Leonardo da Vinci
İtalyan Rönesansının ve hümanizmin en büyük güçlerinden biri olan Leonardo Da Vinci, yılında ailesinin adını aldığı Vinci kasabasında doğdu. Babası avukat Ser Piero Antonio da Vinci, Leonardo'nun annesi soylu bir aileden gelmediği için onunla evlenemedi ve Leonardo evlilik dışı doğdu. Annesi Catarina sonradan başka bir erkekle evlendiği için Leonardo babasının evinde yetiştirildi.
Leonardo, ilk öğrenim yıllarında aritmetik ve geometride öğretmenlerini sorduğu sorularla şaşırtacak kadar çabuk ilerledi. Keskin zekası ve yetenekleri çok küçük yaşlarda bile dikkat çekiyordu. Müzikle de ilgileniyor ve oldukça iyi bir şekilde lut çalıyordu. Fakat çocukluk yıllarında en gözde uğraşı resimdi. Babası bu yeteneği farkedince, onu Flosansa'nın en önemli atölyelerinden birinin başında olan ve aslen bir kuyumcu ustası olan Andrea del Verroccio'nun eğitimine verdi. Burada Botticelli, Perugino, Lorenzo di Credi, Francesco di Simone, Botticini ve Biagio d'Antonio ile birlikte son derece kapsamlı bir sanat eğitimi aldı. Leonardo, ile yılları arasında devam ettiği alışılmışın dışında bir eğitim veren 'politeknik labarutuvarından' çizim , mimari ve heykelin yanı sıra optik, botanik ve müzik alanlarında da temel bilgiler edindi. (Leonardo'nun ünlü Arno Manzarası, Müneccim Kralların Tapınması ve Aziz Hieronymus eskizi ile birkaç resim bu döneme aittir.) Veroccio'nun ''İsa'nın Vaftiz Edilmesi'' tablosundaki meleklerden birinini Leonardo'ya ait olduğu düşünülmektedir.Michelangelo Buonarroti
Michelangelo, 6 Mart'te Caprese kasabasında doğdu. Soylu bir aileden gelen babası Ludovici Bounnarroti kasabanın belediye başkanıydı. Fakat Michelangelo'nun doğduğu yıl, babasının başkanlık görevi sona erdirildi ve yoksullaşan aile Floransa'ya taşındı. Burada bir taş işçisinin karısının bakıcılığına verilen Michelangelo, yıllar sonra bunun üzerine,'' Dadımın göğsünden sütüyle birlikte keskiyi ve tokmağı da emdim.'' diyecektir.
Çocukluğunda Michelangelo'ya sıkı bir eğitim verildi, fakat çocuğun sanata olan merakı babasının engellemelerine rağmen giderek büyüdü. En sonunda yılında Ghirlandaio diye bilinen Dominico ile David Currado'nun yanına çırak olarak verilen Michelangelo, resim yeteneğiyle kısa sürede farkedildi. On üç yaşındayken bile Michelangelo, doğayı gözlemlemeden, düşlerinin doğanın gerçeğine uyup uymadığını denemeden hiçbir şeyi renklendirmezdi. Sık sık balık pazarına gider, balıkların şeklini, göz ve solungaçlarını inceler, sonra da büyük bir titizlikle resmederdi.Vincent van Gogh
Vincent Van Gogh, bir papazın oğlu olarak yılında Hollandanın güneyinde bir köyde dünyaya geldi. yüzyılın yazgısı en trajik sanatçılarından biri olan Van Gogh, içinde sürekli bunaltılar yaşar ve hiçbir işe yaramadığına olan inancı, bir şeyler yapma, bir çıkış bulma isteğidir bunaltılarının nedeni. Acı çeker, mutsuzdur, huzursuzdur ve yalnızdır ama resimleriyle neşe ve sevinç uyandırmak istemiş, acıları sevince, hüzünleri neşeye ve yalnızlığı birlikteliğe döndürmeye çalışmıştır.
İnsanların yalnızlık, hüzün ve acı içindeki hallerinden etkilenip bunları da resimlerinde yansıtmıştır. Acı çekenlere ilgi duymuştur; içinde yaşadığı dünyada kendisini uyumsuz hisseden bütün melankolikler gibi. Mutsuz olması yalnızlığındandır. Hiçbir zaman hiçbir şeyi başaramayacağına olan inancı, kendisinden kuşku duyması, trajik yazgısı, yaşamına son vermesidir onu melankolik yapan.
Dünyada kendisini alçalmış, sevgilerden uzaklaşmış görmüştür Van Gogh. Yararsızlığının kendi elinde olmadığını, yazgının çizdiği olaylar dizisi sonucu bir kafese tıkıldığını, bir şeyler yapmak istediğini ama bunun yolunu bulamadığını yazar Theo'ya mektuplarında. Daha sonra yapacağı işi bulmuş ve kendini tamamıyla ona adamıştır büyük bir coşkuyla.
"Acı duymak gülmekten iyidir, zira acı insanın yüreğini arıtır. İnsanları diri diri gömercesine kilitleyip çevrelerinde duvarlar örenin ne olduğu bilinmez ama yine de bir takım duvarların, tel örgülerin, demir parmaklıkların varlığı hissedilir. Bütün bunlar bir kuruntu, bir hayal midir? Sanmıyorum. Ve insan kendi kendine sorar; Tanrım bu uzun süreli mi, temelli ve herkes için geçerli olan bir ebediyet midir?"
İlk dönem karakalem çalışmalarında maden işçilerini, köylüleri ele almış, patates yığınları, dokuma tezgahı gibi konuları işlemiş bir yandan da kasvetli gökler ve koyu renklerle iç karartıcı manzaralar resmetmiştir. Patates Yiyenler tablosu bu kasvetli ve iç karartıcı dönemini simgeler ( Vincent Van Gogh Museum, Amsterdam). tarihli resimde iç mekanda günlük yaşam konu edinilmiştir. İşçiler kendi ektikleri patatesleri paylaşarak yerken gösterilmişlerdir. Tek ışık kaynağı yukarıdan sarkan bir lambadır. Lambanın ışığı patatesleri aydınlatır. Resmin genelinde aynı renk ve tonlar hakimdir. Yeşilin ve kahverenginin koyu tonları. Patatesin tozlu rengini elde etmeye çalışıyordu. Bütün resme hakim olan renk yabani patates rengiydi. Resmin kasvetli ve karanlık görünümü ve insanların yüzleri, yoksulluğu melankolik bir atmosfer yaratıyor. Bu tür insanları gözlemleyen Van Gogh da yoksulluğun ne demek olduğunu biliyordu Bu dönemlerde kardeşine yazdığı bir mektupta " Böyle devam ederse hedefime varamayacağım. Bu kadar uzun zaman aç kalmasaydım bünyem daha kuvvetli olurdu. Fakat her seferinde daha az çalışmak ya da aç kalmak şıklarından birini seçmem gerektiğinde ben hep aç kalmayı tercih ettim. Bir insan buna nasıl dayanabilir? Açlığın etkisini resimlerimde öylesine görebiliyorum ki geleceğim için kaygılanıyorum".
tarihli Hüzün adlı taşbaskısında oturan çıplak bir kadın tasvir edilmiştir (Vincent Van Gogh Museum, Amsterdam). Kadının başı dizine doğru eğilmiştir ve kolları arasında kalmıştır. Koyu renk uzun saçları çıplak sırtından aşağıya dökülmektedir. Saçlar ten rengiyle kontrast oluşturur. Figürün dış hatları belirginleştirilmiştir. Kolları arasında kalan yüzü görülmez ama büyük ihtimalle ağlamaktadır ya da üzgün bir ifade içindedir. Tek başına bırakılmış, çaresiz bir durumu vardır. Kederleriyle birlikte yapayalnızdır, itilmiştir. Kederin dokunaklı bir ifadesine tanık oluyoruz. Buradaki kadın Van Gogh'un birlikte yaşadığı alkolik, gebe ve fahişe Sien'dir. Bu resmin bir de karakalemle yapılmış deseni vardır.
Van Gogh'un yılında Sonsuzluğun Eşiğinde - adlı resminde de yine kederler içindeki bir insanın tasviri vardır (Rijksmuseum Kröller Muller, Otterlo ). Resimde sandalye üzerinde oturan mavi pantolon ve gömlekli yaşlı bir adamın derin acısı yansıtılmıştır. Yaşlı adam yumruk yaptığı elleriyle yüzünü kapamış, dirseklerini bacaklarının üzerine dayamış ve öne doğru eğilmiştir. Gözleri ve yüzü görünmüyor ama o da ağlamaklı ve yıkılmış bir durumdadır. Yine aynı yıl yaptığı Doktor Gachet'in Portresi adlı resimde de masaya dirseğini dayamış oturan bir adam görülür (Musee du Jeu de Pavme,Paris). Beyaz kasketli figürün yumruğu yanağında be başını destekler. Düşünceli ve kederli görünümlü Doktor Gachet'in kendisine sinirli olduğu kadar hasta göründüğünü de belirtir Van Gogh. Figürün yüzünde melankoli, hüzün, çaresizlik ve umutsuzluk hakimdir. Bu hüzün resmin her yanına yayılır. Bütün renkler ve çizgiler bu melankolik atmosfere uyar. Figürün çizgileri kasvetli görünümü izler ve bu duygusal ruh halini açığa vurur. Üzerindeki lacivert ceket ve arka planın koyu mavi rengi ve yüzün solgunluğu ifadeyi güçlendirir.
Ren Nehrinde Yıldızlı Bir Gece adlı manzarasında yıldızlı gecenin tasviri göz kamaştırıcıdır. Işık saçan yıldızlar, kıyıdan denize vuran yapay ışıklar ve lacivertle mavi tonları resmin bütününe yayılır. Ön planda yürüyen bir çift görülür. Buradaki ve başka resimlerinde görülen çiftlerden erkek olanı kızıl saçlı olarak tasvir edilmiştir. Hayatı boyunca yalnız olan ressam gerçek hayatta asla bulamadığı eşini resimlerinde hep yanında çizmiştir. Figürler manzarada çok küçüktür ve yüzleri seyredene dönüktür. Bir mektubunda " Gece manzaralarını ve gece ortamının özelliklerini, gecenin gerçek karanlığı içinde ve yerinde tuvale aktarma sorunu beni her taraftan kuşatmakta" diye yazmıştı. Gökyüzündeki yıldızlara gitmek için ölümün bir araç olduğunu belirtir. Ölümle ulaşılan yıldızların erişilir olabileceğini düşünüyordu. Gece karanlıktır, korkudur, ölümdür, uykudur, yalnızlıktır, hüzündür.
van Gogh resimde kendini yaşamdan koparıp alacak yolu arıyordu. Coşkusunu, içinde kopan fırtınaları, hüzünleri, aşırı hislerini portrelerine yansıtan ikinci bir ressam daha yoktur. Kendisiyle sürekli hesaplaşan, bir türlü emin olamayan, bir başkasının eline bakmaktan dolayı sürekli ezik ve hassas olan ama gittiği, inandığı yoldan vazgeçmeyen, çevresindekiler tarafından anlaşılamamış bir Van Gogh. Acılarıyla, mutsuzluğuyla, huzursuzluğuyla, arayışları, hırsı, coşkusu, sonsuz yalnızlığı, sevgiye açlığı, yoksulluğu, yaptığına duyduğu saygı, kısa yaşantısına sığdırdığı onca yapıtı, erkek kardeşi Theo'ya yazdığı mektuplar, hastalığı, krizleri, bir tas çorba ile boya tüpü arasındaki seçimleri onu Van Gogh yapanlar. "Çoğu zaman 30 yaşında olduğuma inanamıyorum. Çok daha yaşlı hissediyorum kendimi. En çok beni tanıyanların çoğunun bana 'rante' gözüyle baktıklarını düşündüğümde ve bazı şeyler değişmezse belki de haklı çıkacaklarına inandığımda içim kararıyor, sanki bu şimdiden gerçekleşmişçesine bir umutsuzluğa kapılıyorum"
Bulutlu Göğün Altındaki Buğday Tarlası resmi için "bunlar kasvetli gökyüzünün altında uzanan uçsuz bucaksız buğday tarlalarıderin kederi ve sonsuz yalnızlığı ifade etmekte zorlanmadım" diye yazar Theo'ya mektubunda. (Vincent Van Gogh Museum, Amsterdam). Ancak ona göre üzüntü ve üzgün yine de iyileştiricidir ve neşelidir. Resmin yarısından çoğunu kaplayan koyu mavi tonların hakim olduğu gökyüzü altında sarılar ve yeşiller beyazlarla ışıklandırılmış tarlalar uzanmaktadır. Önde birkaç küçük gelincik başı vardır. "Kanımca somurtkan yeşil renkler toprak rengi tonlarıyla iyi bir uyum içinde; bunda sağlıklı ve bu yüzden itici bulmadığım bir üzüntü havası var"
Buğday Tarlası ve Kargalar ' da yine kasvetli ve karanlık bir gökyüzü tasviri vardır (Vincent Van Gogh Museum, Amsterdam). Van Gogh bu resimle de yine kederini ve aşırı yalnızlığını iletmeye çalışmıştır. Geniş tarladan üç ayrı yol ayrılır. Seyreden resmin köşesinde veya tarlada patikanın sonunun ve ufkun nerede olduğunun bilinmezliğiyle sarsılır. Geniş açık tarlaların normal perspektif kurgusu tersine dönmüştür. Çizgiler resmin önünde buluşmak için ufuktan kaçar. Vincent bu resmi yaparken önünde malzemeleriyle ufka doğru yükselen iki yolun böldüğü buğday tarlasının - üçüncü yol resmin sağ alt köşesinde kalmıştır- karşısında yere çökmüş ve önce sola sonra sağa iki kez ateş etmişti. Kara kuşlar ölümü çağrıştırır. Fırtınalı alçak gökyüzünde uçuşan kargalar ve gökyüzünde belirgin mor fırça vuruşları izleyende yalnızlık ve keder duygularını uyandırır. 29 temmuz da kendini vuran Van Gogh iki gün sonra ölmüştür. Ölümünden sonra üzerinde bulunan kardeşine yazdığı ama göndermediği mektupta " kısaca sanat uğruna hayatımı tehlikeye atıyorum ve bu yüzden aklımın yarısını yitirdim" diye yazmıştır.
Pablo Picasso
Picasso
Pablo Picasso (25 Ekim, 8 Nisan, ) yüzyıl sanatının en iyi bilinen ustalarından biridir. Georges Braque ile birlikte Kübizm akımının mimarıdır.
Tam ismi Pablo Diego Jose Francisco de Paula Juan Nepomuceno Crispin Crispiniano de la Sentissima Trinidad Ruiz Blasco Picasso y Lopez'dir. Picasso 25 Ekim ' de Malaga, İspanyada doğar. Resim yapmaya sekiz yaşında başlar. 'te Barselona Güzel Sanatlar Okulu'na girer. ' den itibaren anne soyadı olan Picasso'yu kullanmaya başlar.
Mavi Dönem
yılları Picasso'nun mavi dönemi olarak adlandırılır. Arkadaşı Carlos Casagemas intiharıyla başlayan bu dönemde, Picasso, tablolarında mavi rengi egemen olarak kullanmıştır. Bu dönem tablolarında yaşlılık, fakirlik ve ölüm temaları işlenmiştir. Daha çok Fakirler, dilenciler ve körler tasvir edilmiştir: Dama en Eden Concert (), La Vida (), Las dos hermanas ().
Pembe Dönem
Picasso, 'te Paris'e yerleşir. Burada ilk eşi Fernande Olivier'yle tanışır. Dönem adını tıpkı mavi dönemde olduğu gibi, pembe ve tonlarının yoğun kullanımından alır. İşlenen temalar daha çok melankolik ve duygu yüklüdür; bu dönem tablolarında sirk dünyasına da ratlanır. Picasso, bu dönemde renkten çok çizgi ve desen kullanımına önem verir.
Kübizm
'den 'e kadar kübist olarak adlandırılan tarzda tablolar yapar. Kübist tabloların genel özelliği, geometri ve geometrik şekillerin kullanılmasıdır. Resmedilen nesneler geometrik formlar oluşturacak şekilde basitleştirilmiş yahut geometrik şekillere bölünmüştür. Kübizmin bir diğer özelliği de uzaydaki(3 boyutlu) bir cismi iki boyutlu yüzeye aktarma çabasıdır. Bu amaçla Picasso, şekilleri yanal yüzeylerine bölüştürüp her birini iki boyutlu yüzeyde göstermeye çalışır. Yine bu nedenden portrelerindeki insanların hem profili hem de önden görünüşü görülmektedir. Birinci Dünya Savaşı sırasında Picasso, Jean Cocteau ile beraber Roma'da kalır. Burada sahne dekoratörü olarak çalışırken dansçı Olga Kokhlova'yla tanışır. Picasso ikinci eşi olan Olga Kokhlova ve oğlunun birçok portresini yapmıştır. (Paul en Pierrot, , Picasso Müzesi, Paris) 'li yılların başında ressam klasisizme geri döner: Trois Femmes à la fontaine (, Modern Sanat Müzesi, Paris). Ayrıca mitolojiden de esinlenir: les Flûtes de Pan (, Picasso Müzesi, Paris).
Picasso tanınan en üretken sanatçıdır. Guiness Rekorlar Kitabı'na göre, 13, resim, , baskı, 34, kitap resmi, ve heykel ve birçok seramik ve çizim üretmiştir. 'de eserlerinin toplam değerinin milyon dolar olabileceği tahmin edilmiştir.
Bir genelevdeki beş fahiseyi gösteren ve Kübizm akımının en önemli örneklerinden biri olarak görülen ünlü eseri Les Demoiselles d'Avignon, Fransa'da yazında çizilmiştir.
En tanınmış eseri Alman ordularının Guernica kasabasını bombalamasını anlatan Guernica adlı eseridir. Resim 'de yapılmıştır. Bu resim şu anda Madrid'de Reina Sofía Müzesinde bulunmaktadır. Picasso, bir sergisi sırasında kendisine, "bu resmi siz mi yaptınız" diye soran bir Alman generaline, "Hayır, siz yaptınız" cevabını vermiştir.
Eserleri
Avignon'lu Kadınlar ()
Salvador Dali
11 Mayıs'te Figueres, Catalonia, İspanya'da dünyaya geldi. O doğmadan dokuz ay önce menenjit sebebiyle hayata gözlerini yuman ağabeyinin adı da Salvador'du ve anne babası ağabeyinin Salvador'un bedeninde yeniden dünyaya geldiğine yani reenkarnesi olduğuna inanıyorlardı. Dali daha sonraları bununla ilgili olarak şunları söyleyecekti:
Doğar doğmaz tapınılan bir ölünün ayak izlerinden yürümeye başladım. Beni severken hala onu seviyorlardı aslında. Belki de benden çok onu.. Babamın sevgisinin bu sınırları yaşamımın ilk günlerinden itibaren çok büyük bir yara oldu benim için. |
Bu farkındalıkla yaşamakta zorlanan Dali'nin tüm davranışları ailesinin dikkatini çekmek üzerine odaklıydı. Dali'nin kızkardeşi Ana María'nın da dünyaya gelmesi durumu değiştirmedi. Zaman geçtikçe farklılığını ifade etme isteği daha dayanılmaz hale geliyordu.
Çocukluğunda, ileride FC Barcelona futbolcularından olacak Sagibarbá ve Josep Samitier'le çok iyi arkadaş olan Dali, Cadaqués'te geçirdiği tatillerde iki arkadaşıyla futbol oynamayı çok seviyordu.
'da resim okuluna kaydolan Dali'nin bir yıl boyunca yaptığı karakalem çalışmaları babasının desteğiyle evlerinde sergilendi. İlk resmi sergisi ise 'da Figueres'teki Municipal Theater'da açıldı. Dali'nin öğretmeni iyi bir ressam olan Juan Núñez'di. Dali, Catalan empresyonist ve realistlerini tanıdıktan sonra kübizm akımını ve Juan Gris'i de keşfetti.
Dali 'de annesini göğüs kanserinden kaybettiğinde henüz 16 yaşındaydı. Bu büyük travmanın üstesinden güçlükle gelmeye çalışan Dali'nin babası, merhum eşinin kız kardeşiyle evlendiğinde, bilinenin aksine Dali bu duruma içerlemedi. Zira teyzesine de oldukça düşkündü. Dali, Figueres Belediyesi Sanat Okulu'nda eğitim gördüğü dönemde Miguel Angel, El Greco, Velazquez, Leonardo, Goya ve hayran olduğu diğer ressamların makalelerinin yer aldığı 'Studium' dergisinde de çalıştı.
'de Madrid'e taşınıp, San Fernando School of Fine Arts'a kaydolan Dali, burada gerçekleştirdiği kübist çalışmalarıyla büyük ilgi gördü. Hayatı boyunca etkileneceği dadaist akımıyla da o yıllarda tanışan Dali, şair Federico García Lorca ve film yapımcısı Luis Bunuel'le yakın arkadaştı. Okulda onu sınava tabii tutacak yetenekte kimsenin olmadığını söylediği için yönetimle arası açılıp, final sınavlarından çok kısa bir süre önce okuldan atılan Dali, Basket of Bread isimli çalışmasında dehasını ortaya koymuştu. O yıl Paris'e ilk ziyaretini gerçekleştirdiğinde Pablo Picasso'yla tanışma fırsatı bulan Dali, ressamdan çok etkilendi ve bu etkilenimleri o dönemde yaptığı çalışmalarına da yansıdı.
Resimdeki yeteneği açtığı sergilerle tescillenen ve Barcelona'da büyük ilgi gören Dali, ilgilendiği akımları bazen tek tek bazen de tümünü kombine ederek resimlerinde kullanıyordu. Daha çok avantgard ve deneysel bir tarzı olsa da resim sanatının temelleriyle de ilgileniyordu. Gösterişli bıyığı Dali'nin karakteristiklerinden biri olmuştu, zira Dali fiziksel görünüşü itibariyle yüzyıl İspanyasının en önemli ressamlarından biri olan Diego Velázquez'tan oldukça etkilenmişti. Günlük yaşamı; entelektüel bir söylemin ve lüks bir yaşamın çevresinde dönen ressamın, kadınlar pek ilgisini çekmiyordu. Ancak bu durum kısa bir süre sonra değişecekti.
'da film yapımcısı arkadaşı Luis Buñuel'le birlikte Un chien andalou isimli ilk gerçek üstü kısa film için ortak bir çalışma yürüttü. Aynı yıl sürrealist şair Paul Éluard'ın eski eşi Gala'yla tanışan Dali, onunla büyük bir aşk yaşamaya başladı ve o andan itibaren Gala; Dali için bir âşık, bir arkadaş, esin perisi ve resimleri için de model oldu. O yıllarda oldukça önemli profesyonel sergiler açan Dali, yaratıcılığıyla büyük övgü alıyordu. En önemli çalışmalarından biri olan The Persistence of Memory isimli tablosunu 'de tamamlayan Dali, yılından itibaren birlikte yaşadığı Gala'yla 'te dünya evine girdi. Tarihçi Alexandre Deulofeu'yla da o yıllarda tanıştı ve yakın arkadaş oldu. 30lu yılların başında Pariste katılmış olduğu sürrealist hareketten, kısa bir süre sonra dik başlılığı ve asi kişiliği nedeniyle dışlanan Dali, bu süre içinde kendisini sürrealizmin en büyük temsilcilerinden biri haline getirecek olan Büyük Mastürbasyoncu, Seksapel Görüntü ve Hüzünlü Oyun isimli eserlerine imza attı.
Yine 'te tablo alıp satan Julian Levy tarafından Amerika'ya tanıtılan ressam, New York'ta da bir sergi açtı. Birkaç İspanyol entelektüelle birlikte İspanyol Sivil Savaşı'ndan sonra başa geçen Francisco Franco'yu destekleyen Dali, sürrealist arkadaşlarınca küçük burjuvaya dönüşmekle suçlanır olmuştu. Bununla ilgili;
Beni Marksizm bir parça bile ilgilendirmiyordu. Politika bir kansere benziyordu. |
açıklamasını yapan Dali, politik görüşüyle ilgili olarak daha önce de şunları söylemişti:
Her zaman anarşist ve aynı zamanda da monarşisttim. Her zaman burjuvaziye karşıydım ve hala da öyleyim. Gerçek kültürel devrim monarşist prensiplerin restoresiyle mümkündür. |
'da Londra'da Stefan Zweig onu Sigmund Freud'a tanıttı ve aynı yıl New York Moma'da "Fantastic Art, Dada and Surrealism" sergisine katıldı. Sergiye dalgıç kıyafetleri içinde ve tasmalarından tuttuğu iki tazıyla gelmesi Dali'nin insanın gerçek bir düş dünyası yaratması ve bunu yaparken aklını denetim altında tutup iradesini bilinçli olarak bir süre askıya alması gerektiğiyle ilgili düşüncelerini de destekler nitelikteydi. Dali daha sonra Time dergisine kapak oldu.
İkinci Dünya Savaşı başlar başlamaz eşi Gala'yla birlikte Amerika'ya giden Dali, 8 yıl boyunca orda yaşayacaktı. 'de otobiyografisi The Secret Life of Salvador Dalí'yi yayınladı.
Virginia, Pebble Beach, California ve New York St. Regis Hotel'de geçirdikleri yıllardan sonra çift 'da yeniden İspanya'ya döndü. Dali, Andre Breton'ın sürrealizmin kırkıncı kutlama yılı için organize etiği Homage to Surrealism isimli sergide Joan Miro, Enrique Tábara ve Eugenio Granell'le birlikte resimlerini sergiledi. 40lı yıllarda, Kızarmış Bacon ve Yumuşak Otoportre, Ekmek Sepeti, Atomik Leda ve Portlligatlı Madonna gibi çok önemli yapıtlarını sanatseverlerle buluşturan Dali, döneminin en ünlü ressamlarından biri haline geldi. Ressam 'da Alfred Hitchcock'un Spellbound filminde bir dizi rüya sahnesi için sahne tasarımı da yaptı. O dönemin yıldızı yeni yeni parlamaya başlayan sanatçılarından Andy Warhol, Pop Art'ın ortaya çıkmasında Dali'nin büyük etkisi olduğunu açıkladı. Matematiğe ve fiziğe de büyük ilgisi olan sanatçı, çalışmalarında geometrik öğeleri de kullanıyordu.
lerde, Yansıtma ve Derinleşme Üzerine Paranoyak Eleştiri metodunu geliştiren ressamın eserlerinin büyük bir çoğunluğunun konusunu din, tarih ve fen bilimleri oluşturuyordu. Bu yıllar içerisinde Cristo de San Juan de la Cruz, Galatea de Las Esferas, Corpus Hipercubicus, Amerikanın Kristof Kolomb Tarafından Keşfi ve Son Yemek gibi çok tanınan yapıtlarını verdi.
yılında doğduğu yer olan Figueres'de en büyük projesi olan ve yılına kadar uğraş vereceği Dali Tiyatrosu ve Müzesi'ni kurmak için kollarını sıvayan Dali, ünlü lolipop markası Chupa Chups'un da logosunu hazırlamıştı. yılında yapılan eurovizyon şarkı yarışmasının tanıtımlarından ve sahne düzeninden de sorumlu olan ressam, Gerona'da Pubol Şatosu'nu satın aldı ve içini yenilemeye başladı.
60lı yıllarda, Los Angeles (), New York Modern Sanatlar Müzesi (), Rótterdam (), Dalí Cleveland Müzesi (), París George Pompidou Merkezi (), Londra Tate Gallery (), Madrit Çağdaş Sanatlar İspanyol Müzesi (), Barselona Pedralbes Sarayı () gibi dünyanın en büyük sanat merkezlerinde Dalinin geniş çaplı antolojik sergileri sanatseverlerle buluştu.
Sadece resim sanatında değil güzel sanatların birçok alanında da yapıtlar veren Dali şaşırtıcı ve olağanüstü projeleri de hayata geçirdi. Ressam, bir smokini, içinde filtre bulunan likör kadehleriyle kaplayarak gerçekleştirdiği çalışmaya Afrodizyak Ceket adını vermişti. Daha sonra ahize yerine kabuklu hayvan kullandığı Istakoz Telefonu icat etti. Çekmeceli Milo Venüs isimli eserinde ise ünlü heykeli çekmeceli gülünç bir mobilyaya dönüştüren Dali, memeler, göbek ve dizlerle mobilyanın kulplarını oluşturmuştu. Bu çalışma daha sonra mobilyacılık ve mücevhercilik alanında üretilen birçok lüks eşyaya da uygulandı. Breton tarafından Fransızcada dolar düşkünü anlamına gelen "Avida Dollars" anagramıyla sürekli olarak eleştirilen Dali, yapıtlarını bir meta olarak ortaya koyduğu için "Sanat için sanat" düşüncesini yıkmaya çalışmıştı. Amacı sanatın, hayatın her alanını doğrudan doğruya ilgilendiren bir yaşam biçimi olduğunu göstermekti.
Robert Descharnes ile birlikte Dantelacı Kadının ve Gergedanın İnanılmaz Öyküsünü yöneten Dali, 'de Yukarı Moğolistandan İzlenimler (Impressions de Haute Mongolie) adıyla deneysel bir de film çevirdi.
yılında tek aşkı Gala'nın ölümünün ardından Dali büyük bir travma geçirdi ve sağlığı da gitgide bozulmaya başladı. 'te İspanya'daki şatosunda çıkan yangından sonra rahatsızlığı iyice artan Dali, son yıllarının bir kısmını Pubol'daki şatoda, bir kısmını da kendi kurduğu Tiyatro Müzesi'nin yanındaki Torre Galatea'daki özel odasında inzivada geçirdi. Salvador Dali 23 Ocak'da Figueras hastanesinde, 84 yaşındayken hayata gözlerini yumdu ve Figueras'daki müzesine hâkim olan dev kubbenin altına gömüldü.
Dali tüm varlığını ve koleksiyonunu İspanya devletine bırakmıştı.
René Magritte
Annesi Regina Magritte ile tüccar babanın en büyük oğlu olan Rene, 21 Kasım yılında Lessinesde doğdu.
de kolejden Brüksel Güzel Sanatlar Akademisindeki kurslara devam etmek için ayrıldı.
yılında on üç yaşında tanıdığı Georgette Berger ile karşılaştı ve askerliğini yaptıktan sonra evlendi. Bir süre duvar kağıdı fabrikasında çalıştı, çizimler yapıp motifler üretti.
Bu tarihlerde Belçikalı sürrealistlerden Goemans, Lecomte, Mesens ve Nouge ile tanışma fırsatını yakaladı. de Servranckxla birlikte soyuk resme girdi.
yılında ilk sürrealist çalışması Kayıp Joker'i yaptı. Ayrıca bu yıllarda Mesens ile birlikte ancak bir sayı yayınlanan Oesophage1 adlı dergiyi çıkardı.
de Brükseldeki Centaure Galerisi'nde yapıtları sergilenmeye başlandı. Bu sanat galerisinin desteğini alarak bütün zamanını resme ayırdı.
Bu yıllarda Münzevi Yolcunun Düşünceleri, Büyük Yolculuklar , Saldırı Tehdidi ve Popüler Panorama adlı yapıtlarıyla gerçek üstücülüğü benimsedi.
Magritte, Perreux sur_Marnea yerleşti ve yeni bir döneme girdi. Tehdit Eden Zaman(), Sürekli Devinim()ve İnsanlık Durumu() bu dönemin önemli resimleriydi.
yılında Magrittenin ünü New Yorkta Julian Levyde Mesensin Londra Galerisinde düzenlendiği sergiyle Mans Denizini geçti.
I.Dünya Savaşı yıllarında sürrealistlerin tümü Amerikaya gittiği halde Magritte Belçikada kaldı. yılları arasında Renoir dönemini yaşadı.
Belçika komünist partisiyle uyuşması ve devrimci sürrealist eylemlerine katılması savaştan sonra Bretonla birleşmesini önledi.
Magritte yılları arasında kendi dergisi olan Carte dapres Natureü ve yılları arasında da Rnetorıque dergisini yayınladı.
yılında Londra, New York, Paris ve Romada sergiler açtı. Bu sergilerden sonra ünü alabildiğine arttı.
da Belçika için Guggenheim Ödülünü kazandı. Bu başarının ardından daha sık sergiler açmaya başladı, Pop Artın genç ressamları tarafından büyük usta olarak kabul edildi.
Charleroidaki Güzel Sanatlar Sarayında Büyülü Ülke adını verdiği büyük bir duvar resmi yaptı.
Magritte, 15 Ağustos yılında Brükselde hayatını kaybetti. Gerçeküstü resmin en önemli temsilcilerinden olan sanatçı, ölümünden kısa bir süre önce birkaç heykel deseni çizdi. Bunlar bronza dökülerek yılında Pariste sergilendi.
Önemli Yapıtları: Münzevi Yolcunun Düşünceleri, Kayıp Jokey, Saldırı Tehdidi, Popüler Panorama, Şifacı, Kutup Işını, Vestaya Sunulanlar, Sürekli Devinim, İnsanlık Durumu, Tecavüz, Yatak Odasında Felsefe, Mükemmel Gemi, Büyük Aile, Büyülü Ülke, Pencere ve Kuka, Seçilmiş İlişkiler, Erkeğin Oğlu, Kurtarıcı, Aşk Şarkısı, Ruh Özgürlüğü, Alexanderın İşçileri.
Francisco de Goya
Goya ( - )İspanya, yüzyıldan itibaren sanat tarihine önemli isimler sunmuş bir ülkedir. El Greconun sanatçı kimliği ve üretimi bu ülkede yoğunlaşmıştır; Zurbaran, Murillo, Ribera ve Velazquez gibi barok dönem sanatçıları bu toprakların çocuklarıdır ve daha da ötesi Goya, insanlık tarihinin en çarpıcı değişim dönemlerinden birine tanıklık etmiş ve bu tanıklıkları fırtınalı iç dünyasından en dolaysız şekilde yansıtarak kendine özgü bir resim dili yaratmış olan bu sıradışı ressam, burada doğmuştur. Goya, kalıpları sorgulayan sanatı ve sanatçı tavrı ile yurttaşı olan ve modern sanatın öncü isimleri arasında yer alan Picasso, Dali, Miro gibi büyük ustaların da habercisi olma niteliğini taşımaktadır.
Goyanın sanatının biçimlenmesinde hem yaşadığı dönem hem de coğrafya son derece önemli bir rol oynamıştır. yılında, İspanyanın Fransa sınırına 75 mil uzaklıkta olan Saragosa kenti yakınındaki Aragonda dünyaya gelmiştir. Babası bir kuyumcu, annesi ise bir küçük soyludur. Doğduğu yerin Aydınlanma dönemi Fransasına yakınlığı ve ailesinde toplumun hem zanaatkar hem de soylu kesiminin izlerinin bulunması, onun sanatının genel karakterini yansıtan başlıca unsurların ipuçlarını vermektedir.
Gençliğinde, barok tarzda resimler üreten ve bu bölgenin en tanınmış ressamlarından biri olan Martinezin yanında çıraklık yapmıştır. Daha sonra, yılında San Fernando Akademisine girmek üzere Madrite gelmiş, Akademiye girememiş ancak saray ressamı Bayeau ile tanışmıştır. Bu dönemde Madritte Anton Raphaél Mengs ve Giambattista Tiepolo gibi farklı sanat anlayışlarına sahip iki ressamı tanıma imkanı da bulmuştur. Her ikisinden de etkilenmiştir. Ancak onu daha fazla etkileyen isim, oğul Domenico Tiepolo olmuştur ve onun insanı ve davranışlarını konu edinen resimlerinin izleri Goyanın sanatında belirgin bir şekilde takip edilebilmektedir.
yılında, bir yıldan biraz daha fazla bir süre kaldığı İtalyaya gitmiş ve buradaki ikameti sırasında klasik heykeller ile Domenichino ve Reni gibi İtalyan barok dönem ressamlardan çalışmalar yapmıştır. de Saragosaya dönen Goya, burada bazı yerel kilise siparişleri üzerinde çalışarak e kadar kalmıştır. Bu sırada saray ressamı Bayeaunun kızkardeşi ile evlenmiş ve onun aracılığıyla Madrite giderek Kraliyet Duvar Halısı Fabrikasını yöneten Alman neo- klasik ressam Mengsin yanında çalışmaya başlamıştır. Bundan sonraki 20 yıl boyunca halılar için taslaklar hazırlamak üzere çok sayıda sipariş almıştır. Erken halı taslakları, Domenico Tiepolonun dekoratif gerçekçiliğinin etkilerini yansıtmaktadır. Goya bir yandan halı taslakları hazırlarken diğer yandan yaptığı saray çevresinden kişilere ait portrelerle bir portre ressamı olarak ün yapmış ve bazı dini konulu resimler üretmiştir. Bu döneme ait Floridablanca Kontu () ve Prens Don Luis ve Ailesi () gibi örnekler; cesur ve yenilikçi tarzları, dramatik chiaroscuro kullanımları ve resmiyetten uzak havaları ile dikkat çekmektedirler. Bu çalışmalar, aynı zamanda Velazquezin etkilerini de yansıtmaktadırlar.
Goyanın saray ve kilise için yaptığı çalışmalar, nihayet yılında Pintor del Rey yani Kralın Ressamı olarak görevlendirilmesi sonucunu beraberinde getirmiştir. Kralın Ressamı olarak gerçekleştirdiği erken çalışmalardan birisi Osuna Dükü ve Ailesi () adlı resimdir. Dük, bir sanat ve bilim koruyucusu, İspanya Kraliyet Akademisi üyesi ve Madritin en tanınmış sanat çevrelerinin ve entelektüel kişiliklerinin katıldığı tertulia adı verilen salonun cömert ev sahibidir. Belirsiz bir mekanın önünde yer alan figür grubu, resmiyetten uzak bir yaklaşım içerisinde ele alınmıştır. Aile büyükleri ve çocuklar arasındaki yakın bağ, ailenin Fransa ve İsviçrede gelişen yeni pedagojik idealleri savunduklarını kanıtlamaktadır. Osunanın kütüphanesinde Rousseau, Voltaire ve Fransız ansiklopedistleri ile Ramon de la Cruz ve Leandro Fernandez Moratin gibi İspanyol yazarların eserleri bulunmaktadır.
Fransız Devriminin akisleri ve saray çevresindeki bu tür aydınlanmacı kişilerle geliştirdiği ilişkiler, Goyanın giderek daha liberal bir tavrı benimsemesine ve Aydınlanma düşüncesi ile gelişen toplumsal, psikolojik ve zihinsel kavramlarla yakından ilgilenmesine kaynaklık etmiştir.
Bu sırada kariyeri hızlı bir yükseliş içerisindedir. Çok fazla sipariş almaktadır, Nisan da IV. Carlos tarafından Pintor de Camara, yani Saray Ressamı olarak atanmıştır ve Avrupanın en ilerici sanat akademilerinden olan San Carlos Güzel Sanatlar Akademisine seçilmiştir. Bir yandan sarayla bağlantılı bir ressam olan Goya, diğer yandan Aydınlanmanın savunduğu eşitlik, özgürlük gibi kavramlarla yüzleşmekte ve bununla bağlantılı olarak İspanyol halkının farklı kesimlerine ilgi duymaktadır. Bu sırada İspanya, siyasi olarak Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin gücünden uzaktadır ve ticari ve tarımsal reformları gerçekleştiremediğinden toplumsal dengeler oldukça hassastır.
yılı başlarında Fransa- İspanya Savaşı başlamıştır. Bundan sonraki 30 yıl boyunca İspanya; devrim, savaşlar ve sivil savaşlar, askeri darbeler ve toplumsal ayaklanmalar yaşamıştır. Aydınlanma ve geleneksel kültür arasındaki çatışma, aristokrat- burjuva ve popüler sınıflar arasında ulusal kimlik ve İspanyolluk üzerine süren ideolojik tartışma ve Fransız Devriminin neden olduğu karışıklıklar, İspanyada halkın yaşamından çıkan yeni kültürel atmosferi körüklemiş gözükmektedir.
Fransa ile savaşın öncesi ve sonrasını kapsayan otuz yıl içinde popüler İspanyol kültüründe önemli bir canlanma olmuş, hayaletler ve ruhlara temellenen duende tiyatrosu, canavarlar ve grotesk unsurlar ile haydutlar ve boğa güreşçilerine dair efsaneler önem kazanmaya başlamıştır. Bu sırada çalışan sınıfın aristokratları olan maja ve majo, farklı tarzları ve kıyafetleriyle İspanyol toplumun her kesimi tarafından kısa sürede taklit edilmiştir. Kısa bir süre sonra İspanyanın maja ve majosu barikatlar kurup gerilla savaşlarını sürdürecek ya da yeni demokratik karakter uğruna gürültü koparacaklardır. Bu bir giyim modası ve yaşam tarzıdır belki ama, politik bağları ne kadar aykırı da olsa, halkın tek bir amaç için birlikte hareket etmek üzere organize olmasına yardımcı olmuştur.
İspanyanın siyasi ve kültürel tarihindeki bu gelişmeler, Goyayı yakından ilgilendirecektir. Bu sırada sanatçının kişisel tarihinde de bir takım önemli gelişmeler söz konusudur. arasında büyük ölçüde sağır olmasına neden olan ağır bir hastalık geçirmiştir. İyileşme sürecinde çok sayıda çizimler üretmiş ve daha sonra bunları baskıya dönüştürmüştür. Ocak de bakır üzerine basılmış 11 küçük resimden oluşan bir seriyi bitirmek üzeredir. Aralarında Avluda Delilerin de bulunduğu bu seriyle tanımlanan çalışmalar, Goyanın sanatında köklü bir değişimi işaret etmektedir. Karanlık, dramatik ve bazen ürkütücü bir imgelem gücü Goyanın sanatına egemen olmuştur.
yılında tamamladığı bir dizi baskı resimden oluşan Los Capricciosda Goya, yaşadığı dönemin İspanyasındaki açgözlülük, ahlaksızlık ve batıniliği ele almıştır. Hem alegorik hem de edebi kaynaklı figürlerle tanımlanan bu resimlerde, yarı gerçek ve yarı doğa üstü bir anlatım görülmektedir. Los Capricciosda Goyanın ilgisi artık İspanyol aristokrasisi değil, halktır (pueblo). Bundan sonra sanatındaki başlıca tema pueblo olacaktırlı yıllar sona erip, yeni yüzyıla girildiğinde Goya artan bir sıklıkla halkı, popüler İspanyol kültürünün grotesk ve sıradışı figürlerini, duendeleri, cadı ve canavarları ve maja ve majoyu sunmaya başlamıştır. Goya, kalıtımsal asaleti maja ve majonun görünümünde betimlemeyi tercih etmiştir. Sevgilisi Alba düşesi, çıplak ve giyinik maja resimlerindeki kimliği bilinmeyen model ve hatta Şal Giymiş Kraliçe Maria Luisa resminde kraliçenin kendisi, Goyanın bu yaklaşımından nasibini almışlardır.
Goya, bu sırada portre ressamlığına da devam etmektedir, ancak de Kral V. Carlos ve Ailesi adlı resmi tamamladıktan sonra, portreye duyulan hoşnutsuzluktan dolayı sarayla arasındaki ilişkilerde soğukluk başlamıştır. Sanat kariyerinin başlangıcından itibaren sürdürdüğü resmiyetten uzak yaklaşımı, bu kez karikatürize edilmiş portreler barındıran bir anlatıma yerini bırakmıştır. İspanyol barok dönem ressamı Velazquezin Nedimelerine göndermeler içeren bu resim, çoktandır entelektüel ilgisini puebloya yöneltmiş olan Goyanın saraydan ve aristokratik beğeniden kopuşunu simgelemektedir.
yılında Fransa ordularının İspanyaya girmesi ve tahta Napoleonun kardeşi Joseph Bonaparteın geçmesiyle birlikte, halk Fransız istilacılara karşı ayaklanmış ve 2- 3 Mayısta başlayan ayaklanmalar Joseph Bonaparte tahttan çekilinceye ve İspanya özgürlüğünü kazanıncaya kadar altı yıl boyunca sürmüş ve kanlı olaylara sahne olmuştur.
3 Mayıs , Goyanın tanık olduğu olayların bir sunumu niteliğini taşımaktadır. yılında yapılmış olan resimde, Madritin dışındaki Pirincipe Pio tepesinde kurşuna dizilen İspanyol ayaklanmacılar anlatılmaktadır. Resim, İspanyol direnişçilerin cesaret ve acılarını ölümsüzleştirmeyi amaçladığı kadar, insanlığın kanlı tarihinin de bir belgesi olma özelliğine sahiptir.
Savaşa dair tanıklıkların yansıması olan bir diğer çalışması ise Savaşın Felaketleri adlı 82 levhalık bir gravür dizisidir. Bu dizi üç grup altında incelenebilir: Savaşın korkunç olayları ve kurbanları; açlık ve ölüm; kabuslar, canavarlar ve grotesk unsurlar..
da geçirdiği ciddi bir rahatsızlıktan sonra, Madrit dışında halk arasında La Quinta del Sordo olarak bilinen malikanesine çekilmiş olan Goya, burada evinin iki salonunun duvarlarına 14 sahneden oluşan Kara Resimleri yapmıştır. Sahneler genellikle koyu renk bir zemin üzerine işlenmişlerdir. Bunlar arasına en tanınmış sahne Çocuklarını Yiyen Satürn adlı resimdir:
karanlıklar içindeki yaşlı tanrı kendi öz oğlunu yemektedir çünkü çocuklarından birinin onu devirip yerine geçeceğinden korkmaktadır. O insanı kendi kendisinin en büyük düşmanı yapan herşeyin, sadece kötülüklerin ve zulmün değil ama aynı zamanda cehalet, şüphe, korku, hırs ve zayıflık gibi niteliklerin de özümsenmesidir.
Yaşamının son döneminde daha önce denemediği bir teknik olan litografi üzerine çalışmalar da yapmıştır. Bu dönemde ilerlemiş yaşına karşın, ülkesindeki baskı rejimine dayanamayarak yılında Fransaya gitmiş ve burada kısmen huzur içinde geçirdiği üç yılın ardından hayata veda etmiştir.
Frida Kahlo
6 Temmuzde Coyoacan, Meksika'da, Macar Yahudisi fotoğrafçı Wilhelm Kahlo ve Kızılderili asıllı Matilde Calderon Gonzalesin dört kızından üçüncüsü olarak dünyaya geldi. Kahlo ilerleyen yıllarda doğumgününü 6 Temmuz değil de Meksika Devrimi'nin gerçekleştiği 7 Temmuz günü olarak ilan edecekti. Çünkü yaşamının modern Meksika'nın doğuşuyla başlamış olmasını istiyordu. Ailesiyle birlikte Coyoacan bölgesinde oturdukları evlerinin dış duvarları kobalt mavisi ile boyalı olduğu için "Mavi Ev" olarak anılıyordu. Frida'nın doğumundan kısa süre sonra, annesi hastalanmış ve kızına süt veremeyecek hale gelmişti. Bu dönemde Frida'yı emzirmesi için Kızılderili bir sütanne bulundu. Bu durumun Kahlo'yu etkilemeyeceğini düşünüyorlardı ancak Frida yıllar sonra yapacağı resimlerden birinde sütannesini, Meksikalı yönünün mitik bir şekilde bedenlenmiş hali olarak gösterecekti. Annesini çok nazik, zeki ama aynı zamanda zalim, hesaplı ve fanatik bir şekilde dindar olarak tanımlayan Kahlo'nun babasıyla ilişkileri her daim iyi olmuştu. Günlüğüne babasıyla ilgili olarak yazdıkları, bay Kahlo'nun şefkat ve çalışkanlığın mükemmel bir simgesi olduğu, Frida'nın tüm sorunlarına anlayışla yaklaştığı yönündeydi. 6 yaşında çocuk felci geçiren Kahlo'nun bu sebepten, bir bacağı diğerine göre daha inceydi. Sinirleri etkileyen çocuk felci nedeniyle hastalar solunum zorluğu nedeniyle hayatını kaybediyordu. Frida ise sağ bacağındaki incelme ile kurtulmuştu. Bu yüzden hep uzun etekler giyen Kahlo, kendisine "Tahta Bacak Frida" denmesine oldukça içerliyordu.
Kahlo, üç kızkardeşi olmasına rağmen bir erkek çocuk gibi büyümüş, okul yıllarında da daha çok erkek çocuklarla arkadaşlık kurmuştu. Başarılı bir öğrenci olan Kahlo, yıllarca geçirdiği çocuk felcinin etkisinde kaldı ve bu yüzden tıp eğitimi almaya karar verdi. Mexico City'de Ulusal Hazırlık Okulunun Tıp Eğitimi bölümüne kabul edildiğinde okulun tarihinde bir ilk gerçekleşiyordu. Zira daha önce sadece erkek öğrencilerin kabul edildiği ve Meksika'da prestij sembolü olan okulun, hazırlık sınıfına ilk kabul edilen kız öğrencilerden biri olmuştu. Ulusal Hazırlık Okulu'nda Frida'nın vizyonu genişledi, sanat, edebiyat, felsefe gibi alanlarda kendini geliştirme fırsatı buldu. İleride Meksika'nın önemli isimleri olarak anılacak Alejandro Gomez Arias, Jose Gomez Robleda ve Alfonso Villa, Frida'nın okul arkadaşlarıydı. Anarşist bir edebiyat grubuna dahil olan Frida'nın tüm hayatı geçireceği trafik kazasıyla değişecekti. 17 Eylül tarihinde, erkek arkadaşı Alejandro Gomez Arias ile birlikte otobüsle okuldan dönen Frida için oldukça sıradan bir gündü. Ancak bindikleri otobüs, bir tramvayla çarpıştı. Çok sayıda yolcunun ölümüyle sonuçlanan kazada Frida çok ağır yaralandı. Yolcuların tutunduğu kalın bir metal çubuk Kahlo'nun karnından vücuduna girmiş ve bel omurlarını zedeleyerek dışarı çıkmıştı. Ayrıca omuz ekleminde çıkık, bazı kaburgalarda ve sağ bacağında kırıklar da oluşmuştu. Yaşama şansı olmadığı düşünülen Frida'ya kaza sonrasında dikkat bile edilmemişti. Kazayla ilgili olarak Frida daha sonra şunları söyleyecekti:
Benim zamanımda otobüsler hiç de güvenilir değildi; henüz yeni kullanıma girmişlerdi ve pek rağbet görüyorlardı. Tramvaylar boşalmışlardı. Alejandro Gomez Arias'la otobüse bindim Kısa bir zaman sonra otobüs ile Xochimilo hattının treni çarpıştı. Tuhaf bir çarpışmaydı bu; şiddetli değil, ağır ve yavaştı, herkesi sarstı. Beni daha da çok sarstı. Önce başka bir otobüse binmiştik. Ama küçük şemsiyemi unuttuğumu görünce, aramak için indik, beni harabe eden otobüse böylece bindik. Kaza bir kavşakta oldu İnsanın çarpışmanın farkına vardığı, ağladığı doğru değil. Gözümden bir tek damla yaş akmadı ve demir çubuk, kılıcın boğayı delmesi gibi beni deldi geçti. |
Ambulans gelip de Kızıl Haç hastanesine götürüldüğünde, omurgasının, bel bölgesinde üç noktadan kırıldığı, köprücük kemiği ile üçüncü ve dördüncü kaburgalarının da kırık olduğu ortaya çıktı. Frida'nın sağ bacağı on bir yerden kırılmış ve ezilmiş, sol omzu çıkmış, leğen kemiği de üç yerden kırılmıştı. Çelik çubuk karnının sol tarafından girip cinsel organından çıkmıştı ve doktorlar yaşayabileceğinden bile şüpheliydi. Onu parça parça bir araya getirmeleri gerekiyordu. Hastaneden tam bir ay sonra, 17 Ekim'te taburcu edilen Frida'nın aylarca yatalak olabileceği düşünülüyordu. Çok büyük acılar çekmesine rağmen bunu yansıtmayan Frida'nın hayatı korseler, hastaneler ve doktorlar arasında geçiyordu. Omurgası ve sağ bacağında dinmeyen bir acı vardı. 32 kez ameliyat edilen Frida'nın, te çocuk felci nedeniyle sakat olan sağ bacağı kangren yüzünden kesilecekti. Fotoğrafçı olan babasının işleri ise gün geçtikçe kötüleşiyordu. Frida'nın bakım masraflarını karşılamakta zorluk çeken babası çareyi evin değerli eşyalarını satmakta bulmuştu. Sadece tutkuyla bağlı olduğu piyanosu ve kitapları kalmıştı ve bu dönemde bay Kahlo'nun sara krizleri de sıklaşmıştı.
Tüm gününü yatakta geçiren kızı için kendi elleriyle şık bir karyola yapan bay Kahlo, Frida'yı hayata bağlamak için elinden geleni yapıyordu. Annesi Mathilde ise Frida'nın kendini izleyebilmesi için tavana bir ayna asmıştı. Ancak parçalanmış bedeni ve kendisiyle karşı karşıya kalınca dehşet içinde ilk tepkisini veren Frida, aynadaki kişiyi resmetmeye başladı. Ağrılarıyla başa çıkmak için sürekli olarak resim yapmaya başlayan Frida, ilk portresini ilk aşkı Alejandro'ya armağan etti. Ancak ilişkileri sona ermişti. Ailesinin teşvikiyle resim yapmaya başlayan Frida birçok oto portre resmetti. Artık iyileşmeye başlamıştı, resim onun için büyük bir motivasyon olmuştu. yılı sonunda yürümeye başlayan Kahlo, bu dönemde sanat ve politika çevreleri ile yakın ilişkiler kurmaya başladı. Küba'lı önder Julio Antonio Mella ve fotoğraf sanatçısı Tina Modotti bu isimlerden ikisiydi. Birlikte davetlere gidiyor, sosyalistlerin tartışmalarına katılıyorlardı ve Kahlo, da Meksika Komünist Partisi'ne üye oldu.
Resim çalışmalarına devam eden Kahlo, eserlerini takip ettiği ve Meksikalı Michalangelo olarak anılan ünlü ressam Diego Rivera'yla da tanışmak istiyordu. Rivera'nın kendi resimleriyle ilgili fikrini merak eden Frida, ünlü ressamı ziyaret ettiğinde ona aşık oldu ve iki sanatçı, 21 Ağustosda dünya evine girdi. Bu evlilikle ilgili olarak Frida günlüğüne şunları yazmıştı:
Diego'ya aşık oldum, ailem bundan hiç hoşlanmadı, çünkü Diego bir komünistti ve bizimkiler onu çok çok çok şişman Breughel'e benzetiyordu. Bunun bir fille beyaz güvercinin evlenmesini andırdığını söylüyorlardı. Her şeye rağmen 21 Ağustos 'da evlendik. Diego'ya; 'Kızımın hasta olduğunu ve yaşamı boyunca sağlık sorunları olacağını unutmayın. Akıllıdır ama güzel değildir. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Her şeye rağmen onunla evlenmek istiyorsanız, rıza gösteriyorum'diyen babam dışında düğüne kimse gelmedi. |
Evliliklerinin ilk yılında Frida hamile kalmasına rağmen Rivera'yla yaşadığı sorunlar nedeniyle bebeği aldırdı. yılında Amerika'ya giden çift, Rivera'nın aldığı duvar resmi siparişleri bitene kadar orada yaşayacaklardı. Ard arda 2 düşük yapan Frida, Rivera'nın başka ilişkileri olduğunu da öğrendi ve çift oldukça fırtınalı geçen evliliklerini yılında sonlandırdılar. Ancak bir sene sonra, 'da yeniden evlenip Frida'nın çocukluğunun geçtiği Mavi Ev'e yerleştiler. Bu dönemde Kahlo sürrealist resmin öncü isimlerinden dostu Andre Bretonun da desteğiyle New Yorkta bir sergi açtı ve resimlerinin yarısının satıldığı bu sergide ünlü aktör Edward G. Robinson, Kahlo'nun dört tablosunu satın aldı. Bu sergiyle uluslararası bir ün kazanan Frida, 'da Paris'te bir sergi açtı. Picasso ve Kandinsky gibi sanatçıların büyük ilgi gösterdiği sergide; Louvre Müzesi, sanatçının Çerçeve adlı tablosunu satın aldı.
Frida'nın evliliği süresince başka erkeklerle ilişkileri oldu. Rus devriminin önde gelen isimlerinden Lev Troçki ile birlikte olan Frida, Troçki'nin eşinin bu ilişkiyi farketmesi üzerine bu birlikteliği sonlandırmıştı. Troçkiye düzenlenen suikastın ardından ressam Siqueirosun arkadaşı olması nedeniyle sorgulanan Frida, Meksikadan ayrılarak San Fransiscoda bulunan eski eşi Riveranın yanına gitmişti. Frida için yaşadıkları tüm sorunlara rağmen Diego'nun anlamı büyüktü, kocasıyla ilgili olarak şunları yazmıştı:
Başlangıç Diego Yapıcı Diego Çocuğum monash.pw Diego Babam Diego Oğlum DiegoSevgilim Diego Kocam Diego Dostum Diego Anam Diego Ben DiegoEvren Diego |
Sağlığı sık sık bozulan Frida, bütün gücüyle resim yapıyor, eserlerinin gördüğü ilgi onu çok heyecanlandırıyordu. Ancak çocuğu olmadığı için üzülen sanatçı evcil hayvan besliyordu. 'de "Ben ve Papağanlarım" ve 'te "Maymunlarla Otoportre" isimli çalışmalarına imza atan sanatçı, aynı yıl 'La Esmeralda' adlı bir sanat okulunda öğretim üyeliğine başladı. Sağlık durumu kötüleşmesine rağmen ders vermeyi sürdüren Frida, senesinde daha önce olduğu ameliyatlar nedeniyle dokuz ay hastanede yatmak zorunda kaldı. Frida ülkesi Meksika'daki ilk kişisel sergisini ise senesinde açtı. Aynı yılın temmuz ayında sağ bacağı kesilen Frida'nın başarılarla ve acılarla dolu yaşamı, akciğer ambolisi nedeniyle 13 Temmuz'te sona erdi. Sanatçının ölmeden önce tamamladığı son eser ise "Yaşasın Hayat" isimli natürmort çalışmaydı.
Claude Monet
Claude Oscar Monet, 14 Kasım'da Paris'te bir mağaza sahibinin oğlu olarak doğdu.
Aile Le Havre'ye taşındı. Burada, yaptığı karikatürlerden Monet'nin öğretmenleri ve yakınları tarafından resme yeteneği olduğu keşfedildi.
Kendisini açık havada resim yapmaya teşvik eden peyjaz ressamı Eugene Boudin () ile tanıştı..
Resim çalışmak üzere Paris'e gitti; Salon'u ziyaret etti. Academie Suisse'ye girdi ve burada Camille Pissarro () ile tanıştı.
Johan Barthold Jongkind () ile tanıştı. Paris'te yaşayan İsviçreli ressam Charles Gleyre'nin (), atölyesine devam etti. Burada, Auguste Renoir (), Alfred Sisley () ve Frederic Bazille () ile tanıştı.
Manet'nin Martinet'de sergilenen Fontainebleau Ormanı'nda yapmış olduğu resimleri gördü. Yıl sonunda dört arkadaş Gleyre'nin atölyesinden ayrıldı.
Resimlerini ilk beğenen sanatsever Gaudibert ile tanıştı.
Salon Monet'nin iki adet deniz konulu tablosunu kabul etti. Gelecekteki eşi Camille Doncieux ve Bazille Piknik adlı tablosu için ona poz verdiler.
Yeşil Elbiseli Kadın adlı tablosu Salon'da sergilendi ve beğeni topladı.
Ressam Sainte-Adresse'deyken ilk oğlu Jean Monet doğdu. Paris'e dönüşünde Bazille atölyesinde ona yer verdi ve Salon tarafından reddedilen Bahçedeki Kadınlar adlı tablosunu satın aldı.
Monet intihara kalkıştı. Gaudibert ona para yardımında bulundu. Etretat ve Fecamp'ta resimler yaptı.
Camille Doncieux ile evlendi. Salon tarafından bir kez daha reddedildi. Fransız-Prusya Savaşı çıkınca Londra'ya gitti; burada Turner ve diğer İngiliz peyzaj ressamlarını tanıdı. Sanat tüccarı Paul Durand-Ruel ile tanıştı..
Monet'nin babası öldü. Sonbaharda, Hollanda üzerinden Fransa'ya döndü. Argenteuil'de bahçeli bir ev kiraladı.
Durand-Ruel, Monet'nin tablolarının büyük bir bölümünü satın aldı. Monet, atölyesinde Seine kıyılarını ve sandalları resmetti. Le Havre'da İzlenim, Gün Doğumu adlı tablosunu yaptı.
Gustave Caillebotte ile tanıştı.
Monet, Nadar'ın atölyesinde gerçekleştirilen ilk İzlenimciler sergisinde İzlenim, Gün Doğumu'nu sergiledi.
Ekonomik problemleri yüzünden daha küçük bir eve taşındı.
Durand-Ruel'in galerisinde düzenlenen ikinci İzlenimciler sergisinde Monet 18 adet tablosu ile yer aldı. Mağaza müdürü Ernest Hoschede ile tanıştı.
Monet'nin ikinci oğlu Michel Paris'te doğdu. Aile, yaz geldiğinde Vetheuil'da küçük bir eve taşındı. Alice Hoschede ve altı çocuğu da onların yanına taşındı.
Camille 32 yaşındayken öldü.
Monet, Alice Hoschede ve çocukları Poissy'ye taşındı.
Monet, Giverny'de bir ev kiraladı ve Aralık ayında Renoir ile beraber Fransa'nın güneyine seyahat etti.
Durand-Ruel, New York'da bir galeri açtı ve Monet'nin tablolarını burada sergiledi.
Tınazlar serisine başladı.
Monet ve Auguste Rodin () beraber bir sergi açtılar.
Tınazlar serisine devam ederken bir yandan da Kavaklar serisini yapmaya başladı. 'ten beri oturmakta olduğu Giverny'deki evi satın aldı.
Durand-Ruel'in galerisinde sergilenen Tınazlar serisi büyük başarı kazandı.
Rouen Katedrali serisine başladı. Ernest Hoschede'nin dul eşi Alice Raingo ile avlendi.
Monet, Norveç'te yaşayan üvey oğlunu ziyaret etti. Durand-Ruel, Rouen Katedrali serisini sergiledi.
Giverny'de ikinci atölyesini kurdu. İkinci Venedik Bienali'nde Monet'nin 20 yapıtı yer aldı.
Monet, Giverny'deki bahçesinde yer alan nilüferleri konu aldığı serisine başladı.
Japon Köprüsü ile ilgili bir çok tablo yaptı. Londra'yı ziyaret etti ve burada Thames konulu resimler yaptı.
Alice ile beraber Madrid'e seyahat etti ve burada Velasquez'in tablolarına hayran kaldı.
Nilüfer serisine devam etti. Cezanne, 22 Ekim'de öldü.
Katarakt hastalığı üzerine ilk belirtiler görüldü. Alice ile beraber Venedik'i ziyaret etti.
ve yılları arasında yapmış olduğu Nilüferler serisinden 48 tablosu Durand-Ruel'in galerisinde sergilendi ve büyük bir başarı kazandı. Alice Monet 19 Mayıs'ta öldü.
Büyük oğlu Jean'nın ölümünden sonra, gelini Blanche Monet'nin yanına taşındı ve ressamın ölümüne dek ona baktı. Fransa, savaş ilan etti.
Monet, 23 x 12 metre boyutlarında yeni bir atölye inşa etti ve burada büyük boyutlu Nilüferler serisi projesine devam etti.
Auguste Renoir öldü.
DurandRuel'in galerisinde büyük bir Monet retrospektif sergisi yapıldı.
Monet neredeyse kör oldu. Geçirdiği katarakt ameliyatının ardından bir gözü açıldı. Görme yetisi biraz olsun düzeldi. Depresyon ve üzüntü içinde büyük boyutlu Nilüferler serisi projesine devam etti.
Claude Monet Giverny'de öldü. Kendisine basit bir cenaze töreni yapıldı.
(31 Aralık, 3 Kasım, ) 20 yüzyılın en önemli ressamlarından biridir. Renkleri büyük bir ustalıkla kullanışıyla Picasso ve Kandinsky ile birlikte, modern sanatın en büyük sanatçılarından biri kabul edilir.
Matisse yılının son gününde kuzey Fransada dünyaya gelmiştir. de Parisde bir süre hukuk eğitimi alan Matisse, ertesi yıl Saint Quentinde bir avukatın yanında asistanlık yapmaya başlamıştır. Aynı zamanda, sabah erken saatlerde Ecole Quentin de la Tourda çizim kurslarına devam eder.
Ancak yılında geçirdiği apandisit ameliyatının ardından büyük ölçüde yatakta geçen bir dönem yaşamıştır ve Matisse için bu süreçte resim uğraşı giderek bir tutku haline dönüşmüştür
Böylece, yılında hukuk alanındaki kariyerine son vererek tamamıyla resme yönelmiş ve Parise giderek Academie Julianda William Bourgereaunun sınıfına kaydolmuştur. Aynı zamanda kısa bir süre sonra, Ecole des Arts Decoratifse yazılmış, yılında sınavı kazanarak resmen Moureaunun öğrencisi olmuştur.
Matisse bu dönemde, kendisi gibi ressam olan komşusu Emile Wery ile birlikte Fransanın Brötanya bölgesini ziyaret etmiştir. Daha önce Gauguin gibi öncü sanatçılara esin kaynağı olan Brötanyadan dönüşünde Matisse, saf prizmatik renklere ilgi duymaya başlamıştır. yılında, Musee du Luxembourgda izlenimcileri keşfetmesi de onun sanat hayatı açısından önemli bir dönüm noktasıdır.
yılında, kendisine dört yıl önce bir kız çocuğu vermiş olan Amelie Parayre ile evlenen Matisse, Pissarronun tavsiyesi üzerine balayında Turnerın resimlerini görmek üzere Londraya gitmiştir. Parise döndükten sonra ilkbahar ve yaz aylarını geçirmek üzere Korsikaya gitmiş ve burada Akdeniz ışığı, renklerine yeni bir parlaklık kazandırmıştır. Akdenizin yüzyıllardır sanatçılara esin kaynağı olan tılsımlı ışığı, Matisse için de sanatına yön veren önemli bir kaynak olmuştur.
yılları arasındaki dönemde, Cezanneın Mattisse üzerinde kesin bir etkisi vardır. Matisse, bu sırada sergilere de katılmaktadır; de Salon dAutumna (Sonbahar Salonu) resim verdikten sonra yılında Vollardın galerisinde ilk kişisel sergisini gerçekleştirmiştir. Cezanne, Van Gogh, Picasso ve daha birçok modern sanatın öncüsü sayılan sanatçıya henüz tanınmadan sahip çıkan Vollardın galerisinde sergi açmak, en azından kısıtlı fakat öncü bir sanat ortamının ilgisini uyandırmış olmalıdır.
Matisse yılı yazını Derain ve bir süre Vlamickle birlikte Akdeniz kıyısında bir balıkçı kasabası olan Collioureda geçirmiştir. Akdeniz, hayatı boyunca Matisse için sanatına güç veren bir çekim merkezi olmuştur. Derain, Vlaminck ve Marquet ile birlikte, Paris Sonbahar Salonuna katılmıştır. Bu sanatçı grubunun birbirine paralellik gösteren çalışmaları, şiddetli bir halk tepkisinin oluşmasına kaynaklık etmiştir ve eleştirmen Louis Vauxcelles bir yazısında onları sınırsız renk kullanmaları nedeniyle Fauves (Vahşiler) olarak isimlendirmiştir. Fovistler, resimlerinde rengi temel unsur olarak kullanıyor ve saf rengin ifade gücünden yararlanmayı amaçlıyorlardı. Eleştirilerin hedefinde Matisse ve özellikle de onun Şapkalı Kadın adlı resmi yer almıştır. Halkın ve tutucu sanat çevrelerinin tepkisini çeken bu resim, dönemin avant- garde sanatına ilgi duyan Steinlar (Michael) tarafından satın alınmıştır.
Matissein en sabırlı modeli olan karısı Bayan Matisse, onun bir diğer erken tarihli baş yapıtına da konu olmuştur ve yılında tamamlanan Bayan Matisse:Yeşil Çizgi saf, yalın renkli düzlemlerle kurgulanmış kompozisyonuyla, sanatçının üslup eğilimini ortaya koymaktadır. Bu resimden kısa bir süre sonra Yaşama Sevinci adlı büyük boyutlu yağlıboya çalışmayı gerçekleştirmiştir. Belirgin dış çizgilerle sınırlanmış nesne ve figürler, saf renklerle tanımlanmıştır. Matissein sanatının ana izleği, resimleri aracılığıyla yaşama sevincini yansıtmaktır ve bu doğrultuda renk, ışık ve resmin konusundan yararlanmayı amaçlamaktadır. Yaşama Sevinci, yılında Salon des Indepentantsda sergilenmiş ve yine tepkileri üzerine çekmiştir. Signac bile onun yanlış yönde ilerlediği görüşündedir. Buna karşılık, resmi modern zamanların baş yapıtı olarak nitelendiren Leo Stein satın almıştır.
yılında Matisse tekrar Akdenizin çağrısına cevap vermiş ve Cezayire giderek Biskra Vahasını ziyaret etmiştir. Buradan resimlerinde faydalanacağı seramikler, kıyafetler ve diğer yöresel nesnelerle dönmüştür. İslam ve doğu sanatı onun üzerinde belirgin bir etkiye sahip olmuştur.
Matisse sadece seramiklere değil, doğu halılarına da ilgi duymuştur. Doğu halılarındaki dekoratif unsurlar, saf renkler, soyut biçimler ve düzeyler önem taşımaktaydı. Matissein resimlerindeki iki boyutluluk ve dekoratif unsurların artan önemi Gauguinin yüzyıl sonunda ortaya koyduğu tavrın bir devamı niteliğine sahiptir. yılında yaptığı Kırmızı Uyum onun doğu sanatına ve dekoratif unsurlara verdiği önemin bir sonucudur. Resimde masa örtüsü ve duvarın kırmızı renkte olması ve mavi kıvrımlı motiflerin hem masada hem de duvar yüzeyinde tekrar etmesi, resim yüzeyinin iki boyutluluğunu vurgulamaktadır. Sanatçı yılları arasında ders verdiği bir resim okulu da açmış fakat daha sonra sanat çalışmalarına yoğunlaşabilmek amacıyla burasını kapatmıştır. yılında, Moskovalı bir iş adamı olan ve Matissein resimlerini toplayan Shchukin ona resim sipariş etmiştir. Matissein Rus koleksiyoner için yaptığı Dans ve Müzik adlı büyük boyutlu çalışmalar; saf renk kullanımı, belirgin dış çizgilerle sınırlanmış figürleri ve yaşama sevincini yansıtan temalarıyla Matissein baş yapıtları arasında yer almışlardır.
Dansta elele tutuşmuş daire şeklinde dans eden figür grubu ilginç bir şekilde Ambroggio Lorenzettinin Sienada Palazzo Pubbliconun duvarlarında yer alan iyi yönetim freskindeki dans eden figürleri anımsatmaktadır. Matisse, yılında bu şehri ziyaret ettiğinde Lorenzettinin büyük boyutlu freskini görmüş ve dans eden figürleri dikkatle incelemiş olmalıdır. Müzik ise herbiri izleyiciye dönük düz mavi-yeşil bir fon üzerindeki beş adet kırmızı figürden oluşmuş oldukça sade bir kompozisyondur. Figürlerin dizilişleri belirgin bir biçimde notaların dizilişlerini andırmaktadır. Her iki resim de Sonbahar Salonunda sergilenmiştir.
yılında Berline giderek burada Alman dışavurumcuların çalışmalarını görme olanağını bulan Matisse, yılında bu kez Marquet ile birlikte Münihi ziyaret etmiş ve İslam Sergisini gezmiştir. Sergide özellikle halılardan etkilenmiştir. tarihli Ressamın Ailesi, bu etkilenmenin boyutlarını açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Sanatçının karısı, kızı ve iki oğlu; kanepelerin, duvar kağıdının ve hepsinden önemlisi yerdeki halının dekoratif kalabalığı içerisinde adeta kaybolmaktadırlar. Aynı yıl yaptığı Kırmızı Stüdyo, ise, tek bir kırmızının iki boyuta indirgediği bir mekana yerleştirilmiş ve sadece konturlarıyla tanımlanmış nesnelerden oluşmaktadır.
ve kış aylarını Fasda geçiren Matisse, bu coğrafyanın ve iklimin etkisiyle daha canlı ve ışıklı renkler kullanmaya başlamıştır. Ancak yılında Birinci Dünya Savaşının patlak vermesi sanatında yepyeni bir evreyi gündeme getirmiştir. Resimlerinde biçimler giderek soyutlaşırken renkler koyulaşmaya ve siyah gölgeler artmaya başlamıştır. tarihli Notre-Dame Görünümü ve Collioureda Fransız Penceresi bu dönemin baş yapıtları olarak gösterilebilir.
Matisse, savaşın ardından zamanının büyük bölümünü Nice şehrinde geçirmeye başlamıştır. /19 tarihli Viyolin Kutulu İç Mekan onun yeniden canlanan renk ve ışık ilgisini yansıtmaktadır. Bu dönemde ayrıca, dekoratif yönü ağır basan bir dizi Odalık resmi gerçekleştirmiştir.
lu yıllar ile birlikte resimlerinde biçimler iyice yalınlaşmaya ve dekoratif unsurlar önem kazanmaya başlamıştır. yıllarında gerçekleştirdiği ve üç parçadan oluşan büyük Dans frizi bunun en somut örneğidir. Dansla birlikte tarihli Pembe Nü ve tarihli Müzik onun yinelenen temalarının farklı ele alınışlarıdır.
lı yıllar İkinci Dünya Savaşına ve onu giderek yatağa bağımlı hale getiren hastalığına rağmen yoğun bir şekilde üretmeye devam ettiği bir dönem olmuştur. Jazz adlı kitap için yılında gerçekleştirdiği, kesilmiş kağıt üzerine guvaş tekniğindeki çalışmalar Matissein yerleşmiş sanat anlayışının farklı bir sunumunu oluşturmaktadır.İkarus bu çalışmalardan belki de en tanınmış olanıdır. Bu dönemde ve oldukça ilerlemiş yaşında gerçekleştirdiği çalışmalarından birisi de yılından beri yaşamakta olduğu Vencedeki Rosarie Şapeli için yaptığı tasarımlardır. Kesilmiş renkli kağıtlarla hazırladığı taslaklar şapelin vitrayları olarak uygulanmışlardır. Ayrıca beyaz seramik yüzeyler üzerine siyah çizgilerle gerçekleştirdiği büyük ölçekler Meryem ve Çocuk İsa, Aziz Dominik ve Kutsal haçla ilgili desenler yer almaktadır. Matisse hayatının son dönemlerinde kesilmiş renkli kağıtlarla gerçekleştirdiği çalışmalara yoğunlaşmıştır. İlerleyen yaşı ve onu neredeyse yatağa bağlayan hastalıklar eserlerini bu farklı teknikte uygulamasına neden olmuş gözükmektedir. tarihli Mavi Nü bu eserlerden en tanınmış olanıdır.
KADIKÖY'DEN
YILMAZ GÜNEY'İN DOĞUM GÜNÜ
Umut Filmi Özel Gösterimi
Yılmaz Güney'i anma etkinlikleri kapsamında Güney'in Türkiye sinema tarihinde önemli bir dönüm noktası olan ve sansür kurulu tarafından yasaklanan Umut filmi, 31 Mart Cumartesi günü özel gösterimiyle yıllar sonra tekrar sinemaseverlerle buluşacak.
Yönetmenliğini, senaristliğini, yapımcılığını ve başrol oyunculuğunu Yılmaz Güney'in yaptığı Umut filminde Tuncel Kurtiz, Güney ile oynamıştı. yılı yapımı film, Adana Altın Koza Film Festivali'nde 6 büyük ödül alırken, Güney'e Altın Portakal Film Festivalinde en iyi erkek oyuncu ödülünü kazandırmıştı. Aynı zamanda Grenoble Film Festivali'nde Seçici Kurul Özel Ödülü alan Umut, Güney'in siyasi filmlerinin öncüsü olarak kabul ediliyor. Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi'nde 31 Mart Cumartesi saat 'de yapılacak özel gösteriminden sonra Tuncel Kurtiz, Müjdat Gezen, Fatoş Güney, Arif Erkin, Kaya Ererez, Hüseyin Karabey'in katılacağı ve moderatörlüğünü gazeteci-yazar Gürkan Hacır'ın yapacağı bir söyleşi de gerçekleştirilecek.
Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi, yılının en çok konuşulacak, ilgi ile izlenilecek sergisine ev sahipliği yapacak. YılmazGüney'in eşi FatoşGüney'in katkılarıyla ilk kez hazırlanan lsquo;Yılmaz'ın Yolu Sergisi', 31 Mart'ta ziyarete açılacak. Güney'in Cannes Film Festivali'nde kazandığı Altın Palmiye Ödülü, Locarno Film Festivalinden aldığı Altın Leopar Ödülü, 7 Altın Portakal, 9 Altın Koza, İşçi Sendikaları ödülü, Yabancı Film Festivalleri ödülleri de ilk kez sergilenecek. Güney'in İmralı Yarı Açık Cezaevinde yaptığı yağlıboya tablosu, evlilik cüzdanı, diplomaları, gözlüğü ve daktilosu ile serginin en önemli parçası olan Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye Ödülü'nü aldığında giydiği kıyafeti ve Duvar filmini çekerken giydiği Mavi Montu da ilk kez sergilenecek.
Yılmaz'ın Yolu Sergisi
Sanatçı Ara Güler'in objektifinden 7 kare özel fotoğrafının yanında cenazesi sırasında Paris'te çekilen fotoğrafları, filmlerin orjinal afişleriyle cezaevinden FatoşGüney'e yazdığı mektupların orijinal halleri de sergiyi gezenlerin ilgisini çekecek.
İlk basım kitaplarının orijinal hallerinin de yer aldığı bu özel serginin açılış töreni 31 Mart cumartesi günü saat 'de Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk ile Fatoş Güney'in ev sahipliğinde yapılacak.
25 68
TİYATRO
Yaklaştıkça
Gencay Gürün'ün Genel Sanat Yönetmenliğinde Tiyatro İstanbul'dan yeni oyun. Yaklaştıkça yani Closer Patrick Marber'inyazıp, Gencay Gürün'ün Türkçeye çevirdiği, Celal Kadri
Kınoğlu'nun yönettiği oyunda; Murat Han, Şencan Güleryüz, Nilperi Şahinkaya, Esin Harvey rol alıyorlar. Yaklaştıkça , 30 Mart Cuma 'da Kadıköy Belediyesi CKM'de izlenebilir.
25 68
Şakayla Söyler Haldun Taner
Bu yıl yılını kutlayan Ali Erdoğan / Kabare Dev Aynası Tiyatrosu usta yazar Haldun Taner'in birbirinden anlamlı birbirinden komik oyunlarından ve hikâyelerinden zevkle izleyeceğiniz bir seçki yaptı ve adını da Şakayla Söyler Haldun Taner koydu. Ağlanacak halimize bol bol gülmek ve Haldun Taner'i Ölüm yıldönümünde anmak istiyorsanız 30 Mart Cuma 'da Kadıköy Belediyesi Kozyatağı Kültür Merkezi'ndeki oyuna bekleniyorsunuz.
00 15
Annem Yokken Çok Güleriz
İrlanda'yı terk edip, Londra'ya sığınan ve geçmişi uzak tutmak için yeni bir geçmiş üreten bir baba ve iki oğlunu anlatan, hareketli bir kara komedi. Daha iyi bir insan olmak için; daha fazla şiddet. Daha iyi bir aile için; daha da fazla şiddet. Annem Yokken Çok Güleriz , 31 Mart Cumartesi 'da Caddebostan Kültür Merkezi'nde.
25 68
Yalan İçinde Yalan
Ana kuzusu Roy, karısı June ile 15 yıllık evlidir. Ancak, gençliğinden beri, kızlarla arkadaşlık kurmasını bile istemeyen, oğluna fazlasıyla düşkün annesi Molly'e, evlendiğini bir türlü söyleyememiştir. Ve tabii, karısına da bir annesi olduğunuhellip; Şehir dışında bir ev tutmuş, annesinin ayda bir yaptığı hafta sonu ziyaretleri süresince, orada yalnız yaşıyor numarası yapmaktadır. Karısı ise, onu iş seyahatinde bilmektedir. O hafta sonu annesini karşılamak üzere eve giden Roy, karşısında sekreteri Heather'ı bulur. Sürprizler sürprizleri, yalanlar yalanları doğuracaktır. Bakalım işin içinden nasıl çıkılacaktır?
Somer Kavran'ın yönettiği Yalan İçinde Yalan , 3 Nisan Salı günü 'da Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi'nde izlenebilir.
25 68
Oğluma Bi Haller Oldu
Karısıyla kavga ettikten sonra evini terk edip, okutmak için başka bir şehre gönderdiği oğlunun evine giden bir adamın, oğlunun eşcinsel olduğunu ve bir erkek arkadaşıyla aynı evi paylaştığını öğrenmesi üzerine gelişen eğlenceli ve komik olaylar zinciri. Cem Özer, Paşhan Yılmazel, Erdem Sakalıbüyük, Lale Başar, Sevda Dalgıç, Serhan Atak'ın oynadığı Oğluma Bi Haller Oldu , 3 Nisan Salı 'da Kadıköy Belediyesi Kozyatağı Kültür Merekzi'nde izlenebilir.
00 15
Sinek Kadar Kocam Olsun, Başımda Bulunsun
Hatice Meryem'in kadın erkek ilişkilerine farklı bir boyut getiren Sinek Kadar Kocam Olsun, Başımda Bulunsun adlı romanı, Tiyatro Kare tarafından sahneye taşındı. Kadınların
gözünden bir ayyaşın, bir tornacının, bir cücenin, bir marangozun, bir avarenin, bir şairin, yaşlı bir adamın, bir genç adamın, bir saz aşığının, karısı olmanın öyküleri mizah dolu bir
dille canlandırılıyor. Başrollerinden Suna Keskin ve Özge Özberk'in oynadığı oyun, 5 Nisan Perşembe 'da Kadıköy Belediyesi Kozyatağı Kültür Merkezi'nde.
00 15
Gün Anneme Gebe
Bakırköy Sanat Merkezi Tiyatrosu'nun sahneye koyduğu oyun,anne, baba, kardeş, sosyal çevre, okul, iş hayatı, koşuşturma, kısacası var olma savaşını anlatıyor. Kendini ispatlama, kişiliğini oturtabilme, kendini sorgulama ve kimlik edinebilme. İşte bu devasa dünyanın devasa sorunları içinde minicik bir nokta Serpil ve onun gibiler, çölde bir kum tanesi, okyanusta bir yağmur damlası gibi hayatın içindeler. Arzu Uygur Doğan ve Cemal Erdoğan'ın oynadığı oyun, 6 Nisan Cuma 'da Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi'nde.
95 49
Can
Can Yücel'in şiirlerinden Genco Erkal'ın uyarladığı tek kişilik oyunu Kemal Kocatürk yönetiyor ve oynuyor. Can Yücel şiirlerinin birçok katmanda hayat bulduğu oyunda Can Yücel'i doğum yılında biyografik bir şekilde uyarlanmış şiirleriyle anarken, ülkemizin son 40 yılına Can Yücel'in şiirleriyle bir bakış atıyoruz. Can, 6 Nisan Cuma 'da Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi'nde izlenebilir.
25 68
Kırmızı Halı
Yıllarca Oskar ödülleri gecesini heyecanla bekleyen iki eski sanatçının 45 yıllık evliliklerini, rutin olmayan ilişkilerini, aşırı doz eroinden ölen oğullarının acısını, kızgınlıklarını pişmanlıklarını ve umutlarını; neşeli ve alaylı bir dille anlatıyor. Popüler kültürün
zaman zaman eleştirildiği oyun, sıcak kalpli ve saygılı yaşlı çiftin gerçekliğin aksiliklerine karşılık kendilerini korumak için kurdukları bir hayathellip; Kırmızı halı , 7 Nisan Cumartesi 'da ve 8 Nisan Pazar 'da Kadıköy CKM'de.
25 68
ŞİİR
Mevlana Şems Gecesi
İranlı ressam ve şair Behruz Kia'nın katılımıyla Barış Manço Kültür Merkezi'nde MevlanaŞems Gecesi düzenleniyor. 5 Nisan Perşembe 'da başlayacak etkinlikte İran Şems Orkestrası bir konser verecek, Konya'dan Sema ve Ney Video Gösterisi gerçekleştirilecek. Behruz Kia ise şiirler seslendirecek.
95 49
BALE
Bir Yürekten Bir Yaşamdan Tchaikovsky
yılında kurulan ülkemizin ilk ve tek özel bale kuruluşu Çağdaş Bale Topluluğu, yılını ünlü Rus besteci Tchaikovsky'nin müzikleri ile hazırladığı gösteri ile kutluyor.
Geniş bir repertuvara sahip olan toplulukta bugüne kadar iki yüzden fazla dansçı görev aldı. Koreografisini, topluluğun kurucusu ve genel sanat yönetmeni Cem Ertekin'in yaptığı
Bir Yürekten Bir Yaşamdan Tchaikovsky adlı yapıt genç ve dinamik profesyonel dansçı kadrosu ile 31 Mart Cumartesi 'de Kadıköy Belediyesi Kozyatağı Kültür Merkezi'nde sizlerle birlikte olacak.
00 15
KONSER
Bellekteki Ezgiler
Soprano Şebnem Ünal, gitarist Sevcan Tahtacı eşliğinde dilleri farklı olsa da aynı acıları, sevinçleri, yaşamı anlatan Anadolu, Endülüs, Fransız, İtalyan ve İngiliz halk şarkıları seslendiriyor. Ücretsiz konser, 31 Mart Cumartesi 'da Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi'nde.
25 68
Kentet ile Baharı Karşılayış
Yine farklı bir oda müziği gecesihellip; Bu konserde piyano ve nefesli çalgılar Süreyya'nın salonunu müzikle dolduracak. Tuluğ Tırpan (piyano), Sezai Kocabıyık(obua), Nusret İspir(klarnet), Cem Akçora(korno), Cavit Karakoç(fagot)'un konseri, 2 Nisan Pazartesi 'de Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası'nda.
15 31
İstanbul Operası Barok Topluluğu
yılının son aylarında kurulan lsquo;İstanbul Operası Barok Topluluğu' yolculuğuna Kadıköy'den başlımonash.pw ve Barok Dönem klasik müzik eserleriyle dinleyicinin karşısına çıkacak olan topluluk; Bach, Vivaldi, Corelli ve Lully'dan oluşan programlarıyla bu müzik türüne olan ilgiyi ve özlemi bir nebze de olsa karşılamak monash.pw, 6 Nisan Cuma akşamı saat 'de Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde. Arel Denizcilik'in katkılarıyla sunulan etkinliğin ücretsiz olduğunu hatırlatalım!
Yeküv Yıl İdil Biret Konseri
Yüzyıl Eğitim ve Kültür Vakfı'nın Bir Çocuk Daha Okusun Diye çıktığı yolculuğunun
Yılında Değerli Sanatçı İdil Biret'in konseriyle onurlandıracağı Şükran Gecesi ve ödül törenine tüm eğitim severleri bekliyoruz. Konser, 2 Nisan Pazartesi 'da Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi'nde.
28 39
İDSO Konseri
İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde Paul Mann'in şef, devlet sanatçısı İdil Biret'in solist olarak yer alacağı, piyano konçertosu No.5 (L. Van Beethoven) ve senfoni No.3 (R. Schumann) eserlerinin seslendirileceği konsere siz sanatseverleri bekliyoruz. Konser, 6 Nisan Cuma 'de Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi'nde.
25 68
Ezginin Günlüğü
Bazen biz şarkıları söyleriz, bazen şarkılar bizi söyler. İki türlüsü de güzeldir, çünkü birbirimizi hiç kandırmayız. yılında İstanbul'da kurulan grup, pop müziğinin en önemli ve yaşayan en eski gruplarından biri. yılında da Kozyatağı Kültür Merkezi'nde verecekleri konserle sevenlerine keyifli bir gece yaşatacak. Ezginin Günlüğü konseri, 7 Nisan Cumartesi 'de!
00 15
SÖYLEŞİ
Nevzat Çelik Söyleşiİmza
Şafak Türküsü adlı şiiriyle, askeri darbesinin ertesinde cezaevinde idamı bekleyen bir tutuklunun duygularını anlatan ve gönüllere taht kuran şair Nevzat Çelik, Kadıköy Belediyesi Kemal Tahir Halk Kütüphanesi'nin konuğu oluyor. 31 Mart Cumartesi - arası gerçekleşecek Ucu Açık Söyleşi nin ardından Çelik kitaplarını imzalayacak.
Hıfzı Topuz Tarihçi Kitabevi'nde
Gazeteci-yazar Hıfzı Topuz, Tevfik Fikret'ten Nazım Hikmet'e konulu söyleşisiyle,31 Mart Cumartesisaat'de Tarihçi Kitabevi'nde okurlarla buluşacak.
Marmaray ve Haydarpaşa
TMMOB Makine Mühendisleri Odası Kadıköy İlçe Temsilciliği, 31 Mart Cumartesi saat 'te Ulaşım Politikaları, Marmaray ve Haydarpaşa konulu bir şöyleşi ve ardından film gösterimi gerçekleştirecek. Temsilcilik binasında yapılacak söyleşiye BTS 1 Nolu Şube Başkanı Hasan Bektaş ve Yönetim Kurulu Üyesi Mithat Ercan katılıyor.
74 32
Hakan Bıçakçı Söyleşisi
Kadıköy Belediyesi Muhtar Özkaya Halk Kütüphanesi'nde1 Nisan Pazar günü saat 'te Hakan Bıçakçı ile Fantastik Edebiyat ''Rüyalar ve Gerçekler ''konulu söyleşi gerçekleşecek. Söyleşiye tüm edebiyatseverler davetli!
Erhan Şermet KFM'de
Kadıköy Fotoğraf Merkezi'nin Cuma söyleşileri 3'ün konuğu 30 Mart saat 'de fotoğraf sanatçısı Erhan Şermet. quot;Bir Fotoğraf Projesi Yapmakquot; konulu bir söyleşi gerçekleştirecek olan Şermet; fotoğrafçının seçeceği bir konu üzerinde proje çalışmasını, karar aşamasından sergilemeye/basıma kadar olan adımları karşılıklı bir sohbet ortamında ele alacak. lsquo;İstanbul'da Erken Uyananlar', lsquo;Hayatın Anlamı', lsquo;İstanbul Aile Albümü' gibi projelerindeki tecrübelerini bu projelerden örneklerle birlikte katılımcılara aktaracak. Katılımın ücretsiz olduğu söyleşiye tüm fotoğraf severler davetli.
22 62
SERGİ
Çocukların Gözünden Çevre Fotoğraf Sergisi
Başıbüyük İlköğretim Okulu öğrencileri Canon fotoğraf makinelerini ellerine aldılar ve kendi gözlerinden çevreyi fotoğraflayarak bir sergi hazırladılar. 30 öğrencinin çevre konulu çalışmalarından oluşan sergi, 28 Mart - 10 Nisan tarihleri arasında PhotoWorld Fotoğraf Merkezi'nde Pazar hariç her gün ile saatleri arasında gezilebilir.
19 76
Dalgın Sular/Moody Waters
Sosyal sorumluluk projesi için omuz omuza vermiş bir grup sanatçıAsfalt Art Gallery'de 29 Mart Nisan tarihleri arasında izleyiciye sunulacak Dalgın Sular sergisinde bir araya geliyor. Serginin ortak teması, İstanbul'un geçmiş karşısındaki unutkanlığı ve/veya geçmişiyle birlikte yaşama gayreti
Sanatçılar: Deniz Aktaş, Mediha Aşkın, Fırat Bingöl, Deniz Çimen, Gökhan Deniz, Çağla Göksu, Fatoş Karadağ, Nebahat Karyağdı, Komet, Raziye Kubat, Banu Muratlı
08 06
Farenin Kuyruğundan Resim Sergisi
Sanatçı Nihat İş yağlı boya resim yaparken, bu işi dijital ortamda nasılyapabileceği düşüncesinden hareketle, önce paint programındadaha sonra artrage programında kısmen doğaçlama kısmen debakarak yapmaya başladı. Yaklaşık 10 seneden beri devam edenfırça ve spatula olarak kullandığı Mouse(fare) ile yaptığı çalışmaları, 31 Mart ndash; 15 Nisan tarihleri arasında Kadıköy Belediyesi CKM'de beğenilerinize sunuyor.
25 68
Merve Kalelioğlu Toz Pastel Resim Sergisi
Sanatçı bu sergisinde; portre, peyzaj ve natürmort çalışmalarının yanı sıra, monash.pw, monash.pw ve monash.pw gibi önemli bestecilerin meşhur portrelerinin toz (soft) pastelle
gerçekleştirilmiş yorumlarını sanatseverlerin beğenisine sunuyor. Sergi, Nisan tarihleri arasında Kadıköy Belediyesi Kozyatağı Kültür Merkezi'nde görülebilir.
00 15
Esin Perileri, Şiir Melekleri Sergisi
İstanbul Oyuncak Müzesi, masal dünyasından gelen alışılmadık misafirlere ev sahipliği yapıyor. Gülden Akıncı ve Akgün Akova'nın melek ve peri koleksiyonunun bir bölümü, Esin Perileri, Şiir Melekleri adı altında ilk kez gün yüzüne çıkıyor.
Akıncı ve Akova'nın Bir çift kanat bir altın madeninden daha değerlidir diyerek,on beş yıldır Krakow'dan Nürnberg'e, Moskova'dan Venedik'e, Toronto'dan Prag'a kadar dünyanın birçok kentinden topladıkları melek ve periler, düşler ülkesinden çıkagelip müzenin cafesinde buluşuyorlar. Ahşap, seramik, porselen, kağıt hamuru ve kumaş gibi değişik malzemelerden yapılmış olan rengarenk melek ve periler Mayıs ayı sonuna kadar meraklılarını bekliyor.
monash.pw
Ayhan Gökçadır Trenler Anılardan Geçer
Ressam Ayhan Gökçadır'ın Trenler Anılardan Geçer adlı kişisel resim sergisi 24 Mart ndash; 24 Nisan tarihleri arasında Kızıltoprak'taki Ütopya Platform Sanat Galerisi'nde görülebilir.
11 87
Behruz Kia Kişisel Resim Sergisi
İranlı Ressam Şair Behruz Kia tabiatı konu aldığı sulu boya resim sergisiyle 30 Mart ndash; 8 Nisan tarihleri arasında Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi'nde.
95 49
ÇOCUK
Gökkuşağının Altında
Dostluk en güzel şeymiş tek olan bölüşmekmiş birlikte ağlamak birlikte gülmekmiş. Gökkuşağı kumpanyasında her gece beraber gösteriye çıkan Balerin Narin, Palyaço Paço, Sihirbaz Madrabaz, Müzisyen Chopin birbirlerini kıskanmakta, kumpanyanın en çok alkış alan sanatçısı olmak istemektedirler. Gökkuşağının Altında, 1 ve 7 Nisan saat 'te Kadıköy Belediyesi Halis Kurtça Kültür Merkezi'nde.
KADIKÖY DIŞINDAN
Emine Akbucak Dioptrics Fotoğraf Sergisi
Kadıköylü sanatçıların oluşturduğu Lokomotif Kültür ve Sanat Derneği'nin üyesi olan ve Paris-İstanbul arasında yaşayan fotoğraf sanatçısı Emine Akbucak'tan Işık Zaman Mekân olgusu üzerine bir fotoğraf çalışması.Sergi Nisan tarihleri arasında Galeri Artist ndash; Çukurcuma'da görülebilir.