Sabah Aç Karnına Kahve Içmek Zararlımı

Sabahları gözünü açar açmaz kahve içen kişiler aç karnına kahve içmenin zararlı olup olmadığını merak etmiştir. Peki aç karnına kahve içmenin zararı var mıdır? Kahve ne zaman içilmelidir? Kahve günde kaç bardak içilmelidir? Spor öncesi kahve içmek yağ yağmak için faydalı mıdır? İşte kahve hakkında bilinmesi gerekenler...

Sabahları gözünü açar açmaz kahve içen kişiler aç karnına kahve içmenin zararlı olup olmadığını merak etmiştir. Peki aç karnına kahve içmenin zararı var mıdır? Kahve ne zaman içilmelidir? Kahve günde kaç bardak içilmelidir? Spor öncesi kahve içmek yağ yağmak için faydalı mıdır? İşte kahve hakkında bilinmesi gerekenler...

Milyonlarca insan güne bir bardak kahveyle başlıyor. Belli oranlarda tüketildiği zaman kahvenin yararlı olduğunu biliyoruz. Buna rağmen, boş mideye kahve içmek -kafeinsiz kahve dahil- bazı sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Sorunların çoğu bağırsaklarda ve sindirim borusunda başlıyor, ancak etkileri bunun çok ötesine uzanıyor. İşte aç karnına içilen kahvenin yaratabileceği problemler...

Midemizde, yediklerimizi sindirebilmek için hidroklorik asit bulunuyor ancak kahve bu asidin üretimini artırıyor. Boş midede asit artışını karşılayacak besin olmayınca, zamanla, vücut hidroklorik asit üretimini azaltıyor.

Sonuç olarak sindirim yavaşlıyor ve vücutta bulunan, sindirilmemiş besinleri yiyen bakteriler hidrojensülfit (çürüyen yumurtalara kötü kokularını veren madde) üreterek hiç de hoş olmayan gaz oluşumuna neden oluyor.

Gaz, sadece bir başlangıç. Mide asit düzeyindeki yükselme, yanma, hazımsızlık ve bağırsak irritasyonu olasılığının artmasına neden oluyor. Bu uzun bir süre devam ederse reflüye, irritabl bağırsak sendromuna ve ülsere neden olabiliyor.

Burada suçlunun kafein olmadığını belirtmekte yarar var; yukarıdaki sorunlara kafein içeren diğer ürünler neden olmuyor. Aksine, araştırmalara göre kafeinsiz kahvenin mide-bağırsak sistemine olan etkisi, normal kahveninkine kıyasla daha kötü. Bu sorunların kaynağı, kahvede bulunan çeşitli asit, enzim ve yağlar. Kafein, sıvıların vücuttan atılma sürecini hızlandırarak böbreklerin önemli mineralleri emmek için yeterince zaman bulamamasına neden oluyor.

Japonya’daki Yokohama Şehir Üniversitesi Tıp Bölümü’nde yapılan bir araştırma, kahvenin “gastrik boşalma” denen olayı (yani besinin, olması gerekenden daha hızlı karından çıkması) kolaylaştırdığını ortaya koymuş. Besin, bağırsaklarda gerektiği kadar kalmadığı zaman vitamin ve mineraller düzgün olarak emilemeyerek beslenme eksikliklerine neden oluyor.

Normal ve kafeinsiz kahvenin sindirime olan etkileri şu noktada ayrışıyor: Kafein, sıvıların vücuttan atılma sürecini hızlandırarak böbreklerin kalsiyum, magnezyum, çinko ve diğer önemli mineralleri emmek için yeterince zaman bulamamasına neden oluyor.

Magnezyum eksikliğinin, anksiyete, depresyon, astım, kan pıhtılaşması, kalp sorunları, yüksek tansiyon, böbrek hastalığı, kronik yorgunluk, kronik ağrı, migren, kısırlık, kemik erimesi, hatta diş çürümesi gibi sorunlara neden olduğu klinik olarak ortaya konmuş.

Sabahları kahveye “ihtiyaç duyan” insanlar, kafeinin uyandıran etkisi için içiyorlar. Diğer yandan kafein, anksiyete ve depresyonu farklı şekillerde artırıyor. Stres hormonu kortisol, epinefrin ve norepinefrinin düzeyini artırabiliyor. Sakinlik ve mutluluk hisleriyle ilişkilendirilen serotonin nörotransmiterinin üretimini engelliyor.

En popüler antidepresanlar, selektif serotonin geri alım inhibitörleridir ve beyindeki serotonin düzeyini yüksek tutarlar. Sakin olmak ve düşük stres düzeyleriyle ilgili GABA adlı diğer bir kimyasalın düzeyini bozuyor.

B vitaminleri sekresyonunu hızlandırır ve geriye kalanların emilimini bozar. B vitaminleri, ruh hali regülasyonu, rahatlama ve stres yönetiminde çok önemlidir. Sonuç olarak, sabahları sizi harekete geçirerek bir şeye ihtiyaç duyuyorsanız kahveden başka bir alternatif düşünün.

kahve

Sabahları uyandığınızda yüzünüzü yıkadıktan sonra ilk iş olarak kahve için mutfağın yolunu tutuyorsanız bu konuda yalnız değilsiniz. Zira, bu kafein deposu dünya genelinde o kadar popüler bir içecektir ki birçok ülke de içme suyundan sonra ikinci sıradadır. Peki ama aç karnına kahve içmenin dezavantajları olabilir mi?

Geçtiğimiz yıllarda yapılan bir araştırmaya göre her gün 2,25 milyar fincan kahve içindiği tahmin ediliyor. Elbette bu oldukça yüksek bir rakam ve bu kadar popüler olmasının nedenini hiç şüphesi eşsiz tadı ve faydaları oluşturuyor. Örneğin, kahve içmek metabolizmanızı hızlandırabilir, beyin fonksiyonlarınızı güçlendirebilir, alzheimer, parkinson ve Tip2 diyabet riskini azaltabilir. Dahası, zayıflamanıza yardımcı olabilir. Bakınız: Nescafenin faydaları ve zararları

Öte yandan, teşvik edici faydalarına ek olarak sabahları aç karnına nescafe içmenizin daha önce hiç düşünmediğiniz bazı handikapları olabilir. Aşağıda, sabahları nescafe içmenin potansiyel risklerini tartışıyoruz. İşte, kahve müptelalarının bilmek isteyebileceği birkaç detay…

Aç Karnına Nescafe İçmek Zararlı mı?

Sabahları aç karnına kahve içmenin birincil riski midenin asit üretimini artırıyor olmasıdır. Bu nedenle, uyanır uyanmaz hiçbir şey yemeden içilen kahve, fazla asit üretiminin bir sonucu olarak mide astarına zarar verebilir. Ayrıca, hazımsızlığa, mide ekşimesine ve mide bulantısına neden olabilir. Aslında tüm bu nahoş etkiler kafeinsiz kahveler için de geçerlidir.

Mide sorunlarına ek olarak, enerjiyi düzenlemeye yardımcı olan ve sizi uyanık hissettiren stres hormonu kortizol gün boyunca dalgalanır ancak genellikle sabahları yüksek ve akşamları düşüktür. Kortizolün yüksek seviyelerde olduğu sabah saatlerinde kahvaltıdan önce nescafe içmek, hormon üretimini köreltebilir ve döngünün zamanlamasını değiştirebilir. Bu durum, normalde düşeceği zamanlarda (gece gibi) bile kortizol üretimine neden olabilir.

Nescafe İçmenin Başka Zararları Olabilir mi?

Sabahları aç karnına kahve içmenin mide sorunları gibi olumsuz getirilerine ek olarak, karnınızın aç veya tok olmasına bakılmaksızın kahvenin bazı olumsuz sonuçları olabilir.

Öncelikle, çok fazla kahve tüketen insanların kemiklerinin hassas yapıda olduğunu gösteren çalışmalar var. Aşırı kahve tüketimi hassas ve kırılgan kemiklere neden olabiliyor.

İkinci olarak, herkesin bildiği gibi uyku sorunlarına yol açabiliyor. Özellikle geceleri uykuya dalma sorunu olan biriyseniz, öğleden sonra saat 14 ila 15 gibi son kahvenizi içmeniz en iyisi olacaktır.

Kahvenin olumsuz yanlarından biride kalp çarpıntısına neden olabilmesi. Zaten bilinen bir kalp hastalığınız varsa kahve tüketimini olabildiğince sınırlandırmanız gerekiyor.

Kalp hastalarına benzer şekilde hamile kadınların da kahveyle fazla haşır neşir olmamasında fayda var. Nitekim, kafein plasentayı kolayca geçebiliyor ve etkileri, hem anne hem de bebek üzerinde 16 saate kadar daha uzun sürebiliyor.

Son olarak, kafeinin bağımlılık yapıcı bir madde olduğunu bilmek gerekiyor. Her ne kadar bağımlılık seviyesi düşük olsa da bir kez alıştığınız zaman sürekli içmek isteyebilirsiniz. Zira, kafein yoksunluğunun baş ağrısı, sinirlilik ve odaklanma güçlüğü gibi sonuçları olabiliyor.

Nescafe İçmeyi Bırakmalı mıyım?

Hayır! Genel olarak kahve içmenin olası zararlarından söz etsek de yazının başında kısaca değindiğimiz gibi bu düşük kalorili içeceğin birçok faydası var. Ayrıca, B2, B5, B1, B3, folat, manganez, potasyum, magnezyum ve fosfor gibi çeşitli vitamin, mineraller ve antioksidanlar içerdiğini söylemeden geçmeyelim.

Kahveyi severek içiyorsanız ve bu güne dek herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmadıysanız içmemeniz için hiçbir neden yok demektir. Yalnızca aşırıya kaçmamaya dikkat edin. Sağlıklı yetişkinlerin günde 3 fincana kadar kahve içmesinde hiçbir sakınca yoktur.

Söz konusu sabahları nescafe içmek olduğunda ise öncesinde en azından bir dilim ekmek dahi olsa bir şeyler atıştırmak isteyebilirsiniz. Ancak, bu sizin için uygun değilse kahvenizi sade içmek yerine sütlü içmeyi tercih edebilirsiniz.

Sonuç olarak, insanlar yüzyıllardır kahve içiyor ve büyük çoğunluğu kendini iyi hissediyor. Eğer bu sizin için de geçerliyse hem sabahları hem de günün diğer kalanında aşırıya kaçmadan kahvenizin keyfini çıkarmaya devam edebilirsiniz.

Sabahları kalktığımızda ayılmak için ilk yapılan şey kahve içmek. Peki bu ne kadar doğru?

Kahvenin birçok faydası var. Hafızayı güçlendirerek demansı önlüyor ve ayrıca kansere karşı etkili.

Ancak yapılan bazı araştırmalar aç karnına kahve içmenin zararlı olduğunu kanıtladı. İşte sabahları kahvaltı etmeden önce aç karnınıza kahve içmemeniz için bazı nedenler…

Midede salgılanan asitler yediğiniz yiyeceklerin parçalanmasına ve sindirilmesine yardımcı oluyor. Eğer kahvaltı etmediyseniz midenizin salgıladığı asitlerin parçalayacağı yiyecekler de olmuyor. Bu nedenle aç karnınıza kahve içtiğinizde midenizin dengesi değişiyor.

Karnınız ağrıyabiliyor, mideniz yanabiliyor ya da reflüyle karşılaşabiliyorsunuz. Kanser hücreleri asitli ortamlarda daha çabuk geliştiğinden, kahveyle dolu bir mide kansere davetiye çıkartıyor.

Vücudunuza az miktarda kafein girse bile daha enerjik, zinde ve mutlu hissedersiniz. Yüksek dozlardaki kafein ise anksiyete ve yorgunluğa neden olur. Özellikle de aç karnına kahve içiyorsanız.

Kahvenin etki edeceği miktar insandan insana değişiyor. Bazıları büyük kupadaki bir kahveyi anında içse de herhangi bir sorunla karşılaşmazken, bazıları küçük bir espresso içtiğinde dahi olumsuz yönde etkilenebiliyorlar. Kahvenin size nasıl etki ettiğini gözlemleyin ve buna göre tükettiğiniz kahve miktarını tekrar gözden geçirin.

Yapılan araştırmalar, kahvenin iştah kaybına yol açtığını kanıtladı. Aslında bu bir anlamda olumlu gibi gelebilir kulağa. Ancak aç karnına yine de zararlı olabiliyor.

Vücudunuzun gerçek bir kahvaltının sağlayacağı enerjiye ihtiyacı var, kahveninkine değil unutmayın. Bu nedenle mutlaka bir şeyler yedikten sonra kahve için.

anksiyetekahvekanser

Kahve aslında kahvaltı sonrasında herkesin keyifle tükettiği bir içecektir. Ama son zamanlarda zayıflama diyeti yapan bireylerin kahvaltı öncesinde güne kahve ile başlayarak hatta bazı zamanlarda kahvaltı yerine dahi tüketerek zayıflamaya yardımcı olduğu görülmektedir. Bu durum şu şekilde açıklanabilir. Kahve kafein miktarı oldukça yüksek olan bir içecektir. 

Kafein tüketiminin iştah mekanizması üzerine birçok etkisi bulunmaktadır. Tokluk hormonu salgılanmasını tetikleyerek besin tüketimini azaltarak kilo vermeye yardımcıdır. Ancak tek başına her sabah aç karnına kahve tüketmek maalesef kilo vermek için yeterli değildir. Kahve metabolizma hızını arttırıp yağ yakımına yardımcıdır. Bağırsakları çalıştırarak kabızlık gibi problemlerin giderilmesine yardımcıdır. Ancak kahvenin bu etkisi sadece aç karnınıa tüketilmesi neticesinde değildir. Örneğin kahvaltı öğünü veya öğle yemeği sonrasında tükettiğiniz 1 fincan kahve de hazmı kolaylaştırır, besinlerin yakımını hızlandırır. Yani kahveyi ne zaman tüketeceğinizden ziyade nasıl tüketeceğiniz daha önemlidir. Krema, şeker eklemeden tüketeceğiniz sade bir kahve vücudunuz için yararlı olacaktır. 

Kahvenin yanında veya sonrasında su içmeniz ise kahve diüretik bir maddedir. Yani idrar söktürücü de denilebilir. Bu nedenle vücudunuzun kaybettiği suyu tekrar yerine koyabilmeniz için bol bol su tüketmelisiniz. Bir bireyin günlük maksimum kafein alımı 300 mg ile sınırlıdır. 1 fincan kahve çeşidine de bağlı olarak değişmekle birlikte ortalama 80 mg kafein içermektedir. Bu nedenle gün içerisinde fazla kahve tüketiminiz kafein fazla kafein alımına bağlı olarak kalp çarpıntısına sebep olabilmektedir.