sekiz yükmek yazarı / Uygur Metinleri, Uygur Dönemi Eserleri, Uygur Eserleri | Edebiyat Öğretmeni

Sekiz Yükmek Yazarı

sekiz yükmek yazarı

Yun. nom bitig yazılı nesne, kitap < Çin. piêt (fırça) < bit – i – g (bit- = yaz-) bir sıfat olan bir tegzinç10 dalga, tomar halinde kitap (teg- : değmek, ulaştırmak) < teg – (i) – z – i – n – ç “... adlı dini kaideler kitabı bir ulaştırmadır.”

"ančulayu ärür mäniň äšitmišim : yimä bir ödün uluy uluyï": ançulayu böyle, bu gibi; şöyle, şu gibi < ançu – la – y – u erür i- fiili, ‘-dır’, ‘-dir’ ek fiili < er – ür meniŋ benim < men – ing eşitmişim işitmek < eşit – miş – i – m yime yine < yim – e [yana > yene > yine} ödün vakit, zaman < öd – ü – n uluġ uluġı ulular ulusu < ul – luġ ulu – ġı “Beniş işittiğim şöyledir: yine bir vakit ulular ulusu...”

 "tüķäl bilgä biliglig täňri tänrisi burqan waišali adlïy" : tükel tam, eksiksiz < tük – e – l (<*tü – m gibi) bilge derin bilgi, hikmet sahibi < bil – ge biliglig bilgili < bil – i – g – lig waisali < Skr. Buda’nın bu vaazı yaptığı Hindistan’da bir şehir “... eksiksiz hikmet sahibi, tanrılar tanrısı burkan, visale adlı...”

"nomluy törülüg balïqta, kiň alqïy orduda, ontïn nomluġ" : kanunlu (dini kanun) < nom - luġ törülüg töreli < törü (töre) (ö>ü) < törü - lüg balıkta şehirde (balçıktan türemiş?) < balık - ta kiŋ geniş < kiň – i – ş alķıġ geniş, büyük < alk-: bitmek, son bulmak) < alk – ı – ġ orduda sarayda ontın on (10) < on – tın “... kanunlu, töreli şehirde, çok büyük sarayda on...”

"sïnarqï burqanlar ulušintin kälmiš ärüš öküš bodistw" : sıngarkı: cihetteki, yöndeki < sıngar – kı uluşıntın ülke uluş – ı – n – tın11 kelmiş gelmiş < kel - miş erüş öküş pek çok < ökü – ş bodistw Buda namzeti kişi, burkan adayı < Skr. Bodisattw “... cihetteki burkanlar ülkesinden gelmiş pek çok burkan aday(lar)ı...”

"lar bu yirtäki tört türlüg tirin quwrayï birlä yarlïqayur" :yirteki yerdeki < yir – te – ki tört dört türlüg türlü (ġ düşmüştür) tirin cemaat, topluluk. tir-: derle-, topla- < tir – i- n kuwragı kavramak, toparlamak < kuvra – ġ – ı birle beraber < bir - le yarlıkayur vaaz etmek < yar – (ı) – l – ı – k – a – y – ur “... yerdeki dört çeşit cemaat topluluğu ile vaaz ediyorlar.”

"ol ödün tïdïysiz bodisatw ol quwray arasïnta ärür ärti" : tıdıġsız pervasız, engel tanımayan < tıd – ı – ġ – sız arasınta arasında < ara – sı – n – ta erür erti i- fiili < er – ür er – ti “O zaman pervasız bodisatva, cemaat arasında bulunuyordu.” 

 " ötrü olurmïš orunintin örü turup" : ötrü sonra < öt – (ü)r – ü olurmış oturduğu <* olt – ur – mış orunıntın yerinden (kastedilen: taht) < orun – ı – n – tın örü tur- ayağa kalkmak < ör – ü tur – u – p “Oturduğu yerinden ayağa kalkıp...” 

"ong ägnin tonïn birtin ačiïnïp" : oŋg sağ engin omuz (egin) < egin – i – n ton elbise < ton – ı – n birtin birden < bir - tin açınıp açılıp < aç – ı – n – ı – p “... sağ omzuyla elbisesini birden açıp...” 

" tizin čokidip" : tizin dizini < tiz – i – n çökidip çöküp < çök – i – d – i – p “...dizini çöküp...”

"iligin qawsurup tänri tänrisi burqanqa inčä tip ötüg":  iligin elini < ilig – i – n kawsurup kavuşturmak (kavuşturup) < kaw(u)s – ur – u – p ince şöyle <* inç – e tip diye ötüg rica, dileg (ötün-: dilemek, arz etmek, rica etmek) < öt – ü – g “... elini kavuşturup, tanrılar tanrısı Burkan’a şöyle diye rica:”

"ötünti : tänrim, bu čambudiwip atlïy yirtinčütäki tïnlïy-" : ötünti et- yardımcı fiili < öt – ü – n – ti čambudiwip dünya, yeryüzü < Skr. Jambudvipa yirtinçüteki yeryüzündeki < yir – tin – çü – te – ki tınlıġ nefesli, canlı < tın – lıġ – lar “... etti. Ey tanrım; bu, dünya adlı yeryüzündeki canlı[lar]...”

 "lar bir ikintikä turqaru, änilki sansïz tümän ažunta bärü" : ikintike ikinciye < iki – nti – ke turkaru devamlı < tur – kar – u engilki aslen edat olmasına rağmen, sıfatlarda kuvvetlendirme derecesini gösteren bir zarf görevindedir. < eng + ilk - i sansız sa-: saymak * san: sayı < sa – n – sız tümen on bin ajunta alem, dünya, acun < ajun – ta beri beri < bar - u14 “... bir ikinciye devamlı olarak evvelki sayısız, on binlerce alemden (dünyadan) beri...”

"ötrükü bükünki künkätägi, toya ölü ulay sapïy üzülmäz" : ötrükü geçirek; dolayısıyla < öt – kür - ü bükünki 16 bugünkü < bu + kün – ki künketegi güne kadar < kün – ke + teg – i toga ölü doğarak ölerek < tog – a öl – ü ulaġ sapıġ 17 hayat zinciri < ula – ġ sap – ı – ġ üzülmez kesilmez (üz-), koparılmaz (üzül-) < üz – ü – l – mez “... dolayısıyla bugünkü güne kadar, doğarak ölerek hayat zinciri kesilmez...”

"tänrim . inčip bu qamay tïnlïylarta bilgä az . biligsizlär" : inçip fakat, böylece ķamaġ bütün ķamaġ > ķamuġ > ķamû > kamu tınlıġlarta canlılarda < tın – lıġ – lar – ta “... tanrım, böylece bütün canlılarda bilge az, bilgisizler...”

 "öküš, tänrim . üč ärdinikä tapïycï tïnlïylar az . yäkä": öküş çok erdinike cevher < erdini – ke tapıġçı inanan, hizmet eden < tap – ı – ġ – çı “... çok, tanrım. Üç cevhere inanan canlılar az, şeytana...”

 "ičkäkkä qamqa tapïyčï tïnlïylar öküš, tänrim . yimä": içkek çok içen, vampir < iç – kek - ke kamka büyücü < kam - ka yime yine “... vampire, büyücüye inanan canlılar çok, tanrım yine ...” 

"arïy čaqšapatlïy tïnlïylar az , čaqšapatï sïyug tïnlïylar": arıġ temiz, saf, arı < arı – ġ çakşapat iman, ahlak < çakşağat – lıġ çakşapatı < çakşapatı – ı sıyuk kırık < sı – y – uk “... temiz imanlı canlılar az, imanı kırık (eksik, zayıf) canlılar ...”

isasari.com/ders-notlari/UT.pdf

Komik Prenk ve Komik Videolar

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır