Rüzgar enerjisi, havanın sahip olduğu kinetik enerjinin (hareket enerjisi) rüzgar türbinleri aracılığı ile elektriğe dönüştürülmesi ile elektrik üretimi yapan yenilenebilir bir enerji türüdür. Hava akımları sonucu oluşan rüzgar, kinetik enerji taşımaya başlar ve rüzgar enerjisi santralleri oluşan bu rüzgar gücünün türbinleri döndürmesi ile elektrik üretir.
Özet Bölümü
M.Ö. tarihinde, Mısırda insanlar rüzgar enerjisini ilk kez yelkenli tekneler şeklinde kullandılar. Yelkenler, bir tekneyi suya çekmek için rüzgardaki enerjiyi yakaladı. Tahıl öğütmek için kullanılan en eski yel değirmenleri, M.Ö. de eski Babilde ortaya çıktı. Bu ilk cihazlar, rüzgarla dönen, dönen bir şafta tutturulmuş, dibinde bir değirmen taşı olan, dikey olarak monte edilmiş bir veya daha fazla ahşap kirişten oluşuyordu. Tahıl öğütmek için rüzgar enerjisinin kullanılması kavramı Orta Doğu’da hızla yayıldı ve Avrupa’da ilk yel değirmeni ortaya çıkmadan çok önce yaygın olarak kullanılıyordu. M.S. yüzyıldan başlayarak, Avrupalı Haçlılar konsepti yanlarında getirdiler ve çoğumuzun aşina olduğu Hollanda tipi yel değirmeni doğdu.
Rüzgar enerjisi teknolojisinin ve uygulamalarının modern gelişimi, tahmini yel değirmeninin kırsal alanlara elektrik ve su pompalama hizmetleri sağladığı larda oldukça ilerleme kaydetmişti.
Geniş ölçekli elektrik dağıtımı, çiftliklere ve taşra kasabalarına yayıldıktan sonra, ABD’de rüzgar enerjisi kullanımı azalmaya başladı, ancak ’lerin başındaki ABD petrol kıtlığından sonra tekrar toparlandı.
Son 30 yılda araştırma ve geliştirme, federal hükümetin ilgisi ve vergi teşvikleriyle dalgalandı. lerin ortalarında rüzgar türbinlerinin tipik maksimum güç oranı kW idi. yılında, ticari, şebeke ölçekli türbinler genellikle 1 MWın üzerinde derecelendirilmiştir.
4 MWa kadar kapasitesi mevcuttur.
Günümüzde Rüzgar Türbini ismini verdiğimiz modern yel değirmenleri rüzgar enerjisini elektrik enerjisine dönüştürmektedir.
* yılında ABD’li mucit Charles F. Brush elektrik üreten ilk rüzgar türbinini icat etti. Demirden kule üzerinde 17 metre çapında kanatları vardır.
* yılında Danimarkalı mucit Poul la Cour kavisli kanatlar kullanarak Brush’ın tasarımını geliştirmiştir.
* yılında Danimarka’da elektriğin %3’ü rüzgar türbinlerinden üretilmiştir. ’lu yıllarda pilleri şarj etmek için küçük rüzgar makineleri tasarlanmıştır.
* yılında Danimarka’da pek çok rüzgar türbininin inşa edilmesiyle modern rüzgar gücü endüstrisi başlamış oldu.
* ’li yıllar rüzgar gücü dünyada en hızlı büyüyen yenilenebilir enerji teknolojisi haline gelmiştir.
Rüzgar enerjisini hesaplamanın formülü şu şekildedir:
Üretilen Güç (Watt)= ½ x Hava Yoğunluğu (kg/m3) x Rüzgar Hızı (m/san)3 x Türbin Verimliliği x Süpürme Alanı
Formülde yer alan değişkenlerin açıklamalarıysa şöyle:
Hava Yoğunluğu= Uluslararası standart hava koşullarında (deniz seviyesinde, 15°C derecede ve ,25 mb atmosfer basıncında) hava yoğunluğu 1, kg/m3’tür.
Rüzgar Hızı= Türbinin kurulduğu yerdeki ortalama rüzgar hızının küpüdür.
Türbin Verimliliği= Rüzgar türbininin verimliliğidir. Bir rüzgar türbinin verimliliği %59,26’dır; formüle 0, olarak işlenir.
Süpürme Alanı= Rüzgar türbin kanatlarının süpürdüğü dairesel alandır ve m2 birimi ile ifade edilir.
Ülkemizin en önemli ithalat kalemlerinden biri olan ve yalnızca yılında 50 milyar Amerikan doları tutarında ithalatın gerçekleştiği enerjisinin ülke içerisinde kaynaklarla karşılanabilmesi adına rüzgar enerjisinin varlığı ve önemi yılında fark edilmiş ve T.C Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) kurulmuştur.
Rüzgar enerjisi noktasında Türkiye’nin en güçlü sivil toplum kuruluşu olan TÜREB, Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği (Wind Europe) ve Küresel Rüzgar Enerji Konseyi (GWEC) üyesidir ve sektördeki gelişmeleri yakından takip ederek enerjide maksimum karlılık amacına yönelik çalışmaları organize etmeyi hedefler.
Temmuz itibariyle ülkemizde aktif rüzgar enerjisi santrali (RES) sayısı , kurulu türbin sayısı ’dir, inşası devam eden RES sayısı ise 17’dir ve aktif santrallerden üretilen MWm ülkemizin toplam elektrik ihtiyacının % ’ını karşılar pozisyondadır.
RES’lerde üretilen enerjinin bölgesel dağılımına baktığımızda Ege’nin % 37,74’lük payı ile zirvede yer alırken Marmara’nın % 34,04’lük payı ile Ege’yi takip ettiğini söyleyebiliriz. Diğer bölgelerimizin rüzgar enerjisi üretimindeki payları ise;
Akdeniz: % 13,11
İç Anadolu: % 10,05
Karadeniz: % 3,68
Güneydoğu Anadolu: % 1,22
Doğu Anadolu: % 0,15 olarak sıralanabilir.
Türkiye’de rüzgar enerjisiyle üretilen enerjinin şehir bazlı dağılımına baktığımızda ise ilk 10 sırayı paylaşan şehirleri ve üretim miktarlarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;
İzmir: ,20 MWm
Balıkesir: MWm
Manisa: ,95 MWm
Çanakkale: ,60 MWm
Hatay: ,50 MWm
Kayseri: ,10 MWm
Afyon: ,45 MWm
Osmaniye: ,30 MWm
İstanbul: ,90 MWm
Aydın: ,20 MWm
yılında MWm olan kurulu rüzgar gücünün düzenli yatırımlarla yılı itibariyle MWm’ye yükseltilmesi endüstrinin, temel gereklilik olan enerji noktasında maliyetlerini kontrol edebilmesi adına önemli bir adımdır ve elbette enerjide dışa bağımlılığın azaltılması noktasında atılan adımlar bununla sınırlı değildir.
Dünyada bir yılda en fazla rüzgar enerjisi üreten ülkeler şu şekildedir:
Çin: GigaWattsaat
ABD: 94,6 GigaWattsaat
Almanya: 59,3 GigaWattsaat
Hindistan: 35 GigaWattsaat
İspanya: 23 GigaWattsaat
Birleşik Krallık: – 20,7 GigaWattsaat
Fransa: 15,3 GigaWattsaat
Brezilya: 14,5 GigaWattsaat
Kanada: 12,8 GigaWattsaat
İtalya: 10,1 GigaWattsaat
Güneş, yeryüzünü mevsime, saate ve bölgenin topoğrafyasına göre farklı şekillerde ısıtır. Bunun sonucunda ısınan hava yükselirken, soğuyan hava alçalır. Alçalan soğuk hava, yeryüzünde basınç oluşturur; buna yüksek basınç adı verilir.
Isınarak yükselen hava ise yeryüzüne daha düşük bir basınç uygular; buna ise alçak basınç denir. Hava kütlelerinin yüksek basınç alanından alçak basınç alanına hareket etmesi sonucu rüzgar oluşur. Oluşan rüzgarın ivmesi, yönü ve şiddeti ise basınç gradyan kuvveti, Coriolis kuvveti, merkezkaç kuvveti ve sürtünme kuvveti gibi değişkenlere bağlıdır.
Basınç Gradyan Kuvveti ve Rüzgar Enerjisinin Oluşumu
Belirli iki nokta arasında oluşan basınç değişikliğinde havanın hareket hızı ve yönünü etkileyen kuvvete basınç gradyan kuvveti denir.
Basınç gradyan kuvvetinin, hareket halindeki hava kütlesine etkisi yüksek basınçtan alçak basınca doğrudur. Basınç gradyan kuvveti havanın yer değiştirmesi ile rüzgarın oluşumuna ve kinetik enerji kaynağı haline gelmesine yol açar.
Coriolis Kuvveti ve Rüzgar Enerjisinin Oluşumu
Adını Fransız bilim adamı Gaspard-Gustave Coriolis’ten alan Coriolis kuvveti, bir hareketin, karşıdan gelen bir direnç tarafından saptırılmasıdır. Dünya sürekli dönmekte olduğu için yeryüzündeki hava hareketlerinin doğrusal olmasını engeller.
Coriolis etkisi sonucu kuzey yarımküredeki rüzgarlar hareket yönünün sağına, güney yarımküredeki rüzgarlar ise hareket yönünün soluna doğru ivmelenir. Coriolis kuvveti sonucunda rüzgar hareketleri, bulundukları yarımküreye göre 10° sapma gösterir.
Merkezkaç Kuvveti ve Rüzgar Enerjisinin Oluşumu
Dünyanın dönme hareketinin, atmosferdeki hava hareketleri üzerinde oluşturduğu savrulma etkisine merkezkaç kuvveti denir. Merkezkaç kuvveti rüzgarın doğrusal istikametinin bozulmasına sebep olur. Dünyada merkezkaç kuvvetinin en etkili olduğu yer Ekvator çizgisidir zira Dünya’nın dönüş hızının en yüksek olduğu yer Ekvator’dur. Dünya’nın dönüş hızının olmadığı Kuzey ve güney kutup noktalarında merkezkaç kuvveti görülmez.
Sürtünme Kuvveti ve Rüzgar Enerjisinin Oluşumu
Rüzgarın yer şekillerine sürtünmesi sonucu şiddetinin azalmasına ve yönünün değişmesine sebep olan kuvvete sürtünme kuvveti denir.
Büyük ölçülü ve döngüsel hava hareketlerinde Coriolis kuvveti etkili olurken, yere yakın hava hareketlerinde sürtünme kuvvetinin yön ve hız değiştirme etkisi daha yüksektir.
Rüzgar Enerjisi Nasıl Üretilir?
Rüzgar enerjisi, rüzgarın sahip olduğu kinetik enerjinin önce mekanik enerjiye, sonra da elektriğe dönüşmesiyle üretilir. Bunun için öncelikle enerjinin kontrolü gerekir. Kontrol edilen enerji mekanik enerjiye dönüştürülür. Mekanik enerji jeneratörü çalıştırır ve üretim tamamlanır.
Rüzgar Enerjisi İle Elektrik Nasıl Üretilir?
Rüzgar, rüzgar türbininin kanatlarını döndürür. Bu kanatlar, bağlı oldukları dişli kutusundaki çarkları döndürür. Dönen çarklar jeneratörü çalıştırır. Jeneratör ürettiği elektriği transformatöre iletir. Transformatör, aldığı elektriği şebekeye iletir.
Rüzgar Enerjisinin Avantajları Nedir?
Rüzgar enerjisi yenilenebilir bir enerji kaynağı olarak birçok avantaj sağlar:
Rüzgar Enerjisinin Dezavantajları Nedir?
Yenilenebilir bir enerji kaynağı olmasına rağmen rüzgar enerjisinin bazı dezavantajları da vardır.
Rüzgar enerjisi ile nükleer enerji arasındaki en önemli fark, rüzgar enerjisinin bir hammadde maliyetinin olmamasıdır. Nükleer enerji ise Uranyum gibi az ve zor bulunan maddeler ile çalışır. Ancak iki enerji türünün maliyetini etkileyen başka etkenler de vardır.
Rüzgar enerjisi tarih boyunca nesneleri hareket ettirme, taşıma ve ürün öğütme amaçlarıyla kullanılmıştır.
Rüzgar Enerjisi İle Su Pompalama; Rüzgar türbini üzerindeki şaft ile rüzgar akımının kinetik enerjisi mekanik enerjiye dönüştürülerek tarım alanlarında su pompalamak ve artezyen kuyulardan su çekmek için kullanılır.
Rüzgar Enerjisi ile Değirmen; Türbin aracılığı ile mekanik enerjiye dönüştürülen rüzgar enerjisi, iki plakanın ritmik olarak dönmesini sağlar ve bu iki plaka arasındaki ürünler öğütülür.
Rüzgar enerjisi ile fosil enerji kaynakları arasındaki temel farklılıklar şunlardır:
Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin rüzgar enerjisinden, lisans almadan 1 MegaWatt’a kadar elektrik üretmesi serbesttir.
Ticari üretim için yapılan rüzgar enerjisi teşvikleri Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı tarafından sağlanır.
1 MW kapasiteli bir rüzgar enerjisi santralinin kurulum maliyeti milyon Euro civarındadır. Kule maliyeti bin Euro, kanat maliyeti ise bin Eurodur. Bir rüzgar enerjisi santrali yılda yaklaşık kWh elektrik üretir.
Kullanım ömrü yaklaşık 15 yıl olarak görülen rüzgar elektrik santralleri, bu sürenin ilk 8 yılında kendi maliyetini çıkarırken, son 7 yılında ise herhangi bir hammadde maliyeti olmaksızın üretim yapar.
Dolayısıyla bu süre zarfında daha ucuza elektrik üretmek mümkün olacağı için rüzgar enerjisi santralleri elektrik fiyatlarını azaltabilir.
ABD Balık ve Vahşi Yaşam Kurumu’na göre her yıl ile arasında kuş, rüzgar türbinleri sebebiyle ölüyor.
Rüzgar türbini, rüzgarın kinetik enerjisini türbin içindeki şaft ile önce mekanik enerjiye, ardından jeneratör ile elektrik enerjisine çeviren rüzgar enerjisi çeviricisidir.
Rüzgar enerjisi santrali vadi, boğaz ve kıyı gibi coğrafi olarak rüzgara meyilli, yüksek hızda ve düzenli rüzgarların estiği bölgelerde kurulan, rüzgar türbin ve kulelerinden oluşan ve rüzgar gücünden elektrik üretilen tesistir.
Rüzgar enerjisinin güneş enerjisine göre avantajlı ve dezavantajlı olduğu durumlar şunlardır:
En basit rüzgar enerjisi türbini, üç önemli bölümden oluşur:
Rotor Kanatları: Kanatlar temelde sistemin yelkenleridir; en basit haliyle, rüzgara karşı bariyer görevi görürler (daha modern kanat tasarımları bariyer yönteminin ötesine geçer). Rüzgar kanatları hareket etmeye zorladığında, enerjisinin bir kısmını rotora aktarır.
Şaft: Rüzgar türbini şaftı, rotorun merkezine bağlıdır. Rotor döndüğünde şaft da döner. Bu şekilde rotor, mekanik, dönme enerjisini diğer ucunda bir elektrik jeneratörüne giren mile aktarır.
Jeneratör: Bir jeneratör oldukça basit bir cihazdır. Elektrik voltajı üretmek için elektromanyetik indüksiyonun özelliklerini kullanır. Gerilim, esasen elektriksel basınçtır (Elektriği veya elektrik akımını bir noktadan diğerine hareket ettiren kuvvet). Dolayısıyla, voltaj üretmek fiilen akım üretmektedir.
Basit bir jeneratör, mıknatıslardan ve bir iletkenden oluşur. İletken, tipik olarak sarmal bir teldir. Jeneratörün içinde şaft, tel bobinini çevreleyen kalıcı mıknatıslar grubuna bağlanır.
Elektromanyetik indüksiyonda, mıknatıslarla çevrili bir iletkeniniz varsa ve bu parçalardan biri diğerine göre dönüyorsa, iletkende voltajı indükler.
Rotor, şaftı döndürdüğünde, şaft, mıknatıslar takımını döndürerek tel bobininde voltaj oluşturur. Bu voltaj, elektrik akımını (tipik olarak alternatif akım, veya AC gücü) dağıtım için güç hatlarından dışarı çıkar.
Elbette her bir parçanın birçok alt birimi daha bulunmaktadır; ancak burada her birinin detayına girecek olursak, bu yazının fazlasıyla teknik bir dokümana evrimleşmesi kaçınılmaz olacaktır. Bunun yerine, aşağıdaki şemayı inceleyerek alt birimleri de tanıyabilirsiniz.
Artık basitleştirilmiş bir sisteme baktığınıza göre, bugün rüzgar santrallerinde ve kırsal arka bahçelerde gördüğünüz modern teknolojiye geçeceğiz. Biraz daha karmaşık, ancak temel prensipler aynı.
Özetle, rüzgar enerjisi kirliliğe sebebiyet vermeyen önemli yenilenebilir ve tükenmeyen enerji türlerinden birisidir. Ucuzdur ve ticari boyutu giderek genişlemektedir. Giderek artan küresel iklim değişikliği ve enerji güvenliği hakkındaki endişeler, rüzgar enerjisini yeni ekonominin merkezine oturtmuştur.
Konvansiyonel enerji kaynaklarından farklı olarak, rüzgar enerjisi sera gazı salınımına neden olmamaktadır. Rüzgar enerjisinden yararlanarak elektrik enerjisi elde etmek için rüzgar türbinleri kullanılır.
Rüzgar türbinleri, rüzgar enerji santrallerinin ana yapı elemanı olup, hareket halindeki havanın kinetik enerjisini öncelikle mekanik enerjiye ve sonrasında elektrik enerjisine dönüştüren makinelerdir.
Rüzgar türbinleri dönüş eksenlerinin doğrultusuna göre yatay eksenli veya düşey eksenli olarak imal edilirler. Bu tiplerden en fazla kullanılanı yatay eksenli rüzgar türbinleridir. Yatay eksenli rüzgar türbinleri, dönme eksenleri rüzgar yönüne paralel ve kanatları ise rüzgar yönüne dik vaziyette çalışırlar. Bu tip rüzgar türbinleri bir, iki, üç veya çok kanatlı yapılmaktadır.
Rüzgar enerjisine yatırım yapılmalı mıdır sorusuna; Bugünkü tüketim hızı ile dünyadaki tüm petrol rezervinin 48 yıl, tüm kömür rezervinin yıl, tüm doğalgaz rezervininse 47 yıl sonra biteceği öngörülüyor.
Dolayısıyla dünya ülkeleri, yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneliyor. Günümüzde dünya üzerinde tüketilen elektriğin yaklaşık %6’sı rüzgar enerjisinden üretiliyor. Bu, rüzgar enerjisinin yılındaki üretimin tüketimi karşılama oranının yaklaşık katı.
Fosil kaynaklarının ne zaman biteceği sorusu hep gündemde, ancak her sorunun tek bir cevabı var, bu kaynaklar eninde sonunda bitecek. Enerjiye olan talebin sürekli olarak arttığı, enerji arzının da sürekli olarak düştüğü bir noktada enerji fiyatlarının gideceği yer de bellidir.
Bu yüzden her türlü yenilenebilir kaynakların kullanımı yaygınlaştırılmalı, yenilenebilir kaynakların en caziplerinden olan rüzgar enerjisine yapılan yatırım artırılmalıdır. Taşı sıkıp suyunu çıkartmak ve potansiyeli olan her yere rüzgar santrali kurulması gelecek için oldukça önemlidir.
Özellikle ülkemizde deniz üstü rüzgar yatırımları yapılmaya başlanmalı, kara üstü rüzgar santrali yatırımlarına da hız verilmelidir.
Görüşmek dileğiyle
Kaynakça:
1-) Su Ülkesi
monash.pw
2-) Rüzgar Enerjisi
monash.pw
3-) Yer Değirmeni
monash.pw
4-) Rüzgar Enerjisi Nedir, Kullanım Alanları Nelerdir
monash.pw
Semih Çalapkulu
yılında, Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makina Mühendisliği bölümü mezun olup, Makina Mühendisi lisans programını tamamlamıştır. Evli, Dilara ve Furkan isimli iki çocuğu var. Meslek hayatına sırasıyla; Aydın Grup, Ciner Grup ve yılından itibaren Kuzu Grup’ta Mekanik Grup Şefi olarak, çalışma hayatına devam etmektedir. Kuzu Grup, ’ten bu yana ’ün üzerinde projeye imza atarak, ’den fazla konut, hastane, okul, avm, arıtma tesisleri vs. teslim etmiştir. 18 yıllık Kuzu Grubundaki çalışma hayatında; İnşaat sektöründe, toplamda adet konutta, okul, otel, avm ve hastane işlerinin bulunduğu 15 adet ayrı projenin farklı zaman dilimlerinde yer alma şansı almıştır. Güncel olarak, SeaPearl Ataköy Hastane Projesinde görev almaktadır. yılından itibaren; teknik yazıları, teknik makaleleri ve serbest yazıları 60’ı aşkın yerden yayınlanmıştır. Bunların bir kısmı: MMO, TTMD, TESYÖN, MTMD, MÜKAD, İnşaat Yatırım Dergisi, Sanayi Gazetesi, Sektörüm Dergisi, Mechanic Dergisi, Termoklima Dergisi, İnşaat Tedariği Dergisi, Enerji ve Tesisat, Medya Siirt, Baret Dergisi, Akıllı Binam, DTK, Ankaranın Sesi, ST Endüstri Dergileri, Mühendistan, Termodinamik Dergisi, Birleşim Dergisi, İlkses Gazetesi, Siirt Gazetesi, ESSİAD, TMMOB Dergileri, Mühendis Beyinler, ZeroBuild Journal, Sektörel Yayıncılık, İnşaat Dünyası, İnşaport, Doğa Yayın, Hvac, Emlak Kulisi, B2B Dergileri’dir. yılından itibaren, ZeroBuild’te yönetim sekretaryası içinde olup, ZeroBuild Summit’te Makina Mühendisleri Ağı Lideri olarak faaliyetlerini yürütmektedir. yılından itibaren, Fırat Üniversitesi Makina Mühendisliği Danışman Kurulu üyesidir. yılında kurulan, Uluslararası Tesis Yöneticileri Derneği’nde kurucu üyesidir. yılından itibaren, TESYÖN Yönetim Kurulu üyesidir. Yirmi seneyi aşkın sürede; inşaat sektörü başta olmak üzere, maden sektörü, prosesler, petrokimya tesisleri, üretim başta olmak üzere birçok alanda çalışarak, ilgili sektörlerde tecrübe sahibi olmuştur.
<div style="border:solid transparent;position:absolute;widthpx;line-height:0; Çin: 30, MW (%) ABD: 8, MW (%) Almanya: 6, MW (%) Brezilya: 2, MW (%) Hindistan: 2, MW (%) Kanada: 1, MW (%) Polonya: 1, MW (%) Fransa: 1, MW (%) Birleşik Krallık: MW (%) Türkiye: MW (%) Dünyanın geri kalanı: 6, MW (%) Toplam: 63, MW (%)
|
<div style="border:solid transparent;position:absolute;widthpx;line-height:0; Çin: 23, MW (%) Almanya: 5, MW (%) ABD: 4, MW (%) Brezilya: 2, MW (%) Hindistan: 2, MW (%) Kanada: 1, MW (%) Birleşik Krallık: 1, MW (%) İsveç: 1, MW (%) Fransa: 1, MW (%) Türkiye: MW (%) Dünyanın geri kalanı: 6, MW (%) Toplam: 51, MW (%)
|
Rüzgâr gücü, dünyada kullanımı en çok artan yenilenebilir enerji kaynaklarından biri haline gelmiştir. Günümüzde dünyadaki kullanım oranının çok düşük olmasına karşılık, yılında dünya elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr enerjisinden karşılanması için çalışmalar yapılmaktadır.
Dünya Enerji Konseyi tarafından yayınlanmış çalışmaya göre; m/s üzeri rüzgâr hızlarına sahip bölgelerin uygulamaya dönük ve toplumsal kısıtlar nedeni ile %4'nün kullanılacağı kabul edilerek, dünya rüzgâr enerjisi teknik potansiyeli 53, TWh/yıl olarak hesaplanmıştır. Dünya'da yılı sonu yıllık rüzgâr enerjisi üretimi TWh/yıl olup enerji üretimi içerisindeki payı %'dır.[8]
itibarıyla %36,25'lik bölümü Avrupa'da olan , MW'lık toplam kurulu güç kapasitesi vardır.[9] Bu güç, binlerce rüzgâr türbininden üretiliyor. Dünyada rüzgâr üretim kapasitesi ile yılları arasında dört kattan daha fazla arttı. Kurulu rüzgâr gücünün %'ü Kuzey Amerika ve Avrupa'dadır. En büyük üretici olan beş ülkenin 'te %71'lik, 'da %62'lik ve 'de %73'lük payları vardır. Bu ülkeler; Birleşik Devletler, Almanya, İspanya, Çin ve Hindistan'dır.
Birleşik Devletler şebekesine, güç kapasitesini 'de %45 arttırarak GW'lık enerjiyi şebekesine ekleyerek, Almanya'nın 'deki kurulu gücünü geride bıraktı. Böylece diğer ülkelerden daha fazla rüzgâr enerjisini şebekesine eklemiş oldu. Kaliforniya, modern rüzgâr güç endüstrisinde patlama gösterenlerden birisidir. Kurulu güçte birçok yıl Birleşik Devletlere önderlik yaptı. Ta ki 'nın sonunda Teksas liderliği eline alıncaya kadar. sonunda 7, MW'lık kurulu gücü vardır. Bu da eğer ülkeden ayrı olarak düşünürsek dünyada altıncı sıraydı. Birleşik Devletler rüzgâr güç üretiminde Şubat 'dan Şubat 'ye kadar %31,8 büyüdü. Ortalama bir MW'lık rüzgâr gücü, yaklaşık Amerikan hanesinin elektrik tüketimine eşittir. Amerika Rüzgâr Enerji Birliği kayıtlarına göre 'de rüzgârdan elde edilen elektrik %1'lik haneyi ( milyon haneye eşdeğerdir) kaplıyorken, 'da sadece %'lik haneyi kaplıyordu.
Çin 'deki yenilenebilir enerji kaynaklarındaki üretim hedefini MW olarak açıkladı. Fakat sonu itibarıyla 22, MW'a ulaştı. 'de öngörülen değer , MW'ı aşacak gibi. Çin yenilenebilir enerji kanunu Kasım 'te kabul edildi. Ardından Dünya Rüzgâr Enerji Konferansı Çin tarafından düzenlendi ve Dünya Rüzgâr Enerji Birliğine katıldı. 'de rüzgâr gücü hükûmetin planladığından ve diğer büyük ülkelerden daha hızlı büyüdü. 'ten itibaren her yıl iki kattan daha fazla artış gösterdi. itibarıyla öngörülen kurulu kapasite , MW'a yakındır.
Hindistan, yılında 10, MW'lık toplam rüzgâr güç kapasitesiyle dünyanın beşinci büyük ülkesiydi. Bu da, Hindistan'da üretilen toplam elektriğin %3'üne denk geliyor. Kasım 'da Yeni Delhi'deki Dünya Rüzgâr gücü Konferansı, Hindistan rüzgâr güç endüstrisine ek ivme kazandırdı. Tamil Nadu şehrinin Muppandal köyü yakınlarında birkaç rüzgâr türbin tarlası vardır ve burası Hindistan'daki büyük rüzgâr enerji merkezlerinden biridir.
Meksika, tüketilen fosil yakıtlarının azaltmaya yönelik olarak son zamanlarda La Venta II rüzgâr güç projesini başlattı. 88 MW'lık proje Meksika'nın ilk rüzgâr üretim girişimidir ve Oaxaca şehrinin elektrik ihtiyacının %13'ünü karşılayacak. 'de proje 3, MW'a çıkacak. Sempra Enerji, Baja Kaliforniya'da en az MW'lık bir projeyi milyar dolarlık maliyetle gerçekleştireceğini duyurdu.
Büyüyen diğer pazar Brezilya, GW'lık potansiyele sahip rüzgâr gücü bulunuyor.
Güney Africa, Olifants Nehri açıklarının kuzeyindeki Koekenaap kasabasının yakınında Batı Cape şehrindeki Vredental'ın doğusunda Batı Sahilinde bir istasyon kurdu. Toplam çıkış gücü MW'tır. Bu kapasiteyi ikiye katlamak için görüşmeler yapılıyor.
Fransa, itibarıyla 12, MW kurulu güce sahip olmayı hedefliyordu yılı itibarıyla bu rakam 9, MW'ta kalmıştır.
Kanada rüzgâr kapasitesini ile arasında hızlı bir şeklide arttırarak MW'dan MW'a çıkarttı. Bu da yıllık %38'lik bir büyümeye denk geliyor. Özellikle en hızlı büyüme 'da görülerek sonundaki MW'lık üretimi ikiye katladı. Bu büyüme, yükleme hedefleri ekonomik teşvik ve politik destekle beraber beslendi. Örneğin, Ontario eyaleti rüzgâr gücü için vergi indirimine gitti
İnsanlar yelkenlileri hareket ettirmek ve gemileri yürütmek için en az yıldan beri rüzgârın gücünden faydalanıyor. Yeldeğirmenleri, sulama işlemi ve tahıl ezmek için 7. yüzyıldan beri Afganistan, İran ve Pakistan’da kullanılıyor.
Temmuz ayında İskoç Akademisyen Profesör James Blyth rüzgâr gücü ile elektrik üreten ilk değirmeni inşa etti ve ’de İngiltere’de patent aldı. ’de Amerika Birleşik Devletleri’nde, Charles Francis Brush, James Blyth'in değirmeninden daha büyük ve üzerinde daha fazla mühendislik yapılmış değirmen kullanarak elektrik üretti. yılına kadar evinde ve laboratuvarının elektriğini sağladı. ’larda Danimarkalı bilim insanı ve mucit Poul la Cour'un rüzgâr türbinleri üzerine rüzgâr tünelinde yapmış olduğu deney ve araştırmalar sayesinde günümüz türbinlerine giden yolda ciddi bir bilgi birikimi oluştu. itibarıyla, Danimarka elektriğinin %40'ını rüzgârdan elde etti ve dünya etrafındaki en az 83 diğer ülke elektrik şebekesini rüzgâr enerjisi ile destekledi.
'lere gelindiğinde fosil yakıt dışında enerji kaynakları arayışının artması ve çevre aktivistlerinin baskıyla Danimarka'da ilk modern rüzgâr türbinleri üretilmeye başlandı. Bu ilk rüzgâr türbinleri kW gücündeydiler. itibarıyla 7 MW'lık rüzgâr türbinleri prototip olarak geliştirilmektedir, ilk uygulamalar Avrupa'nın çeşitli yerlerinde yapılmaya başlanmıştır. Bugün rüzgâr türbinleri, ev bahçelerinden, parklara, akü depolamalı mini sistemlerden; fabrikalara elektrik sağlayıp ürettiği fazla elektriği şebekeye veren orta ölçekli sistemlere, şehirlere elektrik sağlayan santrallere kadar her ölçekte uygulanmaktadır.