İçindekiler
PARSANİZM: Fransa’da 1860 yılında Çağdaş parnas şiir dergisi etrafında toplanan sanatçılarca ortaya çıkarılmış bir akımdır. Gerçekçiliğin şiire yansımasıdır.
Realizm akımıyla birlikte romantizmde etkisini koruyan duygular ve hayaller, toplum gerçekleriyle yer değiştirmiştir. Artık roman ve hikayelerde insan hayatının gerçekleri yer almıştır. Karakterler tüm yönleriyle işlenmiştir. Gerçekler tüm çıplaklığıyla okuyucuya sunulmuştur.
Realizme göre uluslararası ilişkilerin ana aktörü nedir?
Realizmde devlet Uluslararası Sistemin en önemli aktörüdür ve bir devletin gücü onun askerî kapasitesi açısından değerlendirilir. Realizmin anahtar kavramlarından biri de gücün uluslararası dağılımıdır. Bu dağılım sistemin kutupsal durumunu diğer bir deyişle kutbiyetini belirtir.
Modern Realizm’in en önemli kurucusu Hans Morgenthau’dur. Morgenthau, II. Dünya Savaşı sonrası oluşan konjonktürde uluslararası politikanın güç açısından tanımlanan ulusal çıkara dayalı objektif ve evrensel kurallarla yönetildiğini savunmuştur. Morgenthau’ya göre uluslararası politika bir güç mücadelesidir.
Natüralizm, herhangi bir akıma tepki olarak doğmamış, kendisinden önceki akımın (Realizmin) ileri bir aşaması olarak ortaya çıkmıştır.
Realizm akımı hangi dönemde ortaya çıkmıştır?
Realizm ya da gerçekçilik, bir estetik ve edebi kavram olarak 19. yüzyıl ortalarında Fransa’da ortaya çıkmıştır. Nasıl ki romantizm klasizme bir başkaldırı niteliğinde ise gerçekçilik yani realizm, hem klasisizme hem de romantizme bir başkaldırıdır.
Realizm Akımının Dili ve Üslubu Bu yönüyle Klasisizm’e benzer. Olaylan yan tutmayan, nesnel bir bakışla inceler sanatçı. Eserde biçim kusursuzluğu çok önemlidir. Kılı kırk yaramasına yapılan gözlemin aynı titizlikle anlatılmasına, üslubun açık, sağlam, yapmacıksız, söz oyunlarından uzak olmasına önem verilir.
En temel tanımıyla güvenlik ikilemi, bir devletin başka bir devletten tehdit algılayıp silahlanması durumunda buna tehdit algılanan devletin de aynı şekilde cevap vermesini ifade etmektedir.
Neo Realizm neyi savunur?
Neo-realistler, fırsatların dağılımındaki değişikliklere göre, uluslararası sistemdeki büyük güçlerin sayısına göre belirlenen üç olası sistemin olduğunu savunuyorlar. Tek kutuplu bir sistem sadece bir büyük güç içerir, iki kutuplu bir sistem iki büyük güç içerir ve çok kutuplu bir sistem ikiden fazla büyük güç içerir.
Natüralist yazarların başında Jack London, Emile Zola ve Guy de Maupassant yer almaktadır. Türk Edebiyatında ise Hüseyin Rahmi Gürpınar ve Beşir Fuad doğalcılık akımının özelliklerini taşıyan birçok eser kaleme almıştır.
Romantizm (Çoşumculuk) Edebiyat Akımı, Özellikleri, Temsilcileri. 18. yüzyıl sonlarına doğru ortaya çıkmış 19. yüzyıl başlarında bütün Avrupa’ya yayılmıştır. Klasik sanatın sıkı kurallarına bir tepki olarak doğmuştur. 18. yüzyıl aydınlanma çağı olarak görülür.
19. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan ve Romatizme tepki olarak doğan edebiyat akımıdır. Realizm roman ve hikayede etkili olmuştur.
Realizm Akımının Oluştuğu Ortam
19. yüzyılda deneysel Dilimler son derece gelişmişti. İnsanın hayatını değiştiren birçok teknolojik yenilik ortaya çıkmış, bilim kendini ispatlamıştı.
Auguste Comte’un ortaya attığı Pozitivizm felsefesi de bu dönemde, insanın sadece gördüğüne inanması şeklinde özetlenebilecek bir görüşü savunmuşlardır. Bunun bilim sahasında geçerliliği ispatlanmış ve sosyal bilimlerde de geçerli olacağı savunulmuştur. İşte Pozitivizm’in edebiyata uygulanması Realizmi doğurmuştur.
Realizm Akımının Felsefesi
Realizm, Pozitivizmin bir koşulu olarak gözleme büyük değer vermiştir. İnsanın duygularının onu aldatacağı savunulmuş, görülenin olduğu gibi verilmesinin gerekliliği üzerinde durulmuştur. “Roman dediğin, bir uzun yol üzerinde gezdirilen aynadır.“ görüşüyle gerçeğe verilen değer anlatılır.
“Tarih yazılı belgelerle meydana getirildiği gibi, bugünkü roman da, romancının kendisinin dinlediği ya da doğrudan derlediği belgelerle meydana getirilir, tarihçiler geçmiş zamanın, romancılar ise şimdiki zamanın hikayecisidir.” sözleri realistlerin tüm felsefesini ortaya koyar.
Realizm Akımının Konusu
Realizm’de konu gerçek hayattır. Olağanüstü görülen istisnai olaylara yer verilmez. Okura yaşanmış bir olay ya da yaşanabileceğinden şüphe edilmeyecek bir olay sunulur.
Realizm’de anlatılan kişi, tam anlamıyla insandır. Çevresiyle davranışlarıyla, tutkularıyla en ince ayrıntısına kadar tanıtılan bir insan görülür eserde. Elbette bu insan çevresinin bir ürünü olan, çevresindeki şartlara göre karakter kazanmış biridir.
Realizm Akımının Dili ve Üslubu
Realizm’de, sanatçı eserle okuru başbaşa bırakmak için kendini gizler. Bu yönüyle Klasisizm’e benzer. Olaylan yan tutmayan, nesnel bir bakışla inceler sanatçı.
Eserde biçim kusursuzluğu çok önemlidir. Kılı kırk yaramasına yapılan gözlemin aynı titizlikle anlatılmasına, üslubun açık, sağlam, yapmacıksız, söz oyunlarından uzak olmasına önem verilir.
“Söylenmek istenen şey ne olursa olsun, elbette onu anlatacak tek bir sözcük, canlandıracak tek bir fiil, nitelendirecek tek bir sıfat vardır. İşte yazar bunu buluncaya kadar uğraşacak, yaklaşık olanla yetinmeyecektir.“ sözleri realistlerin anlayışını ortaya koyar.
Realizm Akımında Kullanılan Edebi Türler ve Temsilcileri
Realizm, bir roman ve hikaye akımıdır. Tiyatro, Romantizm’den sonra artık pek görülmez. Şiir ise realist anlayışla yazılır; ancak adına “Parnas” denir.
Realizm birçok ülkede yaygın bir kullanım bulmuştur. İlk ürünlerini Romantiklerle çağdaş olan Stendhal, Balzac, Merime vermiştir.
Realizmde Roman Anlayışı:
“Her şey görmekten ibarettir. Üstatların gözüyle değil, kendi gözlerinle doğruyu görebilirsin. Bunun için de biraz beklemen lazım. Kendi duygu ve görüşlerini de eserlerine katma. Bir sanatçının orijinalliği, “büyük şeyler”de değil, önce “küçük şeyler”de görülür. Şaheserler, basit konular üzerindeki önemsiz ayrıntılardan meydana gelmiştir.
“Roman dediğin, bir uzun yol üzerinde dolaştırılan bir aynadır. Bir bakarsın göklerin maviliğini, bir bakarsın yolun irili ufaklı çukurlarında birikmiş çamuru görürsün. Sonra da kalkıp heybesinde bu aynayı taşıyanı ahlaksızlıkla mı suçlayacaksınız? Aynası çamuru gösteriyor diye aynaya kabahat bulmak olur mu? Böyle çamurlu çukura bulunan yola, daha doğrusu suyun akmasını, kokmasını, çamur çukurları meydana getirmesini önlemeyen temizlik müfettişine…”Marie-Henri Beyle Stendhal
TÜRK EDEBİYATINDA REALİZM
Ayrıca bakınız:
EDEBİYAT/KÜLTÜR/SANAT/FİKİR AKIMLARI