Deyimler, bir olayı veya durumu anlatmak için kullanılan sözcük veya cümlelerdir. Deyimler, dilin zenginliğini ve kültürel birikimini yansıtmaktadır. Deyimler genellikle yerleşik ve sık kullanılırlar ve sözlüklerde veya deyimler sözlüğünde sıklıkla bulunabilir. Deyimler, çok yönlü bir şekilde kullanılır ve birçok farklı durumda anlamlarını taşıyabilirler. Ayrıca, deyimlerin anlamları genellikle bir metafor, benzetme veya bir hikaye gibi bir anlatımla ifade edilir. Deyimlerin anlamlarını öğrenmek, dilin zenginliğini ve kültürel birikimini anlamak için harika bir yoldur. Püf noktası deyiminin anlamı da bu noktada yoğun olarak araştırılmaktadır.
Püf noktası deyimi açıklaması ve doğru kullanımı ile ilgili Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından açıklama yapılmıştır. Bu deyimin açıklaması ile ilgili bilgi edindikten sonra deyimi gerek cümle içerisinde gerek günlük hayatta rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Bir işin en ince, en önemli yeri.
Bu yazımızda Püf Noktası Deyiminin Hikayesini ve nerede kullanıldığını sizlerle paylaşacağız.
Püf Noktası; Bir işin en ince ve önemli noktası anlamına gelmektedir.
Vaktiyle testi ve çanak-çömlek imal edilen kasabalardan birinde, uzun yıllar bu meslekte çalışan bir çırak, kalfa olup artık kendi başına bir dükkan açmayı arzu eder olmuş. Ne yazık ki her defasında ustası ona, “Sen daha bu işin püf noktasını bilmiyorsun, biraz daha emek vermen gerekiyor.” dermiş.
Ustanın bu sonu gelmez nasihatlerinden sıkılan kalfa, artık dayanamaz ve gidip bir dükkan açar. Açar açmasına da yeni dükkanında güzel güzel yaptığı testiler, küpler, vazolar, sürahiler onca titizliğe ve emeğe rağmen orasından burasından yarılmaya, yer yer çatlamaya başlar. Kalfa bir türlü bu çatlamaların önüne geçemez. Nihayet ustasına gider ve durumu anlatır. Usta, “Sana demedim mi evladım? Sen bu işin püf noktasını henüz öğrenmedin. Bu sanatın bir püf noktası vardır.”
Usta bunun üzerine tezgaha bir miktar çamur koyar ve “Haydi, der, geç bakalım tezgahın başına da bir testi çıkar. Ben de sana püf noktasını göstereyim.” der. Eski çırak, ayağıyla merdaneyi döndürüp çamura şekil vermeye başladığında usta, önünde dönen çanağa arada sırada «püf!” diye üfleyerek, zamanla testiyi çatlatacak olan bazı küçük hava kabarcıklarını patlatıp giderir. Böylece çırak da bu sanatın püf denilen noktasını öğrenmiş olur. Her sanatın incelik gereken nazik kısmına da o günden sonra “püf noktası” denilmeye başlanır.
Diğer deyimler ve anlamları hakkında bilgi almak için Deyimler Sözlüğü sayfamızı inceleyebilirsiniz.
( 3 soru/yorum )
Püf Noktası Deyiminin Hikayesi hakkında bilgi kısaca.
Testi, çanak ve çömlek eski zamanlarda popüler araç ve gereçlerdi. Bunları üreten bir dükkanda bir çırak vardı. Çırak artık kendi zamanının geldiğini düşünüp kendi dükkanını açmaya karar vermişti. Ustası ise bu fikre tümüyle karşıydı. Ona, işin püf noktasını bilmediğini söylüyordu. Çırak bu lafları dinlemeyip kendi dükkanını açmıştı.
Fakat çırak yaptığı hiçbir testiyi tutturamaz. Hepsi bir zaman geçince çatlayıp kırılmaktadır. Usta bir gün onun dükkanının önünden geçerken buna şahit olmuş ve sonunda demiş ki “İşin püf noktasını gel de ustasından öğren”. Sonra çırak görmüş ki ustası çamuru ısıtıp şekil verirken oluşan hava kabarcıklarına üfleyerek onları yok etmekteymiş. Üflerken “püf” sesi çıktığı için buna püf noktası diyormuş. Püf noktası sözü o zamandan kalmadır ve bir işin en önemli en ince iş gerektiren kısmını ifade eder.
Püf Noktası Deyiminin Öyküsü Kısaca Hakkında Yorum Yapabilirsiniz.