kaynağı değiştir]
Ana maddeler: Kanser tedavisi ve Kanser tarihi
Hastalıkların tedavilerinde esas rolü vücudun bağışıklık sistemi üstlenmektedir. Bağışıklık sistemini zayıflatan etmenlerin ortadan kaldırılması tedavinin ilk basamağıdır. Kanserli hücrelerin ne kadar ve nerelere metastaz yaptığını tahmin etmek olanaksız olduğundan kanser tedavisi gören hastaların bağışıklık sistemlerinin güçlendirilerek bu yayılmış hücreleri yok etmesi arzu edilen bir durumdur.
Kanser tedavisi onkoloji uzmanı doktorlar tarafından yapılır. Birçok merkezde Onkoloji Hastahaneleri mevcuttur. Genel bilindik kanser tedavileri 5 çeşit yolla yapılır:
daha bilinir olduğu için babamla ilgili süreci kolon kanseri başlığında anlattığım ancak bir suser'ın uyarısı üzerine (bkz: teşekkürler) esasen rektum kanseri başlığında da bilgi arayanlara referans vermem gerektiğini düşündüğüm hastalık.
bağırsak iki bölümden oluşuyor kolon ve rektum. rektum anüse yakın olan son 0-10cm'lik kısmıdır. rektum kanseri, kolon kanserine göre daha fazla özel deneyim ve uzmanlaşmayı gerektirmektedir. bu nedenle doktor seçimi önemlidir.
babamınki rektum kanseri olup, yakalandığı ve süreçle ilgili yeni bilgileri buradan paylaşmaktayım.
sorularınız konusunda elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum.
yakın arkadaşımın başına gelen hastalık, hasta için de çok zor, yakını için de... herkese buradan şifa diliyorum
rektum kanseri, bağırsağın son 10cm’lik bölümünde görülür. ömür boyu kalıcı torba kullanmamak için iyi cerrah seçimi önemlidir.
babam da rektum kanseri atlatmış olup, hastalık ve tedavi süreciyle ilgili yeni bilgileri buradan (bkz: #66837580) paylaşmaktayım.
(bkz: marcia cross)
doktor oytun erbaşa göre tuvalet kağıdı ile hart hurt silmenin yakalanma riskini artırdığı hastalık. adam tuvalet kağıdı diyo o kadar hassas bi yer yani. erkeklerin yakalanma oranı daha yüksekmiş ama bilemiyorum.
bence şu bebe ıslak mendilleri var ya herkes onu kullansın valla bak. bu illete yakalanan bi tanıdığım var, rahmetli çok eziyet çekti, çok kötü gerçekten. allah esirgesin..
hamiş: düşündüm de şimdi şu an ıslak mendil kullanımı italya filan için geçerli bi tavsiye, netçede orda taharet musluğu yok, bizdeyse tuvalet kağıdını hafif ıslatırsak sorunu halletmiş oluruz diye en bok püsürlü entarimin sonuna geliyorum.
t3,t4, lenf nodu pozitif hastalıkta neoadjuvan rt mutlaka yapılmalıdır.
(bkz: #123503140)
rektum kanserinin evrelemesi için en iyi tetkik endosonografi'dir.
lokal bir rektum kanserinin kriterleri:
1- dentat çizginin 10 cm proksimalinde olacak.
2- 3 cm'den küçük olmalı
3- tümörün rektum duvarını çevresel tutmamış olmalı (%40'dan az.)
4-t1 n0 olmalıdır.
5- hareketli olacak, fikse olmamalıdır.
6- perikolik palpabl lenf nodları olmamalıdır.
7- lenfovasküler invazyon olmamalıdır.
lokal bir rektum kanserini lokal eksizyonla çıkarırız.
babam rektum kanseriydi, çok şükür yendi ama 1 senedir ileostomi torbasıyla yaşıyor, ileostomi torbasını aldırmak istiyoruz, küçük ilde yaşıyoruz, bulunduğumuz il ve çevre illerde gittiğimiz devlet hastanelerinde ilgilenmediler, zaman aşımına uğradı veya uğraşmak istemeyip geri gönderdiler. özel hastanelerde ise torbayı alabilmek adına bağırsağa stent işlemi uyguladılar fakat doğru düzgün bilgi de alamadık, bu işlem birkaç defa tekrarladı ve uçuk rakamlarda ücret ödemek zorunda kaldık. aylardır uğraşıyoruz, şimdi son çare istanbula gideceğiz, bildiğiniz, önerdiğiniz iyi bir doktor veya hastane var mıdır?
temmuz 2021 tarihi itibarıyla babamin da dahil olduğu kanser türü.10 aydır devam eden tedavinin ardından dün pet çekimi temiz çıktı şükürler olsun.sıra ileostomiden kurtulmaya geldi.ilk onkoloğumuz prof dr mustafa özdoğan'in yanı sıra, adına entry olmamasına şaşırdığım canım prof doktor okan erdoğan'a kritik bir ameliyattan başarı ile çıktığı, aşırı evhamlı olan babama hem fiziksel , hem psikolojik olarak sağladığı destek için teşekkürü borç bilirim.süreç ne getirir bilinmez ama elimizden gelenin en iyisini başardığımız noktadayız.bu süreçte ilgi hastası babam iyileşirken tüm aileyi azıcık hasta etmiş olabilir*, canı sagolsun ne yapalım. tüm hastalara acil şifalar dilerim...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
Kolorektal kanserler (kalın bağırsak ve rektum) erkek ve kadınların en sık görülen kanserlerden biridir. Görülme sıklığı %6 civarındadır. Geçtiğimiz on yıl içinde kalın barsak kanserlerin tanı ve tedavisinde çok önemli ilerlemeler sağlanmıştır. Bu gelişmeler sayesinde hem hastaların yaşam süreleri belirgin şekilde uzamış, hem de yaşam kalitesi yükseltilmiştir. Şunu bilmek gerekir ki; erken davranıldığı taktirde kolorektal kanserler tedavi edilebilir kanserlerdir. Uygun ve erken tedaviyle hastalıktan tamamen kurtulmak mümkündür!
Aşağıdaki belirtilerin bazılarının varlığı kalın barsakta kanser şüphesini akla getirmelidir.
Kalın barsak kanserlerinin teşhisi için bazen tek başına doktor muayenesi ve bazen ilave olarak endoskopi ile incelenmesi (kolonoskopi veya rektosigmoidoskopi) yeterli olmaktadır. Ancak hastalığın yayılımın derecesinin anlaşılmasında veya tedavi sonrası takibi için çeşitli laboratuvar tetkikleri veya ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi, MR, pozitron emisyon tomografi (PET) gibi görüntüleme yöntemleri de kullanılmaktadır. Kalın barsak kanseri olan hastaların yaklaşık yarısı doktora başvurduklarında hastalık belli bir evreyi geçmiştir. Yani hastalık kalın barsakla sınırlı kalmamış, lenf bezlerine ya da karaciğer veya akciğer gibi uzak organlara sıçramıştır. Oysa hastalık erken evrede saptandığında tedavi sonuçları son derece iyidir. Bu sebeple yukarıda saydığımız risk faktörlerine sahip kişilerin yanı sıra hiçbir yakınması olmayan tamamen sağlıklı bireyler de bu nedenle belli aralıklarla kontrollerden geçmelidirler. Tarama hastanın risk faktörleri de göz önünde tutularak bir takım dışkıda gizli kan testi, karın tomografisi, sigmoidoskopi veya kolonoskopi ile yapılır. Hiçbir risk faktörü bulunmayan kişilerde kolorektal kanserler için taramaya 50 yaşından sonra başlamak gerekir.
Hayır yoktur! Ancak kolorektal kanserlerin en önemli belirtilerinden biri dışkılama esnasında kan gelmesidir. Ne yazık ki kanama yakınması olan hastaların çoğu bunun nedeninin hemoroid olduğunu düşünür! Oysa makattan kan gelmesinin bir diğer nedeni de kalın barsak kanserleridir. Üstelik bu şekilde kanama yakınması olan bir hastada muayenede hemoroid saptanmış olsa bile, aynı zamanda kalın barsak kanseri de olabileceği mutlaka göz önünde tutulmalıdır. Bu nedenle 50 yaşın üzerindeki hastalarda, klinik şüphe olmasa da, hemoroid tedavisine başlamadan önce kolonoskopi mutlaka yapılmalıdır.
Kalın barsak kanserlerinin tedavisinde kullanılan ana tedavi yöntemi cerrahidir. Cerrahinin yanında kemoterapi ve radyoterapi de (ışın tedavisi) yardımcı veya tamamlayıcı tedavi yöntemleri olarak kullanılır. Cerrahi tedavide amaç, hastalığın yayılma olasılığı olan lenf bezlerini de içerecek şekilde tüm kanserli dokunun temiz cerrahi sınırlarla birlikte çıkarılmasıdır. Kalın barsağın son bölümleri dışındaki kanserlerde tümörlü bölümün çıkarılmasını takiben barsağın geride kalan kısımları birbirine birleştirilir. Hasta bu ameliyatlar sonrası büyük abdestini her zamanki gibi makat yolu ile yapmaya devam eder. Ancak rektum olarak adlandırdığımız kalın barsağın son 10 cm’sindeki tümörlerde durum biraz farklıdır. Burada beslenme biraz sıkıntılı olduğundan bazen koruyucu amaçlı geçici ileostomi (ince barsağın karın dışına ağızlaştırılması) yapılabilir. Birbirine dikilen sağlam dokuların iyileştiğine kanaat getirilince (genellikle 2-3 ay sonra) ikinci bir ameliyatla ileostomi kapatılır ve hasta normal yoldan tuvaletini yapmaya devam eder. Ancak eğer tümör çok aşağılardaysa, sfinkter dediğimiz dışkılamamızı kontrol eden kasları da tutmuşsa; bu durumda hastalıklı kısımla beraber anüs de çıkarılır ve hasta tuvaletini ömür boyu kolostomisi (kalın barsağın karına ağızlaştırılması) yoluyla yapmak zorunda kalır. Ancak günümüzdeki teknolojik ilerlemelerin ışığında kolostomiye mahkum olan hasta sayısı son derece azalmıştır. Ameliyat sonrasında ise, çıkarılan parçanın patolojik analizine göre hastalara kemoterapi veya radyoterapi gibi ek tedaviler uygulanır. Rektum tümörlerinde eğer ameliyat öncesindeki tetkiklerde tümörün çok ileri bir evrede olduğu anlaşılırsa ameliyattan önce de radyoterapi veya kemoterapi vermekteyiz (neoadjuvan kemo-radyoterapi). Bu uygulama özellikle son 10 cm’deki tümörlerde geçerlidir.
Kalın barsak tümörlerinin tedavisindeki en önemli gelişmelerden biri de bu bölge ameliyatların laparoskopik olarak yapılabilmesidir. Kolorektal tümörlerin laparoskopik yöntemlerle onkolojik prensiplere sadık kalınarak güvenli bir şekilde tedavi edilebileceği son yıllardaki birçok çalışmada gösterilmiştir. Bu yöntemle hastalar ameliyat sonrası hastanede daha kısa süre yatar, çok daha az ağrı duyar ve daha kısa sürede aktif hayatlarına geri dönerler.
Kolorektal kanserler en sık karaciğere metastaz yaparlar. Karaciğer metastazlarında kemoterapi de yarar sağlamakla birlikte en iyi sonuçlar ameliyatla elde edilmektedir. Karaciğerdeki metastazlar ya ilk ameliyat esnasında ya da birkaç aylık bir kemoterapi sonrasında ikinci bir ameliyatla çıkarılabilir. Bu hastaların yaklaşık % 15’inde akciğer metastazları da oluşur. Ancak bu hastaların ancak çok küçük bir kısmında ameliyatla tedavi sağlamak mümkün olur.