rusya ukraynaya neden saldırıyor / Donbas: Rusya, Ukrayna’nın doğusunu neden kuşatıyor? Ukrayna ne kadar dayanabilir? | Euronews

Rusya Ukraynaya Neden Saldırıyor

rusya ukraynaya neden saldırıyor

Rusya Neden Ukrayna’ya Karşı Savaş Başlattı ve Harekat Ne Durumda?

Savaşlar tarihinden oluşan insanlık tarihi, ancak İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki Birleşmiş Milletler Antlaşması’yla savaşı devletlerin “hakkı” olmaktan çıkarıp, uluslararası ilişkilerde kuvvet kullanımını yasaklamıştır. Lakin yine de savaşlar, uluslararası politikada sıkça başvurulan bir seçenek olarak varlığını sürdürmektedir. Dünyada paylaşılmayan toprağın kalmadığı, kaynakların kıt, ihtiyaçların sınırsız olduğu bir ortamda daha fazlasına sahip olmak isteyen devletler, askeri seçeneklere başvurmaktadır. yılında küresel askeri harcamaların 2 trilyon doların[1] üzerine çıkmış olması da uluslararası sistemde en önemli aktör olan devletlerin halen askeri güç vesilesiyle çıkarlarını koruyabileceklerine olan güçlü inançlarını göstermektedir. 24 Şubat tarihinde Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı askeri harekât, tarihin seyri açısından olağan bir gelişme olmasına rağmen savaşın acımasızlığına tanık olan uluslararası toplum açısından kabul edilemez bir durumdur. Dolayısıyla önemli bölgesel ve küresel etkiler ortaya çıkaran Rusya-Ukrayna Savaşı’nın analiz edilmesi gerekmektedir.

Devamında Rusya-Ukrayna Savaşı’na dönüşen sürecin son dönemi incelendiğinde, sorunun Rusya tarafından bilinçli olarak tahrik edilip; önce kriz ve sonrasında savaş boyutuna taşındığı söylenebilir. Rusya, yılında Ukrayna asker yığmaya ve bölgede tatbikatlar icra etmeye başlamıştır. Moskova, 15 Aralık tarihinde güvenlik garantileri talep eden anlaşma taslaklarını Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) iletmiş, kısa sürede sonuç almaya yönelik talepler öne sürmüştür. Yapılan görüşmelere rağmen Moskova’nın talep ettiği garantiler, ABD ve NATO tarafından verilmemiştir. ABD ve Batı ülkeleri, Rusya-Ukrayna sınırında yükselen siyasi ve askeri gerginliğe paralel olarak Rusya’yı, Ukrayna’yı işgal etmesi halinde tarihte eşi görülmemiş ekonomik yaptırımlar uygulamakla tehdit etmiş ve caydırmaya çalışmıştır. Moskova yönetimi ise tatbikat gerekçesiyle Belarus’a asker konuşlandırmıştır. 21 Şubat tarihinde sözde Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını tanıyan Kremlin, 24 Şubat tarihinde Ukrayna’ya karşı askeri harekât başlatmıştır.

Dünya kamuoyunun geneli, Rusya’nın muharebe gücünün fiziki unsurlarında sahip olduğu üstünlük sebebiyle Ukrayna Ordusu’nun kısa süre içerisinde teslim olacağını ve Ukrayna Hükümeti’nin devrileceğini düşünmüştür. Hatta Rusya, başlattığı askeri harekâtı savaş olarak değil; “özel askeri operasyon” şeklinde tanımlamıştır. Rusya, geçmişte Kırım’da yaptığı gibi önemli askeri hedefleri seçkin birliklerle hızlıca ele geçirerek, Ukrayna’da kısa sürede kontrolü sağlayabileceğini düşünmüştür. Rus Ordusu, Ukrayna’nın kuzeyine Belarus’tan, kuzeydoğusuna Belgorod’tan, doğusuna sözde Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetlerinden ve güneyine Kırım’dan başlattığı operasyonlarda başlangıçta kısmi başarılar elde etse de taarruzi harekatta önem taşıyan inisiyatif, çeviklik ve tempo gibi özellikleri kısa zamanda kaybederek ilerlemesi durmuştur. Ukrayna’nın komuta-kontrol merkezi olan ve fiziksel ve daha çok psikolojik bir hedef teşkil eden başkent Kiev ele geçirilememiş, Sumi, Chernihiv ve Harkov gibi büyük şehirler kuşatılmış; ancak şehirlere girilememiş, güneyde yapılan taarruzlar neticesinde yalnızca Herson ele geçirilebilmiştir. Önemli bir kıyı kenti olan Mariupol ise yaklaşık 3 ay süren harekât sonucu kontrol altına alınabilmiştir. 25 Mart tarihinde Rusya Savunma Bakanlığı, harekâtın ilk safha hedeflerine ulaştığını açıklamış ve Rus Ordusu’nun Kiev ve Chernihiv’den çekilerek harekâtın ikinci safhasında Doğu Ukrayna ve özellikle Donbas bölgesine yoğunlaşılacağını açıklamıştır. Ancak Rusya’nın en önemli hedeflerinden birinde değişiklik yapması, başarıyla yürüyen planlı bir harekâttan ziyade; Rus Ordusu’nun muharebe sahasında yaşadığı başarısızlıktan kaynaklanmıştır.

Rus Ordusu’nun harekâtın başlamasından kısa süre sonra çok temel lojistik alanlarda dahi problemler yaşamaya başlaması, Rusya’nın Ukrayna’da kolay bir zafer öngördüğünü ve harekât planlarının kısa süre içerisinde zafer kazanılacağı varsayımı üzerine inşa edildiğini ortaya çıkarmıştır. Bununla birlikte Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski liderliğinde Ukrayna devleti ve ordusunun Rus işgaline gösterdiği direniş, Batı’nın Rusya’ya yönelik politikasında değişikliğe gitmesine neden olmuştur. Batı, Rusya’ya ağır ekonomik yaptırımlar uygulamanın yanı sıra Ukrayna Ordusu’na kritik silah, teçhizat, istihbarat ve eğitim desteği sağlamaya başlamıştır. Bu durum, Batı’ya Rusya’yı ekonomik alanın yanında askeri açıdan da zayıflatma imkânı tanımıştır.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 24 Şubat tarihinde Ukrayna’ya yönelik askeri harekâtın amaçlarını; insanları korumak ve bu maksatla Ukrayna’yı Nazisizleştirmek ve silahsızlandırmak olarak açıklamıştır.[2] Bahse konu olan stratejik ve askeri hedefler muğlak ve sübjektif kalmış ve sınırlandırılmamıştır. Bu stratejik hedeflerin, operatif seviyede somut askeri hedeflere dönüştürülmesi mümkün değildir. Ancak stratejik hedeflerde gözlenen belirsizliği, Rus devlet yönetimi ve gelişmiş düzeyde bulunan Rus askeri düşüncesinin hatalı değerlendirmesi olarak görmek mümkün değildir.

Putin, bu muğlak, subjektif ve sınırlandırılmamış stratejik hedeflerle Ukrayna’nın tümünü kısa sürede işgal edebileceğini varsaymıştır. Dolayısıyla Rus Ordusu’na başarı elde ettiğinde ilerlemesini engelleyecek açık, objektif ve sınırlandırılmış stratejik hedefler bilinçli olarak verilmemiştir. Lakin Ukrayna’nın direnişi ve ABD başta olmak üzere Batılı devletlerin Kiev’e askeri silah, teçhizat, istihbarat ve eğitim yardımı vermesi neticesinde Rusya, muharebe sahasında arzu ettiği askeri sonuçları alamamış ve harekâtı başarısız olarak algılanmıştır. Peki, Rusya’yı Ukrayna’ya karşı 24 Şubat ’de askeri harekât başlatmaya yönlendiren etkenler nelerdir?

Rusya’nın, Ukrayna Savaşı’nı başlatmasının Moskova’nın iki temel dış ve güvenlik politikasıyla yakın ilişkisi bulunmaktadır. Bunlar; çok kutuplu dünya yaratılması ve yakın çevre politikalarıdır. Rusya, ABD’nin tek kutuplu dünya düzenini ve hegemonyasını sürdürme gayretine özellikle de Çin’le birlikte karşı koymaktadır. Rusya’ya göre BM’nin üyesi olmasına rağmen bunlar arasında gerçekte egemen güç statüsünde olan büyük güç bulunmaktadır. Bu büyük güçler ise kendilerini çevreleyen etki bölgelerine sahiptirler.

Moskova’ya göre büyük güçler, karşılıklı olarak birbirlerinin etki bölgelerine müdahale etmeden ve birbirlerini dengeleyerek uluslararası politikada uyum içerisinde hareket etmelidir. Rusya’nın çok kutuplu dünya tasavvuru büyük güçlerin milli güç unsurlarına atıf yapmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan günümüz uluslararası güvenlik sistemi de uluslararası politikadaki güç dengesini yansıtmaktadır. BM Antlaşması’na dayalı olan günümüz uluslararası güvenlik sistemi ABD, Rusya, İngiltere, Çin ve Fransa’dan oluşan beş devlete Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) daimi üye olma ve veto hakkı vermektedir. Bu büyük güçler neyin uluslararası güvenlik ve barışa tehdit oluşturup oluşturmadığını tanımlamakta ve veto yetkileri çerçevesinde uluslararası güvenliğe yönelik uluslararası hukuk müeyyidelerden muaf olabilmektedirler. Bu da göstermektedir ki; BM Anlaşması’nda belirtildiği gibi tüm üye devletler gerçek anlamda eşit değildir.

Diğer yandan yakın çevre politikasıyla Rusya, çok kutuplu dünya düzeni politikasını destekler şekilde etki bölgesi olarak gördüğü eski Sovyet coğrafyasında kendisi dışında etkin siyasi, askeri ve ekonomik güç istememektedir. ABD’de de geçmişte ve günümüzde yakın çevresinde başka bir büyük gücün varlığına izin vermemiştir/vermemektedir. Hatta Washington yönetimi, dünyada 70’ten fazla ülkede ’den fazla askeri üssü, dünya okyanuslarında seyir yapan uçak gemisi filoları, geniş diplomatik misyonu ve siyasi, askeri ve ekonomik ittifaklarıyla dünyanın her bölgesinde meydana gelen gelişmeleri yakından takip ederek geleceğe yönelik tedbirler geliştirmektedir. Bu da göstermektedir ki; büyük güçler, etraflarında etki bölgesi yaratmaya ve bu bölgelerde etkin olmaya çalışmaktadır. Büyük güçlerin milli güç unsurları arttıkça etki bölgeleri de genişlemektedir.

Rusya ve Ukrayna özeline inildiğinde NATO, Soğuk Savaş sonrası beş kez genişleyerek Rusya sınırlarına doğru yaklaşmıştır. yılında yaşanan Turuncu Devrim’den bu yana Rusya ile Batı arasında bir jeopolitik mücadele alanı olan Ukrayna, Rusya ile NATO arasındaki son tampon bölge durumundadır. Rusya, hâlihazırda Ukrayna’nın NATO’ya yakın bir zamanda katılması yönünde Kiev yönetiminde de Brüksel’de de herhangi bir çaba olmamasına rağmen Ukrayna’ya yönelik askeri harekât düzenlemiştir. Çünkü Moskova, mevcut durumdaki trendin sürmesi halinde, yılındaki NATO Bükreş Zirvesi kapsamında Ukrayna’nın NATO’ya dahil olacağını düşünmektedir. Buna göre Rusya, kendi güvenliğine yönelik yakın bir tehdide karşı değil; önümüzdeki dönemde kendisine yönelik oluşturabilecek bir tehdit durumuna karşı önleyici müdahalede bulunmuştur.

Batı güvenlik literatüründe tehdit; kapasite ve niyet unsurlarından oluşurken, Rus askeri düşüncesi buna yakınlık unsurunu ilave etmektedir. Bu çerçevede Ukrayna’nın NATO’ya üye olması, Rus tehdit unsurlarından kapasite ve yakınlık unsurlarının vücut bulmasına neden olacaktır. Diğer yandan NATO’nun günümüzde Rusya’ya saldırmak gibi bir niyeti olmasa da Rus askeri düşüncesi, niyet unsurunun aniden değişebileceğinden ve ülkenin güvenliğinin hiçbir zaman karşı tarafın insafına terk edilemeyeceğinden bahsetmektedir. Yani Moskova Ukrayna’da askeri harekât icra etmediği takdirde, ilerleyen dönemde kendi topraklarında bir savaş yaşanacağını düşünmektedir.

Aslında devletlerin uzun dönemli bekalarını sağlayacak uygun tedbirleri kısa ve orta vadede almaları gerekmektedir. Örneğin Ukrayna, Rusya’nın yılında Kırım’ı ilhak edeceğini, senesinde Ukrayna doğusunda Rus yanlısı ayrılıkçılara destek vereceğini, yılında Ukrayna’ya yönelik büyük ölçekli bir işgal girişiminde bulunacağını öngörseydi, yılında Budapeşte Memorandumu’yla uluslararası garantiler karşılığında nükleer silah stokunu Rusya’ya devretmezdi.  Üstelik bu nükleer silahlar, Rusya’nın Ukrayna harekâtında ABD’ye ve Batı’ya karşı caydırıcılığını sağlayan en önemli unsurlardır.

Ukrayna’ya yönelik askeri harekâtı kolaylıkla gerçekleştireceğini ve ekonomik yaptırımlarla başa çıkabileceğini düşünen Rusya, gelinen noktada NATO ile Ukrayna’da vekâlet savaşı yürütmektedir. Hem ekonomik hem de askeri açıdan yıpranan Rusya, devam eden savaşta ne kaybeden ne de kazanan pozisyonundadır. Rusya, kazanan durumda değildir. Çünkü gün içerisinde Ukrayna’nın tümünü işgal etmek isterken; yalnızca Herson ve Mariupol gibi iki büyük kenti kontrol altına alabilmiştir. Askeri ve moral prestiji açısından büyük kayba uğrayan Rusya, Moskva füze kruvazörü gibi önemli bir kuvvet çarpanından da mahrum olmuştur. Rusya, kaybeden durumda da değildir. Zira 24 Şubat öncesi Ukrayna’nın %5’lik bölümünü kontrol ederken günümüzde ortalama %15’lik bölümünü kontrol etmektedir. Ayrıca Azak Denizi bir Rus iç denizi haline gelmiş, Kırım ile Rusya arasında karadan bağlantı kurulmuş ve Karadeniz’deki Rus etkinliği artmıştır.

Rusya-Ukrayna Savaşı, bir kez daha göstermektedir ki; savaşta yalnızca sayısal üstünlük zaferi garanti etmemektedir. Savaşın fiziksel boyutunun ötesinde moral ve entelektüel boyutu da bulunmaktadır. Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Moskova açısından hem moral hem de entelektüel boyutta sorunlar bulunmaktadır. Esasen Rusya’nın düşmanı ABD ve NATO olmasına karşın Slav ırkından olan Ukrayna’nın askeri harekâtın hedefi haline gelmesi, savaşın moral yönünü sakatlamaktadır. Diğer yandan Sun Tzu’dan bu yana savaşta neyin zafere ulaşmaya yardım edeceğine dair kurallar oluşturmaya yönelik çabaların sonucu olarak ortaya çıkan harp prensiplerinin Rusya tarafından Ukrayna harekatının planlanması aşamasında yeterince dikkate alınmadığı görülmektedir. Bu durumda ise devletler ve orduların zaferlerinden daha çok yenilgilerinden ders almalarının büyük payı bulunmaktadır. Rusya, son dönemde yılında Gürcistan Savaşı, senesinde Kırım’ın ilhakı ve yılında Doğu Ukrayna’da ayrılıkçılara verdiği destekte görece kolay zaferler kazanmıştır. Kremlin, Ukrayna’da da yine aynı şekilde kolay bir zafer kazanacağını düşünmüş, kendi gücünü abartmış ve Ukrayna’nın gücünü ise küçümsemiştir.

Mevzuvahis savaştan Rusya’nın güvenliğine yönelik çıkarılabilecek önemli bir husus ise Rusya’nın konvansiyonel kuvvetler ile güvenliğini sağlamasının imkânsızlığıdır. Rusya’nın dünyanın %11’ini oluşturan yüzölçümünü, yine dünyanın %1,8’ini oluşturan nüfusuyla koruması mümkün görünmemektedir.

Öte yandan Rusya; doğuda Çin, Batı’da ise NATO’yla karşı karşıyadır. Tarihte olduğu gibi günümüzde de Rusya’nın en büyük korkusu, iki cepheli bir savaşta hem NATO hem de Çin ile aynı zamanda savaşmaktır. Bu durum, Rusya’nın ülkenin güvenliğini dayandırdığı tek unsurun nükleer kuvvetler olmasına yol açmaktadır. Ancak nükleer kuvvetler sağladıkları caydırıcılıkla Rusya’ya saldırılmasını önlemektedir. Rusya’ya saldırıldığında nükleer silahların kullanımı ise hem Rusya hem Avrasya hem de tüm dünya için sonu öngörülemez derecede yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Yani nükleer silahlar, savaş başlayana kadar caydırıcılık vasıtasıyla koruma sağlamakta, savaş başladıktan sonra ise güçlü yeteneklere sahip konvansiyonel kuvvetlere ihtiyaç duyulmaktadır. Tarih, düşman işgaline uğramış çok sayıda ülkenin daha sonra bağımsızlık ve egemenliğine yeniden kavuşmasına tanıklık etmiştir. Ancak nükleer silahların kullanıldığı bir savaş, devlet ve milletleri bu fırsattan mahrum etme potansiyeli taşımaktadır.

Resmi doktrinlerinde devletin varlığına yönelik ciddi bir tehdit olması durumunda, konvansiyonel saldırılara karşı dahi nükleer silah kullanacağını beyan eden Rusya’nın bahse konu olan yaklaşımı, konvansiyonel yeteneklerinde görülen zafiyet ve dünyanın en büyük nükleer silah stokuna sahip ülkesi olması da göz önüne alındığında, uluslararası güvenlik açısından en güncel tehditlerin başında gelmektedir.


[1] “World Military Expenditure Passes $2 Trillion for First Time”, Sipri, monash.pw (Erişim Tarihi: ).

[2]“Address by the President of the Russian Federation”, President of Russia, monash.pw, (Erişim Tarihi: ).

\n

Rusya'nın 'te Kırım'ı yasa dışı olarak ilhak etmesinin ardından 24 Şubat 'de Ukrayna'ya savaş açmasının üzerinden tam bir yıl geçti.

\n

Rusya, askerlerini Ukrayna'ya soktuktan sonra birçok uzman, Kiev'in günler içinde düşeceğine inanıyordu. Bu tahminlere rağmen özellikle Batı'nın silah desteğiyle Ukrayna, gündür Rus işgaline direniyor. 

\n

Ukrayna Genelkurmay Başkanı Yardımcısı Oleksiy Hromov, Rusya'nın savaşın geride kalan bir yılında Ukrayna'daki hedeflere yaklaşık 5 bin füze attığını, 3 bin kadar hava ve bin kadar da dron saldırısı düzenlediğini ifade etti.

\n

Ukrayna Devlet Başkanı Volodomir Zelenski savaşın yıl dönümünde yaptığı konuşmada 24 Şubat 'yi anarak, \"Hayatımızın en zor günü. Modern tarihimizin en zor günü. Sabah erken saatte uyandık ve bir daha uyumadık\" dedi. Zelenski, ayrıca 'ün Ukrayna için zaferin yılı olacağını söyledi. 

\n

\n

Savaşın başlangıcına giden aylarda Rusya'nın Ukrayna sınırına asker yığınağı yapması, tüm dünyayı alarma geçirmişti. 24 Şubat sabahı Rusya, Ukrayna'nın 16 şehrini füzeyle vurup ardından ülkeye asker sokmaya başlamıştı. Savaşın ilk 24 saatindeki tüm gelişmeleri saat saat, T24'ün 24 Şubat tarihli canlı blogundanhatırlayabilirsiniz.

\n

Türkiye'nin kolaylaştırıcı rolü 

\n

Türkiye, Rusya'nın Ukrayna topraklarından çekilmesi gerektiği ve bir savaşa karşı olduğu görüşünü işgalin ilk gününden itibaren dile getirirken, Kiev'le de Moskova'yla da iletişim kanallarını açık tutarak 'kolaylaştırıcı ülke' rolü üstlendi. Türkiye bu doğrultuda sadece Birleşmiş Milletler tarafından alınan yaptırım kararlarına uyacağını bildirerek, ABD ve AB önderliğinde alınan Batı bloku yaptırımlarına katılmadı. Bu karar, zaman zaman Batı başkentlerinde Türkiye üzerinden Rusya'ya yönelik yaptırımların delineceği endişesine neden oldu. ABD'den yetkililer, bu doğrultuda Türkiye'yle temaslarda bulundu ve yaptırımların delinmesi durumunda Türk şirketlerinin de yaptırıma maruz kalabileceğini vurguladı. 

\n

Savaşın başlamasından sonra Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanları ilk kez 10 Mart 'de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun ev sahipliğinde Antalya'da bir araya geldi. 

\n

29 Mart’ta Ukrayna ve Rusya heyetleri, İstanbul'daki Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde bir araya geldi. Daha sonra Rus kuvvetleri Kiev yakınlarındaki Buça'dan çekildi ve sokaklarda cesetler ile toplu mezarlar oldu. Ukrayna'nın Rusya'nın \"savaş suçu\" işlediğini söylemesinin ardından Türkiye ve Belarus'ta yapılan müzakereler durdu. 

\n

Savaşın ilk 6 ayının en önemli gündemlerinden biri Ukrayna limanlarında mahsur kalan milyonlarca ton tahıldı. Bu tahılın dünyaya dağıtılmaması durumunda özellikle yoksul ülkelerde büyük açlık yaşanacağı konusunda uzmanlar hemfikirdi. 

\n

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayesinde 22 Temmuz’da Türkiye, Rusya, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler (BM) arasında \"Tahıl ve Yiyecek Maddelerinin Ukrayna Limanlarından Emniyetli Sevki Girişimi Belgesi\" imzalandı.

\n

\n

Öte yandan Türkiye, iki ülke arasında yapılan esir değişiminde de aracı rol oynadı. 

\n

Ukrayna'nın Baykar'dan aldığı SİHA'lar da, savaşta öne çıkan silahlardan oldu. Ukraynalılar tarafından yazılan 'Bayraktar' şarkısı gündem oldu, Bayraktar SİHA'lar ile ilgili dünya basınında birçok makale yayımlandı.

\n

Savaşın birinci yılında öne çıkan gelişmeler şöyleydi

\n

24 Şubat Ukrayna'ya 3 taraftan Rus askeri girdi

\n

Putin, geçen yıl 24 Şubat'ta sabahın erken saatlerinde televizyondan \"Ukrayna'da özel askeri operasyon\" başlattıklarını duyurdu. Böylece Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşı başladı.

\n

Başlattığı \"özel askeri operasyonun\" gerekçesini anlatan Putin, sözde ayrılıkçı yönetimlerin Rusya'dan askeri yardım talebinde bulunduğunu belirtti. Putin, \"Operasyonun amacı 8 yıldır Kiev rejimi tarafından istismara, soykırıma maruz kalan insanları korumaktır. Rusya Federasyonu vatandaşları da dahil olmak üzere sivillere karşı çok sayıda kanlı suç işleyenleri adalete teslim etmenin yanı sıra Ukrayna'nın Nazizm'den ve militarizmden arındırılması için çaba göstereceğiz.\" dedi.

\n

Rus askeri birlikleri, Ukrayna'nın Donetsk ve Luhansk bölgelerinden Kiev yönetiminin kontrolündeki bölgelere, aynı anda Rusya sınırından Harkiv, Sumi ve Çernigiv bölgelerine, Belarus üzerinden Çernobil bölgesine giriş yaptı.

\n

Kırım üzerinden de Herson ve Melitopol bölgelerine doğru asker çıkaran Rus ordusu, hava ve karadan asker sevk ettiği Kiev'i kuşatma altına aldı.

\n

Rus ordusu, 28 Şubat'ta, nükleer ve hipersonik silahlarını içeren stratejik caydırıcı güçlerini özel savaş görevi durumuna geçirdi.

\n

Savaşın ikinci ayı: Rusya, Kiev ve Çernigiv bölgelerinden çekildi

\n

Savaşın ikinci ayında Kiev ve Çernigiv bölgesinden Rus askerleri geri çekildi. Kiev yönetimi, birkaç gün sonra Rus askerlerinin çekildiği Buça ve İrpin şehirlerinde Rusya'yı katliam yapmakla suçladı. Rusya, iddiaların provokasyon olduğunu savundu.

\n

Ardından Donetsk bölgesine bağlı Kramatorsk şehrindeki tren istasyonuna füze saldırısı düzenlendi. Saldırı sonucunda 50'den fazla kişi öldü, 'den fazla kişi yaralandı. Ukrayna ve Rusya karşılıklı olarak birbirini suçladı.

\n

Ruslar, ilk aylarda Berdyansk ardından Mariupol şehirlerini kontrolü altına alarak Ukrayna'nın Azak Denizi ile bağlantısını tamamen kesti.

\n

\n

Nisan Savaş, Ukrayna'nın doğusuna kaydırıldı

\n

Nisanda Ukrayna'nın doğusuna yoğunlaşan Ruslar, \"Donbas’ı özgürleştirmek\" amacıyla Donetsk ve Luhansk bölgesindeki bazı yerleşim yerlerini ele geçirdi ancak çok büyük ilerleme sağlayamadı.

\n

Rus ordusu, Ukrayna'daki stratejik hedeflere yönelik sık sık uzun menzilli, yüksek hassasiyetli füzeler kullandı. ABD ve Avrupa ülkeleri, Ukrayna'ya silah desteğini artırdı. Rus ordusunun Ukrayna topraklarındaki ilerleyişi durma noktasına geldi.

\n

Ukrayna güçleri de Rus ordusunun kontrolüne giren şehir merkezlerine saldırılar düzenlemeye devam etti. Rus ve Ukrayna ordusunun karşılıklı saldırılarında sivil kayıplar yaşandı.

\n

13 Nisan Rus amiral gemisi \"Moskova\" batırıldı

\n

Ukrayna, 13 Nisan'da Karadeniz'de Rus Karadeniz Filosu'na ait \"Moskova\" isimli amiral gemisini vurduğunu duyurdu. Rus tarafı, geminin çıkan yangın sırasında gövdesinde mühimmat patlaması sonucu hasar aldığını ve battığını açıkladı.

\n

30 Haziran Rusya, Yılan Adası'ndan çekildi

\n

Liman şehirleri Odessa ve Mıkolayiv bölgelerini de hedef alan Rusya, Karadeniz'de stratejik konuma sahip Yılan Adası’nı ele geçirdi. Haziran sonunda Rusya, adadan çekildiğini açıkladı. Ukrayna ise Rus askerlerini adadan çıkardıklarını bildirdi.

\n

Öte yandan, Odessa açıklarına yerleştirilen mayınlar, zamanla koparak rüzgar ve akıntının etkisiyle Karadeniz’e dağıldı.

\n

Haziran Harkiv bölgesi, yeniden Kiev'in kontrolüne geçti

\n

Ukrayna'nın kuzeyindeki Sumi ve çevresi, haziranda yeniden Kiev yönetiminin kontrolüne girdi.

\n

Güç toparlayan Ukrayna ordusu, eylülde ülkenin ikinci büyük şehri Harkiv'de saldırı düzenine geçtiğini duyurdu. İzyum, Balakliya ve Kupyansk gibi büyük şehirlerin yanı sıra 'den fazla yerleşim biriminin kontrolü Kiev yönetimine geçti. Rusya, bu bölgelerden çekildiğini açıkladı.

\n

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, ordusunun karşı saldırıya geçtiği dönemde yaklaşık 6 bin kilometrekare toprağın Ruslardan alındığını söyledi.

\n

Zelenskiy'in verdiği son bilgilere göre ise savaş boyunca Rus güçlerince ele geçirilen 'den fazla yerleşim yerinde Ukrayna kontrolü tekrar sağladı.

\n

22 Temmuz Tahıl Anlaşması imzalandı

\n

22 Temmuz’da Türkiye, Rusya, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler (BM) arasında dünyadaki olası bir gıda krizini önleyecek \"Tahıl ve Yiyecek Maddelerinin Ukrayna Limanlarından Emniyetli Sevki Girişimi Belgesi\" imzalandı.

\n

20 Ağustos Rus siyaset uzmanı Dugin'in kızına bombalı saldırı

\n

Rusya'nın tanınmış siyaset uzmanı Aleksandr Dugin'in kızı Darya Dugina, 20 Ağustos'ta Moskova'da bulunduğu arabanın infilak etmesi sonucu hayatını kaybetti. Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), olayın arkasında Ukrayna özel servislerinin olduğunu tespit ettiklerini bildirdi.

\n

21 Eylül Rusya'da kısmi seferberlik ilanı

\n

Putin, 21 Eylül'de kısmi seferberlik ilan etti. Seferberlik yoluyla bin Rus vatandaşı, Ukrayna'da savaşmak üzere askerlik hizmetine alınırken bazı kesimler ülkeyi terk etti. Bu vatandaşların bir bölümü, ulusal havayollarının hala karşılıklı uçuş yaptığı ülkelerden Türkiye'ye geldi.

\n

\n

22 Eylül Rusya ile Ukrayna arasındaki esir değişimi ve Türkiye'nin rolü

\n

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ve Zelenskiy ile yürüttüğü diplomasi trafiği sonucunda 22 Eylül'de Rusya ile Ukrayna arasında savaş esirinin mübadelesinin yapıldığını bildirdi. 

\n

Bu kapsamda, Putin'e yakınlığıyla bilinen Ukrayna ana muhalefet partisi lideri Viktor Medvedçuk da Rusya'ya teslim edildi.

\n

30 Eylül Donbas, Zaporojye ve Herson'da referandum ve ilhak

\n

Donetsk, Luhansk, Zaporojye ve Herson'da eylül sonunda Rusya'ya katılım için sözde referandumlar yapıldı. Yasa dışı referandumlara katılanların çoğunluğu ilhak kararına \"evet\" dedi.

\n

Referandumların hemen ardından 30 Eylül'de Putin, Ukrayna'nın Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporojye bölgelerinin Rusya tarafından ilhak edilmesine yönelik anlaşmaları imzaladı. Böylece Rusya, Kırım'dan sonra Ukrayna topraklarının yüzde 15'ini daha yasa dışı ilhak etmiş oldu.

\n

Zaporojye Nükleer Santrali'ndeki tehlike

\n

Avrupa'nın en büyük nükleer santrali olan Zaporojye Nükleer Santrali'ni 4 Mart'ta Ruslar ele geçirdi.

\n

Zaporojye'nin ilhakıyla birlikte Putin, imzaladığı kararnameyle santralin Rusya'ya ait olduğunu duyurdu. Santralin çevresinde sık sık topçu saldırıları yaşandı. Ukrayna ve Rusya, nükleer tehlike doğuran bu saldırılar konusunda birbirini suçluyor.

\n

8 Ekim Kerç Boğazı'ndaki Kırım Köprüsü'nde patlama

\n

Rusya ile Kırım arasında yer alan köprüdeki kamyonda 8 Ekim'de meydana gelen patlama sonucu 3 kişi hayatını kaybetti ve köprüde büyük hasar meydana geldi. FSB, patlamayla ilgili 8 kişiyi gözaltına aldı.

\n

Putin'in 'de resmi açılışını yaptığı ve \"Kırım\" ismiyle de anılan köprü, Kırım ile kara yolu bağlantısını sağlaması dolayısıyla Rusya için stratejik öneme sahip.

\n

29 Ekim Sivastopol'da Rus donanmasına saldırı

\n

Ukrayna'nın, Sivastopol'da 29 Ekim'de Rus donanmasına yönelik saldırı düzenlediği bildirildi.

\n

Rusya, saldırıda zarar gören gemilerin tahıl anlaşması kapsamında oluşturulan koridorun güvenliğinin sağlanması sürecinde yer aldığını belirtti.

\n

Ekim Doğal gaz boru hatlarına yönelik sabotajlar

\n

Ekim ayında Avrupa'ya doğal gaz sağlayan Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 doğal gaz boru hatlarına yönelik sabotajlar sonunda sızıntıların meydana geldiği açıklandı. Türkiye'ye gaz gönderilen TürkAkım boru hattına yönelik de sabotaj girişimleri önlendi.

\n

Ukrayna'nın enerji altyapısına yönelik füze saldırıları

\n

Kırım Köprüsü'ndeki patlamanın ardından Rusya, Ukrayna'daki füze saldırılarını arttırdı. Özellikle ülkenin enerji altyapısını hedef alan Rus ordusunun saldırılarının ardından ülke genelinde elektrik kesintileri başladı.

\n

9 Kasım Rusya, ilhak ettiği Herson'dan geri çekildi

\n

Ukrayna, Avrupa ve ABD'nin silah desteğiyle 29 Ağustos'ta Herson'u kurtarmak için karşı saldırı başlattığını duyurdu.

\n

Yasa dışı ilhak ettiği Herson'daki vatandaşların büyük çoğunluğunu başka bölgelere tahliye eden Rusya, 9 Kasım'da Herson şehrindeki savunma hattının Dnipro Nehri'nin sol yakasına çekileceği kararını açıkladı. Bu şekilde Rus askerleri, Herson şehir merkezinden çekilmiş oldu.

\n

\n

15 Kasım Polonya'daki füze krizi

\n

NATO üyesi Polonya'ya 15 Kasım'da füze düşmesi, tüm dünyanın dikkatini buraya çekti. Polonya'nın Ukrayna sınırındaki Przewodow köyüne kaynağı bilinmeyen bir füzenin düştüğü ve 2 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.

\n

Füzenin Rusya'ya ait olduğu iddia edildi. Rusya, suçlamaların kasıtlı provokasyon olduğunu duyurdu. NATO ve Pentagon da füzelerin Rusya'ya ait olduğunu teyit etmedi.

\n

Füzenin Ukrayna güçleri tarafından bir Rus füzesini engellemek için ateşlendiği ortaya çıktı.

\n

19 Kasım Tahıl anlaşması uzatıldı

\n

Rusya, \"Kırım Köprüsü ve Sivastopol deniz üssüne Ukrayna'nın saldırısını\" gerekçe göstererek tahıl anlaşmasını askıya almak istedi ancak Türkiye'nin de rolüyle kriz aşıldı ve 19 Kasım itibarıyla anlaşma gün süreyle uzatıldı.

\n

Türkiye'nin çabası uluslararası kamuoyunda övgüyle karşılandı.

\n

Ukrayna limanlarından taşınan tahıl miktarı 14 milyon tonu geçti. Ayrıca Erdoğan ve Putin, fakir ülkelere gübre ve tahıl gönderilmesi konusunda anlaştı.

\n

5 Aralık Rusya'nın iç bölgelerindeki askeri tesislere Ukrayna saldırısı

\n

Ukrayna, 5 Aralık'ta Rusya'nın Ryazan bölgesindeki Dyagilevo ve Saratov bölgesindeki Engels askeri havaalanlarına İHA'larla saldırı girişiminde bulundu. Ertesi gün de Kursk kentinde bulunan askeri havaalanındaki petrol depolama tesisine İHA ile saldırı düzenlendi.

\n

Yılbaşındaki saldırılar

\n

Rus ordusu tarafından 'nin son günü gece başta Kiev olmak üzere Çernigiv, Sumi, Hmelnitski, Donetsk, Zaporijya, Mıkolayiv ve Herson'a hava ve füze saldırıları düzenlendi. Saldırılarda enerji alt yapıları hasar gördü. Rusya, \"kendisine yönelik terör saldırılarında kullanılması planlanan\" İHA'ların üretim yerlerini vurduklarını duyurdu. Moskova'da stratejik binaların çatılarına savunma sistemleri yerleştirildiği görüntüleri sosyal medyaya yansıdı.

\n

Ukrayna ordusu da yılbaşında Donetsk bölgesinde Makeyevka yakınlarında Rus birliklerinin geçici konuşlandığı bir noktaya ABD yapımı HIMARS çoklu roketatar sistemiyle saldırdı. Ukrayna  Rus askerini öldürdüklerini öne sürerken, Rusya Savunma Bakanlığı 89 askerin saldırıda öldüğünü açıkladı.

\n

Rusya, buna misilleme olarak Kramatorsk'a yaptıkları saldırıda 'den fazla Ukrayna askerini öldürdüğünü iddia etti. Ukrayna, iddiayı yalanladı.

\n

\n

6 Ocak Noel dönemi Rusya geçici ateşkes ilan etti

\n

Rusya, Ortodoksların Noel döneminde dini törenlere katılabilmesi için Ukrayna'ya ateşkes çağrısında bulundu. Putin, 6 Ocak saat 'den itibaren 36 saatliğine uygulanması için tek taraflı geçici ateşkes ilan etti.

\n

Ukrayna ise ateşkes için önce Rusya'nın ele geçirdiği bölgeleri terk etmesi gerektiğini bildirerek, ateşkesi dikkate almadı.

\n

Ocak Operasyonun başına Rus Genelkurmay Başkanı getirildi

\n

Ocak ayı başında Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov, Ukrayna'daki özel askeri operasyondan sorumlu Müşterek Askeri Kuvvetlerin başına getirildi. Müşterek Askeri Kuvvetlerin önceki komutanı ve Hava-Uzay Kuvvetleri Komutanı Sergey Surovikin ile Kara Kuvvetleri Komutanı Oleg Salyukov ve Genelkurmay Başkan Yardımcısı Aleksey Kim de Gerasimov'un yardımcıları olarak atandı.

\n

Bu değişimle birlikte Rusya'nın baharda Ukrayna'da yeni taarruz planları yaptığı değerlendirmeleri yapıldı. Bunun üzerine Ukrayna, Batı'dan tank ve uzun menzilli silah destek talebini artırdı.

\n

Savaşta ölü sayısı net değil

\n

Eylülde Ukrayna'daki savaşta 5 bin Rus askerinin öldüğünü duyuran Rusya, bu hususta hala yeni bir bilgi açıklamadı.

\n

Rus yetkililer, savaş boyunca 61 binin üzerinde Ukrayna askerinin öldüğünü ileri sürerken, Ukrayna da ölen Rus askerlerinin sayısının bini geçtiğini iddia ediyor. Ancak her iki taraf da kendi kayıplarına ilişkin net ve yeni bir açıklama yapmadı.

\n

Savaştaki sivil kayıplara ilişkin her iki taraf da net rakam veremiyor.

\n

BM'ye göre Ukraynalı mülteci sayısı yaklaşık 8 milyon

\n

BM verilerine göre, Ukrayna'dan yaklaşık 8 milyon kişi komşu ve Avrupa ülkelerine geçti.

\n

BM'ye bağlı Uluslararası Göç Örgütüne göre, ülke içerisinde yerinden edilen kişilerin sayısı ise 7,1 milyon.

\n

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğine göre ise savaşta 24 Şubat'tan bu yana en az 8 bin 6 sivil yaşamını yitirdi, 13 bin sivil yaralandı.

\n

Ateşkes müzakereleri kesildi

\n

Savaş devam ederken Rusya ve Ukrayna heyetleri, ateşkes sağlanması için 3'ü Belarus, biri Türkiye'de olmak üzere 4 defa yüz yüze müzakere yaptı.

\n

Belarus'ta her iki taraf sadece çatışma bölgelerinden sivillerin tahliyesi için insani yardım koridorları konusunda anlaşabildi.

\n

İstanbul'da 29 Mart'ta yapılan müzakereler sonucunda Ukrayna tarafı, Rus tarafına gelecekteki olası yazılı anlaşmanın ilkelerini teslim etti, anlaşmaya çok yaklaşıldı.

\n

Ancak Buça'daki iddialardan sonra görüşmeler kesildi. 17 Mayıs'ta Ukrayna tarafı, ülkedeki durumun çok değiştiğini ve Rusya ile müzakereleri askıya aldıklarını duyurdu.

\n

Batı, savaş nedeniyle Rusya'ya yaptırımlar uygulamaya başladı

\n

Savaşın siyasi ve sosyal etkileriyle birlikte ekonomik alanda alınan Rusya'ya yönelik yaptırım kararları, tüm dünyada doğrudan veya dolaylı olarak etkisini gösterdi.

\n

Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler, ABD ve diğer Batılı ülkeler, Ukrayna'ya askeri müdahalede bulunan Rusya'ya karşı finans, enerji, ulaşım, ihracatın kontrolü ve finansmanı ile vize politikası gibi çeşitli alanlarda yeni yaptırımlar belirledi.

\n

AB, savaş boyunca Rusya'ya karşı 9 yaptırım paketi kabul ederek, kişi ve kuruluşa yaptırım kararı aldı.

\n

Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırısıyla pek çok sektörde dünyada önde gelen 'in üzerindeki uluslararası şirket, boykot amacıyla Rusya'yı terk etti veya faaliyetlerini kısıtladı.

\n

AB, Rus petrol ve doğal gazına yönelik tavan fiyat uygulaması kararı aldı, karara bazı diğer Batı ülkeleri de katıldı. Rusya da bu kararlara karşı yaptırımlarla cevap verdi.

\n

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır