saliha şahin elif şahin / Eczacıbaşı'nda Saliha Şahin gelişmesi! İşte yeni adresi - Voleybol Spor Haberleri

Saliha Şahin Elif Şahin

saliha şahin elif şahin

Saliha Şahin kimdir? Kaç yaşında, nereli, hangi takımda oynuyor? Voleybolcu Saliha Şahin'in boyu kaç? Hayatı ve biyografisi!

Eczacıbaşı'nın başarılı voleybol oyuncusu Saliha Şahin kimdir merak ediliyor. Peki, Saliha Şahin kimdir? Kaç yaşında, nereli, hangi takımda oynuyor? Voleybolcu Saliha Şahin'in boyu kaç? Saliha Şahin ve Elif Şahin kardeş mi? Saliha Şahin'in kardeşi kimdir?

VOLEYBOLCU SALİHA ŞAHİN KİMDİR?

Saliha Şahin (d. 5 Kasım 1998, Ankara), smaçör poziysonunda oynayan Türk millî voleybolcudur. Eczacıbaşı takımında oynamaktadır. Voleybolcu Elif Şahin ile kardeştir.

Saliha Şahin doğum tarihi : 5 Kasım 1998

Saliha Şahin kaç yaşında : 23 yaşında

Saliha Şahin nereli : Ankara

Saliha Şahin mesleği ne : Voleybolcu

Saliha Şahin hangi takımda oynuyor : Eczacıbaşı

Saliha Şahin boyu kaç : 1,83 m

Saliha Şahin burcu ne : 72 kg

Saliha Şahin kimdir? Kaç yaşında, nereli, hangi takımda oynuyor? Voleybolcu Saliha Şahin'in boyu kaç? Hayatı ve biyografisi!

Başarıları

Kulüp Başarıları

  • 2019 Spor Toto Şampiyonlar Kupası - Şampiyonluk
  • 2019 FIVB Dünya Kulüpler Şampiyonası - İkincilik
  • 2020 AXA Sigorta Şampiyonlar Kupası - Şampiyon
  • 2022 CEV Kupası - Şampiyon

Milli Takım

  • 2017 FIVB U23 Dünya Şampiyonası - Altın Madalya

GündemSporHaberler

Saliha ve Elif Şahin kardeşler: Azim ve hırsla en yüksek hedefe

Saliha ve Elif Şahin kardeşler, voleyboldaki başarının sırrını Sözcü HaftaSonu'na anlattı.

Mesut YILDIRIM

Yayınlanma: 12:52 - 21 Mart 2021 Güncellenme:

Saliha ve Elif Şahin kardeşler: Azim ve hırsla en yüksek hedefe

Saliha Şahin…. 5 Kasım 1998 doğumlu… 1.85 boyunda… Smaçör…

Elif Şahin… 19 Ocak 2001 doğumlu… 1.89 boyunda… Pasör…

Bu iki kardeşin ortak özelliği, 2020-2021 sezonunun başından beri, Türk voleybolunun lokomotiflerinden Eczacıbaşı VitrA'da birlikte forma giymeleri. Saliha ve Elif ile voleybolu ve özel hayatlarını konuştuk.

– Şahin Kardeşler'i tanıyabilir miyiz?

Saliha: Biz aslında iki değil üç kız kardeşiz. En gencimiz Elif, ben de ortancayım. Ankara doğumluyuz. Daha şimdiden hayatımızın büyük bir kısmını voleybol ile yaşadık

– Evde maç kritiği yapar mısınız?

Elif: Kulüp dışında veya televizyonda izlemiyorsak çok maç konuşmuyoruz. Bazen sadece artılarımızı ve eksilerimizi konuşuyoruz o kadar.

GURUR DUYSUNLAR

– Eleştiriye açık mısınız?

Elif ve Saliha: Evet. İşte de dışarıda da eksik olduğunu düşündüğümüz yönlerimizle ilgili yorumlarda bulunuruz.

– Aileniz voleybolcu olmanızı nasıl karşıladı?

Saliha: Bizi voleybola yönlendiren bir komşumuz oldu. Ama bu süreçte hep yanımızda hissettiğimiz ailemizin destekleri ile kendimizi geliştirdik. Bütün maçlarımızı heyecanla takip ediyorlar.

Elif: Özellikle ablamız bizi elinde geldiğince yalnız bırakmamaya çalışıyor. Maç öncesi ve sonrasında yaptığımız konuşmalarda yaşadıkları heyecanı görebiliyorum. Umarım bizimle her zaman gurur duyarlar.

HER İŞİN BAŞI EĞİTİM

– Kadın voleybolu Türkiye'nin en başarılı branşı. Nedir sırrı?

Elif: Kesinlikle kadının azmi ve hırsı. Türkiye'de yıllardır kendini geliştiren ve hep en tepeyi hedefleyen bir branş. Çalışkan ve hedefleri için hırslı olmaları nedeniyle kadınlar asla yollarından dönmüyor. Pes etmeyince de başarı kendiliğinden geliyor.

Saliha: Türkiye'nin yetiştirdiği çok değerli kadın voleybolcular var. Bu yüzden başarının sırrının bir kısmı da altyapıların güçlenmesinde diyebiliriz. Çocuk yaşta başlayan eğitimler ve antrenmanlar ile daha başarılı sporcular yetişiyor. Kadın voleybolu da sürekli kendini güçlendirerek önemli başarılar elde ediyor.

ÖZGÜVEN SAHİBİYİZ

– Türkiye'de kadın sporcu olmanın zorlukları var mı?

Elif ve Saliha: Aslında kadın sporcu olmak bir anlamda özgüven depoluyor. Hayata küçük yaştan, özgüvenli bir duruşla başlamak ileride de zorluklar karşısında ayakta durabilmek için iyi bir temel oluyor. Sporun bu açıdan, bir zorluk olmasından ziyade bize kadın olarak çok büyük bir katkı sağladığını düşünüyoruz.

İLGİ DAHA ÇOK OLMALI

– Voleybolun yeteri kadar ilgi gördüğünü düşünüyor musunuz?

Saliha: Dünyada, özellikle Avrupa'da voleybolu birinci spor branşı haline getirmiş ülkeler var. Yurtdışı deplasmanlarına gittiğimizde oradaki ilgiyi görmek bizi mutlu ediyor. Türkiye'de de başarılı sonuçların alınmasıyla beraber voleybola olan ilgi arttı. Ama hâlâ hak ettiği seviyede olduğunu düşünmüyorum.

Elif: Türkiye'nin en başarılı spor branşının daha çok ilgi görmesi gerekiyor. Geçtiğimiz yıllara baktığımızda voleybol takip edenlerin sayısının arttığını söyleyebiliriz. Bunda medyanın da payı büyük. Ne kadar çok gündemde yer alırsak o kadar çok voleybolu yayıyoruz.

– Voleybolcu olmasaydınız ne olurdunuz?

Elif: Voleybolcu olmasaydım ya aşçı olurdum ya da iç mimar. İkisine de ilgim var.

Saliha: Modaya ilgim var. İleride bu alana yönelip kendi markamı kurabilmek isterim.

– Ev işleri, yemek yapmak… Kim daha hamarat?

Elif: Ben Saliha'ya göre daha dağınığım. Ama hem yemek hem de ev işleri konusunda ben daha aktifim. Son zamanlarda Saliha'nın evi temizlediğini hiç görmedim. Temizlemiyor (Gülerek)!

Saliha: Sezon içindeki yoğunluğumuzdan dolayı ikimiz de bazen dağınık olabiliyoruz. Yorgun olduğum zamanlarda, vaktimi temizlikle değil de dinlenerek geçirmeyi tercih ediyorum. Elif tüm işleri kendisinin yaptığını düşünüyor.

SORULAR RIHANNA'YA

– Olanağınız olsa, en çok kiminle tanışmak, ne sormak veya ne konuşmak istersiniz?

Elif: Voleybol açısından soruyorsanız, aynı mevkiden çok beğendiğim pasör Maja Ognjenovic. Spor dışında soruyorsanız Ryan Reynolds ve Jason Statham.

Saliha:Rihanna ile. Onu soru yağmuruna tutardım. Özellikle zorluklarla nasıl baş ettiğini, insanlara iletişimini kendisinden dinlemek isterdim. Aslında sadece sohbet etsek bile olur!

ÜZÜLSEM KİMSE ANLAMAZ

– Sizi en çok sevindiren ve en çok üzen şeyler nelerdir?

Elif: Ben çok üzülmem ve üzülürsem de içimde saklamayı tercih ederim, kimse anlamaz. Beni en çok sevindiren anlar başarılardır. Bu da kupaların, madalyaların geldiği anlar oluyor.

Saliha: Hedeflerime planladığım gibi ulaşabildiğim her an beni çok mutlu etmiştir.

EN KÖTÜSÜ SABAH HUYSUZLUĞU

Elif: En sevdiğimiz şey, sevdiğimiz kişilerle birlikte vakit geçirmek. Saliha'nın sabahları erken uyandığındaki huysuzluğundan pek hoşlanmıyorum. Sabahları onunla iletişim kurmak zor olabiliyor.

Saliha: Elif'le gerek duygusal anlamda gerekse kıyafet gibi materyal konularda her şeyi paylaşabiliyoruz. Elif'te sevmediğim şey, bazen çok agresif çıkışları olabiliyor. Sabahlara gelecek olursak… Benden erken uyanıp beni uyandırmasından nefret ediyorum!

Elif ve Saliha: Genel olarak anlaşamadığımız konular daha çok (Gülerek)! Şaka bir yana, sahada her türlü iyi anlaşıyoruz. Dışarıdaki hayatta ise tabii ki farklı zevklerimiz oluyor ama birlikte uzun yolculuk yapmayı, müzik dinlemeyi ve gezmeyi çok seviyoruz.

SAHADA ARKADAŞ DIŞARIDA KARDEŞ

Elif: Eczacıbaşı'na transfer olacağımızı öğrendiğimizde hayatımızın en mutlu anlarından birini yaşadık. Saliha ile birlikte aynı takımda oynamak her zaman beni mutlu ediyor. Özellikle Eczacıbaşı gibi büyük bir kulüpte olmak ikimiz için ayrı bir gurur kaynağı.

Saliha: Eczacıbaşı'nda olduğumuz için hem kendi adıma hem de Elif adına çok mutluyum. Sahada birbirimize kardeş gibi bakmıyoruz. Herkes bizim takım arkadaşımız. Elif'in yanımda olması tabii ki beni ayrıca mutlu ediyor.

Los Angeles Lakers'ta LeBron James şokuİlginizi ÇekebilirLos Angeles Lakers'ta LeBron James şoku

AnkaraAvrupabasketbolÇocukJason StathamKadınRihannaSözcütransferTürkiye

Saliha Şahin ve Elif Şahin, kariyerlerine beraber devam etmek istiyor

Voleybola 2009 yılında Ankara’da Karayolları’nın altyapısında beraber başlayan kardeş sporcular, şimdiye kadar sadece 1 sezon ayrı kaldı.

Eczacıbaşı VitrA’ya 2018 yılında transfer olduktan sonra 1 yıl Karayolları’na kiralanan 23 yaşındaki Saliha, 2019-2020 sezonunda takıma katıldı. 21 yaşındaki kardeşi Elif ise bu sezonun başında takıma dahil oldu.

Voleybola komşuları sayesinde başladılar

Saliha Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sezona iyi başladıklarını söyledi.

Takımın yaşadığı sakatlıklardan yakınan Saliha, "Herkesin formunun yerinde olduğu dönemlerde iyi işler çıkardık. Takım olarak istediğimiz gibi gidiyordu. Tabii sonra sakatlarımız oldu, istemediğimiz mağlubiyetleri yaşadık. Takımımız koronavirüsten çok etkilendi." değerlendirmesinde bulundu.

Voleybola komşularının tavsiyesiyle başladıklarını belirten Saliha, "Alt komşumuz Karayolları’nda oynuyordu. Onlar sayesinde başladık. Bir gün mahallede oynarken ’Boyunuz çok uzun, siz de voleybol oynamak ister misiniz?’ dediler. Bizde tamam başlayalım o zaman dedik. O günden beri hiç bırakmadan oynadık." ifadelerini kullandı.

İki kardeşin voleybolcu olmasının çevrede nasıl karşılandığı sorusunu cevaplayan Saliha, "Ailemiz ve diğer yakınlarımız ikimizin de voleybolcu olmasından gurur duyuyor. Ama buralara gelmemizde en çok etkisi olan ailemiz oldu. Onlar hiç pes etmediler. Hiç vazgeçmediler. Babam her gün hiç üşenmeden bizi antrenmanlara alıp bıraktı. Hiç gitmeyin bugün demedi." şeklinde konuştu.

Saliha: "Elif’in sahada yapacağı her şeyi biliyorum"

Saliha ve Elif, beraber oynamalarının kendileri için mutluluk olduğunu dile getirdi.

Kardeşini çok iyi tanıdığını belirten Saliha, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Elif’in sahada yapacağı her şeyi biliyorum. Pası nereye atacağını ezberledim artık. Defansta yapabileceği, yapamayacağı şeyleri biliyorum. Onu çok iyi tanıyorum çünkü sadece burada beraber oynamadık biz. Uzun süredir birlikte oynuyoruz."

Elif ise kardeşiyle aynı takımda oynamayı, "Güzel bir şey ama bunu her zaman söylüyoruz, biz sahada kardeş değiliz. Saliha’yı sahada hiçbir zaman kardeşim gibi görmüyorum. Diğer takım arkadaşlarım gibi o da. Bunun dezavantajı yok bence. Saliha’yla oynamaktan çok keyif alıyorum." şeklinde değerlendirdi.

Saliha, galibiyet ve yenilgilerden sonra enerjilerinin çok farklı olduğunu ve bazen mağlubiyetlerin ardından odalarına çekilip kardeşiyle hiç konuşmadıklarını kaydetti.

"Kardeşinle birbirinizin performansını eleştiriyor musunuz?" sorusuna Saliha, "Takımda neyi daha iyi yapabilirdik, bu olsaydı keşke ya da enerjimiz mi düşük deriz, o günü değerlendiririz. Ya da o haftaki maça hazırlanış şeklimizi. Sen şunu yapsaydın daha iyi olurdu gibi değerlendirmemiz olmuyor, genel olarak değerlendiriyoruz." cevabını verirken Elif, "Birbirimizin performansını çok konuşmayız." dedi.

Saliha: "Yurt dışına beraber gidip oynama hedefimiz var"

Eczacıbaşı VitrA’ya gelirken kardeşinden ilk defa ayrılmasının sorulması üzerine konuşan Saliha, "Sadece kardeşimle ayrı kalmak değil farklı bir şehre ilk defa yalnız bir şekilde gelmiştim. Çok korkuyordum gelmeden önce ama Eczacıbaşı Spor Kulübü bu konuda bana çok yardımcı oldu. Hiç kendimi yalnız hissettiğim bir zaman olmadı. Hep arkamda oldular. Burada çalışanlar, İsmet abi, Savaş abi beni kenara çekip babam gibi öğüt verirlerdi. Kimse yalnız hissettirmedi." şeklinde görüş belirtti.

Elif ise "Benim için çok bir şey değişmedi. Ailemleydim sonuçta. 1 yıl boyunca ayrı oynadık. Tabii yokluğunu hissediyorsunuz ama saha dışında çok değişiklik olmadı benim için. Bir tane daha ablamız var zaten yokluğunu hiç hissetmedim." ifadelerini kullandı.

Yurt dışında oynama hedeflerinin sorulması üzerine konuşan kardeşler, bunu da beraber gerçekleştirmek istediklerini söyledi.

Saliha, "Yurt dışına beraber gidip oynama hedefimiz var." ifadelerini kullanırken, Elif ise "Her yere beraber gitmek istiyoruz. Beraber görmek istiyoruz. Çünkü bu zamana kadar hep böyle oldu. Seviyoruz da böyle olmayı." diye konuştu.

Bir ablaları daha olduğunu diler getiren Saliha, onun da voleybolcu olmak istediğini ancak olamadığını anlattı.

Elif: "Voleybolcu olmasaydım aşçı olurdum"

Şahin kardeşler, hayvanları çok sevdiklerini aktardı.

Hayvan sevgilerini anlatan Elif, "Hayvanları ileri düzey seviyoruz. 6 tane hayvanımız var. İlerleyen zamanlarda bunun ilerleyeceğini düşünüyorum. Zor tutuyoruz kendimizi, sokakta gördüğümüz bütün kedi ve köpekleri eve almak istiyoruz ama bir süreden sonra durdurmak lazım. Şu anda evde iki tane kedimiz var, baş belaları. Diğerleri Ankara’da." ifadelerini kullandı.

Saliha Şahin, hanginiz daha iyi yemek yapıyor sorusuna, "Daha iyi değil de Elif daha çok ilgili gibi görünüyor. Yemek yapmayı seviyor. Yapınca da cidden annem gibi yapıyor. Lezzetli yapar, salçasını acısını hak ederek koyar. Ben daha çok canım isterse yaparım. Ama Elif bir yemek yapıyor, bütün mutfakta bulaşık bırakıyor. Sonra toplamıyor bir de." yanıtını verdi.

Ablasına "Kesinlikle topluyorum." diye cevap veren Elif, şöyle konuştu:

"Saliha da yaparsa güzel yapıyor ama ben daha iyi yapıyorum. Cevap direkt ben. Mutfağa girmeyi çok seviyorum. Voleybolcu olmasaydım aşçı olurdum. O yüzden birazcık düşkünüm."

AA

-->

Away Blog 1: Elif Şahin

28 Kasım 2021

 

16 Kasım 2021, saat 07.20. CEV Kupası ilk maçımız için İstanbul Havaalanı’ndayız, yolculuk Sırbistan’a. Deplasman boyunca, en özel keyif aldığım anların fotoğraflarını çekip sizleri de yanımızdaymışsınız gibi hissettirmek istiyorum. Umarım biraz olsun hissedebilirsiniz. Fotoğraflarıma başlamadan önce size bir sır vereyim, analog kamerasının ilk filmini yaktım… Ama yanımda 3 tane daha film vardı. Bu fotoğraf da filmi yaktıktan sonraki ilk fotoğrafım.

 

 

 

Takım olarak kahve içmeyi çok seviyoruz. Kime sorsanız en çok takım aktivitesi olarak kahve içiyoruz der veya bizi en çok ne mi heyecanlandırıyor? Kahve. Boş günümüzde, maç izlerken, iyi veya kötü geçen bir maçımızdan sonra, uyandığımda, bazen gecenin geç vakti, kahve her anımızda diyebilirim. Bu fotoğraf da uçağa binmeden önce büyüklerimize kaybettiğimiz manşet maçından sonra ısmarlamamız gereken ama asla ısmarlamadığımız kahve sırası :) Modumuza göre içtiğimiz kahve de değişiyor ama en güzeli, herkes herkesin ne içtiğini çok iyi biliyor…

 

 

Ve uçağa gidiyoruz. Yolculukları her zaman çok sevmişimdir. Yeni bir ülke görmek, farklı yemekler tatmak, daha önce oynamadığım takımlara karşı mücadele etmek beni her zaman heyecanlandırır. Deplasmana giderken bir gece önce bütün eşyalarımı koydum mu stresi ve defalarca ‘only girls’ whatsapp grubuna yazılan kıyafetlerin hepsini aldığımdan emin olmak için yapılan kontroller. Hadi biz kaçtıııık.

 

Uçakta olmazsa olmazlarımdan tabii ki Mermik, Handan, elimde kahvem, airpods ve Ipad’im. Uçak yaklaşık bir saat süreceği için ben de bir gece önceden Selfless filmini indirdim. Bu kadar yoğun antrenman temposunda kendime en çok dizi ve film izleyerek vakit ayırdığımı fark ettim. Bazen yorgunluktan uyuyakaldığım zamanlar da oluyor ama evde Saliha’yı görmeniz lazım, onunla bir şey izlemek neredeyse imkansız. 2 Dakika sonra bir bakmışım uyuyakalmış. Neyse gelelim uçağa, film izlerken karnım da doydu. Şimdi Sırbistan’a iniş için alçalıyoruz. Lütfen emniyet kemerlerinizi bağlayın…

 

 

Bu nereden çıktı diyeceksiniz… Veya Perihan Abla bizimle mi geldi? Yoook, gelmedi. Keşke gelse, ne güzel olur. Her gün onun yemeklerini yiyoruz. Eee bir de Peri Cafe de yemek yapmamız yok mu… Ama geçen ne oldu biliyor musunuz? Perihan Abla’ya nazar değen günlerden bir tanesinde, kek kurtardık. Onu da yine bir törenle Cookie Cake ilan ettik. Bazen olabiliyor, çok yoruluyor, bir bakmışız fırından yanık kokuları geliyor. Bu durumlarda hemen onun yanına gidip pembiş yanaklarından bir öpücük kondurup yanan şeyi yanmayan ve yenilebilir bir şeye dönüştürmek için uğraşıyoruz…Annemlerin gözü arkada kalmasın, bize çok iyi bakıyor. Kulüpte Peri Cafe’nin önünde beyaz bir tahta var, her gün birimiz oraya menüyü yazıyoruz. Bu tahta da otelin girişinde vardı, oraya kulüpteymişiz gibi menüyü yazdık. Küçük şeylerden nasıl da mutlu oluyoruz…

 

 

Tanıştırayım, Saliha, Zeynep, Fatma ve arkada Mc. Maç sabahından herkese günaydın diyelim mi? 17 Kasım 2021, saat 08.10. Antrenmana gitmek için otobüsü bekliyoruz. Hava çok güzel, biraz rüzgar esiyor ama tam da ihtiyacımız olan şey… Uyandırılmak! McKenzie sanırım uyuyor…Arkamızda da süpermarket, tam otelin yanı. Eeeeen sevdiğimiz. Antrenmandan gelelim, doğru süpermarkete!

 

 

Bu çoraplardan almayan kaldı mı demek istiyorum öncelikle. Eğer almayan varsa, kulübümüzdeki ESK Store’a bir uğrayın derim.

 

Saat 17.00 ve birazdan maça gidiyoruz. Öğlen de yemekten sonra güzel bir uyku çektim tabii. Bu öğle uykuları yok mu, en sevdiğim. Maç günleri kampta olunca kendimi kafa olarak maça daha rahat hazırlayabiliyorum.  Maça gitmeden önce olmazsa olmazlarımızdan tabii ki kahve. Kahvenin yanına da sağlıklı bir sandviç veya muz fıstık ezmesi. Bilmeyenler için bir sır daha vereyim, Fatma Abla vegan. Kesinlikle hayvansal gıda tüketmiyor, bu sebepten dolayı badem sütlü kahve içerken ben de filtre kahve içtim. Haydi maça ama öncesinde otobüse gidelim mi?

 

 

Otobüse gitmeden önce birkaç fotoğraf daha ekleyeyim dedim. Masamız belli. Ben, Fatma Abla, Beyza ve Merve.

 

 

Biraz da müzik diyelim. Bu gördüğünüz hoparlör bizimle her yere geliyor. Yurtdışına bile getiriyoruz. Kahveyi sevdiğimiz gibi, müziği de hayatımızın her yerinde isteyen bir takımız. Bu takımın çok ortak noktası var arkadaş! Ne kadar şanslıyız. Bu hoparlörü çantasında kim taşıyor diye soruyorsanız eğer… Doğru bildiniz… Takımın en küçükleri, yani biz!

 

 

Otobüslerde herkesin yeri aynıdır. Kimse kimsenin yerine geçmez. Bu bir kural değil ama alışkanlık diyelim. Simge Abla ve Maja en arka 5’li koltuğa geçerler. Hande arka kapının hemen önünde oturur, genelde de ayaklarını tavana diker. Ben oyuncularının en önündeyim, bazen kafamı arkaya bir çeviriyorum, manzaram sadece ayak…Tico hep Hande’nin arkasında oturur. Yeni gelen arkadaşlarımıza da boş olan yerleri kibarca gösteririz, sonuçta ev sahibiyiz :)

 

 

Ve en arkada bahsettiğim ikili… Simge Abla ve Maja.

 

 

Bu resimde de bahsettiğim ayaklar… Fatma Abla, Saliha ve Beyza. Bu arada saat 17.30. Maçımız 19.00’da. Modumuz yüksek, kulağında kulaklığı olanlar, büyük hoparlörden açtığımız müzik ve tek düşündüğümüz maç…

 

 

Aman aman aman kim geliyor? Kral geliyor. Tico geliyor. Tico’nun ne kadar iyi Türkçe konuştuğunu söylememe gerek yok herhalde. Saha içerisinde/dışarısında hep Türkçe konuşuyoruz. Biz buna çok alıştık ama bazen öyle şeyler söylüyor ki, gülmeden edemiyoruz.

 

 

Veeee Mermik. Mermik de otobüste tam çaprazımda oturuyor. Bu sene müzik Merve’de. Hande’den bayrağı aldı, devir teslim töreni yaptık. Bence takımın moduna göre bu zamana kadar iyi iş çıkardı diyebiliriz. Kimseden henüz şikâyet duymadım diyelim :) Bir gün çok komikti ama… Anlatmadan edemeyeceğim. Sabah antrenmanı, herkes uykulu. Merve’nin bizi uyandırmasını bekliyoruz. Hoparlörü açtı, ısınma için yerine geçti, müzik son ses ve şöyle bir parça çaldı. ‘Aşkın şarabından bilmeden içtiiiimm…’ Keşke Merve’nin, bizim ve en komiği de Ferhat Abi’nin yüz ifadesini görebilseydiniz…

 

 

Veeeee maç… En sevdiğimiz beyaz formalarımız ve biz. Etrafta çok fazla rengin bir arada olduğu, tribünde asla vuvuzelasını susturmayan amigo abimiz, en komiği de Hande’nin taklidini yaptığı şişme balon, ilk setten sonra oyunu domine ettiğimiz bir maç. Takım olarak iyi oynadığımız bir oyun olduğu için mutluyuz. Bu fotoğraf da hemen maç başlamadan önce çekildi. Ne güzel dizilmişiz. Galibiyet ardından masadan kalkmadığımız takım yemeği, sonsuz gülmeler, masadan masaya atılan kahkahalar. Deplasmanlarda her zaman kazanılan maç sonundaki akşam yemekleri en çok hoşuma giden şey sanırım. Sonra da takımca geç saatte kadar ettiğimiz sohbetler… Yarın yolculuk günü, bekle bizi İstanbul.

 

 

18.11.21, saat 09.00. Sabah erkenden otobüsle otelden ayrıldık, Belgrad’a geldik. Uçağımız 10.50’de. Hemen güvenlikten geçip kahve içeceğiz ama tabii ki ondan önce biraz etrafa bakacağız. Havaalanlarında genelde gezmeyi seviyoruz, en sevdiğim şey de Türkiye’de olmayan farklı bir çikolata denemek. Sonra da dayanamayıp İstanbul’a varmadan o çikolatayı bitirmek. Daha önce ne demiştim, takım olarak kahve ve müziği çok seviyoruz. Buna bir de çikolatayı ekleyelim hemen!

 

 

Uçağa binmeden son dakikalar diyelim. Masada çok yer varmış gibi 5 kişi oturmuşuz. Tabii ki kahvelerimiz elimizde, biraz yorgunluk var ama mutluyuz. Yolculuk günleri her zaman zor oluyor. Bavul yap, bavul kapa, pasaport sıraları, son kontroller, bazen rötar, bolca bekleme. Her anından keyif alıyoruz ama bir o kadar da yoruluyoruz. Eve dönüyoruz. Ertesi gün dinlenmeden çift antrenman. Fatma Abla, Zeynep ve Saliha uzaklara dalmış, Merve ve Beyza kameraya bakıyor…

 

 

İstanbul’da Simge Abla ile antrenmanlardan sonra eksik etmediğimiz kahve günlüklerimize hiçbir şekilde ara vermeden, Sırbistan’da da yolumuza beraber devam ediyoruz. Canım Simge Ablam, afiyet olsun. Kesene bereket.

 

 

Bu da piyanomuz… Havaalanında kahve içtiğimiz yerin tam karşısında elektronik aletlerin satıldığı açık bir dükkân vardı. Tabii ki gidip oradan birimiz bir şey alacaktı. Hande’nin piyano almasını hiç beklemiyordum. Tamam müziği çok seviyor da… Taşınabilir ve her yerde çalınabilir piyano da almazsın… Çok güldük buna. Laura’nın bakışlarını görmek isterseniz bir sonraki fotoğrafa herkese bekliyorum…

 

 

 

Laura piyano karşısında şaşkın, biz de öyleyiz.

 

 

Veeee İstanbul. 2 gün bile uzak kalsak, gerçekten uçaktan indiğimiz ilk anda İstanbul’u özlediğimi fark ediyorum. Dönüş yolunda da giderken yaptığım gibi film izledim. Bir yanımda Saliha, diğer yanımda Beyza vardı. Şikayetçi değilim, gayet güzeldi :) Şimdi eve dönüş yolundaki trafiği düşünürken (saatlerimiz 17.35’i gösteriyor) otobüs yolculuğunun sadece sıcacık bir kahve ve kulağıma takacağım kulaklık ile daha hızlı geçeceğini düşünüyorum.

Bu da bizim iki günlük Sırbistan deplasmanımızın son fotoğrafıydı. Ben çok eğlendim, takım olarak çok keyif aldık. Umarım sizler de biraz olsun deplasmanlarımız nasıl geçiyor, neler yapıyoruz, ne kadar çok eğleniyoruz görebilmişsinizdir. Keşke siz taraftarlar deplasmanlarda da yanımızda olabilseniz ama olsun… Desteğinizi her zaman hissediyoruz. Ben bu işi çok sevdim. Fotoğraf çekmek, anı ölümsüzleştirmek ve anı biriktirmek çok kıymetli. Bana kendimi iyi hissettiriyor, çok şanslıyım ki takımda da buna çok değer veren insanlar var. Buna olan tutkumu Hande ve İpek Abla ile açtığımız ‘hereisourhappyplace’ Instagram hesabından da takip edebilirsiniz. Bir sonraki deplasmanımıza, bir sonraki Away Blog'a kadar sizleri tatlış fotoğraflarımızla baş başa bırakıyorum. Fotoğrafları kim çekecek bilmiyorum ama kesin dayanamayıp fotoğraf makinesini elime alacağım… Haydi kendinize iyi bakın!

 

GO TIGERS!

 

Son Karşılaşma
Bir Sonraki Karşılaşma
İLETİŞİM

Eczacıbaşı Spor Kulübü
Kemerburgaz Caddesi,
No. 21, 34450
Ayazağa İstanbul/Türkiye
Tel : +90 212 289 96 40 - 10 Hat
Fax :+90 212 289 96 50
[email protected]

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır