Restorasyon Eleman Ilanları

Giresun’un Alucra ilçesinde Şah Yolu olarak adlandırılan güzergahta tarihi kemer köprüsüyle ilgi gören ve halk arasında Çakrak Kilisesi olarak bilinen Kimisis Teodoku Kilisesi restorasyonu devam ediyor.

2021 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları ile ilgili bilgi veren Giresun Valisi Enver Ünlü,” Geçmiş yıllarda tarihi kilise için restorasyon projesi hazırlandı. Hazırlanan rölöve restitüsyon projeleri kapsamında içeriden çıkan malzemelerin orijinal yerlerine yerleştirilmesiyle restorasyonunun yapılarak bir an önce kilisenin ayağa kaldırılmasını amaçlıyoruz. Bu kilise ve hemen aşağısındaki kemer köprünün restorasyonuyla Şah Yolu`nu tekrar eski ününe kavuşturmak istiyoruz" dedi.

Giresun Üniversitesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gazanfer İltar ise “Giresun’daki Rum tebaanın yoğun yaşadığı köylerde kiliselerin inşasına izin verilmiştir. O zamanların en önemli ulaşım ağlarından Yağlıdere Vadisi, Karadeniz ile iç bölgeler arasındaki bağlantıyı sağlayan önemli bir güzergahtı. Çakrak köyü ise bu güzergahın en önemli derbendi konumundaydı. Bu nedenle bu çevrede üç köprü ve dört kilise inşa edilmiş ve bu ayakta kalan kiliselerden biridir. Kilisenin Girişin üzerindeki yuvarlak kemerli alınlığın bir kısmı günümüze ulaşmıştır. Bu cephenin üst bölümlerinde yer alan üç adet küçük boyutlu kareye yakın dikdörtgen pencere diğer cephelerdeki pencerelerle aynı form ve büyüklüktedir. Pencere söveleri sağlam olarak günümüze ulaşabilmiştir. Doğu cephesinde, yarım yuvarlak çıkıntılı üçlü apsis yer alır. Kilisenin örtüsü çökmüş olduğundan iç mekan kısmen hafriyatla dolmuş durumdadır. Narteks ve mahfil bölümü bulunmayan kilisenin bahçe duvarları kısmen ayaktadır ve aslına uygun bir resteorasyon çalışması yapılmaktadır" diye konuştu.

Tarihi kemer köprünün, yolun batısındaki kiliseye ulaşımı sağladığını ifade eden İltar, "Köprünün yapım tarihi ve yaptıranı hakkında bilgi veren bir kitabesi veya dönem kaynağı mevcut değilse de biçimi, malzeme kullanımı benzeri özellikleri ile 19. yüzyılın ikinci yarısında inşa edildiği anlaşılmakta" diye konuştu.

Yiyecek içecek sektöründe faaliyet gösteren birçok işletmenin camlarında son zamanlarda ‘eleman aranıyor' ilanları artış gösterirken, ilan sahipleri, başvuruda bulunanların sadece para odaklı olduklarını, özellikle gençlerin geleceğe yönelik meslek öğrenme hevesinin ve aşkının olmadığını söyledi.

Anadolu Üniversitesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi'ni içinde barındıran ‘üniversite kenti' olarak adlandırılan Eskişehir'de, yiyecek sektöründeki işletmelerin bir çoğunun camında ‘eleman aranıyor', ‘bizimle çalışmak ister misiniz?' tarzı ilanlarda artış yaşandı. Anadolu Üniversitesi'nin çevresinde konumlanan ve eleman sıkıntısı yaşadıkları gözlenen yiyecek içecek işletmeleri, bu yolla yeni personel kazanmaya çalışıyor. İş ilanı sahipleri, ekonomik sıkıntıdan dolayı ilanlara başvuranların sadece günü kurtarmak amacıyla para odaklı çalışmak istediklerini ifade ederken, geleceğe dönük bir meslek öğrenme aşkının veya heveslerinin olmadığına dikkat çekti.

“Meslekte ilerleme ve gayret edeni pek göremiyoruz”

Sekiz yıldır yemek sektöründe çalışan ve 2,5 yıldır da Eskişehir'deki bir lokantanın işletme sahibi olan Yücel Dokuzlar, eleman ilanlarının genellikle yarı zamanlı olduğuna vurgu yaparak, başvuruda bulunanların çoğunun üniversite öğrencisi olduğunu belirtti. Sektörde garson, komi ve bulaşıkçı bulmakta zorlandıklarını söyleyen Dokuzlar, “İhtiyacı olan arkadaşları değerlendirmeye çalışıyoruz. Camdaki eleman ilanı üç gündür asılı halde. Başvuruda bulunanlar oluyor. Yarı zamanlı çalışma sisteminde 8 veya 6 saat çalışma ücreti alıyorlar. Asgari ücret üzerinden saat hesabı yapıp, belirlenen ücreti veriyoruz. Genel olarak garson, komi ve bulaşıkçı piyasada pek bulunmuyor. Başvuru yapanların çoğu öğrenciler. Hem burada öğün yemeğini yiyor hem de harçlığını çıkartıyorlar. Gençler daha çok 8 saat çalışmayı tercih ediyor ama her yerde ilanlar var, eskisi gibi meslek öğrenme aşkı ve şevki yok. Meslek öğrenme, meslekte ilerleme, yükselmeye gayret edeni pek göremiyoruz. Öğrenciler 8 saat çalışıp parasını alıp gitme düşüncesinde oluyor. Bin - bin 500 lira maaş alıp, ‘bana üç, beş gün ya da bir hafta yeter' diyorlar. Sadece günü geçiriyorlar. Karınlarını doyurup, harçlıklarını alıyorlar. Eleman ilanı ortalama bir hafta dükkân camında kalıyor. Bir hafta veya 15 gün sonra yeniden yeniliyoruz” diye konuştu.

“Meslek öğrenmek için geleni hiç görmedim”

Eskişehir'de bir teknik lisede Elektrik - Elektronik Mühendisliği bölümünde stajyer öğrenci olan ve aynı zamanda bir lokantada çalışarak harçlığını kazanan Mustafa Caraldak ise Eskişehir'e üniversite okumaya gelenlerin çoğunluğunun okuma isteğinin ikinci planda kaldığına vurgu yaptı. İş ilanlarına başvuruda bulunanların işi beğenmeyerek geri çevirdiğini ifade eden ve birçok arkadaşının bu durumda olduğunu belirten Caraldak, “Genellikle bir iş yerine çalışıyor. Geceleri de dışarıda eğlenerek kazandıkları paraları harcıyorlar. Bu yüzden kimse elinde para tutamıyor. İş ilanına başvuranlar iş beğenmiyor. Bu işi ben yapmam diyerek kendine yakıştıramıyor. Şartları kabul etmiyorlar. Gerçekten paraya ihtiyacı olan kişileri fazla bulamıyoruz. Meslek öğrenmek için geleni hiç görmedim. Üniversite çok arkadaşım var, çoğu bir yerlerde çalışıyor. İşe başvuran biri gelip birkaç gün çalışsa da işi beğenmeyip ayrılıyor. Çalışması zor geliyor. Çoğu zaman tek hedefleri çok para kazanmak ve onu harcamak oluyor. Başka bir sebebi yok. Çalıştığı yerde kendini kalıcı görmüyor, kendini oraya ait hissetmiyor. Ben hem lisede staj görüyorum hem de hafta sonları burada çalışıyorum. Hafta içi de paramı çalışarak buradan çıkarıyorum. Başvuranların çoğu ileriye dönük düşünmüyorlar” ifadelerini kullandı.

“Kendine çalışarak bir şey katanlar iyi yerlere gidiyor”

Bir işte çalışacak kişinin kendisini geliştirmesi ve gelecek için hedeflerinin olması gerektiğinin altını çizen Caraldak, “En son dün 3 kişi iş için görüşmeye geldi. Konuşup gittiler. Daha çok erkek başvuruyor. Çalışacağı işi meslek olarak görmüyorlar. Kendilerini geliştirmeleri lazım ama yapmıyorlar. Kendine çalışarak bir şey katanlar iyi yerlere gidiyor. Bu işi sadece geçici olarak görüyorlar. Ne kadar paraya ihtiyacı varsa onu kazanıp ayrılıyor. Sonra da ilanlar yenilenmek zorunda kalıyor. Gerçekten işe ihtiyacı olan insan istikrarlı bir şekilde çalışır ve gelişir. En azından okulda dönem bitene kadar çalışmaları gerekiyor. Büyük hedefleri olanlar varsa kendilerini temelden yetiştirmeleri lazım” dedi.