Yemeklerden sonra ortaya çıkan gaz şikayeti ile karnın genelinde, göğüs, sırt ve omuzda hissedilen şiddetli ağrılar safra kesesi hastalıklarından kaynaklanabiliyor. Safra kesesi hastalıkları, belirtileri nedeniyle başta kalp krizi olmak üzere farklı birçok rahatsızlıkla karıştırılabiliyor. Zamanında müdahale edilmeyen safra kesesi hastalıkları ilerleyen dönemde ciddi sorunlara neden olabiliyor. Memorial Hizmet Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü Uzmanları safra kesesi hastalıkları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Belirtileri karıştırmayın
Karaciğerin ürettiği safra sıvısının büyük bir kısmını yoğunlaştırarak depolayan, gerektiğinde sindirime yardımcı olmak için ince bağırsağa yönlendiren safra kesesindeki hastalıklar hiçbir belirti vermeden ilerleyebilmektedir. Safranın kristalleşmesi veya çamurlaşması sonucu oluşan taşların safra kesesi ağzını tıkaması iltihabik sorunlara neden olabilmektedir. Safra kesesi hastalıklarının belirtileri farklı hastalıklarla karıştırılabilmekle birlikte;
Diyetinize dikkat edin
Şeker hastaları, kilolu, 40 yaş üstü ve çok doğum yapmış kadınlarda daha fazla görülen safra kesesi hastalıkları yaşam tarzıyla da ilgili olabilmektedir. Kilolu kişilerin yanı sıra; düşük kalorili diyet yaparak sık kilo alıp verenler ve hareketsiz bir yaşam sürenler de safra kesesi hastalıkları bakamından risk altındadır. Bununla birlikte, Akdeniz ateşi, hemolitik anemiler gibi çeşitli kan hastalıkları olan gençlerde de safra kesesi rahatsızlıkları görülebilmektedir.
Tedaviyi geciktirmeyin
Safra kesesinde daha çok taşların yarattığı sorunlar ön plana çıkmakla birlikte; safra kesesinin iltihabi, safra yolu darlıkları, tıkanma sarılığı, safra yolu kistleri, safra kesesi kanseri gibi farklı rahatsızlıklar görülebilmektedir. Zamanında tedavi edilmeyen safra kesesi taşları, safra kanalına düşerek kanalı tıkayabildiği gibi pankreasta iltihaplanmaya, karaciğer fonksiyonlarının bozulmasına ve hatta akut böbrek yetersizliğine yol açabilmektedir. Safra kesesi taşları bazı durumlarda safra kesesinin delinmesine ve karın zarının iltihaplanmasına neden olabilmektedir. Tedavi edilmediği durumlarda ileride kanser gibi çok ciddi sorunlara yol açabilen safra kesesi hastalıklarının ihmal edilmemesi gerekmektedir.
Cerrahi, uzman ellerde yapılmalı
Uzman bir doktorun muayenesinin ardından çekilen ultrasonografi safra kesesi taşlarını ve safra yollarındaki genişlemeleri belirleyebilmektedir. Safra kesesi yollarının tıkandığı durumlarda karaciğer ve safra yollarına ilaç verilerek çekilen MRCP ve PTK belirleyici olabilmektedir. Uygun vakalarda taşlar endoskopik olarak ERCP yöntemiyle alınabilmektedir. Safra kesesi işlevselliğinin kaybolduğu durumlarda uygun hastaların cerrahi yöntem ile safra keselerinin alınması gerekmektedir. Safra kesesi, karaciğer ve pankreasa komsu olması nedeniyle cerrahisinin deneyimli ve uzman ellerde yapılması gerekmektedir. Standart yöntem olarak kabul edilen laparoskopik yani kapalı ameliyatlarda küçük kesilerden girilerek safra kesesi alındığından hasta ertesi gün taburcu edilmektedir. Geniş kesiler olmadığı için hastanın günlük yaşama dönmesi de kısa sürmektedir. Safra kesesi çıkarılan kişinin hayatında herhangi bir düzenleme yapmasına gerek yoktur. Vücut yeni duruma kısa süre içinde uyum göstermektedir.
Biliyer çamur tipik olarak BT taraması veya transabdominal ultrasonografi ile teşhis edilir.[1][2] Endoskopik ultrasonografi daha hassas bir seçenektir. Bununla birlikte, altın standardın aspire edilmiş safra kesesi safrasının doğrudan mikroskopisi olduğu düşünülmektedir.[1][2] Daha az pratik olmasına rağmen, bu yöntem çok daha hassastır.
Semptomsuz hastalar için tedavi önerilmemektedir. Hastalar semptomatik hale gelirse ve/veya komplikasyon gelişirse kolesistektomi gerçekleştirilebilir. Cerrahi için iyi aday olmayan hastalarda pankreatit riskini azaltmak için endoskopik sfinkterotomi yapılabilir.[1]
Biliyer çamurun klinik seyri üç şekilde ilerleyebilir: Çamur tamamen çözülebilir, çamurda azalma meydana gelebilir veya safra taşlarına dönüşebilir. Safra çamurunun bir nedeni varsa (örneğin gebelik), altta yatan neden ortadan kalkınca, çoğu zaman geçmektedir.[3]
Sadece yemeklerde değil ağzımıza attığımız küçük bir kraker veya bisküvide bile yağ bulunduğu aşikardır. Mide bu besini karıştırırken hormonlar yolu ile safra kesesine haber gönderir. Safra kesesi de kolesistokinin isimli bir hormon vasıtası ile karıştırmakta olduğu bu sıvıyı kuvvetli kasılmalar yoluyla yine aşağı on iki parmak bağırsağınızın içerisinde papilla adını verdiğimiz bir delikten akıtır.
Karaciğerdan başlayarak on iki parmak bağırsağınızda biten bu otobana pankreas bezinizden de bir ara yol bağlanır. Pankreas, besinlerin emilebilmesi için gerekli eritici enzim salgılarını bu ara yol ile ana safra kanalına eklemiş olur. On iki parmak bağırsağına ulaşmış haldeki yağlı besin yığını burada safra sıvısı ile sarılır. Safra bu karışımdaki yağları eriterek emilebilir hale getirir. Sonrasında barsaklarımız tarafından emilerek işlenmek üzere karaciğere gönderir.
Vücudumuzun normal işleyişi sırasında safra kesesi içerisinde bulunan taş veya çamurun sorun yaratma potansiyeli aşikardır. Safra kesesi içerisindeki safrayı kanallara akıtırken kasılmaların da etkisi ile taş veya çamur yerinden ayrılıp bu kanallara akabilir. Yine sanılanın aksine küçük taşlar veya çamur büyük taşlardan daha fazla tehlikelidir. Zira safra kanallarınızı tıkayarak sarılık ve iltihaba neden olabilir. Daha da kötüsü eğer ana yola bağlanan pankreas kanalına girmeyi başarabilirler ise çok daha tehlikeli bir durum olan pankreatit yani pankreas bezi iltihabına neden olabilir.
Büyük taşlar ise örneğin safra kesesi iltihabı, safra kesesi gangreni, safra kesesi delinmesi risklerini oluşturabilir.
Toplumda yapılan bazı çalışmalara göre % 10’ları bulan safra taş ve çamur olma sıklığı göz önüne alındığında yukarıda bahsedilen pek çok hasta hekimlere veya acillere başvurmaktadır.
Bazı safra taşları sessizdir. Yani hiçbir şikayete neden olmadan yıllarca sessiz kalabilir. Sadece yağlı yemekler, yumurta veya zeytin gibi besinler tükettiğinizde hafif mide ağrısı, şişkinlik, karın ve sırt ağrısına neden olacaktır. Kısa ve gelip geçici olduğunda çoğu kez yemeği fazla kaçırdığınızı düşüneceksiniz. Ancak unutmayınız ki siz yağlı besinler tükettikçe safra keseniz kasılacak ve her kasılma ile bu taşlar kanala girmeye çalışacaklardır. Kese içerisinde potansiyel risk şeklinde bekleyeceklerdir.
Şikayetlere neden olan safra taş-çamurlarınız var ise mutlaka ameliyatla safra keseniz tamamen alınmalıdır. Sadece taş ve çamurun alınıp kesenin bırakıldığı bir ameliyat yöntemi yoktur. Olsa dahi kese içerisinde yeniden taş ve çamur oluşacaktır. Yukarıda bahsedilen riskler hareketli safra taşları ve çamurunda gerçekleşebilir. Günümüzde hem açık hem de laparoskopik dediğimiz kapalı yöntemler kullanılmaktadır. Safra kesesi iltihaplı durumlarda her ne kadar kapalı yöntemle karın içerisine girilse de anatomi yapışıklıklar ve iltihap nedeni ile oldukça karışık olabilir. Bu nedenle açık ameliyata geçme kararı verilebilir. Laparoskopik ameliyat 1 günlük yatış gerektiren oldukça çabuk normal hayata dönebildiğiniz bir yöntemdir. Açık ameliyatlarda ise kesinin iyileşmesi uzun sürmekte; kimi zaman dren konması gerekmekte; kapalıya göre daha fazla enfeksiyon ve fıtık gelişme riskleri bulunmaktadır.
Acile başvurduğunuz zaman ameliyat tipi seçiminde çok önemlidir. Ağrı ve diğer şikayetlerin başladığı ilk 24 saatte henüz karın içi yapışıklıklar olgunlaşmadığı için kapalı ameliyat olma ihtimaliniz yüksektir. Ancak zaman geçtikçe içeride yapışıklık ve anatomik karmaşa olgunlaşacak kapalı şansınız düşecektir. Kapalı girilse dahi açığa dönme ihtimaliniz ortaya çıkacaktır. Bu gibi durumlarda en doğru tercih 6-8 hafta ilaç tedavileri ve takip ile içerideki enfeksiyon ve yapışıklıkların düzelmesini bekledikten sonra planlanan laparoskopik cerrahi ile risksiz olarak kesenizi aldırmak olmalıdır.
Safra kesesi ağrı ve şikayetlerinizde kandan AST,ALT,ALP,GGT,Total Bilirubin,Direkt Bilirubin ve Amilaz gibi pek çok test bakılır. Bu kan testlerinin her biri karaciğer içi-dışı safra yollarında veya pankreas kanalında ayrı bir noktadaki sorunu gösterir. Bu test sonuçlarına göre tıkanma bölgesi ve derecesi tespit edilerek tedavileriniz uygulanır. Kimi zaman safra kanalınıza düştüğü ve tıkadığı tespit edilen taş ve çamur durumlarında hemen ameliyat uygulanamaz. Öncelikle ERCP denilen, uyutularak yapılan bir çeşit endoskopi işlemi ile kanallardaki taş ve çamurlar temizlenir. Ardından ameliyatla safra keseniz alınabilir.
Safra kesesi taşları neden oluşur? Tedavisi nedir?
Safra, karaciğerimizin altında bulunan ve armuda benzeyen bir sindirim organıdır. Safra kesesinin rolü, karaciğerin ürettiği safra sıvısını depolamaktır. Safra sıvısı ise; bağırsağa dökülerek, yağların ve yağda eriyen vitaminlerin emilimini yapan bir sıvıdır. Bazı durumlarda kişilerin safra kesesi içerisinde, taş oluşumu meydana gelmektedir. Genellikle; şiddetli karın ağrısı ve mide bulantısı şikayetleri ile kendisini göstere safra kesesi taşları, kişilerin hayatını olumsuz etkileyebilmektedir.
Safra kesesi taşı nedir?
Safra kesesi veya safra kanalları içerisinde; safra pigmentleri, kolesterol ve kalsiyum tuzlarından meydana gelen sert kristal yapıda olan kitlelere safra kesesi taşı denir. Bu taşlar, 3 mm veya daha büyükse safra kesesi taşı, 3mm’den küçükse safra çamuru olarak adlandırılır. Bu taş veya safra çamuru, kişilerde şiddetli ağrılara sebep olabilmektedir.
Safra kesesi taşları neden oluşur?
Genellikle; fazla kilo veya obezite, beslenmeyle ilgili problemler, genetik özellikler veya safra kesesinin içerisindeki bir takım sorunlar nedeniyle oluşmaktadır. Toplumumuzda yağlı ve kızartma türü yiyecekler çok fazla tüketildiği için, safra kesesi taşları da bir o kadar çok görülmektedir. Safra kesesi, safra sıvısını yaparken bu sıvı içerisinde çok fazla kolesterol olursa bu durum da, safra taşlarına sebebiyet verir. Bir diğer önemli nedeniyse, safra kesesi doğru şekilde boşaltılamazsa safra kesesi taşları yine oluşabilmektedir. Sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz yapmak, safra taşı oluşumunu engellemek için oldukça önemlidir.
Risk grupları kimlerdir?
Belirtileri nelerdir?
Safra kesesi taşları, her zaman belirti vermezler. En yaygın belirtileri ise mide bulantısı, kusma, karın ve sırta vuran ağrılardır. Hazımsızlık, şişkinlik ve mide ekşimesi ise diğer belirtileri arasında yer almaktadır.
Nasıl tedavi edilir?
Öncelikle; asemptomatik taş dediğimiz belirti ve şikayet vermeyen safra kesesi taşlarında, bazı durumlar haricinde herhangi bir işlem yapmaya gerek yoktur. Ancak bunun haricindeki safra kesesi taşlarının kesin tedavisi, safra kesesinin alınmasıdır. İlaçla taşların eritilmesi gibi tedavi yöntemleri de denenmektedir ancak tekrarlama riski çok yüksektir. Safra kesesinin alınması en kesin, çözümdür. Günümüz tıbbının gelişmiş özellikleri sayesinde, safra kesesi ameliyatı laparoskopik olarak kapalı bir biçimde, sadece 2-3 cm’lik kesilerle yapılabilmektedir. Hastanın günlük yaşamına dönüşü de, laparoskopik yöntem sebebiyle daha hızlı olabilmektedir.
Tansiyon hastalarını bekleyen sıcak havalarda tansiyon hastaların beyin kanaması geçirme riski yüksek. Uzmanlar, yaz mevsiminde beyin sağlığı için özellikle tansiyon hastalarının sıcaklara dikkat etmesini tavsiye ediyor.
Devamı
Gebelik sürecinde hızla büyüyen bebeğin ihtiyaçlarının karşılanması ve anne adayının doğum esnasındaki kan kaybına karşı direncinin artırılması amacıyla kalp ve dolaşım sisteminde bazı değişiklikler gözlemlenir
Devamı
Yetişkin bir kişinin günlük ihtiyaç duyduğu çinko mineralinin miktarı 15-20 mg civarındadır. Gebelik, emzirme, birtakım rahatsızlıklar, büyüme ve gelişme gibi bazı durumlara göre bu miktar değişiklik gösterebilir. Bu miktarın alınamamasına; dengesiz beslenme, kronik rahatsızlıklar ve gebelik gibi birçok faktör etki ediyor olabilir.
Devamı
Kan değerleri vücudun sağlıklı bir şekilde işlediğini gösteren önemli bir referanstır.
Devamı