ramazan ayı zikirleri diyanet / Ramazan Ayında Yapılacak İbadetler | İslam ve İhsan

Ramazan Ayı Zikirleri Diyanet

ramazan ayı zikirleri diyanet

Ramazan ayında çekilecek tesbihler, zikirler: Peygamberimiz (sav.)'in Ramazan Duası

Hz. Muhammed'e Kur'an-ı Kerim'in ayetler halinde indirilmeye başlandığı Ramazan ayının İslam alemi için anlamı oldukça büyük. Müslümanlar tarafından ibadet ederek geçirilen Ramazan ayında yapılan ibadetlerden biri de tesbih ve zikir çekmek. Müslümanlar, Ramazan ayında nasıl zikir çekileceğini araştırıyor. İşte Ramazan ayı tesbihatı

Ramazan ayının 1 ve Günleri arasında günde defa Ya Erhamerrahimin tesbihi çekilir. Bu tesbih (Ey iman edenlerin en merhametlisi) anlamına gelir.

Ramazan ayının 11 ve Günleri arasında günde defa Ya Gaffarez Zünü tesbihi çekilir. Bu tesbih (Ey günahları bağışlayan) anlamına gelir.

Ramazan ayının 21 ve Günleri arasında günde defa Ya Atikarrikab tesbihi çekilir. Bu tesbih (Ey iyileri koruyan) anlamına gelir.

*Ramazan ayında her pazartesi günü gün boyunca her ibadetin ardından "La havle vela Kuvvete illa billa hüvel aliyhül azim" ( Bütün güç ve kuvvet yalnızca Allah'ın yardımıyla elde edilir.) tespihi çekilmelidir. Her pazartesi mutlaka bin defa çekilmesi gereken zikir olduğunu söylemek mümkündür.

*Her salı günü defa olacak şekilde "Cezallahü anna Muhammeden sallallahü Teala Aleyhi ve sellem ma hüve ehlül" ( Allah bize Hz. Muhammed'e layık olma mükafatı versin.) salavatı çekilmedir.

Ramazan ayının ilk 10 günü çekilecek zikirler şu şekildedir;

Ya Erhamerrahemin tesbihi çekilir. Ya erhamerrahemin demek "Ey iman edenlerin en merhametlisi! " demektir. Bu zikiri günde defa çekebilirsiniz.

Ramazan ayının 10 ve 20 gün arası için;

" Ya Gaffarez Zünub " teshibi çekilir. Bu zikiride 10 günden sonra günde defa çekebilirsiniz. En az olmak üzere daha fazla da çekebilirsiniz. Ya Gaffarez Zünub zikirinin anlamı "Ey günahları bağışlayan" dır.

Ramazan ayının 20 ve 30 gün arası ise,

"Ya Atikkaribab" zikrini çekebilirsiniz. Ya atikarribab "Ey iyileri koruyan anlamını taşımaktadır.

Peygamberimiz her halinde, hareketinde ve her anında dua eder, bizim de dua etmemizi buyururdu. Çünkü dua, onu Rabbine yakınlaştıran bir araçtı. Ramazan ayı girince Peygamberimiz dualarını daha da arttırırdı. "Oruçlunun iftar vaktindeki duası reddedilmez" müjdesini verirdi.

Allah’ın Resulü Peygamber Efendimiz, "Ya Rabbi, her şeyi kuşatan rahmetinin hakkı için beni affet, beni bağışla" diye dualarda bulunurdu. Özellikle mübarek Ramazan ayı gecelerinde Allah-u Teâlâ' ın rahmeti boldur coşar ve taşar, Ramazan bir dua denizi olur Ramazan ayının girmesi ile birlikte Yüce Allah kullarını dua etmeye davet eder, yapılacak bütün duaları kabul edeceğini buyururdu. Peygamber Efendimizin dile getirdiği gibi: "Ramazan- Şerif’in ilk gecesinde Cennet kapıları ardına kadar açılır ve her gece sabaha kadar bir çağırıcı seslenir:

"Günahlarının affedilmesi için bağışlanmak isteyen yok mu? Tövbe eden yok mu? Allah tövbesini kabul buyursun. "Dua eden yok mu? Cevap verilsin. "Kendisi için bir şey isteyen yok mu? İsteği hemen yerine getirilsin."

Oruç tutan her ümmeti, duası Allah katında asla reddedilmeyecek üç kişi arasında olduğunu bildiren ve sayan Sevgili Peygamber Efendimiz ümmetine şu uyarılarda bulunurdu: "Üç kişinin duası asla geri çevrilmez: Adalet üzere hüküm veren hâkimin, İftar edinceye kadar oruç tutanın ümmetin ve zulme, haksızlığa uğrayan mazlumun" şeklinde buyurmuştur.

Bilindiği üzere Ramazan ayı duaların makbul ve kabul olacağı, karşılık verileceği özel, müstesna ve kıymetli bir aydır. Oruçlu ağzın duası her zaman makbuldür. Hadis-i şerif bu müjdeyi dile getirir:

"Her oruç tutan kulun iftar vaktinde kabul olunacak bir duası vardır. Duasının karşılığı mükâfat olarak ya dünyada verilir ya da ahirette ebedi bir surette ihsan edilir." (Kenzü'l-Ummal, )

Oruçlu olduğu zamanlarda iftar vaktinin gelmesi ile Peygamber Efendimiz şöyle dua ederdi: "Ey Allah'ım! Senin rızan için oruç tuttum ve Senin rızkınla orucumu açıyorum." "Susuzluk gitti, damarlar ıslandı, inşâ sevap kesinleşti."

Hadis-i şerifte bu manaya dikkat çekilir ve müminler duaya teşvik edilirler:"

Dua örnekleri

"Bismillahirrahmanirrahim"

"Rahman ve Rahim Olan Allah (c.c.)(c.c.)'ın adıyla;"

Allahummec'al siyami fihi siyam'es-saimin ve giyami fihi giyam'el-gaimin ve nebbihni an nevmet'il-ğafilin ve heb li curmi fihi ya ilah'el-alemin ve'fu anni ya afiyen an'il-mucrimin"

Anlamı; Allah'ım! bu günde tuttuğum orucu gerçek oruç tutanların orucu gibi ve ibadetimi gerçek ibadet edenlerin ibadeti gibi kıl, bu günde beni gafillerin uykusundan uyandır, suçumu bu günde bağışla, ey alemlerin ilahı! Affet beni, ey suçları affeden Rabbim!

Ramazan süresince faydalı olacak dualar aşağıdadır:

Oruca Başlarken

Okunuşu: Ve bisavmi ğadin neveytü min şehri ramazan

Manası: Ramazan ayının yarınki orucuna niyetlendim.

Orucu Bozarken (İftar Ederken)

Okunuşu: Allâhümme innî leke sumtü ve bike âmentü ve alâ rızgıke eftartü.

Manası: Ey Allah'ım! Senin için oruç tuttum sana iman ettim ve senin rızkınla orucumu açtım.

Yemeğe Başlarken

Okunuşu: Bismillahi ve alâ bereketillahi

Manası: Allah'ın adıyla (başlarım) ve üzerine Allah'ın bereketi (olsun).

Yemekten Sonra

Okunuşu: Elhamdülillahillezî et amenâ ve sekenâ ve cealenâ minel müslimin

Manası: Açlığımızı ve susuzluğumuzu gideren ve bizi Müslüman kılan Allah'a hamdolsun.

PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.)'İN RAMAZAN DUASI

Peygamber Efendimiz, üç aylara eriştiğinde diğer günlere nazaran ibadetlerini daha da artırıyor ve sık sık şu duayı okuyordu: "Allahümme bârik lena fî recebe ve şa'bân ve belliğna ramazan (Allah'ım Recep ve Şaban ayını bize bereketli kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır)."

Peygamberimizin okuduğu Kadir Gecesi duasının Türkçe manası şu şekilde:

  • -Allah'ım sen affedicisin, affı seversin, beni affeyle.

  • Peygamber Efendimiz bir hadisi şeriflerinde “İnanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini ihya edenlerin geçmiş günahlarının affedileceğini” müjdelemiştir. (Buhari, “Fazlu Leyleti’l-Kadr, 1) Ramazanın son on gününe girildiğinde Hz. Peygamber dünyevi işlerinden uzaklaşıp itikâfa çekilir, geceleri daha çok ibadet ve tefekkürle geçirdiği gibi ailesini de ibadet için uyanık tutardı.

Hz. Aişe validemiz : “Ya Resulallah, Kadir Gecesi’ne rastladığım zaman nasıl dua edeyim?” diye sorunca, Peygamber Efendimiz : “Ey Allah’ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet” şeklinde dua ve niyazda bulunmasını tavsiye buyurmuştur (Tirmizi, Deavât 84). Bu gece melekler yeryüzüne inerken bereket ve rahmet de iner. Bu gece her iş için bir selamet ve saadet gecesidir. Bu gecenin kadrini bilen ve onu iyilikle ve ibadetlerle ihya eden kimse Allah katında yüksek yer ve şeref sahibi olur.

Ramazan'da hangi zikirler &#;ekilmeli? Oru&#;luyken &#;ekilecek g&#;nl&#;k zikirleri neler?

Ramazan ayı boyunca Cuma günleri: defa “Allah Allah” diye tesbih çekilir.

Ramazan ayı boyunca Cumartesi günleri: defa “La İlahe İllallah “kelime-i tevhidi çekilir.

Ramazan ayı boyunca Pazar Günleri: defa “Ya hayyü ya kayyüm” diye tesbih çekilir.

Ramazan ayı boyunca Pazartesi Günleri: defa “la havle vela kuvvete illa billahil aliyyil aziym” denmelidir.

Ramazan ayı boyunca Salı günleri: defa "Cezallahü anna Muhammeden sallallahü Teala Aleyhi ve sellem ma hüve ehlüh" Salavatı çekilir.

Ramazan ayı boyunca Çarşamba Günü: Bin defa() “Estağfirullahel Aziyme ve etübü leyh” istiğfarını çekmelidir.

Ramazan ayı boyunca Perşembe günü: defa (Bin) “Sübhanallahi vebihamdihi Sübhanellahil Aziym.”

Ramazan Ayında Yapılacak İbadetler

Ramazan’da yapılacak zikirler ve ibadetleri sizler için liste halinde düzenledik. Fakat bu ibadetleri sadece Ramazan ayında değil, elimizden geldiğince hayatımızın her döneminde gerçekleştirmeye çalışmamız gerektiğini unutmamalıyız. Ramazan’da yapılması tavsiye edilen ibadetler

Bu mübârek Ramazan ayında gönlünü Allâh’a, bedenini ibadete vererek, oruç, terâvih, Kur’ân-ı Kerîm, zikir, istiğfar, fitre, zekât, şefkat ve merhamet dolu hizmet ve fedakârlıklarla vakitlerini güzelce ihyâ edenler, bütün bir yıl bunun bereketine nâil olurlar.

Fakat bu mübârek zamana bîgâne kalarak ilâhî rahmetten uzaklaşanlar, yine bütün bir yıl, bu ayrılık ve duyarsızlığın hüsrânına dûçâr olurlar.

Nitekim Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Cebrâîl (a.s.) bana göründü ve; «Ramazân’a erişip de günahları affedilmeyen kimse rahmetten uzak olsun!» dedi. Ben de «Âmîn!» dedim…” (Hâkim, IV, /; Tirmizî, Deavât, /)

Kur’ân Okumak ve Hatim Yapmak

Ramazân-ı Şerîf, Kur’ân’ın-ı Kerim'in nâzil olduğu aydır. Bu ayda Kur'ân-ı Kerim ile ilişkimiz artırmalı ve en az bir mukabeke okumaya gayret etmeliyiz. Kuran okumayı bilmiyorsak bu ayı fırsat bilerek öğrenmeye gayret ettmeli, camiilerde mukabele programlarına iştirak etmeliyiz.

Nitekim Cenâb-ı Hak buyurur:

“Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’ân’ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrâk edenler, onda oruç tutsun…” (el-Bakara, )

Âyet-i kerîmede Kur’ân’ın Ramazan’da indirildiği ve onun hak ile bâtılı, hayır ile şerri, iyi ile kötüyü birbirinden ayırt edecek hikmet ve hakîkat nurlarıyla dolu bir kitap olduğu bildirildikten sonra, bu mübârek aya kavuşanların Kur’ân terbiyesi altında oruç tutmakla mükellef oldukları beyân edilmektedir.

Bu bakımdan Kur’ân ile Ramazan arasındaki derin yakınlık ve ince irtibâtın çok iyi idrâk edilmesi îcâb eder.

Peygamber Efendimiz, bilhassa Ramazan ayında Kur’ân-ı Kerîm’e daha fazla ehemmiyet verirdi. Dostu Cebrâil (a.s.) ile bu ayda her gece Kur’ân-ı Kerîm’i mukàbele ederlerdi. Vefâtından önceki Ramazan’da ise bu mukàbeleyi iki kere yapmışlardı. (Bkz. Müslim, Fedâil ) Resûlullah,Kur’ân-ı Kerîm’i, Cebrâil’den (a.s.) sonra bâzı sahâbîleriyle de mukàbele ederdi. (Ahmed, I, )

Yine İbni Mesut’tan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah şöyle buyurdu:

“Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.”(Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 16)

Sahur Yapmak

Ramazan ayıda mümkün olduğu kadar sahur yapmaya gayret etmeliyiz. Sahurların yüksek fazîlet ve kıymeti hakkında Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Bir yudum su ile dahî olsa sahur yapınız.” (Abdurrazzâk, Mu sannef, IV, /)

“Sahur yemeği yiyin, zîrâ sahurda bereket vardır.”(Buhârî, Savm, 20)

Faziletine İnanarak Oruç Tutmak

Ramazân-ı Şerîf’in lâyıkıyla ihyâsı yolunda en çok dikkat edilecek husus, şüphesiz ki oruç ibâdetidir. Oruç, bize dünyânın fânî nîmetleri elinden alınacak bir âhiret yolcusu olduğumuzu hatırlatır.

Resûlullah Efendimiz buyurmuşlardır:

“Oruç tutunuz ki, (madden ve mânen) sıhhat bulasınız!” (Heysemî, III, )

Cenâb-ı Hak buyurur:

“Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’ân’ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrâk edenler, onda oruç tutsun…” (el-Bakara, )

İslamın beş şartından biri olan oruç hakkında İbni Ömer’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah şöyle buyurdu:

“İslâm beş temel üzerine bina kılınmıştır: Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şahitlik etmek. Namazı dosdoğru kılmak, zekâtı hakkıyla vermek, Allah’ın evi Kâbe’yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.”(Buhârî, Îmân 1, 2, Tefsîru sûre(2) 30; Müslim, Îmân )

Yine Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:

“Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.”(Buhârî, Îmân 28, Savm 6)

Oruç Tutarken Tüm Uzuvlarımızı Haramlardan Korumak

Yalnızca mideyi aç bırakmakla kâmil mânâda oruç tutulmuş olmaz. Makbul bir oruç, bedendeki bütün uzuvların, bilhassa da gözün, kulağın ve dilin haram ve şüphelilerden muhâfaza edilerek nefsin dizginlenmesini gerektirir. Ancak böyle bir oruç, kul için Cehennemʼe kalkan olur.

Oruçluyken sabırla aşılması gereken bu imtihanlardan biri, hadîs-i şerîfte şöyle ifade buyrulur:

“Hiçbiriniz oruçlu olduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin. Eğer biri kendisine söver veya çatarsa «ben oruçluyum» desin.” (Buhârî, Savm, 9)

Resûlullah’ın âzatlısı Ubeyd (r.a.) şöyle anlatır:

İki kadın oruç tutuyorlardı. Öğle üzeri bir kimse gelerek dedi ki:

“–Yâ Resûlallah! Şurada iki kadın var, oruç tutuyorlar. Nere deyse susuzluktan ölecekler. (Müsâade buyurun da oruçlarını bozsunlar.)” dedi.

Allah Resûlü ondan yüz çevirdi, cevap vermedi. Gelen kimse sözünü tekrar etti:

“–Yâ Nebiyyallâh! Vallâhi neredeyse ölecekler!” dedi. Efendimiz:

“–Çağır onları!” buyurdu. Kadınlar geldiler. Efendimiz bir kap istedi. Kadınlardan birine vererek:

“–İçindekileri çıkar!” dedi. Kadın, kabın yarısını dolduracak şekilde kan, cerahat ve et kustu. Diğerine de aynı şekilde emir buyurunca, o da kabı dolduruncaya kadar kan ve taze et çıkardı. Bunun üzerine Resûlullah:

“–Bunlar, Allâh’ın helâl kıldığı şeylerden kendilerini tuttular, onlara karşı oruçlu oldular; haram kıldığı şeylerle de oruçlarını açtılar. Birbirinin yanına oturup, insanların etlerini yemeye (gıybet etmeye) başladılar.”buyurdu. (Ahmed, V, ; Heysemî, III, )

İftar İçin Acele Etmek ve İftar Vermeye Gayret Etmek

İftar açarken acele etmek gerekir. Nitekim Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur:

“Allah Teâlâ şöyle buyurdu: Kullarımın bana en sevgili olanı, oruç açmakta acele davranandır.”(Tirmizî, Savm 13)

Ramazanda bir oruluyu iftar ettirmenin ecri büyüktür. İftarı verme hususunda Zeyd İbni Hâlid el-Cühenî’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

“Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlu kadar sevap kazanır. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez.”(Tirmizî, Savm 82)

Yine başka bir hadîs-i şerîfte buyrulur:

“Kim bu ayda bir oruçluya iftar verirse, bu onun günahlarının bağışlanmasına, Cehennem azâbından kurtulmasına ve kendi mükâfatından hiçbir şey eksilmeden bir oruç tutma sevâbına daha nâil olmasına vesîle olur.” Bunu işiten sahâbîler:

“–Ey Allâh’ın Elçisi! Hepimiz bir oruçluyu doyuracak kadar yiyeceğe sahip değiliz.” dediler. Resûlullah Efendimiz bunun üzerine:

“–Kim bir oruçluyu bir hurma ile veya içecek su ile veya tadımlık bir süt ile iftar ettirirse, Allah ona bu sevâbı verir.” buyurdu. (Ali el-Müttakî, VIII, /)

Teravih Namazı Kılmak

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:

“Kim Ramazan’ın faziletine inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek terâvih namazını kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Îmân 37 ; Müslim, Müsâfirîn , )

Peygamber Efendimiz buyurur:

“Allâh Teâlâ Ramazan’da orucu farz kıldı, ben de (terâvîh) namazını sünnet kıldım.” (İbn-i Mâce, Salât, )

İhlası Muhafaza Etmek

Mânevî bir lutuf mevsimi olan Ramazân-ı Şerîf’te bilhassa rûhâniyetimizi seviyelendirmeye gayret etmemiz îcâb eder. Bu hususta yeğâne geçer akçe de; “ihlâs”tır. İbâdetlerin kemâlini artıran; kalp temizliği, niyet berraklığı ve samîmiyettir. Nefsânî menfaat düşüncelerinin karıştığı, Hak rızâsından gayrı gâyelerin ortak edildiği ibâdetlerden bir hayır umulamaz Nitekim bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur:

“Nice oruç tutanlar vardır ki, orucundan kendisine kuru bir açlıktan başka bir şey kalmaz! Geceleri nice namaz (terâvih ve teheccüd) kılanlar vardır ki, namazlarından kendilerine kalan, yalnız uykusuzluktur.”(İbn-i Mâce, Sıyâm, 21)

Cemaatle Namaza Daha Çok Dikkat Etmek

Beş vakit namaz her Müslüman üzerine farzdır. Fakat namazları cemaatle kılma hususunda gerekli itina gösterilememektedir. Fakat cemaatle namazının ehemmiyetine dair birçok hadis-i şerif vardır. Bizler de Ramazan-ı Şerif’te cemaatle namaz hassasiyetimizi daha çok artırmalı tüm namazlarımızı cemaatle kılmaya gayret etmeliyiz.

Peygamber Efendimiz’in, namazı cemaatle kılmaya teşvîk eden hadîs-i şerîflerinden bâzıları şöyledir:

“Cemaatle kılınan namaz, kiflinin yalnız kıldığı namazdan yirmi yedi derece daha fazîletlidir.” (Buhârî, Ezân, 30)

Kim, sabah-akflam câmiye gider gelirse, her gidip gelişinde Allâh Teâlâ, o kimseye cennetteki ikrâmını hazırlar.” (Buhârî, Ezân, 37)

Allâh Resûlü, cemaate devam husûsunda ihmalkârlık gösterenlere karşı son derece tâvizsiz davranmıştır. Nitekim bir gün:

“Kim, müezzini işitir ve kendini engelleyen bir özrü olmadığı hâlde cemaate gitmezse, münferiden kıldığı namaz (kâmil bir namaz olarak) kabûl edilmez.”buyurmuştu. Ashâb-ı Kirâm:

“–(Ey Allâh’ın Resûlü!) Özür nedir?”dediler. Efendimiz:

“–Tehlike korkusu veya hastalıktır.”buyurdu. (Ebû Dâvûd, Salât, 46/)

Teheccüt Namazı Kılmak

Allâh Teâlâ, teheccüd namazını Peygamber Efendimiz’e husûsî olarak farz kılmıştır. Bizler de Ramazan-ı Şerif içerisinde sahura kalktığımızda en az 2 rekat teheccüd namazı kılmaya gayret etmeliyiz. Nitekim âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: “Gecenin bir kısmında da sâdece sana mahsus bir fazlalık olmak üzere Kur’ân ile teheccüd namazı kıl. Umulur ki Rabbin seni Makâm-ı Mahmûda eriştirir.” (el-İsrâ 17/79)

Teheccüd namazı ile ilgili Resûlullâh buyurdular:

“Gece namazına devam ediniz. Zira bu sizden önceki salihlerin ibadetidir. Çünkü gece ibadeti, Allah’a yakınlık günahlara kefaret olup insanı bedeni hastalıklardan korur ve günahlardan uzaklaştırır.”(Tirmizi, Deavât, )

“…Farzlar dışında en faziletli namaz, gece namazıdır.” (Müslim, Sıyâm, )

Yine Allah Resûlü buyururlar ki:

“Cebrâîl (a.s) geldi ve şöyle dedi: «…Hiç şüphe yok ki, mü’minin şerefi (değeri) teheccüd namazındadır»”(Cem’u’l-Fevâid, I. )

Dua Etmek

İbâdetlerin özü olan duâ da, kulun benliğinden sıyrılarak Rabbine sığınmasıdır. Allâh ile kul arasında en mühim bir mânevî bağ durumundadır. Bu bağı koparanlar, Hak katındaki değerlerini de zâyi etmiş olurlar. Ramazan ayında bilhassa gecelerde ve oruçlu iken rabbimize yalvarmalı ve ona sığınmalıyız.

Nitekim âyet-i kerîmede buyrulur:

“(Resûlüm!) De ki: Sizin (kulluk ve) yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?!..” (el-Furkân, 77)

Tevbe ve İstiğfar Etmek

Ramaza ayı af ve mağfiret ayıdır. Ramazân-ı Şerîf’i lâyıkıyla ihyâ edenler, sayısız nîmetlere nâil olurlar. Ona duyarsız kalanlar ise, dehşetli bir mahrûmiyete dûçâr olurlar. Zîrâ hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz şöyle buyurur:

“Cebrâîl (a.s.) bana göründü ve; «Ramazan’a erişip de günahları affedilmeyen kimse rahmetten uzak olsun!» dedi. Ben de «Âmîn!» dedim…”(Hâkim, IV, /; Tirmizî, Deavât, /)

Yine Hazret-i Peygamber: “Ben, günde yüz kere istiğfâr ederim…” (Müslim, Zikir, 42) buyurmuşlardır.

Salat-u Selamı Çoğaltmak

Ahirette Peygamber Efendimiz’e yakın olmak için her daim salavat getirmelidir. Ramaza-ı Şerif’te salavatlarımızı çoğaltabiliriz. Nitekim Ayet-i kerîmede buyrulur:

“Şüphesiz ki Allâh ve melekleri, Peygamber’e çokça salât ederler. Ey müminler! Siz de O’na salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin!” (el-Ahzâb, 56)

Abdullah bin Mesut Hazretlerinden rivâyet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur:

“Kıyâmet günü insanların bana en yakın olanı, bana en çok salât ü selâm getirenidir.” (Tirmizî, Vitir, 21/)

Allah Teâla’yı Daha Çok Zikretmek

Ramazan Ayında Rabbimizi zikretmeye daha çok önem verilmelidir. Âyet-i kerîmede buyrulur:

“Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle, sabah-akşam Rabbini an. Gâfillerden olma!” (el- A’râf, )

Bu konuda Allâh Resûlü şöyle buyurur:

“Allâh’ı sevmenin alâmeti, Allâh Teâlâ’yı zikretmeyi sevmektir.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, II, 52)

Son On Gün İtikafa Girmek

Ramazan’ın son on gününde dünya işleriyle ilgiyi kesip camiye kapanarak ibadetle uğraşmaya denir. Peygamber Efendimizin de son on günde itifkafa girdiğine dair bir çok hadis-i şerif mevcuttur.

Hz. Ayşe’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber, vefat edinceye kadar Ramazan’ın son on gününde itikâfa girmiştir. Vefatından sonra eşleri itikâfa girmeye devam ettiler. (Buhârî, İ’tikâf 1; Müslim, İ’tikâf 5.)

Yine Hazret-i Ayşe anlatıyor:

“Resûlullah Ramazan ayında ibâdet husûsunda diğer aylarda görülmeyen bir gayret içerisinde olurdu. Ramazan’ın son on gününde ise kendisini çok daha fazla ibâdete verirdi. Bu günlerde geceyi ihyâ eder, âilesini uyandırır ve izârını bağlardı. (Yâni ibâdet için hazırlıklarını tamamlar ve büyük bir azimle Hakk’a yönelirdi.)” (Buhârî, Fadlu Leyleti’l-Kadr, 5; Müslim, İ’tikâf, 8)

Kadir Gecesini Aramak

Kadir gecesi, Cenâb-ı Hakk’ın, ümmetler içinde sadece ümmet-i Muhammed’e müstesnâ bir ikrâmı olarak lutfettiği, en zengin mânevî hazinelerden biridir. Onun ihtişam ve azameti, kıymet ve ehemmiyeti, müstakil bir sûre-i celîle ve birçok hadîs-i şerîflerle müjdelenmiştir.

Rabbimiz bu gecenin şânını şöyle beyan buyurur:

“Biz onu (Kur’ân’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Rûh (Cebrâil), her iş için iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Tâ fecrin doğuşuna kadar.” (el-Kadr, )

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

“Faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini değerlendiren kişinin geçmiş günahları bağışlanır.”(Buhârî, Îmân 25, 27, 28, 35, Savm 6, Terâvih 1, Leyletü’l-kadr 1; Müslim, Müsâfirîn )

Zekat Vermek

Zekât, belli bir miktarın üzerinde mala sahip olan zenginlerin, hicrî takvime göre senede bir defa mallarından % 2,5 nisbetinde Allah için vermeleridir. Zekât; fakirlere, yoksullara, zekât toplayan memurlara, gönülleri İslâm’a ısındırılacak olan kimselere, hürriyetlerini satın almaya çalışan kölelere, borçlulara, Allah yolunda çalışanlara ve yolda kalanlara verilir. (et-Tevbe, 60) Zekat vermek Ramazan ayına mahsus değildir. Ramazan ayının haricinde her hangi bir ayda da zekat verilir. Ancak Ramazan ayı ibadetlerin ve amellerin katlandığı bir ay olduğundan fakir fukarayı gözeterek daha fazla sevap alabilmek için genellikle zekatlar Ramazan ayında verilmesi uygun görülmüştür.

Fitre Vermek

Ramazan Bayramı’na yetişen ve temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların kendileri ve velâyetleri altındaki kişiler için yerine getirmekle yükümlü bulundukları mâlî ibadete fitre denir. Ramazan ayı içinde fitreleri vermek gerekir.

Abdullah İbn Ömer’den (r.a.) şöyle dediği nakledilmiştir:

“Hz. Peygamber fıtır sadakasını (fitreyi) köle, erkek, kadın, küçük ve büyüklere farz kılmış ve insanlar (bayram) namazına çıkmadan önce verilmesini emretmiştir.” (Buhârî, Zekât, 76; Müslim, Zekât, 12 .)

Sadaka ve İnfakları Çoğaltmak

Amellerin ecrinin katlandığı Ramazan ayı içerisinde zekat ve fitrelerden ayrı olarak bolca fakir fukaraya sadaka vermeli ve indak etmek gerekir.

Zira âyet-i kerîmede Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır:

“O (takvâ sahipleri) ki, bollukta da darlıkta da Allah için infâk ederler (harcarlar)…” (Âl-i İmrân, )

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:

“Sadaka vermek malı eksiltmez. Kul başkalarının hatalarını bağışladıkca Allah da onun şerefini arttırır. Kim Allah için alçak gönüllü davranırsa, Allah da onu yükseltir.” (Müslim, Birr Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 82)

Ramazan Umresi Yapmak

İmkanı olanlar için Ramazan ayı içerisinde umre yapmak çok faziletlidir. Nitekim Abdullah İbni Abbâs’tan rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

“Ramazan ayında yapılan umre, tam bir hac sayılır, yahut da benimle birlikte yapılmış bir haccın yerini tutar.” (Buhârî, Umre 4)

Bayram Gecelerini İhyâ Etmek

Bayram gün ve geceleri de ince ruhların kavrayabileceği, derin ve duygulu gönüllerin sezebileceği nûrânî tecellîlerle doludur.

Hadîs-i şerîfte buyrulur:“Ramazan ve Kurban Bayramı gecelerini, sevâbını Allah’tan umarak ibâdetle ihyâ edenlerin kalbi, -bütün kalplerin öldüğü günde- ölmeyecektir.”(İbn-i Mâce, Sıyâm, 68)

Ramazan Ayının Önemi Nedir?

Rabbimiz, kullarının ebedî saâdeti için; hayat takviminde, ilâhî rahmet, af ve mağfiretin âdeta tuğyân ettiği birtakım mânevî kazanç mevsimleri tâyin buyurmuştur. Bu mevsimlerin en bereketlisi, hiç şüphesiz ki Ramazân-ı Şerîf’tir. Zîrâ:

  • Hidâyet rehberimiz Kur’ân-ı Kerîm, bu mübârek ayda indirilmiştir.
  • Müstesnâ bir rûhî olgunluk vesîlesi olan oruç ibâdeti, bu aya mahsus bir farz kılınmıştır.
  • Bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesi, Ramazan geceleri içinde lutfedil miştir.
  • Bu ayın geceleri; iftar, terâvih ve sahurlarla bereketlendirilmiştir.
  • Çeşitli ihtiyaç ve mahrûmiyetler içinde kıvranan muzdarip gönüller, en çok bu ayın gelişiyle ümit ve sevince gark olurlar. Zîrâ zekât, sadaka ve infak gibi ibâdetler, tebessümü unutmuş nice yüzleri bilhassa bu ayda sürûra kavuşturur.
  • Bu ayda ulvîliklerin ve cennetlerin kapıları açılır.
  • Günahlardan korunmak, kötülüklerden el çekmek sûretiyle cehennem kapıları kapanır.
  • Şerler ve şeytanlar da, kâmil mü’minlerin takvâ zincirleriyle bağlanır.

Böylece mü’minlere ebedî saâdet kapılarını açan Ramazan; bütün bir ümmetin ikbal kapılarını da aralar.

İslam ve İhsan

Oruç Nedir? Orucun Faydaları Nelerdir?

PAYLAŞ:                

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır