rasyonalizm temsilcisi / Rasyonalizm Nedir? Rasyonalizmin Temsilcileri Kimlerdir? | Bilgi Birikimi

Rasyonalizm Temsilcisi

rasyonalizm temsilcisi

Rasyonalizm Nedir? Rasyonalizmin Temsilcileri Kimlerdir?

Rasyonalizm yani akılcılık, bilginin kaynağında aklın bulunduğunu savunan felsefi bir görüştür. Rasyonalizm; evrenle ilgili bazı doğruların akıl yoluyla kesin bir biçimde bilinebileceğidir.rasyonalizm nedirRasyonalist filozoflara göre matematik bilginin bilginin mükemmel bir örneğidir. çünkü matematiğin doğruları ezeli-ebedi doğrulardır ve bu doğrular tamamen akıldan zorunlu olarak çıkarılmış doğrulardır.

-Asıl gelişimini 17. ve 18. yy.larda gösteren rasyonalizmin temsilcileri Sokrates, Platon, Aristoteles, Farabi, Descartes, Leibniz, Spinoza, Hegel’dir.

-Sokrates, doğuştan insan aklında bulunan bilgilerin ortaya çıkmasını bilmenin amacı sayar. bu nedenle rasyonalist bir filozoftur.

-Platon, asıl gerçek olan idealar evrenini ruhun önceden tanıdığını ve hatırladığını söyler.

-Aristoteles varlıkların özü olan formların bilgisine akıl ile varılabileceğini söyler. akıl doğuştan bilgiye değil ama bilgi yapma yetisine sahiptir.

-Farabi ise üç tür bilgi kabul eder. Her üçü de akla dayanır.

-Descartes, duygulardan ve deneyden değil, akıl ve düşüncelerden işe başlar ve insan aklında doğuştan fikirlerin varlığını kabul eder.

-Hegel ise gerçeğe hiç deneye başvurmadan, sırf aklın sınırları içinde kalarak varmaya çalışır.

Akılcılık

Akılcılık; usçuluk veya rasyonalizm olarak da adlandırılan, bilginin doğruluğunun duyum ve deneyimde değil, düşüncede ve zihinde temellendirilebileceğini öne süren felsefi görüş.

Tanım ve genel tarihçe[değiştir

Antik Çağ Rasyonalizm temsilcileri ve temel bilgileri

Rasyonalizme göre;" genel-geçer bir bilgi vardır ve kaynağı akıl ve düşünmedir.Akıl doğuştandır." İlkçağdaki başlıca Rasyonalistler şunlardır,

Platon,Aristoteles

Platon: Platon'a göre İdealar ve görünenler(fenomenler) evreni olmak üzere iki türlü evren vardır. İdealar evreni;doğmadan önce içinde bulunduğumuz ve her şeyin gerçeğinin bulunduğu evrendir.Ancak akılla kavra6nır. Görünenler (f6enomenl6er) evreni;halen içinde yaşadığımız nesneler evrenidir.

Görünenler evreni idealar evreninin bir kopyası,gölgesi (yansımasıdır.).Görünüşler dünyası olan bu evrenin bilgisi duyu organları ile elde edildiği için doxa (sanı) dır, aldatıcıdır.Çünkü duyu verileri kişiden kişiye değişen aldatıcı,göreceli bilgilerdir.Bu nedenle doğru bilginin kaynağı duyular olamaz.İdealar evreninin bilgisi akılla elde edildiği için doğru genel-geçer bilgidir.Akılla idealar evreni hakkında kesin bilgi elde edilebilir.Bu nedenle doğru bilginin kaynağı akıldır.

Platon'a göre bilmek ideaları hatırlamaktır. Aristoteles Hocası Platon'un birbirinden ayırdığı,biri duyularla diğeri akılla(düşünceyle)kavranan iki evreni bir araya getirmek ister.O'na göre idealar nesnelerden bağımsız değildir,İdealar tek tek nesnelerin özünde tümel kavramlar olarak vardır.

Bilginin amacı tekil yani bireysel olanı bilmektir.Ancak tekilin bilgisine genelin(tümel)in bilgisinden hareketle ulaşılır.Gerçek bilgi ise,tümel yargılara dayanan önermelerdir. Aristoteles'e göre gerçekte var olanlar tek tek şeylerdir.Şu anda görmediğimiz idealar değildir.Tümel önermeler içinde tekiller(tek tek nesne ve olaylar) olduğundan,yapılacak iş tekilleri tümellerden üretmektir.

Örneğin:Bütün insanlar ölümlüdür Aristo'da insandır. O halde Aristo'da ölümlüdür. Sokrates'e göre bilgi edinme yetisi (meleke)akıldır. Akıl;edilgin (pasif)akıl ve etkin (aktif)akıl olmak üzere ikiye ayrılır.

Etkin akıl duyularımızı saptayarak bilgimizin içeriğini sağlar.Aktif akıl ise pasif aklın sağladığı bu duyuları işleyerek,biçimlendirerek akli hakikatleri sağlar.

Aristoteles bir rasyonalist olmasına rağmen O'nu kendisinden önceki rasyonalistlerden ayıran en önemli özellik bilgilerimizin doğuştan olmadığını savunmasıdır.

O'na göre bilgilerimiz duyu organlarınca elde edilir (pasif akıl)ve işlenerek (aktif akıl)tümel kavramlar oluşturulur.Akıl bilgi üretme gücüne sahiptir.

Örneğin: Bir armut tohumu armudu çekirdeğin içinde güç halinde bulundurmaktadır.Buğday tanesi unu,ekmeği güç halinde taşımaktadır.

Rasyonalizm, Akılcılık Nedir?

Öncelikle belirtmemiz gerekir ki rasyonalizm (akılcılık, usçuluk) kavramı hem günlük dilde hem de felsefi içeriklerde sıkça karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla rasyonalizm kavramının günlük dildeki anlamı ile felsefedeki anlamını birbirinden ayırmamız gerekmektedir.

Burada bizi ilgilendiren, felsefedeki rasyonalizm akımıdır. Felsefi rasyonalizm bilgi felsefesi zeminli bir düşünce akımıdır ve bilginin doğruluğunun duyum ve deneyimde değil, düşüncede ve zihinde temellendirilebileceğini öne süren; doğru bilginin kaynağının akıl olduğunu savunan görüştür.

Günlük dilde ise rasyonalizm; akıl ve mantık süzgecinden geçmemiş görüşleri kabul etmemek, ön yargılardan ve duygusal saplantılardan arınmış olmak anlamına gelir.

Rasyonalizm; bilginin doğuştan gelen akıl ve onun bir görevi olan düşünme gücü ile meydana geldiğini benimseyen ve doğru bilginin kaynağını da duyularda değil, akılda gören öğretidir. Rasyonalizme göre aklımız doğuştan birtakım ilkeler ve yetilerle donatılmıştır. Evreni oluşturan tüm nesneler hakkında kesin bilgi edinmemiz için yalnızca bu ilkelere uygun biçimde mantığımızı kullanmamız yeterlidir.

Rasyonalistlere göre matematik ve mantık bilgileri akılsal (ussal) olduğu için, değişmeyen, herkes için doğru bilgilerdir. Filozoflar da aynı yöntemle evrenle ilgili tüm gerçekleri bilebilir. Bu görüşe göre, kesin bilgi örneği matematiktir.

Rasyonalizm, dünya hakkındaki mühim olan bilginin sadece deney ötesi yöntemlerle elde edilebileceğini savunur.

Rasyonalizm, nedeni olmaksızın hiçbir şeyin var olamayacağını ve bundan ötürü, her şeyin kavranmasının olanaklı olduğunu ileri süren görüştür. Sözcüğün metafizikteki bu anlamı akılcılığın, bilgi kuramında empirizme karşı çıkan bir görüşü savunmasına yol açar.

Bütün kesin bilgilerin, apaçık ve zorunlu deneyim öncesi ilkelerden geldiğini ve bu tür bir bilgiyi ancak akıldaki bu ilkeler sayesinde elde edebileceğimizi; çünkü, duyularımızın geçici ve bulanık bilgiler verdiğini ileri süren görüş olarak karşımıza çıkar.

Bilgilerimizin yalnızca duyular, algılar ve deneyimlerden geldiğini ileri süren empiristlere karşı çıkan bu görüş, Descartes, Spinoza, Hegel gibi filozoflar tarafından benimsenmiştir.

Akılcılar aklın, sağlam bilgiler elde etmemizi sağlayan güvenilir ve etkin bir araç olduğunu da güçlü biçimde savunmuşlardır. Bu da mistisizm, gaybi ilimler, duyu felsefesi gibi akla güvenmeyen yani irrasyonel felsefelere karşıt bir akılcılıktır.

Ardından bilginin edinilmesinde. deneyimin büyük önem taşıdığını ileri sürerek empiristlerin görüşündeki doğru yanı benimseyen ama akla da güvendikleri için bu anlamda akılcılığı benimseyen düşünürler ve akımlar da vardır.

Örneğin Marksçılık, bilginin edinilmesini, insanın somut etkinliği, yani praksisi açısından ele alarak empirizmin ileri sürdüğü deneyimin önemini kabul ettiği gibi öznenin etkinliğini ileri süren klasik akılcılığın akla tanıdığı haklı payı da benimser ve bu iki görüşü daha yüksek bir bütün içinde kaynaştırıp aşarak kendi bilgi kuramını oluşturur.

Akılcılık, bilginin kaynağının akıl olduğunu; doğru bilginin ancak akıl ve düşünce ile elde edilebileceği tezini savunan felsefi yaklaşıma verilen isimdir. Buna göre, kesin ve evrensel bilgilere ancak akıl aracılığıyla ve tümdengelimli bir yöntemsel yaklaşımla ulaşılabilir.

Batı’da akılcı ya da rasyonalist gelenek, Elealılar, Pitagorasçılar ve Platon ile (aklın kendine yeterliliği teorisi Yeni-platonculuğun ve idealizmin başat temasıdır) başlar (Runes, 263).

Aydınlanma’dan beri akılcılık felsefenin hizmetine matematiğin yöntemlerini sunmaya çalışır. Descartes, Leibniz ve Spinoza buna örnek gösterilebilir (Bourke, 263).

Rasyonalizm Akımının Temsilcileri

Rasyonalizm Akımının Temsilcileri

Akılcılık Avrupa’da genellikle kıta felsefesi olarak bilinir, çünkü İngiltere’de deneycilik daha baskındır. Nitekim Leibniz ve Spinoza gibi filozofların düşünceleri, İngiliz deneyci filozoflarınkilerle sık sık karşılaştırılmıştır. Fakat bu akılcılık ve deneycilik akımları ile filozofların akılcı ve deneyci fikirleri detaylıca incelendiğinde pek doğru bir eylem veya bakış açısı değildir. Geniş bir bakış açısından bir filozof hem akılcı hem de deneyci olabilir (Lacey, 286–287).

Aşırı noktasında, deneycilik deneyim dışı her türlü bilgiyi reddeder ve her türlü bilginin deneyim ile edinildiğini savunur. Akılcılık ise, aşırı noktada bilginin deneyim ve algı olmaksızın saf akıl ile tamamen ve en iyi şekilde edinilebileceğini savunur. Yani deneycilik ile akılcılık arasında en temel tartışma (insan) bilgi(si)nin kaynağıdır.

Bununla birlikte, bu tüm rasyonalistlerin doğa bilimlerinin deneyimsel bilgi ve algıların yardımı olmadan tam anlamıyla bilinebileceğini öne sürdükleri anlamına gelmez.

Aslında çoğu rasyonalist filozof deneyime de en azından belirli oranda önem vermiştir ve belirtilen derecede aşırı bir noktada bulunan herhangi bir rasyonalist okul ortaya çıkmamıştır (Hatfield).

Felsefî bir okul olarak akılcılık ve içerdiği temel ilkeler 18. yüzyılda büyük bir eleştiriye maruz kalmıştır. Bununla birlikte bu dönemde de sayıları az da olsa, akılcılığı savunan filozoflar olmuştur. Örneğin Alman Crusius ve yine Alman Moses Mendelssohn.

18. yüzyılda akılcılığa en büyük eleştiri deneyci çevrelerden gelmiştir. Bununla birlikte, örneğin Alman filozof Kant da geleneksel akılcı düşünce okulunu tenkit etmiştir.

Kant eleştirel bir değerlendirmeyle yeni bir rasyonalizm fikrini temellendirmeye yönelir. Rasyonalizm geleneği başlangıcından itibaren ele alındığında karşımıza pek çok farklı türlerde rasyonalizm yorumları ya da yaklaşım biçimiyle karşılaşılır.

Felsefe tarihinde İlk Çağ’dan bu yana bilgi konusunda, temelde rasyonalist görüşü savunan ancak farklı yaklaşımları olan birçok filozof vardır.

Bu filozofların rasyonalizm ile ilişkilerini, aşağıdaki başlıklarda özel olarak ele alacağız. Bu bağlamda, rasyonalizm hakkında daha geniş bir içeriğe ulaşabilmek için, aşağıdaki başlıkları takip edebilirsiniz.

İlgili Konular:

Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı

Tweetle

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.