püsküllü deve kitabının kısa özeti / Püsküllü Deve Samed Behrengi

Püsküllü Deve Kitabının Kısa Özeti

püsküllü deve kitabının kısa özeti

Püsküllü Deve Kitabının Özeti

Püsküllü Deve Kitabının Özeti
www.forumtutkusu.com
forum sitesi
forum


Püsküllü Deve Kitabının Özeti Samed Behrengi

Kitapta küçük bir çocuğun, oyuncakçının önünde gördüğü oyuncak bir deveye sahip olma çabasını anlatıyor. Kitapta Latifin deveyle arkadaş olduğu anlatılıyor.

Gelecek kuşkusuz sizin ellerinizde; iyisiyle, kötüsüyle de sizin olacak. İster istemez büyüyecek ve zamanla birlikte yol alacaksınız. Büyüklerinizin ardından gelecek, onların yerini alacak, her şeyi elde edip sosyal yaşama iyisiyle, kötüsüyle, her şeyiyle sahip olacaksınız. Yoksulluk, zulüm, zorbalık, adalet, sevinç, keder, kimsesizlik, dayak, iş ve işsizlik, hapishane ve özgürlük, hastalık ve ilaçsızlık, açlık, çıplaklık, yüzlerce sosyal mutluluk ve mutsuzluk sizin olacak.

Bildiğimiz gibi hastalıkların tedavisi için önce bunun nedenini bulmak gerekir. Toplumsal rahatsızlıkları da iyileştirmek için aynı işlemi yapmak gerekir.

Zorbalık, yalan, hırsızlık, inkar etme ve savaş sadece sağlıksız toplumlarda görülen rahatsızlıklardandır. Sorunların ve rahatsızlıkların kaynağını bulmak için önce bunların nedenlerini bulmalıyız ve araştırmalıyız.

Kendinize sürekli sorular sormalısınız. Neden arkadaşımı hapse attılar? Neden bazıları hırsızlık yapıyor? Neden şurada burada savaş var, neden kan dökülüyor? Neden birileri hep birilerini yok sayıyor?
(Sunum'dan)

Püsküllü Deve - Samed Behrengi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Püsküllü Deve kimin eseri? Püsküllü Deve kitabının yazarı kimdir? Püsküllü Deve konusu ve anafikri nedir? Püsküllü Deve kitabı ne anlatıyor? Püsküllü Deve PDF indirme linki var mı? Püsküllü Deve kitabının yazarı Samed Behrengi kimdir? İşte Püsküllü Deve kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar:Samed Behrengi

Çevirmen: Deniz Canefe

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789755109695

Sayfa Sayısı: 72

Püsküllü Deve Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

'Sevgili çocuklar, bu masalı, masaldaki çocuğa öykünesiniz diye yazmadım. İstedim ki, ülkemin çocuklarını daha yakından tanıyasınız; o yoksul çocukların dertlerini acılarını bilesiniz; bu dertlerin, acıların nasıl giderileceği konusunda düşünesiniz. Amacım buydu.'

İranlı ünlü masalcı Samed Behrengi, bu masalı için böyle bir açıklama yapıyor. Püsküllü Deve adıyla sunduğumuz bu masal, yazarın en sevilen masallarından biri. Bu masalda, babasıyla büyük kente gelen küçük yoksul bir çocuğun, büyük bir oyuncak mağazasının vitrininde duran kocaman bir oyuncak deveyle olan dostluğu dile getiriliyor. Hiçbir zaman o deveye sahip olamayacak olan küçük çocukla, oyuncak püsküllü deve arasında geçen bu güzel serüveni severek okuyacağınıza inanıyoruz. Ama yazarın da dediği gibi: sakın masaldaki çocuğa benzemeye kalkışmayın.

Püsküllü Deve Alıntıları - Sözleri

  • Şunu hiçbir zaman anlayamazdım: Bu güzel evlerde oturanlar neler yer, nasıl yatar, ne konuşur, giyimleri nasıldır? İnsan, annesinin karnında nasıl yaşadığını anlayabilir mi? Ya da annesinin karnında nasıl beslendiğini bilebilir mi? Elbette bilemez. İşte, ben de tam böyleydim.
  • Hiç konuşacak durumda değildim. Sadece kederlenmek istiyordum. Annemin sesini duymayı, kokusunu almayı arzuluyordum, ona sarılıp öpmek istiyordum.
  • "Böyle yerlerden her geçişimde kendimi sinemada oturmuş film seyrediyor sanırdım. Şunu hiçbir zaman anlayamazdım: Bu güzel evlerde oturanlar neler yer, nasıl yatar, ne konuşur, giyimleri nasıldır?"
  • Benim bu yaşamımdan, böyle yoksul olmamdan onlar mı suçluydu?
  • Canım konuşmak istemiyordu. Sessizce kederlenmek istiyordum.
  • Ne durumda olduğumu bilmiyordum. Korkuyor muydum? Ağlamak mı istiyordum? Bir şeye mi üzülüyordum? Hiç bilemiyorum.
  • Öyle mutlu bir görüntüsü vardı ki bir gün olsun üzüntü çekmemiş gibiydi.
  • “Zenginlerin çocukları çabucak bıkıyorlar bizden. Babaları onlara durmadan yeni oyuncaklar alıyor, bu yüzden de bir oyuncakla ancak bir- iki kez oynayabiliyorlar.Sonra sıkılıp bir kenara bırakıyorlar bizi, biz de orada eskiyip kalıyoruz.”
  • Tahran'ın iki parçası vardır, ikisinin de özellikleri kendine göredir. Kuzey ve Güney. Kuzey temizdir. Ama Güney toz, duman, çamur ve pislik doludur, çünkü bütün eski püskü otobüsler bu bölümdedir. Bütün tuğla ocakları buradadır, bütün dizel kamyonlar buradan gelip giderler. Güneydeki yolların birçoğu toprak yollardır; Kuzey'in açık lağam kapaklarındaki pis, kokuşmuş su tepeden aşağıya, Güney'e akar. Sözün kısası Güney yoksul ve aç insanların yaşadığı yerdir, Kuzey'se zengin ve güçlülerin bölgesidir.
  • Öyle mutlu görünüyordu ki, bütün yaşamı boyunca bir kerecik bile üzüntü çekmemiş olduğunu düşünürdünüz.
  • "Devemi nereye götürüyorsunuz. Devemi istiyorum ben." Tepinerek hıçkıra hıçkıra ağladım. Tek istediğim şey oyuncak dükkanı vitrinindeki makineli tüfeğin benim olmasıydı.

Püsküllü Deve İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Okumaya zaman ayıran harflerin arasında kalanlar, Bu eser yazarın gerçek bir tecrübeden yola çıkılarak yazıldığını, gelir dağılımının eşitsizliği ve çocuklar üzerinde bıraktığı izleri gene fantastik bir şekilde derleyip bizlere sunmuş. Kısacık yaşamında ya bir öğrencisinin üvey anne arasında yaşadıklarını masal gibi anlatmış ya da arkadaşının yaşadıklarını bizlere aktarmıştır.Gelir adaletsizliğiyle,haksızlıklar, ezilenlere ses olmaya çalışmıştır. Çocuklar geleceğimiz diyerek yola çıkmış ancak gene yetişkinlere hitap eden bir kitap olduğunu düşünenlerdenim. Hayatın gerçeklerini çok iyi yansıttığı eserin de son yirmidört saatte çalışmak için Babasıyla geldiği kentte bir çok tecrübe ve hayaline tanık oluyoruz. Püsküllü, süslü oyuncak deveye sahip olamaması hayaller kurması ve zengin bir ailenin gelip o oyuncağı almasıyla sona eren rüyalar ve sonunda kaderiyle baş başa kalan kırılmış küçük çocuğun hikayesidir, okuduklarımız. Rasgele... (Kübra ZABUN)

Küçük Latif ve "çıngıraklı deve"nin unutulmaz dostluğu... İçinizi ısıtacak ama aynı zamanda da sonu ile sizi biraz üzecek bir kitap önerisi ile geldim. Kısacık bir hikâye fakat bir cocukla devenin unutulmaz dostluk hikâyesi anlatılıyor. Resimlerle de desteklenen güzel bir eser. Çocuk kitabı kategorisinde yer alıyor fakat bence yediden yetmişe herkesin okuyabilecegi bir eser. Yoksul bir hayat süren Latif'in hayatını okuyoruz. Insan bu tür şeyleri okuyunca haline şükretmesi gerektiğini bir kez daha anlıyor bence. Üstüne başına elbise alacak parayı geçtin bir lokma ekmek yiyecek parası bile yok. Öyle zor bir yaşantısı var ki. Yazar ile yeni tanıştım ama bir iki kitabi daha gözüme ilismisti. Onları da alıp okumayı düşünüyorum. #parlakmeltemkitapligi (Meltem Parlak Aydın)

24 Huzursuz Saat: "24 Huzursuz Saat" öyküsünü size bir örnek olsun diye yazmadım. Amacım çevrenizdeki çocukları daha iyi tanımanız ve onların sorunlarına çözümler düşünmeniz. " Samed Behrengi Öykünün en başına bırakılan bu bu not ile hikayenin asıl adının "24 Huzursuz Saat" olduğunu ve yazılış amacını anlıyoruz. Nitekim her kitapta verilmek istenen asıl mesaj kendisini destekleyen küçük mesajlarla daha sağlam bir yapıya ulaşır. Yoksul bir aileye sahip olan Latif, kısmen de olsa ailelerinin geçimini sağlamak için babası ile şehre gelir. Burada kendisine bir arkadaş çevresi edinir. Mahallelerinde bulunan oyuncakçı dükkanının camında çok güzel bir deve vardır. Latif bu deveyi sahiplenir ve hayallerinde bu deve ile oynar, konuşur. Öykünün genel itibari ile sahip olduğu bu konu üzerinden okuyucu; "Zengin- fakir ilişkileri, toplumsal sınıf farklılıkları, yoksul kesimin içinde yaşadığı mahalle ile zengin kesimin yaşadığı mahallelerin birbirinden ayrı iki dünyaymış gibi var olması, fakirlerin, zenginlerin dünyasına geçerken yaşadığı psikolojik eziklik, zengin kesimin yoksul kesime insan dışı muamele de bulunması.. " gibi sosyal sorunları okur. Kitabın en etkileyici kısmı şöyle anlatacak olursak: Latif oyuncak dükkanın vitrininde bulunan deveye hiçbir zaman sahip olamasa da hayalinde bu deve yalnızca onun devesiydi. Hiç olmazsa gelir, vitrinden onu görür, muhabbet edip hasret giderirdi. Ancak varlıklı bir ailenin kızı, babası ile deveyi satın almarıyla Latif'in hayallerinden de devesini almış olurlar. İşte bu esnada Latif kendisini yere atarak ağlar ve vitrinde duran oyuncak tabanca ile devesini kendisinden çalan çocuğu öldürmek ister. Bir çocuğun hayale bile sahip olamadığı, masumca düşünen bir çocuğa birden nefret duygusunu yaşatacak, kendi yaşıtı bir çocuğu öldürmek istetecek bir dünya düzeninin bulunması ne korkunç.. (Şenay Aydemir)

Püsküllü Deve PDF indirme linki var mı?

Samed Behrengi - Püsküllü Deve kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Püsküllü Deve PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Samed Behrengi Kimdir?

Samed Behrengi (Fars:صمد بهرنگی, Azerbaycan: Səməd Behrəngi; 24 Haziran, 1939; Tebriz, İran Şahlığı; ö. 31 Ağustos, 1967; Aras Nehri) Azeri asıllı İranlı öğretmen ve çocuk hikâyeleri ile halk masalları yazarı-derleyicisi.

Hayatı

Babasının adı İzzet, annesinin adı Sara idi. İran genelinde seyahatler ile Fars ve Azeri halk kültürü üzerine incelemeler yaptı. Halkın dilinde dolaşan masalları, söylenceleri derledi, yorumladı, yeniden yazdı. Bunları derlemenin yanı sıra, çocuk öyküleri yazdı. Ne var ki kimilerince çocuk öyküleri olarak görülen bu yapıtlar kimilerince de İran ve diğer dünya halklarına, adalet, eşitlik, dogmayı sorgulama, direnebilme gibi öğütlerde bulunan metinlerdir. Zamanının Şah yönetimine karşı masal ve hikâyeler yazarak karşı koymaya çalışmış, başkaldırmıştır.Samed Behrengi öğretmen okulunda okumuştur. Öğrenimini tamamladıktan sonra köy okullarında öğretmenliğe başlamıştır. Kısa hayatı boyunca her zaman çocuklara hayatı anlatmaya çalışmış ve öğretmenlik görevinde kalmıştır.

Samed Behrengi (1967) 29 yaşındayken şüphe uyandıran bir biçimde Aras Nehri'nde ölmüştür. Yüzerken boğulduğu söylentisi yayılsa da buna kimse inanmadı, çünkü Behrengi, yazdığı masallarla, ülkesinin başına çöreklenmiş Şahlık düzenini açıkça eleştiyor, her türlü baskı yönetimine karşı çıkıyordu. Bu yüzden suikaste uğradığı düşünülmektedir.Yapıtları onlarca dile çevrilmiştir.

Samed Behrengi Kitapları - Eserleri

  • Küçük Kara Balık
  • Bir Şeftali Bin Şeftali
  • Ulduz Kız'ın Konuşan Bebeği
  • Sevgi Masalı
  • Bir Vardı Bir Yoktu
  • Ulduz ve Kargalar
  • Püsküllü Deve
  • Ah Masalı
  • Pancarcı Çocuk
  • Bir Günlük Düş ve Gerçek
  • Bu Gelen Köroğlu'dur
  • Kel Güvercinci
  • Kar Tanesinin Serüveni
  • Bütün Öyküleri
  • İnatçı Kediler
  • Uykuda ve Uyanık 24 Saat
  • Toplu Masallar 2
  • Toplu Masallar 1
  • Edi ile Büdü
  • Tarhun (Telhun)
  • Seçme Eserleri
  • Məhəbbət Nağılı
  • Deli Dumrul
  • Guldesteyek Ji Çiroken Samed Behrengi
  • Nağıllar
  • Adsız - Alışmak - Mandalina Kabuğu
  • Azeri Masalları
  • 24 Restless Hours
  • Hekayələr
  • Püsküllü Deve
  • Sevgi Masalı
  • Bir Şeftali Bin Şeftali
  • Altın Civciv

Samed Behrengi Alıntıları - Sözleri

  • İnsanın bilinen hayallerinden en büyüğü ölümsüzlüktür (Deli Dumrul)
  • "Böyle yerlerden her geçişimde kendimi sinemada oturmuş film seyrediyor sanırdım. Şunu hiçbir zaman anlayamazdım: Bu güzel evlerde oturanlar neler yer, nasıl yatar, ne konuşur, giyimleri nasıldır?" (Püsküllü Deve)
  • Tam yere ayak basacaktım ki...Orada eli sopalı bir çocuk duruyordu.Köpeğin birine saldırıyordu.Köpek ise acı acı inleyip duruyordu.O çocuktan korktum bir an.Onun bulunduğu yere inmek istemedim.Çok üzülmüştüm.Rüzgardan beni başka bir yere indirmesini diledim. Rüzgar dileğimi yerine getirdi.Beni bu pencereye doğru üfürdü.Senin elini görünce bana uzanmış bir dost eli olduğunu anladım. (Ah Masalı)
  • Gözlerinin içi gülen bir çocuktu hep hatıralarımda Tanrıverdi. Sonunda onu mutlu gördüğüme çok sevinmiştim. (Kar Tanesinin Serüveni)
  • Tahran'ın iki parçası vardır, ikisinin de özellikleri kendine göredir. Kuzey ve Güney. Kuzey temizdir. Ama Güney toz, duman, çamur ve pislik doludur, çünkü bütün eski püskü otobüsler bu bölümdedir. Bütün tuğla ocakları buradadır, bütün dizel kamyonlar buradan gelip giderler. Güneydeki yolların birçoğu toprak yollardır; Kuzey'in açık lağam kapaklarındaki pis, kokuşmuş su tepeden aşağıya, Güney'e akar. Sözün kısası Güney yoksul ve aç insanların yaşadığı yerdir, Kuzey'se zengin ve güçlülerin bölgesidir. (Püsküllü Deve)
  • Düpedüz çirkindi. Ama sevgi dolu bir yüreği vardı... (Ulduz ve Kargalar)
  • Cahilekî got, nazaneki bawer kir. Bir cahil söyledi,bilmeyen biri de inandı. (Guldesteyek Ji Çiroken Samed Behrengi)
  • "...ışık ne denli cılız olursa olsun yine de aydınlıktır." (Ulduz Kız'ın Konuşan Bebeği)
  • Dostça yaşamak varken, insanlar niçin kötülük yapıyordu? (Ulduz ve Kargalar)
  • Şimdi Ali'ye bir turunç kabuğunun ölümü engelleyemeyeceğini anlatmam gerekiyordu ama inanın bu hiç de kolay olmayacaktı.. (Kar Tanesinin Serüveni)
  • Kötülük yapanların, kendi mutluluklarını başkalarının çaresiz kılmakta bulanların, ekmeklerini başkalarını aç koyarak kazananların canını al... Git haydi! (Deli Dumrul)
  • Ben biliyorum beni buraya getirmenizin nedenini. Bana bütün insanların ben ve babam gibi sokak köşelerinde aç ve sefil yatmadığını göstermek istediniz. (Bir Günlük Düş ve Gerçek)
  • "Bu nasıl bir ülkedir ki 'sevgi masalı'nı bilen yok!" (Sevgi Masalı)
  • "Neden hırsızlık yapıyorsun, Anne Karga ayıp değil mi? " Ayıp da ne demek? Ben ve yavrularım açlıktan ölsek o zaman ayıp, yazık, günah olmaz mı? Asıl ayıp, bir yerlerde yiyecek israfı varken yemek bulamamaktan ölmek yazıktır, ayıptır. (Ulduz ve Kargalar)
  • Kayan yıldızları izlemek için pencereden gökyüzünü seyre daldı. (Ulduz Kız'ın Konuşan Bebeği)
  • "İnsanoğlu çiğ süt emmiştir, vefa nedir bilmez." (Sevgi Masalı)
  • ...içimdeki büyük ve sert çekirdeğim yepyeni bir yaşam yaratmayı düşünüp duruyordu. Yeni bir yaşam yaratmayı düşünen bu çekirdek bendim aslında. Çekirdeğim benden ayrı değildi ki... (Bir Şeftali Bin Şeftali)
  • Elbette her kitabı okuyamazsınız. Her kitap bir kez okunmaya değer, diyenler vardır. Saçma bir sözdür bu. Dünyada o kadar çok güzel kitap var ki onların dörtte birini bile okumaya ömrümüz yetmez. Biz, çeşitli sorularımıza doğru yanıtları veren kitapları seçmeliyiz; nesneleri, olayları ve görüntüleri betimleyen; hem içinde yaşadığımız toplumu hem de başka ulusları bize tanıtan ve bize toplumdaki sorunları gösteren kitapları. Bize sadece hoşça zaman geçirten da yanıltan kitaplar okunmaya değmez. (Kel Güvercinci)
  • Bir gün ölümle karşılaşacağım zaten; bu önemli değil. Önemli olan benim yaşamın veya ölümümün başkalarının yaşamını nasıl etkileyeceği... (Küçük Kara Balık)
  • Çocuklar beni ne zaman yiyeceklerine karar vermeye çalışırlarken, hayatta her şeyin ne kadar çok değiştiğini ve bundan sonra da ne kadar çok değişeceğini düşünüyordum. Önceden ben toprak, su ve güneş ışığıydım,' diye düşündüm. Annem topraktan aldığı besinleri dallarının ucuna kadar getirdi. Sonra tomurcuklandı, çiçek sardı bütün dallarını. Ben de şekillenmeye başladım. Çekirdeğimi, etimi ve kabuğumu oluşturmak için annemden aldıklarıma güneş ışığını da kattım. Sulu, olgun bir şeftali olup çıktım. Nihayet Ali ile Polat beni yiyecekler. Böylece ben onların etlerinin, saçlarının ve kemiklerinin bir parçası olacağım. Bir gün onlar da ölecekler tabii ki. İşte o zaman bana ne olacak acaba?" (Seçme Eserleri)

© 2004-2023 Tüm Hakları Saklıdır.
Sitedeki içerikler izinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Yayınlanan yazı ve yorumlardan yazarları sorumludur. MARDiNLiFE.COM ile bir bağlantı kurulamaz, site sorumlu değildir.

Püsküllü Deve

Püsküllü Deve - Samed Behrengi

Kitap Türü:Çocuk Kitapları, Öykü/HikayeÇeviren:Deniz Canefe

Puan Tablosu

Arka Kapak Bilgisi

Püsküllü Deve Özet

Püsküllü (Çıngıraklı) Deve

Samed Behrengi, Püsküllü Deve ile okurlarına yoksul bir çocuğun hayatından küçük bir kesit sunuyor. Kitabın genelinde hüzün ve yoksulluk hakim olsa da, kitapta kimi zaman küçük mutluluklar da yer alıyor. Basit bir dile sahip olan kitap dokuz yaş ve üzeri okurlara hitap ediyor. Çeşitli konularda mesajlar içerdiği için yetişkinlerin de sıkılmadan okuyabileceği bir nitelik taşıyor. Yaşadıkları kötü koşullara rağmen mutlu olmaya çalışan küçük kahramanlarıyla Püsküllü Deve, hem küçüklere hem de büyüklere ders veriyor.

Latif, köyde işsiz kalan babasıyla birlikte Tahran’a giden bir çocuktur. Babası Tahran’da el arabasıyla çeşitli sebzeler satarken Latif de ona eşlik eder. Latif kimi zaman ufak tefek şeyler satar kimi zamansa arkadaşlarıyla sokaklarda dolanır. Bir gün Latif arkadaşlarıyla sokakta otururken yanlarına iki çocuk gelir. İki çocuğun da üstü başı perişan haldedir ama bu çocuklardan Mahmut adındakinin ayakları simsiyah, gıcır gıcırdır. Latif ve arkadaşları çocukların fakir olduklarını üstlerinden anlarlar. Bu yüzden de Mahmut’un ayakkabı çaldığını düşünürler. Böylece birbirleriyle laf dalaşı yaparken Mahmut, Ahmet Hüseyin’e ayakkabılarını ayaklarından çıkarıp almasını söyler. Ahmet Hüseyin de ayakkabıları almak üzere kalkıp çocuğun ayaklarına asılır. Ama bunun sonucunda Ahmet Hüseyin’in elleri boş kaldığı gibi kapkara boya olur. Böylece tüm çocuklar Mahmut’un ayaklarını sanki ayakkabıymış gibi boyatıp cilalattığını anlarlar ve katıla katıla gülerler.

Biraz sonra aralarında arkadaşlık oluşan çocuklar kalkıp kağıt oynamaya giderler. Parası olmayan Ahmet Hüseyin dilenerek oyuna katılacak kadar para sahibi olur. Ama o oyuna katılana kadar oyunda para kaybeden Latif duvar dibi oyununa geçmek ister. Böylece çocuklar yeni bir oyuna geçecekken polisler gelir. Arkadaşlarıyla beraber kaçan Latif bir süre sonra tek başına kaldığını fark eder. Babasının yanına dönmeye karar vererek yürümeye devam eder. Yürürken bir yandan da oyuncakçıda gördüğü püsküllü deveyi düşünen Latif’e bir araba çarpar. Ayağı incinen Latif bir ayakkabı dükkanının önünde oturup pahalı ayakkabıları izler. Daha sonra yine yürümeye devam eder ve oyuncakçının önünden geçerken püsküllü devesiyle diğer oyuncakları izler. Kendisini şehirde gezdireceğine söz veren püsküllü deveye sesini duyurmak için camı tekmelediği bir sırada ise polis tarafından hırpalanır. Böylece el arabasının üstünde uyuyan babasının yanına giderek yere kıvrılır.

“Püsküllü deve Latif’in yanına gelerek hörgücüne binmesini söyler. Latif sevinçle püsküllü devenin hörgücüne binince yola koyulurlar. Güzel bir yalının bahçesine gelince Latif, püsküllü devenin hörgücünden iner. Çeşit çeşit yiyecek içecekle dolu masalardan birine kurulur ve tıka basa yiyip içmeye başlar. Diğer masalar da oyuncakçıdaki diğer oyuncaklarla doludur. Latif oyuncakların sevgisini hissederek çok mutlu olur. Yemeye sürekli devam eden Latif bir türlü doymak bilmeyince bu durumu çok garipseyerek kalkıp dolaşmaya başlar.”

Toz içinde kalan Latif gözlerini açınca karşısında çöpçüyü görür. Az sonra da kalkıp babasının yanına gider ve gördüğü rüyanın etkisinde kalarak babasıyla konuşur. Daha sonra baba-oğul kalkıp dünden kalan patatesleri satmak için yola koyulurlar. Öncesinde ise çorbacıda birer kase çorbayla karınlarını doyururlar. Bu sırada Latif piyango bileti satan arkadaşını görerek ona katılır. Bir süre bu arkadaşıyla dolaştıktan sonra Ahmet Hüseyin’i bulmaya karar verir. Böylece yürürken bir vitrinin önünde durur ve bu sırada hem zengin çocuklarından hem de dükkan sahibinden kötü laflar duyar. Bu laflardan duyduğu öfke yüzünden de eline geçirdiği bir çini parçasıyla dükkanın camını aşağı indirip son hızla kaçar. Bu sırada karşılaştığı Ahmet Hüseyin’le oyuncakçıya giderler. Oyuncakçıya püsküllü devenin fiyatını sorarlar ama öğrenemezler. Çünkü oyuncakçı onları başından savmak için devenin satılık olmadığını söyler. Böylece oradan ayrılıp parktaki su arkında yıkanmaya giderler. Az sonra parkın bekçisi gelince oradan da kaçmak zorunda kalırlar. Bu sırada Latif babasını görür ve annesini ne kadar özlediğini fark eder. Latif’in durgunluğunu gören babası da artık köye döneceklerini söyler. Latif annesine kavuşacağı için sevinse de devesinden ayrılacağı için üzülür. Bu duygular içinde babasıyla otobüs biletlerini alıp otobüs saatine kadar ayrılırlar. Latif son bir kez devesini görmek için oyuncakçıya gider. Bu sırada küçük bir kız ve babası Latif’in gözleri önünde püsküllü deveyi alıp götürürler.

Editör: Firdevs AÇAR

Püsküllü Deve Soruları ve Cevapları

Püsküllü Deve kimin eseri?

Samed Behrengi

Püsküllü Deve türü nedir?

Çocuk Kitapları, Öykü/Hikaye

Püsküllü Deve kaç sayfa?

72

Püsküllü Deve Yorumları

yeni türkçe ile adı çıngıraklı deve tavsiye ederim güzel bir kitaptır samet behrenginin kitapları zaten hep güzeldir

05-02-2020 13:31

püsküllü deve kitabının ana fikri nedir sınavda çıkabilecek sorulardan bir tanesi bu kasaca özetlermisiniz

13-03-2022 22:32

güzel bir özet olmuş ben beğendimm📖📜📄

24-03-2022 21:53

kitabın ana fikri nerede onuda ekleseniz

23-11-2022 21:15

Ulduz ve Konuşan BebekUlduz ve KargalarBir Günlük Düş ve GerçekKel GüvercinciYıldız ve Konuşan BebekYıldız ve KargalarPancarcı ÇocukPüsküllü DeveSevgi MasalıBir Şeftali Bin ŞeftaliKüçük Kara Balıken iyi kitaplaryeni çıkan kitaplaren çok satan kitaplarokunması gereken kitaplaren çok okunan kitaplar100 temel eserbedava kitapeditör olkitap bağışıGün Olur Asra BedelTutunamayanlarAcımakCamdaki Kız1984Hayvan ÇiftliğiSokrates'in SavunmasıUzun HikayeAlice Harikalar DiyarındaHaritada KaybolmakKraliçeyi Kurtarmakİçimdeki MüzikÇalıkuşuÇocuk KalbiKüçük Kara BalıkİntibahBülbülü ÖldürmekBeyaz Zambaklar ÜlkesindeDon KişotSineklerin TanrısıToprak Anaİnce MemedSatrançİki Şehrin HikayesiVadideki Zambakİçimizdeki ŞeytanSergüzeştBeyaz GemiAraba SevdasıYabanİnsan Ne İle YaşarKüçük PrensDönüşümBeyaz DişSaatleri Ayarlama EnstitüsüFareler ve İnsanlarSol AyağımSuç ve CezaSefillerSimyacıŞeker PortakalıKürk Mantolu MadonnaMadalyonun İçiEsir Şehrin İnsanlarıÜç Anadolu Efsanesi Köroğlu, Karacaoğlan, AlageyikYeraltından NotlarSait Faik Seçme HikayelerRüzgarı Dizginleyen ÇocukSabahattin Ali Bütün ÖyküleriSadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu

Püsküllü Deve

Sevgili çocuklar, bu öykü bir ibret öyküsü değildir. Bu öyküyü birbirinizi daha iyi tanımanız için kaleme aldım. Büyüklerin de sizi bu vesileyle daha iyi anlayacağını umuyorum. Bu öyküyü onlara da okutun.
İran Azerbaycan'ındaki serüvenimi anlata anlata bitiremem, doğrusu... Hepsini yazacak olsam... Ohooo... Ciltler dolusu kitap olurdu.
Ben şimdi size bir günümü, yani yirmi dört saatimi anlatmak istiyorum. Çünkü çocukları bıktırmak doğru olmaz.
Bu öykü Tahran'da geçiyor.
Ama bundan önce oraya neden gittiğimi anlatmalıyım.

Babam, bir süreden beri köyde işsiz kalmıştı. İş bulamayınca çaresiz, annemi ve öteki kardeşlerimi doğduğu yörede, memleketimizde bıraktı. Beni yanına aldı ve birlikte Tahran'ın yolunu tuttuk.

YAZAR:Samed Behrengi
İÇ RESİMLER:Yıldız Cıbıroğlu
BARKOD:9789754761818
ISBN:978-975-476-181-8
SAYFA SAYISI:48
KİTAP BOYUT:13.5 x 19.5 cm
KİTAP YAYINCI:Özyürek Yayınevi

“Behrengi Serisi” Kategorisinden Diğer Kitaplar

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır