refle ne demek / Reflü Hastalığının Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri - Medicana Sağlık Grubu

Refle Ne Demek

refle ne demek

Antirefle cam nedir? Antirefle kaplama gözlükler

Ana SayfaGözlükGözlük Camları

Yrd. Doç. Dr. İbrahim ŞAHBAZ tarafından düzenlenmiştir.

yansıma önleyici lens kaplamalı ve kaplamasız camlar

Yansıma önleyici kaplama ("AR kaplama" veya "parlama önleyici kaplama" olarak da bilinir) görme kalitesini artırır, göz yorgunluğunu azaltır ve gözlüğünüzü ve gözlerinizi etkileyici bir şekilde daha görünür hale getirir. Anti - refle (yansıma önleyici) kaplamalarda bu olumlu işlev ise, AR kaplamanın gözlük camlarınızın ön ve arka yüzeylerinden gelen yansımaların neredeyse tamamını ortadan kaldırma özelliğine sahip olmasından kaynaklıdır. Yansımalar minimize edilerek, daha fazla ışık camdan geçerek görme keskinliği artar. Özellikle gece sürüş esnasında yansıma önleyici sayesinde daha net bir görüş sağlanır. Gözlük camların yansıma önleyici kaplama özelliği sayesinde, gözlük camlar neredeyse görünmez hale gelir ve bu sayede gözleriniz ile daha iyi bir "göz teması" kurmanıza yardımcı olarak iletişimlerinizde daha iyi görünmenizi sağlar. AR kaplama özellikle, standart plastik gözlük camlarında kullanılması ile birlikte, özellikle daha fazla ışık yansıtma özelliği olan yüksek indeksli gözlük camlarında kullanıldığında çok daha faydalıdır. Genel olarak, gözlük cam materyalin kırılma indeksi ne kadar yüksek olursa, gözlük cam yüzeyinden o kadar fazla ışık yansır.

Örneğin, normal plastik gözlük camları, camlara çarpan ışığın yaklaşık yüzde 8'ini yansıtabilir, bu nedenle mevcut ışığın yüzde 92'si görme işlevi için göze girer.

Yüksek indeksli plastik gözlük camları ise, normal plastik camlardan daha fazla olarak (mevcut ışığın yaklaşık yüzde 12'si) yüzde 50'ye kadar daha fazla ışık yansıtabilir, bu nedenle göze daha az ışık girer. Bu da, özellikle geceleri kullanımında olduğu gibi düşük ışık koşullarında görme netliği sorunları oluşturabilir.

Örneğin, normal plastik camlar, camlara çarpan ışığın yaklaşık yüzde 8'ini yansıtır, bu nedenle mevcut ışığın sadece yüzde 92'si göze girer. Yüksek indeksli plastik camlar, normal plastik camlardan (mevcut ışığın yaklaşık yüzde 12'sini yansıtır) yüzde 50'ye kadar daha fazla ışık yansıtabilir, bu nedenle göze daha da az ışık girer.

Günümüz modern yansıma önleyici (anti-refle) kaplamaları, gözlük camlarında meydana gelen ışığın yansımasını neredeyse tamamen ortadan kaldırarak mevcut ışığın yüzde 99,5'inin camlardan geçmesine ve göze girmesine izin verir ve daha iyi bir görüş sağlar.

Yansımaları ortadan kaldıran AR kaplama, gözlük camlarınızı neredeyse görünmez hale getirir ve böylece insanlar gözlerinizi ve yüz ifadelerinizi daha net görebilir. Anti - Refle (yansıma önleyici) kaplamalar sayesinde gözlük camlarınızın yansıması minimize edilerek tüm aydınlatma koşullarında en iyi şekilde görme ve görünüm sağlar.

YANSIMA ÖNLEYİCİ (ANTİ - REFLE) KAPLAMALI GÖZLÜK CAMLARINA MI İHTİYACINIZ VAR? En Yakın Gözlükçü - Optisyen. Yansıma önleyici (anti - refle) kaplamalı gözlük camlarının görme keskinliği ile ilgili faydalarına gelince; öncelikle gece araç sürüş esnasında daha az parlama, daha iyi gece sürüşü, ayrıca uzun süreli bilgisayar kullanımı sırasında daha fazla konfor (AR kaplaması olmayan camlara kıyasla) söylenebilir.

AR kaplama, fotokromik gözlük camlarına uygulandığında, gözlük camının tüm ışık düzeyi seviyelerinde ve koşullarında görme netliği ve konforu ile beraber güneş ışığına karşı performasını devam ettirerek görme kalitesini korur.

Yansıma önleyici kaplama güneş gözlükleriiçin de ideal bir çözümdür, zira güneş arkanızda kaldığı durumlarda, güneş ışıkları arkadan yansıma yaptığında renkli gözlük camların arka yüzeyinden gözlerinize yansıyan güneş ışığından kaynaklanan göz kamaşmasını anti - refle (yansıma önleyici) kaplama ortadan kaldırır. (Genellikle AR kaplama, güneş gözlüğü camlarının yalnızca arka yüzeyine uygulanır zira koyu renkli gözlük camların ön yüzeyinden yansımaları ortadan kaldırmanın kozmetik veya görüş performansı anlamında bir faydası yoktur.) Yüksek kaliteli AR kaplamalı gözlük camlarının çoğu, yansıma önleyici katmanların üzerini kapatan ve gözlük camların temizlenmesini kolaylaştıran bir yüzey iyileştirme işlemi içerir. "Hidrofobik" yüzey işlemleri, suyu uzaklaştırır ve su lekelerinin oluşumunu önler.

Bazı yansıma önleyici gözlük camları ise, hem hidrofobik hem de "oleofobik" (lipofobik olarak da adlandırılır) yüzey işlemlerine sahiptir, bu da hem suyu hem de yağı ittikleri anlamına gelir. Bu gözlük cam işlemleri ilave olarak flor malzemeleri içerir ve bu işlem yapışmaz paslanmaz tavaların yapılması özelliklerine çok benzerdir.

Yansıma önleyici (anti - refle) kaplama nasıl uygulanır?

Gözlük camlarına yansıma önleyici (anti - refle) kaplama uygulamak, yüksek vakumlu teknoloji ile tasarlanmış oldukça teknik bir işlemdir.

AR kaplama işlemin ilk adımı, gözlük camlarını titiz bir biçimde temizlemek ve gözle görülür mikroskobik yüzey kusurları açısından incelemektir. Kaplama işlemi sırasında gözlük cam üzerindeki küçük bir leke, toz veya kılcal çizik dahi hatalı bir AR kaplamasına neden olabilir.

Gözlük camlarına AR kaplama uygulamak için modern vakumlu kaplama makinesi. (Resim: SatisLoh)

Gözlük camlarına AR kaplama uygulamak için modern vakumlu kaplama makinesi. (Resim: SatisLoh)

Genel olarak kaplama üretim hattı, birçok aşamadan oluşur. BU aşamalar sıra ile yüzeydeki kirli maddeleri temizleme, ultrasonik temizleme, çoklu yıkama ve durulama işlemlerini içerir. Bu işlemleri takiben, gözlük camın yüzeyindeki istenmeyen nemi ve gazları uzaklaştırmak için özel fırınlarda hava ile kurutma ve ısıtma adımları izler.

Gözlük camları daha sonra, gözlük camların çapına uygun halkalara konulur ve akabinde halkalar bir "gonca" adı verilen taşıyıcıya yerleştirilir. "Gözlük cam goncası" daha sonra kaplama makinesine yerleştirilir ve makinenin kapısı hava girmeyecek şekilde kapatılır ve vakum oluşturmak üzere makinedeki hava dışarı pompalanır.

Gözlük cam rafları kaplama hazinesinde dönerken, makinenin içindeki bir güç kaynağı, ayrı bölmelerde bir dizi metal oksit içeren küçük bir pota üzerine bir elektron demetini odaklar. Kaplama kimyasalları elektronlar tarafından işlendiğinde, kaplama bölmesi içinde buharlaşırlar ve gözlük camların yüzeylerine yapışırlar ve gözlük camların üzerinde, mikroskobik olarak ince bir optik tabaka oluştururlar. Bazı gözlük camları seri olarak üretimde her iki yüzeyine de AR (Anti - Refle) uygulanması standart olarak işlem görür ve her iki yüzeyinde de kaplama bulunur. Diğer gözlük camlarında, özellikle de progresif gözlük camlara ve diğer çok odaklı gözlük camlar da (Bifokal ve Trifokal gözlük camlar), gözlük cam üretim laboratuvarı tarafından gözlük reçetenize uygun ve kişiye özel olarak üretildikten sonra üzerine kaplama uygulanır.

Sizin için en uygun AR (Anti - Refle) kaplamayı seçin

Her gözlük cam üreticinin kendisine ait tescilli bir AR formülü vardır, ancak genellikle tüm yansıma önleyici kaplamalar, yüksek ve düşük kırılma indeksine göre değişkenlik göstermesi ile birlikte mikroskobik metalik oksit katmanlardan oluşur. Her katman farklı ışık dalga boylarını etkilediği için, ne kadar çok katman olursa nötrlenmiş yansımalar o kadar fazla olur. Bazı yüksek kaliteli AR (Anti - Refle) kaplamaların yedi katmanı vardır.

Yaşam tarzınıza bağlı olarak, Optisyeniniz / Gözlükçünüz size özel bir yansıma önleyici kaplama markası önerebilir. Bilgisayar başında ve diğer dijital cihazlarda zaman harcıyorsanız, mavi ışığı filtreleyen AR kaplamadan yararlanabilirsiniz. Bilgisayar, Akıllı Telefon ve hatta enerji tasarruflu ampuller zamanla göze zarar verebilir. Bu zararlı etkilerden korumada mavi ışığı filtreleyen AR kaplamadan yararlanabilirsiniz. AR kaplama formülüne bağlı, yansıma önleyici kaplamalı gözlük camları, kaplamanın markasına göre belirli oranda yeşil veya mavi geri yansımalar oluşturur.

Yansıma önleyici kaplamalar inanılmaz derecede ince tabakadan oluşuyor. Çok katmanlı AR kaplama tabaka yaklaşık 0,2 ila 0,3 mikron veya standart gözlük cam kalınlığının yaklaşık yüzde 0,02'si (yüzde 1'in yüzde ikisi) kalınlığındadır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Gözlük camlarınızı çizmeden, Gözlüğünüzü Nasıl temizleyebilirsiniz?

Yansıma Önleyici Kaplamalı Gözlük Camların Bakımı

AR kaplamalı gözlük camları temizlerken, yalnızca Optisyeninizin / Gözlükçünüzün önerdiği ürünleri kullanın. Temizlemek için uygun olmayan kimyasallar içeren gözlük cam temizleyicileri yansıma önleyici kaplamaya zarar verebilir. Ayrıca, AR kaplamalı gözlük camlarını nemlendirmeden temizlemeyiniz. Kuru bir gözlük camı üzerinde kuru bir bez kullanmak gözlük camdan çiziklere neden olabilir. Yansıma önleyici (anti- refle) kaplama ışık yansımalarını kestiği için gözlük cam yüzeyindeki kirlenmeler, hasarlar ve ince çizikler genellikle AR kaplamalı gözlük camlarında, kaplamasız gözlük camlarına göre daha fazla görünür.

Sayfa yayınlandı 1 Eylül 2020 Salı

Reflü Hastalığının Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Mide asidi ve mukusun oluşturduğu salgıların yemek borusunda ya da midede yer değiştirmesi reflü hastalığına neden olur. Reflü birçok farklı etkenle ortaya çıkabilir. Rahatsızlığın önüne geçmek için, reflü şikâyeti olan kişilerin doğru beslenme alışkanlıkları edinmesi ve düzenli egzersiz yaparak dengeli yaşam biçimini benimsemesi, semptomların hafiflemesine ve hastalığın daha kısa sürede atlatılmasına katkı sağlar. Reflünün yaygın belirtileri arasında yutmada zorluk, boğazda ağrı, ses kısıklığı ve göğüs ağrısı görülebilir. Teşhis, reflü hastalığının tedavisine başlangıç için önemli bir adımdır. Zira hastalığın bazı belirtileri zaman zaman farklı hastalıkların belirtileriyle karıştırılmakta ve tedaviye başlangıç süresi gecikmektedir.

Reflü Nedir?

Yemek borusu (özofagus) tarafından mideye indirilen gıdalar ya da mide asitleri, bazen patolojik bir bozukluk nedeniyle yeniden ağıza dönebilir. Hortuma benzeyen bir yapıya sahip olan yemek borusuyla midenin birleştiği alt uç bölümde, yemek yerken gıdaların geçişine izin veren bir kapakçık bulunur. Bu kapakçığa benzeyen yapı sadece yemek yeme esnasında açılır ve diğer zamanlar kapalı olarak durmaktadır. Kapakçığın görevi, midedeki gıdaların ve çeşitli asitlerin yeniden yemek borusuna ve oradan da ağıza geri kaçmasını önlemektir. Kapakçıkta herhangi bir nedenle oluşan gevşeklik gıdaların istenildiği gibi midede hapsedilmesini engeller. Mideden geri kaçan bu gıda ve salgıların yarattığı yanma ve rahatsızlık hissine reflü adı verilir.

Reflü Belirtileri Nelerdir?

Reflü hastalığının en yaygın belirtisi, göğüste yanma olarak bilinen “heartburn” semptomudur. Mide dışında omuzlarda, boyun bölgesinde, sırt ve kolda da hissedilebilen bu yanma hissi, zaman zaman kalp ağrısı ile karıştırılmaktadır. Bu nedenle doktora başvuran ve koroner anjiyo yapılan hastaların bir bölümüne reflü özofajit teşhisi konulmaktadır. Hastalığın diğer belirtileri şunlardır:

  • Midede ekşime ve yanma
  • Göğüste yanma ve ağrı hissi
  • Midedeki gıdaların ağıza gelmesi
  • Kilo kaybı
  • Mideden ağıza gelen asitli su
  • Ağızda koku oluşumu
  • Midede şişkinlik
  • Geğirme
  • Boğazda yanma ve ağrı
  • Kronik sinüzit
  • Dişlerde çürüme
  • Alerjik astım

Reflü Nedenleri Nelerdir?

Reflü hastalığının en belirgin nedeni yemek borusunda uzun süre kalan fazla miktardaki mide asididir. Asidik salgı, yemek borusu ile uzun süre temasta kaldığında ciddi bir hasar oluşumuna neden olur. Bu tahriş hastaya yanma hissi verir. Yemek borusunun alt tarafındaki kapakçık (özofagus sfinkteri) kaslardan oluşmuş bir yapıdır. Farklı nedenlerle bu kasların ve kapakçığın gevşemesi gıdaların mideden yemek borusuna geri dönmesine neden olur. Reflü hastalığının bir sebebi de tek seferde aşırı miktarda yemek yemektir. Fazla yağlı ve kızartılmış gıdalar, çok baharatlı yemekler, asitli meyveler ve meyve suları, sigara ve her türlü tütün ürünü, alkol, kafeinli içecekler ve yiyecekler, naneli yiyecekler, hamilelik ve bazı ilaçların yan etkileri reflüye neden olmaktadır.

Reflü Tedavisi Nasıl Yapılır?

Hastalığın 3 farklı biçimde tedavisi mümkündür. Reflü kronik bir hastalıktır; dolayısıyla tedavilerle kişinin yaşam kalitesini yükseltmek ve şikâyetlerini mümkün olduğunca aza indirmek amaçlanır. Tedavi sonucunda hastanın şikâyetlerinin giderilmesi ve varsa yemek borusundaki tahribatın ortadan kaldırılması esastır.

1.         Yöntem: Yaşam Tarzını Değiştirme

2.         Yöntem: İlaç Tedavisi

3.         Yöntem: Cerrahi Tedavi

Yaşam Tarzını Değiştirme

  • Aşırı yağ içeren, salçalı, sirkeli ve asidik yiyeceklerden uzak durulması,
  • Asitli ve gazlı içeceklerin tüketilmemesi,
  • İdeal kilo standardının korunması,
  • Alkollü içeceklerin kullanılmaması,
  • Çok sıcak yiyecek ve içeceklerin tüketilmemesi,
  • Aşırı dar giysilerin ve korse gibi toparlayıcı materyallerin giyilmemesi,
  • Mümkünse yüksek bir yastıkta yatılması ve mide asidinin yukarı çıkmasının engellenmesi,
  • Yemekten sonra eğilerek iş yapılmaması,
  • Yemekten hemen sonra yatmaktan, uyumaktan ve egzersiz yapmaktan kaçınılması,
  • Reflüye neden olabilecek ilaçları kullanmadan önce mutlaka doktora danışılması gerekir.

İlaç Tedavisi

Mide asidinin azaltılmasına yardımcı olan ilaçlar, hafif vakalarda hastalığın tedavisine büyük katkı sağlamaktadır. Yaşam tarzının yeniden düzenlenmesi ve mideyi yatıştırıcı ilaçlar, reflü tedavisinde önemli rol oynar.

Cerrahi Tedavi

Uzun süren ilaç tedavilerine rağmen reflünün geçmediği ya da uzun süreli ilaç kullanımının hasta tarafından tercih edilmediği durumlarda, cerrahi yöntemlere başvurulmaktadır. Reflüyle birlikte görülen mide fıtığı durumunda da reflü ameliyatının yapılması tercih edilmektedir. Sıklıkla uygulanan ve yemek borusunu mideye bağlayan kapak sisteminin güçlendirilmesini amaçlayan laporoskopik (kapalı) nissen fundoplikasyon ameliyatı, en sık yapılan ve reflünün iyileşmesinde en etkili reflü ameliyatıdır. Mide fıtığı da bu ameliyat sırasında onarılır.

Reflü Ülser Nedeni midir?

Hastalığın klasik belirtileri birçok kez ülser hastalığının belirtileriyle de karıştırılmaktadır. Reflüye sebep olan mide asitlerinin 24 saat gözlem altında tutulması ve özel bir cihaz yardımıyla ölçülmesi, hastalığın reflü olup olmadığının netleştirilmesi için gereklidir. Mide asitleri reflü başta olmak üzere ülsere, yemek borusunda delinme ve darlaşma gibi rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Tedavi edilmediği durumlarda mide kanamaları da hastalığın bazı istenmeyen sonuçlarından birini oluşturabilir.

Reflü Kanser Yapar mı?

Midedeki asitli salgıların sık sık yemek borusuna hücum etmesiyle, o bölgede birtakım zararlı hücre değişimleri meydana gelebilmektedir. Barrett özofagus ismi verilen bu hastalıkta, hücre değişimleri kontrol altında tutularak tedavi edilmediği takdirde küçük bir oranda kanser riski taşımaktadır. Barrett özofagus reflü hastalarının sadece %3'ünde görülmektedir. Bu oranın içinde yalnızca %0,5’lik bir kısımda kanser hastalığının geliştiği görülmüştür. Bu sebeple reflü tüm koşullar altında ve büyük oranda kansere dönüşür denilemez. Ancak yaşam koşullarının değiştirilmesi ve tıbbi kontrollerin aksatılmadan takip edilmesi önemlidir.

Reflünün Neden Olduğu Hastalıklar Hangileridir?

Tedavisi mümkün olduğu halde ciddiye alınmayan ve tedavi edilmeyen reflü hastalığı hem bebek ve çocuklar için hem de yetişkinlerde farklı hastalıkların ve rahatsızların oluşmasına neden olabilir. Bu hastalıkları şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • Akciğere asitli mide sıvısı kaçmasına bağlı olarak gelişen zatürre
  • Astım, farenjit, larenjit gibi solunum yolu hastalıkları
  • Yemek borusunda iltihaplanma (Özofajit)
  • Midenin bir bölümünde daralma
  • Sindirim kanalında kanamalar
  • Anemi gibi demir eksikliği hastalıkları
  • İleri dönemlerde kansere neden olduğu bilinen Barrett özofagus hastalığı
  • Ses kısıklığı
  • Diş çürükleri
  • Ağız kokusu
  • Rahat uyumama
  • Horlama

Hamilelikte Reflü Tedavisi

Hamilelik döneminde en sık yaşanan rahatsızlıklardan biri de reflüdür. Bebeğin büyürken mideyi ve diğer organları itmesi, mide sıvılarının yemek borusundan yukarı kaçmasına neden olabilir. Anne adayının değişen hormonları da hastalığın ortaya çıkmasında etkendir. Hamilelik süresi boyunca aşırı yağlı, şekerli, asitli yiyecek ve içeceklerin tüketilmemesi; geç saatlerde yemek yenmemesi ve uyurken başın daha yüksek bir yere gelecek biçimde desteklenmesi reflünün ortaya çıkışını engellemek adına faydalı olacaktır. Tüm bu önlemlere rağmen reflüde herhangi bir gerileme olmuyorsa, uzman doktorun vereceği ve bebek için de zararlı olmayan ilaçlar kullanılabilir.

Reflü








Reflü, toplumun büyük bir kesiminde görülen bir sağlık problemidir. Erkek ya da kadın fark etmeksizin herkeste olabilmekte ve toplumun yaklaşık %20’sinde görülmektedir. Reflünün en belirgin şikayetleri boğazdayanmahissi ve yemekborusu hatta ağıza dek gelen yemek ve mideasididir. Peki reflünedir? Neden olur?

Reflü Nedir?

Reflü, kısaca mideasidi ve yiyeceklerin yemekborusuna geri kaçması sorunu olarak tanımlanabilir. Genellikle asit, bazen de safra ve pankreas sıvısından oluşan mide içeriği yemekborusuna geri kaçabilmekte ve yemek borusunun mide asidi ile teması (uzun süre), yemek borusunda problemlere yol açabilmektedir. Bunlardan biri yemek borusunun kendini koruma özelliğini yitirmesidir. Bu gibi problemler sonucu reflühastalığı meydana gelmektedir.

Reflü hastalığı genellikle önemsenmemekte veya ilaçlarla geçiştirilmeye çalışılmaktadır ama tedavi edilmediğinde nadiren de olsa kanser gibi daha büyük sorunlara yol açabilecek bir hastalık olduğu da unutulmamalıdır.

Reflü Nedenleri Nelerdir?

Mide asidik içeriğinin uzun süre yemek borusu ile temas etmesi sonucunda reflü oluşmaktadır. Mide asidik içeriğinin, yemek borusu ile uzun süreli teması sonucu yemek borusunda hasar meydana gelir. Bu hasar sonucunda da yanma gibi şikayetler meydana gelir. Yemek borusunun alt ucunda alt özefagus sfinkteri diye adlandırdığımız kastan oluşmuş bir kapak bulunmaktadır. Bu kapak asidin yemek borusuna geri kaçmasını önlemekte ve midede kalmasını sağlamaktadır. Ancak bu kapağın gevşemesi sonucu işlevini yerine getirememesi mide asidi yemek borusuna geri kaçmakta ve bu durum da reflüye neden olmaktadır.

Reflünün nedenlerinden biri de beslenme alışkanlıklarıdır. Bazı gıdalar reflüyü tetiklemekte olup bu gıdaların tüketimi kontrol altında tutulmalıdır. Yağlı gıdalar reflüyü doğrudan tetiklemektedir. Yağlı ve ağır gıdalar yerine sindirimi kolay olan yiyecekler tercih edilmelidir. Domates sağlık için yararlı olmasına karşın, asit içerdiği için reflüyü tetikleyebilmektedir. Ketçap, domates salçası ve domates suyu gibi gıdalar da yine reflüyü tetiklemektedir. Çiğ sarımsak ve soğan, baharatlı yiyecekler, nane, kahve, çay, sigara, alkol, sirke, kızartma, gazlı içecekler, konserve, portakal ve limon da yine reflüye neden olan başlıca gıdalar arasında gösterilebilir.

Reflühastaları, yemek saatlerini ve beslenme alışkanlıklarını düzenlemelidirler. Gece yatmadan önce yemek reflüye neden olmaktadır. Ayrıca öğünlerde çok ağır ve fazla yememelidirler. Kilo fazlalığı olan reflü hastaları kilo vermelidir.

Reflü Belirtileri Nelerdir?

- Göğsün ön tarafında ve/veya midenin üst bölümünde yanma ve ekşime hissi

- Ağza acı su gelmesi

- Geğirme

- Ses kısılması

- Boğazda doluluk ve gıcık

- Ağız kokusu

- Geçmeyen öksürük

- Yutma güçlüğü

- Diş çürükleri

Reflünün Tedavisi Var mıdır?

Reflü, ihmal edilmemeli tedavisine ve reflüyü tetikleyen etkenlere karşı alınabilecek önlemlere özen gösterilmelidir. Mevcut şikayetler, hastanın öyküsü ve bulgulardan yola çıkarak hastaya reflü tanısı konulabilmektedir. Yukarıdaki belirtilerin görülmesi durumunda kişi mutlaka bir doktora baş vurmalı ve reflü tedavisine başlanmalıdır.

Reflü tedavisinde en önemli husus hastanın yaşam tarzında değişiklik yapmasıdır. Reflü, beslenme alışkanlıklarının düzeltilmesi ve ilaçlarla genellikle kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Ancak bazı hastalarda kişi ilaç tedavisine yanıt vermeyebilir. Böyle vakalarda cerrahi müdahale gerekmektedir. Reflüyü baskılayan ilaç kullanımının yanı sıra yaşam tarzında da değişiklikler mutlaka yapılmalıdır. Bunlara örnek vermek gerekirse sigara ve alkolden kaçınılmalı, dar elbiseler giyilmemeli, yağlı yemek ve kızartmalar tüketilmemeli, fazla kilolu olan hastalar kilo vermeli, çikolatadan, kahveden, naneden, soğandan, limon ve portakaldan uzak durulmalıdır.

Reflü Ameliyatı Mümkün müdür?

Reflü ilaçlarının kullanımının işe yaramadığı durumlarda başvurulan reflü ameliyatları günümüzde yaygın olarak uygulanan bir prosedür olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca ilaç tedavisi işe yarasa dahi bazı hastalar yıllarca süren ilaç tedavisine sıcak bakmamaktadır. Reflü ameliyatı bu gibi durumlarda da uygulanabilmektedir.

En sık yapılan reflü ameliyatı, nişsen fundoplikasyondur. Bu ameliyat ile yemek borusunun altında yer alan kapak güçlendirilmektedir. Reflü ameliyatı sırasında hastada varsa eğer mide fıtığı da tedavi edilmektedir. Reflü ameliyatı kaparoskopik (kapalı) cerrahi ile uygulanmaktadır.

Reflü Diyeti Nasıl Yapılır?

Reflü şikayetlerini en aza indirmek ve reflüyü kontrol altına almak için doktor kontrolü eşliğinde reflü diyeti uygulanmalıdır. Her insanın farklı gıdalara duyarlığı olduğu için hastanın kendisinde fark ettiği tetikleyici gıdalardan uzak durması gerekmektedir. Bunun aksine reflüye iyi gelen gıdalar tüketilmelidir.

Reflü diyeti aynı zamanda yeme şekillerini de içermektedir. Hasta küçük lokmalarla beslenmeli, ayrıca bir anda mideyi fazla doldurmamalıdır. Gece yatmadan en az 3 saat önce yeme içme faaliyetleri kesilmelidir.

Reflü ve Gastrit Arasındaki Farklar Nelerdir?

Reflü ve gastrit belirtileri benzerlik göstermektedir. Bu nedenle hastaların birçoğu iki problemi birbirleri ile karşıtırıp yanlış tedavi yöntemleri uygulamaktadır. Bu nedenle hastaların sindirim sistemleri ile ilgili herhangi bir şikayetleri olması durumunda mutlaka bir uzmana başburmaları gerekmektedir. Gastrit belirtileri genellikle açken açığa çıkmakta ve uzun süreli ağrılar hissedilmektedir.

Reflü Nedir? Reflünün Belirtileri Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir?

İçindekiler

Reflü nedir?

Gastroözofageal reflü; çoğunlukla asit, safra, yiyecek gibi mide içeriğinin geriye yani yemek borusuna kaçmasıdır. Gastroözofageal reflü hastalığı, yemek borusu örtüsünün son derece hassas olması nedeniyle mide sıvılarıyla uzun süre temas etmesi sonucunda yemek borusunda zedelenme meydana gelmesidir.

Reflünün belirtileri nelerdir?

  • Sternum (İman tahtası / göğüs kemiği) arkasında yanma: Genellikle yemeklerden sonra olur ve öne eğilmeyle artar. Göğüs kemiğinde yanmanın haftada üç veya daha fazla görülmesi sonucunda reflü tanısı konulabilir.
  • Yemek sonrası öne eğilmeyle veya uzanma sonucunda ağıza asitli ve ekşili mide içeriğinin gelmesi.
  • Yutma güçlüğü: Uzun süreli reflü sonucu oluşur ve yanmayla birlikte ortaya çıkar. Yutma güçlüğü katı gıdalara karşı yavaş ve ilerleyici şekilde oluşur.

Reflü;

  • Ağrılı yutkunma
  • Geğirme
  • Hıçkırık
  • Bulantı
  • Kusma,
  • Sabahları ses kısıklığı
  • Kronik kuru öksürükle de ortaya çıkabilir.

Ayrıca,

  • Sık tekrarlayan boğaz iltihapları
  • Ağız kokusu
  • Astım atakları
  • Akciğer enfeksiyonları
  • Dişlerde mine kaybı
  •  Orta kulak iltihapları reflu ile ilişkili olabilir. 

Reflü kaynaklı göğüs ağrısı ise göğüs kafesi arkasında, orta hatta bazen yukarı doğru boyuna veya kollara yayılan yakıcı ve sıkıştırıcı özellik gösterir.

Reflü nedeniyle,

  • Kanama,
  • Yemek borusunda darlık,
  • Malignite (kötü huylu tümör) ortaya çıkabilir.

Reflünün nedenleri nelerdir?

Yemek borusunun asidi temizleme yetisindeki azalma sonucunda yemek borusu ile mide arasındaki bileşkenin diyafram zarının üzerine kayması şeklinde oluşan mide fıtıkları reflünün en önemli nedenidir. Gastroözofageal reflü aslında fizyolojik bir olaydır. Herhangi bir semptom ve mukozal hasar vermeksizin gün içinde birçok kez olabilir ancak gece asla oluşmaz. Çünkü reflü oluşumunu engelleyen en önemli bariyer olan yemek borusunun alt ucundaki kapakçığın kapanması anatomik olarak geceleri en üst düzeylere ulaşır.

Reflü tanısı nasıl konur?

Reflü tanısı,

  • Anamnez (Hasta öyküsü)
  • Endoskopik tetkik
  • Özofagus manometrisi
  • Özofagus Ph monitörizasyonu
  • Özofagus impedans testleriyle konur.

Reflü nasıl tedavi edilir?

Reflü tedavisi, diyet ve yaşam şeklinin değiştirilmesini gerekli kılar. Reflü, ilaç tedavisine çoğunlukla yanıt verir. Ayrıca reflü hastalığı tedavisinde endoskopik ve cerrahi işlemlere de başvurulabilir.

Yaşam biçimini düzenleyen ilaç dışı tedaviler:

  • Yatak başının yükseltilmesi,
  • Yemek ve uyku arasında en az üç saat olması,
  • Yemek miktarının azaltılması,
  • Yemek içeriğindeki yağ miktarının azaltılması,
  • Sigara ve alkolün bırakılması,
  • Kilo verilmesi, reflü hastalığı tedavisinde ilaç dışı yöntemlerdir.

İlaç tedavisi

Asidi nötralize etmek için ilaç tedavisine başvurulur. Özellikle proton pompa inhibitörleri (mide asidi üretiminin uzun süreli azaltılmasını sağlayan ilaç grubu) tedavisiyle hem semptomatik düzelme sağlanır hem de mukoza hasarı ortadan kalkar. Reflü tedavisinde en az 4-8 hafta ilaç kullanmak gerekir.

 Endoskopik tedaviler

Endoskopik uygulanan tedavi yöntemleri de vardır. Hasta genç yaştaysa ve ilaçlara cevap veriyor ancak artık medikal tedavi almak istemiyorsa ön testler yapılarak reflü cerrahisine başvurulabilir. Endikasyonu çok iyi belirlemek gerekir. Ayrıca mide fıtıkları da laparoskopik (kapalı) cerrahiyle tedavi edilir.

Reflü hastaları hangi besinlerden uzak durmalılar?

Reflü hastalarının uzak durmaları gereken besinler şunlardır:

  • Çikolata
  • Kahve
  • Domates
  • Salçalı ve mayalı yiyecekler
  • Gazlı içecekler
  • Turşu
  • Soğan
  • Sarımsak

Hamilelikte Reflü

Hamilelikte reflü sıkça ortaya çıkmaktadır. Hamilelikte salınan hormonların etkisiyle aşağı özofagus sfinkter basıncı azalır. Ayrıca bebeğin büyümesiyle büyüyen rahim, mideye baskı yaparak karın içi basıncın artmasına neden olur.

Anne adayının, hamilelik öncesinde reflü hastalığı vardır ve hamileliğin son üç ayında alevlenir. Hamilelik öncesi reflü yakınması olmadığı durumlarda da hamilelikte reflü görülebilir.

Hamilelikte reflü semptomları olan anne adayları; 

  • Çikolata
  • Kahve
  • Sigara
  • Salçalı, mayalı ve yağlı yiyeceklerden uzak durmalıdır.
  • Gereğinden fazla kilo almamalılardır.

Hamilelikte reflü tedavisinde antiasit ve gerekirse reflü ilaçlarından faydalanılır.

Bebeklerde Reflü

Bebeklerde reflü ilk 8-12 aya kadar fizyolojik olabilir. Beslenme sonrasında bebek gazını çıkarırken hafif kusma görülebilir. Bebeğin günde kaç kez ve nasıl kustuğu, yatış pozisyonu, ne kadar beslendiği önemlidir. Bir yaşından sonra reflü ile fizyolojik reflü ayırımı mutlaka yapılmalıdır.

Bebeğin,

  • Yeterli kilo alamaması,
  • Sürekli kusması,
  • İştah azalması ve yemek yememesi durumunda reflüden şüphe edilmelidir.

Bebeklerdeki reflü, bebeğin büyümesiyle yemek borusu ile mide arsındaki kapakçığın, gelişmesi sonucunda ortadan kalkabilmektedir.

Çocuklarda Reflü

Çocuklar mide yanması semptomunu iyi tarif edemeyebilirler.

Çocuklarda reflü belirtileri şunlardır:

  • Geçmeyen ağız kokusu
  • Diş çürükleri
  • Ses kısıklığı
  • Geğirme
  • Boğazda gıcıklanma
  • Öksürük

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır