selçukluları kim kurdu / Büyük Selçuklu Devleti kurucusu kim, nerede kuruldu? İşte Büyük Selçuklu Devleti sultanları

Selçukluları Kim Kurdu

selçukluları kim kurdu

Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun kurucusu kimdir, hükümdarları kimler?

Büyük Selçuklu Devleti'nin kurucuları Oğuz Türkleri olarak bilinmektedir. Büyük Selçuklu sultanları, 1029-1157 yılları arasında hüküm sürmüşlerdir. Tuğrul Bey Büyük Selçuklu Devleti'nin kurucusu ve ilk hükümdarı olurken, son sultan ise Ahmed Sencer'dır.

Yayınlanma: 20:30 - 28 Eylül 2020 Güncellenme:

Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun kurucusu kimdir, hükümdarları kimler?

Bu devlete ismini veren Oğuzlar Kınık boyu’dan Selçuk Bey Cend şehrinde kendi devletini kurdu. Karahanlılar ve Samanîler arasındaki hakimiyet mücadelesinde Samanîlerin yanında yer aldı. Bir savaşta ölen oğlu Mikail’in oğulları olan Tuğrul Bey ve Çağrı Bey yanına alarak kendi yetiştirdi. 1007 veya 1009 yılında Cend’de öldü. Tuğrul Bey Büyük Selçuklu Devleti’nin kurucusu ve ilk hükümdarıdır.

Araplar Oğuzlar'a “Guz”, Bizanslılar ise “Uz” demektedirler. Oğuzlar'ın kuzeyden Avrupa'ya giden grubuna ise “Ogurlar” adı verilmektedir. Efsaneye göre Oğuzlar Oğuz Han neslinden inmekte ve iki büyük kümeye ayrılmaktadırlar: Bozoklar, Üçoklar. Bozoklar, Oğuz Han'ın Günhan, Ayhan ve Yıldızhan adlı oğullarından inmektedirler. Üçoklar ise Oğuz Han'ın, Gökhan, Dağhan, Denizhan adlı oğullarından inerler. Her küme on ikişer boydan ibaret olup toplam Oğuzlar 24 boydur. Bunlar:

A. Bozoklar: 1- Kayı, 2- Bayat, 3- Alka-Evli, 4- Kara-Evli (bunlar Günhan neslindendir); 5-Yazır, 6- Dodurga, 7- Döğer, 8- Yaparlı (bunlar Ayhan'ın neslindendir); 9- Avşar, 10-Beğdili, 11- Kızık, 12- Karkın (bunlar Yıldızhan'ın neslindendir).

B. Üçoklar: 13- Bayundur, 14- Beçene, 15- Çavuldur, 16- Çepni (bunlar Gökhan'ın neslindendir); 17- Salur, 18- Eymür, 19- Ala-Yuntlu, 20- Üregir veya Yüregir (bunlar Dağhan'ın neslindendir); 21- İğdir, 22- Büğdüz, 23- Yıva, 24- Kınık (bunlar Denizhan'ın neslindendir).

Foto: Depophotos

Selçuklu Devleti'nin kurucusu olan Selçuk Sü-baĢı, Dokak adlı bir beyin oğlu olup, Oğuz Yabguluğu'nun ordu komutanı idi. Daha sonra Oğuz Yabgusu ile bozuşarak Aral Gölü yakınlarındaki Cend şehrine geldi (960). Burada kendisi ve O'na bağlı Oğuzlar Müslümanlığı kabul ettiler. Selçuk Sü-başı, Cend şehrinde 1009 yılında yüz yaşını aşkın iken öldü. Beş oğlu vardı. Bunlar Mikail (oğulları Tuğrul ve Çağrı Beyler Büyük Selçuklu Devleti'ni
kuracaklardır), Ġsrail Arslan Yabgu (torunu KutlamıĢ-oğlu Süleyman ġâh Anadolu Selçuklu Devleti'ni kuracaktır), Musa Ġnanç Yabgu, Yusuf Yınal Bey ve Yunus Bey'dir.

Selçuk Bey'den sonra Oğuzlar'ın başına geçen Arslan Yabgu, Karahanlılar'la anlaşarak Oğuzlar'ı Horasan'a geçirmek istedi. Tuğrul ve Çağrı Beyler bu anlaşmayı tanımadılar. Gazneli Sultan Mahmud ise Asrlan Yabgu'dan çekindiği için hile ile O'nu ve maiyetini yakalatıp Kalincar Kalesi'ne hapsettirdi (1025). Oğlu KutlamıĢ buradan kaçıp kurtulduysa da Arslan Yabgu hapiste öldü (1032). Kendisine bağlı Oğuzlar'ın bir kısmı dağılırken diğerleri Tuğrul ve Çağrı Bey'in etrafında toplandılar.

Foto: Depophotos

Arslan Yabgu'nun bu şekilde ölümü iki önemli sonucu doğurdu. Bunlardan ilki, Arslan Yabgu'nun bu şekilde tutuklanıp ölümü üzerine bütün Selçuklu soyunda Gazneliler'e karşı büyük bir kinin ortaya çıkması, diğeri ise Oğuzlar'daki liderlik meselesinin Tuğrul ve Çağrı Beyler lehine sonuçlanmasıdır.

Tuğrul ve Çağrı Beyler, amcaları İnanç Musa Yabgu ile birlikte Horasan'a geldiler. Burada 1035 yılında başlattıkları yurt tutma savaşını kazanarak Selçuklu Devleti'nin temelini attılar. Gazneli Sultan Mes'ud, Oğuzlar'ı Horasan'dan çıkarabilmek amacıyla 1039 yılında büyük bir ordu ile Oğuzlar'ın üzerine yürüdü. Tamamen süvari olan Tuğrul ve Çağrı Beyler komutasındaki Oğuz ordusu, Gazneliler'e karşı büyük bir yıpratma savaşına başladılar.

Nihayet son darbeyi vurmak üzere Dandanakan denilen yerde Gazne ordusunun karşısına çıkan Selçuklular burada üç günlük bir savaştan sonra büyük bir zafer kazandılar (23/24 Mayıs 1040). Gazne ordusunun bütün ağırlıkları, hazineleri Selçuklular'ın eline geçti.

Dandanakan Savaşı'nın olduğu alanda taht kuran Oğuz ileri gelenleri Sultan Tuğrul'u tahta çıkararak O'nu Horasan hükümdarı olarak ilân ve biat ettiler.

BÜYÜK SELÇUKLU HÜKÜMDARLARI

Tuğrul – Tuğrul bin Mikail

Alp Arslan –  Muhammed bin Davud Çağrı

I. Melikşah –  Hasan

I. Mahmud – Mahmud

Berkyaruk – Muhammad Berkyaruk bin Melikşah

II. Melikşah –  Muizzeddin Melikşah

Muhammed  Tapar

Sencer –  Ahmed

AvrupabeyinHileKimdirOrduYunus

kaynağı değiştir]

Köyler tarımsal üretimin merkezleriyken, kalabalık kent nüfusunun çoğunluğunu zanaatçılar ve işçiler oluşturmaktadır. Bu nüfusun kentlerde toplanabilmesini sağlayan ise ticarettir. Uluslararası transit ticaret yollarının uzağındaki bile hatırı sayılır bir ticaret hacmi görülmektedir.[45]

Anadolu Selçukluları ticarete ve yol güvenliğine büyük önem verdiler. Kervan yollarının güvenliğinin sağlanmasına bağlı olarak Anadolu'da ticaret çok gelişti. Karadeniz ve Akdeniz'deki limanlar önemli birer dış ticaret merkezi durumuna geldi. Ticareti güvence altına alan devlet, karada haydutların, denizde korsanların saldırısına uğrayarak malları yağmalanan tüccarların zararlarını karşılıyordu. Gerek yolculukları sırasında, gerekse kervansaray ve hanlarda konakladıklarında tüccar ve yolcuların güvenliği ve ihtiyaçları sağlanıyordu. Anadolu Selçuklularında özellikle dokumacılık çok gelişmişti. Ayrıca Anadolu'nun çeşitli bölgelerindeki demir, bakır, gümüş gibi madenler işletiliyordu.

Şehirlerin sağladığı vergi gelirleri içinde en büyük toplam tutan ticari emtiadan alınan vergilerdir. Ayrıca pazarlardan “bac” adı altında bir harç alınırdı. Ticaretten alınan vergileri toplayan ve denetleyen, maaşlı ya da iltizam usulü çalışan “şahne” adı verilen görevlilerdir.[45] Gayrımüslim halktan alınan cizyeyi “muhassılan-ı harac” adı verilen görevliler tahsil etmektedir.[121] Cizye, Anadolu Selçuklu hazinesi içinde en büyük gelir kalemidir.[122]

Toprak kullanımı[değiştir kaynağı değiştir]

Anadolu Selçuklu Devleti’nin kuruluşu yıllarından önceki yüzyıllarda Anadolu, Bizans – Arap ve Bizans – Sasani mücadelelerinin yaşandığı topraklardır. yüzyıllara yayılan bu savaşlar, ekonomik ilişkileri büyük ölçüde yıpratmış, ticaret daralmış, üretim ve gelir düşmüştür. Hem savaşlar, hem ekonomik çöküntü, nüfusun azalmasına yol açmıştır. Bölgede Bizans merkezi otoritesinin zayıflaması ise yerel otoritelerin bölgeler üzerindeki erkini arttırmış, belirgin bir biçimde kendi başına, keyfi davranmalarına, bunun sonucu halkı daha da ezmelerine neden olmuştur. Uluslararası transit ticaretin Anadolu’dan geçen kuzey – güney ve doğu – batı hatları daha önceden, Orta Doğu’nun ve Levant’ın İslam İmparatorluğu’nun kontrolünde olması dolayısıyla kesilmişti. Bu durum Anadolu’yu transit ticaretin dışında bırakmıştır, ayrıca bir ekonomik daralmaya mahkûm etmiştir.[16]Sasani İmparatorluğu’nun 651 yılında Raşidin Orduları tarafından yıkıldıktan sonra Anadolu yine de politik ve sosyoekonomik olarak rahatlamış değildir. Bu kez de Emeviler ve Abbasiler devrinde Anadolu, İslam dünyasını “gaza sahası haline gelecektir.” Her bahar Müslüman ülkelerden kalkıp gelen mücahitler, toplanma yerleri Tarsus ve Malatya’da bir araya gelerek Bizans yerleşimlerine, zaman zaman derinlemesine akınlara çıkıyordu. Bu derinlik birkaç kez Konstantinepolis’e kadar ulaşmış, kenti kuşatmıştır. Bu akınlar sırasında surlarla çevrili kentler kısmen korunabildiyse de kırsal alan ağır şekilde yağmalanmıştır. Sonuç olarak kırsal alan nüfusu bir kez daha boşalmıştır.[17]

Tarihi[değiştir kaynağı değiştir]

Melikşah'tan sonra sırasıyla başa geçen I. Mahmud (1092-1094), Berkyaruk (1094-1105), Müizzeddin Melikşah (1105-1105) ve Mehmed Tapar (1105-1118) dönemlerinde Büyük Selçuklu Devleti gücünü ve eyaletlerdeki merkezi denetimini giderek yitirdi. 1118'de tahta çıkan Ahmed Sencer’in ülke topraklarını yeniden birleştirme çabası da başarılı olduysa da devlet hiçbir zaman Melikşah dönemindeki sınırlarına ve otoritesine kavuşamadı. 1128 yılında Doğudaki Doğu ve Batı Karahanlı Devletine boyun eğdiren Karahitaylar Büyük Selçuklu Devleti ile komşu oldular ve Selçuklulara baskı yaratmaya başladılar. 1141 yılında Karahitay ve Selçuklu orduları arasındaki Katvan Savaşı'nda yenilgiye uğrayan Büyük Selçuklu Devleti hızlı bir dağılma sürecine girdi. Karahitayların devletin en verimli toprakları olan Maveraünnehir'i işgal etmeleri Büyük Selçuklu Devleti'nin ekonomisini ve ordusunu iyice sıkıntıya soktu. Sultan Sencer, giderek artan ekonomik buhran nedeniyle ayaklanan göçebe Oğuzlara 1153'te tutsak düştü. İki yıl sonra kaçarak kurtulduysa da ülkede iktidarını yeniden sağlayamadan 1157’de öldü. Büyük Selçuklu Devleti böylece sona erdi. Bu tarihten sonra Büyük Selçukluların toprakları büyük ölçüde Harzemşahların denetimi altına girdi.

Hanedan üyeleri yönettikleri bölgelerde bağımsız davranmaya başladılar. Daha önce bağımsızlıklarını ilan etmiş olan Selçuklu hanedanın kurduğu devletlerden yalnızca Anadolu Selçuklu Devleti, yüz yılı aşkın bir süre daha ayakta kalabildi. Ayrıca devletin gerilemesinin sebepleri arasında Haçlı Seferleri, Fâtımîler ile olan çatışmalar, Hasan Sabbah'ın Bâtınîlik propogandaları ve Oğuz boylarının ayaklanmaları sayılabilir. Bunun sonucunda ise Abbâsîhalifeleri Selçuklu egemenliğinden kurtulmak için bir takım çalışmalar yürütmüştür. Bunlar Selçuklu Devleti'nin yıkılmasına neden olan etkenler ve nedenlerdir.

Devlet Yapısı ve Yönetimi[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır