. Ancak araştırmaya göre halen kimilerinin ilaçları daha uzun süre kullanması gerekebilir.
Reçete yazımı son 15 yılda ilaçların daha uzun kullanılmasından dolayı iki katına çıktı.
Ancak ilaçların yıllar içinde nasıl etkiler yarattığı tam olarak bilinmiyor.
BBC Sağlık muhabiri Philippa Roxby'nin haberine göre araştırmacılar, ilaçların uzun süre kullanımından kimin yararlanıp kimin yararlanmadığını ortaya koymak istedi.
The New England Journal of Medicine dergisinde yayımlanan araştırmaya göre antidepresan kullanımını yavaş bırakan kişilerin yüzde 44'ünde sonraki yıl tekrar depresyon ortaya çıkmadığı görüldü.
İlaçlarını kullanmaya devam edenlerin ise yüzde 61'inin hastalığa yakalanmadığı görüldü.
Araştırma raporunu kaleme alanlardan Londra'daki University College London'dan (UCL) Dr. Gemma Lewis, "Bulgularımız çok sayıda hasta için uzun süreli bir tedavinin uygun olduğunu ortaya koydu ancak aynı zamanda kimi hastaların ilaçlarını iki ay içinde yavaş yavaş etkilli bir şekilde bırakabildiğini de gördük" dedi.
Araştırmacılar bunu gerçekleştirmeden önce bir doktora danışmanın daha uygun olacağını vurgularken psikolojik terapilerin de hastalıkların nüksetmesinin önüne geçmekte önemli olduğunu aktardı.
UCL'den Prof. Glyn Lewis, "Antidepresanlar etkili ancak herhangi bir ilaç gibi herkese uygun değil" dedi.
Araştırmaya İngiltere'nin dört bir yanından iki yıldır antidepresan kullanan ve artık ilaç kullanımını bırakmaya hazır olduğunu düşünen 478 yetişkin katıldı.
İkiye ayrılan gruplardan biri ilaçlarını kullanmaya devam ederken diğer grup ilaçlarını üç ay içinde yavaş yavaş kesti.
Antidepresanları kullanmayı bırakanların yüzde 56'sı iki hafta içinde tekrar depresif hissettiğini aktardı.
Araştırmacılara göre bu kişilerin bazılarında ilacı bırakmanın getirdiği etkiler görülebildiği için bu hastalığın nüksedilmesiyle karışmış olabilir.
Buna rağmen araştırmaya katılanların sadece yarısı tekrar antidepresan kullanmaya başladı. Araştırmanın sonunda bu gruptaki katılımcıların yüzde 59'u ilaç kullanımını bıraktı.
İlaç kullanımına devam eden gruptakilerin üçte biri ise bir noktada tekrar depresif hissettiklerini dile getirdi.
Araştırmacılara göre bundan sonraki adım kimlerin ilaçları bırakıp kimlerin bırakamadığını araştırmak olacak.
Antidepresan ilaç yazımının yaygınlaşmasıyla çok daha fazla sayıda kişinin bu ilaçları hayatı boyunca kullandığına dair endişeler var.
Araştırma raporunu kaleme alanlardan Southampton Üniversitesi'nden Prof. Tony Kendrick de 65 yaşından büyüklerde uzun süreli ilaç kullanımının daha çok felce ve nöbete yol açabileceğini; ancak genel olarak riskin düşük olduğunu söyledi. Kendrick, ilaçların mı yoksa başka sağlık sorunlarının mı bu etkilere yol açtığının bilinmediğini ekledi.
Daha genç orta yaşlı hastalarda ise çok daha az yan etkiler görülüyor.
Antidepresanlar ağırlıklı olarak depresyon tedavisinde kullanılan, etken maddelerine göre farklı türlere ayrılan ilaçlardır. Antidepresan tedavisinde amaç depresyon nedeniyle oluşan mutsuzluk, bitkinlik, tükenmişlik, huzursuzluk sorunlarını kalıcı şekilde sonlandırmaktır. Bu sayede kişinin kaygıları azalır, bitkinliği, tükenmişliği, isteksizliği, huzursuzluğu ortadan kalkar ve depresyon öncesi daha dengeli olan ruh durumuna geri dönebilir.
Antidepresanların özellikle orta ve şiddetli depresyonu olan kişilerde etkili olduğu düşünülmekle birlikte, belirli durumların (geçmişte daha orta-ağır depresyon öyküsü, kaygı bozukluğu veya ağrı bozukluğu birlikteliği gibi) varlığında hafif seviyedeki depresyonda da kullanılabilir.
Antidepresan kullanımına paralel olarak psikoterapi alırsanız olumlu sonuçları daha hızlı elde edebilirsiniz. Antidepresanla birlikte devam eden psikoterapinin bir başka faydası ise depresyonunuzun tekrar etme riskinin azalacak olmasıdır.
Peki antidepresanlar depresyona karşı nasıl faydalı olur? Beynimizde sinir hücrelerinin sinyalleri iletmek için bazı kimyasallardan yararlanır ve bu kimyasallara genel olarak nörotransmiterler denilir. Bu kimyasalların, aralarında serotonin, dopaminin de bulunduğu bazıları duygu dururumuzu etkileyen özelliktedir. Depresyonun nedeni ise bu nörotransmiterlerin düzgün çalışmamasından kaynaklanır. Antidepresan kullanımı ile duygu durumumuzu etkileyen kimyasalların daha etkin ve dengeli bir şekilde kullanılması hedeflenir. Nörotransmiterlerin seviyesi attıkça depresyonun etkileri de ortadan kalkar.
Bu nörotransmiterlerin bazıları şu işlevleri etkiler:
Dopamin: Karar vermede, motivasyonda, uyarılmada ve zevk ve ödül sinyallerinde merkezi bir rol oynar.
Norepinefrin: Uyanıklığı ve motor işlevi etkiler ve strese yanıt olarak kan basıncını ve kalp atış hızını düzenlemeye yardımcı olur.
Serotonin: Ruh halini, iştahı, uykuyu, hafızayı, sosyal davranışı ve cinsel isteği düzenler.
Antidepresanlar genellikle orta ila şiddetli depresyon tedavisinde etkilidir.
Tahminler, antidepresanların tipik olarak depresif semptomları yaklaşık yüzde 67 oranında azalttığını göstermektedir.
Bir çalışmada, uzun süreli olarak antidepresan alan kişilerin yüzde 89'undan fazlası, ilaçlarının semptomlarını iyileştirdiğini bildirdi.
Birçok farklı antidepresan türü vardır. Antidepsesan ilaçlar genellikle yeni nesil ve eski nesil olarak iki gruba ayrılır. Yeni nesil antidepresanların avantajı eski nesil antidepresanlara göre daha az yan etkiye sahip olmalarıdır. Üstelik etki gücü açısından da bir dezavantajları bulunmamaktadır. Yeni nesil antidepresanlar, eski nesil ilaçlara göre daha farklı türlerdeki depresyon ve kaygı sorunlarına yardımcı olabilmektedir.
Yeni nesil antidepresanlar sıklıkla üç grupta toplanır. Bunlar; SSRI’lar, SNRI’lar ve bu iki gruba uymayan atipik antidepresanlardır.
Her antidepresan her insan üzerinde farklı tedavi sonuçları gösterebilir. Kimisi kullandığı antidepresandan fayda görmezken aynı sorun için aynı antidepresanı kullanan bir başkası bu ilaçtan fayda görebilir. Bu nedenle doktorunuz, kullandığınız antidepresanı, uygun süre ve yeterli dozda kullanmanıza rağmen etki göstermemesi halinde başka bir ilaçla değiştirebilir.
Antidepresanlar depresyon tedavisinin yanı sıra aşağıdaki durumlar için de önerebilir;
Bazı nörotranmiterler, sinirler tarafından iletilen ağrı bildirimlerini etkileyebileceği için antidepresan ilaçlar uzun süreli kimi kronik ağrı türlerinin etkisini gidermek için de kullanılabilir.
Antidepresanlar genellikle tablet formunda üretilir ve sıklıkla günlük olarak içilir. Başlangıç dozunuzu doktorunuz belirler. Bir ya da iki hafta başlangıç dozunun kullanılmasının ardından doktorunuz ihtiyacınıza göre ilacın dozunu artırır. İlacın etkisini 4-8 hafta arasında göstermesi beklenir. İlk birkaç hafta ya da birkaç ay içerisinde semptomların hafiflemesi ya da depresyonun ortadan kalkması beklenir. Bu süre boyunca sabırlı olarak ilacın kullanımında vazgeçilmemesi gerekir. Antidepresan tedavileri sıklıkla 6 ay ile 1 yıl arasında sürer.
Doktorunuz, sorunlarınızla daha kolay başa çıkabilmeniz için kulandığınız antidepresanla paralel olarak bir süre psikoterapi almanızı ya da yanına ek bir ilaç daha almanızı önerebilir.
Bazı insanlar için antidepresan kullanım süresi 1 yılı da geçebilir. Özellikle kişi iki veya daha fazla kez depresyon yaşadıysa ya da aile içinde başka depresyon yaşayanlar da varsa 1 yıldan fazla antidepresan kullanımı gerekebilir. Uzun kullanımın amacı rahatsızlığın tekrar etmesini önlemektir. Depresyonun kronikleşmesi (yaşam boyu devam etmesi) durumunda hastaların ömür boyu antidepresan kullanması da önerilebilir.
Diğer ilaç kullanımlarında olduğu gibi antidepresan kullanımı sürecinde de bazı yan etkiler görülebilir. Bu yan etkiler kullanılan antidepresanın türüne göre farklılıklar gösterebilir. Antidepresanların yan etkileri daha çok ilk birkaç hafta içerisinde görülür.
Antidepresan kullanımında öne çıkan yan etkiler şunlardır…
Yan etkiler antidepresan kullanan kişilerin bazılarında görülür ve genellikle hafif yan etkilerdir. Bu etkiler kullanılan ilacın türüne, kullanılan dozaja bağlı olarak değişebilir. Yan etkiler zaman içerisinde vücudunuz ilaca alıştıkça büyük oranda iyileşecektir. Yeni nesil antidepresanlar uzun dönem yan etkiler açısından oldukça güvenlidir. Yan etkilerin zamanla geçmemesi halinde doktorunuz ilacınızı değiştirme yoluna gidebilir.
Hamilelik ya da emzirme dönemleri anne ve bebek açısından kritik önemdeki dönemlerdir. Bu dönemlerde psikolojik sorunlar sık görülür ve psikoterapi yeterli gelmezse antidepresan kullanımı gündeme gelebilir. Depresyon ve diğer psikiyatrik bozuklukların anne ve bebek üzerinde ciddi sorunlar yaratabileceği de bilinmektedir. Bu noktada karar, riskler ve faydaların arasındaki denge gözetilerek verilir. Genel olarak hamilelik döneminde antidepresan kullanımın bebek sağlığında sorun yaşatma ihtimali oldukça düşüktür. Ancak bazı antidepresan türlerinin hamilelik sırasında kullanımı önerilmez. Bu nedenle hamilelik döneminde ruh sağlığınız ile ilgili sorunlar yaşarsanız ilaç kullanıp kullanmayacağınıza doktorunuzla birlikte karar vermelisiniz.
Antidepresan ilaçlar aniden bırakılmaması gereken ilaçlardır. Bu ilaçların doktor kontrolünde azaltılarak bırakılması gerekir. Antidepresanlar sıklıkla 4 hafta süresince azaltılarak bırakılır. Bazı ilaçlarda bu süre daha da uzun tutulabilir. Antidepresanı aniden bırakmanız halinde yaşadığınız sağlık sorunu yeniden ortaya çıkabilir. Antidepresanların aniden bırakılması bazı yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Bu yoksunluk belirtilerini şöyle sıralayabiliriz:
Saydığımız bu sorunları doktor kontrolünde antidepresan bırakma sürecinde yaşarsanız doktorunuzu mutlaka bilgilendirin. Bırakmayla bağlantılı yoksunluk belirtileri sıklıkla 1-2 hafta sürer ancak daha uzun zamana yayıldığı da görülebilir.
Arada bir üzgün, umutsuz bitkin hissetmek hayatın olağan bir parçasıdır. Ancak sık sık bu hisleri yaşamak depresyon belirtisi olabilir. İşte depresyondan şüphelenmenizi gerekebilecek belirtiler…
Daha öne sizi mutlu eden bisiklete binmek, yürüyüş yapmak, sinemaya gitmek, enstrüman çalmak gibi aktivitelere karşı isteksizlik.
*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.