Pet Shop= Evcil hayvan dükkanı
Boutique= Kıyafet dükkanı
Green grocer= Manav
Church= Kilise
Gas station= Benzin istasyonu
Circus= Sirk
Grocery= Bakkal
City Hall= Belediye binası
Art gallery= Sanat galerisi
Coffee shop= Kahve dükkanı
Concert hall= Konser Salonu
Newsagent’s= Gazete büfesi
Kıosk= Büfe
Department store= Büyük mağaza
Clothes shop= Elbise dükkanı
Florist= Çiçekçi
Airport= Havaalanı
Music store= Müzik dükkanı
Public Buildings Konusunda Yardımcı Olacak Bilinmesi Gereken Kelimeler
Shampoo= Şampuan
Furniture= Mobilya
Music CDs= Müzik Cdsi
Dress= Elbise
Flower= Çiçek
Bread= Ekmek
Medicine= İlaç
Painkiller= Ağrı kesici
Muffin= Ufak kek
Magazine= Dergi
Newspaper= Gazete
Draw Money= Para çekmek
Letter= Mektup
Trainers= Spor ayakkabı
Report a crime= Bir suçu ihbar etmek
Watch a film= Bir film izlemek
Sale= İndirim
Pay the bills= Faturaları ödemek
Addict= Bağımlı olmak
Inform new adress= Yeni adres hakkında bilgilendirmek
Burglar/ Robber/ Thief= Hırsız
Buy= Satın almak
Charity= Bağış
Chat= Sohbet etmek
Corner= Köşe
Crowded= Kalabalık
Destroy= Tahrip etmek, imha etmek
Enormous/ Huge= Kocaman
İnformation= Bilgi
Historical= Tarihi
Have fun= Eğlenmek
Hungry= Aç
Make friends= Arkadaş yapmak
Leave= Ayrılmak
Map= Harita
Mummy= Mumya
Neigbour= Komşu
Paintings= Tablo
Ride= Binmek
Shopping= Alışveriş yapmak
Store/ shop= Mağaza, dükkan
Seafood= Deniz ürünü
Wallet= Cüzdan
Skirt= Etek
Fitting room= Deneme odası
Size= Beden
Try on= Giyip denemek
Free= Bedava
Parcel= Kargo
Look for= Aramak
Fizzy drinks= Gazlı içecekler
7. Ünite İçerinde Bulunan Aklınızda Tutmanız Gereken Bazı Önemli Kalıplar
Can I help you? (Size yardım edebilir miyim?)
What size are you? (Hangi bedensiniz?)
Can I try it on? (Onu deneyebilir miyim?)
How much is it? (Ücreti ne kadar?)
İt is on sale. (O indirimde)
Do you have this shirt in blue? (Bu eteğin mavisi var mı?)
Who’s it for? (Kimin için?)
I am looking for a T-shirt. (Ben bir tişört arıyorum.)
Örnek Cümleler
A: I need a new guitar. (Benim yeni bir gitara ihtiyacım var.)
B: You can go to the music store. (Sen müzik dükkanına gidebilirsin.)
A: I need a pair of trainers. (Benim spor ayakkabıya ihtiyacım var.)
B: Why don’t w ego to a shoe shop? (Neden bir ayakkabı dükkanına gitmiyoruz?)
A: I am goin tı go the greengrocer’s. (Ben manava gideceğim.)
B: what will you do there? (Orada ne yapacaksın?)
A: I will buy some vegetables and fruits. (Biraz sebze ve meyve alacağım.)
/ˈpəblək/ /ˈpʌblɪk/
oop'deki sınıflara* ait objelerin* başka class'lerden de ulaşılabilmesi için gereken deklarasyon* şekli
tuvaletlerin bir çeşidi..
halka açık
karşıtı: (bkz: private)
(bkz: kamu)
ankarada yüksel civarında bulunan, henüz yeni açılmış ve müşteri profilini tam otutturamamış bir bar. gayet iyi bir işletmesi var gibi görünmektedir. eğer dekorasyon ve müzik yayınına biraz daha özen gösterirlerse kızılay'daki pub açığını kapatabilir.
tam tuvalet girişine dart tahtası koyarak müşterilerinin canına kastetmiş mekan..
bunun haricinde temizliği ve ucuzluğuyla yakında tıklım tıklım olacağının sinyalini şimdiden vermeye başlamış..
neredeyse ahmet kaya kadar sakalla gidildiğinde bile kimlik sorabilen bodyguardları olan ankara'nın güzide mekanıayrıca bir masada 8 kişi oturup sipariş almak için garsonlarına hep beraber hayvan gibi el salladığınızda bile bu garsonlar pek üstlerine alınmazlarhep birbirlerine postalarlar monash.pw bir yer ama bulunduğu bina pek güzel
3 barmaidi ile coyote ugly tadında,kapıda yüksek teknoloji donanımlı güvenlik elemanları olan (adamların bir kızılötesi gece görüş dürbünleri bir de ışın kılıçları eksik),garsonların müşteriyle rahatsız edecek kadar fazla ilgilendikleri (bkz: eli işte gözü oynaşta),pub anlayışına damsız alamıyoruz diyerek yeni bir ekol getirmiş ankara mekanı
calisanlarinin pek bi yavas oldugu; guzel, nezih ve biralarina su katilmayan darpane gibi bar