salyangoz yavrusu / Çocuk simülasyon katı yumuşakça oyuncak modeli Set salyangoz/salyangoz yavrusu| | - AliExpress

Salyangoz Yavrusu

salyangoz yavrusu

Kitaplar » Su Ürünleri Yetiştiriciliği » Salyangoz Yetiştiriciliği



Salyangoz biyolojisi

      SALYANGOZ YETİŞTİRİCİLİĞİ

     Salyangoz Türk halkı tarafından tüketilen bir canlı değildir. Dış ülkelerde eti lüks bir gıda olarak kabul edilir ve bu nedenle ekonomik değeri oldukça yüksektir. Genel olarak doğadan toplanarak tüketimi çok yaygın bir iş koludur. Bununla beraber bazı ülkelerde doğadan toplanan miktarın azalması üzerine yetiştirilmesi yoluna gidilerek çok başarılı sonuçlara ulaşılmıştır.

     Ülkemizde yenilmemekle beraber yetiştiriciliğini yaparak yurt dışına ihraç etme dileğinde olan bazı müteşebbislerin, bu konuda bizlerden bilgi talebinde bulunmaları nedeniyle bu kitapta bu konuda kısa da olsa bilgi verilmesinde yarar görülmüştür.

     Salyangozlar çok geniş bir grubu oluştururlar. Dünyada deniz ve karada yaşayan salyangaz grubunda dolayında tür olduğu belirtilmektedir.

     Salyangaz eti protein, çeşitli amino asider ve iz elementler bakımından çok zengindir. Bu açıdan sığır, tavuk, yumurta gibi hayvansal gıdalardan daha yüksek değerlere sahiptir. Özellikle Çin'de gıda değeri üstünlüğünden dolayı doğal tıp ilaçları arasında önemli bir şekilde yer aldığı kaydedilmektedir.

     Dünyada salyangaz ticaretinin milyon dolar dolayında olduğu tahmin edilmektedir. Sadece ABDinin yılda milyon dolarlık ithalat yaptığı bildirilmektedir.

     SALYANGOZLARIN VÜCUT YAPISI


     Salyangozlar yumuşak bir vücut yapısına. ve onları koruyan sert bir kabuğa sahiptirler. Vücutları uzunca ve kaygandır. Rahatsız edildikleri zaman kabukları içerisine çekilerek kendilerini korumaya çalışırlar. Ayrıca kabuklarını bir kapakla kapatarak kuru mevsimlerde sıvı kaybetme tehlikesini önlemiş olurlar. Geceleri ve bulutlu havalarda daha. aktiftirler. Direkt güneş ışığından hoşlanmazlar.

     Salyangozlar vücutlarının alt kısmında bulunan kaslar vasıtasıyla vücut/arını ileriye iterek yürürler. Hareket anında hayvan yere kaygan bu madde salarak hareketini kolaylaştırır. Bunu kırlarda bıraktıkları parlak izden kolayca anlayabiliriz. Salyangozların saldığı bu sıvı hava ile karşılaştığı an donar ve kaygan bir zemin oluşturur. Öyle ki salyangoz sivri bir iğne veya bıçak üzerinden bile bu sayede kolayca geçer ve yaralanmaz.

     Salyangozların başlarında iki çift çıkıntı vardır bunlardan bir çifti küçük diğer çift ise daha uzundur. Uzun olan antenlerin uç kısmında gözler bulunur. Hareketli olan bu gözler sayesinde salyangozlar her yöne kolayca bakabilirler. Kısa çıkıntılar ise dokunma duygusu için yararlanılır.
 


     Çiftleşme ve yumurtlama


    Salyangozlar çift cinsiyetli hayvanlardır. Hem dişilik hem de erkeklik organlarına sahiptirler. Yumurtlamadan önce bireyler kendi türlerinden diğer bir hayvanla çiftleşme durumundadırlar. Bazı bireyler bir sezon erkeklik görevini yaparken gelecek yıl dişilik görevini üstlenebilirler. Bazı bireyler ise aynı sezanda hem erkek hem de dişi olarak görev yaparlar. Kendi taşıdıkları yumurtaları başka bir bireyin sperrnleri ile döllerken ayni birey başka bir salyangoz için erkeklik görevini üstlenebilir. Çiftleşme ilkbahar sonu ve yaz başlangıcında olur. Çiftleşme bir kaç saat sürebilir. Bazı bireylerin yaz sonunda ikinci kez çiftleştikleri gözlenebilir. Tropikal bölgelerde çiftleşme yaz boyu devam edebilir. ılıman iklimlerde ise soğuk dönemlerde salyangozlar kış uykusuna yatarlar. Salyangozlar çiftleştikten sonra aldıkları spermleri bir yıl kadar vücutlarında stoklayabilir ve yumurtlayacakları zaman kullanma yoluna giderler. Fakat genel olarak çiftleşme- den bir kaç hafta sorıra yumurtladıkları gözlenir. Bazı salyangozların kendi bölgelerinden olmayan bireyler ile çiftleşmedikleri izlenmiştir. Örneğin Güney Fransa'dan toplanan Hıaspersa bireylerinin Kuzey Fransa'dan toplanan bireyler ile çiftleşmedikleri belirtilmiştir.

     Salyangozlar cm derinlikte toprak içine yumurta bırakırlar. Bu derinlik türlere göre fark edebilir. monash.pw türünün derinlik olarak m. 'yi tercih ettikleri bildirilmektedir, Bu bölgelerde yumurtalara zarar verebilecek fare vs gibi canlıların bulunmaması lazımdır. Kuru topraklar yumurtlama için uygun değildir. Toprağın belirli bir rutubete ve yumuşaklığa sahip olması gerekir. Yumurtlamanın süresi, toprağın sıcaklığı, kalitesi ve içeriğine bağlı olarak değişik olabilir. Toprağın sıcaklığına bağlı olarak yumurtalardan yavru çıkma süresi de farklı olur. e 35 gün, e 26 gün, e 24 gün ve e 18 günde yavruların yumurtadan çıktığı gözlenmiştir. Optimal olarak Sıcaklığın oF ve rutubetin %80 olması istenir. Toprağın % organik madde içermesi gerekir. Normal koşullarda yumurtaların % 50 'ından yavru çıktığı görülür.

     H. pomatia yumurtaları 3 mm ölçüsünde ve kalkerimsi kabukludur. Bu tür temmuz ağustos aylarında yumurta bırakır. Yumurtlama gün sürebilir ve arası yumurta bırakırlar. Bu tür yumurtalarından yavru çıkışı hafta sürebilir. Çeşitli kuşlar, böcekler, fare, kaplumbağa ve diğer pek çok canlı salyangoz yavrularım yiyerek tüketebilirler. Salyangoz yavruları havalar soğun- caya kadar yem almaya ve büyümeye devam ederler. Havalar soğumaya başlayınca yavru salyangozlar toprak içinde bir hol açarlar. Bu holün derinliği oldukça fazladır ve bazılarının 30 cm. kadar olabildiği kaydedilmiştir.

     H. aspersa yumurtaları ise beyaz spiral 3 mm çapındadır Yumurtlama çiftleşmeden sonra 3 gün ile IS gün arasında olabilir. l20 yumurta bırakabilir ve yumurtaları 4-S cm derinliğe bırakırlar. Görüleceği gibi türler arasında yumurtlama süresi ve derinliği bakımından farklar vardır. Bu türün mart ayından ekime kadar her ay yumurta bırakabildiği bildirilmektedir. Genel bir kural olarak günlük güneşlenme süresinin 8 saatin üzerinde olduğu dönemlerde hava sıcaklığı ve toprak rutubetinin uygun olması durumunda yumurtlama aylık periyotlar halinde devam edebilmektedir. Aydınlanma süresinin artması yumurtlamayı teşvik etmektedir. Ilıman iklimlerde salyangozlar yumurtlama için toprak içerisinde açtıkları hollerin derinliği türlere göre fark edebilirse de s-ıo cm arasında değişir. Salyangoz yumurtalarını bıraktıktan sonra genellikle yumurtalar ile ilgilenmezler.

     Bu türlere karşılık Afrika dev salyangozları elips şekline arası yumurta vermektedir. Bu tür 30 cm'ye kadar büyüyebilen ve ticari önemi fazla olan bir türdür. Yumurta büyüklükleri ise S mm. dolayındadır. Her birey yılda bir kaç kez yumurta bırakır. Yavruların her ay 1cm. kadar büyüyebildiği bildirilmektedir. 6 aylık olunca cm.'ye ulaşan bireyler cinsel olgunluğa ulaşmakta ve yumurta verebilmektedirler. Fakat genel cinsellik olgunluk yaşı ayarasında olmaktadır. Burada etkili olan konu toprak ısısı, rutubet ve yemlenme olanakları olmaktadır.

     Salyangozların yaşama ömrü yıl olup bazı bireylerde yıla ulaşabildiği bildirilmektedir.


     YETİŞTİRİCİLİGİ YAPILAN TÜRLER

     Yetiştiriciliği yapılan pek çok tür bulunmakla beraber bunlar arasında en yaygın olarak ele alınanları değinmekle yetineceğiz.

     Salyangozların vücut uzunluğu da bir kaç mm.'den Afrika dev salyongozlarında olduğu gibi 30 cm.'yi aşabilmektedir .:

     Eti en makbul sayılan ve yetiştiriciliğe alınan başlıca türleri Helix aspersa (küçük gri salyangoz), Helix pomatia ve dev Afrika salyangozu Achatina fulica olarak sıralayabiliriz. Daha başka eti yenilen ve yetiştiriciliği denenen pek çok tür bulunmakta olup burada daha fazla detaya inilme gereği bulunmamaktadır. \ Helix nemoralis, Archelix punctata, Otala uermiculata, Helix lucorum (Ülkemizde de bulunmaktadır) ve Türkiyeden yayılmış olan Helix adanensis bunlar arasında sayılabilir.

     Helix aspersa Akdeniz kıyılarının doğal saIyangozu olup İspanya ve Fransa'da yaygın olan yetiştirilen bir türdür. İngiliz adalarında da bol olarak bulunur.


     'lü yıllarda ABD'nde Kaliforniya'ya götürüldüğü ve yaygınlaşarak zararlı bir canlı topluluğu haline geldiği bildirilmektedir. Daha sonra Arjantin, Avusturalya vs gibi pek çok ülkeye götürülmüş ve dünyada yaygın bir tür haline gelmiştir, Bu türün yetiştiriciliği daha kolay ve yetiştirme riskleri daha az olduğundan, kültürü geniş olarak ele alınan bir canlıdır. Helix lacteal İspanya'da yaygın bir tür olup etinin diğer türlere oranla daha lezzetli olduğu kaydedilmektedir. Boyu mm arasındadır.

     Helix pomatia Fransa'da "Escargot de Bourgogne" olarak isimlendirlir, Avrupa nın yerIi bir türü olup oldukça yaygındır. Bahçelerde rutubetli yerlerde ve m. yükseklikteki yaylalarda bile yaşadığı kaydedilmektedir.

      Helix adanensis ise Türkiye'de bulunan ve eti yenilebilen bir türdür .

     YETİŞTİRİCİLİĞE ALINACAK BİREYLERİN SEÇİMİ

     Beyaz etli Afrika salyangozları çabuk gelişen ve ağır olan bir türdür. Bu türün yetiştiriciliğinde ortam sıcaklığının 20 derecenirı üzerirıde olması gerekir. Helix aspersa ve Helix lucorurn soğuk havalara daha fazla dayanıklıdırlar.

     Damızlık seçiminde beyaz etli salyangozlar için gr., Helix aspersa için gr ve helix lucorum için gr arası bireylerin seçilmesi önerilmektedir. Her tür yetiştirmeye alınmadan önce o türün optimum çevre istekleri konusunda iyi bir inceleme yapılması ve uygun koşullar yaratılmadan yetiştiriciliğe geçilmemesi gerekir.
 



Helix aspersa alttan ve üstten görünüm ve çiftleşme olayı

     BESLENME ve YETİŞTİRME


     Salyangozlar çok çeşitli gıdalar ile beslenebilen canlılardır. En çok marul, hindiba, kavun ve fasulye yaprakları, kavun, karpuz ve daha sayılabilecek pek çok yeşil ve sulu yapraklı bitkileri severek tüketirler. Hayvansal protein kaynağı olarak da balık eti, balık unu, et artıkları ipek böceği pupları gibi kaynaklardan yararlanılabilir.

Bu konuda bölgeden sağlanabilecek ucuz yemler konusunda bir ön araştırma yapmada yarar vardır.

     Salyangozlara verilecek yemlerin % 90'ının sulu yemler olması geri kalanının ise kuru yem olması önerilir. Besleme koşullarının devamlı olarak iyi tutulması gerekir. çünkü yemlemede meydana gelebilecek aksaklıklar üremede ve gelişmede sorunlar yaratacaktır.

    Böylece salyangozların kaçması önlenebileceği gibi zararlılardan da korunmuş olacaktır

     Yetiştirme alanlarında m21de küçük salyangozlar için , iri türler için ise birey konulması önerilmektedir. Çeşitli canlılardan korunması için önlemler alınması gerekir. Üretim yerlerinin üstten tül ile kenarlardan ise ızgara teller ile korunması yararlı olur. Böylece salyangozların kaçması önlenebileceği gibi zararlılardan da korunmuş olacaktır


     GELİŞME
     Salyangozlarda gelişme bireyden bireye fark eder. Aynı dönemde yetiştiriciliğe alındığı halde grup içerisinde bireylerin farklı olarak geliştikleri görülür. Hatta bazı bireyleri diğerlerinden neredeyse aynı dönem içerisinde iki misli büyüyebildikleri izlenir. Yetiştiriciler genel olarak bireyler arasından erken gelişen ve en iri olanlarını damızlık olarak seçmeye çalışırlar. Bu tür çalışmalar içerisine giren yetiştiricilerin bir kaç jenerasyon sonra daha iyi gelişen bir sürü elde ettikleri görülür. Bu yapılan seleksiyon çalışmasının bir sonucudur. Seleksiyon bilindiği gibi gelecek jenerasyonu meydana getirecek damızlık bireylerin seçimi işlemidir. Ne kadar iyi vasıflı bireyler damızlığa ayrılırsa gelecek nesilde benzer kalitede bireyler elde edilmesi beklenir. Bu hayvan ıslahının temel kurallarından birisi olup üzerinde önemle durulması gerekir. Gelişme üzerinde çevre şartlarının ve beslenme olanaklarının büyük etkisi vardır. Özellikle gürültü, ışık, aralıklı besleme, devamlı olmayan ve değişebilen ortam koşulları, sıcaklık toprak rutubeti ve yetiştirme tekniği gelişme üzerinde etkili olur.

     Kabuk gelişmesi için toprak içerisinde % kalsiyum bulunması önerilir. Kalsiyum gereksinimi açısından türler arasına farklar vardır. Az kalsiyum kabuğun ince kalmasına ve gelişmenin yavaşlamasına neden olur. Bu nedenle verilen yem içerisinde kalsiyum miktarının yeterli olmasına dikkat etmek gerekir.

     Salyangozlar bilindiği gibi kabuklu canlılardır. Yaz aylarında çok sıcak ve özellikle rutubet durumunun yetersiz olduğu sıcak aylarda salyangozlarda hayati faaliyetlerin zayıfladığı ve bazen kış uykusu gibi dinlenmeye geçtikleri görülür. Bu gibi durumlarda kendilerini bir yere sabit olarak yapıştırarak uygun koşulların oluşmasını beklerler.

     Başarılı bir salyangoz yetiştiriciliği için uygun koşullara ve uygun ekipmanlara sahip olunması gerekir. Kurulacak üretim tesislerinin bilerek düzenlenmesi gerekmektedir. Ülkemizde bu konuda uygulamalar olmadığı için teşebbüslerin dış ülkelerden bilgi ve görgü almalarında yarar vardır. çünkü başlangıçta yapılacak olan hatalar ileride zarar edilmesine neden olabilir. Toprak sıcaklığı, rutubet, organik madde durumu, toprak yapısı devamlı kontrol edilmelidir. Salyangozların kaçmalarını önleyecek önlemler dikkatle ele alınmalıdır. Işıklandırma yeterli olmalıdır. Boy ve ağırlık ölçümleri devamlı olarak izlenmelidir.Bölgeyi devamlı olarak ıslak tutacak sulama sistemlerinde aksama olmamalıdır. Yetiştirmede aynı dönemde yumurtadan çıkanlar ayrı gruplar halında beslenmelidir. Karışık yetiştirme uygulanmamalıdır.
 


     YETİŞTİRME YÖNTEMLERİ


     Dış ülkelerde uygulanan salyangoz yetiştirme yöntemlerini genel olarak 4 grupta toplayabiliriz. Bunlar, dışarıda üretim, iklim kontrollu binalarda üretim, kapalı ve açık sistemde üretim ve sera veya kapalı tünellerdeki üretimdir. Yalnız bölgesel yetiştirme koşullarına bağlı olarak bu gruplamalar arsında geçit yetiştirme yöntemleri de oluşabilmektedir. Şöyle ki kontrollu koşullarda yetiştirilen yavrular dış ortamda kafesler içersinde, kasalarda da besiye alınabilmektedir.

     YETİŞTİRME KOŞULLARI   


Genel olarak tüm türler için sıcaklığın 25°C ve rutubetin yüksek %, olması en uygunudur. Türler arasında bu sınırlar açısından. ayrılıklar olabilir ise de genelolarak bu sınırlar
bir çok tür için uygundur. Bir çok tür için optimal ısı °C dir. Sıcaklık 12°C olunca salyangazların aktif hareketleri ve O°C'de tüm gelişme durur. Rüzgar salyangozların yaşamı içinçok tehlikeli olup böyle ortamdan çabuk su kaybı nedeniyle hoşlanmazlar. Salyangozlar rutubetli havadan hoşlanırlar ise de çok ıslak yerleri de sevmezler. Rutubetli topraktan hoşlanırlar ise de batak olmamalıdır. Bu nedenle yeterli ve dengeli bir sulama yapılması gerekir. Daha çok yağmurlama yoluyla toprak ve çevre rutubetli istenilen düzeyde tutulmaya çalışılır. Karanlıkça bir ortam 0/ rutubet ve 20°C dolayında bir sıcaklıkta en faal dönemlerini yaşarlar. Yem alımının en faalolarak yapıldığı zaman güneşin doğmasına saat kala olan tan ağarma zamanıdır.


     Beğendikleri toprak kalitesi kumlu, organik maddece zengin fakat çamur olmayan yerlerdir. Sebze bitkilerinin yetiştiği gübreli toprakların, salyangozların tercih ettikleri toprak kalitesi olarak belirtilebilir. Üretim yerinde bol bitki bulunması istenir ve' bu bitkilerin yeşil ve ıslak kalmasını sağlayacak önlemlerin dikkatle ele alınmış olması gerekir. Toprağın pH'ının dolayında olması arzu edilir ve çok asitli topraklarda kireçleme yapılarak toprak pH 'sının 7 dolayında tutulmasına çalışılır. Salyangaz kabuğu % kalsiyum olduğundan toprağın kalsiyum içeriğinin yeterli olması istenir. Toprak kalitesinin iyi olması salyangozların toprağa yumurta bırakmaları açısından da çok önemlidir.

     YETİŞTİRME ALANLARI

     Salyangoz yetiştirilecek yerler genel olarak uzun ve dar şekilde planlanır. Üretme yerleri kare veya yuvarlak olarak yapılması pek tercih edilmez. Yetiştirme yerinin uzun şekilde yapılması salyangozların günlük kontrolünde kolaylık sağlar. Üretim yeri etrafının koruyucu ve salyangozların kaçmasını önleyecek şekilde korunaklı olmalıdır. Bu setler tahtadan veya düz eternit benzeri malzemelerden de yapılabilir. Galvaniz malzemelerde kullanılabilir. Üst kısımlarının da net ile kapatılması gerekir . Böylece kuşlara karşı da önlem alınmış olur. Kenar korunaklarının yüksekliği en az 50 cm ve toprak içindeki derinliklerinin de 15 cm'den az olmaması gerekir. Bu setler hem toprak altından hem de dışarıdan girebilecek zararlı hayvanlara karşı koruyucu olacaktır. Üst kısımlarının ağ net yerine koyu renkli naylon ile örtülmesi ağır yağmur durumunda
üretim yerlerinin su altında kalınasını ve çamurlanmasını önler. Hele yumurtlama dönemlerinde toprak içerisinde yumurta ve yavru bulunacağından toprağın çamur haline gelmesi büyük oranda zayiata neden olacaktır.

 



     Salyangozlar toprağı oyarak hol açma ve içerisine girerek yaşama alışkanlığı olduğundan toprak kalitesi çok önemlidir. Ayrıca içerisine yumurta bırakılan zeminin yumurtaların canlı kalmasını sağlayacak nitelikte olması gerekir. Bu nedenle toprak içerisinde su birikmesini önleme amacıyla yetiştirme alanının alt kısmına suyu süzecek drenaj borularının yerleştirilmesi bir çok üretici tarafından tercih edilmektedir. Yağmurlamanın gündüz yapılmaması gerekir. Zira gün ortasında yapılan sulamada hallere su dolduğunda salyangoz gün ışığına çıkma zorunda kalır ve bu durum kayıplara neden olabilir. Gece ıslatma yapıldığında hayvan holden çıkmak zorunda kalsa da bir zarar görmeyecektir. Bu gibi konularda hassas ve dikkatli olmak yararlı olur. Topraktaki rutubeti devamlı olarak ölçebilecek mekanizmalara sahip olmak ve bu konuda devamlı şekilde dikkatli olmak yetiştiriciliğin başarısı bakımından zorunludur.


     Salyangozların kaçmasını önleme bakımından etrafı çevreleyen settin iç tarafa doğru yarım ay şeklinde kıvrık yapılması gerekir. Bazı üreticiler hayvanların kaçmasını önleme amacıyla elektrikli set kullandıkları kaydedilmektedir. Kullanılan elektrik gücü volt arasında olabilir. İnce elektrik telleri settin en üst kısmına mm aralıklı olarak düzenlenirse kaçmaların kolayca önlenebildiği kaydedilmektedir. Üstteki tele takılan salyangoz küçük bir şok geçirse de hayati bir tehlike yaratmaz.. Bu konuda daha bir çok önlem düşünülebilir. Önemli olan salyangozların kaçmalarının engellenmiş olmasıdır.

 

     İtalya'da yetiştiricilik yapılan alanların 25 dekar veya daha fazla olabildiği bildirilmektedir Genel olarak 50 x 10 m olarak ayrılan alan içinde 50 m uzunluk ve metre arasında eni olan uzun parsellerde yetiştiricilik düzenlenmektedir.

     KAPALI ALANLARDA YETİŞTİRME

     Bina içerisinde yapılan yetiştiriciliklerde üretimin daha kontrollu olarak yapılması mümkün olur. Üretim miktarı ele alınan türe göre değişebilir. Ayrıca bireylerin toplandığı bölgeye göre verim farklıkları olabileceği belirtilmektedir. İçeride üretimde sıcaklığın °e ve rutubetin % tutulması önerilmektedir. Bazı kaynaklarca ise gündüz rutubetin %75 gece ise %95 olması bildirilmektedir. Rutubetin önerilenden yüksek olması bireylerin ölmesine ve verimin düşmesine neden olabilir. Bu koşulların türden türe bir miktar farklı olması doğaldır. Toprak içerisinde de su miktarının normalden yüksek olması yumurtaların su emmesine ve neticede bozularak ölmelerine neden olur. Gün boyunca florasan ile ışıklandırma yapılır. Günde saat ışıklandırma yapmanın gelişme üzerinde olumlu yönde etkili olduğu bildirilmektedir. Bazı türlerde yaz
başlangıcında ışıklandırma miktarının arttırmanın üretim miktarını arttırdığı kaydedilmiştir. Her tür için bu konuda farklı bildirişler olduğu için her tür için iyi bir şekilde inceleme yapılması ve bu konuda bilgi toplanması yararlı olacaktır.


     Kapalı yerlerde yetiştirmeye paralel olarak salyangozların kasalar içerisinde yetiştirilmesi de ele alınan çalışmalardandır. Katlar halinde yerleştirilen özel kasalarda yapılan bu tür yetiştirmelerde uygun rutubet ortamı, su püskürtme yolu ile sağlanmaktadır. Bazı işletmelerde plastik tavalardan yararlanılmakta ve bu tavalarda kenar yüksekliklerinin cm olması önerilmektedir. Kapalı yerlerde yetiştirme yıl boyu devam ettiğinden kış aylarında bile canlı salyangoz pazarlanması mümkün olduğundan ekonomik kazancın daha fazla olduğu kaydedilmektedir.

     Fransa'da ve Avusturalya'da hem dışarıda hem de bina iç üretimin birlikte ele alınması yoluyla yıl boyu planlı olarak çalışabilen işletmelerin başarıyla çalıştıkları bildirilmektedir.

     İç ortamda yetiştirme sıcaklığının °e arasında yaşamlarını sürdürebilider ise de en uygunu derece arasıdır. Bu amaçla ortam koşullarının yıl boyu dengeli tutulması gelişmede başarılı olmayı sağlayacaktır. Sıcaklık yüksek olduğundan gelişme süresi dış ortama nazaran daha hızlı olur.


     SONUÇ


     Görüleceği gibi salyangoz dünyanın pek çok yerinde başarılı olarak yetiştirilebilen bir canlıdır. Ülkemizde doğal olarak bol bulunduğu rutubetli bölgelerde ele alındığında başarılı olarak yetiştirilebileceği anlaşılmaktadır. Pahalı ve lüks bir gıda maddesi olarak dış pazar olanağı çok fazla olan bu canlının yetiştiriciliği konusunda dış ülkelerdeki çalışmalar dikkate alınarak üretim çalışmaları yapılmasının ülkemiz için yeni bir iş potansiyeli yaratabileceği söylenebilir

 



Akvaryumda Salyangoz Bakımı

Akvaryumlarda Salyangoz Bakımı

Akvaryum dengesi birçok akvaryum severin şartlarını iyileştiremeye çalıştığı durumlardan biridir. Zira sağlıklı bir akvaryum oluşturmak o kadar kolay değildir. Doğadaki şahane manzarayı evlerimizde de görmek istiyorsak evdeki ortamı da doğanın şartlarına uydurmak zorundayız. Salyangozlar ise bu dengede ayak uydurmamız gereken maddelerden yalnızca birisi. ( Bkz: Salyangoz Çeşitleri )

Salyangozlar özellikle tatlı sularda yaşayan ve üreyebilme yetenekleri oldukça gelişmiş olan canlılardır. Ve elbette doğada hiçbir canlı boş yere yaratılmamıştır. Hepsi ekosistemin bir parçası ve yararınadır. Akvaryumlara olan faydası da kaçınılmazdır.

Üreme yeteneklerinin oldukça gelişmiş olduğunu söylediğimiz salyangozlar, yumurtalarını şeffaf bir kılıf içerisinde suya bırakırlar. Bıraktıkları yerler genellikle rastgele olmaktan ziyade bitki kökleri veya cama, kayalara sabittir. Zamanla büyüyerek yumurtadan çıkan salyangozlar, su içerisinde ekstra besin istemeyen canlılardır. Akvaryumda oluşan birçok yosun türünü ve yem gibi artıkları besin olarak kullanırlar. Dolayısıyla akvaryuma en büyük yararları, yosun istilasını önlemek ve suyun temizliğini sağlamaktır. Birçok akvaryum sever akvaryumlarını temiz tutmak için akvaryumlarında kasten salyangoz alıp kullanırlar. Fakat birtakım akvaryum severler de salyangozların varlığından ve faydasından bihaberdir. Bunu şu şekilde açıklayabiliriz:

Salyangozlar şeffaf yumurtalarını bitkiye, köklere veya kayaya yapıştırdığında bu yumurtalar henüz görünmez haldedir. Ayrıca oldukça dayanıklı olan yumurtalar uzun süre orada kalabilecek kapasitededir. Su içinde olmasa dahi kaya üzerinde iki hafta kadar canlılığını sürdürebilirler. Yeni bir bitki, kök, kaya alındığında ise görünmeyen salyangozlar zamanla su içinde gelişimini tamamlayarak nereden geldiğini bir türlü anlamlandıramadığımız, bilmeyenler için tehlike sinyali veren durumu oluştururlar. Aynı şekilde birçok akvaryum sever akvaryumlarına gelen bu yeni misafiri gereksiz veya bir tehdit görerek akvaryumlarından uzaklaştırmaktadır. Oysa asla bir zararı olmayan aksine faydası dokunan canlılardır. (Bkz. Akvaryum Suyunu Temiz Tutmanın Yolları)

Bir başka anlamlandırılamayan konu ise salyangozların akvaryumu istila etmesi düşüncesidir. Üremeleri oldukça hızlı olan bu canlılar kendilerine gerekli yosun, yem artığı gibi besinleri buldukları sürece üremeye devam ederler. Yani bu durum kesinlikle sizin verdiğiniz yemin fazlalığından kaynaklıdır. Yalnızca balıklarınıza yetecek miktarda yem verdiğiniz takdirde salyangozlarınız verdiğiniz besin onları yaşamı için anca yeteceğinden ekstra üreme ihtiyacı içerisine girmeyecektir. Aynı zamanda akvaryumunuz ne kadar kirli ise zararlı organizmalarla beslenen salyangozlarınız da o denli çoğalacaktır.

Bahsettiğimiz tatlı su salyangozlarının birçok çeşidi bulunmaktadır. Bunlar birbirinden genellikle; boyut, şekil, renk itibariyle ayrılırlar.

Salyangoz Türleri Nelerdir?

Minare Salyangozu: Minare salyangozu olarak bilinen bu salyangoz türünün asıl adı Melanoides Tuberculata olarak bilinir. Bu salyangozlar cinsi gereği gün ışığından saklanma ihtiyacı hissederler. Bu sebeple de genelde yaşamını kumun altında saklanarak sürdürdüler. Onların bu özellikleri ise kumun havalanmasını sağlayarak akvaryuma katkıda bulunur. Ayrıca her salyangoz türü gibi kumdaki atık maddeleri tüketmesi ile akvaryumun temizliğini sağlar.

• Elma Salyangozu: Elma salyangozlarının asıl adı Pomacea Bridgesii olarak bilinir. Diğer salyangozlara göre boyutları daha büyüktür. Örneğin diğer salyangozlar boyutları genellikle 2 mm ise bu salyangozlar 5 mm’dir. Dolayısıyla çok daha fazla atık ve yosun tüketirler. Ayrıca üreme konusunda da daha verimsiz oldukları için akvaryumlar için çok iyi bir tercihtir. Üremek için bir dişi bir erkek salyangoza ihtiyaç vardır. Dişi salyangozlar yumurtalarını genellikle suya temas etmeyecek şekilde akvaryum kapağına veya suyun bitiş hizasına yapıştırırlar. Bunun nedeni yumurtaların hem nemli ortamlara ihtiyaç duyması hem de su içinde iken gelişimini tamamladığında açılamamasıdır.

Ramshorn Salyangozu: Ramshorn salyangozları çift cinsiyetli salyangozlardır. Ve bu nedenle üreme hızları da diğer salyangozlara göre çok daha hızlıdır. Eğer ciddi bir üreme miktarı istemiyorsanız yukarda bahsettiğimiz gibi akvaryumunuzda fazla yem atığı bulundurmaktan kaçınmalısınız. Ayrıca minik olanları kumun altında yaşayarak yine kumun havalanmasına katkıda bulunurlar. Göz alıcı renklere sahip olmaları dolayısıyla akvaryum severlerin gözdesidir.

Pyhsa Acuata Salyangozu: Bu salyangozlar oldukça minik ve hızlı olan salyangozlardır. Hızlı olarak anılmalarını yalnızca hareketlerine değil, üreme konusuna da borçludurlar. Kumların arasında dolaşmaktan ziyade daha çok bitkilerin yapraklarındaki yosunları tüketmektedirler. Bu sayede daha temiz bir görüntü oluşturmaya olanak sağlarlar.

Nerite Salyangozu: Akvaryumlardan çıkması ayrı bir eziyet olan yosun türleri vardır. Bunlardan en yaygını nokta şeklinde cama yapışan yosunlardır. Birçok akvaryum sever onların görüntülerinden rahatsızlık duyar. Ancak bıçakla kazısanız dahi çıkmaları zordur. Fakat nerite salyangozları bu yosun türünü rahatlıkla tüketerek sizi bu dertten kurtarabilecek salyangozlardır. Ayrıca tatlı sularda yaşayabilmelerine rağmen yalnızca tuzlu sularda üreyebilen bu canlıların üremesi de sizin kontrolünüzde olacağı için oldukça ayrıcalıklı olan türlerden biridir.

NOT: Elma salyangozlarının aç kaldıklarından diğer türlerin aksine ince yapraklı bitkileri de yiyebildiği gözlemlenmiştir. Dolayısıyla onlara yeteri düzeyde besin sağladığınızdan emin olmalısınız.

Etiketler:Akvaryum,Salyangoz,

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır