seferi namaz mesafesi / Seferîliğin başlangıcı nasıl belirlenir? : Din İşleri Yüksek Kurulu : Dini Bilgilendirme Platformu

Seferi Namaz Mesafesi

seferi namaz mesafesi

Seferilik kaç gün, kaç kilometredir? Seferilikte mesafe ve zaman

Seferilik kaç gün, kaç kilometredir? Seferilikte mesafe ve zaman

monash.pw

Ramazan ayında yolculuğa çıkacak vatandaşlar seferilik hakkında bilgileri araştırıyor.

Seferi, kişinin herhangi bir nedenle ikamet ettiği yerden kalkıp başka bir yere gitmesi veya gitmek için yola koyulması anlamına geliyor.

Evinde olmayan, yolda veya misafirlikte olanlar ibadetlerini her zaman rahat bir şekilde yerine getiremeyebiliyor. Bu durumda İslam dininde seferilik imkanı sunulmuştur.

''Zorlukla beraber kolaylık vardır. Evet, zorlukla beraber kolaylık vardır." (İnşirah, 94/) ayetinden anlaşılacağı gibi Rabbimizkullarının zorlanmaması için onlara bazı ruhsatlar tanımıştır.

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

"Eğer kâfirlerin size fitne vermesinden korkarsanız, yeryüzünde sefere çıktığınız zaman namazları kısaltarak kılmanızda bir sakınca yoktur." (Nisa, 4/).

Seferi olmanın şartları belirlenmiş ve seferi namazı ile ibadetin telafisi mümkün kılınmıştır.

Peki seferilik kaç kilometredir? Seferi olma şartları nelerdir? Baba evinde seferi olunur mu? Kimler seferi sayılır? İşte tüm merak edilen sorular

Seferiliğin başlangıcı nasıl belirlenir?

Dinen sefer sayılacak mesafedeki bir yere gitmek üzere yola çıkan kişi, yaşadığı yerleşim yerinin meskûn mahallinden çıkınca misafir hükmünde kabul edilir. Bu kimse yolculuk hüküm ve ruhsatlarından yararlanmaya başlar (Merğînânî, el-Hidâye, II, ). Buna göre, yolculuğa başlayıp şehrin meskûn mahallinden çıkan kimse dört rekâtlı farz namazları iki rekât olarak kılar.

Günümüzde şehirler genişlemiş, İstanbul örneğinde olduğu gibi, iki ucu arasındaki mesafe neredeyse sefer mesafesi olacak kadar uzamıştır. Bu nedenle İstanbul gibi büyükşehirlerde yaşayan kimseler, yolculuğa kendi araçlarıyla çıktıklarında, ikamet ettikleri ilçenin belediye sınırlarını geçtikleri andan itibaren seferî sayılırlar ve haklarında seferîlik hükümleri sabit olur.

Yolculuğa otobüs, tren, uçak ve gemi gibi umumi vasıtalarla çıkılması halinde ise seferiliğin başlangıç noktası olarak otogar, gar, havalimanı ve limanlar esas alınabilir.

Seferilik kaç kilometredir?

İkamet ettiği yerden 90 km. uzağa giden seferi sayılır. Ramazan'da sefer mesafesi (en az 90 km.) bir yere gitmek için yola çıkacak olan kimse, geceden oruca niyet etmeyebilir.

Kişinin çıktığı yolda 90km mesafeye ulaşmadan geri dönmeye niyet etmesi halinde namazlarını tam olarak kılması gerekmektedir.

Seferilik kaç gündür?

Seferi namazında bir yere giderken mesafe durumu sahih olsa dahi orada 15 gün kalma niyeti bulunmaması gerekmektedir. Bir yere giderken 15 gün kalmak icab ediyorsa o halde seferi şekilde namaz kılınması doğru olmamaktadır.

Yazlığa giden seferi sayılır mı?

Fıkıh kaynaklarındaki bir görüşe göre; iki yerde kullandığı evi bulunan bir kimse bunlardan hangisine gitse mukim olur. (bkz. İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtar, II, ; Bilmen, İlmihal, s. ) Buna göre bir beldede kullandığı evi olan kimse oraya gittiğinde seferî sayılmaz.

Günümüzdeki bazı yaklaşımlara göre kişinin yazlığının olduğu yer de aslî vatanı gibidir. Dolayısıyla kişi, kendisine ait yazlık, kışlık evinin veya devre mülkünün bulunduğu yerlerde namazlarını tam kılar.

Baba evine giden seferi sayılır mı?

Bir kimse sürekli yaşamakta olduğu vatanından ayrılıp, ziyaret vb. amaçlarla 90 km. ve daha uzak yerde yerleşik olan anne-babasının yanına giderse, seferîlik hükümlerine tabi olur.

İslamMüslümandinOruç

Google News ile Takip Et

Seferi (Yolcunun) Namazları

Seferînin (Yolcunun) Namazı

Seferî Sayılmak İçin Gidilmesi Gereken Mesâfe Ne Kadardır?

Seferîlik Hükümleri Nelerdir?

Namazı Kasretmenin Hükmü Nedir?

Namazda Kasr Niçin Yapılır?

Namazı Kasretmenin Şartı Nedir?

Nereden İtibaren Namazlar Kasredilmeye Başlanır?

Sefer Hâlinde Kaç Güne Kadar Namaz Kasredilir?

Seferînin (Yolcunun) Namazı

Sefer kelimesi, lügatte, yol yürümek, herhangi bir mesafeye gitmek demektir.

Fıkıhta ise, 3 günlük bir mesafeyi yürümek niyetiyle yola çıkmaktır.

Böyle bir niyetle yola çıkan kimseye misafir denir. Seferî adı da verilir.

Sefer kelimesinin mukabili ikâmettir. Doğduğu yerde veya sonradan vatan edindiği bir beldede oturmak mânasına gelir. Böyle bir kimseye de mukîm denilir.

Seferî Sayılmak İçin Gidilmesi Gereken Mesâfe Ne Kadardır?

İstirahatlarla birlikte orta bir yürüyüşle 3 günlük mesafedir. Orta yürüyüş karada kafilenin ardındaki deve yürüyüşü ile yaya yürüyüşü; denizde ise mutedil havada yelkenli gemi sür'atidir.

Bir günlük yürüyüş 6 saat kabul edilmektedir. Yaya yürüyüşü ile ortalama saatte 5 km. yol alındığı göz önüne alınırsa, bu durumda 3 günlük mesafe zaman olarak 6x3 = 18 saat; uzunluk olarak da günde 5x6 = 30, üç günde 30x3 = 90 km. olur.

Bu durum kara yolculuğunda böyledir. Deniz yolculuğunda ise mutedil esen bir rüzgârla 3 günde kat'edilen yol 90 mil olarak hesaplanmıştır.

Bu müddetten daha az olan yolculuklar sefer hükmüne girmez.

Her ne kadar bugün yolculuk vasıtaları değişmiş ise de, asıl olan bu ölçülere riayet etmek lâzımdır. Çünkü nakil vasıtalarının şekil ve sür'atleri devamlı değişiklik arzetmektedir. Her değişiklik için bir usûl konamaz. Bunlar ârızî olan hallerdir. Onun için, asıl olan tabiî yolculuk vasıtalarına itibar edilmelidir. Bu mesafeler serî vasıtalarla çok kısa zamanda alınsa bile, hüküm değişmez.

Uçak seferleri, ya kara üzerinden, ya da deniz üzerinden, ya da hem kara, hem de deniz üzerinden olur. Hangisinden olursa olsun, kara ve deniz üzerinden alınacak mesafeler, kara veya deniz için kabûl edilen 3 günlük seferîlik miktarına ulaşınca, seferîlik hâli tahakkuk eder. Meselâ uçakla yapılan bir yolculukla, deniz üzerinden bir günlük, kara üzerinden de iki günlük mesafe yarım saatte alınmış olsa, seferîlik hâli meydana gelir.

Yolculuk meşakkat hâlidir. Saatinde ve dakikasında vasıtaya yetişmek, teknik ârızalarla, hava muhalefetleri ile karşılaşmak hep yolculuğun zor olan taraflarıdır. Vasıtaların tekâmül etmesiyle bu gibi zorluklar azalmaz, hattâ artabilir.

Bunun için gidilen mesafeyi değil de, vasıtanın sür'atini seferîlikte esas almak doğru olmaz (*).

Seferîlik Hükümleri Nelerdir?

Sefere (yolculuğa) çıkanlar hakkında İslâmiyet bâzı kolaylıklar ve ruhsatlar tanımıştır. Şöyle ki:

* Ramazan-ı şerîf'te yolculuğa çıkan kimse, orucunu te'hir edebilir.

* Misafir için ayaklardaki mestlere mesih müddeti, 3 gün 3 gecedir.

* En mühim kolaylık ve ruhsat da, namazı kasır'dır. Misafir, 4 rek'atlı farz namazlarını ikişer rek'at olarak kılar. Buna kasr-ı salât denir.

Namazı Kasretmenin Hükmü Nedir?

Hanefî mezhebinde namazı kasretmek vâcibtir. Bu durumda namazı kasır, mecazî bir ruhsat olmaktadır. Çünkü sair ruhsatlarda yapıp yapmamakta kişi serbesttir. Halbuki namazın kasrında icbar vardır.

Binaenaleyh seferî bir kimse namazı kasretmeden tam kılarsa mekruh işlemiş olur. Kılınan ilk iki rek'atla farz tamamlanmış olur. Son iki rek'at ise, nafile yerine geçer. Ne var ki ikinci rek'atın sonunda selâmı terkettiğinden vâcibi terketmiş, dolayısıyla mekruh işlemiş, namaz kerahetle sahih olmuş olur. Bu şekilde mekruh işliyerek kılınan namazdan bir sevab beklenmemelidir.

Seferî olan kimse, ikinci rek'at sonunda oturmadan 3. rek'ata kalksa, namazı fâsid de olur. Çünkü seferî kimse namazı iki rek'at olarak kıldığı için ikinci rek'at sonunda oturması farzdır. Bu durumda farz terkedilmiş olmakta, dolayısıyla namaz da bozulmuş bulunmaktadır.

Şâfiîlere göre seferî kimse namazı kasredip kasretmemekte muhayyerdir. Yani, isterse iki kılar,

isterse dört

Namazı kasretmek, hicrî 4. senede meşrû kılınmıştır. Meşrûiyeti Kitab, Sünnet ve İcmâ'-i Ümmet ile sâbittir.

Kasrın meşrûiyetine Kitabdan delil, Nisâ sûresinin âyetidir.

Sünnetten delil ise, şu rivâyetlerdir:

İbn-i Abbas şöyle demiştir:

"Sizin Peygamberinizin lisanı üzere Allah namazı hazarda 4 rek'at, seferde ise iki rek'at farz kıldı."

Hz. Âişe validemiz ise şöyle buyurmuştur:

"Namaz seferde ve hazarda ikişer rek'at ikişer rek'at olarak farz kılındı. Sonra yolculukta iki rek'at olarak kaldı. Hazardaki namazlara ise ziyade yapıldı."

Namazda Kasr Niçin Yapılır?

Namazı kasretmenin illeti seferdir. Hikmeti ise meşakkattir.

Binaenaleyh hikmet olmasa da illet olsa, namaz kasredilir. Yani sefere çıkmış bir kimse yolculuğu ve misafirliği boyunca hiçbir meşakkat ve zahmete mâruz kalmasa bile, namazı kasreder. Çünkü kasrın sebebi ve illeti olan seferîlik hâli mevcuttur. Sefer dışında ise, bir kimse pek çok zahmet ve meşakkat çekse de namazı kasr edemez. Çünkü kasrın sebeb ve illeti olan seferîlik durumu yoktur.

Namazı Kasretmenin Şartı Nedir?

Namazı kasr için en başta yolculuğa (sefer) niyet şarttır. Yolculuğa niyet edilmeksizin namaz kasredilmez.

Niyetin sahih olması için ise, seferin, yani, yolculuğun başından itibaren 3 günlük mesafeye gidişi niyet etmek lâzımdır. Geri dönüş müddeti hesaba katılmaz, sadece gidiş süresi üç günü bulmalıdır.

Başıboş olarak gezintiye çıkıp nereye gideceğini bilemeyen, bir yol hedefi olmayan kimse, 3 günlük mesafeden fazla yol alsa bile, sefer niyeti olmadığı için namazlarını kasr ile kılamaz.

Seferîlik niyeti için bülûğ da şarttır.

Nereden İtibaren Namazlar Kasredilmeye Başlanır?

Sefere niyet eden ve yola çıkan kimse, oturduğu beldenin binalarını geçtikten itibaren namazlarını kasra başlar. Bulunduğu şehir veya kasabadan çıkarken gittiği istikametteki meskûn yerleri geçmiş olması lâzımdır. Şehre bağlı olup da birbirinden ayrı olan mahallelerin hepsini de geçmiş olmak gerekir.

Ancak şehrin dışında olup da eskiden şehre bağlı olan ve hâlen harâbe hâlinde bulunan yerler şehre bağlı sayılmazlar. Kasr için bunları da geçmek şart değildir. Şehre bitişik köy varsa, kasr yapılabilmek için bunların da geçilmesi şarttır.

Sefer Hâlinde Kaç Güne Kadar Namaz Kasredilir?

Bulunduğu şehir ve köyden sefere niyet ile yola çıkan kimse oturduğu şehre ve köye geri dönmedikçe veya gittiği memlekette en az 15 gün kalmaya (ikâmete) niyet etmedikçe seferî sayılır, namazlarını kasreder.

Misafir olarak gidilen yerde 15 gün ikâmet niyeti yolda iken yapılsa sahih değildir. Yolculuk bittikten sonra yapılırsa sahih olur.

Bir iş tâkibi gibi bir sebeble 15 gün ikâmeti niyet etmeksizin meydana gelen misafirliklerde iş olmayıp bir ay bile kalınsa namaz kasredilir. Zira 15 günlüğüne ikâmet niyeti yoktur.

15 gün oturmaya niyet edilen yer, aynı yer olmalıdır. Ayrı ayrı şehir ve kasabalarda toplam 15 gün oturmaya niyetli yolcu, mukim sayılmaz. Seferîlik hükmünden çıkmaz.

İkâmete niyet, tam 15 gün olmalıdır. Bir yerde bir hafta kalmaya niyet edip, hafta dolunca bir 10 gün daha kalmaya niyet edilirse ikâmet süresi 17 gün olmakla beraber, seferîlik hâli son bulmaz, namazı kasra devam edilir.

Çünkü müddetler ayrı ayrı tayin edilmiş, ikâmete niyet bir anda 15 gün olarak yapılmamıştır.

Bir insan 3 günlük yolculuğa niyet ederek yola çıktıktan sonra sefer müddetini doldurmadan geri dönmeyi istese, misafir hükmünden çıkar ve artık namazlarını tam kılar.

Yine sefer müddeti bitmeden bir yerde kalmaya niyet edilmekle seferîlik hükmü son bulur.

Kasrın Hükmünün Kalkması:

Misafir 3 günlük mesafeyi tamamlamadan yarı yoldan evine dönmekle seferîlik hükmü kalkacağı gibi, sadece dönmeye niyet etmesiyle de seferîlik bozulur. Meselâ: Bir kimse iki günlük mesafeyi kat'ettikten sonra geri dönmeye niyet etse, fakat hemen de dönmeyip bulunduğu yerde bir müddet eylense evine dönmemiş olduğu halde seferîlik hükmünden çıkmış sayılır. Artık namazlarını kasr edemez, tam kılmak zorundadır.

Eğer yolcu sefer mesafesi olan üç günlük yolu aldıktan sonra geri evine dönmeye niyet etse, evine bizzat geri dönmedikçe seferîlik hâlinden çıkmaz. Burada geri dönüş niyeti kâfi değildir.

Vatanın Kısımları:

Oturma ve yerleşme bakımlarından vatan 3'e ayrılır:

1 * Vatan-ı aslî: İnsanın doğup büyüdüğü ve yaşadığı yahut da başka bir memlekete göçmüşse orada ev ve vatan edindiği, yerleştiği yere denir.

2 * Vatan-ı ikâmet: Yolculuk hâlindeki kimsenin 15 gün veya daha fazla kalmaya niyet ettiği yere denir.

3 * Vatan-ı süknâ: Misafirin yolculuk esnasında 15 günden az kalmak niyetiyle uğradığı ve oturduğu her yere denir.

Aslî vatan, ancak kendi misli ile bozulur. Bir kimse doğup büyüdüğü yerden başka bir memlekete gider orada iyice yerleşirse aslî vatanı bu ikinci ikâmet yeri olur. Doğup büyüdüğü yer aslî vatan olmaktan çıkar. Sonradan oraya misafir gittiğinde aynen sefer hükümlerine tâbi olur.

Seferle İlgili Mes'eleler:

* Sefer hâlinde müsait durum varsa sünnetler terkedilmez kılınır. Yoksa kılınmaz, terkedilir.

* Misafir kimse vaktin evvelinde namazı kasr ile kıldıktan sonra vaktin sonuna doğru ikâmete niyet etse, kıldığı namazı 4 rek'at olarak iadesi gerekmez. Ancak vakti içinde seferî iken namazı kılmayıp da kazâya bırakan kimse, sonradan ikâmete niyet etse, bu kazâya kalan namazı iki rek'at olarak kılar.

* Misafir, mukîm olan bir imama uyarsa namazını imamla birlikte 4 rek'at olarak kılar.

* Mukîm kimse, seferî olan bir imama uyarsa, imam iki rek'atta selâm verince o kalkar, iki rek'at daha kılarak namazı 4'e tamamlar. Ancak bu iki rek'atta kırâet yapmaz. Bir müddet ayakta bekledikten sonra rükû' ve secdeleri yapar. Ancak kırâet yapılmasında da bir beis yoktur.

Seferî imamın kendinin misafir olduğunu, mukîm cemaatin namazlarını tamamlaması gerektiğini hatırlatması gerekir.

Nitekim Peygamber Efendimiz Mekke fethinde, Mekke ehline namaz kıldırıp, 2 rek'atta selâm vermiş ve cemaata "Namazınızı siz tamamlayın, biz misafiriz" buyurmuşlardır.

* Cuma günü vakit girmeden yolculuğa çıkılabilir. Vakit girince ise Cuma kılmadan yolculuğa çıkmak mekruhtur.

* Seferîlik ve ikâmet hallerinde, tâbi olanın değil metbûun niyeti muteberdir. Binaenaleyh asker kumandanına, işçi işverene, talebe hocasına, evli kadın kocasına tâbidir. Onların niyetine göre mukîm veya seferî olunur.

Seferi Nedir, Kime Denir?

Seferi nedir, nasıl olunur? Kimler seferi sayılır? Seferi sayılmak için gereken şartlar nelerdir? Seferi olmanın hükmü ve şartları.

Sefer ve müsâferet yolculuk demektir. İslâmî bir terim olarak yolculuk belirli bir mesafeye gitmek olup, orta bir yürüyüşle üç günlük, yani on sekiz saatlik bir mesafeden ibarettir. Buna “üç merhale” de denir.

Orta yürüyüş, yaya yürüyüşü veya kafile içindeki deve yürüyüşüdür. Denizlerde ise yelkenli gemi ile üç gün sürecek bir yolculuğu ifade eder.

İşte karalarda böyle bir yürüyüş ile denizlerde ise mutedil bir havada yelkenli bir gemi ile on sekiz saat sürecek bir mesafe “sefer süresi” sayılır. Bu yolun yalnız, gidiş mesafesi esas alınır, yoksa gidiş dönüş mesafesine bakılmaz. Yolculuk yapan kimse sürat yapar da bu mesafeyi günümüzde yeni çıkan ulaşım vasıtalarında olduğu gibi, daha kısa bir sürede katederse bile yine yolcu sayılır ve namazlarını kısa kılar.

Vatanında veya o hükümdeki bir yerde oturan kimseye “mukîm”, buradan çıkıp en az onsekiz saatlik mesafeye gitmeye başlamış olan kimseye de “misafir” (yolcu) denir.

SEFERİ OLMANIN ŞARTLARI

Yolcu sayılmak için gerekli olan en kısa süre veya mesafe:

1) Üç gün yolculuğu esas alan görüş:

Hanefîler’e göre yolculukta en kısa mesafe, yılın en kısa günlerinde yaya veya kafile içinde deve yürüyüşü ile üç günlük yoldur. Bu konuda dayandıkları deliller şunlardır: Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman, eğer kâfirlerin size kötülük etmesinden (fitne) korkarsanız, namazları kısaltmanızda bir sakınca yoktur.”[1] Bu âyette yolculuk için bir sınırlama getirilmemiştir. Ancak yolcu sayılmak için yerleşim alanından uzaklaşıp belli bir mesafe katetmenin gerektiği konusunda açıklık vardır. Çünkü yerleşim birimlerinin kenarındaki mezarlık, harmanlık, sanayi bölgesi ve benzeri yerelere kadar gidenlere örfte “yolcu” denilmez. Şu âyet de yolculuk için belli bir mesafe takdirini gerektirir: “Sizden kim hasta olur veya yolculukta bulunursa, (farz oruçtan) tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun.”[2] Hz. Peygamber’in Mekkelilere Usfan’dan daha yakın yere olan yolculuklarında namazı tam kılmalarını bildirmesi, bize yolculuğun en kısa mesafesi hakkında bir fikir vermektedir. Çünkü Usfan, Mekke’ye dört konaklık (berîd) mesafede olup, bu da yaklaşık km.’dir.[3]

Hanefîler yolculuk için gidilen en kısa mesafeyi üç günlük süre ile belirlerken şu hadislere dayanmışlardır:Mukîm kimse, mestlerinin üzerine tam bir gün bir gece, yolcu ise üç gün üç gece mesh eder.”[4]“Kadının, yanında kocası veya mahremi olmadıkça üç günden uzun yola çıkması helal olmaz.”[5] Kâsânî (ö/) bu konuda şöyle demiştir: “Eğer sefer üç günlük mesâfe ile takdir edilmemiş olsaydı, hadislerde geçen bu üç gün ile seferin tahsis edilmesinin bir anlamı olmazdı. Bu iki hadis müstefaz ve meşhurdur. Eğer, “Yeryüzünde sefere çıktığınızda, namazları kısaltmanızda bir sakınca yoktur.”[6] âyetindeki mutlak ifadenin sınırlandırılması nesihtir, denilirse, meşhur haberle kitabın neshi caizdir. Diğer yandan âyetteki “yolculuk yapma” ifadesindeki yolculuğu bu hadisler tanımlamıştır.”[7]

Yolculuk hali genel olarak güçlük ve sıkıntılardan hâli değildir. Bu yüzden İslâm dini yolcular hakkında bazı kolaylıklar getirmiştir. Yolculukta gece gündüz aralıksız yolculuğa devam edilemez. Dinlenmeye de ihtiyaç vardır. Bu yüzden günlük yolculuk süresi altı saat olarak belirlenmiştir. Saatte 5 km. yol katedilmesi esas alınınca seferîlik mesafesi 90 km. olmuş bulunur. Bazı yolculukların rahat, meşakkatsiz ve çok kısa sürede yapılabilmesi sonucu değiştirmez. Çünkü hüküm ferde göre değil, cinse göre meydana geleceğinden bütün yolculuk hallerini kapsamına alır. Diğer yandan Hanefîlere göre yolculukta getirilen kolaylıkların illeti mücerret seferîliktir. Güçlük ve sıkıntı bunun hikmetidir.

Ebû Yûsuf’a göre, sefer mesafesi iki tam gün ve üçüncü günün ekserisidir. Nitekim bazı Hanefî fakihleri de günde beş fersah olmak üzere üç güne 15 fersahlık mesafeyi, ya da üç merhaleyi “sefer mesafesi” saymışlardır. Buna  göre; 1 fersah = 3 mil, 1 mil = m. olunca, 15 fersah x 3 mil x m. = km. sefer mesafesi olur.

İbnü’l-Hümâm (ö/) fersah ve üç gün yolculuk arasındaki ilişkiyi şöyle açıklar: “Kimilerine göre seferîlik mesafesi 21, 18 veya 15  fersah olarak belirlenmiştir. Bu miktarları takdir edenlerin her biri ise mesafenin üç olduğu konusunda görüş birliği içindedir.”[8] İbn Âbidîn (ö/) fersahların farklı oluşunu şöyle açıklar: “Bunlar ülkelerin farklı oluşuna göredir. Fersah takdiri yapanların her biri kendi ülkelerindeki en kısa, orta veya en uzun günü ölçü alarak hesaplama yoluna gitmişlerdir. Fersah miktarlarındaki farklılığın nedeni budur. Ancak, bu ölçülerden belirli günlerde, mutat yol yürüme kastedildiği konusunda açıklık vardır.”[9]

Bu yüzden bu konuda fersah bir ölçü sayılmamalıdır. Ancak fersaha itibar edilince bir çok meselenin çözümü kolaylaşmaktadır.

Meselâ; tren veya uçakla yapılacak yolculuklarda, katedilecek yolun kaç fersah olduğu dikkate alınır. En az on sekiz fersahlık bir mesafe katedilmiş olunca, sefer süresi gerçekleşmiş ve sefer hükmü cereyan etmeye başlamış olur. Artık kara veya deniz aracının hızlı seyreden bir araç olmasına itibar edilmez.

2) Mesafeyi esas alan görüş:

Şâfi, Mâlikî ve Hanbelî mezhepleri seferîlik konusunda “mesafe” kriterini ölçü almışlardır. Şöyle ki;

İmam Şâfiî’ye seferîlik mesafesi ile ilgili olarak 6 farklı görüş nisbet edilmiştir. Bunlar 40, 46, 48 mil, iki gün iki gece veya bir gün bir gecedir. Ancak onun cedîd (en son yeni) görüşüne göre sefer mesafesi 4 berîd veya 48 mildir. Bu da 48 mil x m. = km. olur. Şâfiîlerde bu mesafe sınırlayıcı olup, bundan daha azında seferîlik hükmü geçerli olmaz.[10] Dayandıkları delil; İbn Abbas ve İbn Ömer’in 4 berîd ve daha fazlasında namazlarını kısaltıp, oruçlarını tutmadıklarına dair mevkûf haber ile,[11]  yine İbn Abbas’ın Mekke- Cidde, Mekke-Usfan ve Mekke-Taif yolculuğunda namazın kısaltılabileceğine dair fetvasıdır.[12] Bu mesafeler yaklaşık 4 berîd yani km. kadar uzaklıktadır.[13]

Mâlikîlerde yolculuk mesafesi 4 berîd veya iki günlük yoldur. 4 berîd= 48 mil = 48 x m.= km. olur. Delil; Abdullah İbn Ömer’in Medine’den, Reym’e gittiğinde, orada namazlarını kısaltmasıdır.[14] Reym, Medine’ye 4 berîdlik mesafede bir vadidir. Diğer yandan, Hz. Peygamber’in,“Ey Mekke halkı! Mekke-Usfan arasındaki mesafeden daha yakın yere yolculukta namazı kısaltmayın. Burası da dört berîd uzaklıktaki bir yerdir.”[15] buyurduğu nakledilmiştir. İbn Abbas ve İbn Ömer’in 4 berîdlik mesafede namazı kısaltıp, oruç tutmadıkları nakledilmiştir.[16] Mâlikîlerde mesafe sınırlayıcı olmayıp 8 mile kadar eksiğinde namaz kısaltılabilir. Diğer yandan Mekkeliler, Minalılar, Müzdelifeliler ve Muhassaplılar, hac sırasında Arafat’a çıktıklarında istisnâî olarak seferî sayılırlar.[17]

Hanbelilerde de yolculuk mesafesi 4 berîd veya 16 fersah yahut iki günlük yoldur. Bu da, 16 fersah x 3 mil x m. = km. olur. Delil; Ab­dullah İbn Ömer’den merfû olarak nakledilen; Mekke-Usfan arasındaki mesafeden daha kısa yolculuklarda, namazların kısaltılmamasını bildiren hadistir.”[18] Yukarıdaki mesafeden 1 veya 2 mil eksik olması sefer hükmünü değiştirmez.

Sonuç olarak mezhep imamlarının seferîlik mesafesi; Usfan, Cidde ve Taif’in o günkü Mekke’ye, Süveydâ ve Reym vadisinin ise Medine’ye olan uzaklığına endekslenmiş görünmektedir. Bu mesafeler de yaklaşık 4 berîd= 48 mil = km. olduğuna göre, mezheplerin yaklaşık 90 km. lik mesafede birleştiği görülür.[19] Bu mesafenin günümüzün hızlı giden otomobil, tren, helikopter veya uçak gibi araçları ile daha kısa sürede gidilmesi yolculuk ruhsatlarının dayandığı illet ve hikmetleri ortadan kaldırmaz. Bu yüzden Elmalılı Hamdi Yazır’ın (ö/), tren gibi hızlı giden aracın “mutat seyirle” günde altışar saatten, üç gün yani en az “on sekiz saat” yol almadıkça, yolcunun sefer ruhsatlarından yararlanamayacağı görüşü, Hz. Peygamber ve sahâbe dönemindeki uygulamalarla çelişir.[20] Çünkü seferîlik, yalnız yolculuk sırasında değil, gidilen yerde de 15 güne kadar devam eden bir süreçtir.

Bir yerin karadan iki yolu bulunsa, yalnız sefer mesafesinde bulunan yoldan gidenler yolculuk ruhsatlarından yararlanabilirler.

Dipnotlar:

[1]Nisa, 4/ [2]Bakara, 2/ [3]Serahsî, Mebsût, I,  [4]Müslim, Tahâre, 85; Ebû Dâvud, Tahâre, 61; Nesâî, Tahâre, 98; İbn Mâce, Tahâre, 86; Zeylaî, Nabu’r-Râye, II,  [5]Buhârî. Taksîr, 4; Müslim, Hac, ; Ebû Dâvud, Menâsik, 2. [6]Nisâ, 4/ [7]Kâsânî, Bedâyi’, I,  [8]İbnu’l-Hümâm, Fethu’l- Kadîr, II,  [9]İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, III, ,  [10]Nevevî, el-Mecmû’, IV, ,  [11]Buhârî, Taksîr, 4. [12]Abdurrazzâk, Musannef, II,  [13]Günümz yol haritalarında Mekke- Cidde=79 km., Mekke- Taif=88 monash.pw bk. Mehmet Erkal, Seferîlik ve Hükümleri, Ensar Neşr. (Bildiriler), İstanbul , s.  [14]Muvatta’, Kasr, 3; İbn Rüşd, Bidâye, I,  [15]Serahsî, age, I, ; Dârekutnî bu hadisi İbn Abbas’tan nakletmiştir. Hattâbî’ye göre, bu hadîs İbn Ömer’den nakledilen iki rivâyetin en sağlamıdır. Hanbelîlere göre sahabe sözü, özellikle kıyasa aykırı ise bir huccettir. [16]Buhârî, Taksîr, 4. [17]bk. Erkal, age, s. [18]Dârekutnî, I,  [19]Mehmet Erkal, Seferilik ve Hükümleri, Ensar Neşr. (Bildiriler), İstanbul , s.  [20]Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, VIII, s. , Zaman Neşri, I, , ; Hamdi Döndüren, Seferîlik ve Hükümleri, (Bildiri), s,

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

Seferîlik Ne Zaman Başlar?

Ne Zaman Seferi Olunur?

Seferde (yolculuk Esnasında) Namaz Nasıl Kılınır?

PAYLAŞ:                

Sual: Seferilikte mesafe ne kadardır?
CEVAP
Üç günlük yola, süratli bir araç ile, mesela trenle daha az zamanda giden de seferi olur. (Mecelle şerhi)

Keşfedilecek yeni bir vasıta ile, bir saniyede, bir anda Amerika’ya giden de seferi olur. Eskiden kerametle bir anda başka ülkelere giden evliya da seferi olarak namazlarını kılmıştır. Yine din kitaplarında deniyor ki:
Bir yere giden iki yol olsa, biri kısa, öteki uzun olsa, uzun yol, kilometreden fazla ise, bu uzun yoldan her vasıta ile [otobüsle, uçakla veya kerametle] giden seferi olur. Eskiden hızlı giden atlar da var idi. Ama dinimiz, atı değil deve yürüyüşünü esas almıştır. Mesela Fetava-i Hindiyye’de buyuruluyor ki:
Bir kimse, üç günlük [ km] mesafede bulunan bir yere, süratli koşan bir at ile iki günde veya daha az bir zamanda varmış olsa da, yine seferi olur, dört rekatlık namazlarını kısaltarak iki rekat olarak kılar. Cevhere kitabında da böyle bildirilmektedir. (On beşinci bab)

İbni Âbidin hazretleribuyuruyor ki:
Âlimlerin hepsi, seferiliği fersah denilen, bir saatte gidilen yolun uzunluğu ile bildirmiştir. Seferi olacak mesafeyi de 15, 18 ve 21 fersah olarak tespit etmişlerdir. Fetva 18 fersaha göre verilmiştir. (Redd-ül- Muhtar)

Bir fersah 6 km civarındadır. Net olarak 5,8 kilometredir. Bu da yaklaşık km ediyor. Maliki, Şafii ve Hanbeli mezheplerinde ise 80 kilometreden fazla giden seferi olur. (Mezahib-i Erbea)

Sual: Peygamberin zamanında otobüs ve uçak gibi araçlar olmadığı için km den fazla giden seferi olur demiştir. Ama bugün için bu mesafe çok azdır. Seferilikte mesafe değil, varılan zaman yani süre önemli olmalıdır. km bir yol için namazı kısaltmak nasıl doğru olabilir? Bu dini kolayına geldiği gibi değiştirmek olmuyor mu?
CEVAP
Kaş yapayım derken göz çıkardığınızın farkında değilsiniz galiba. Farkında olmasanız bile hatta aksini iddia etseniz bile, sözlerinizden şu anlam çıkıyor:
Allah, ileride otobüs, tren, uçak, deniz otobüsü, hızlı giden deniz motorlarının veya füzelerin çıkacağını [hâşâ] bilmiyordu. Onun Peygamberi de, kıyamete kadar geçerli dininde, sadece günündeki problemleri bildirmiştir.

Bu çok kötü bir suçlama olur. Allahü teâlâ, kıyamete kadar olacak lüzumlu bütün olayları Peygamberine bildirdiği için, Resulullah efendimiz her asra uygulanabilecek hükümler bildirmiştir.

Asıl sizin aklınıza göre yaptığınız teklif, dini değiştirmek olur. Dinimiz mesafe önemli diyor, zaman, süre hesaba katılmaz diyor, yukarıda bunları naklettik.

İbadet demek, Allah ve Resulü tarafından emredilen şeyi, bildirilen zamanda ve miktarda ve şartlarda yapmak demektir. Bunu azaltmak veya artırmak veya çeşitli şekilde değiştirmek, dini değiştirmek olur. Bunun da ibadetle alakası kalmaz.

Sual: Seferilikte üç günlük yol esastır. Bu da km civarındadır. Bu yol, çok engebeli olsa, bu yüzden, 4–5 günde gidilebiliyorsa; fakat yol monash.pw altında ise seferi olur mu?
CEVAP
Hayır seferi olmaz; çünkü mesafe esastır. Tersine uçakla bir saatte gidilerek, zaman kısalsa da, yine mesafe esas alınır. Hangi araçla ve kaç günde gidilirse gidilsin, monash.pw az mesafeye giden seferi olamaz. kilometreden uzağa bir saniyede bile gidilse seferi olunur.

Sual: İstanbul’dan İzmit’e giden seferi olur mu?
CEVAP
Seferi olmak için Hanefi’de km uzaklığa gitmek üzere yola çıkmak gerekir. İstanbul’un neresinden yola çıkıldığına göre ve gidilen yola göre değişir. Mesela:
İzmit - Bostancı köprüsü (E-5’ten 90 km, E-6’dan km.)
İzmit - Boğaz köprüsü ( km)
İzmit - Fatih köprüsü km)
İzmit - Yenibosna (E-5’ten km, E-6’dan km.)
Demek ki, bir kimse, Boğaz köprülerinin Avrupa yakasındaki herhangi bir yerden İzmit’e giderse seferi oluyor.

Sual: Bir kimse, Yeni kapıdan deniz yolu ile Armutlu tatil köyüne gitmek üzere, İstanbul Marmara evleri birinci kısımdan çıksa, direkt Armutlu'ya vapur bulamasa, Yalova üzerinden gitmeye karar verse, Armutlu'da seferi olur mu?
CEVAP
Armutlu'ya Gemlik üzerinden gelirse, Yenikapı - Yalova arası 48 km dir. Yalova - Armutlu 73 km dir. 48 + 73 = km olur ki, seferi olur.

Armutlu'ya Çınarcık üzerinden giderse Yenikapı - Yalova arası 48 km dir. Yalova - Armutlu 58 km dir. Toplam km yi buluyor ki bu yoldan giden de seferi olur. Mesafe Marmara evlerinden değil, Yenikapı'dan hesap edilir. Çünkü niyet değiştirdiği yer önemlidir.

Marmara Evleri birinci kısımdan, Armutlu'ya deniz yolu ile giden seferi olmaz. Çünkü Marmara evleri - Yeni kapı 35 km, Yeni kapı - Armutlu 58 km dir. km yi bulmamaktadır.

Kara yolu ile gidecekler için de bir cetvel aşağıya çıkarılmıştır.
1- Marmara 1. kısım-Yenikapı iskelesi (Sahil yolundan): 35 Km
2- Marmara 1. kısım-Yenikapı iskelesi (E5'ten): 33 Km
3- Marmara 1. kısım-Yenibosna/E5 üzerindeki benzin ist (E5'ten): 17 Km
4- Marmara 1. kısım-Yenibosna/E5 üzerindeki benzin ist (E6'dan): 25 Km
5- Yenikapı iskelesi -Armutlu Tatil Köyü iskelesi (Deniz yolu): 27Mil = 50 Km
6- Kadıköy iskelesi- Armutlu Tatil Köyü iskelesi (Deniz yolu): 27,5Mil = 51 Km
7- Yenikapı iskelesi -Yalova Feribot iskelesi (Deniz yolu): 26 Mil = 48 Km
8- Pendik iskelesi -Yalova Feribot iskelesi (Deniz yolu): Mil = 24 Km
9- Armutlu ilçesi - Armutlu Tatil köyü (Karayolu): 4 Km
Armutlu ilçesi iskelesi - Armutlu Tatil Köyü iskelesi (Deniz yolu: 3Mil = 5,5 Km
Topçular iskelesi-Yalova (Karayolu): 20 Km
Yalova-Çınarcık-Armutlu Tatilköyü (Karayolu): 58 Km
Yalova-Orhangazi-Gemlik-Armutlu Tatilköyü (Karayolu): 73 Km
Orhangazi-Gemlik (Karayolu): 20 Km
Gemlik-Armutlu Tatil köyü (Karayolu): 38 Km
İzmit-Gölcük-Değirmendere-Karamürsel-Altınova-Çiftlikköy-Topçular-Yalova-Orhangazi-Gemlik-Armutlu Tatil köyü (Karayolu): Km
Eskihisar arabalı vapur iskelesi-Topçular iskelesi (Deniz yolu): 4,8Mil = 8,8 Km
Yenibosna (İhlas yuva)-Kadıköy (E5 Karayolu): 34 Km
Yenibosna (İhlas yuva)-Kadıköy (E6 Karayolu): 55 Km
Küçükbakkalköy gişeleri (E6)-Eskihisar-Topçular-Yalova-Orhangazi-Gemlik-Armutlu: Km

NOT: 1 Deniz mili = m’dir.

Mesafeyi kısa zannetmek
Sual: Vatan-ı ikametim olan Fatih’ten çevre yoluyla İzmit’e gitmek üzere yola çıktım. Fatih İzmit arasının 90 kilometreyi geçmeyeceğini sanıyordum. Buna göre, seferî olmadığım için, yolda öğle namazını kısaltmadan kıldım. Kartal’a varınca, Fatih’le İzmit arasındaki mesafenin kilometreyi geçtiğini öğrendim. İkindiyi kaç rekât kılmam gerekir?
CEVAP
Seferî uzaklıktaki bir yola çıkan, mesafenin uzunluğunu bilmese de seferî olur. Seferî olduğu bilinmeyince dört kılmak günah olmaz. İlk yola çıkışta, bu yolun kilometreden az olduğu sanılıp da, bu yolun aslında kilometreden fazla olduğu öğrenilince, seferî olduğu anlaşılır. Anladıktan sonra artık dört rekât olan farzları iki kılar.

Mesafeyi uzun zannetmek
Sual:
Vatan-ı ikametim olan Üsküdar’dan, öğle vakti İzmit’e gitmek üzere yola çıktım. Üsküdar İzmit arasının seferî uzaklıkta olduğunu sanıyordum. Buna göre seferî olduğumu düşünerek yolda öğle namazını iki rekât kıldım. Kartal’a varınca, Üsküdar İzmit arasındaki mesafenin seferî uzaklıkta olmadığını öğrendim. İkindiyi kaç rekât kılmam gerekir?
CEVAP
Seferî olduğunu sanarak öğle namazını iki rekât kılmak günah olmamıştır. Ancak vakit çıkmamışsa, dört rekât olarak iade etmek, vakit çıkmışsa kaza etmek gerekir. İkindiyi de dört rekât olarak kılmak gerekir.

Evde ve yolda
Sual:
Vatan-ı aslim Kayseri’dir. Ankara’da ikamet ediyorum. Her gün Ankara’dan km uzaklıktaki Eskişehir’e gidip geliyorum. Hem Ankara’da evimdeyken, hem de Eskişehir’de seferi mi oluyorum?
CEVAP
Evet, hem Ankara’da evinizde iken, hem Eskişehir’de, hem de yollarda hep seferi olursunuz.

Boğazı geçen seferi mi olur?
Sual:
S. Ebediyye’de, (İstanbul’dan Anadolu’da kilometreye gitmeye niyet edenlerin hepsi, boğazın karşı sahiline geçince seferi olurlar) deniyor. Boğazın karşısına geçince niye seferi olunuyor? Mesela Beşiktaş’tan Gebze’ye giden seferi olur mu?
CEVAP
Hayır. Boğazın karşısına geçtiği için değil, km’lik yola gitmek niyetiyle çıktığı için seferi olur. Yine S. Ebediyye’de, (İstanbul’da, Fatih’ten otobüsle sefere çıkan, bugün için, Edirnekapı kabristanını geçince, Aksaray’dan çıkan, Topkapı kabristanını, sahil yolundan ise, Yedikule kapısını geçince, Üsküdar’dan çıkan, Selimiye kışlası ile Karacaahmet kabristanı arasından geçince seferi olur) deniyor. Hanefi’de, km uzağa gitmek niyetiyle yola çıkan kimse, fina denilen boş arazi, kışla, fabrika, ırmak veya okul gibi yerleri geçince seferi olur. km’den daha yakın yere gidiyorsa, boğazı da geçse seferi olmaz.

Hanefide sefer mesafesi
Sual: Hanefi mezhebinde bir kimsenin seferi olabilmesi için, bildirilen üç günlük yolun, kilometre olarak belli bir hesaplama şekli, dayanağı var mıdır?
Cevap:
Bu konuda İbni Âbidînde buyuruluyor ki:
“Alimlerin hepsi, üç günlük yolu, Fersah dedikleri, bir saatte gidilen yolun uzunluğu ile bildirdiler. Bir kısmı, üç günlük yol yirmibir fersahtır dedi. Bir kısmı da, onsekiz, bir kısmı ise, onbeş fersahtır dedi. Fetva, ikinci söze göre, verilmiştir.”

Çoğunluğun fetvasına göre, bir merhale, yani bir günde gidilen yol, arızasız olan düz yerde altı fersahtır. Bir fersah üç mildir. Bir merhale onsekiz mil, üç merhale 54 mil olur. Bir milin dörtbin zrâ olduğu ve dörtbin hatve kavlinin zayıf olduğu ve bir zrâın kelime-i tevhid harfleri adedince, yirmidört parmak genişliğinde olduğu İbni Âbidînde yazılıdır. Bir parmak genişliği, ortalama 2 santimetredir. Bir zrâ, 48 santimetre, bir mil metre, bir fersah metredir. Bir merhale, otuzdört kilometre beşyüzaltmış metre, üç günlük yol da, takriben yüzdört, , kilometre olmaktadır.

Coğrafi mil, bir dakikalık Ekvator kavsinin uzunluğu olup metredir. İstanbul’da Küçükçekmece’den ayrılarak Tekirdağ’ına giden seferi olur.

El fıkh-u alel mezâhib kitabında deniyor ki:
“Şafii, Maliki ve Hanbeli mezheplerinde, sefer mesafesi, iki merhale, konaktır. Bu da, onaltı fersahtır. Bu da 48 mildir. Çünkü bir fersah, üç mildir. Bir mil altıbin zrâ insan koludur. Seferi olmak mesafesi, 80 kilometre metrelik bir yoldur.”

Sual: Bir yere, biri uzun diğeri kısa olan iki yoldan gidenin, ikisi de seferi olur mu?
Cevap:
Bir yere, iki başka yoldan gidilse, biri kısa, öteki uzun olsa, kısa yoldan giden misafir, seferi olmaz. Uzun yol, üç günlük yürüyüş ise, bu yoldan, her vasıta ile giden de, misafir, seferi olur.

Şafiide sefer mesafesi
Sual: Şafii mezhebinde de sefer mesafesi, Hanefi mezhebindeki gibi midir?
Cevap:
Bu konuda El fıkh-u alel mezâhibde deniyor ki:
“Şafii, Maliki ve Hanbeli mezheplerinde, sefer mesafesi, iki merhale, konaktır. Bu da, onaltı fersahtır. Bu da 48 mildir. Çünkü bir fersah, üç mildir. Bir mil altıbin zrâ, insan koludur. Seferi olmak mesafesi, seksen kilometre altıyüzkırk metrelik bir yoldur.”

Bu kadar kilometre olmak için, bir milin zrâ ve bir zrâın 42 cm. olması lazımdır. Nitekim h. , m. de ikinci baskısı yapılan El-mukaddimet-ül hadremiyye Şafii fıkıh kitabının şerhinde de;
“Şafiide seferi olmak mesafesi, dört Berid, yani iki merhaledir. Bir berid, dört fersahtır. Bir fersah üç mildir. Bir mil, bin bâ', kolaçtır. Bir bâ', dört zrâ', insan koludur. Bir zrâ', iki karıştır” denmektedir.

Seferilik mesafesi, bu şerhe göre de, 16 fersah, yani 48 mil olmakta ve bir mil, dört bin zrâ' olmaktadır. Mir'ât-i Medînede deniyor ki:
“Kitabımızda zrâ' dediğimiz uzunluk, insan kolu olup, Mısır ve Hicazda şimdi kullanılan demir ölçünün sekizde yedisidir. Takriben iki karıştır.”

Bu demir ölçü birimi, Hanefi fıkıh kitaplarında yazılı olan zrâ' olup, 24 parmak genişliğindedir, 48 santimetredir. Bunun sekizde yedisi 42 santimetredir.

Görülüyor ki, Şafiide bir mil dörtbin zrâ'dır. Bu da metredir. 48 mil de 80 kilometre metredir. Sefer mesafesinin, tam bu kadar kilometre olması şart değildir. Meşhur olan veya zann-ı galib ile anlaşılan mesafe kafidir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır