• SECİTA 10 mg tabletlerin her biri 10 mg essitalopram içerir.
• SECİTA, 28, 56 ve 84 film tabletlik blister ambalajlarda piyasaya sunulmaktadır. Beyaz renkli, oval, bir yüzünde kırma çizgisi, diğer yüzünde “E10” harfleri bulunan film kaplı tabletlerdir.
• SECİTA, essitalopram içerir. Bu ilaç, depresyon (majör depresif durumlar) ve agorafobili (açık alan korkusu) veya agorafobisiz panik bozukluğu, sosyal anksiyete (kaygı) bozukluğu, yaygın anksiyete bozukluğu ve obsesif-kompulsif (saplantı-zorlantı) bozukluk gibi anksiyete bozukluklarında kullanılır.
• Essitalopram, selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRIs) olarak adlandırılan bir antidepresan grubuna dahildir. Bu ilaçlar beyindeki serotonin sistemini etkileyerek serotonin düzeylerini arttırırlar. Serotonin sistemindeki bozukluğun, depresyon ve benzeri hastalıkların gelişiminde önemli bir faktör olduğu kabul edilmektedir.
• SECİTA, sığır kaynaklı laktoz monohidrat içermektedir.
İyi hissetmeye başlamanız birkaç haftayı bulabilir. Durumunuzda iyileşme görmeniz biraz
zaman alsa bile, SECİTA kullanmaya devam ediniz.
Eğer kendinizi daha iyi hissetmezseniz ya da daha kötü hissederseniz, bunu bir doktorla
konuşmalısınız.
Günlük yaşantımızda karşılaştığımız birçok durum karşısında verdiğimiz tepkiler veya tepkisiz kalma davranışlarının altında çok derin psikolojik nedenler bulunmaktadır. Bu nedenler için psikoloji ile ilgili makale ve bloglarda çözüm aramaya çalışırız. Çoğu zaman bir ...
blog yazısı sorunumuz hakkında fikir sahibi yapsa da, tedavi için mutlaka bir psikoloğa danışılmalıdır. Arkadaş ortamında sohbet ederken yapılan basit bir espriye gülüp gülmeme kararı vermenizden, hayati öneme sahip kararlara kadar çok geniş bir kapsam içinde davranışlarımıza yansır ve tüm bunların birleşimi bizim kişiliğimizi oluşturur. Bazı zamanlar olaylar karşısındaki tutumumuzun nedenini kendimiz de anlamlandıramayız. Daha anne karnındayken veri toplamaya başlayan bilinçaltımız, hayatımızın sonuna kadar yaşadığımız önemli veya önemsiz her durumla ilgili bizden habersiz bilgi toplamaya ve işlemeye devam eder. Nedensiz davranışlarımız, psikolojik rahatsızlıklarımız, duygu durum değişimlerimiz ve insan ilişkilerimiz gibi daha birçok konuda bilinçaltımızın izlerini görmek mümkündür. Bazen bu sorunlar hayatımızı büyük ölçüde etkilemekte ve en basit işlerde bile bize ayak bağı olmaktadır. Bu sorunların çözümü için mutlaka uzmanlara danışılıp profesyonel destek alınmalıdır.
Devamını Oku
Antidepresan ilaç yoksunluğu: Böyle bir şey var mı?
Antidepresan ilaç almaktan vazgeçerseniz, antidepresan ilaç yoksunluğu yaşayabilir misiniz?
Yaşadığınız geri çekilme belirtileri uyuşturucu bağımlılığı gibi bir bağımlılığın olduğu anlamına mı geliyor?
Antidepresan ilaçlar dışında psikiyatride ve genel tıpta kullanılan ve bağımlılık yapmayan ilaçların önemli bir kısmında kesilme belirtileri gözlenebilir. Örneğin; bipolar bozuklukta kullanılan lityum, psikotik rahatsızlıklarda kullanılan nöroleptikler, dopaminerjik ilaçlar, kortikosteroidler, beta blokerler, diüretikler, nitratlar, sempatomimetik ilaçlar gibi.
Antidepresan ilaçlar depresyon tedavisi dışında anksiyete bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk, yeme bozuklukları, dürtü denetim bozuklukları gibi ruhsal bozuklukların tedavisinde kullanılabilir. Bu nedenle oldukça geniş bir kullanım alanı vardır.
Antidepresan ilaçlarınızı aniden keserseniz, özellikle altı haftadan uzun bir süredir aldığınız bir ilaç kullanıyor iseniz, antidepresan ilaç yoksunluğu diye adlandırdığımız belirtilerle karşılaşabilirsiniz.
Yoksunluğunun belirtileri bazen antidepresan kesilme sendromu olarak da adlandırılır ve genellikle birkaç hafta kadar sürebilir. Bazı antidepresan ilaçların, diğerlerine göre yoksunluk belirtilerine neden olma olasılığı daha yüksek olabilir.
Antidepresan bir ilacı aniden bıraktığınızda aşağıdaki belirtiler bir iki gün içinde ortaya çıkabilir:
Antidepresan yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması, bir antidepresana bağımlı olduğunuz anlamına gelmez. Bağımlılık beyindeki zararlı, uzun vadeli kimyasal değişiklikleri temsil eder. Bağımlılıkta kullanılan maddeyi almak için yoğun bir istek, bu maddeyi kullanımınızı kontrol edememe ve bu madde kullanımından kaynaklanan olumsuz sonuçlarla karakterizedir. Antidepresan ilaçlar bu gibi sorunlara neden olmaz, bağımlılık yapmaz. Ayrıca madde bağımlılığı tanı ölçütlerinden biri olan geri çekilme belirtileri tek başına bağımlılık tanısı koymaya yeterli değildir.
Her antidepresan kullanan kişi ilacını bırakırken bu tür belirtiler göstermeyebilir. Bu durum kişiden kişiye, kullanılan ilacın türüne bağlı olarak değişiklik gösterir. Günümüzde en çok kullanılan antidepresan ilaçlar SSRI grubu dediğimiz seratonin geri alım inhibitörleridir. Bu grup ilaçlar içinde antidepresan kesilme belirtisi riski en yüksek olan ilaç paroksetindir.
Sonuç olarak herhangi bir ruhsal rahatsızlıkta antidepresan ilaç başlanması kararı da antidepresan ilacın bırakılması kararı da düzenli bir takip sonrasında psikiyatri hekimiyle birlikte verilebilecek bir karardır.