ses tellerinin bulunduğu organ / Ses teli - Vikipedi

Ses Tellerinin Bulunduğu Organ

ses tellerinin bulunduğu organ

kaynağı değiştir]

İnsanlarda göğüs boşluğunu karın boşluğundan ayıran ve diyafram adı verilen ince geniş bir zar bulunur. Göğüs, diyafram ve karın kasları soluk alıp vermede görev alır. Konuşma için gerekli olan havayı akciğer sağlar. Akciğerden gelen hava gırtlakta bulunan ses tellerine çarpar, ses telleri titrer, ses tonlanır ve geniz, burun, ağız boşluğu, damak, dişler ve diş etlerinde biçimlenerek konuşmayı sağlayan sesleri oluşturur.

Konuşmayı sağlayan organlardan birinde hastalık ya da sakatlık olması halinde sesler düzenli ve güzel şekilde çıkartılamaz. örneğin, dişleri dökülen, ses tellerinde rahatsızlık olan kişilerin sesleri hemen değişir, konuşmalarında aksamalar olur. Hatta, nezle veya grip olan kişilerin seslerinde bile bazı değişiklikler görülür.

Ses Teli Nodülleri

Ses tellerinin boyutu, ses perdesini yani sesin yüksekliğini belirler, kadın ve çocuklarda daha kısa ve ince bir yapıdadırlar. Bu nedenle kadın ve çocukların sesleri daha tiz ve incedir.

Ses; bozulma ve yaralanmalara karşı özenle korunması gereken en önemli iletişim aracıdır. Çünkü çıkarılan sesin kalitesi, ses tellerinin sağlıklı ve senkronize bir şekilde hareket etmesiyle ilgilidir. Ses tellerinin birbirlerine çarpmaları esnasında, aşırı sürtünmeye sebep olan sesin aşırı ve kötü (zorlanarak) kullanımı, zaman içerisinde ses telleri üzerinde kansere neden olmayan iyi huylu (benign) doku bozulmalarına (lezyon), tahriş ve iltihaplanmalara yol açmaktadır. Ses telleri erkeklerde saniyede , kadınlarda saniyede , bebeklerde ise saniyede ortalama kez titreşir. Bu nedenle ses telleri vücudun en çok yıpranmaya maruz kalan dokusudur.

Uzun süreli olarak, sesin yanlış şiddet ve yükseklikte (perdede) kullanılması ya da zorlanarak aşırı derecede kullanılması sonucunda genellikle ses tellerinin birbiri ile temas ettiği serbest yüzeyin orta ve ön kısmında oluşan iyi huylu doku bozulmalarına Ses Teli Nodülü (Vocal Cord Nodule) denir. Ses teli nodüllerinin mikroskop görüntüsü nasıra benzer görünüm verir, bazen anormal kan damarlarıyla ilişkilendirilirler. Ses teli nodülleri genellikle her iki ses telinin birbirine çarpmasıyla oluştuğundan, çoğunlukla iki adet olup her iki telde karşılıklı yerleşirler. Şarkıcı Nodülü (Singer’s Nodule) ya da Şarkıcı Düğümü (Singer’s Node) olarak da adlandırılırlar.

Yoğun sigaralı ortam, reflü (reflux) problemi, yüksek sesle konuşmayı gerektiren aşırı gürültülü ortamlarda çalışma, süreğen alkol kullanımı, sinüzit, alerji, tiroit bezi büyümesi, ilaç yan etkileri gibi etkenler ses teli nodüllerinin oluşmasını kolaylaştırır.

Mesleği profesyonel ses kullanıcısı olan ses sanatçıları, öğretmenler, spikerler ve çağrı merkezi çalışanlarında ya da kişilik yapısı ve yaşam çevresi gereği fazla konuşan kişilerde görülme olasılığı diğer kişilere göre daha yüksektir. Erkeklerde, kadınlarda ve çocuklarda görülmekle birlikte, gırtlak yapısı nedeniyle 20 ila 50 yaş aralığındaki kadınlar ile bağırarak konuşma alışkanlığı olan çocuklarda daha sık rastlanmaktadır.

Ses teli nodülü Belirtileri Nelerdir?

Ses teli nodülü belirtileri kişiden kişiye değişmekle birlikte, aşağıda yazılı belirtilerin biri ya da birkaçı birlikte görüldüğünde ya da iki haftadan fazla süreyle ses kısıklığı yaşandığında ses teli nodülünden şüphelenilmelidir:

  • Sesin Boğuk, Pürüzlü, Yorgun, Buğulu, Çatlak Ya Da Düşük Perdeli (Kısık) Çıkması Şeklinde Görülen Ses Değişiklikleri,
  • Boğazda Huzursuzluk, Yorgunluk,
  • Konuşma Ve Yutkunma Güçlüğü,
  • Şarkıcılarda Yüksek Oktava Çıkamama Ya Da Sesi Tamamen Kaybetme.

Belirtilerin, ses telleri nodülüne işaret edip etmediğini anlamak için alanında uzman bir kulak-burun-boğaz uzmanı tarafından detaylı muayene yapılmalıdır.

Ses problemlerinin incelenmesinde öncelikle ses telleri gözlenir. Görüntülemede kullanılan araçlardaki teknolojik gelişmelere paralel olarak artık tam doğru sonuçlar elde edilebilmektedir. En sık kullanılan görüntüleme araçları; saniyede 30 kare görüntü alabilen bir stroboskopik görüntüleme sistemi olan Videolaringostroboskopi (VLS) ve saniyede kare görüntü alabilen Yüksek Hızlı Dijital Görüntülemedir (High Speed Digital Visualization – HSDV). VLS daha çok klinik olarak kullanılırken, pahalı olması ve esnek endoskop kullanılamaması nedeniyle HSDV araştırma laboratuarlarında daha sık kullanılmaktadır. Uzman tarafından yapılan gözlemler objektif ses analizleri ile desteklenerek problemin tespiti yapılır ve tanı konularak uygun tedavi şekline karar verilir.

Reflü, sinüzit, alerji, tiroit bezi büyümesi gibi tıbbi sorunlardan kaynaklanan nodüllerin tedavisi için öncelikle ilaçla (medikal) tedavi uygulanır. Tıbbi sorunlardan kaynaklanmayan ses telleri nodülü tedavisinde ses terapisi ya da cerrahi müdahale yöntemi kullanılır:

Ses Terapisi: Sesin doğru şiddette ve yükseklikte (perdede) kullanılması için gerekli alışkanlığın edinilmesi ve ses tellerine uygulanan aşırı basıncın engellenmesi için uygulanan terapidir. Ses terapisinde öncelikle; solunum ve artikülatör (sesletim) organlar, ses oluşumu, ses mekanizmasının korunması ve hijyenin sağlanması konularında hasta bilgilendirilerek eğitilir. Sonrasında nefes ve ses kullanımına yönelik egzersizler yaptırılır. ay süre zarfında yaklaşık olarak seans şeklinde uygulanır.

Ses Teli Nodül Ameliyatı: Uygulanan ses terapisi ve ses telleri istirahatına rağmen iyileşme görülmeyen ses teli nodülleri, cerrahi müdahale ile alınırlar. Bu müdahaleye Ses Teli Nodül Ameliyatı denir.

Ses Teli Nodül Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Ses teli nodülü tanısı konulduktan sonra hastaya uygulanan ses istirahatı, ilaç tedavisi ve ses terapisi yöntemleri sonuç vermediği takdirde cerrahi müdahale kararı verilir. Genellikle herhangi bir eksizyon (keserek çıkarma) işlemi içermeyen Lazer Cerrahisi ya da Fonomikrocerrahi (Phonomicrosurgery), Mikrolarengoskopi (Microlaryngoscopy) gibi isimlerle anılan endoskopik teknikler kullanılır:

Fonomikrocerrahi / Mikrolarengoskopi : Ses teli oluşumunun büyük olduğu ya da ulaşılması güç bir bölgede olduğu durumlarda, nodülü keserek çıkarmak için yapılan cerrahi müdahaledir. Genel anestezi altında yapılır. Büyütülmüş yüksek kaliteli görüntü sağlayan laringoskop ve diğer endoskopik aletler yardımıyla ağız içerisinden girilerek ses tellerine ulaşılır ve etrafındaki sağlıklı dokuya zarar verilmeden nodül kesilerek çıkarılır. Operasyon ortalama dakika sürer. Dikişe ihtiyaç duyulmadığından hasta aynı gün taburcu edilir. Yeme – içme faaliyetlerine kısıtlama getirilmez, ancak bir hafta süreyle fısıltı ya da normal sesle konuşmaya müsaade edilmez, ses istirahatı uygulanır. En fazla bir gün süreyle hafif boğaz ağrısı ve yutkunma güçlüğü şikâyeti olabilir. Operasyon esnasında dilin sıkıştırılmasından kaynaklanan dilde uyuşma ve tat alamama problemleri yaşandığı takdirde birkaç hafta içerisinde bu şikâyetler kendiliğinden sonlanır.

Ses teli nodülünün oluşma sebebi sesin yanlış kullanılması olduğundan, ameliyat sonrası ses yine yanlış kullanılırsa nodül oluşumu tekrarlayabilir. Bu nedenle Sesi doğru kullanmayı öğrenmek ve uygulamak için ses telleri iyileştikten sonra mutlaka ses terapisi alınması gerekmektedir.

Ses teli nodül ameliyatı Riskleri Var mıdır?

Ses teli nodül ameliyatı, ciddi risk barındıran bir müdahale değildir. Operasyon sonrasında doktor tarafından belirtilen tavsiyelere ve talimatlara uyulmadığı takdirde nadiren ses kaybı, kanama, ses teli travması kaynaklı kalıcı ses bozukluğu, ses teli felci yaşanabilir.

Eğer siz de on günü aşan ses kısıklığı, ses değişikliği, boğazda huzursuzluk ve ağrı gibi problemler yaşıyorsanız, iletişim bilgilerimizi kullanarak bize ulaşabilir; ses teli bozukluklarının teşhisi ve tedavisi için kendisini adamış, en yeni teknolojiler ile donatılmış araç ve aparatları kullanan, özel talep ve ihtiyaçlarınızı ön planda tutan merkezimizde tedavi olabilir, hastalığınız hakkında daha detaylı bilgi alabilirsiniz.

 

İnsan sesi, insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden biridir. İnsan vücudunun en geç anlaşılan ve hala mikro fizyolojisi konusunda pek çok karanlık nokta olan ses organı, gırtlak değil, tüm ses sistemidir. Biraz daha açarsak, insan sesi sanıldığı gibi yalnızca gırtlaktan çıkmaz: Tüm vücudun mükemmel bir uyum içinde çalışması sonucu oluşur. Ses sistemi, birincil olarak akciğerler &#; gırtlak &#; ses yolunun oluşturduğu temel ses düzeneğidir. İkincil ses sistemi ise tüm bedenimiz ve ruh halimizdir.

Ses,hareket eden bir enerji şmonash.pw sesinin kaynağı, akciğerlerde sıkıştırılan havanın sahip olduğu potansiyel enerjidir. Basınçlı havanın ses tellerinin arasından geçerken dalgalanmasıyla ses dalgalarına dönüşüm gerçekleşmiş olur. Ancak bu ‘ham ses’, bir cızırtıya benzer. Ham sesin boğaz, ağız ve burun boşluklarında şekillendirilmesiyle her insanın kendisine ait olan ve parmak izi kadar özgün olan ses tonu ortaya çıkar. Kulağımıza gelen sesin macerası bununla da bitmez. Çıkan özgün sesin dil, damak ve dişlerin yardımıyla konuşmaya dönüştürülmesi, anlamlandırılması gereklidir.

Şimdi ses sistemini daha yakından tanıyalım:

Güç Kaynağı
Ses enerjisinin kaynağı, jeneratörü, motor gücü; akciğerler, göğüs kafesi, sırt-göğüs-karın kaslarından oluşur. (Diyafram kası, nefes almaya yarayan bir kastır. Ses ise nefes verirken oluşur. Diyafram ise nefes verirken gevşer. Sese etkisi, kontrollü güç kullanımı şeklindedir.) Akciğerlere ağız ve burundan alınan hava, etrafını saran karın göğüs &#; sırt kaslarının kasılmasıyla sıkıştırılarak basınçlı hale getirilir. İşte bu sıkıştırma işlemi sırasında çalışan iki farklı kas sistemi, sağlıklı ve sanatsal ses oluşumunun temelini oluşturur.

Birinci sistem, boyun &#; omuz &#; sırt &#; göğüs-üst karın kaslarından oluşur. Bu kasların çalışması, temelde göğüs kafesini enlemesine daraltır ve atmosfer basıncını geçen akciğer havası çıkış yeri olan gırtlağa doğru iletir.

İkinci sistem, diyafram solunumu olarak bilinen kas düzeneğidir. Bel, alt karın kasları ve alt &#; yan göğüs kaslarından oluşur. Bu sistemin temeli, göğüs kafesinin enine doğru nispeten sabit kalıp karın boşluğuna doğru genişleyip daralmasıdır. Yani nefes alıp verme sırasında diyafram kasının vektörü kullanılır. Bu sayede boyun ve dış gırtlak kasları ses tellerini ‘rahat bırakır’ ve doğal ses oluşumuna zemin hazırlanmış olur.

Ses Kutusu: Gırtlak
Gırtlağımızın temel görevi enerjinin şeklini değiştirmektir. Yani hava basıncı enerjisi, bir transformatör gibi çalışan gırtlakta ses enerjisine dönüşür. Ses tellerinin arasından geçen hava dalgalanır ve vibrasyon kazanarak yoluna devam eder. Ses tellerinden ses oluşumu bir gitar telinin titreşiminden ziyade, saniyede ’ün üzerinde hızla alkışlamaya benzetilebilir.

Akciğerlerde karın göğüs ve sırt kaslarının kasılmasıyla potansiyel enerji kazanan basınçlı hava, ses tellerinin altında birikir.( Şunu belirtmeliyiz ki aslında ses teli yanlış bir monash.pwğrusu ‘ses kıvrımı’ olmalıdır, çünkü gırtlağın ses çıkaran glottis bölgesi özellikli bir kıvrım yapısına monash.pw zaten karmaşık olan konuyu daha çok karıştırmamak için ses kıvrımı yerine ses teli isimlendirmesi kullanılacaktır) Arası dar olan  ses tellerinin açılmasıyla,bu dar aralıktan geçerken hızlanır ve uçak kanadının uçma prensibinde olduğu gibi vakum etkisi oluşturarak ses tellerini örten örtüyü ortaya doğru çekerek kapanmaya zorlar (Bu durum Bernoulli prensibine benzetilebilir) ancak ses tellerinin altında devam eden basınçlı hava tekrar zorlayınca ses telleri tekrar açılır. Yukarıda anlatılanlar saniyenin yüzde biri kadar sürede olur ve monash.pw ses tellerinin saniyede yaklaşık yüz kere ritmik olarak açılıp kapanması havaya basıncın aralıklı olarak verilmesine sebep olur.Böylece geniş olan nefes borusundan gelip, dar olan ses tellerinin arasından geçerken hava akımının ritmik dalgalar haline dönüşmesi (Enerjinin transformasyonu) ve oluşan bu yeni enerjinin ses yolunda rötuşlanması (Yayılımın modifikasyonu) ile insan sesi oluşur.

Ses tellerinin incelmesi, gerginleşmesi ve hava basıncının artışı sesin tizleşmesine sebep olur. Bu kontrol beyinde organize edilir. Ses tellerinin sese olan etkisi (Dolayısıyla kontrol edilebilir parametreleri) temel frekans ve gürlüğüdür. Temel frekans, ses tellerinin mekanik özelliklerine (gerilmesi, uzayıp kısalması, incelip kalınlaşması) ve akciğerlerden iletilen hava basıncına bağlı olarak değişir. Ses telleri arasından geçerek sesi oluşturan hava akımının hızı arttıkça ses tellerinin titreşim sayısı, yani sesin tizliği artar. (Burada şan sanatı için önemli bir nokta vardır. Şancı, sesinin gürlüğünü yükseltmek için hava akımını artırdığı zaman tekniğini kullanarak ses perdesinin değişimini engellemelidir.)

Ses Yolu
Gırtlak seviyesinde oluşan ham ses bir cızırtıya benzer; boğaz ağız ve burun boşluklarında şekillendirilir. Bu durum, tıpkı bir çamurun şekillendirilerek heykele dönüşmesi gibidir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır