Ramazanda Iftar Duası Arapça

Ramazan ayı her yıl 30 ya da 29 gün sürüyor. 2023 yılında 29 sürecek olan Ramazan ayında Müslümanlar oruç ibadetini gerçekleştirecek. 23 Mart’ta başlayan bu mübarek ve bereketli ay, 20 Nisan’da sona erecek. Bu süre kapsamında, her güneş doğmadan önce sahur duası ile sahur yemeği yenecek ve oruç tutmaya niyet edilecek. Akşam ezanı ile birlikte ise yemeden içmeden kesilen vatandaşlar, oruçlarını iftar yemeği ile açacak. İftar yemeğine başlamadan önce dua edildiğini biliyoruz. Peki, İftar duası oruç nasıl açılır? Peygamber Efendimiz iftarda nasıl dua ederdi? İşte, uzun, kısa, Arapça, Türkçe iftar duası ve manası…

İFTAR DUASI ORUÇ NASIL AÇILIR?

İftarı hurmayla açın, zira o berekettir. Şayet hurma bulamazsa suyla iftar edin, çünkü o temizleyicidir. (İ. Mace)

Peygamber efendimiz, taze hurmayla iftar ederdi. Taze hurma yoksa kuru hurmayla, o da yoksa suyla iftar ederdi. (Tirmizî)

İftar açmadan edilen duanın Arapçası ve Türkçesi şöyledir:

"Allahümme leke sumtu ve bike âmentü ve aleyke tevekkeltü ve alâ rızkıke eftartü ve savme'l-Ğadi min şehri Ramazane neveytü, feğfirlî mâ kaddemtü ve mâ ahhartü."

"Allah'ım! Senin rızan için oruç tuttum, sana inandım ve sana güvendim. Senin rızkınla orucumu açtım ve Ramazan ayının yarınki orucuna da niyet ettim. Benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla!"

İftar duası, iftar yemeği öncesinde okunan bir duadır ve orucun açılması için yapılan dua olarak bilinir. İftar duası genellikle şu şekildedir:

"Allah'ım! Senin rahmetinle orucumuzu açtık, Senin rızan için yedik, Senin verdiğin nimetle iftar ettik. Ey merhametlilerin en merhametlisi, bizi bağışla ve bize rahmet et. Amin."

Bu dua Arapça veya Türkçe olarak okunabilir. Ayrıca orucun açılması için yapılacak işlem, güneş batıncaya kadar beklemek ve sonra ezanın okunmasını beklemektir. Ezan okunduktan sonra, tarih ve su ile oruç açılabilir.

Orucun açılması için yapılacak işlem, güneş batıncaya kadar beklemek ve sonra ezanın okunmasını beklemektir. Ezan okunduktan sonra, tarih ve su ile oruç açılabilir. Ayrıca, orucun açılışı sırasında hafif bir şeyler yemeye özen göstermek ve sonra daha ağır yemekleri yavaş yavaş yemek daha sağlıklı olacaktır.

PEYGAMBER EFENDİMİZ İFTARDA NASIL DUA EDERDİ?

Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi Ve Sellem, orucunu açtıktan sonra da şöyle derdi; “Susuzluk gitti, damarlar ısındı, inşallah Tealaya sevap kesinleşti.”

Peygamber Efendimiz, iftar duası olarak genellikle şu duayı okurdu:

"Allah'ım! Bu günün orucunu Senin rızan için tuttum, Sana inandım, Sana güvendim, Sana tevbe ettim, Senin rızan için yemek yiyorum. Orucumu açarken, Senin rızan için seni anıyor, Senin rahmetini, bağışlamını ve yardımını diliyorum. Ey merhametlilerin en merhametlisi!"

Bu dua, hadis kaynaklarında rivayet edilen bir duadır ve Peygamber Efendimiz'in iftar zamanında okuduğu dua olarak bilinir. Ayrıca, Peygamber Efendimiz'in iftar zamanında dua ederken ellerini açıp ellerini yüzüne kapatırdı.

Ancak unutulmamalıdır ki, Peygamber Efendimiz iftar duası olarak sadece bu duayı okumamış, farklı dualar da okumuş olabilir. Yani, iftar duası olarak sadece bu duayı okumanın zorunlu olduğu bir kural yoktur. Her Müslüman, kendi dilinde Allah'a yakararak dua edebilir.

UZUN İFTAR DUASI

Uzun iftar duası olarak birçok farklı dua vardır. İşte bir örnek:

"Allah'ım! Sana hamd ederiz, seni överiz, seni tesbih ederiz, sana şükrederiz. Senin zikrinle kalplerimiz huzur bulur, senin rahmetinle dünya ve ahiret saadeti kazanırız. Ey rahmet edenlerin en merhametlisi! Bu günün orucunu senin rızan için tuttuk, senin verdiğin nimetlerle iftar ettik. Senin rahmetini, bağışlamını ve yardımını diliyoruz. Bizi bağışla, bize rahmet et, bizim için hayırlı olanı ihsan et. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Amin."

Bu dua, özellikle Ramazan ayında iftar öncesinde okunan bir duadır ve içerisinde Allah'a hamd ve şükür ifadeleri, rahmet talepleri, bağışlanma dilekleri ve hayırlı olanı talep etme gibi unsurlar bulunmaktadır. Ancak, kişiler kendi dil ve tarzlarına uygun olarak kendilerine uygun uzun veya kısa dualar okuyabilirler. Önemli olan niyetin samimi olması ve Allah'a yakın olmaktır.

KISA İFTAR DUASI

Kısa iftar duası olarak genellikle şu dua okunur:

"Allah'ım! Senin rızan için oruç tuttuk, senin rahmetinle iftar ediyoruz. Bizi bağışla, bize rahmet et. Amin."

Bu dua, kısa ve öz bir iftar duasıdır ve Ramazan ayı boyunca iftar öncesi sıklıkla okunur. İçerisinde Allah'a rıza talebi, rahmet talebi ve bağışlanma dilekleri yer alır. Ancak, kişiler kendi dil ve tarzlarına uygun olarak kendilerine uygun kısa veya uzun dualar okuyabilirler. Duaların önemli olan noktası, niyetin samimi olması ve Allah'a yakın olmaktır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.