safiye ali ile bilgiler / Safiye Ali kimdir? İlk Türk kadın doktor Safiye Ali hayatı ve biyografisi..

Safiye Ali Ile Bilgiler

safiye ali ile bilgiler

Hatice Safiye Ali, Türkiye’nin ilk kadın doktorudur. 2 Şubat 1894 yılında İstanbul’da doğmuştur. Babası, Sultan Abdülaziz ve II.Abdülhamit’e yaverlik yapmış olan Ali Kırat Paşa’dır. Annesi Emine Hasene Hanım ise, Mekke’de 17 sene şeyhülislamlık yapmış olan Şamlı Hacı Emin Paşa’nın kızıdır. Safiye Ali, dört kız kardeşin en küçüğüdür. En büyük ablası Adviye Sargut ise Bülent Ecevit’in anne tarafından büyükannesidir.

Safiye Ali, Beşiktaş Rüştiyesi’nde eğitimine devam ederken, dördüncü sınıfta Amerikan Kız Koleji’nin rüştiye kısmına geçmiş (1912), buradan idadi ve rüştiye diplomalarını alarak mezun olmuştur (1916). Çocukluk yaşlarından itibaren edebiyata, musikiye, yabancı dillere olan merakı sayesinde çok iyi yetişmiştir. Hatta dönemin ünlü şair ve öğretmeni Tevfik Fikret’ten özel dersler almıştır. Alman Kadın Doktorlar Birliği Başkanı Prof. Dr. Lehmann, Safiye Ali’nin cenaze töreninde yaptığı konuşmasında onun 16 yaşında iken İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça ve İtalyanca bildiğinden bahsetmiştir.

Safiye Ali’nin hekimlik mesleğine olan ilgisi, Amerikan Kız Koleji’ndeki eğitimi sırasında okulun müdiresi Mary Milss Patrick’in yönlendirmeleri ile birlikte başlamıştır. Kolejin ilk açıldığı yıllardan itibaren tıp bölümünün hayata geçirilmesi hedeflenmiş, ancak savaşların başlamasıyla birlikte girişimler o dönem için başarılı olamamıştır. Osmanlı Devleti’nde Balkan Savaşları’yla birlikte başlayan savaş yılları, özellikle hekim ihtiyacını gündeme getirmiştir. Safiye Ali, Türkiye’nin içinde bulunduğu bu zorlu ortamın da etkisiyle hekim olma düşüncesinde karar kılmıştır. Ancak, söz konusu dönemde Osmanlı Devleti’nde tıp eğitimi veren okullar olmasına rağmen, kız talebeler kabul edilmemektedir.

Safiye Ali, dönemin Maarif Nazırı Şükrü Bey’in sağlamış olduğu burs desteğiyle Almanya’nın Würzburg şehrine giderek tıp eğitimi almıştır. 1921 yılında “Uber Pachymeningitis haemorrhagica interna im Sauglingsalter” (Bebeklerde İç Pakimenenjit Kanaması Hakkında) adlı teziyle fakülteden mezun olmuştur. Berlin’de girdiği sınav sonrası, mesleğini icra etme yetkisi kazandıktan sonra İstanbul’a dönmüştür. İstanbul’da altı ay kaldıktan sonra uzmanlık eğitimi için tekrar Almanya’ya giderek, Würzburg Julius-Maximilians Üniversitesi’nde bir yıl kadın, iki yıl çocuk hastalıkları alanında uzmanlık eğitimi almıştır. Uzmanlık eğitimi sırasında bir yıl kadar fakültede asistanlık yapmış, bu sırada meslektaşı olan göz hastalıkları uzmanı Ferdinant Krekeler (Müslüman olup Ferdi Ali adını almıştır) ile hayatını birleştirmiştir. 1923 yılında Türkiye’nin ilk kadın doktoru olarak ülkeye geri dönmüştür.

Safiye Ali ve eşi Türkiye’ye döndükten hemen sonra İstanbul Cağaoğlu’nda Nuruosmaniye Caddesi’nde muayenehanelerini açarak hasta kabulüne başlamışlardır. Safiye Ali, muayenehanesinde hizmet verirken, bir taraftan da Amerikan ve Alman büyükelçiliklerinde hekimlik yapmıştır. Amerikan Kız Koleji’nden hocası Mary Milss Patrick’in daveti üzerine, söz konusu kolejin kapandığı 1924 yılının Nisan ayına kadar burada jinekoloji ve obstetrik dersleri vermiştir. 1923 yılında Besim Ömer Paşa’nın teklifiyle, Hilâl-i Ahmer Cemiyeti Kadınlar Merkezi’nde, çocuk sağlığı hizmetlerinde görev almıştır. Himaye-i Etfal Cemiyeti Süt Damlası Müessesesi’nde, anne-çocuk sağlığına yönelik hizmetlerde bulunan Safiye Ali, 1926 yılında kurumun müdürlüğü görevine getirilmiş, ancak 1927 yılında istifa etmiştir. Safiye Ali, 1928 yılında yakalandığı kanser hastalığının akabinde Almanya’nın Dortmunt şehrine giderek, başarılı bir operasyon geçirmiş, mesleğine burada devam etmiştir. 2. Dünya Savaşı yıllarında Almanya’da sivil halka hizmet etmiş, savaş sonrası İstanbul’a geri dönmüştür. Ancak hastalığının tekrar nüksetmesi üzerine Dortmunt’a geri dönmüş, burada bir süre daha tedavi görmüştür. Tedaviye cevap vermeyen Safiye Ali, 5 Temmuz 1952’de hayata gözlerini yummuştur.

Safiye Ali, Türkiye’nin ilk kadın hekimi olmasının yanında, mesleğine sahip olabilmek için de önemli bir mücadele vermiştir. Hekim olmaya karar verip Almanya’ya gittiği yıllarda, Türkiye’de kız talebeler henüz tıp eğitimi için okullara kabul edilmemektedir. Hatta o dönemin Sıhhiye Meclis-i Umumisi adına Dr. Adnan Adıvar 1917 yılında nezarete başvuruda bulunmuş, nihayet kız talebelerin de tıp eğitimi alabilmesine yönelik karar yayımlanmıştır. Ancak, Muallim Mecmuası’nın 15. sayısında duyurusu yapılan karar, uygulanamadığı gibi uzun süre tartışmalara neden olmuştur. İslamcı yayınların başlatmış oldukları kampanyalarla birlikte Sıhhiye Meclis-i Umumisi geri adım atarak, kadınların tıp eğitimi alamayacaklarına dair mazbata çıkartmak durumunda kalmıştır. Üzerinde en çok tartışılan konular ise erkek hastaların kadın hekimler tarafından muayene edilmesindeki sakıncalar, kadınların fakülteye kabul edilmesiyle iffet ve ahlaki değerlerinin zedeleneceği ve anatomik diseksiyonlara girmelerindeki sakıncalar olmuştur. Bu tartışmalar alevlendiği sırada, Safiye Ali Wirzburg’da eğitimine devam etmektedir. Türkiye’nin söz konusu yıllardaki, meslek-cinsiyet algısı göz önünde bulundurulursa Safiye Ali’ye nitelikli sıfatını layık gören kriter akademik başarısının yanında güçlü ve kararlı kişiliği olmuştur. 1. Dünya Savaşı’nın devam etmekte olduğu zorlu yıllarda, ilk kez bir Türk kadınını üniversitelerinde gören Almanlar için de durum, hayret vericidir. Almanya’da okuduğu yıllarda açlık ve sefaletle yüzleşmiş, ancak ülkesinde tıp fakültesi olmasına rağmen başka bir ülkede eğitim alıyor olmasına daha çok içerlemiştir.

Safiye Ali, eşiyle birlikte Cağaloğlu’nda muayesini açtığı yıllarda, Türkiye henüz kadın hekime muayene olma konusunda hazır değildir. Mesleklerin cinsiyete özgü bir durum olmadığı algısını yıkma görevi ise yine ona düşmektedir. Kısa zaman içerisinde ön yargıları yıkmayı başarmıştır.

Safiye Ali, sadece mesleğini icra eden bir hekim değil, aynı zamanda sosyal sorumluluk faaliyetlerinde bulunmuş duyarlı bir Türk kadını olarak çalışmalarda bulunmuştur. Hilâl-i Ahmer Cemiyeti Kadınlar Merkezi’nde çalıştığı dönemlerde anne-çocuk sağlığı üzerinde gönüllü çalışmalarda bulunmuştur. Merkezde sadece çocukların muayenesi yapılmamış, her çocuk ve ailesi kayıt altına alınarak ailelerin maddi durumları, çocukların rahatsızlık bilgileri takip edilmiştir. Ev ziyaretleri yapılarak ailelerin ihtiyaç dereceleri tespit edilmiş, kendilerine gıda ve giysi yardımları yapılmıştır.

1917 yılında İstanbul’da, Himâye-i Etfâl Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu) kurularak, savaşlar sonucu ortaya çıkan toplumsal değişimler nedeniyle öksüz, yetim ve yoksul durumda olan çocukları rehabilite etmek, hayat mücadelelerinde onlara destek olabilmek amaçlanmıştır. Cemiyet, çocukların sadece hayati ihtiyaçlarını karşılamakla kalmamış, aynı zamanda onların toplum içerisinde sağlıklı, uyumlu bir birey olarak yer alabilmelerine yönelik her türlü desteği sağlamaya özen göstermiştir. Cemiyet, 30 Haziran 1921 yılında Ankara’da şube açmış, aynı yıl kamu yararına faaliyet gösteren dernek statüsünü kazanmıştır. 1 Ağustos 1921 yılında TBMM Başkanı Mustafa Kemal, cemiyetin koruyuculuğunu resmi olarak üstelenmiştir. Cemiyet, hem sivil halkın hem de bizzat devletin çeşitli teşvik ve yardımlarıyla finanse edilmiştir. Cephedeki askerlerin çocuklarına ve annelerine, herhangi bir nedenle ailesini kaybetmiş kimsesiz çocuklara kucak açan cemiyet, 1921 yılında kuruma bağlı olarak Süt Damlası- Küçük Çocuklar Muayenehanesi Yurdu’nu faaliyete geçirmiştir. Burada yoksul ve ihtiyaç sahibi çocukların süt ihtiyacını karşılayıp bakımlarının yapılması amaçlanmıştır. Safiye Ali, Süt Damlası Merkezi’nde doktor olarak görev almıştır. Bu kurum sayesinde daha fazla anne ve çocuğa ulaşmayı başarmış, böylece Almanya’daki eğitimi sırasında çalışmış olduğu sosyal sağlık kurumlarında edinmiş olduğu tecrübeyi, ülkesi için kullanabilme fırsatını bulmuştur. Kurum, başlangıçta üç oda ve bir süt mutfağından ibaretken, Safiye Ali’nin burada müdür olarak görev almasından sonra kurumsal bir yapıya kavuşmuştur.

Safiye Ali, Süt Merkezi’nde kimsesiz çocukları muayene ederkenServet-i Fünun, 04.02.1924

Merkezde, öncelikle annesi ölmüş çocuklar ile ikiz doğum yapmış kadınlara yardım edilerek, anne ve çocukların süt ihtiyacı karşılanmış, bunların beslenme ve gelişimleri takip altında tutulmuştur. İhtiyaç sahibi ailelerin süt dönemi geçmiş çocuklarına süt, mama, pirinç unu yardımı sağlanmış, ayrıca bunların koruyucu aşıları ve sağlık kontrolleri yapılmıştır. Safiye Ali, Avrupa ülkelerindeki çocuk müzelerini örnek alarak benzer bir müze kurulması girişiminde bulunur. Müzede anne çocuk sağlığına ilişkin pek çok malzeme yer almıştır. Özellikle anne çocuk sağlığı konusunda bilgilendirme, farkındalık yaratma amacıyla kundak ve kundaklama, aşı, büyüme izleme, inek sütü ile beslenme, emzirmenin önemi, nazarlık, çocuk hastalıkları konularını içeren çeşitli istatistikler, resimler ve grafikler burada sergilenmiştir. Safiye Ali, gerek Süt Damlası Merkezi’ndeki tecrübe ve gözlemleri, gerekse farklı dillerdeki yayınlardan yapmış olduğu tercümeleri birleştirerek “Küçük Çocuklar Muayenehanesi ve Süt Damlaları” adlı kitabı yayımlamıştır.

Safiye Ali, hekim ve sosyal gönüllü olarak faaliyetlerde bulunurken, aynı zamanda üç uluslararası tıp kongresinde Türkiye’yi temsil etmiştir. İlki 1924 yılında Londra’da gerçekleşen “Beynelmilel Kadın Doktorlar Kongresi’dir. Kongre aynı zamanda kendisine, uluslararası bir kongrede Türkiye’yi ilk temsil eden kadın katılımcı olma unvanını da kazandırmıştır. Diğer kongre, 1924 yılında 4-8 Ekim’de Viyana’da, 8-11 Ekim’de Budapeşte’de yapılmıştır. Kongre oturumlarında çocuklar, çocuk sağlığı, dezavantajlı çocukların sağlığı konularında değerli bilgiler paylaşılmıştır. Ayrıca Himaye-i Etfâl Cemiyeti ve çalışmaları da kongrenin konularından birisi olmuştur. Üçüncü kongre Bolonya’da Beynelmilel Kadın Doktorlar Cemiyeti tarafından düzenlenmiştir. Dönemin gazetelerinden Servet-i Fünun’da kongre hakkında geniş bilgi yer almıştır.

Safiye Ali, meslek hayatı boyunca kadınlar ve çocuklar üzerine çalışması nedeniyle, onların seslerini duyurma, sorunlarına çözüm üretme ve daha iyi şartlarda belirli yaşam standartlarına sahip olmalarına hassasiyetle yaklaşmıştır. Kadınların siyasete aktif katılımına yönelik Nezihe Muhittin Hanım başkanlığında kurulmaya çalışılan Kadınlar Halk Fırkası, 1924’te hükümet tarafından onaylanmayınca yerine Türk Kadınlar Birliği kurulmuştur. Söz konusu birlik 1927 yılında siyasette aktif rol alabilmek adına tüzüğünde bazı değişiklikler yapılmıştır. Buna istinaden, yapılacak ilk seçimlere Cumhuriyet Halk Fırkası çatısı altında katılma kararı alınarak içlerinde Nezihe Muhittin Hanım, Safiye Ali’nin de bulunduğu bazı önemli kadınlar mebus adayı olarak gösterilmiştir. Türk Kadınlar Birliği, bir süre sonra kendi içerisindeki bazı anlaşmazlıklar ve usulsüzlük iddiaları sonrasında kapatılmıştır. Ancak, Safiye Ali kadınların bir gün mutlaka mebus olacağı inancından hiç vazgeçmemiştir.

Huriye EMEN

KAYNAKÇA

ATICI, Elif, ERER, Sezer, “Türk Kadınlarının Tıp Eğitimine Başlama Süreci ve İstanbul Darülfünunu Tıp Fakültesinden Mezun Olan İlk Kadın Hekimler”, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 35/2, 2009, s.107-111.

BCA, 30.18.1.1/4.39.3.

BCA, 30.18.1.2/17.10.2.

BCA, 30.18.1.2/28.39.8.

BCA, DH. İ.UM,11/6.

BCA, DH. İ.UM. EK,63/25.

BCA, DH. UMVM, 96/14.

BCA, DH. UMVM,96/72.

ÇOLAK, Güldane, “Turkish Female Students Studing in Germany :The Case of Safiye Ali”, I. Uluslararası Tarihi ve Kültürel Yönleriyle Türk-Alman İlişkileri Sempozyumu, 8-10 Ekim 2009, Ed. Ramazan Çalık, vd., Konya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Türkoloji Enstitüsü, Konya 2010, s.620-628.

ÇOLAK, O. Murat, “Libya’dan Üsküdar’a Bir Padişah Yaveri: Ali Kırat Paşa (1840-1903) ve Ailesi”, Üsküdar Sempozyumu IV, 3-5 Kasım 2006, Bildiriler II, Ed. Coşkun Yılmaz, İstanbul 2007, s.577-590.

HOT, İnci, “İlk Kadın Doktorumuz Safiye Ali”, Nobel Medicus, C II, S I, s.100-102.

KONYA, Didem, “Türkiye’nin İlk Türk Kadın Doktoru: Safiye Ali ve Çalışmaları”, Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırmaları Dergisi, Kadın Çalışmaları Özel Sayısı, C 19, S 42, 2018, s.35-54.

Servet-i Fünun, S. 1660-186, 7 Haziran 1928.

TOROS, Taha, “Dr. Safiye Ali”, Skylife, XI/123, 1993, s.52-56.

YILDIRIM, Nuran, Türkiye’nin İlk Kadın Doktoru Safiye Ali, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2011.

18/06/2023 tarihinde https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/hatice-safiye-ali-1894-1952/ adresinden erişilmiştir

Görüntülenme Sayısı:10.858

Türkiye'nin ilk kadın doktoru Safiye Ali: Osmanlı sarayından Almanya'da adsız bir 'mezar'da noktalanan dolu bir yaşam

Yunus Ülger

DUVAR- Almanya'nın Dortmund kentinin büyük bir parkı andıran Ana Mezarlığında bir avuç insan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Türkiye'nin ilk kadın doktoru Dr. Safiye Ali'yi 'mezarı' başında andı. Mezarı, tırnak içinde yazmamın sebebi, aslında bir mezarının olmaması... Safiye Ali'nin Alman eşi Dr. Ferdinand Krekeler ile birlikte gömüldüğü mezar 1987'de kaldırılmış, yeri düzlenmiş. Almanya'da mezarlar belli bir süre için veriliyor, sonra düzleniyor, üzerine başka insanlar gömülüyor... Safiye Ali'nin mezarı da, Google'ın doğum gününde hatırlatması üzerine tam 69 yıl sonra, geçen yıl doğum günü olan 2 Şubat'ta bulunmuştu.

Anma töreninde Essen Başkonsolos yardımcısı Efsane Tatar ile kentteki Türkiye kökenli derneklerin temsilcileri Safiye Ali'nin mezarına çiçek bıraktı, dua etti. Efsane Tatar, Safiye Ali için anıt mezarın bir an önce yapılmasını arzu ettiklerini söyledi. Dortmund Belediye Meclisi üyesi Emre Güleç, Dortmund Belediyesi'nin anıt mezar sözü verdiğini, bir sonraki Dünya Kadınlar Günü'nde Safiye Ali'yi anıt mezarının başında anmayı ümit ettiğini belirtti.

ALMANYA'DA TIP ÖĞRENİMİ

Dr. Safiye Ali, 2 Şubat 1894'te İstanbul'da dünyaya geldi. Babası, Osmanlı sultanları Abdülaziz ve 2. Abdülhamit'in yaveri Ali Kırat Paşa'ydı. Amerikan Kız Kolejini bitiren Safiye Ali, doktor olmak istiyordu. Kolejin müdürü de, öğrencilerini doktor olmaları için teşvik ediyor, cesaretlendiriyordu. Safiye Ali'nin doktor olmasında okul müdürünün büyük katkısı vardı....

Ayrıca doktor ve sağlık elemanı yetersizliği sebebiyle savaşlarda yaralanan askerlerin ölmesi de Safiye Ali'nin doktorluğu tercih etmesinde büyük rol oynuyor.

Ne var ki, o zaman kadınların tıp öğrenimi yapmaları yasak. Bu yasak Safiye Ali'yi yıldırmıyor, zamanın Eğitim Bakanı Ahmet Şükrü Bey'in yardımıyla burs alıyor ve Almanya'nın Würzburg kentine tıp öğrenimi için geliyor. 1. Dünya Savaşı yeni bitmiş, genç bir kadın dilini bilmediği ve savaştan yeni çıkmış bir ülkeye tıp öğrenimi yapmaya geliyor. Bu cesareti ve azmi, Safiye Ali'nin bir doktor ve siyasi bir kişilik olarak ileride İstanbul'da yapacağı çalışmalarının da habercisi oluyor...

Safiye Ali, kısa sürede Almanca öğrenip tıp öğrenimine başlıyor, mezun olduktan sonra, kadın ve çocuk hastalıkları alanında uzmanlık öğrenimine başlıyor, bunu da başarıyla bitiyor. Bu sırada göz doktoru olan Ferdinand Krekeler ile evleniyor. Eşi, daha sonra Müslüman olup Ferdi Ali adını alıyor.

KADIN DOKTORA GÜVEN YOK...

Uzmanlık öğrenimini tamamladıktan sonra 1923'te, eşiyle birlikte İstanbul'a dönüyor ve muayenehane açıyorlar. Almanya'da kalma ve mesleğini burada sürdürme imkanı olmasına karşın o ülkesine dönüyor, çünkü en büyük arzusu ülkesinde doktorluk yapmak... Beş yıl kadar kendi muayenehanelerinde doktorluk yapıyor ancak kadın olduğu için kendisine güvenilmiyor, dolayısıyla işleri yürümüyor. Kendisine muayeneye gelen kadınlar, erkek doktorlardan daha düşük ücret veriyorlar. Ayrıca erkek doktorlar, kendilerine bir kadın doktorun rakip olmasını istemiyor.

POLİTİK BİR DOKTOR

Safiye Ali, sadece mesleğini çok seven bir doktor değil, aynı zamanda politik bir kişiydi...

Kadın haklarının dar bir çevrede gündemde olduğu, 'feminizm' kelimesini daha kimsenin duymadığı bir dönemde kadın hakları alanında çalışmalar yapıyor. Kadın erkek eşitliğine inanmış, bunu her fırsatta savunan biri olarak Türk Kadınlar Birliği'ne üye olup derneğin çalışmalarına destek veriyor. Dahası milletvekilliğine de aday oluyor. En yoğun çalışmasını, kadınların fuhuşa zorlanmasına karşı yapıyor, buna karşı yapılan gösterilere katılıyor.

ÇOCUKLAR İÇİN GÖNÜLLÜ ÇALIŞMALAR

Kadın ve çocuk sağlığı alanlarında uzmanlaşan Dr. Safiye Ali, bu alanda birçok gönüllü çalışma yapıyor. Bir süre Fransız Kızılhaç'ı tarafından kurulmuş olan İstanbul'daki yardım kuruluşu Süt Damlası Bakımevi'nin yöneticiliğini yapıyor. Süt Damlası Bakımevi, anne sütünden kesilen ve steril süt içme imkânından mahrum olan çocuklar için kurulmuş. Süt Damlası Bakımevi'nin başına geçen Safiye Ali, gönüllü çalışmalarıyla bakımevine etkinlik kazandırıyor. Süt Damlası'ndaki çalışmaları kadınları emzirmeye teşvik etme, yetersiz beslenen çocukların sağlıklı beslenebilmeleri amaçlı eğitimler düzenlemeye yönelik.

Safiye Ali, bu çalışmalarının yanı sıra Türkiye dışındaki sağlık konularındaki toplantıları da katılıyordu. Ayrıca çocuk ve kadın sağlığı hakkında birçok kitap yazdı.

ALMANYA'YA DÖNMEK ZORUNDA KALDI 

Ancak Safiye Ali, bu verimli ve yoğun çalışmalarına karşın, 1930'lu yılların başlarında Almanya'ya dönmek zorunda kaldı çünkü doktor olarak işleri iyi gitmiyordu. Almanya'ya döndükten sonra eşiyle farklı kentlerde çalıştı ve sonra Dortmund kentine yerleşip burada muayenehane açtılar. Doktorluğunun yanı sıra üniversitelerde dersler de verdi. Kansere yakalanmasına karşın 2. Dünya Savaşı yıllarında mesleğini olabildiğince sürdürmeye çalıştı. 5 Temmuz 1952'de kansere yenik düşerek yaşama veda etti.

Türkiye'nin İlk Türk Kadın Doktoru Hatice Safiye Ali'nin Gurur ve Hüzün Dolu Hikayesi

Haberler

Sağlık

Hastalıklar

Türkiye'nin İlk Türk Kadın Doktoru Hatice Safiye Ali'nin Gurur ve Hüzün Dolu Hikayesi

Varlık ve zorlukla geçen görece kısa bir hayatın öznesi olmuş iyi kalpli ve güzel doktor Safiye Ali.

Kaynak: Didem Konya

Ayşe Kardaş

Safiye Ali varlıklı ve entelektüel bir ailede 2 Şubat 1894'te dünyaya gelir. Babası sarayda yaver annesi ise Mekke şeyhülislamının kızıdır.

Safiye Ali varlıklı ve entelektüel bir ailede 2 Şubat 1894'te dünyaya gelir. Babası sarayda yaver annesi ise Mekke şeyhülislamının kızıdır.

Würzburg Üniversitesi'nde eğitim gören Ali, hayatının en güzel yıllarını geçirdiğini söylediği Almanya'dan "Bebeklerde İç Pekimenenjit" konulu teziyle mezun bir doktor olarak 1921'de yurda döner.

Würzburg Üniversitesi'nde eğitim gören Ali, hayatının en güzel yıllarını geçirdiğini söylediği Almanya'dan "Bebeklerde İç Pekimenenjit" konulu teziyle mezun bir doktor olarak 1921'de yurda döner.

1923 Haziran'ında Türkiye'den doktorluk yapma belgesi alan Safiye Ali hız kaybetmeden göz doktoru olan eşiyle birlikte Cağaloğlu'nda bir klinik açar.

Kliniğin ilk dönemlerinde oldukça zorlanan Ali, özellikle bir kadın doktor olmanın sıkıntısını yaşar. Kendisine önyargılı yaklaşanlar oldukça fazla olur.

Kliniğin ilk dönemlerinde oldukça zorlanan Ali, özellikle bir kadın doktor olmanın sıkıntısını yaşar. Kendisine önyargılı yaklaşanlar oldukça fazla olur.
i.tmgrup.com.tr

Ancak Safiye Hanım yalnızca bir klinik doktoru olarak kalmaz Alman ve Amerikan elçiliklerinde doktorluk yapmanın yanı sıra... hocası Mary. M. Patrick'in daveti üzerine Amerikan Kız Koleji Tıp Bölümü'nde ders vermeye başlar.

Ancak Safiye Hanım yalnızca bir klinik doktoru olarak kalmaz Alman ve Amerikan elçiliklerinde doktorluk yapmanın yanı sıra... hocası Mary. M. Patrick'in daveti üzerine Amerikan Kız Koleji Tıp Bölümü'nde ders vermeye başlar.

Bu bakımdan hayatındaki iki dönüm noktası kurum, Süt Damlası ve Kızılay Kadın Merkezi olur Safiye Ali'nin.

Bu bakımdan hayatındaki iki dönüm noktası kurum, Süt Damlası ve Kızılay Kadın Merkezi olur Safiye Ali'nin.

Ali'nin kadınlar konusundaki duruşuna şaşırılmamalıdır; çünkü onun hayatına baktığımızda cumhuriyetin ilk feminist hareketi olan ve 1924'te kurulan Türkiye Kadınlar Birliği'nin de kuruculuğunu yaptığını görürüz.

Ali'nin kadınlar konusundaki duruşuna şaşırılmamalıdır; çünkü onun hayatına baktığımızda cumhuriyetin ilk feminist hareketi olan ve 1924'te kurulan Türkiye Kadınlar Birliği'nin de kuruculuğunu yaptığını görürüz.

Avrupa görmüş, 3 büyük uluslararası tıp kongresinde Türkiye'yi temsil etmiş olan Safiye Ali görülmektedir ki sadece yurtta değil dışarıda da Türk kadınına laf ettirmez.

Avrupa görmüş, 3 büyük uluslararası tıp kongresinde Türkiye'yi temsil etmiş olan Safiye Ali görülmektedir ki sadece yurtta değil dışarıda da Türk kadınına laf ettirmez.

Ancak... 1928 yılında çağımızın lanet hastalığı kanser gelip bulur Safiye Ali'yi. Ve Ali, sessiz sedasız Almanya'ya Dortmund şehrine gider tedavi için.

Ancak... 1928 yılında çağımızın lanet hastalığı kanser gelip bulur Safiye Ali'yi. Ve Ali, sessiz sedasız Almanya'ya Dortmund şehrine gider tedavi için.

Hastalığına rağmen halka hizmet etmeyi 2. Dünya Savaşı'nda dahi bırakmayan Ali, savaştan sonra duyduğu özlem ile yurda dönmek ister ancak hastalığı nükseder ve bu sefer vücut tedaviye cevap vermez...

Hastalığına rağmen halka hizmet etmeyi 2. Dünya Savaşı'nda dahi bırakmayan Ali, savaştan sonra duyduğu özlem ile yurda dönmek ister ancak hastalığı nükseder ve bu sefer vücut tedaviye cevap vermez...

2 Şubat, doğum günü sebebiyle Google'ın da Ali'yi anması çok güzel olmuş...

2 Şubat, doğum günü sebebiyle Google'ın da Ali'yi anması çok güzel olmuş...

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır