- Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, sağ ve sol beyin yarımkürelerinden baskın olan tarafa göre kişinin yeteneklerinin, mesleğinin hatta zekasının farklı olabileceğini söyledi.
Sağ ve sol beyinin farklı fonksiyonlara sahip olduğunu belirten Dr. Mehmet Yavuz, sağ beynin baskın olduğu kişilerde bilgiyi şekil ve hayal gücü ile işleme özelliği geliştiğini kaydetti. Estetik zeka için sağ beyne ihtiyaç olduğunu ifade eden Dr. Yavuz, mühendislik, mimarlık, yazarlık, müzisyenlik gibi mesleklere sahip kişilerin sağ beyin özelliklerinin baskın durumda olduğunu vurguladı.
ESTETİK ZEKA İÇİN SAĞ BEYİNE İHTİYAÇ VAR
Beynin genel olarak bir bütün olsa da sağ ve sol hemislerin farklı farklı üstlendikleri misyonlar olduğunu anlatan Dr. Mehmet Yavuz, "Sol beyinin, sağ beyinden daha önemli görevler üstlendiğini söyleyebiliriz. Sol beyin daha baskındır. Konuşma merkezi ve duygu durum merkezi soldadır. Ancak sağ beyin de mühendislik yeteneklerini ön plana çıkarır. Sağ beyin özellikle boyut ve hacim değerlendirmelerinde ön plana çıkar, bilgiyi şekil ve hayal gücü ile işlemede sağ beyin önemli görev üstlenir. Yani estetik
zeka için sağ beyine ihtiyaç vardır. Mimar ve mühendislik işleri için sağ beyine çok ihtiyaç vardır. Buna karşılık matematik işlemleri için de sol beyine ihtiyaç duyulur. Ünlü mimar ve mühendislerin sağ beyinlerinin çok gelişmiş olduklarını söyleyebiliriz. Aynı şekilde müzikle uğraşan, müzik icra eden ya da enstrüman çalan müzisyenlerde de sağ beyin daha iyi gelişmiştir. Aynı şekilde şairler de ve ressamlarda da sağ beyin özellikleri baskın durumdadır" dedi.
LİDER KİŞİLER BEYNİNİ GLOBAL OLARAK KULLANIYOR
Beynin her iki yarım küresini birbirine bağlayan 'Korpus kallosum' denen ve sinir liflerinin yaptığı köprüsel bir yapı olduğunu dile getiren Dr. Yavuz, "Bu sinir ağları vasıtasıyla her iki yarım küre birbiri ile bağlantı içindedir ve sürekli bilgi alışverişi olur. Korpus kallosum ne kadar iyi gelişmiş ise insanın bir bütün olarak beyinsel yeteneklerini sergilemesi ve beynini bir bütün olarak global maksimum kullanması o kadar artar ve üst düzeye çıkar. Eğer korpus kallosum iyi gelişmemişse o zaman sağ
ve sol beyinden hangisi baskın ise kişi o özellikleri ön plana çıkararak hayatını sürdürür. Toplumda lider kişilerin, beynini global olarak iyi kullanmayı beceren kişiler olduğunu söyleyebiliriz. Bunlarda korpus kallosum iyi gelişmiştir. Bu kişilerin hangi ellerini iyi kullanıyor olması çok da önemli değildir. Çünkü bunlar her iki hemisferlerini, her durumda çok iyi kullanabilirler" şeklinde konuştu.
SAĞ VE SOL EL KULLANIMI MESLEK SEÇİMİNDE ETKİLİ
"Beyin ve vücut ilişkileri çapraz yürür" diyen Dr. Yavuz daha sonra şunları söyledi:
"Beyin korteksinden hareketlerimizle alakalı motor lifler üst boyun bölgesinde çapraz yaptığı için, sağ beyin vücudun sol tarafını, sol beyin ise vücudun sağ tarafını idare eder. Bu nedenle beyninin sağ tarafındaki damarları tıkananların sol taraflarında felç olur ya da tersi olur. İşte bu nedenden dolayı günlük hayatında sol elini kullanan ve solak olanların sağ beyinleri baskın durumdadır. Eğer kişi sağ elini kullanıyorsa o zaman da sol hemisfer baskındır. Bu nedenle şunu diyebiliriz ki; solak
olanlarda sağ hemisfer baskın durumda olacağı için, bunlarda mimarlık yeteneği ve müzisyenlik kabiliyetleri iyi gelişmiştir. Bizim kanaatimize göre hem sağ hemisfer hem de sol hemisfer matematikle ilgilenir. Ancak sağ hemisfer daha çok matematiğin geometri, sol hemisfer ise cebirsel bölümü ile ilgilenir. Buradan şu netice çıkıyor ki, solak olan bir çocuğun, mimarlığa ya da güzel sanatlara yönlendirilmesi gerekir. Bu çocuğun fen ya da konuşma becerisi gerektiren avukatlık veya pazarlama gibi bir meslekle
uğraşması hata olabilir. Çünkü sol hemisfer konuşma becerilerinde rol oynar. Dolayısıyla solak olanlardan iyi avukat ya da pazarlamacı çıkmayabilir. Eğer solak bir kişi hukuk mesleğini seçmişse bu kişi avukatlığı değil estetik muhakeme yeteneğini yönelten sağ hemisferden dolayı hakimliği tercih etmelidir. Bu noktada sağ elini kullananların avukatlığı, sol elini kullananların ise hakimliği seçmeleri gerektiğini söyleyebiliriz."
HANGİ BEYNİNİZ DAHA BASKIN; TEST EDİN
Sağ elini kullanan kişilerde sol beyin özelliklerinin, sol elini kullananlarda ise sağ beyin özelliklerinin baskın olduğunun altını çizen Yavuz, kişilerde hangi beynin daha belirleyici olduğunu gösteren testler bulunduğunu belirtiyor ve herkesin yapabileceği, basit bir test örneği veriyor:
''1- Okuldayken hangi dersleri daha çok severdiniz?
a) Türkçe, resim, sosyal vb.
b) Fenle ilgili olanları.
2- Hangi tip sporları yapmaktan hoşlanırsınız?
a) Tek başına yapılan sporları.
b) Takım sporlarını.
3- Gördüğünüz rüyaları hangi sıklıkta hatırlarsınız?
a) Çoğunlukla hatırlarım.
b) Ender olarak hatırlarım.
4- Ellerinizi ve mimiklerinizi konuşurken ne sıklıkta kullanırsınız?
a) Çok kullanırım.
b) Çok az kullanırım.
5- İki elinizin parmaklarını birbirine geçirerek kapatın. Hangi elinizin baş parmağı üstte kalıyor?
a) Sağ.
b) Sol.
6- Şu an saatin kaç olduğunu tahmin edin, şimdi saate bakın, yanılma payınız ne kadar?
a) On dakikadan fazla.
b) On dakikadan az.
7- Aşağıdakilerden hangisini daha kolay hatırlarsınız?
a) İnsanların yüzlerini.
b) İnsanların isimlerini.
8- İki gözünü açık tutarak elinizdeki kalemi, bir cam kenarı veya kapı kenarı ile hizalayın. Önce sol gözünüzü, sonra sağ gözünüzü kapatın. Hangi gözünüzü kapatınca kalem daha az oynuyor?
a) Sağ gözümü kapatınca.
b) Sol gözümü kapatınca.''
DEĞERLENDİRME
'' 'A' ların sayısı fazla ise, SAĞ beyniniz daha gelişmiştir.
Ben SAĞ beyinli biriyim, çünkü;
Hayal ederim, sanatı severim, sanatsal becerilerimle şaşırtırım
Hissederim, iyi şiir ve roman yazabilirim
Koku ve tat gibi duyularım gelişmiştir.
Sezgilerimi kullanırım ve içgüdülerim kuvvetlidir
Yeni şeyler üretirim
Subjektifim
Boyutları iyi algılarım
Bir bütün olarak görürüm
Duygularımla hareket ederim.''
'' 'B' lerin sayısı fazla ise, SOL beyniniz daha gelişmiştir.
Ben SOL beyinli biriyim, çünkü;
Mantık yürütürüm
Sınıflandırma ve tasnife önem veririm
Analitik düşünmeye çalışırım
Matematiksel işlemlerden sıkılmam
Dili iyi kullanırım ve ikna kabiliyetim iyidir
Bütünü değil parçayı görürüm
Sistemli ve disiplinli çalışırım
Objektif davranırım.''
Utah Üniversitesi sinirbilim uzmanlarının yaptığı son araştırmaya göre insanların sağ beynini ya da sol beynini daha fazla kullandığına dair hiçbir kanıt yok. Bugüne kadar hep sol beyni baskın kişilerin dil öğrenmede ve sayısal hesaplamalarda iyi olduğu, sağ beyni baskın olan kişilerin ise müzik, resim gibi sanatsal alanlarda daha başarılı olduğu düşünülüyordu.
Kitaplarda, internette, televizyonda ve daha birçok yerde mutlaka sağ ve sol beyin loblarının farklarını görmüşsünüzdür. Bir kişi matematikte başarılıysa ona hemen analitik düşünüyor ve sol beyni baskın etiketi yapıştırırız. Müzikte başarılı birini gördüğümüzde ise aynı şeyi bu sefer sağ beyin için yaparız. Yıllardır popüler kültürde yer etmiş diğer bir konu da kişilik özellikleri. Bu sağ ve sol beynin baskınlık meselesi kişilik özelliklerimize de yansıtılmış durumda. Sağ beyni baskın kişiler yaratıcı, duygusal kişilikleriyle, sol beyni baskın kişiler mantıklı ve gerçekçi oluşlarıyla bilinir.
2 yıllık bir çalışma süresince bilim insanları sadece özelleşmiş bazı işlevleri beyinde görüntüledi. Özelleşmiş kelimesinden kasıt bir işlevin beynin sağ veya sol yarım küresinde sadece tek bir bölgeye ait olmasıdır. Araştırmacılar MRI (manyetik rezonans görüntüleme) tekniğini kullanarak yaşları 7 ve 29 arasında değişen kişinin beyin görüntülerini inceledi. Bilim insanları her katılımcının beyinlerinde özelleşmiş olduğu düşünülen binlerce bölge üzerinde ölçümler yaptılar. Elde edilen bulgular gösteriyor ki, bazı işlevler beynin sadece bir yarım küresinde olabiliyor ancak katılımcıların hiçbirinde beynin bir yarım küresinin diğerinden daha baskın olduğu tespit edilemedi. Araştırma ekibinin lideri Dr. Jeff Anderson konuyla ilgili şunları söylüyor:
“Bazı beyin işlevlerinin beynin sadece bir yarım küresine ait olduğu kesinlikle doğru. Konuşma etkinliği sol yarım kürede, dikkat etkinliği sağ yarım kürede olmaya meyillidir ancak insanlarda sağ beyin daha etkin veya sol beyin daha etkin olacak diye bir kural yoktur.”
Araştırmacılar çalışmaya katılan kişilerin MR görüntülerinden elde ettikleri beyin taramalarından bir veri tabanı oluşturdular. Anderson ve ekibi beyin dalgalarındaki hareketliliğe bakarak bir bölgedeki beyin etkinliğini diğeriyle kıyaslayabiliyorlardı. Araştırmada bilim insanları beyni farklı bölgeye ayırarak hangi bölgenin daha fazla özelleşmiş olduğunu incelediler. Bütün bağlantılar incelendikten sonra ve sol ve sağ beyin için özelleşmiş bağlantı sayıları toplandı. Ortaya çıkan sonuçta araştırmacılar neden bir bağlantının sağ ya da sol beyinde özelleşmiş olduğuna dair modeller geliştirdiler.
Araştırmanın sonuçları çok heyecan vericiydi, üstüne kitaplar yazılan sağ beyin sol beyin baskınlığı artık çürütülmüş durumda. Beynin sadece bir yarım küresinde özelleşmiş işlevler olabilir ama bu kişinin o beyin yarım küresini daha etkin bir şekilde kullanıyor anlamına gelmez. Ekipte henüz yüksek lisans öğrencisi olan Jared Nielsen çalışmayla ilgili şu sözleri kaydediyor:
“Herkes kişilik özelliklerinin tamamıyla sağ ve sol beyinle alakalı olmadığını anlamalıdır. Belki de kişilik beynin bir yarım küresinin daha fazla bağlantı içermesinden değil, iki yarım küre arasındaki bağlantıların çeşidi ve sayısından kaynaklanıyor olabilir.”
Reklamsız Deneyim
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %% reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır. Kreosus Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık Daha fazla göster
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, % reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Destek Ol
Günümüzün en popüler konularından biri olan sağ ve sol beyin loblarının özelliği bir süre daha önemini yitirecek gibi gözükmüyor. Bu konudaki araştırmalar ilerledikçe sağ ve sol yarım kürelerin özellikleri daha iyi anlaşılacaktır. Geleceğin teknolojisi bize ne gibi imkânlar sunar bilinmez ancak şu bir gerçek, beynin yapısını ve çalışma sistemini çözdükçe insanların yetenekleri ve eğilimleri daha kolay belirlenebilecektir.
Alıntı Yap
Okundu Olarak İşaretle
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna GitBu İçerik Size Ne Hissettirdi?
Kaynaklar ve İleri Okuma
6 dakika
Sağ elini kullanan insanların büyük bir çoğunluğa sahip olduğu bir dünyada solak kişilerin beyinleri bu genel düzene uyum sağlamak için çeşitli uyarlamalar yapmak durumundadır. Bu uyarlamalar, psikomotor ve bilişsel düzeyde daha yüksek yetenek ve kapasite için stratejiler geliştirip bunlar üzerinde çalışarak gerçekleşmektedir.
Hiç “sağ elini kullanan insanların dünyasında” solak kişilerin ne tür zorluklar yaşıyor olabilecekleri hakkında düşündünüz mü? Günümüzde yapılan tasarımların çok büyük bir bölümü sağ elini kullanan insanlara uygun biçimde üretilmektedir.
Her ne kadar solakları dikkate alan bazı araçlar bulunsa da, bu tür ayrıcalıklara herkesin ulaşma şansı bulunmamaktadır. Bu durum, solak insanların kendilerini bir biçimde bulundukları şartlara adapte etme ihtiyaçlarını doğurmaktadır. İşte bu adaptasyonun en kilit noktası ise beyindir.
İşte bu gerçekten hareket ederek, bu yazımızda solak bir insanın beyninin ne gibi özelliklere sahip olduğunu ve adaptasyon ihtiyacına nasıl karşılık vereceğine yönelik sorulara cevaplar bulmaya çalışacağız. Buna ek olarak solak insanların günlük aktivitelerini beyin seviyesinde nasıl düzenlediklerini ve bu yaklaşımın nasıl değişebileceğini inceleyeceğiz. Elbette bunu yaparken de, anatomiden günlük aktivitelerdeki performans özelliklerine kadar çok geniş bir yelpazede yer alan farklı değişkenleri dikkate alacağız.
Sol elini kullanan bir insanın, vücudunun sol tarafını kullanmayı tercih ettiğini ya da bu tarafın daha baskın olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle, her türlü aktivitenin yerine getirilmesinde ayak, göz, el ve hatta kulakların kullanımı ve işlevselliği bu önceliğe göre belirlenir. Tüm bu işlemler serebral lateralite (beyin yanallaşması) ile belirlenir.
Lateralite, psikomotor becerileri ile gelişir. Lateralizasyon olarak da bilinen bu kavram, vücut düzeni, bazı aktiviteleri yapmak için gerekli kas gelişimi ve bunlar için ihtiyaç duyulan denge gibi çeşitli unsurları içerir. Bu nedenle, solak bir vücuttaki psikomotor süreci, sağ elini kullanan bir kişiye göre çeşitli farklılıklar göstermektedir. Bu bağlamda, solak bir insanın vücudunun sol tarafını güçlendirdiğini ve tercihlerini sol taraf üzerinden yaptığını söyleyebiliriz.
Serebral lateralite süreci ise daha farklı bir biçimde işlemektedir. Bu noktayı açıklayabilmek için beyinlerin bir çoğunda yer alan hemisferik tercih kavramını netleştirmek gerekir. Beynin sol yarım küresinde dil fonksiyonları ve sıralı bilgiye dayalı işlemler üzerinde daha fazla kontrol bulunmaktadır. Sağ yarım küre ise daha çok konumsal aktiviteler ve vücut bilgileri ile ilişkilidir.
Bu nedenle, solak kişilerde serebral lateralite genellikle benzer yapıya sahip olmakla birlikte, beynin fonksiyonel özellikleri büyük oranda farklılıklar göstermektedir. Vücudun sol tarafının kontrol ve uyarılma biçimi, vücut düzeninin, kas gelişiminin ve dengenin farklı şekilde harekete geçirilmesine yol açar. Bu bağlamda beyin, sağ yarım kürenin sorumluluk alanlarına öncelik verir ve bunu yaparken aynı zamanda sol yarım küreyi de unutmaz.
Bu aşamada dikkat edilmesi gereken detay, beyin lateralitesinin tam olarak tanımlanmasının farklı akademik yeteneklerin elde edilmesi ya da okul dönemi ile aynı zamana denk geldiğidir. Bu gerçek, beyin gelişimi açısından önemli bir etkiye sahiptir.
Lateralite, yazı yazma gibi okul, öğrenim hayatı ve daha genel anlamda akademik içerikli aktivitelerde kullanılan el tercihini ifade eder. Bu tercih kanalıyla, öğrenim süreci ile yazı yazma işlemine etkisi bulunan diğer alanlarda hassas çevrimler ve motor aktiviteleri üretilir.
Solak insanların beyinlerinde her ne kadar bu çevrimler düzgün bir biçimde gelişmiş olsa da, süreç içerisinde çeşitli problemlerin ortaya çıktığını da altını çizmek gerekir. Çünkü solak insanlar, sol elle yazı yazdıklarından dolayı ne yazdıklarını net olarak göremezler. Bu durum, öğrenim sürecinde hata yapmaya daha yatkın olmalarına yol açar. Bunun dışında yazı yazarken ellerinin mürekkeple boyanması gibi farklı sorunlar da ortaya çıkmaktadır.
Diğer yandan solak kişilerin okuma konusunda da sorunlar yaşadığını belirtmek gerekir. Bunun sebebi, Türkçe ve İngilizce gibi soldan sağa okunan dillerde olduğu gibi insanların doğuştan gelen eğilimleri nedeniyle soldan sağa okuma ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Bu durum, okuma alışkanlığının kazanılmasında belirli bir gecikmeye yol açabilmekte ve çeşitli zorluklara neden olabilmektedir.
Okul ve öğrenme açısından solaklar için diğer bir zorluk ise kalem ya da kağıt gibi malzemeler ile yapılan aktiviteler ya da kesme gibi el işlerinden daha çabuk bir biçimde yorulmalarıdır.
Bu tür aktivitelerin gelişim süreci normalden daha uzun zaman alabilir. Çünkü solakların elleriyle yapacakları hareketleri önceden hesaplamaları gerekir. Ayrıca el hareketlerine dikkatlerini verdikleri esnada, o anda ilgilendikleri işi yanlış bir biçimde yapmama konusunda da ayrıca özen göstermeleri gerekmektedir.
Beynin sol yarım küresi ile ilişkilendirilen özellikler, konumsal ve görsel yetenekler, yaratıcılık, analiz ve sentez yeteneği ile sanatsal becerilerdir. Bu yüzden solak kişilerin daha hassas, yaratıcı ve hayal gücü kuvvetli insanlar olduklarına dair yaygın bir kabul bulunmaktadır.
Bu durum, beynin sol yarım küresinin gelişimi esnasında daha çok bu özelliklerin uyarılması ve harekete geçirilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda, solaklarda sanat gibi daha çok yaratıcılık gerektiren yeteneklerin daha hızlı ve kolay bir biçimde geliştiğini söyleyebiliriz. Tarihte dünya çapında en fazla tanınmış solak sanatçılara verilebilecek örneklerden birkaçı Leonardo da Vinci, Rafael ya da Michelangelo olabilir.
Yine de bu özelliğin sadece yetenekli olmakla gelişen bir özellik olmadığının da altını çizmemiz gerekir. Ancak buna rağmen solak kişilerin beyinlerinin sürekli bir uyarıcıya maruz kalmaları nedeniyle bu tür kabiliyetleri geliştirme konusunda avantaj sahibi olduklarını söylemek yanlış olmayacaktır.
Fonksiyonel resimler üzerinden yapılan çalışmalarda, solakların beyinlerindeki korpus kallosum yapısının (corpus callosum – beynin her iki lobu arasındaki bilgi iletişimini sağlayan sinir ağlarından oluşan yapı) daha büyük olduğu görülmüştür. Bunun nedeni, edinilen bilgileri gereken şekilde birleştirmek ve bununla bağlı aktiviteleri düzenlemek için beynin yarım küreler arası bağlantıyı daha yoğun bir biçimde gerçekleştirmesinden kaynaklanmaktadır.
Aynı zamanda solak insanların beyinlerinin yön ve dönüş algıları da farklıdır. Solaklardan bir şeyi çevirmelerini istediğinizde genellikle saat yönünde çevirirler.
Ayrıca görsel bilginin işlendiği bölüm sağdan sola kaymıştır. Bu durum, üç boyutlu nesneleri daha kolay anlama ve gözle görülen alanın daha net bir biçimde algılanması açısından önemli bir avantaj sağlamaktadır.
Beynin sağ yarım küresi daha baskın olan insanlarda karşılaşılan bir diğer özellik, çevrelerinden bilgiyi edinme tarzları ile ilgilidir. Bu tür insanlar öncelikle beyinlerinde genel bir resim çizerler, bu resmin detaylarına ise daha sonra odaklanırlar. Bu özellik, büyük oranda tutarlı ve ahenkli bir yaklaşım sergilemelerine ya da gündelik sorunlara sıra dışı çözümler getirmelerine yardımcı olur.
Çoğu zaman solak insanlar günlük yaşantılarında sürekli bir baskı altında bulunurlar. Çünkü sağ elini kullanan insanlar için dizayn edilmiş bir dünyada yaşamak zorundadırlar. Bu gerçeğin bir yan etkisi olarak, hissettikleri bu baskı nedeniyle solak insanların pek çoğunun psikomotor seviyesinde ortalamanın üzerinde bir yeteneğe sahip oldukları görülmektedir. Ayrıca bu insanların beyin yarım küreleri arasındaki bağlantılar daha gelişmiş düzeylere ulaşmakta, bu durum yeni bilgilerin edinimine destek olarak bu öğrenme sürecini daha kolay hale getirmektedir.
Uyum sağlama yeteneği aynı zamanda özellikle bilişsel anlamda esnekliği de artırmaktadır. Bu durum, solak kişilerin çoklu görevleri yerine getirirken yeni yöntemler ve yaklaşımlar benimseme konusunda daha başarılı olmalarını ve özellikle değişen isteklere karşı uygulanabilir çözümler üretmelerini sağlamaktadır.
Sonuç olarak solak insanların, sağ ellerini kullananlar için dizayn edilmiş bir dünyada yaşadıklarını anlamanın çok önemli bir ihtiyaç olduğunun altını çizmemiz gerekmektedir. Bu durum, kendilerini içinde bulundukları şartlara adapte etmesi gereken insanların çoğu kez solak insanlar olmalarını zorunlu kılmaktadır. Bu gereklilik ise solak kişilerin beyinlerinde bir takım stratejiler geliştirmelerine, böylece belirli durumlarda bilişsel anlamda avantaj sağlamalarına yol açmaktadır.
Solaklar, her ne kadar okuma ve yazma konusunda çeşitli zorluklar yaşasalar da, geliştirdikleri çeşitli yöntemlerle öğrenme sürecini tamamlamayı başarırlar. Buna ek olarak solak kişilerin beyinlerinin sağ yarım küresi tarafından sağlanan yaratıcılık konusundaki avantajlar, genel anlamda alternatif çözümler bulmalarının daha kolay olmasını sağlamaktadır.
İlginizi çekebilirSağ beyin baskın olması, sözsüz ifade ile ilgili olan mekansal algı ve yönelim, duygusal davranış ve iletişimin sözel olmayan yönlerinin daha ön planda olmasına neden olmaktadır. Aynı zamanda sezgi, yüzlerin, seslerin ve melodilerin tanınması gibi bilgilerin sağ beyin tarafında yer aldığı bilinmektedir.
Bilimin ilerlemesi ile sağ beynin baskın olması ile ilgili beklenenden çok daha fazlasını bilmemize yardımcı olmaktadır. Bunlardan birisi de sağ beynin bir sorun karşısında, beynin diğer bölümüne göre daha hızlı sonuca ulaştırmasıdır.
Sağ beyin baskın olması, genel olarak bütüne yönelik olan algıyı ifade etmektedir. Hayal gücü, yaratıcılık bu beyinden beslenmektedir. Bu noktada psikolojik açıdan bakıldığında da ruhu besleyen ve evrenle temas içerisinde olduğumuz boyut sağ beyin ile ilgilidir.
Beynin sağ lobunun baskın olması, bireylerin olaylara çok daha bütünsel bir bakış açısı ile yaklaşmalarını sağlamaktadır. Bunun yanı sıra söz konusu bireylerin sanata yatkınlıkları da oldukça fazladır. İdeal olan beynin iki yarım küre arasındaki dengeyi bulabilmesidir. Bunların birbiri ile olan iletişimi ile bireylerin hareketleri söz konusudur.
Sağ beyin baskın ise yapılan araştırmalar göstermiştir ki insanlar, sessiz bir film gibi, görüntülerle düşünür, hatırlar ve öğrenirler. Bu insanlar çok yaratıcı ve son derece gelişmiş bir hayal gücüne sahip olmaktadırlar.
Beyin üzerinde yapılan araştırmalara göre sağ beyin özellikleri aşağıdaki gibidir;
Aynı zamanda sağ beynin baskın olması, olayların bütünüyle bir araya getirilerek algılanmasının önünü açmaktadır.
Araştırmalara göre en çok sol beyin baskın olmaktadır. Çünkü çoğu çalışma onun baskın olduğunu göstermektedir. Sağ elini kullananlarda sol, sol elini kullananlarda ise sağ beyin baskın görünüyor.
Ancak bu hem solların hem de sağların baskın olmayan beyni daha iyi geliştiremeyecekleri anlamına gelmez. Çünkü daha önce söylendiği gibi her ikisi de bağlantılıdır. Aslında, beyni çok gelişmiş insanlar her iki lobu da aynı anda kullanmaktadırlar.