sak 41 / Kiralık Aşk 41. Bölüm Full HD izle | Star TV

Sak 41

sak 41

Kiralık Aşk Arşiv Videoları

Tüm Arşiv
Kiralık Aşk

KİRALIK AŞK

Tam her ÅŸey bitti dediÄŸi anda kapısını çalan mucizeye hayır diyemeyen Defne, 6 aylık bir aÅŸk oyunu teklifini kabul eder. Buna göre, ülkenin en baÅŸarılı iÅŸ adamlarından birini kendisine aşık etmek zorundadır. Bu yoldaki en büyük yardımcısı ise gerçekten aşık olduÄŸu adamdır. Bu korkunç karmaÅŸa, çılgın bir aÅŸk üçgenine dönüÅŸürken, hayatın en gerçek sorularından biriyle yüzleÅŸir Defne: AÅŸkımızı biz mi seçeriz, yoksa o mu bizi seçer? 

Yapım: Ortaks Yapım 
Yapımcı: Melda Perahya Yalçın, Mehmetcan Yüksel
Yönetmen: Şenol Sönmez 
Senaryo: Meriç Acemi
Oyuncular: Elçin Sangu, Barış Arduç, Salih Bademci, Nergis Kumbasar, Levent Ülgen, Onur Büyüktopçu

TOPLAM BÖLÜMEKSTRA VİDEOLAR
69 924

Kuzey Yıldızı İlk Aşk 41. Bölüm

Kuzey Yıldızı İlk Aşk 41. Bölümünde; Kuzey, sonunda kınaya yetişmiş, Yıldız’ı hayal kırıklığına uğratmamıştır. Ama onun oraya nasıl geldiğinden haberi yoktur. Buna rağmen herkes -şimdilik kaydıyla- çok mutludur. Yalnızca müzmin aşıklar değil tüm Kadıoğulları ve Mollaoğulları yılların acısını çıkarırcasına eğlenir. Artık mutsuz olmak için hiçbir sebep kalmamıştır. Ama kader, ağlarını örmekten vazgeçmez. Çünkü Kuzey, kendi kınasına kaçak olarak gelmiştir ve bedelini ödeyecektir. Ama uslanmaz aşığımızın teslim olmaya niyeti yoktur. Ne olursa olsun düğününe yetişecektir. Kuzey; Yıldız’la ve Yıldız’ın babasıyla verdiği sınavı, şimdi de kaderiyle vermektedir. Başına gelmeyen kalmaz ama o, pes etmeyecektir. Gördüğü en güzel rüyanın gerçekleştiğini görene kadar vazgeçmeyecektir. İflah olmayan aşıklar; her türlü imkansızlığı ve engeli aştığında artık o çift kapılı salonun, yani hayallerinin eşiğindedir. Sonsuz mutluluk onları sadece birkaç adım ötede beklemektedir. Ama onları bekleyen belki de sadece mutluluk değildir.  

Upuzun bir aradan sonra tekrar merhaba! 🥹
Nasılsınız bakalım?

Bu bölümü nedense çok zorlukla yazdım, umarım beğenirsiniz. Medyadaki şarkıyı, ne zaman dinleyeceğinizi okurken anlayacaksınız, iyi okumalar!

***

Adnan'ın huzursuz uykusuna dalalı tam üç hafta olmuştu. Bu üç haftada bir çok şey değişmiş, en çok da bu değişim kendimde olmuştu. Daha az konuşan, tamamen kendini işe veren, işten çıktığı gibi hastaneye koşan ben ve benimle birlikte savrulan aile üyelerim.

Onlara yaptığım haksızlığım farkındaydım. Fakat bencilliğim bu farkındalığın önüne geçmiş, Adnan'dan başka bir şey düşünemez olmuştum. Bunun farkında olan arkadaşlarım ve ailem her an bana destek çıkmış, hiçbir olumsuz tepkime sesini çıkartmamıştı. Abimle arama bir uçurum sokmuş, hala beni zorla uyutturmasını kabullenememiştim. Aklıma düşen binlerce olasılıktan biri buna sebep oluyordu. Belki de ameliyattan hemen sonra onun yanında olabilseydim, belki de belki de...

Bu belkiler beni en derin kabusuma sokup sokup çıkartırken şimdi elimde yakmadığım orada duruşunun bile yettiği sigara, içtiğimi bilirse çok üzülürdü, Adnan ile kurduğumuz yuvada her zaman ki gibi tek başına oturuyor, hazırlanıp çoktan gönderilmiş düğün davetiyemize bakıyordum. Tarihi geçmiş düğün davetiyesi günlerdir masada öylece duruyor, benim sığındığım o küçük liman oluyordu. Başımdaki ağrı kat be kat artarken, karanlık odayı aydınlatan bir mum tanesiyle gözlerim çoktan ezberlediğim satırlarda gezinip duruyordu. Adnan'ın ismini parmak uçlarımla okşarken sigarayı parmaklarımda çevirip küllüğe bastırdım.

Somut olarak yanmasa da yanıyor gibiydi, tıpkı benim gibi.

"Çok işe yaramazım Adnan, çok."

"İçimdeki acı geçmiyor, bana bir yol göster."

Tişörtüne sarılıp kendimi koltuğa bırakırken gözlerimi tavana çevirdim. Birlikte zamanımızın geçeceği bu evde yalnız başına onun varla yok arası varlığına tutunurken, gözümden bir damla yaş süzüldü.

Bu üç haftalık süreçte Anıl defalarca kez ayaklarıma kapanmış, her şeyin kendi suçu olduğunu ağlayarak anlatmıştı. O adama sahip çıkabilseydi belki Adnan'ın bu duruma düşmeyeceğini haykırarak ağlayıp söylediğinde ona kızamamıştım. Onlara kızamıyordum, yalnızca kendime ve Adnan'a. Bana söz vermişti, sağ salim dönecekti. Fakat Adnan ilk defa sözünü tutmamıştı, keşke başka bir konuda verdiği sözleri tutmamış olsaydı.

Keşkeler ve belkilerle geçen günlere alışmak istemesem de bir şekilde alışırken bu düzenin bozulmasını her şeyden çok istiyordum. Artık işe giderken heyecanlanmıyor, çay içerken zevk almıyor ve en önemlisi yaşamayı sevmiyordum. Onsuz yaşamak sanki nefessiz kalmak gibi üzerime çökerken onun için, bir gün uyanacak umuduyla yaşamaya çabalıyordum.

Ayaklarımı yere koyup derin bir nefes verirken "Sevgilime gitmeliyim." Diye kendi kendime mırıldanıp ayağa kalktım. İki gündür Mehmet amcanın yoğun ısrarı üzerine izindeydim. Ne kadar işe gidip kafamı oraya vermeye çalışsam da elime bistüriyi aldığım gibi Adnan'ın bıçak yaraları aklıma düşüyor ve ellerimin titremesine mani olamıyordum. Bu yüzden bu kararı zor da olsa kabullenip inzivaya çekilirken diğerleriyle nöbetleşerek Adnan'ın yanında kalıyorduk. Ne kadar sürekli kalmak istesem de Atilla ve Asiye anne perişan olduğumu ima ederek beni eve gönderiyor, biraz dinlendikten sonra tekrar yanına gidiyordum.

Koltuktan kalktığım gibi camları açıp evi havalandırırken ağır ağır merdivenleri çıktım. Odamıza geldiğimde soyunup kendimi kısa bir duşa attığım gibi çıkarken üzerime birkaç parça kıyafet geçirip aynaya baktığımda ıslak saçlarımda ellerimi gezdirdim. Islak saçla dışarı çıkmama kızacağını bildiğim Adnan'la hafifçe gülümserken sabırla saçlarımı kuruttum. İşimin bitmesiyle dışarı çıktığımda tekrar oturma odasına inip  camları kapattığım gibi telefonu ve cüzdanı alıp evden ayrıldım.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır