Hayattan artık zevk almama, mutsuzluk, durup dururken gözyaşlarına boğulma, enerji düşüklüğü… Eğer sizde de bu belirtiler varsa depresyonda olabilirsiniz. Kişilerin yaşam kalitelerini düşüren ve hayattan beklentilerini azaltan bu rahatsızlıktan kurtulmak ise gün içerisinde yapacağınız gayretlerle mümkün… Us Psikiyatri Enstitüsü’nden Uzman Psikolog Seliyha Dolaşır, depresyon belirtileri ve depresyonla baş edebilmek için önerilerde bulundu.
Depresyon, sürekli bir mutsuzluk ve ilgili kaybına neden olan bir duygudurum bozukluğudur. Ayrıca majör depresif bozukluk veya klinik depresyon adı da verilir. Hissetme, düşünme ve davranma şekillerinizi etkiler ve çok çeşitli duygusal ve fiziksel sorunlara yol açabilir.
Normal günlük faaliyetlerinizi yaparken sorun yaşayabilir ve bazen hayatın yaşamaya değer olmadığını hissedebilirsiniz. Bir can sıkıntısı salgınından daha fazlası olan depresyon bir zayıflık değildir ve bundan basit bir şekilde “kurtulamazsınız”. Depresyon orta-uzun süreli bir tedavi gerektirebilir.
Depresyon nedir? Neden olur? Belirtileri, türleri ve tedavisi
Depresif belirtiler kişilik özellikleri ile karıştırılmamalıdır. Depresif belirtiler geçicidir ve “karakterinizin değiştiği” ya da “artık kişi olarak eskisi gibi biri olmadığınız” anlamına gelmez. Depresyonda yaşadığınız işlev kaybı, “yetersizlik” anlamına gelmemektedir. Ayağınız kırıldığında yürüyememeniz gibi, depresyonda olduğunuzda da bazı şeyleri yapmakta zorlanırsınız. İyileşme sürecinde dalgalanmalar olabilir.
Bahar depresyonundan kurtulmak için etkili uzman önerileri
Zaman zaman depresif belirtilerde artış, duygu durumda değişmeler, eski gerçek dışı düşünceler görülebilir. Bu sürecin iyileşme döneminin bir parçası olduğunu hatırlayın ve “eskisi gibi olacağım, başa dönüyorum” şeklindeki olumsuz düşüncelerden kendinizi uzaklaştırın. Yoksa bu durum geçici olan depresif duygulanımın süresini uzatabilir. Uzun süren depresyon durumlarında bir hekime başvurmak gerekebilir. Ciddi durumlarda depresyon tedavisi için doktor kontrolünde ilaç kullanılması gerekebilir.
Depresyon tedavisi: Hangi yöntem etkili? Psikoterapi mi, ilaç tedavisi mi?
Depresyon sadece yaşanan olumsuz olaylara karşı duyulan üzüntü, mutsuzluk değil, beynin hormonlarını, vücudun bağışıklık sistemini etkileyen ve kalıtsal özellikler gösteren bir bozukluk. Depresyon geçiren kişi en az birkaç hafta boyunca günün çoğunda kendini çökkün, mutsuz hisseder. Daha önceden hoşlandığı etkinliklere ilgisi azalır. Yaşam enerjisi eksilir, ruhsal ve fiziksel olarak ağırlaşır. Uyku ve iştahı azalır ya da artar. Ümitsizlik, çaresizlik, değersizlik, suçluluk ve ölüm düşünceleri görülebilir, özsaygısı azalır. İş, ev ve okuldaki yükümlülüklerini yerine getirememeye başlar. Bu, kendisini yetersiz ve başarısız görmesini, suçluluk ve ümitsizliğini daha da arttırır. Tüm bunların sonucunda kişi bir kısır döngüye girer. Herkese Bilim Teknoloji'de Dr. Özge Kılıç'ın kaleme aldığı makaleye göre, uygun yaklaşım ve tedaviyle, depresyonun kısır döngüsünden çıkılması mümkün.
Kılıç'ın depresyonla mücadele için önerileri şu şekilde:
Depresyonu fark etmek ilk adımdır. Depresyondaki kişi çaresizlik, umutsuzluk, karamsarlık düşünceleri ve içe kapanıklığı nedeniyle toplumdan uzaklaşabilir. Harekete geçmeye isteksizlik ve içinde bulunduğu durumun değişmeyeceği düşünceleri kişiyi yardım aramaktan alıkoyabilir. Bu yöndeki değişikliği fark edip, kişiyi bir psikiyatriste başvurmaya yüreklendirmek hayat kurtarıcı olabilir.
Damgalama, yardım alma girişimlerini engelleyebilir. Toplumda, ruhsal sorunlar nedeniyle psikiyatri birimine başvuran kişilere yönelik önyargı ve damgalama her geçen gün azalmakla beraber kısmen devam etmektedir. Gereksinimi olan kişinin tedavi almasını engelleyebilen bu tutumlardan kaçınmak son derece önemlidir.
Önceden sevilen etkinlikleri yapmaya çalışmak önemlidir. Kişi, fiziksel ve ruhsal ağırlaşma, durgunlaşma nedeniyle harekete geçmeye isteksiz olabilir ancak hareketsizlik depresyonu derinleştirir. İsteksizlik olsa bile, evden çıkmaya, önceden sevilen etkinlikleri adım adım yapmaya çabalamak faydalı olur. Depresyon düzelmeye başladıktan sonra, önceki rutinlerine dönmek, iş ve görevlere devam etmek gerekir.
Egzersiz, depresif belirtileri azaltır. Egzersizle kişiyi iyi hissettiren doğal hormonlar salgılanır. Düzenli egzersiz iyilik halini arttırır, depresyonla mücadeleye yardımcı olur.
Psikoterapi etkin bir tedavi yöntemi ve yeni bir öğrenmedir. Bu alanda eğitimli, yetkin psikolog ve psikiyatristlerce uygulanan psikoterapi ile depresyona neden olan düşünce, duygu ve davranışlar anlaşılıp, yeni düşünceler, baş etme becerileri ve dayanıklılık geliştirilebilir. İyilik hali anlamlı, amacı olan bir yaşam içinde ve bireyi büyüten ilişkilerle olur. Psikoterapi, iyilik hali, sosyal beceriler, yaşam doyumu ve uyumlu sağlık davranışlarını arttırır.
Bedensel hastalıkların tedavisi, depresyonun gidişini olumlu yönde etkiler. Uzun süreli bedensel hastalığı olanlarda depresyon daha sıktır. Depresyon da bedensel hastalık riskini artırır. Bedensel hastalık ve depresyon varlığında her iki hastalığın da tedavisi ihmal edilmemelidir.
Yaşamın bazı dönemleri depresyon gelişimi açısından daha risklidir. Ergenlik, genç erişkinlik, kadınlarda gebelik, doğum sonrası ve menopoz dönemlerinde depresyonun fark edilmesi depresyonun gidiş ve sonlanışına olumlu katkıda bulunur.
Aile, arkadaş ve akran desteği faydalıdır. Sosyal destek ve üzerindeki yükleri bir süre hafifletmek, kişinin depresyonla baş etmesine yardımcı olur.
Kaliteli bir uyku önemlidir. Depresyonun uyku bozukluklarıyla ilişkisi gösterilmiştir. Uykunun bozulması, canlılık, sosyal işlevler, fiziksel ve ruhsal iyilik hali ve yaşam kalitesini de etkiler.
Antidepresan ilaçlar etkili ve güvenlidir. Bağımlılık yapmazlar. Bir kişiye faydalı olan ilaç, başka bir kişiye iyi gelmeyebilir. Bu nedenle antidepresanlar tavsiye üzerine alınmamalıdır. İlaçlardan en çok fayda, uygun süre, uygun dozda ve doktor kontrolünde kullanıldığında alınır. Depresyonun yinelemesini önlemek için ilaçları uzun süreli kullanmak gerekebilir.
Ağır depresyon aslında insanın ruh halini anlatan bir sözcüktür. Ancak psikiyatrik bir rahatsızlığı tanımlamak maksadıyla da kullanıldığından zamanla bir hastalık adına dönüşmüştür. Bir birey için depresyonda ifadesi kullanıldığında o kişinin bir çeşit ruhsal çöküntü halinde olduğunu anlamak gerekir. Günlük hayatta herkes dönem dönem kendisini mutsuz, üzgün, hatta karamsar hissedebilir. Ağır depresyon aslında beyni etkileyen bir hastalıktır. Beynin belirli bölgelerinde meydana gelen kimyasal dengesizlik, hastalığı ortaya çıkarır. Depresyon, bazılarının düşündüğü gibi bir kişilik özelliği ya da “şımarıklık” hali değildir. Kişinin kendisinin halledebileceği basit bir durum olarak da görülmemelidir.
Toplumda “depresyon” kelimesi sıkça hatalı olarak kullanılır. Ancak tıbbî bir terim olarak depresyonun sanılandan farklı anlamları vardır. Tüm depresyon çeşitleri aynı şiddette değildir. Depresyonun farklı türleri vardır. Depresyon;
olarak sınıflandırılır. Depresyon türleri bireyin hayatını farklı şekillerde etkiler. Depresyon, farklı faktörler dikkate alınarak sınıflandırılır. Bu faktörler arasında; belirtilerin şiddeti ve ne kadar sıklıkta ortaya çıktığı yer alır. Bazı durumlarda depresyon, belirtilerin birden şiddetini arttırıp sonra yatışmasıyla da seyredebilir.
Kadınlarda depresyon erkeklere göre iki kat fazla görülür. Bunun nedeni erkeklerin depresyon belirtilerini farklı eylemlere başvurarak ifade etmeleridir. Kadınların ise bu tür davranışlara genellikle başvurmaz. Bu nedenle stres etkeni ortaya çıktığında kadınların daha yoğun belirtiler göstermesi beklenir. Diğer önemli nedenler ise hormonsal ve alışılmış kadın rolü ile bağlantılıdır. Ayrıca kadınlarda görülen ve depresyona yatkınlık yaratan gebelik, doğum, premenstrüel dönem gibi biyolojik ve psikolojik etkenler vardır.
Kadın ve erkeklerde depresyon sıklığı ile ilgili olarak; evli kadınlar evli erkeklerden, bekar veya dul erkekler bekar veya dul kadınlardan, ayrı yaşayan ve boşanmış erkekler hepsinden daha sık depresyona yakalanır şeklinde sıralama yapılabilir.
Ağır depresyonun nedenleri bilimsel olarak tam anlamıyla açıklanabilmiş değildir. Yine de ağır depresyon nedenleri; biyolojik, psiko-sosyal ve genetik olmak üzere üç grupta incelenir.
Yapılan araştırmalar sonucunda beyinde bulunan norepinefrin, serotonin gibi bazı hormonların depresyon ile ilişkisi olduğu kanıtlanmıştır.
Günlük hayatta devamlı strese maruz kalan bireylerin depresyona girmeye daha yatkın oldukları görülmüştür. Küçük yaşta anne baba ölümü, şiddete maruz kalma ve travmalar ilerleyen yaşlarda depresyona girme ihtimalini arttırır. Yine küçük yaşlarda ihtiyaç duyulan sevilme, ait olma, güven duyma, başarı gibi duyguların karşılanamaması, ileriki yıllarda depresyona girmeye sebep olan durumlardır.
Yapılan bilimsel araştırmalar hastalığın genetik bir yatkınlığı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Ağır depresyon hastalarının birinci derece akrabalarında da depresyon sıklıkla görülür. Bu durumun diğer nedeni de psikolojik rahatsızlığı olanların sorunlarını aile yaşantısına yansıtmaları olduğu değerlendirilmektedir.
Ağır depresyon ciddi ve tedavi edilebilir ruhsal bir hastalıktır. Bedensel, zihinsel ve duygusal belirtilerle kendini gösterir. En belirgin özelliği yaşamdan zevk almada azalma ve kötü ruh halidir. Depresyonda olan kişi karamsar, ümitsiz ve mutsuz olur. Her zaman kendini yalnız ve hüzünlü hisseder. Çevresindekilere karşı ilgisizleşmeye başlayan bireyde, huzursuzluk ve iç sıkıntısı gibi duygular hemen ön plana çıkar. Günlük yaşantısını engellemeye kadar giden bu duygu durumları aylarca sürebilir. Bireyin zihinsel faaliyetlerinin yanında genel sağlığını da olumsuz etkilemeye başlar. Ağır depresyon belirtileri kapsamında aşağıdaki durumları sıralayabiliriz.
Ağır depresyon tedavisi, insanların ruh halini ve duygu durumunu etkileyen olumsuzlukların ortadan kaldırılmasını amaçlayan tedavi planına verilen isimdir. Günümüzde insanların çoğu dönem dönem kendini üzgün ya da depresyonda hisseder. Zor hayat şartları mücadelesi içerisinde bu, normal bir durum olarak karşılanabilir. Ancak aşırı mutsuz, yoğun üzüntü içerisinde kendini değersiz hissediyor, bu duygular günlerce sürüyorsa, durum artık tıbbi bir rahatsızlık halini almıştır. Bu durumdaki kişilerin depresyon tedavisi alması gerekir.
Ağır depresyon uzman doktor tarafından teşhis ve tedavi edilmesi gereken ciddi bir hastalıktır. Yapılacak ilk iş, teşhis ve tedavi için uzman bir doktora gitmektir. Tedavide anti-depresan veya alternatif ilaçlar kullanılabilir. Antidepresan ilaçlar, psikiyatri dalında uzmanlaşmış hekim tarafından uygun dozajlarda hastaya verilir. Yaşam biçimi değişiklikleri ve yüz yüze terapi yapılabilir. Ağır depresyon ilaçları ile psikoterapinin beraber kullanıldığı bütüncül tedavi yöntemi kullanılır. Düzenli olarak kullanılan antidepresanlar, genellikle hafta sonra etki göstermeye başlar.
İlaçların yanı sıra uygulanan psikoterapi ile bireyi olumsuz düşünce ve davranışlardan uzaklaştırmak ve bireyin daha aktif olması amaçlanır. Hipnoz yöntemi de bu uygulamalara ek olarak uygulanan depresyon tedavisi yolları arasında yer alır. Hafif ve orta şiddetteki depresyonun teşhis edilmesi daha zordur. Belirtiler genellikle hastanın yakınlarını rahatsız etmez. Hastanın belirtilere aldırış etmemesi ihtimali vardır.
Etkili bir tedavi ile haftalar içinde kısmi düzelme, ay aralığında da tam olarak düzelme yakalanabilir. Dolayısıyla ağır depresyondan nasıl çıkılır? diye düşünmenize gerek yok. İlk kez depresyon yaşayanlarda tedaviye en az altı ay devam edilir. Sonra hastanın durumuna göre sonlandırma yoluna gidilebilir. Birkaç kez depresyon geçiren hastalarda ise koruyucu amaçlı, tedavinin daha uzun yıllar sürdürülmesi gerekebilir. Ağır depresyon bireylerin günlük hayatını etkileyerek, verimliliğin düşmesine, ilişkilerin bozulmasına neden olur. Hatta sıklıkla da sağlık durumunun bozulmasına neden olabilir. Ağır depresyon tedavisi olmayan kişilerde kanser, astım, kalp ve damar rahatsızlıkları, diyabet, obezite gibi hastalıkların ilerlediği ifade edilir.
Ağır depresyon tedavisi kişiye özel yapılmalıdır. Çünkü kişiler depresyondan aynı şekilde etkilenmez. Herhangi bir kişi için işe yarayan tedavi başka biri için işe yaramayabilir. Depresyon zihinsel bir rahatsızlıktır. Ancak tedavi edilebilir. Depresyon yaşayan kişilerin yaklaşık % 85’inin tedavisi olumlu sonuçlanır. Neredeyse tüm hastaların tedavi sonrasında şikayetlerinin azaldığı ve yaşam kalitelerinin arttığı gözlemlenir.