Regalos Corporativos en piel de cuero, pieles, regalos para empleados, regalos para clientes, regalos personalizados, regalos piel, regalos empresa.
carteras de piel artesanales, monederos de piel, carteras de piel, cartera cuero
Taşınma faslını bitirip dinlenirken Nesrin ile sohbet etmişler. Akın Nesrinle ortak yönleri olduğunu keşfetmiş. İkisi de uzayı çok seviyormuş. Akın okuldaki projeden bahsetmiş: Uzay'a gitme projesi. "Rafadan Tayfa ekibi uzaya gidecek sen de bize katılmak ister misin?" diye sormuş. Nesrin "Bu çok maceralı olur ama kardeşim, annem ve babam da gelebilir mi?" diye sormuş. "Elbette" demiş Akın.
Çok geçmeden hazırlıklara başlamışlar. Hayri annesine sarma, börek ve benzeri şeyler yaptırmış. Herkes hazırlıklarını yapıp beklenen gün, beklenen saatte buluşma noktasına gelmiş. Hayri'yi koklayan Kamil, "Hayri çantanda ne getirdin sen?" diye sormuş. Hayri, "Sarmalar, börekler, kurabiyeler" diye saymaya başlayınca "Yuh yani, Hayri" demiş Mert, "Uzayda bile yemeği unutmamışsın" diye de eklemiş. "Yemeksiz Hayri düşünülemez!" demiş Kamil.
Sonra hepsi uzay istasyonuna gitmişler. Uzay aracına yerleşmişler. "Yerleşme işlemi tamamsa özel kıyafetlerinizi giyin" demiş Akın. Onları da giyince her şey hazırmış. "Artık uzaya yolculuk başlıyor!" demiş Mert.
Nesrin çok heyecanlıymış. "İlk durağımız Satürn" demiş Mert. Önce Satürn'e gitmişler. Satürn'de biraz keşif yaptıktan sonra Hayri "Ben biraz acıktım, yemek yiyelim" demiş. "Hem dinlenmiş oluruz" diye eklemiş. Ortaya evden getirdiği yeşil kareli sofra örtüsünü sermiş Hayri. Çayı görünce Nesrin, "Aaa çay da mı getirdin?" diye sormuş. "Çaysız börek olur mu?" demiş Hayri. "Hay sen çok yaşa!" demiş Kamil, "Sen olmasan aç kalırdık" diye eklemiş. Sofraya getirdikleri yiyecekleri koyup afiyetle yemişler. Yemek yerken fotoğrafını çekip dünyadaki uzay istasyonuyla paylaşmayı da ihmal etmemiş Mert.
Biraz daha inceleme yapınca "Hadi, ağabeylerim, ablalarım, yeni durağımız Jüpiter olacak hazırlanalım, gidelim" demiş Akın. Herkes etraftaki eşyalarını toplayıp uzay aracına yerleşmiş, istikamet Jüpiter demiş Mert. Jüpiter'e vardıklarında "Jüpiter yolcusu kalmasın" diyerek herkesi indirmiş.
Herkes etrafta gezip fotoğraf çekiyor, Jüpiter'in toprak yapısını inceliyormuş. Nesrin bir ara Neşe'yi gözden kaybetmiş. Annesi "Neşe nerede?" diye sorunca "Ben şimdi onu bulurum" diye cevap vermiş. Kardeşini ararken minik Neşecik karşısına çıkıvermiş elindeki halka tatlısıyla. "Abla, bak tatlı yaptım, hem de halka tatlısı" diyormuş gösterip. "Hadi tadına baksana" diye ısrar ediyormuş. Nesrin tadına bakınca çok beğenmiş "Nasıl yaptın kardeşim?" demiş. Neşe, Jüpiter'in halkalarını gösterip işte böyle demiş. Meğer Jüpiter'in halkalarını koparıp şekerle bulamış, ortaya halka tatlısı çıkmış. Nesrin, "Nasıl yani artık Jüpiter'in halkaları yok mu?" deyince "cık" yok sesi gelmiş Neşe'den. Bunun da fotoğrafını çekip dünyaya gönderdiklerinde uzay istasyonunda çalışanlar gülmekten yerlere yatmışlar. Zira artık Jüpiter'in halkaları yokmuş. "Jüpiter'in halkalarından halka tatlısı yapmak hiç kimsenin aklına gelmezdi" diye düşünüp gülüşmüşler.
İşlerini tamamlayan ekip Venüs'e doğru yol almış. Venüs'e varınca Hayri "O kadar yorgunluğa bir kahve iyi gider, kahve molası verelim" demiş. Venüs'den dünyaya kahve keyfi fotoğrafı yansımış. Mert "Kahvemizi içtiğimize göre artık Venüs üzerinde araştırma yapabiliriz. Sayende gezegenleri yiyerek bitireceğiz Hayri" diye gülümsemiş. Venüs'den numuneler almışlar, fotoğraf çekmişler.
Kamil demiş ki "Sırada hangi gezegen var Mert?" O da "Merkür" demiş. "Merkür'de de biraz kestirelim arkadaşlar ne dersiniz?" demiş Kamil? "Benim çok uykum geldi" diye de eklemiş. Akın, "İlahi abilerim uyumak için Merkür'e gidilir mi hiç? Dünya ne güne duruyor?" deyince herkes gülüşmüş. Merkür'e varınca Kamil bir köşeye varıp kestirmeye başlamış. Hayri de yanına ilişivermiş. Diğerleri "Ne kadar da yorulmuş bunlar böyle!" diyerek Hayri ile Kamil'in fotoğrafını çekip dünyaya göndermişler. Uzay istasyonunda çalışanlar "uykucular uzayda yakalandı" diye başlık atmış. Merkür'de dinlendiğimize göre "Artık dünyaya dönme vakti geldi" demiş Mert. Herkes hazırlıklarını yapıp yerini almış. Kamil'i uyandırmak mümkün olmayınca Hayri, Kamil'i sırtlayıp uzay aracına yerleştirmiş. Kamil gözünü açmayıp horul horul uyumuş. Taa ki dünyaya gelene kadar. Toprağa ayak basınca Kamil, Nuri bakkalın yolunu tutuvermiş. Hikayemiz de burada sona ermiş.
(Rafadan Tayfa'yı çok seven kızım Nesrin için yazdığım hikayedir.)