saint benoit kilisesi / Saint Benoît Latin Katolik Kilisesi - Vikipedi

Saint Benoit Kilisesi

saint benoit kilisesi

kaynağı değiştir]

Okul girişinde bulunan kilisenin kapısındaki kitâbe

Fransa'daki iç karışıklıklar nedeniyle Cizvit'ler manastır, okul ve hastanenin yönetimini, Marsilya'dan yola çıkarak 19 Temmuz tarihinde İstanbul'a ulaşan, Pierre-François Viguier yönetimindeki on yedi Lazarist din adamına devrederek kurumu terk etmişlerdir. Bu tarih günümüzde Saint Benoît lisesinin resmi kuruluş tarihi olarak kabul edilmektedir. Okulun ilk Lazarist müdürü Antoine Renard'dır.

Başlangıçta sadece Fransız uyrukluları öğrenci olarak kabul eden ve tamamen yatılı olan okul, yılından itibaren gündüzlü kısım da açmış ve Sultan II. Mahmud'un verdiği bir fermanla Osmanlı uyruklu öğrencileri de kabul etmeye başlamıştır. Yine ilk defa bu tarihte öğrencilere okul forması giyme zorunluluğu getirilmiştir. Osmanlı devletinin Fransız kültürü aracılığıyla Avrupa'ya açılmaya başladığı bu dönemde Saint Benoît Lisesi, Fransızca bilen elit bir sınıfın oluşmasına katkıda bulunmuştur.

yılında göreve başlamış olan müdür Louis Florent Leleu, Paris'teki Lazarist rahipler cemiyetine yazdığı bir raporda okulla ilgili ilk gözlemlerini şöyle aktarmıştır: "İstanbul’da bir kolej yönetmenin ne kadar zor olduğunu tahmin edemezsiniz. Sık sık çıkan yangınlar, Levantenlerin kaprisleri ve vefasızlıkları; ama özellikle de veba, çok ciddi sıkıntılar yaratıyor. Ancak elli öğrenciyi bir araya getirmeyi başardık; bu koşullarda çok bile. Yine de her şey bu sayının artacağına ve kurumumuzun epeyce gelişeceğine işâret ediyor. Herkes buradaki çalışmalarımızın tatmin edici, hatta çok başarılı olduğunu ifade ediyor. Buraya gelişimizin iyi bir etki yarattığı söyleniyor. Bir fizik ve astronomi dersi ve odasının açılması büyük yankı uyandırdı. Birçok genç, İstanbul’da bir ilk olan bu derslere kaydolmak için bana geldi".

Zamanın müdürü Leleu'nün çağrısı üzerine Filles de la Charité[2] teşkilatına bağlı Fransız rahibeler, 8 Aralık günü Soeur Serviragol'ün yönetiminde İstanbul'a gelmişlerdir. Bu kuruluşa bağlı Bernardine Oppermann ve Louise-Amélie Albertine Tournier isimli iki rahibe, okula bir de kız bölümü eklemişlerdir. Bu tarihten itibaren Saint Benoît kız ve erkek okulları, bir duvarla ayrılmış olsalar da, aynı binada faaliyet göstermişlerdir. Saint Benoît böylelikle Filles de la Charité teşkilatının İstanbul'daki faaliyetlerinin merkezi haline gelmiş ve buraya bağlı rahibeler daha sonraki tarihlerde Sainte-Pulchérie Fransız Lisesi[3], Notre-Dame de la Paix (Şişli Lape) Hastanesi[4] gibi kurumlar yanında, günümüze ulaşamamış olan Taksim Pasteur ve Aynalıçeşme Jérémiah Hastaneleri ile Bebek Saint-Joseph Fransız Yetimhanesi'ni kurmuşlardır. Aynı dönemde teşkilata ait okul, hastane ve yetimhanelerin beslenme ihtiyacını karşılamak için Beykoz'da oluşturulan çiftlik, 'den itibaren Polonyalı mültecileri barındırmaya başlamış ve zamanla Polonezköy'e dönüşmüştür.

Artık kullanılmayan eski kız bölümünün girişi.

yüzyılda Saint Benoît'nın öğrencileri genellikle yabancı ve levanten Hristiyan ailelerin çocuklarından oluşsa da, zamanla yerli gayrimüslim çocukların sayısı da artış göstermiştir. Bu dönemde okula özellikle ErmeniKatolik ve BulgarKatolik cemaatinin ilgi gösterdiği görülmektedir.

yılında okula bir de ilkokul kısmı eklenmiş ve aynı yıl Fransa Dışişleri Bakanı François Guizot'nun maddi desteğiyle 'ya kadar faaliyet göstermiş olan bir matbaa açılmıştır. Yine yılında, Fransa kralı Louis-Philippe tarafından Saint Benoît lisesine, eğitim kalitesinin yüksekliği dolayısıyla collège royal (Kraliyet Koleji) unvanı verilmiş, böylelikle Saint-Benoit diplomasının Fransa'daki lise diploması ile denkliği resmen sağlanmıştır.

'te okula bir eczane ve yılında bir dispanser eklenmiştir. Bilimsel derslere verilen önemin ilginç bir sonucu olarak, Saint Benoît lisesi Türkiye'de meteorolojik ölçümlerin bilimsel yöntemlerle yapıldığı ilk yer olmuştur. Okulda fizik derslerinin yürütülmesinden sorumlu olan rahip Jean Régnier, yılları arasında yaptığı ölçümleri kaydederek bir ilke imza atmıştır.

Kırım Savaşı () sırasında Saint Benoît'daki rahibeler, askeri hastanelerde önemli yararlılıklar göstermişler ve onlara duyulan şükranın ifadesi olarak zamanın Bahriye Nazırı okulu ziyaret ederek önemli miktarda maddi bağışta bulunmuştur. Okulun devlet katında prestijinin artmasının sonucu olarak, ilk Müslüman öğrenciler yılında okula kaydolmuşlardır. Bu tarihte okula kayıt yaptıran 3 müslüman öğrenciden biri Saray Baştabibi'nin oğludur.

Saint Benoît Lisesi, Bulgar Katolik Kilisesi'nin oluşmasında önemli rol oynamıştır. Bu cemaatin liderlerinden Dragan Tsankov yılları arasında propaganda amacıyla yayınladığı Bılgariya gazetesini, zamanın lise müdürü Eugène Boré'nin izniyle burada bulunan matbaada basmıştır. Zaten bu cemaat, kendi kiliselerinin ibadete açıldığı 6 Ocak tarihine kadar Saint Benoît'nın kilisesini kullanmışlardır. Lisenin yakınındaki Eskiparmakkapı Sokak'ta bulunan Sveta Troitsa Bulgar Katolik kilisesinin bakımından uzun dönem Saint-Benoît'da görevli rahibeler sorumlu olmuştur.

yılında resmî bir ziyaret için İstanbul'da bulunan Fransa İmparatoriçesi Eugénie okulu ziyaret etmiştir.

yılında Saint Benoît'da 86'sı yatılı, 43'ü yarı-pansiyoner ve 1'i gündüzlü olmak üzere toplam öğrenci bulunmaktaydı.

"93 Harbi" olarak da bilinen Türk-Rus Savaşı sırasında, okulda görev yapmakta olan rahibeler askerî hastanelerde çalışmak için gönüllü olmuşlardır. Yaralı askerlerin tedavisi amacıyla hastaneye dönüştürülmüş olan Beylerbeyi Sarayı'nda görev yapan 6 Saint Benoît'lı rahibe, koleraya yakalanarak hayatlarını kaybetmiş; zamanın sadrazamı Ahmet Vefik Paşa, okul müdürü Eugène Boré'ye bir mektup göndererek bu kayıplardan duyduğu derin üzüntüyü dile getirmiş ve minnet duygularını ifade etmiştir. Savaşın Türkiye'nin aleyhine dönmesi üzerine Balkanlardan başlayan göç akını sırasında, okul yatakhaneleri muhacirlere tahsis edilmiş, ayrıca başrahibe Soeur Mahéo önderliğinde halka ücretsiz yemek dağıtılmıştır.

Zamanla yıpranmış ve yer yer yanmış olan okul binaları tamamen yıkılarak yılları arasında bugünkü haliyle inşa edilmiştir. metre karelik bir alana yayılan binalar, Fransa Büyükelçiliği adına tapuya kaydedilmiştir; okul binaları halen de büyükelçiliğin gayrimenkulüdür. Binanın mimarı, Saint Benoît mezunu olan ve Paris'te mimarlık eğitimi gören Alphonse Cingria'dır. Okulun ana bahçesine bakan saat, Aziz Benediktus yortusuna denk gelen 11 Temmuz günü saat 'de törenle çalıştırılmış ve inşaat resmen tamamlanmıştır.

'teki İstanbul depreminin yarattığı korkunun da etkisiyle, okulun fen bilimleri öğretmeni rahip Jean Guérovitch okula bir sismograf yerleştirmiştir. Aynı dönemde okuldaki bilimsel koleksiyonların sayısı artmış ve bazı sınıflar ile salonlar adeta müzeye benzemiştir. Doldurulmuş kuş, mineral, kelebek ve denizkabuğu gibi nesnelerden oluşan bu koleksiyonlar günümüzde de muhafaza edilmektedir.

23 Aralık tarihinde okulda bir tiyatro salonu açılmış ve Türkiye'deki tüm Fransız okullarında olduğu gibi, Saint Benoît'da da tiyatro kolu en çok önem verilen öğrenci aktivitesi olmuştur.

I. Dünya Savaşı yıllarında Fransa ve Osmanlı İmparatorluğu'nun savaş halinde bulunması nedeniyle okul 18 Kasım tarihinde hükûmet kararıyla kapatılmış, Fransız din adamları yurtdışına çıkarılmış ve okul binası dört yüz yataklı bir askerî hastaneye dönüştürülmüştür. Okulun dış cephesi bu dönemde hastane rengi olan sarıya boyanmıştır. Kısa bir süre sonra ise binaya İstanbul Erkek Lisesi yerleşmiştir. Binadaki kilise ise Avusturya Lisesi'nde görev yapan rahiplere devredilmiş ve böylelikle zarar görmeden açık kalması temin edilmiştir. yılında Fransız rahip ve rahibelerinin dönüşüyle Saint Benoît Lisesi öğrencisiyle tekrar açılmıştır.

Cumhuriyet Dönemi[değiştir kaynağı değiştir]

yılı Saint Benoît Lisesi'nin resmi kuruluş tarihi olarak gösterilse de, kurumun tarihi aslında 'de, Galata henüz bir Ceneviz kolonisiyken başlar[1]. Üstelik başlangıçta Saint-Benoît, Fransız değil; bir İtalyan kurumudur. Monte Cassino'daki Benedikten manastırına bağlı Cenova'lı rahibeler tarafından kurulan Santa-Maria della Misericordia (Monastero della Cisterna de Pera - Pera Sarnıcı Manastırı olarak da bilinir) isimli bir manastır, bugünkü kurumun temelini oluşturmaktadır. Bu dönemin yegâne maddi hatırası, okul girişindeki çan kulesinden ibarettir.

Kuruluş[değiştir

Gezi: &#;Bir Cami, Bir Kilise”

Şubat ayında 9. sınıf öğrencileriyle  Sultan Ahmet Cami, Ayasofya, Aya İrini, Yerebatan Sarnıcı, Alman Çeşmesi, Su Terazisi ve dünya merkezi kabul edilen taşın bulunduğu bölgeyi kapsayan tarihi yarımadaya ve Karaköy’de bulunan Surp Pırgiç Kilisesi’ne bir gezi düzenledik. 

Gezinin ilk durağı Sultan Ahmet Meydanı idi. Din Kültürü Öğretmeni Hayati Bey ilk olarak Sultanahmet Meydanı’ndaki Yerebatan Sarnıcı, Sultan Ahmet Cami, Topkapı Sarayı, Alman Çeşmesi, Aya İrini Müzesi gibi ülkemiz için çok önemli olan ve dünya turizminin en önemli mekanları hakkında genel bir bilgi verdi. Dünyanın merkezi olarak neden Sultan Ahmet Meydanı’ndaki bir sütunun  kabul edildiğini anlattı. İstanbul’un Doğu Roma İmparatorluğu’nun merkezi olduğundan ve Aya Sofya’nın öneminden bahsetti. Ayasofya Camiini avludan başlayarak görevli rehberler anlattı. Öğrencilerimize Ayasofya’da yer alan mozaiklerden pagan Roma döneminden izlere varıncaya kadar ayrıntılı bilgi verildi. Bu bölgedeki gezide öğrencilerimiz İslam eserlerini, İslam öncesi Hristiyan Roma eserlerini ve Hristiyanlık öncesi pagan Roma dönemi hakkında bilgi sahibi oldular.

Dönüş yolumuzda öğrencilerimiz okulumuzun yanı başında olan Surp Pırgiç Ermeni Katolik Kilisesi’ne götürüldü. Kilise görevlileri kilisenin tarihi, kilisenin bölümleri ve kilisede yapılan ibadetler hakkında bilgi verdi.

Bu bölümde de öğrencilerimiz din özgürlüğünün önemini, beraber yaşama konusunda inançlara saygının vazgeçilmezliğini öğrendi. Tarih boyunca Osmanlı toplumunda farklı din ve inançların bir arada ve beraber özgürce yaşadığını anladı. Türkiye coğrafyasının farklı din ve inançları barındıran kültürel bir zenginliği yansıttığını gördü.

Öğrencilerin Gezi İzlenimleri: 

&#;Ülkemizde farklı milletler tarih boyunca dillerini kaybetmeden, dinlerini özgürce yaşayarak, bir arada varlıklarını devam ettirmişlerdir ki bu toplumsal birliği, kültür dayanışmasını ve yeni, aydınlık düşünceleri doğurur. Hayatı başka bir bakış açısıyla görmemizi sağlar. Ayrıca bu geziye toplu taşıma kullanarak gidilmesini de Türkiye’de toplu taşımayı daha yakından tanımak, insanlarla bir arada olmak, yeni yerler keşfetmek ve genel kültürümüzü arttırmak açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum.&#;

Ceylin Deniz S.

&#;Okul duvarlarının ardına çıkıp her gün giderken ve dönerken gördüğümüz ama geziden sonra üzerinde önceleri pek de düşünmemiş olduğumuzu fark ettiğimiz yakın çevremizi keşfettiğimiz, yüzyılların tarihi ile etkileşimde bulunup pek çok yeni bilgi edindiğimiz muhteşem bir geziydi.&#;

Emre D.

&#;Farklı kültürlerin ibadetlerini öğrendiğim, kendi yaşadığım şehrin güzelliklerini fark ettiğim bir gezi oldu. Yeni yerler keşfettiğim hem öğretici hem de eğlenceli bir gezi oldu.&#;

Eyşan Ö.

&#;Gezi için günlük rutinin dışına çıkmak iyi geldi, rehberimiz de çok bilgiliydi bu sebeple Ayasofya hakkında birçok yeni şey öğrendim.&#;

Burak T.

&#;Bu geziden keyif aldım. Eğitici ve faydalı olduğunu düşünüyorum. Farklı dinler ve ibadethaneleri bizzat görmek derste öğrendiklerimizi daha iyi anlamamı sağladı, bakış açımı genişletti.&#;

Defne B.   

Galeri

Saint Benoît Fransız Lisesi

Bugün Galata’da Saint Benoît Fransız Lisesi’nde içiyor ve o yıllık tarihine birlikte göz atıyoruz. Saint Benoit Kilisesi ve Manastırı’nın kapı üzerinde inşa tarihi olarak yazıldı.

Fakat Dalleggio d’Alessio‘nun araştırmalarına göre Saint Benoît’in olduğu yerde daha önce bir Bizans manastırının bulunduğunu ve bu tarihin restorasyon tarihi olabileceğini belirtir.

Bizans mimarisiyle inşa edilen ve Benedikten Rahipleri’nin yönettiği Saint Benoît, çevrenin fakir çocuklarının eğitim gördüğü bir okul olarak kuruldu.

Okulun kurucuları olan Cizvit misyonerleri, ’te  Saint Benoit Kilisesi ve Manastırı’na yerleşerek bir okul açtı.

Okul, Latin çocukları ile birlikte yerli Rum ve Yahudi çocuklarına da eğitim veriyordu.

’te salgın sonucunda kapatılan okul, ’da yeniden açıldı.

Okul ve manastır ’te Lazarist misyonlere devredilince, ’de okulun müfredat programı Avrupa’ya göre şekillendi.

Birçok Ünlü İsim Bu Okuldan Mezun Oldu

Türkiye&#;nin en eski Batılı eğitim kurumu olan okulun sıralarından Halit Akçatepe, Mehmet Güleryüz, Serra Yılmaz, Tarık Zafer Tunaya, Vedat Günyol, Rıfat Bali, Tilbe Saran gibi isimler de geçti.

Hem kilise hem de bir okul olan bu özel yapı İstanbul’un simgelerinden biri haline geldi.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır