sarılma isteği neden olur / Sarılmak neden iyi hissettirir? - Son dakika sağlık haberleri – Sözcü

Sarılma Isteği Neden Olur

sarılma isteği neden olur

Çocuklar sarılmak ister. Dünyada yalnız olmadıklarını ve güvende olduklarını hissedebilmek için sevdiklerine sarılmak ve kalplerini birleştirmek isterler.

En çok da annelerine ve babalarına sarılmayı isterler. Sarılarak kendilerini daha güçlü hissetmek ve yalnız olmadıklarını bilmek isterler. Bir düşünsenize en son kime içten sarıldınız ve o an neler hissettiniz.

Çocukların en yalnız kaldıkları an ne zamandır diye düşündüğümde gece karanlığında yataklarında uyurken, birden uyandıkları an olduğunu düşünürüm. O an her yer karanlıktır ve yanlarında doğduklarından beri bir an yanlarından ayrılmayan anne ve babası bile yoktur. Koskoca dünyada o an yapayalnız hissederler kendilerini. Tek bir tanıdık yüz vardır yanlarında. En iyi arkadaşı olan oyuncak bir ayı.

Korkuya kapıldığı o yalnız anlarında gördüğü o tanıdık yüzün gözleri her daim ona bakar ve çocuk kendine çekerek kocaman sarılır en güvendiği, kendisini bu yapayalnız hissettiği anında bile onu yalnız bırakmayan oyuncak ayısına.

Sadıktır, güvenilirdir çünkü hep yanındadır.

Tüm çocukların kendini güvende hissetmeye, güvende hissetmek içinde sarılmaya ihtiyacı vardır. Ben bunu son yıllarda kendi kızımda deneyimliyorum.

İşten geldikten sonra parka gidiyoruz çoğu zaman. Pembe sukıtırını da yanımızda götürüyoruz. Yolda binsin, enerjisini atsın, dengede durmayı, hızını ayarlamasını, nerede durması gerektiğini nerede hızlanması gerektiğini öğrensin, rüzgarı yüzünde ve saçlarında hissetsin, yaşı küçükte olsa özgür olabileceğini de bilsin diye.

Geçenlerde duramadı ve düştü. Dizi gerçekten onun hayatında ki o ana kadar ki ciddi yaralarından birini aldı. Bana göre ise ufak bir sıyırıktı. Ama o ilk tepki olarak ne yaptı peki? Bugüne kadar aldığı belki de en derin yarasına baktı ve kendini güvensiz hissetti. Yarasını ellemedi, ayağa kalktı, bana döndü ve kollarını açtı. Baba bile demeden ıslak gözlerle ona sarılmam için eğilmemi bekledi.

Sarıldık. Olur böyle bazen düşeriz ama bak ayağa kalktın, biraz canın acıyacak ama geçecek diyebildim. Dizinde ki o küçük acıyı sarılarak bana aktardı ve kendisindeki acıyı hafifletti, kendini güvende hissettiğini o an iliklerime kadar bana hissettirdi. Sarılmamız belki 3 saniye sürdü ama sonrasında hemen hadi parka gidelim diyerek yeniden sukıtırına bindi ve sürmeye devam etti. Dizini unutmuştu bile.

Çocukken 3 tekerlekli bisikletim vardı. Kızımın şu an ki yaşından büyüktüm. Evimizin önünde ki yokuştan bisikletle inerken çok hızlanmış, duramamış ve düşmüştüm. Dizim kanamaya başlamıştı. Ama ben dizimi değil o an sarılacak birini düşünmüştüm. Sesimi duyan annem koşarak gelmiş ve beni düştüğümden beri kollarım açık durup beklediğim yerden sarılarak kucağına almıştı ki yüreğimin acısı geçmiş dizimde ki acıyı hissetmeye başlamıştım.

Ve gariptir ki ben bu hislerimin farkına geçen gün kızıma sarılırken vardım. Sarılmaya olan ihtiyacın yanında sarılacak biri olmanın da ne demek olduğunu yıllar sonra kızıma sarılırken anladım.

Çocuklar gece uyurken neden bir şeye sarılmaya ihtiyaç duyarlar, çünkü kendilerini güvende hissetmek isterler. Annem acil sarılmaya ihtiyacım olduğunda yine çocukluğumda olduğu gibi koşarak gelir. Kızım düştüğünde bende yine koşarak ona sarılmaya giderim ve eğilip ona sarılırım. Ama bu her zaman mümkün olamayabilir. Büyüklerimiz her zaman yanımızda değiller, bizler de çocuklarımızın her zaman yanlarında olamayabiliriz.

Bu yüzden şu an düşünüyorum da imkanınız var ise birlikte olduğunuz anlarda birbirinize sarılın. Onları “ayılara” sarılmaya mecbur bırakmayın.


Nereden çıktı bu konu şimdi.

Bir çocuğu mutluluktan havalara uçurmanın da veya onu hayal kırıklığına uğratmanın da ne kadar kolay ve basit olduğunu yukarı da da kısaca giriş yaptığım gibi kızımda deneyimliyorum ve iliklerime kadar işliyorum.

Bir çocuk gözlerinizin içine bakarak bir şey istiyorsa bunu hemen yapmanızı istediği için söylüyordur, sonra değil. Zaten sonra yapmanızı isteseydi sonra isterdi. Çünkü çocuklar çok basit düşünürler.

Basit düşünmek bizim büyüdükçe ne yazık ki kaybettiğimiz bir özelliğimiz. Büyüdüğümüzde diğer büyüklerle yaşadığımız sıkıntıların çoğunluğu da bu kadar basit düşünemediğimiz için değil mi? Ama bu konu başka bir konu ve uzun bir konu, belki daha sonra o konu hakkında da yazarım.

Geleyim asıl konuya. Aşağıda bir vidyo var. Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada karşınıza çıkmıştır veya whatsapp, instagram gruplarının birinden bir tanıdığınız size de göndermiştir. Benim bu anılara dalmama, yüreğimde bir yerlerin cız etmesine vesile olan bu vidyo.

Oyuncak ayılarla çocuklar kendilerini güvende hissederler. Ya da kendilerinde eksik hissettikleri güveni oyuncak ayılarının hissetmemesi için onlara sarılırlar.

Her Sarılmanın Bir Anlamı Var! 11 Sarılma Türü ve İlişkiniz ile İlgili Anlattıkları

Haberler

Genel Kültür

Bilim

Her Sarılmanın Bir Anlamı Var! 11 Sarılma Türü ve İlişkiniz ile İlgili Anlattıkları

Bilim insanlarına göre sarılmanın bağışıklık sistemini güçlendirmek, stresi azaltmak ve hatta öz güveni artırmak gibi faydaları var.

Bizler de herkesin sarılmaları ne kadar sevdiğini bildiğimizden sizler için sarılma türlerini ve ilişkileriniz ile ilgili verdikleri mesajları derledik!

Kaynak:https://brightside.me/wonder-curiosit...

1. Kendine sarılmak:

1. Kendine sarılmak:

2. Yavaş dans sarılması:

2. Yavaş dans sarılması:

3. Eşit olmayan boy sarılması:

3. Eşit olmayan boy sarılması:

4. Arkadan sarılma:

4. Arkadan sarılma:

5. Kalp kalbe sarılma:

5. Kalp kalbe sarılma:

6. Kucaklaşma:

6. Kucaklaşma:

7. A şeklinde sarılma:

7. A şeklinde sarılma:

8. Grup sarılması:

8. Grup sarılması:

9. Erkeklerin sarılması:

9. Erkeklerin sarılması:

10. Tek kolla yandan sarılma:

10. Tek kolla yandan sarılma:
s201.photobucket.com

11. Taşıyarak sarılma:

11. Taşıyarak sarılma:

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda

Neden sarılırız? Sarılmanın faydaları nelerdir?

Sarılma terapisi iyileşmenin en etkili yollarından biri. Sarılmanın ve gülmenin hastalıklardan iyileşmede, yalnızlığı gidermede, depresyonu, anksiyeteyi ve stresi azaltmada çok etkili olduğunu gösteren araştırmalar mevcut.



1- İnsana şefkat duygusu veren bir sarılma iki kişi arasında güven ve emniyet duygusu sağlar. Bu da dürüst ve açık bir iletişim sağlanmasına yardım eder.


2- Kucaklaşmalar, çok hızlı bir şekilde oksitosin seviyesinin artmasını sağlar, bu artış da yalnızlık, izole edilmişlik ve öfke gibi duyguları tedavi eder.


3- Kucaklaşma süresini biraz uzatmak ise serotonin seviyesini yükseltir, ruh halini yükseltir ve mutluluk hali yaratır.



4- Sarılma bağışıklık sistemini güçlendirir. Göğüs kafesinde hissettiğiniz hafif baskı, Solar Plexus Çakranızı harekete geçirir. Bu da vücudun beyaz kan hücresi üretimini dengeleyerek, sizi hastalıklardan koruyan timüs bezini harekete geçirmektedir.


5- Kucaklaşmak özgüveni de yükseltir. Doğduğumuz günden bugüne ailemizle fiziksel kontak halinde olmak, sevildiğimizi ve özel olduğumuzu hissettirir. Kendimize verdiğimiz değerle, dokunmayla oluşan duyular arasındaki ilişkiler, yetişkinliğimizde de sinir sistemimize yerleşir. Anne-babamızla kucaklaşmalarımız hücresel seviyede vücudumuza kazınır ve tensel seviyede hep hatırlanır. Dolayısıyla sarılmanın, kendimizi sevmekte bile etkili olduğunu söyleyebiliriz.



6- Sarılmak kasları rahatlatır. Sarılmayla birlikte vücuttaki gerginlik salınıverir. Sarılmak, acıları hafifletir çünkü yumuşak dokularda dolaşımı hızlandırır ve böylelikle acılarda hafifleme hissederiz.


7- Kucaklaşmalar sinir sistemini de dengeler. Sarılan ya da sarılınan bir kişinin galvanik deri reaksiyonu, derinin iletkenliğinde değişkenliğe sebep olur. Bu değişim, derinin nem ve elektriği açısından daha dengeli bir sinir sistemine dönüşmesini sağlar.


8- Sarılmak bize almayı ve vermeyi öğretir. Sıcaklığa, vermeye, paylaşmaya karşı taşıdığımız hislerle sarılmayla ilgili hisler benzerdir. Sarılmak bize, sevmenin nasıl da çift taraflı bir hareket olduğunu öğretmek konusunda çok başarılıdır.



9- Sarılmak, aynı kahkaha atmak gibi bir çeşit meditasyondur. Bize, yaşadığımız anda var olma hissini öğretir. Hayat enerjisiyle birlikte yaşamayı teşvik eder. Sizi, kendi düşüncelerinizden ayırır ve sizi kalbinize, nefesinize ve hislerinize bağlar.


10- Sarılan iki kişi arasındaki en önemli alışveriş, ilişkilerine yaptıkları dev yatırımdır. Empati ve anlayışı güçlendirmektedir.




Sarılmanın eksikliği gerginliğe sebep oluyor

"İyi çocuklar yetiştirmenin yolu onları mutlu etmekten geçer." demiş, Oscar Wilde. Çocukları da insanları da mutlu etmenin sayısız kombinasyonu bulunuyordur elbette. Hüngür hüngür ağladığımızda, sevinçli bir anımızda ya da hasta olduğumuzda, en çok arzuladığımız şey değil midir? Sarılmak. Çünkü bizi rahatlatan, acımızı dindiren, hayatı yaşanası kılan yegane ve en külfetsiz şey sarılmak ve onlara dokunmaktır. Bugün, en temeline değineceğiz. Dokunmak ve dokunulmak… Nörolog Dr. Mehmet Yavuz dokunma açlığı ile ilgili detaylı açıklamalarda bulundu…

Sosyal bir varlık olan insan, dokunma ile öğrenir ve güven duygusunu geliştirir. İnsan dokunuşta büyür, sevgiyi dokunarak tanır. Bu nedenle bebekler yenidoğan ünitelerinde ebeveynlerinin çıplak göğsüne yerleştirilir. Doğduğumuz andan itibaren ihtiyacımız olan bu güdünün eksikliği fizyolojik ve psikolojik rahatsızlıklara sebep verebilir. Bakımın ve dokunma dürtüsünün en alt düzeyde olduğu yerlerden biri ile konuyu örneklendirecek olursak; yetimhaneler, hiçbir fiziksel rahatsızlığı olmayan, fakat sırf dokunulmaktan mahrum kaldığı için sevgi eksikliğinden ölüp giden bebeklerle dolu. Burada hayatına devam eden çocuklarda ise ilerleyen yıllarda zeka problemleri, içe kapanıklık, umursamazlık, ileri düzeyde dikkat eksikliği, kişilik değişimleri ve patolojik utangaçlıklara sıkça rastlanmaktadır. Rush Üniversitesinin yaptığı bir araştrmaya göre daha fazla dokunulan ve kucaklanan çocuklarda; motor becerilerin daha fazla geliştiği tespit edilmiştir. Yine Journal of Pediatrics'e göre sırtı okşanan çocukların artım krizlerinde ciddi azalmalar gözlenmiştir. İnsanlar yaşamlarını devam ettirebilmek için başkalarının varlığına ihtiyaç duyarlar ve bunun için karşı konulamaz bir istek geliştirirler. "Sarılmak neden güzeldir bilir misin? Çünkü sağ tarafta kalp yoktur ve orası hep boştur. Sarılınca sağ yanını o'nun kalbi doldurur. "diyerek, Aziz Nesin bu dizelerinde bilimsel bir olayı, edebi şekilde kaleme alarak konuyu özetlemiş. Dokunulmaya karşı oluşan bu dayanılmaz isteğin eksikliği ise dokunma açlığı olarak adlandırılır.

DOKUNMAK TANSİYONU DÜŞÜRÜR

Olumlu ve olumsuz mesajlarla yüklü olan dokunmak, vücutta büyük hazlara yol açar. Hazların oluşmasındaki kapıyı ise oksitosin hormonu açar. Dokunmak, oksitosin hormonunun oluşumunu tetikler. Bu hormon, ,insan vücudunda fizyolojik etkilere sahip olduğu gibi zihin sağlığı ve sosyal davranışlar üzerinde de önemli bir rol oynar. Rahatlama, güven, şefkat ve genel psikolojik kararlılık sağlayarak strese karşı dengeleyici bir görev üstlenir. Nitekim Kuzey Caroline Üniversitesince yapılan bir araştırmaya göre; Eşi tarafından kucaklanan kadınların tansiyonları düşmekte ve düzene girmektedir.

GÜVEN DUYGUSU GELİŞİR

Stres altındaki kişilerin kendilerine daha fazla dokunduklarına şahit olmuşsunuzdur. Boyunlarına, şakak kemiklerine ya da omuzlarına dokunarak kendilerini rahatlatmaya çalışırlar. Nitekim başı okşanan çocuklarda hemen bir güven duygusunun geliştiğine hepimiz şahit olmuşuzdur. Aynı şekilde el sıkışmak, stres düzeyini düşürdüğü gibi, beyinde acı ve ağrı ile alakalı merkezleri etkileyerek gerçek anlamda daha iyi hissetmemizi sağlıyor. Bunun nedeni dokunarak stres hormonu olan kortizol'un düşürülmeye çalışılmasıdır. Dokunmak vagus sinirine mesaj gönderir. Bu da kan basıncını ve kalp atışını düşürerek sakinleşmemize yardımcı olur. Belki de birçok kez farkında olmadan yaptığımız dokunuşların vücudumuza bu denli etkileri var… Yaşadığımız süreçle beraber kendimizi temastan uzak tutmak birçok olumsuzluğu beraberinde getirdi. Yeni ilişkiler kurma fırsatını kaybederken, mevcut olanları da zayıflatmamıza neden oldu. Bozulan sosyal ilişkiler yoluyla kendimizden de kopuyoruz. Dokunmak, sarılmak, şefkatle öpmek bizi daha iyi bir insan yapar. Bu nedenle iyi bir dünya çok uzağınızda değil, bir kucak ötenizde…

DOKUNMAK YASAKLI DÖNEMİNDEN GEÇİYOR

Gün içerisinde insanlarla ne sıklıkla temas halinde olduğunuzu hiç düşündünüz mü? Selamlaşmak için el sıkışırız, sevdiğimiz insanlara sarılıp onları öperiz, başarısını kutlamak istediğimiz birinin sırtını sıvazlarız. O kadar çok örneği var ki… Yaşadığımız küresel salgın ile birlikte tüm bu alışkanlıklarımızı ortadan kaldırmak zorunda kaldık. Sosyal mesafe kuralları insanların birbirinden fiziksel anlamda uzaklaşmasına sebebiyet verdi. Bu durum sinir sistemimizi etkileyip, stres seviyemizi yükseltiyor. Korkunç bir yoksunluk duygusu…

FİZİKSEL AÇLIK GİBİDİR

İnsan dokunuşu bağışıklığımız için büyük bir önem taşır. Çünkü vücuttaki kortizol seviyelerini düşürmeye yardımcı olur. Kortizol seviyeleri yüksek olduğunda bağışıklık sistemimiz zayıflar. Dokunmanın açlığını yaşamak, tıpkı fiziksel açlık yaşamak gibidir. Kişide strese ve gerginliğe neden olurken yoğun bir zayıflık duygusuna yol açar. Ne kadar süreceği belirsiz bu salgınla birlikte, dokunma ve dokunulma ihtiyacımız git gide artıyor. Zamanla bu eksikliğin olumsuz etkilerini görmemiz mümkün…

EGZERSİZ YAPMALISINIZ

Karantina sürecini tek başınıza geçiriyor olabilir veya her hangi bir tehlikeyi önlemek için sevdiklerinizden uzakta kalmayı tercih ediyor olabilirsiniz. Bu dönem yaşayacağınız dokunma açlığı stres, zayıflık duygusu, gerginlik, anksiyete, depresyon gibi durumları ortaya çıkarabilir. Bu durumda kendiniz için yapabileceğiniz en iyi şey olabildiğince çok egzersiz yapmaktır. Kendinize dokunmayı ihmal etmeyin. Sadece bir odanın içinde yürümek bile ayaklarınızdaki basınç reseptörlerini uyarır. Kendinizi sakinleştirmek ve iyi hissetmek adına kafa derinize masaj yapabilir veya nemlendirici kreminizi yüzünüzü ovalayarak sürebilirsiniz. Diğer taraftan şu kış günlerinde giyilen kazaklar ve yünlü kıyafetler, bedenimizi gereğinden fazla enerjiyle yüklemektedir. Bu nedenle en azından birkaç gün de bir çıplak ayakla toprakta gezinmek eğer bu mümkün olmuyorsa çıplak elle saksılardaki toprağa dokunarak fazla elektrik yükünü boşaltmak da önemlidir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır