regl dönemi kadın psikolojisi / Adet Öncesi Gerginliğin Belirtileri Ve Tipleri Nelerdir?

Regl Dönemi Kadın Psikolojisi

regl dönemi kadın psikolojisi

Blog

Gelişim sürecinde erkeğin fazlasıyla baskın olduğu ailelerde özellikle anne ile özdeşimde kadınlık rolünü yeterince olumlu algılanamaz. Böylece bilinç dışı olarak feminitenin reddi anlamında âdetlerin oluşumuna karşı direnme reaksiyonu olarak yaşanan hoşnutsuzluklar, âdet öncesi yaşanan gerginliğin psikolojik nedenidir. Ayrıca toplumun kadın ve âdet görme ile ilgili tutumları da önemli bir diğer faktördür. Kadının toplumsal rolünün değersiz bulunduğu geleneksel baskılayıcı yaklaşımların egemen olduğu sosyal şartlar içerisinde yaşayan kadınlarda âdet öncesi gerilim daha fazladır. Evlilik ve cinsel yaşamlarında doyumsuz olan, ağır çalışma şartları içerisinde yaşayan ekonomik sıkıntıları olan kadınlarda bulgu ve belirtilerin şiddeti artmaktadır. Her türlü uyum problemi, psikolojik zorlanma ve çatışmalar yaşayan kadınlarda daha yoğun yakınmalar olur. Bu sendromun içerisinde aşağıda sayılan bir dizi belirti ve bulgular görülebilir.

Fiziksel belirtiler: Çarpıntı, terleme, titreme, başta karın ve göğüs olmak üzere bütün vücutta ödem, kilo artışı, bulantı, kabızlık, ishal ve baş ağrısı, şeker açlığı.

Psişik belirtiler: Sıkıntı, huzursuzluk, gerginlik, çabuk kızma, hassasiyet, alınganlık, tolerans eşiğinin düşmesi, ilgi kaybı, dikkatsizlik, konsantrasyon azlığı, dağınıklık, utangaçlık, sosyal geri çekilme, uykuda azalma, uyuşma, sersemlik hali, ağlama, duygusal çökkünlük, şüphecilik, intihar düşünceleri.

En sık olarak 30 yaş civarındaki kadınlarda görülen bu sendroma ait bulgular her ne kadar kadınların yüzde 90′ında görülerek hayatlarını olumsuz etkilese de, en fazla yüzde 20’sinde önemli bulgular saptanır. Çok ağır bulgular ise yüzde 5 civarında görülür ve muhakkak acil tedavi gerektirir. Yukarıda sayılan belirtilerle yardım almak için jinekologlara başvuran kadınlara aslında öncelikle ciddi bir psikiyatrik değerlendirme yapılmalıdır. Bu durumla sıklıkla karıştırılan, başta depresyon olmak üzere diğer psikiyatrik rahatsızlıklar elimine edilmeli ve tıbbi-psikiyatrik iş birliği içinde ele alınarak tedavi yapılmalıdır.

Tedavide başta progesteron olmak üzere hormonlar, idrar söktürücüler, ödem çözücüler, B6 vitamini, magnezyum, mizaç düzenleyicileri, depresyon önleyiciler ve sakinleştirici ilaçlar kullanılır. Kırmızı et, tuz, çay, kahve, çikolata, alkol alımı azaltılmalı ve hafif yiyeceklerden oluşan öğünlerin sayısını artırılmalıdır. Dinlenme saatleri düzenlenmeli ve gevşeme alıştırmaları yapılmalıdır. Ayrıca bireysel veya grup terapileri de yarar getirecektir. Stres ve çatışmalardan uzak bir şekilde dinlenmeli, yeterli uyku ve spor sağlanmalıdır.

Sağlık Rehberi

Adet Öncesi Gerginlik Sendromu


Adet döngüsünün genelde hep aynı dönemlerinde gelişen ve sonrasında gerileyen mevcut testlerle ve görüntüleme yöntemleri ile tespit edilebilen, bir nedeni bulunamayan fiziksel, davranışsal ve psikolojik sıkıntılara neden olan bir durumdur. Tipik psikolojik bulgular anksiyete, aşırı sinirlilik, depresyon ve huzursuzluktur. Fiziksel yakınmalar karında şişkinlik, göğüslerde gerginlik, dolgunluk, hassasiyet, başağrısı, eklem kas ağrısıdır. İş kaybına, günlük aktivitede azalmaya ve ikili ilişkilerinde bozulmaya neden olabilir. Yakın dönemli çalışmalara göre, kullanılan tanı yöntemine bağlı değişmekle birlikte şiddetli adet öncesi gerginlik sendromu(AÖGS) hanımların %12-30'unda saptanmaktadır. Çoğu kadın bir veya daha fazla fiziksel veya duygu durum değişikliği belirtilerine sahiptir. Hastaların %5-8'inde orta dereceden şiddetliye günlük aktivite kaybı ve bozulmuş ikili ilişkilere neden olabilmektedir. Hatta bazı çalışmalar üreme çağındaki kadınların %20 'sinden fazlasında klinik ile ilgili adet öncesi gerginlik olarak kabul edilebilir. Geriye dönük çalışmalarda birçok kadın AÖGS başlangıcını 10' lu yaşlarda gördüklerini belirtmişlerdir. Bununla beraber şiddetli bulguların başlangıcı genellikle geç 20 li yaşlarda olmaktadır. Çoğu kadın klinik olarak bulguların ortaya çıkmasından sonra 10 yıl kadar uzun bir süre geçmesine rağmen tedavi için araştırma yapmamaktadırlar. Yumurtlama döneminden sonra kadınların %50'sinden fazlasında hafif bulgular tariflenir. Kesin nedeni bilinmemekle beraber hemen hemen yumurtlamayı ve hatta yumurtlamamayı takiben gelişen hormonal değişiklikler sonucu geliştiği düşünülmektedir. Hastalığa eğilimi olan kadınlarda yumurtlamadan sonra yumurtalık hormonlarındaki yükselme ve düşüşler hastalık belirtilerini tetikler. AÖGS olan kadınlar hormon seviyeleri normal olmalarına rağmen hormonal dalgalanmaya daha hassastırlar. Yumurtlama döneminde beyinden salınan serotonin hormon seviyesinde azalma AÖGS bulgularına neden olduğu bildirilmektedir.


Hormonal değişikliklere duyarlı olan kadınlarda belirtiler puberte döneminde başlar, adet öncesi artar, gebelik boyunca belirgin olarak iyileşir ve doğum sonu kötüleşir. Adet döngüsü boyunca ve adetlerin kesilmesinden birkaç yıl önce belirtiler yoğunlaşabilir. Bu kişilerde adet öncesi depresyon, doğum sonrası ve menopoz sonrası depresyon hormonlara bağlı 3 çeşit duygu durum değişikliği görülebilir.


Hormon sevilerinde döngüsel değişiklik görülmeyen ergenlik öncesi, menopoz sonrasında ve gebelik döneminde hastalık belirtileri yoktur. Rahim ve yumurtalıkların alınması ameliyatı sonrasında da belirtiler ortadan kalktığından çoğu hasta adet öncesi gerginlik belirtileri yerine çoğu hasta menopozda yaşanan gece terlemesi ve ateş basması belirtilerini tercih eder. Rahim alınıp yumurtalıklar bırakıldığında dahi adet görülmemesine rağmen menstrüel başağrıları ve AÖGS belirtileri devam eder.

* Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Regl döneminde bambaşka olan kadınlar

Kadınlar her ay adet dönemlerine yakın fiziksel ve ruhsal gerginlikler yaşıyor. İşyeri ve aile içi tartışmaları en çok bu dönemde oluyor. Çünkü kadınların hoşgörüsü, sabrı, dayanma gücü en aza iniyor.

Kadın Hastalıkları Uzmanları, adet öncesi dönemde her 100 kadından 95´inin fiziksel ve ruhsal gerginlikler yaşadığını, yüzde 40’ının ise bu gerginlik yüzünden günlük yaşamda sorunlarla karşı karşıya kaldığını, bunların da yüzde 5-10’unun çok ciddi boyutlarda rahatsızlık duyduğunu ifade ediyor. Üstelik bu belirtiler her kadına göre de değişiyor. Sendrom; adetten 2–14 gün öncesinden başlayan fiziksel ya da ruhsal çok değişik bulguların ortaya çıkması fakat adet kanamasıyla birlikte 10–12 günlük süre içinde kaybolması, adeta değişik bir kişilik yapısında hayatını sürdürmesi, ay ve ay tekrar etmesi ile kendini belli ediyor.

BELİRTİLER

•  Başağrısı
•  Göğüslerde hassasiyet ve dolgunluk hissi
•  Karında şişkinlik ve ağrı
•  Vücutta ödeme bağlı şişkinlik oluşması
•  Tatlı ve tuzluya iştah duyulması
•  Ruhsal bir gerginlik hali
•  Sabırsızlık
•  Duygusal dalgalanmalar  (bir anda gülerken, bir anda ağlamaklı olmak)
•  Hoşgörüsüzlük
•  Sinirli ve sert davranışlar

Eğer bu belirtiler kişinin günlük yaşantısında ciddi bozukluklara neden olmuyorsa, tedaviye gerek duyulmuyor. Ancak hasta bundan rahatsız olup geliyorsa, ilişkilerinde kopukluklar yaşıyorsa, mesleki yaşamı etkileniyorsa Adet Öncesi Gerginlik Sendromu ile ilgili destek verilmesi gerekiyor.

SARA MİGREN ATAKLARINI ARTIRIYOR
Adet öncesi dönemde kendi tanısını almış birçok tıbbi rahatsızlık (sara, migren, astım nöbetleri, alerjik reaksiyonlar gibi) artabiliyor. Bu hastalıklar kendilerine özgü tedavilerinin yanısıra, Adet Öncesi Gerginlik Sendromu’nun tedavisinden de yarar görebiliyorlar. Sara hastası bir kadın adet öncesinde hastalığıyla ilgili bir alevlenme yaşıyorsa, Adet Öncesi Gerginlik Sendromu tedavisinden de sara adına yarar görebiliyor.

Adet öncesi döneminde salgılanan progesteron hormonuna vücut ve beyin uygunsuz tepkiler gösterebiliyor. Tamamen doğal ve fizyolojik olan bu biyolojik süreç de vücudun progesteron hormonunun azalıp yükselmesine verdiği bir anlamda uygunsuz tepki veriyor. Kültürel yapıda ağrının algılanmasında önemli bir etken. Kadının ekonomik ve sosyal  özgürlüğüne kavuştuğu kültürlerde bu bulgular daha çok ruhsal yönden ortaya çıkıyor. Ruhsal bulguların ortaya konmasının kabul görmediği kültürlerde fiziksel bulgularla ortaya çıkıyor, eşine bağırmanın hoş karşılanmadığı kültürde bel ağrısıyla kendini gösterebiliyor.


´Adet günlüğü tutturuyoruz'

Adet Öncesi Gerginlik Sendromu Kliniği Uzmanları, çeşitli yakınmalarla gelen hastanın dikkatli dinlenerek bulguların adet düzeniyle karşılaştırılması sonucunda tanı konulduğunu belirtiyor. Uzmanlar sözlerine şöyle devam ediyor: “Bir iki ay süresince hastanın tuttuğu günlükler bize yardımcı oluyor. Her gün hangi bulguları ne şiddette hissettiğini böylece ölçebiliyoruz. Altta yatan bir hastalık olmadığından yapılacak testlerin tanıda fazlaca bir faydası yok, hepsi genelde normal çıkacaktır. Ancak benzer şekilde rahatsızlıklar varsa bu hastalıkların tek tek değerlendirilmesi ve şikayetlerin bu nedenlerden kaynaklanmadığından emin olunması gerekiyor.”

SENDROMU AZALTAN UYGULAMALAR
• Tedavide ilk nokta kadının bu konuda bilgilendirilmesidir. Bunun bir hastalık olmadığının anlatılması gerekiyor. Tedavinin kendi yaşam kalitesini ve sağlığını artırmak için verildiğinin ifade edilmesi gerekiyor.
• Sağlıklı bir beslenme önemli. Daha az işlemden geçmiş doğal yiyecekler, sebze, meyve tüketilmesi, pirinç, patates, yulaf türevi yiyecekler, düşük yağ oranlı beyaz etler, baklagiller, doymamış yağ karbonlarını içeren bitkisel yağlar, sağlıklı beslenmenin temelini oluşturuyor. Adet döneminde daha da çok dikkat etmek gerekiyor.
• Çikolatadan, çok şekerli, tuzlu yiyeceklerden uzak durulması öneriliyor. Doğal isteğe karşı kan şekerini dengede tutmak lazım. Çikolata yenilince şeker yükseliyor, aniden düşüyor. Vücut ani artış ve azalmaya olumsuz tepki veriyor.
• Özellikle adet öncesi dönemde kafein içeren içecekler ve gazlı içeceklerden uzak durmalı, diyet kola bile içilmemeli. Bol su içilmeli.
• Kadın için eşinin, arkadaş ve dostlarının anlayış ve desteği çok önemli. Kadınlar kendilerine zaman ayırmak istiyorlar. Ev işleri, çocuk bakımı, iş hayatının yoğunluğu nedeniyle yorulan kadına karşı hoşgörülü olmak lazım.
• İki tedavi seçeneği var: Hormonal iniş ve çıkışların engellenmesi lazım. Bu, doğum kontrol haplarıyla sağlanıyor. Bu hapların kullanılışı çok önemli. 2–3 aya yayılarak kullanılırsa belirtiler azalıyor. Hormonal tedavi uygun değilse ya da kadın bu konuda olumsuz düşünüyorsa o zaman da bu hormonal iniş çıkışların beyindeki etkisini kontrol altına almak üzere serotonin maddesini artıran ilaçlar kullanılabiliyor.
• Fiziksel bulgulara yönelik olmak üzere de özgün tedaviler verilebilir. Göğüs sancısı, dolgunluğu için çuha çiçeği yağından elde edilen doğal bir madde kullanılabiliyor, çok ileri boyutlardaysa “bromocriptine” dediğimiz bir ilaç da önerilebiliyor.
• Vücuttaki su toplanması ve ödemle giden kilo artışlarına karşın diyetle eğer kontrol altına alınamıyorsa kontrollü diüretik tedavisi uygulanabilir.
• Karın ağrılarının nedenleri için de bunların endometriozis gibi yapısal nedenlere bağlı olmadığının değerlendirilmesi gerekiyor.
• Başağrısı için de genelde nörolojik kontrolü takiben adet öncesi dönemde verilen betablokerler kullanılabiliyor.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır