rükuya gitmek / Rüku ve secdeyi imamdan önce yapmak namazı bozar mı? | Sorularla İslamiyet

Rükuya Gitmek

rükuya gitmek

R&#;ku Nedir, Nasıl Yapılır? Namazda R&#;kuda Ne S&#;ylenir, Unutulursa Ne Olur?

 Rüku Nedir?

 Kuranda pek çok ayette namaz konusu anlatılmış ve devam zorunluluğu getirilmiştir. Günde 5 vakit namaz kadın ve erkekler işçin farz kılınmıştır. Namazın bölümlerinden birisi de rüku olmaktadır. Rüku sözcük anlamı ile eğilmek ve öne doğru eğilme anlamına gelmektedir. Namaz esnasında ellerin dizlere dayanarak öne doğru eğilerek yapıldığı harekete rüku adı verilmektedir.

 Rüku namaz kılarken yapılması gereken davranışlardan birisidir. Rüku namazda farz sayılmakta, kıram ve kıraattan sonra gelmektedir. Arapça kökenli bir kelime olan rüku eller düzlere değdirilerek öne doğru eğilmesi anlamına gelmektedir.

 Rüku Nasıl Yapılır?

 Günde 5 vakit kılınan namazın bölümlerinden birisi de rüku olmaktadır. Rüku'nun nasıl yapılacağı Kuranda belirtilmiştir. Rüku şu şekilde yapılmaktadır:

 - Namaz kılan erkek ellerinin parmaklarını açarak dizlerinin üzerine koyar. Kadınlar ise parmaklarını açmazlar.

 - Sırt ve baş düz bir şekilde tutulur. Kollar dik tutulmalıdır.

 - Öne doğru eğilirken sırt ve baş da hafif eğilir.

 - Eğilince rükuda ''Sübhane Rabbiyel-azim'' 3 kere söylenir.

 - Doğrultuktan sonra ise '' Semiallahü Limen Hamideh'' söylenir.

 - Daha sonra tekbir getirilir ve secdeye varılır.

 Namazda Rükuda Ne Söylenir, Unutulsa Ne Olur?

 Namaz esnasında Rüku'ya geçildiği zaman söylenmesi gereken bazı sözler vardır. Bu sözlerden birisi ''Sübhane Rabbiyel-azim'' sözüdür. Bu söz eğildiği zaman 3 kere söylenir. Diğer bir söz ise '' Semiallahü Limen Hamideh'' sözüdür. Bu söz de soğrulduktan sonra söylenmelidir.

 Namaz esnasında rükuda söylenmesi gereken sözlerin bilinmesi çok önemlidir. Fakat namaz sırasında bazı hatalar da yapılabilir. Bunlardan birisi de rüku esnasında söylenen sözlerdir. Böyle durumlarda sehiv secdesi yapılmalı ve hata giderilmelidir. Sehiv secdesi terim olarak namazdaki belirli eksiklik, fazlalık veya yanlışlıkları telafi etme amacı ile iki secdeyi ifade etmektedir. Namaz bölümlerinde ise ''sücûdü's-sehv'' yada ''secdetâ es-sehv'' şeklinde geçmektedir.

Namazda R&#;ku Nedir? R&#;kuda Ne S&#;ylenir

Haberin Devamı

Namazın birçok bölümü vardır. Bu bölümlerinden biri de Rüku safhasıdır. Rükuda söylenilecek sözler bulunmaktadır. Rüku namazın farzlarından biridir. Rükuda söylenen sözler üç defa söylenir ve eğildikten sonra kalkınca da tek seferlik söylenecek söz vardır.

Namazda Rüku Nedir?

 Namazda rüku hükmü tamamen farzdır. Kıyam ve kıraattan sonra rüku gelir. Rüku Arapça kökenli bir sözcüktür. Rükunun kelime manası ise eğilmek anlamını taşımaktadır. Eğilmek ve beklemek anlamı da çıkar. Rüku esnasında eller dizlere değdirilerek öne doğru eğilmesine denilmektedir. Erkeklerin ve kadınların rükuda duruş şekli farklıdır. Kadınlar rükuda daha az eğilirken erkekler tam eğilirler. Namazda rüku esnasında erkekler ellerini diz üstüne değdirirken kadınlar ellerini dizlerinin hizasında birleştirirler.

Haberin Devamı

 Rüku namazda secdeye varılmadan bir önceki namaz bölümüdür. Rükuda namaz sözleri söylendikten sonra bir süre beklenir ve o şekilde kalkılır. Üç mezhebe göre de rükuda duruş şekli farklı olabilir. Rükuda üç mezhebin de uygulayış biçimi doğrudur. Rükuda beklemek ve kalkmak da rükunun bölümlerinden olarak bilinir. Peygamber efendimizin gösteriş şeklini sırt ve başın dik bir şekilde eğilmesi ile olunacağını belirtmiştir. Bu tarif ediş şekli erkekler içindir. Kadınlar Rükuda eğilirken dizleri bir müddet bükülü olur.

Rükuda Ne Söylenir?

 Rüku esnasında söylenecek sözler bulunmaktadır. Kıyam ve kıraattan sonra rükuya eğilince "Sübhâne Rabbiye’l-azim” üç defa söylenir. Üç defa söyledikten sonra doğrularak “Semiallâhü limen hamideh”sözü tek seferlik söylenir. Ardından Allah-u Ekber denilerek secdeye varılır.

Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir:

Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri:

Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır.

Cevap 2: Rükün olan rükû’a bitişik olan kıyam, yani ayaktaki haletten rükû’a gitmek; örfi olarak rükûdan önce durulması ve bedenin dingin ve hareketsiz olması yeterlidir. Ama rükûdan sonraki kıyam farzdır rükün değildir. Eğer sehvi olarak terk edilirse namazın sıhhatine zarar vermiyor.

Ayetullah Uzma Sistani’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri:

Cevap 1: Farz değildir.

Cevap 2: Yani eğer unutursa ve secdeye giderse, tekrar dönmesi gerekir ve ayakta durduktan sonra tekrar rükû’a gitmesi lazımdır.

Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri:

Cevap 1: Kıraatten sonra beklemeksizin rükû’a gitmenin sakıncası yoktur.

Cevap 2: Kıyam yani namazın iki yerinde ayakta durmak, farz ve rükündür: İhram tekbirinin söyleneceği esnasında ve “rükû’a bitişik kıyam” denilen kıyam; (rükû’a gitmeden ayaktan rükû’a gitmek rükündür). Ama hamt ve sure okuma esnasında ve aynı şekilde rükûdan sonraki kıyam rükün değil, farzdır. Maksat şudur ki ayaktan rükû’a gidilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla mesela eğer bir kimse sureyi okuduktan sonra zehirli bir haşereyi öldürmek için rükû’a bitişik kıyamı yerine getirmezse, tekrar kıyama dönüp tamamen ayakta durup sonra rükû’a gitmesi farzdır.

Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri:

Cevap 1: Müstahap zikrinin söylenmesi lazım değildir. Surenin bitmesinden sonra kıyam halinde birkaç saniye beklemek yeterlidir. Buna “rükû’a bitişik kıyam” denir ve rükündür. Yani rükû’a bitişik kıyam rükündür ve bu kıyamın hemen ardından rükû gerçekleşir. Örneğin bunun hükümlerden birisi şöyledir: Tevhit Suresini okuduktan sonra, unutarak rükû’a gitmeden secde kastıyla eğilir ve secdeye varmadan, rükû’a gitmediği aklına gelirse, durup (tekrar doğrulup durarak) rükû’a gitmesi gerekir.

Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin (Allah onun ömrünü bereketlendirsin) Defteri:

Cevap 1: Kıraat bitikten sonra rükû edilebilinir ve her ne kadar zikir söylemek müstahaptir ise ama söylenmesine ihtiyaç yoktur.

Cevap 2: “Rükû’a bitişik kıyam”dan, kıyam halinden rükû’a gidilmesinin zorunluluğu kastedilmektedir, o halde kıraatten sonra yanlışlıkla secdeye giden ve secdeden önce rükû’a gitmediğini hatırlayan kimsenin doğrulması ve sonra rükû’a gitmesi gerekir; secde halinden rükû’a gidemez.

لينک به سايت استفتاءات (کد ).

Sual: Allah’tan başkasına secde etmek küfür değil mi? Küfür ise, ne diye Allah, Hazret-i Âdem’e secde edilmesini meleklere emretti? Neden Müslümanlar, Kâbe’ye secde ediyorlar?
CEVAP
İbadet niyetiyle Allah’tan başkasına secde etmek küfürdür. Saygı için yapılırsa küfür olmaz, haram olur. Çünkü Âdem aleyhisselamdan İbrahim aleyhisselama kadar, selamlaşma, birbirine secde etmekle olurdu. Sonra, bunun yerine boynuna sarılmakla oldu. Muhammed aleyhisselam zamanında, el ile müsafeha sünnet oldu.

Kâbe’ye karşı secde edilir. Kâbe için secde edilmez. Kâbe için secde eden kâfir olur. Kâbe kıbledir, kıble istikametinde Allah’a secde edilir. Ettiğimiz secdeler, Kâbe için değil, Allah içindir, kıblesi Kâbe’dir. Allahü teâlâ da, Âdem aleyhisselam istikametinde kendisine secde edilmesini emretti. Ama İblis bunu da kabul etmedi. Âdem aleyhisselama saygı için secde etmesini de emredebilirdi. Yukarıda bildirildiği gibi, Âdem aleyhisselam zamanında selamlaşmak secde etmekle oluyordu. Bu manada da olsa İblis Âdem aleyhisselama saygı göstermeyi kabul etmedi. Aslında Allahü teâlânın emrine karşı geldi. Karşı gelmek niye küfür olsun ki denebilir. İblis, Allahü teâlânın bu emrini beğenmedi, (Ateşten yaratılan bir varlık, topraktan yaratılana nasıl saygı gösterebilir. Bu emrin yanlış) dedi. Allahü teâlânın emrini beğenmediği için kâfirlerden oldu.

Yalnız kılanlar için
Sual:
Namazda rükûda 5, 7, 9 veya 11 kere (Sübhane rabbiyel-azîm) dersek, secdede de, aynı sayıda (Sübhane rabbiyel a’lâ) dememiz mi gerekir?
CEVAP
Rükûda 7 kere tesbih söylenmişse, secdede de, aynı sayıda söylemek gerekmez, 3 veya 11 defa söylenebilir.

Sual: Bir ihtiyaçtan dolayı öğleyi (asr-ı evvel)de, ikindiyi de (asr-ı sani)de kılsak, yatsıyı da (işa-i sani)de mi kılmak gerekir?
CEVAP
Hayır,ikindiyi asr-ı sanide kılınca, yatsıyı işa-i sanide kılmak gerekmez. Fakat cemaatle kılınmıyorsa, her zaman ikindiyi asr-ı sanide, yatsıyı da işa-i sanide kılmak iyidir. Böylece İmam-ı a’zam hazretlerinin kavline de uyulmuş olunur.

Rükuda ve secdede tesbih
Sual:
Rükuda ve secdede üç kere tesbih söyleyecek kadar durmak vacib midir?
CEVAP
Bir kere diyecek kadar durmak vacibdir. Üç kere diyecek kadar durmak sünnettir. Üç kere diyecek kadar durmak vacib diyen âlimler de olmuştur.

İki secde de farzdır
Sual:
Secdenin birinin farz, diğerinin sünnet olduğunu söyleyenler var. Secdenin her ikisi de farz değil midir?
CEVAP
Secdenin her ikisi de farzdır. (Redd-ül-muhtar)

Secdeye gitme imkânı yoksa
Sual:
Hücre dar olup secde edemeyen mahkum namazı nasıl kılar?
CEVAP
Hücre dar olup, secdeye gitme imkanı yoksa, oturup ima ile kılar. (Merakıl-felah)

Gözlükle namaz
Sual:
Namazda gözlükleri çıkarmak gerekir mi?
CEVAP
Secdeye alnı koymak farzdır. Burunla beraber koymak vacibdir. Eğer gözlük burnun yere değmesine mâniyse, mekruh olur. Gözlüklü kimse alın ve burun yere iyi değsin diye başını bastırmaya kalkarsa gözlüğü kırılabilir. Böyle bir problem yoksa gözlükle de kılınabilir.

Parmak uçlarını kıbleye çevirmek
Sual:
Secdede ayakları yere koymak ve ayak parmakların kıbleye çevirmek farz mıdır?
CEVAP
Secdede iki ayağı veya hiç olmazsa her birinin birer parmaklarını yere koymak farz, vacib veya bir kavle göre de sünnettir. Yani iki ayak yere konmazsa namaz sahih olmaz veya mekruh olur. Ayak parmaklarını bükerek, uçlarını kıbleye çevirmek de farz değil, sünnettir. Farz diyenlerin hata ettiği, (Redd-ül-muhtar)'da yazılıdır. Secdede, alın, burun ve ayaklar, yerden az zaman kalkmış olursa, zararı olmaz. (S. Ebediyye)

Rükûu unutan
Sual:
Rükûu unutup secdeye giden kimse, secdeyi yaptıktan sonra rükûu unuttuğunu hatırlarsa ne yapar?
CEVAP
Kalkıp rükûu yapar, sonra secdeye gider. Önceki secdelere itibar edilmez. Yani onlar artık geçersiz olur. Çünkü namazda tertip farzdır. Yani farzları sırayla yapmak farzdır. Rükû farzını geciktirdiği için, namazın sonunda secde-i sehv de yapar.

Tesbihleri tek söylemek
Sual:
İmam-ı Rabbani hazretleri, (Rükû ve secdelerde tesbih en az üç kere söylenir. Çoğu yedi veya on birdir) buyuruyor. Buradan beş ve dokuz kere söylemenin caiz olmadığı mı anlaşılıyor?
CEVAP
Hayır. Bu ifadenin hemen altında, (Kuvvetli bir insanın, sıkıntısı olmadığı zamanlarda, yalnız kılarken, tesbihleri, en az miktarda söylemesi, ne kadar utanacak bir hâldir. Hiç olmazsa, beş kere söylemelidir) buyuruyor. Tesbihi beş, yedi, dokuz veya on bir kere de söylemek caizdir, müstehabdır, iyidir. Teke riayet ederek söylemelidir.

İmam-ı Rabbani hazretleri, Mevlana Salih’e bahçeden birkaç karanfil getirmesini emretti. Altı tane karanfil getirdiğini görünce buyurdu ki: (Bizim en aşağı talebemiz, en azından “Allahü teâlâ tektir, teke riayet edeni sever” hadis-i şerifini bilir. Teke riayet müstehabdır. Müstehab ne zannediliyor? Müstehab, Allahü teâlânın sevdiği şeydir. Eğer dünya ve âhireti Allahü teâlânın sevdiği bir şey için verseler, hiçbir şey vermemiş olurlar.)

Rabbenâ lekel hamd
Sual: (Rabbenâ lekel hamd) yerine (Rabbenâ ve lekel hamd) demek caiz midir?
CEVAP
Caizse de, (Rabbenâ lekel hamd) demek daha uygundur.

Yükseğe secde
Sual:
Sağlam kimsenin yüksek yere secde etmesi caiz midir?
CEVAP
Caiz değildir. Sağlam kimsenin 25 cm kadar yükseğe secde etmesi mekruhtur. Bundan daha yükseğe secde edilirse, namaz fâsid olur, yani bozulur. (İslam Ahlakı)

Resulullah efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” az yüksek şey üzerine de, secde etmemiştir. Az yükseğe de secdenin caiz olmadığı [mekruh olduğu] Cami-ur-rumuz ve Tebyin haşiyesinde yazılıdır. (S. Ebediyye)

Secde için eğilemeyen hasta, yerden 25 cm’den daha az yüksek bir şey üzerine secde edebilir, daha yükseğe secde edemez.

Alnında yara varsa
Sual:
Alnı veya burnu yara olan nasıl secde eder?
CEVAP
Alnında yara olan, yalnız burnuyla, burnunda yara olan ise, yalnız alnıyla secde eder. Hem alnı, hem de burnu yara olup yere secde edemeyen ise, ayakta durabilse de, oturarak îmâ ile kılar. Yani rükû için biraz eğilir. Secde için, rükûdan daha çok eğilir. (S. Ebediyye)

Sual: Bir kimse, namaz kılarken secde etmeyi unuttuğunu hatırlarsa, o namazı bozup yeniden mi kılar yoksa nasıl hareket eder?
Cevap: Namaz kılarken secdeyi unutan bir kimse, unuttuğunu, rüküda veya secdede hatırlarsa, rüküdan hemen, secdeden ise, oturduktan sonra o secdeyi yapar, rükü ve secdeyi iade eder. Sonra secde-i sehiv yapar. Bu hatırladığı ve son oturuşta hatırladığı secdeyi son oturuş arasında veya sonunda yapar, tekrar oturarak tehıyyatı okur ve secde-i sehiv yapar. Tekrar oturmazsa, namazı bozulur.

Secde yaparken, önce iki diz yere konur
Sual: Namaz kılarken secdede nelere dikkat etmelidir ve nelerin üzerine secde yapılabilir?
Cevap:
Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde buyuruluyor ki:
“Secde yaparken, önce iki diz, sonra iki el, sonra burun ve sonra alın yere konur. Baş parmakları, kulakları hizasında olur. Şafii mezhebinde, eller omuz hizasına konur. Ayakların, en az birer parmağını yere koymak farzdır. Yerin sertçe olup, başın içine girmemesi, gömülmemesi lazımdır. Yere serili halı, hasır, buğday ve arpa böyledir. Yerde duran masa, kanepe, araba da, yer demektir. Hayvan üzeri ve hayvan üstünde bulunan semer ve benzerleri, yer sayılmaz. Salıncak ve ağaçlara, direklere bağlanarak havada gerilmiş duran bez, halı, hasır da yer sayılmaz. Pirinç, darı, keten tohumu gibi kaygan şeyler üzerine secde sahih olmaz. Eğer bunlar çuval içinde iseler sahih olur. Secde yeri, dizlerini koyduğu yerden yirmibeş santimetre yüksek olunca namaz sahih olur ise de, mekruhtur. Secdede dirsekler bedenden, karnı da uyluklardan açık tutulur. Ayak parmaklarının uçları kıbleye karşı tutulur. Rükuya eğilirken topuk kemiklerini birbirine yapıştırmak sünnet olduğu gibi, secdede de bitişik tutulur.”

Secdede gözetilecek hususlar
Sual: Namaz kılarken, secdede nelere dikkat etmeli, secdeyi nasıl yapmalıdır?
Cevap:
Secdede el parmakları, birbirine bitişik, kıbleye karşı, kulaklar hizasında, baş iki el arasında olmalıdır. Alnı temiz yere, yani taş, toprak, tahta, yaygı üzerine koymak farz olup, burnu da beraber koymak vacip denildi. Özürsüz yalnız burnu koymak caiz değildir. Yalnız alnı koymak mekruhtur. Secdede en az üç kere Sübhâne rabbiyel-a'lâ denir. İki ayağı veya hiç olmazsa her birinin birer parmaklarını yere koymak farzdır veya vacibtir. Sünnet de denilmiştir. Yani, iki ayak yere konmazsa namaz sahih olmaz veya mekruh olur. Secdede, alın, burun ve ayaklar yerden az zaman kalkmış olursa, zararı olmaz. Secdede ayak parmaklarını bükerek, uçlarını kıbleye çevirmek sünnettir. Erkekler, kolları ve uylukları, karından ayrı bulundurur. Elleri ve dizleri yere koymak sünnettir. Topukları kıyamda, birbirinden dört parmak eni kadar uzak, rükuda, kavmede ve secdede bitişik tutmak sünnettir.

Sual: Erkekler, namazda rükuya gidince, rükuda nasıl durmalıdır?
Cevap:
Rükuda, erkekler parmaklarını açıp, dizlerinin üstüne kor. Sırtını ve başını da düz tutar. Rükuda, bacaklar ve kollar da dik tutulur.

Sual: Namaz kılarken, secdede iki ayağı birden kaldırmak namazı bozar mı?
Cevap:
İki ayağı veya hiç olmazsa her birinin birer parmaklarını yere koymak farzdır veya vaciptir. Sünnet de denilmiştir. Yani, iki ayak yere konmazsa namaz sahih olmaz veya mekruh olur. Secdede, alın, burun ve ayaklar yerden az zaman kalkmış olursa, zararı olmaz. Secdede ayak parmaklarını bükerek, uçlarını kıbleye çevirmek sünnettir. Farz veya vacip diyenlerin hata ettiği Redd-ül-muhtârda yazılıdır.

Sual: Namazda secdeye gidildiğinde, secde edilen yerin sert mi olması gerekir?
Cevap:
Alnı, sarığının sargıları ve takkenin kenarı ve alından sarkan saç üzerine ve elbisenin kolu ağzı, eteği veya elleri üzerine koymak sahih olur ise de, özürsüz iken tenzihen mekruh olur. Kadınların da, namazda alnı açık olması lazımdır. Yerin sertliğini duyacak kadar, yani başını bastırınca, alnı artık gömülmeyecek kadar bastırarak, halı, hasır, buğday, arpa, serir, kanepe ve yerde duran araba üzerine secde etmek sahih olur. İki ağaç arasına gerilmiş salıncak ve çuvalda olmayan pirinç ve darı üzerine secde sahih olmaz.

Secde edecek yer yoksa
Sual: Bazı zamanlarda mesela Cuma ve Bayram namazlarında, cami kalabalık olup yere secde edilemeyecek olursa, böyle durumlarda, namaz kılan kimse, secdeyi nasıl yapacaktır?
Cevap:
Konu ile alakalı olarak Fıkıh ve İlmihâl kitaplarında deniyor ki:
“Secde için eğilemeyen hasta ve camide başka yer bulamayan sağlam kimse, yerden yirmibeş santimetreden daha yüksek bir şey üzerine secde etmez. Yalnız, yer bulamayan kimse, önünde aynı namazı kılarak yere secde edenin sırtına secde edebilir. Fakat, dizlerinin yerde olması lazımdır. Bu sağlam kimsenin, kalabalık dağıldıktan sonra kılması veya kalabalık olmayan camiye gidip orada kılması müstehabdır. Camide kalabalık olmadığı zaman, yirmibeş santimetreden daha az yükseğe secdenin caiz olduğu da bildirildi ise de, mekruhtur. Çünkü, Resûlullah efendimizin az yüksek bir şey üzerine dahi secde etmediği İbni Âbidînde bildirilmektedir, Az yükseğe bile caiz olmadığı Câmi'ur-rumûzda ve Şelbînin Tebyîn haşiyesinde yazılıdır.

Bunun için, özrü olanların dahi az yükseğe de secde etmemeleri lazımdır. Yükseğe secde etmeli, yere secde etmemeli demek ise, ibadeti değiştirmek olur. İbadeti değiştirmek isteyen, kafir olur. Kafirler, Resûlullah efendimizin düşmanları, camileri kiliseye benzetmek istiyorlar. Kiliselerde olduğu gibi, masada oturup, secde olarak, başını masaya koymaya ve camilere çalgı, müzik sokmaya çalışıyorlar. Önce secde yerlerini biraz biraz yükseltmeye ve ibadetleri hoparlörle yapmaya alıştırıyorlar.”

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır