rüyada halı yıkamak / Rüyada Halı Görmek Ne Anlama Gelir?- monash.pw

Rüyada Halı Yıkamak

rüyada halı yıkamak

Rüyada halı yıkamaya vermek, rüya sahibinin çok titiz bir insan olduğunun göstergesidir. Halı yıkamaya vermek aynı zamanda uzun süredir kafaya takılan bazı dertlerden kurtulmaya da işaret etmektedir. Ev içinde temizlik yapıldığını görmek, manevi sıkıntılardan arınarak rahat bir döneme girmeye yorumlanmaktadır.

Rüyada halı yıkamaya vermek, hayatta uzun süredir yoluna konamayan şeyler olduğu anlamına gelmektedir. Rüyada halı yıkadığını görmek ise evde uzun süredir yapılması planlanan bir temizlik olduğuna yorumlanmaktadır. Yardımsever komşulara ve arkadaşlara sahip olunduğu, bu nedenle bedensel güç gerektiren işlerde zorlanılmayacağı rüyanın bir diğer yorumudur.

Rüyada Halı Yıkamaya Vermek Halı Temizletmek

Rüyada Halı Yıkamaya Vermek Halı Temizletmek

Rüya sahibi bir eşyasını temizletmek amacıyla verdiğini görüyorsa bu rüya, hayır işlemeye yorumlanmaktadır. Rüyada halı yıkamaya vermek, başka birilerinin inisiyatifine kalacak olan şeyler yaşanacağı anlamına da gelmektedir. Halı yıkatmak, başka kişilere bağlı olan planlar bulunması nedeniyle bağımsız hareket edememeye, meşakkatli işlere girişmeye yorulabilmektedir. Halı yıkamaya karar vermek ve hortumdan su çıkmaması beklenen bir haber olduğuna yorumlanmaktadır. Rüyada halı yıkamaya çalışmak, kişinin sorumluluk sahibi bir insan olduğunun göstergesidir.

Rüyada halı üzerinde lekeler olduğunu görmek, iftiracı kimselerle yakınlık kurmaya işaret etmektedir. Halı üzerinde insan pisliği görmek, yakın zamanda maddi kazançta artış olacağı anlamına gelmektedir. Halı üzerindeki pislikleri temizlemek, iş, okul ya da çeşitli alanlarda başarılı olmaya yorumlanmaktadır.

Rüyada Halı Yıkamaya Vermek ve İyi Temizlenmediğini Görmek

Rüyada Halı Yıkamaya Vermek ve İyi Temizlenmediğini Görmek

Rüya sahibi eğer aldığı bir hizmetten memnun kalmadığını görüyorsa günlük hayatta bazı sorunlar yaşayacağına yorumlanmaktadır. Rüyada halı yıkamaya vermek ve temizlenmemesi, rüya sahibinin aldığı hizmet ya da yaptırdığı bir şeyle ilgili memnun kalmayacağına yorumlanmaktadır. Uzun süredir yapılmak istenen işlerin kişide stres ve huzursuzluk yarattığına da rüya yorulmaktadır. Yün halı ya da dokuma halı tezgâhında olmak, zengin olmaya, maddi kazancın artmasına, iyi haberler almaya dalalettir. Halı yıkatmak ile ilgili çeşitli olumlu ve olumsuz yorumlar bulunmaktadır. Halı yıkatmaya vermek ve sonrasında onların pırıl pırıl olduğunu görmek, evde hummalı bir temizlik yapılacağı anlamındadır. Kişinin kafasında uzun süredir yapmayı planladığı bir temizlik bulunuyorsa bu da rüyanın anlamını etkilemektedir. Evde gerçekten halı temizletileceğine ya da temizleneceğine de rüya yorulabilir.

Rüyada halı görmek

Rüyada halı görmek imam nablusi, rüyada halı sermek, rüyada halı görmek islami yorum, rüyada büyük halı görmek
  • Rüyanızda sizin için yere bir halı serildiğini görmeniz; ömrünüzün uzun olacağına ve rızkınızın bolluğuna, kişinin rüyasında bilmediği bir yerde ve tanımadığı kimselerin arasında yere bir halı serilerek üzerinden geçtiğini görmesi; o kimsenin memleketinden ayrılarak gurbete gideceğine yorumlanır.
  • Ebu Said'ül Vaaz diyor ki: Kilim yahut halı görmek; geniş rızka ve mala işarettir. Onun genişliği ve kalınlığı uzun ömre, küçüklüğü; az kazanca, toplanması; ni'metin elden gitmesine delalet eder.
  • Halı, kilim vb. bir şeyin üzerinde oturduğunu gören harpte ise, selamete çıkar. Tanıdığı bir kavmin arasında kilim yahut halı serdiğini gören, oradaki halkın ni'metlerine iştirak eder.
  • Cafer-i Sadık'a göre yeni ve büyük kilim yahut halı, şunların temsilcisidir: Şeref, makam, ni'met, mal, uzun ömür ve güzel bir şöhret.
  • İbn-i Şirin şöyle diyor: Kendi malı olan yeni ve geniş bir yaygı serdiğini gören, ni'met ve refah içinde çok yaşar. Rızkını kolay kazanır. Evinde arkadaşlarıyla beraber bir yaygı üzerinde oturduğunu görmek; hayır ve ni'mettir. Bir yabancının hanesinde bilmediği bir yaygı görenin, hali değişir.
***
Allah (c.c), insanların Levh-i Mahfuzdaki durumlarına muttali olan bir grup meleği rüya işiyle görevli kılmıştır. Görevli melek Levh-i Mahfuz'dan aldığı durumları bir takım olaylar ve şekiller haline sokarak ilgili insanın rüyasında kalbine yerleştirir ki, o kimse için bir müjde veya uyarı ya da kınama değerinde olsun. Böylece hikmetli, yararlı veya sakındırıcı bir faaliyet gösterilmiş olur. İlgili melek bu gayret içinde iken şeytan da insana karşı duyduğu kin ve düşmanlıktan dolayı onu uyanık iken rahat bırakmak istemediği gibi, uyku aleminde de rahat bırakmak istemez. Ona bir takım hile ve tuzaklar kurmaktan geri durmaz. Şeytan insanın rüyasını bozmak üzere ya onu gördüğü rüya hususunda yanıltmak ister veya rüyasında gafil olmasını sağlamaya çalışır.

Kur'ân-ı Kerim'in birçok yerinde rüyadan söz edilmiştir. Hz. İbrahim (a.s), oğlu İsmail (a.s)'i rüyada boğazlama emri almış ve bu rüyayı uygulamaya teşebbüs etmiştir (es-Saffat, 37/ ).

Yusuf (a.s)'da rüyasında on bir yıldızla, ay'ın kendisine secde ettiğini görmüş (Yusuf, 12/40); Mısır hükümdarının ve hapishanedeki iki kişinin gördükleri rüyaları tabir etmiştir (Yusuf, 12/36, 43).

Kur'ân-ı Kerim'de Hz. Peygamber'in görmüş olduğu rüyalardan söz edilmektedir (el-Fetih, 48/27; es-Saffat, 37/; el-İsra, 17/60).

Hadis kitaplarının hemen hepsinde Hz. Peygamber'in gördüğü rüyalar ve yaptığı rüya tabirleri hakkında geniş bilgi vardır.

Rüya ile ilgili Rasûlüllah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Salih kişi tarafından görülen rüya, peygamberliğin kırk altı parçasından bir parçadır. " Bir başka hadiste de şöyle der: "Müminin rüyası, peygamberliğin kırk altı parçasından bir parçadır; Peygamberlik gitti ve mübeşşirat kaldı”.

Rasûlüllah (s.a.s) bir başka hadislerinde şöyle buyuruyor: "Ey insanlar! Peygamberliğin belirtilerinden yalnız güzeL rüya kaldı. O rüyayı müslüman kişi görür veya onun için başkası tarafından görülür" (İbn Hacer el-Askalanî, Fethül-Barî Şerhu Sahihil-Buharî Kitabül-Ta'bîr).

Hadisteki ihtilaflar ve bildirilen değişik sayılar rüya gören müslümanın haline dönüktür. Takva sahibi olmayan ve İslam'ın ölçülerine göre fasık sayıları müslümanın gördüğü rüya, nübüvvetin yani peygamberliğin yetmiş parçasından biridir. Takva sahibi olan müslümanın rüyası ise nübüvvetin kırk altı parçasından biridir. Şu halde rüyanın doğruluk derecesi müslümanın salah ve takvasına göre değişik olur.

Müslümanın gördüğü rüyanın peygamberliğin özelliğinin parçalara bölünmesi veya takva sahibi olan bir müslümanın peygamberlik hasletinden bir parçayı kazanabilmesi demek değildir. Maksat şudur: Peygamberlikte zaman zaman gayptan haberdar olma özelliği vardır. Yüce Allah dilediği zaman bir peygamberi gayptan haberdar eder. Bu itibarla, gayptan haberdar olmak, peygamberliğin alametlerindendir. Peygamberlik görevi kalıcı değildir. Fakat alametleri kalıcıdır. Müslüman bir kimse bazen Allah'ın takdir ve dilemesi ile rüya aleminde bir gayptan haberdar edilebilir. Bu itibarla müslümanın rüyada gördüğü bir şey aynen gerçekleşebilir.

Güzel rüyanın peygamberliğin kırk altı parçasından bir parça sayılması şöyle yorumlanır.

Sahih rivayetlerin bir çoğuna göre Peygamber (s.a.s) altmış üç yıl yaşamış ve peygamberlik süresi yirmi üç yıl sürmüştür. Çünkü o, kırk yaşını doldurduğu zaman peygamber olmuştur. Hz. Peygamber (s.a.s)'e vahiy rüya halinde gelirdi. Bu durum altı ay sürmüştür. Bu süre zarfında gördüğü rüyalar aynen çıkıyordu. Peygamberlik süresi yirmi üç yıl devam ettiğine göre, rüya yoluyla vahiy süresi bunun kırk altı parçasından bir parça olur. Başka hadislerde rüya, peygamberliğin yetmişte bir, kırk dörtte bir, ellide bir olduğu ifade edilir.

Rüyanın peygamberliğin parçalarından biri olduğunu açıklayan hadislerin değişik oranlar ifade etmesi, hadislerin gelişmesi anlamına gelmemektedir. Çünkü salih ve sadık bir rüya kişinin doğru sözlü, emaneti yerine vermek, sağlam itikatlı olmak gibi hususlardaki derecesine göre değerlendirilir. Bu konuda insanlar arasındaki farklılık kadar rüyalar da değişik olur. Kim samimi bir kalp ile Allah'a ibadet eder ve doğru sözlü olursa, gördüğü rüyalar daha doğru ve peygamberliğe daha yakındır. Zira peygamberler arasında bile fazilet farkı vardır. İnkârcı, kâfir ve yalancı kişilerin de rüyaları doğru çıkabilir. Bu takdirde bu kişilerin rüyaları vahiy ya da nübüvvetten bir parça olamaz.

Çünkü gayptan haber veren her doğru söz, nübüvvet sayılmamıştır. Bu konuda şu hususlar daima gözönünde bulundurulmalıdır.

1- Doğru rüya görmek sadece mü'minlere mahsus değildir. Müslüman olmayanlar da görebilirler. Mısır hükümdarı ve zindandaki iki kişinin gördüğü rüyalar gibi.

2- Herkes aynı özellik ve nitelikte değildir. Doğru rüya nadir hallerde ve ruhu çok hassas kişiler tarafından görülür.

3- Görülen rüyaları esas alarak hayata nizam ve intizam vermeye kalkışmak yanlıştır. Zira rüyaların doğruluğunu ölçmek ve tesbit etmek mümkün değildir.

4- Rüya ile yalnız o rüyayı gören amel edebilir. Fakat amel etmesi şart değildir. Zira rüyada kaza geçirdiğini gören bir kimse bir vasıtaya bindikten sonra kaza geçirip ölmüş olsa, intihar etmiş sayılmaz.

Bundan dolayı Fıkıhta, Kelam ilminde ve mahkemede rüya, delil kabul edilmez. Rüya haktır ama doğru rüya gören ve rüyayı doğru şekilde yorumlayan kişiler azdır. Rüyaları doğru bir şekilde olaylar yorumlar. Bazı rüyalar da yorumu ile birlikte görülür. Bazı kimseler gördüğü rüyayı yorumlayamaz ama sadık rüya olduğunu anlarlar.

Rüya tabir etmek Allah vergisidir. Herkes rüya tabir edemez. Akıl ve mantık bu iş için yeterli değildir. Rüya merhametli ve öğüt verebilecek durumda olanlara anlatılmalı, güzelce yorumlayamayacak kişilere söylenmemelidir. Hz. Peygamber (s.a.s) bir hadislerinde de "Rüya gören onu hiç kimseye söylemediği sürece o, bir kuşun ayağına bağlıdır (zuhur etmez); söylerse zuhur eder. Böyle olunca rüyanızı yalnız akıllı, sizi seven veya size öğüt verecek durumda olan kimselere söyleyin” buyurmuştur (Tirmizi).

İmam Malike "Herkes rüya tabir eder mi?" Diye sorulmuş "Nübüvvetle oynanır mı?” demiştir. Yine İmam Malik Rüyayı iyi tabir edenler yorumlasınlar. Eğer iyi görürse söylesin; iyi görmezse iyi söylesin veya sussun” demiştir.

"İyi görmese de onu iyi olarak mı tabir etsin?” sorusuna, "Hayır” demiş; sonra "Rüya nübüvvetin bir parçasıdır. Nübüvvetle oynanmaz” diye cevap vermiştir (Kurtubî, Tefsir, IX, ; Elmalılı, Hak Dini Kuran Dili, IV, ; Kuşeyri Sarih Tercümesi, XII, ).

İslamda rüyalar genel olarak iki kısma ayrılır:

Birincisi: Doğru ve güzel olan rüyalar. Bu tür rüyalar, uyanıklık âleminde doğru çıkan rüyalardır. Peygamberlerin, onlara uyan salih müminlerin gördükleri rüyalar bu tür rüyalardır. Bazan dindar olmayan insanlar da bu tür rüyaları görürler.

Bu tür rüyalar üç grupta ele alınabilir.

1- Yoruma ve tabire ihtiyaç göstermeyecek kadar açık seçik rüyalar, Hz. İbrahim'in rüyası gibi

2- Kısmen yoruma, ihtiyaç gösteren rüyalar. Hz. Yusuf'un rüyası gibi

3- Tamamen tabir ve yoruma ihtiyaç gösteren rüyalar. Mısır hükümdarının gördüğü rüya gibi

İkincisi: Adğâs adı verilen karmakarışık ve hiç bir anlam taşımayan rüyalardır. Bu tür rüyalar da bir kaç kısma ayrılır

a- Şeytanın uyuyan kişiyle oynaması ve onu üzmesine sebep olan rüyalar. Mesela kişi rüyasında başının koparıldığını ve kendisinin başının peşinden gittiğini görür. Ya da korkunç ve tehlikeli bir duruma düştüğünü ve hiç bir kimsenin kendisini kurtarmaya gelmediğini görür.

b- Meleklerin haram bir şeyi uyuyan için helal kıldığına veya haram bir iş teklif ettiklerine dair olan ve aklen muhal ve imkansız olan buna benzer işlerle ilgili rüyalar.

c- Kişinin uyanık iken üzerinde konuştuğu veya olmasını temenni ettiği bir şeyi uyanık iken itiyad haline getirdiği bir şeyi rüyasında görmesi.

Bu durumda rüyanın üç çeşit olduğu görülmektedir.

a- Allah tarafından bir müjde olabilen bir rüya. Buna rahmanî rüya denir.
b- Kişinin uyanık iken önem verip kalben meşgul olduğu bir şeyle ilgili olarak gördüğü rüya.
c- Şeytan tarafından korkutulan kişinin gördüğü rüya. Buna şeytanî rüya adı verilir.

Kötü bir rüya gören bir müslümanın yapacağı işler:

Gördüğü rüyanın şerrinden ve şeytanın şerrinden üç kez Allah'a sığınır. Şöyle der: "Allah'ım, bu rüyanın şerrinden ve rahmetinden uzak kalmış olan şeytanın şerrinden sana sığınırım." Rüyanın hayra dönüşmesi için dua eder. Bu tür rüyayı hiç bir kimseye anlatmaz.

Müslüman gördüğü iyi bir rüyadan ötürü uyanınca Allah'a hamdeder. Bu rüyadan dolayı sevinir, bunu bir müjde kabul eder. Rüyayı sevdiği bir kimseye anlatır, sevmediğine kesinlikle anlatmaz.

 

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır