saros körfezi dalış / Saros Körfezinde Dalış - www.sarozdalis.com - Saros Dalış Noktaları

Saros Körfezi Dalış

saros körfezi dalış

SAROS KÖRFEZİ

SAROS KÖRFEZİ

Kesfedilmeyi Bekliyor….

Saros  Körfezi Trakya’nın güneyini belirleyen ve Gelibolu Yarımadası’nın uç noktasından Yunanistan’a sınır olan Enez’e kadar uzanan bir körfezdir.

Saros Körfezi temiz suyu , ince kumu geniş sahilleri ve serin suyu ile bilinir. Kaptan Kusto ’nun bölgede yaptığı araştırmalar sonucu Saros Körfezi’nin deniz dibi akıntıları ile kendi kendine temizlenebildiği ve daima temiz kaldığı ortaya çıkmıştır. Dünyada bu özelikte bir körfezin bir de Filipinler ’de olduğu da tespit edilmiştir.

Saros Körfezi genelde tüm Trakyalıların ve İstanbul ve diğer şehirlerden gelenleri yoğun olarak yaz tatillerini geçirdiği bir yazlı mekanıdır İstanbul’a yakınlığı nedeniyle büyük şehirlerden insanlar da  özelikle son yılarda bölgeye akın etmişlerdir. Saros Körfezi ,Mecidiye, Erikli,Yayla,Vakıf,Sultanice ve Enez sahilleri ile yaz aylarında bölgeye büyük bir hareketlilik gelmesini sağlamaktadır. Yaz aylarında 100 bine (100.000)  yakın insan tatil için bölgeye gelmektedir.

Bu sayıya rağmen yaz mevsiminin yaklaşık 3 ayla sınırlı olması bölgeye turizm konusunda büyük yatırımların yapılmasını engellemektedir . Ancak bölgede kışın da yürütülen avcılık faaliyetlerini daha bir etkinleştirilmesi sonucu yaz ve kış mevsimlerinde kullanılacak tesislerin yapılabilmesi sağlanır. Enez ilçesinde bulunan Türkiye’nin12. en büyük limanından Gökçeada ve Yunanistan’ın Dedeağaç ve Semadirek Adasına feribot seferleri düzenlenmesi halinde hem iç turizmde hem de dış turizmde hareketlilik artacaktır.Enez belediye başkanlığı limandan bu feribot seferlerinin başlayabilmesi için gerekli girişimleri başlatmış olup bu gelişmeleri merakla takip etmektedir.Bu gerçekleştiği taktirde tüm Saros Körfezi bu hareketlilikten faydalanabilecektir.

Saros Körfezi boyunca yazlıkların bulunduğu bölgeler hariç sürekli yaşam alanı olan bir bölge neredeyse hiç yoktur.Sahil bölgelerine ismini veren bir çok köy ve yerleşim denize 2- uzaklıkta yer almaktadırlar .Bunun yanında Saros körfezi boyunca herhangi bir sanayi işletmesinin bulunmaması ve en yakın sanayi işletmesinin uzakta oluşu Saros körfezi üzerindeki doğal güzelliğinin bozulmamışlığı en iyi biçimde aktarılmaktadır.

Özellikle körfezin Yunanistan’a doğru kuzey kıyılarında sırası ile erikli vakıf Karagöl gibi denizle irtibatı olan lagün gölleri yer almaktadır.Bu göller kuşların göç zamanlarında konakladıkları yerlerdir.Özellikle flamingolar meraklıları tarafından seyir için sürekli takip edilmekte olan kuş türlerinin başında gelmektedir.

Yunanistan ile Türkiye sınırını çizen MERİÇ nehrinin ege ile kucaklaştığı muhteşem Meriç deltası doyumsuz bir göz zevki sunar. Doğal balıkçı barınaklarının (İbrice Limanı,Yayla, Sultaniçe,Güneyli,Sazlı Limanı) bol olduğu körfez bünyesinde  doğa ve balık severlerin ayrılamayacakları güzellikler barındırır.Sahil şeridine yakın yerlerde bulunan baraj göletleri çam ormanları içinde saklanırcasına mesire yerleri ile tatilcilere eşsiz bir tatil imkanı sunar.

Doğal köy yaşantısını da içerisinde barındıran körfezde ,köy yaşamını tatmak isteyen ziyaretçilere değişik olanaklar ve güzellikler sunmuştur.Özellikle Mecidiye Beldesi doğa aşığı bir çok kişi büyükşehirlerin o yoğun yaşantısından kaçıp yaz-kış yaşamak için buralarda yerler alıp yerleşmeye başlamıştır.

Saros körfezi içinde barındırdığı zengin balık çeşitleri nedeniyle deniz biyologları ve dalış meraklıları arasında büyük doğal bir akvaryum olarak nitelendirilir.Kaptan Cousteu 1970 ‘ li yıllarda gemisi  “Calipso”ile Türkiye’yi ziyareti sırasında bu körfezde dalış yapmış ”Kızıl Deniz’in kuzey versiyonu olarak “ nitelendirmiştir.

Körfezde yapılan araştırmalarda 243 çeşit deniz canlısının yaşadığı tespit edilmiştir. Lakin 2001 yılından sonra çok ilginç ekolojik gelişmeler olmuş “Kızıldeniz’e” ait bir takım balıklar körfez sularında görülmeye başlanmıştır.Bunlardan birisi ”ANTİAS” adı verilen kırmızı ve sarı renklere sahip ay kuyruk tabir edilen türdür.Birisi ise “ZEBRA” adında siyah üzerine beyaz dik çizgili bir türdür.Bu haberlerin duyulması meraklıların Saros’a karşı olan ilgilerinin artmasına neden olmuştur.

Egenin Mucizesi….

Ege denizi bölgesel konumu ve ekolojik özellikleri açısından Akdeniz ekosisteminde özel bir öneme sahip ,biyolojik özellikleri açısından kendine özgü bir yapısı var.Karadeniz ve Akdeniz sularının buluşma havzasını oluşturan Ege Denizi’nin kuzey ve güney suları ısı ve tuzluluk açısından farklı özellikler taşıyor.yaz aylarında yüzey sularının sıcaklığının 20 dereceye kadar yükselmesi ne rağmen 10 metrenin altındaki deriliklerde 15-17 derecede seyrediyor.bu özellikler nedeniyle bölge ,soğuk ve sıcak seven canlı türlerinin buluşma noktası adeta.Kuzey Ege bölgesinde Batı Akdenizli formlar Güney Ege Bölgesinde ise Doğu Akdenizli formlar egemen durumda .Saros Körfezi ise besin tuzlarınca zengin Karadeniz’in ve Marmara Denizi’nin sularıyla beslenen gerçek mucize.Suların diğer denizlere göre berrak oluşu ,ışığın önemli derecedeki derinliklere ulaşmasına imkan veriyor.Bu da zemindeki canlı topluluklarının nispeten zenginleşmesini ve bunlarla beslenen dip balıklarının artmasını sağlıyor.Yani Kaptan Cousteau’nun 1970’li yıllarda Saros’ta daldıktan sonra körfezi ”Kızıldeniz’in kuzey versiyonu “olarak değerlendirmesi boşuna değil.

Saros körfezi kendi kendini temizlemesi ile de ünlü .Yılda üç defa Şubat,Nisan ve Temmuz aylarında tabanda soğuk su ve yüzeyde sıcak suyun yarattığı akıntılar körfezi içine atılan tüm artık ve atık maddelerden kurtarıyor.Doğal yeteneği sayesinde saros ,temizliğini ve beraaklığını yitirmeyen nadir denizlerden .Yaz aylarında güney sularının ısınması ve çevresel ısı yüksekliği dalış tutkunlarını Saros Körfezine yönelndiriyor.İstanbul’a yakın olması nedeniyle her seviyeden dalgıçın en çok terciğ ettiği bölgelerin de başında.Havalar ısındığında sualtı eğitim merkezleri buraya eğitim amaçlı günübirlik geziler düzenliyor.Sualtı sporları kulüpleri de özellikle hafta sonları körfeze akın ediyorlar.

Saros Körfezi sualtı biyolojik çeşitliliği il insanı kendine hayran bırakan gözalıcı bir ambiansa sahip.Birinci Dünya Savaşından kalma savaş gemilerinin batıkları ve onların üzerinde yaşamını sürdüren yüzlerce organizmada cabası.Çanakakale Boğazının çıkışındaki kaptan franko ,körfez açıklarındaki derinliğiyle rahat bir dalış ortamı sağlayan lundy batığı geniş açı görüntülerinin yanı sıra üzerinde yaşam süren organizmalarıyla makro görüntüleri almanıza da olanak sağlıyor.

Sualtının Asıl Sakinleri….

            Kendine özgü farklılıklarıyla Saros Körfezi’nin görülmeye değer canlı türleri tüm sualtı severlerin ilgi odağı.Sualtında,Akdeniz,Ege ‘nin derinliklerinde rastladığımız kırmızı dal süngerleri ,ayrıca kayaların üzerinde pembe ,kırmızı veya mor renkleriyle pamuk süngerlerini de görmek mümkün Tropik sulardaki tür çeşitliliğine özlem duyanlar Saros Körfezi’nin Egeye açılmadan önceki son kayalığı olan ve sarı sünger ile kaplı Bebek Kayalıkları’nda mutlaka dalmalılar .Anemonlarının içinde yaşayan kaya balıklarını ,karidesleri,mürenleri, mığrıları,ıstakoz ve yengeç gibi kabukluları burada görebilirsiniz.Bölgenin sevimli küçük sakinleri olan karabaş balıkları doğal kamuflaj ustası iskorpitler kaya kovuklarından merakla etrafa bakan kaya balıkları,hani balıkları ,lahoz ve sarı kuyruk gibi onlarca balık türünü bir arada gözlemleme keyfi en iyi burada yaşanır.kısacası burada dalmadan Saros’u terk etmeyin.

Saros’un diğer dalış noktaları da bebek kayalıkları kadar cazip ve görülmeye değer güzellikleri saklıyormavi suların derinliğinde .Batı tarafında 8-10 metreyi geçmeyen derinliğiyle sualtı ile ilk kez tanışacaklar için oldukça iyi bir eğitim bölgesi olan Kömür Limanı örneğin.Turuncu mercanlar ve kayalar arasındaki iri kollu karidesler sualtı fotoğrafçılarının yolunu gözlüyor.Boyları 15 cm’ye yaklaşan onlarca çeşit deniz tavşanı ve istakozlarıyla Asker Taşı ; mürenlerin ,mığrıların ,eşkinaların iskorpitlerin ve meraklı böceklerin yuvası sünger kaplı mağaralarıyla Toplar Burnu :gece dalışları için biçilmiş kaftan İbrice Limanı Köpek balığı ,vatoz,ya da fenerbalıklarıyla  karşılaşabileceğiniz Minnoş Adası da sualtı sevdalılarının uğrak yerlerinden; Minnoş Adası ,Kömür Limanı açıklarında karadan 150- mesafede duvar dalışı yapmaya da müsait kayalık bir bölge Kısacası Saros’un her noktası keşfe değer .Derin maviye olan hasreti yaşam boyu sürecek bir sualtı tutkunuysanız ‘denizin ruhuna yapacağınız yolculukta Saros Körfezi’nin renkleri sizi mutlaka heyecanlandıracaktır. 

Saros Körfezi Dalış Noktaları

Saros körfezi, su altı zenginliklerinin oldukça cömert olması nedeni ile amatör veya profesyonel Türkiye'nin dört bir yanından birçok insanı bölgeye çekmektedir.

Su akıntı yollarının çokça olması sebebi ile Saros' un suları sürekli açık ve net bir görüş olanağı sağlamaktadır.Su altı kanalları aynı zamanda körfezin temiz kalmasına neden olmaktadır.

Sualtı zenginliklerin en yoğun olduğu ve dalmaya elverişli bölgeler, Keşan ilçe sınırlarındaki Mecidiye ve Erikli sahil yerleşimleri civarında yer almaktadır.

İbrice: Saros Körfezinde en çok tercih edilen yerdir. İbrice limanı etrafında ve daha açıktaki kayalıklarda, birçok dalış noktası bulunur. Dalış kulüpleri eğitim dalışlarını bu bölgede düzenlemektedir. İbrice, Keşan' a bağlı, Mecidiye beldesine 4,5 km uzaklıkta yer alan bir balıkçı barınağıdır. Limanın hemen kıyısından dalış için denize girilebilmektedir. Buna karşılık en popüler yerler ise, limanın hemen iki yanında yer alan Cennet ve Cehennem diye dillendirilen dalış noktalarıdır.

CEHENNEM KOYU

(3-40 mt)Tamamen doğal reef bölgesidir. Tecrübeli dalıcılar için Türkiye’nin en güzel dalış noktalarından birisidir.


İBRİCE LİMANI

Özellikle İstanbul’ dan gelen dalış okullarının en yoğun eğitimlerini verdikleri bölge İbrice Limanı bölgesinde yer almaktadır. İbrice, Keşan’ a bağlı, Mecidiye beldesine 4,5 km uzaklıta yer alan bir balıkçı barınağıdır. Limanın hemen kıyısından dalış için denize girilebilmektedir. Buna karşılık en popüler yerler ise, limanın hemen iki yanında yer alan Cennet ve Cehennem diye dillendirilen dalış noktalarıdır.

Cehennem, limanın hemen sol tarafında dik bir inişle ulaşılan bir koydur. Bu görünüm sebebiyle cehennem ismini alan koyda, dalış eğitimleri ve hem de normal dalışlar yapılmaktadır. Denizin içine uzanan kayalıklar içerisinde yer alan kovuklarda müren, mığru, böcek ve istakozlara rastlayabilirsiniz. Mercan oluşumlar gözlemlenebilmektedir.

Limanın sağında yer alan dalış noktası ise, cennet diye bilinen dalış noktasıdır. Liman kayalıklarına paralel ilerler ve 8-10 metrelere kadar derinleşebilen kayalıklar deniz canlılarını keşfedebileceğiniz yerlerdendir. Burası özellikle gece dalışları için tercih edilen yerlerdendir.

Saros Körfezi Dalış Noktaları


TOPLAR BURNU – TÜNEL MEVKİİ

Erikli ve İbrice arasında kalan bu kayalık ismini çevrede bol görünen tarihi top güllelerinden alıyor, limanın 500-600 mt. ilerisinde yer alan burundur. Burunu dönünce sırasıyla, İncekum (halk arasında denizara koyu diye bilinir ) ve Uzunkum sahillerinin olduğu kıyılar sizi karşılar. Bu burun İbrikbaba burnu diye de balıkçılar arasında bilinir.

Toplar burnu duvar dalışına oldukça müsaittir. Dalıcılar genellikle tekne ile bu bölgeye taşınır, suya tekneden girerler. Bu dalış kıyıları İbrice liman bölgesine doğru, Tünel ve Kiremitlik dalış noktalarına uzanan dalıcılar için oldukça beğenilen bir dalış noktasıdır.

Derin dalıcılar için dipte, kaya oluşumların büyüleyici güzelliklerini görmek mümkündür. Sünger ve mercan kaplı birçok mağracık bu civarda gözlemleyebilecekleriniz arasında yer alır. Kovuklarda birçok böceğe raslayabilirsiniz. Saros’ un denizaltı canlılarını birarada göreceğiniz önemli noktalardan bir diğeri ise, Toplar burnundan liman yönüne doğru az ilerisinde, Tünel diye bilinen adeta bir doğal akvaryum özelliği taşıyan dalış noktasıdır. Aslında burası da Toplar burnu ile aynı sistem içinde görülmelidir.

Saros’un bütün denizaltı yaşamını bu bölgede görmek mümkündür. Mığrılar, böcekler, kalamar ve mürenler size şaşırtıcı deneyimler yaşatabilir. İri mercanlar ve dev  orkinoslarla  karşılaşmak mümkündür. Sünger ve mercan kaplı birçok mağaracık bu civarda gözlemleyebilecekleriniz arasında yer alır. Bu tüneller Toplar burnunu bir uçtan bir uca diklemesine 15 metre boyunca, yaklaşık 3 metre derinlikte geçerler. Dalıcıların oldukça sevdiği bir bölgedir. Turkuaz rengi, berrak bir suyu vardır.


GÖBEKTAŞI

Toplar burnuna çok yakın, Tünel bölgesini geçtikten hemen sonra bir başka dalış noktası ise, şekli itibariyle bu ismi alan Göbektaşı mevkiidir. Bu kayalıkların 25 metre derinliğinde mağra diye bilinen bir bölümü vardır ki, dalıcılar için merak uyandırıcıdır. Bu mağra bölgesindeki kayalıkların oyuklarında da deniz canlıları çeşitliliğiyle hayranlık uyandırıcıdır.


MİNARE KAYALIĞI

Burası Toplar burnundan, İbrice yönüne doğru giderken, Kiremitlik dalış noktasına gelmeden raslayacağınız bir dalış noktasıdır. Derin dalış için oldukça ideal bir yerdir. Denizin orta yerinde, denizin dibinden yükselen bir kaya sütun oluşuyla bu ismi almıştır. Deneyim için test edilmesi gereken bir dalış noktasıdır.


KİREMİTLİK

Kiremitlik, Toplar Burnu ile İbrice liman bölgesi arasında yer alan, oldukça güzel bir dalış noktasıdır. Burası kumluk bir bölgeyle başlar. Kıyıdan 40-45 metre açıkta, kumluk bölgeyi geçtikten sonra yer alan 25 metrelerde derinliği olan kayalık bir bölgedir. Bu kayalıkları denizden etrafını dolaşarak izlerken, turkuaza çalan tertemiz bir deniz sizi çevreliyor olacak. Denizaltı yaşamı için de kayalıklardaki kovuklar zenginlikler içerir. Kendi içinde 4 ayrı parkur içermektedir. Doğal Reef bölgesi olup balkon bir duvar yapısına sahiptir. Gerek canlılık, gerekse de duvar yapısı olarak eşsiz bir bölgedir.

DERİNDERE (18-22 M)

Yapay Resif bölgesidir. Bölgede 200 adet yapay resif blokları bulunmaktadır. Yapay Resif çalışması sonucu bölge 2010 Eylül ayından itibaren bir akvaryum görünümüne kavuşmuştur.

ÇAPA BANKO ( 9-25 M)

Bölge reef bölgesi olup çok eski ve çok büyük bir  çapa ve etrafında  değişik ebatlarda 5 çapa ile değişik bir görüntü vermektedir. Dip yapısı zengin bir bölgedir. Bölge aynı zamanda Yapay Resif bölgesidir.


GÜVERCİNLİK MAĞARASI

(6-28 mt) Kiremitlik bölgesindedir. Bölgenin dördüncü dalış parkurudur.  28 metrede geniş bir girişe sahip içinde büyük bir hol olan bir mağara türüdür. Mağara girişinde bolca böcek görme şansı vardır. Bölge aynı zamanda Minare taşı olarak tanınan dalış noktası ile iç içedir.


ASKER TAŞI

Asker taşı, Uzunkum bölgesinde yer alan bir dalış noktasıdır. Burası Toplar burnunu, Mecidiye-Erikli sahili yönüne döndüğünüzde burunun 150-200 mt. ötesinde yer alır. Burnu dönünce önce tepelerin arasına sıkışmış İncekum plajı ( Denizara ), hemen ardındaki tepede ise 1600 mt.ye varan uzunluğuyla Uzunkum plajı karşılar sizi.

Asker Taşı kıyıdan neredeyse 1 mil açıkta yer alır. 12 metre derinlikte başlayan bir resif olan Asker Taşı, 33 metre derinliğe kadar iner ve çapı 250 metre civarındadır. Deniz altı varlığı oldukça zengin bir resiftir burası. Profesyonel dalıcıların sevdiği bir nokta olmasına karşılıki akıntılara daha açık olduğunu da söylemek gerekir.

Burada özellikle iri istakozlara raslanmktadır. Deniztavşanları için de çoğalmalarını sağlayacakları zengin bir resiftir Asker Taşı. Uzunca yıllar askeri bölge lan Saroz’ un bu kesiminde, askeri tatbikatlarda atışların yapıldığı bir bölge olduğu için bu ismi aldığı söylenmektedir.


HARMANKAYA

Harmankaya, İbrice limanına nisbeten uzak oluşu sebebiyle pek değerlendirilememiş bir bölgedir. Bu kayalık, denizin 7 metresinden 33 metre derinliğine değin ulaşarak kum zeminle buluşur. Erikli köyünün batı kıyılarından yaklaşık 1 mil açıkta bulunan, resif özelliği gösteren bu oluşum tekne dalışı için idealdir. Özellikle son dönemlerde İbrice’ de belli dönemlerde artan dalıcı nüfusundan uzaklaşıp, daha sakin bir bölge tercih etmek isteyenlerin uğrak yeri olmaya başlamıştır.

ÜÇ ADALAR

Koru Dağlarının denize kavuştuğu noktada, Adilhan ve Sazlıdere köylerinin kıyılarının karşısında yer alan 3 küçük adacıktır. Buraya tekne ile ulaşılabilmektedir. Bu adalardan en büyüğü Hedef adası, askeri tatbikatlarda atış için kullanılan bir bölge olduğu için uzun süre giriş yasaktı. Bu adaların üzerinde yerleşim yoktur. Hedef adasında kamp yapacak küçük boş alanlar bulabilirsiniz. Sığ kayalıklarla dipten birbirine bağlı adaların etrafında dalış eğitimleri için uygun yerler bulmak mümkündür. Yine de çok değerlendirilmeyen bir bölgedir.


DESPOT KAYALIKLARI

Despot kayalıkları dalıcıların son zamanlarda dikkatini çeken bir dalış bölgesidir. Gelibolu yarımadasının kıyılarında yer alan bu kayalıklara, Güneyli köyünden kalkan dalış tekneleriyle ulaşmak mümkündür. Güneyli’den itibaren, Fatma Kadın Koyu, Mahmutpaşa İskelesi Koyu, Mavi Saros Koyu, Emel Sayın Koyu gibi bir çok koy, Saroz’un falezli kıyıları boyunca Despot kayalıklarına değin sizi süprizler yaparak karşılar. Despot kayalıkları, Minnoş adası dalış noktasına yakınlığı sebebiyle, Saroz’un kuzey kıyılarında yer alan İbrice limanından kalkan dalış teknelerin de uğrak yerlerindendir. Falezli kıyı yapısı ile, denizaltı canlı varlığını gözlemleyeceğiniz, dalıcıların araştırmasına ihtiyacı olan bir bölgedir.

SUALTI TARİH MÜZESİ İTALYAN KOYU/UZUNKUM (6-24 M)

Yapay Resif bölgesidir. Bölgede 400 yapay resif blokları bulunmaktadır. Bölge 2010 Eylül ayından itibaren bir akvaryum görünümüne kavuşmuştur. Bölgeye 2012 yılında  "Çanakkale Savaşlarını" tasvir eden bir "Açık Müze" uygulaması yapılmıştır. Bu bölgeye müze kapsamında 2010 yılı içinde Çanakkale savaşlarında Seyit Onbaşının kullandığı Alman toplarından 3 adet indirilmiştir. Topların yan tarafında 2 adet Türk Askeri bulunmaktadır. 2012 Haziran ayıda,  2.20 mt ebatlarında 12 Türk ve Anzak asker heykelleri indirilmiştir. Ekim 2011 den beri  bloklar ve asker heykellerinde yüzlerce Sübya yumurtası gözlenmektedir.

HARMANKAYA

Erikli yerleşiminin yaklaşık 1 kilometre kadar açığındaki dalış noktasıdır. 7 metre ile 30 metre arasında değişen derinliklerdedir.

ASKER TAŞI

Uzunkum bölgesinde,  Erkli yerleşiminin yaklaşık 1 mil açığında yer alan bir dalış noktasıdır. 12 metre derinlikte başlayan bir resif olan Asker Taşı, 33 metre derinliğe kadar iner ve çapı 250 metre civarındadır. Akıntılara açık bir bölgedir. İri ıstakozlara rastlanır. Profesyonel dalıcıların sevdiği bir bölgedir. Bu dalış noktasının bitişiğine 2014 yılı Ekim ayında NUSRAT mayın gemisini temsil eden eski bir sahil güvenlik gemisi batırılarak yapay resif oluşturulmuştur.



MİNNOŞ ADASI VE MİNNOŞ RESİFLERİ

Minnoş adası, Güneyli limanına 10 mil kadar uzaklıkta yer alır.

Gelibolu’nun Fındıklı köyü sınırlarında yer alır. Fakat denizden ulaşım daha kolay olduğu için Güneyli’den teknelerle gitmek daha çok tercih edilir. Öte yandan önemli bir dalış noktası oluşuyla, İbrice’ den de dalış okulları tekne turlarıyla yöreye gelmektedirler.

Minnoş adası, kıyıdan sonra 7 metre derinlikte seyreden resiflerle kıyıya dipten bağlı ve 150 mt açıktaki bir kayalıktır. Minnoş adası deniz seviyesinden 15 metre yüksekliğe sahiptir. Oldukça derin duvar yapısıyla dip çizgisine ulaşan Minnoş adasında, dalış eğitmenleri 40 metrelerden sonra hayranlık hislerinin peşine takılıp dalınmamasını öğütlemektedirler. Adanın etrafında tam bir tur dolaşabiliyorsunuz.

Bu bölge zengin bir deniz yaşamına ev sahipliği etmektedir. Özellikle kayalıkların denize kavuştuğu noktalardan itibaren sert, turuncu mercan oluşumlar göze çarpar. Adayı kıyıya bağlayan resifler ise, denizin 7 metre derinliğinden 30 metre derinlikte kum zemine değin ulaşır. Sarpa balıkları, deniz tavşanları, böcekler ve daha bir çok deniz canlısını görmek mümkündür.


KÖMÜR KOYU (KÖMÜR İSKELESİ)

Kömür koyu, son yıllarda dalış tutkunlarının sıklıkla uğradığı, kamp yapmaya müsait dalış noktalarından birisidir. Karadan ulaşım için, Gelibolu’nun Fındıklı köyü sapağındaki yol tabelalarını iyi takip etmeniz gerekmektedir. Güneyli limanından kalkan tekneler de Kömür limanına muhakkak uğramaktadırlar. Sağlı sollu yüksekçe tepelerin arasında yer alan koyda dalıcıları, denizin içinde derine inen kayalıklar çekmektedir. Turkuaz rengi sularıyla, deniz yaşamının tüm canlılarına ev sahipliği yapan Saros’ un son yıllardaki en gözde dalış alanlarından birisidir Kömür koyu.


BÜYÜK ve KÜÇÜK KEMİKLİ BURNU

Kömür koyundan Saros’ un Gelibolu yarımadasında sona erdiği farzedilen Kemikli koyu doğru, Sazlı, Karaağaç koyu, İncirli koyu, Koyunyeri limanı, Ece koyu gibi yer yer deniz içine de inen dik, falezli kıyı yapıları arasındaki koylardan geçersiniz. Özellikle İncirli Koyu çevresinde, dalıcılarca araştırılmaya muhtaç kıyı oluşumları ve kayalıklar mevcuttur. Bu civarda yer alan kayalıklar balıkçılarca Bebek Kayalıkları diye isimlendirilir ve özellikle sualtı varlığı açısından oldukça zengin bir bölgedir. Fakat ulaşım zorluğu sebebiyle bu bölge dalış için çok değerlendirilememiştir. Bebek kayalıkları reef, duvar ve akıntı dalışları için ve su altı zenginliği ile son zamanlarda dalış programlarına dahil edilen bir bölgedir.

Buna karşılık Ece koyu karadan daha rahat bir ulaşıma sahiptir. Koyun hemen yanından devam eden kayalık kıyı hattı denizaltı yaşamının izlenebileceği önemli yerlerdendir. Yeni yeni kamp konaklamalı dalıcılar tarafından ilgi görmeye başlamıştır.

Büyük Kemikli koyu içerisinde denizden 20-30 mt açıkta iki metre derinlikte bir kıyı çöküntüsüyle kıyıya bağlı adacık etrafında dalış yapılabilir.

Büyük ve Küçük Kemikli burnu arasında yay gibi uzanan Suvla koyu yer alır. Güzel bir kumsala da ev sahipliği yapan bu koy, Çanakale Savaşları sırasında İngiliz ve Anzak askerlerinin çıkartma yaptıkları koylardandır. Büyük ve Küçük Anafartalar’ a yakınlığıyla da, gelir-geçer ziyaretçilerin manzarasını seyretmeye doyamadıkları bir manzarası vardır.

Küçük Kemikli burnunu dönünce artık Saros körfezi Ege Denizi’ nin açık sularına kavuşmuş olur.


LUNDY BATIĞI ( Suvla Koyu )

Lundy 1908 yılında İngiltere’ de üretilmiş bir trol gemisiydi. 1. Dünya Savaşı’ nın başlamasıyla mayın tarama göreviyle Çanakkale kıyılarına, İngiliz donanması emrine verilmiştir. 16 Ağustos 1915 yılında, Suvla koyunda batan geminin mayına çarpmış olabileceği veya düşman eline gemesini istemedikleri geri götüremeyecekleri eşyalar arasında görüldüğü için İngilizlerin kendisi tarafından batırıldıığı gibi görüşler vardır. Bu bölgenin çıkarma bölgelerinden biri olduğu düşünülürse, mayınla batmış olması muhtemeldir.

Batık 1987 yılında balıkçılar tarafından keşfedilmiştir. Lundy batığı, bu bölgede en sağlam ve tek parça olarak bize ulaşan popüler bir dalış bölgesidir. Lundy 28 metre derinlikte tamamen kum bir zemin üzerinde ve neredeyse deniz üzerinde yüzdüğü hali gibi düz bir şekilde durmaktadır. Kıç tarafında batığın birşeye çarpmış olabileceğini doğrulayan bir ezilme dışında sağlamdır. Batığın yüzeyinde, korezyon etkisiyle açılmış bölümlerden girilen ambarlarının yüzeyinde birçok deniz canlısı artık kendi yaşam alanlarını oluşturmuş durumdadır. Mavi, mor ve turuncu süngerler, anemonlar, deniz tavşanları, küçük yengeçler, kuma oturduğu yerde büyük kollu istakozlar, küçük karagözler, kendilerini saklayabilecekleri her açıklıkta ise Saros’ un dikkatle yaklaşılması gereken balıkları müren ve orfozlara raslarsınız.

Batık dalışı için çok önemli olan Lundy batığı sualtı fotoğrafçılarının da en gözde dalış bölgelerindendir.


SU ARITMA GEMİSİ (Suvla Koyu)

Çanakkale Savaşları sırasında, İngilizlere su arıtmak için kullanılan geminin batığı da bu isimle anılmaktadır. Arıtma batığı… Batık konum olarak Suvla koyunda, kıyıya yakın ve korunaklı bir mevkide yer alır. Bu korunaklı yönüyle dalışını daha sıkıntısız gören dalıcılar tarafından, ikinci dalış noktası veya kötü havalarda dalınacak yerler arasında değerlendirilir. Zira, koyda dalış yapılacak Lundy batığı ile Anzak ve İngiliz flikaları da bulunmaktadır.

Arıtma batığı her seviyeden dalıcı için uygun bir dalış bölgesidir. Genel hatlarıyla korunabilmiş bir batıktır. Deniz suyunu arıtmak için kullanılan 3 adet kazanı ve serpantileri ile deniz seviyesinin 14 metre derinliğinde görülebilmektedir.


ÇIKARTMA FIRKATEYNLERİ

Suvla koyu ve daha ötesindeki Arıburnu mevkii İngiliz ve Anzaklar’ın karaya çıkarılması için kullanılmış çeşitli boylarda flikaların batıklarına da ev sahipliği yapmaktadır. Bu batıklardan bazıları 3-4 metrelerde kum yüzeye saplanmış halde görülebilmektedir. Buna karşılık daha büyükçe çıkarma fırkateynlerinden ikisi Suvla koyunun kuzybatısında 14 ve 27 metre derinlikte gözlenmektedir.

ALMAN TORPİDO GEMİSİ

I. Dünya Savaşında İngiliz savaş gemisi Inflexible ve Irresistible, Çanakkale kıyılarını topa tuttuğu sırada Osmanlının müttefiki olan Almanların komuta merkezi de Çimenlik kalesinin bulunduğu yerdeydi. Atılan bombalardan birisi Almanların komuta merkezinin yakınlarına düşer. Askerler barakalardan acilen boşaltılıp kıyıya demirlemiş olan torpido gemisine bindirilip karşı kıyıya kaçırılmak istenir. Ancak 18 Mart 1915 günü Irresistible`in mermilerinden birisi Alman gemisinin sonu olur. 1315 erin öldüğü gemi Çanakkale yat limanının hemen dışında yer alır. 16 metredeki batık, Çanakkale Boğazı`nın yoğun olan deniz trafiğinin tam ortasındadır.

KAPTAN FRANCO BATIĞI

Kaptan Franco : Franco asfalt hammaddesi taşıyan Yunan bandıralı bir yük gemisi. Sancak baş tarafa bir Romen yük gemisi etkili bir şekilde çarparak saç gövdeye büyük bir yırtık oluşturuyor. Kaptan kendini sahile yönlendirse de 40 metre derinlikte yolculuk son buluyor. Yüzeyden bakıldığında sahil oldukça yakın fakat aniden derinleşen boğaz ancak 40 metre gibi derin bir bölgede batığı barındırıyor. Gemi iskele tarafına yatık şekilde yatıyor. Ambarlarda bulunan hammadde blokları ise zemine yayılmış. Batık, direkleri, pervane ve dümeniyle bozulmamış bir bütün şeklinde duruyor. Esas ilginç olan batığın kuytu bölümlerinde renkli yumuşak mercanlar bulunuyor. Bu mercanlar yıllar geçtikçe belirgin bir şekilde çoğalmaktalar. 2. günün 2. Franco dalışında dip akıntısı oldukça fazla derinlik dışında diğer dezavantajı aniden gelen akıntılar oluşturuyor. Gemi oldukça uzun olduğundan çoğunlukla akıntı yüzünden batığın çoğu rahat gezilemiyor. Özellikle sancak tarafı üstte kaldığından akıntı buradan hızla dalıcıları diğer tarafa sürüklüyor. Derinlik de hesaba katıldığında bu gibi dalışların yapılabilmesi için hem tecrübe hem de en az "ADVANCED" brövesi gerekiyor. Görüş açısı, akıntı ve derinlik açısından en sorunsuz batık. Havuzlar mevkiinde, 27-43 metreler arasında yatıyor.

MAJESTİK BATIĞI

Majestik 1895 yılı yapımı olup İngilizlerin en yaşlı iletişim gemisiydi. Çanakkale saldırısı planlanırken Churchill bu geminin yaşlı olduğunu ileri sürmüş, ancak Çanakkale`yi çok kolay geçip İstanbul`u da kolaylıkla ele geçireceğini savunan diğer rütbeliler, Majestik`i deniz filosuna almışlardı. 18 Mart deniz çıkartmalarında yer alan bu gemiye dalmanın ayrı bir coşkusu vardır. Müzede geminin siyah beyaz fotoğrafını gördükten sonra bu coşkunuz daha da artacaktır. Batık, Çanakkale Boğazı`nın tam uç noktasında yer alan Seddülbahir yakınlarındaki Morto koyunda bulunmaktadır. 1895 yapısı bu yaşlı İngiliz gemisi U-21 Alman denizaltısı tarafından batırılmıştır. 14,900 ton ağırlığında ve 119 metre uzunluğunda olan gemi 757 mürettebatı ile Çanakkale kıyılarında batmıştır. Daha başlar başlamaz geminin silüeti 15 metrelerden sonra belirmeye başlar. Henüz patlamamış bombaları, geminin topunun oturduğu döner zemin, bacalar ve yana devrilmiş gözetleme kulesi etrafında oluşan sualtı faunası ile özellikle fotoğrafçılara hoş dakikalar yaşatır. Yöredeki güçlü akıntı sizin yine iniş ipini bulup yüzeye çıkmanıza engel olabilir. Dolayısı ile dalışlarınızı dekosuz ayarlamakta yarar vardır. Yoksa bir yere tutunmaksızın yapacağınız dekompresyon beklemesi anında akıntı sizin birkaç mil öteden yüzeye çıkmanıza yol açacaktır.


'Saros'un akvaryumu' dalış turizminin ilgi odağı oldu

Dalgıç adayları eğitmenler eşliğinde liman açıklarında bulunan Çanakkale Savaşları'nın canlandırıldığı yapay resifler ve Airbus A330 tipi yolcu uçağının bulunduğu bölgeye dalış gerçekleştiriyor.

Limanda yer alan dalış okulları pratik ve teorik eğitimlerini sürdürürken, dalgıçların yakınları da Saros Körfezi'ndeki sahillerde tatil yapabiliyor.

Dalışlar, Kovid-19 tedbirlerine uyularak gerçekleştiriliyor. Dalış sonrasında gözlük, palet, şnorkel, elbise gibi dalış aksesuarları dezenfekte ediliyor.

"İbrice bölgesinde 100 binlere yakın ziyaret söz konusu"

Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, AA muhabirine, Mecidiye sahilinde yer alan İbrice Limanı'nı Saros'un "nazar boncuğu ve akvaryumu" olarak adlandırdıklarını söyledi.

Liman açıklarında su altı organizasyonu oluşturduklarını belirten Helvacıoğlu, "Batırılan resifler ve uçağın ardından, tank batırma çalışmaları da yapılacak. İbrice bölgesinde 100 binlere yakın ziyaret söz konusu. Mısır'da dalış turizminin getirdiği bir ekonomi varsa, bizim Saros Körfezi'mizde de Trakya Kalkınma Ajansımız ve Edirne Valiliğimizle ortak çalışma gerçekleştiriyoruz." dedi.

Dalış turizmine yönelik İbrice'de kamp alanı oluşturacaklarını ifade eden Helvacıoğlu, "İbrice'ye profesyonellik katacağız. Dalış pahalı bir spor. Bu sporu gerçekleştiren tutkunlara daha iyi şartlarda ortamlar sunacağız. Konaklama şart, kamp ve karavan turizmi dalgıçlara sunulacak. Bunun dışında altyapı sorunlarını çözeceğiz. Potansiyel var, İbrice'yi işlememiz lazım. Bunun çalışmalarını yapmaya başladık." ifadelerini kullandı.

"Günden güne ilgi artıyor"

Türkiye Su Sporları Federasyonu Edirne Temsilci Özkan Arsu da İbrice Limanı'nın su altı sporlarının çekim merkezi haline geldiğini söyledi.

İstanbul çevresinde dalış turizmi açısından en temiz bölgenin İbrice olduğunu belirten Arsu, "İstanbul'dan buraya 3 saatte ulaşıyorlar. Hafta sonu daldıktan sonra ailecek tatil de yapıyorlar. Buranın günden güne popülerliği artıyor." dedi.

Arsu, İbrice'ye yılda 80 ila 120 bin dalgıcın geldiğini anlattı.

Dalgıçların aileleriyle gelmesinin de turizmi hareketlendirdiğini vurgulayan Arsu, "Turizm açısından bakarsak aileleri ve yakınlarıyla bu sayı yaklaşık 1,5 milyonu buluyor. İbrice'ye günden güne ilgi artıyor. Dalgıçlar ekonomik anlamda da bölgeye katkı sağlıyor." ifadelerini kullandı.

"İbrice İstanbullu dalgıçların gözdesi"

Dalış eğitmeni Ferhat Kurt da son 10 yılda İbrice Limanı'nda dalanların sayısında yüzde yüz artış olduğunu dile getirdi.

Dalış okullarının daha önce limanın içerisinde yer aldığını yeni düzenlemeyle limanın dışına taşındıklarını aktaran Kurt, denize ve botlara uzaklaşmalarına rağmen faaliyetlerini sıkıntısız şekilde devam ettirdiklerini kaydetti.

Eğitmen Ahmet Yumurtacı, dalgıç adaylarına yarım saatlik teorik eğitim verdiklerini daha sonra su altında birlikte dalış deneyimi yaşadıklarını anlattı. Yumurtacı, yüzme bilmeyenlerin dahi eğitmenler eşliğinde dalış yapabileceğini kaydetti.

Dalış merkezi sahibi Serdar Savaşal ise 1 Temmuz'dan itibaren dalışa başladıklarını, yoğun şekilde dalış rezervasyonu aldıklarını dile getirdi. Müsilaj olmamasının avantajını yaşadıklarını aktaran Savaşal, dalış yapmak isteyenleri uygun fiyata su altı hayalini gerçekleştirebileceğini kaydetti.

Dalgıç adayı Behlül Dallı da eğitimin ardından su altını görmeyi sabırsızlıkla beklediğini ifade etti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır