Ses teli nodülü, ses tellerinin birbiri ile temas ettiği serbest yüzeyde oluşan, iyi huylu (yani ses teli kanseri ile ilişkisi olmayan) büyümelere verilen isimdir. Sesin yanlış ya da aşırı kullanımına bağlı olarak oluşurlar. Sesin uzun süreli, yanlış ses şiddetinde, yanlış ses perdesinde ya da uygunsuz şekilde zorlanarak kullanılmasına bağlı olarak geliştiklerinden, kaba bir benzetme ile elimizde ya da ayağımızda oluşan nasırlara benzetilebilirler.
Öğretmenler, ses sanatçıları, spikerler, çağrı merkezi çalışanları, din görevlileri gibi sesini profesyonel olarak kullanan bireylerde toplumun diğer kesimlerine göre çok daha sık olarak görülür. Ses kısılmasının sebepleri arasında en önde gelenlerden birisidir.
Ses teli nodülleri, çocukluk çağında da görülebilir. Çocukluk çağında uzun süreli ses kısıklığının en sık nedeni ses teli nodülleridir. Çocukluk döneminde ses teli nodülleri, erkeklerde kız çocuklardan daha sık görülür. Çocuklarda, tıpkı erişkinlerde olduğu gibi, en sık neden sesin aşırı ya da yanlış kullanımıdır. Bunun yanı sıra, sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren, sık boğaz temizleme hareketi yapan, alerji ve boğaz reflüsü olan, kalabalık sınıflarda okuyan ya da birden fazla kardeşi olan çocuklarda ses teli nodülleri daha sık görülür.
Ses teli nodülleri, her yaştan ve cinsiyetten bireyde görülebilmekle birlikte, erişkin çağda kadınlarda erkeklerden çok daha sık görülmektedir. Ergenlik öncesi dönemde ise, tam tersine, kız çocuklarda erkeklerden daha sık görülür.
Ses teli nodülünün belirtileri genellikle ses kısıklığı, seste değişiklik, sesin çatallı çıkması ve seste kabalaşmadır. Profesyonel ses kullanıcısı sesinin daha alçak perdeden çıktığını ya da sesinin normalden daha soluklu, cızırtılı, hışırtılı olduğunu ifade edebilir. Profesyonel ses kullanıcıları, ses aralığında bir daralma fark edebilirler.
Bireyler seslerinde oluşan değişikliğin yanı sıra, artan ses kullanımı ile birlikte boyun çevresindeki kaslarda ağrı, konuşma hatta yutkunma güçlüğünden yakınabilirler.
Ses telleri tıpki V harfi gibi bir uçta birbirine bağlı, diğer uçta birbirinden uzaklaşan iki adet içeride kaslar, dışarıda ise mukoza adı veirlen yumuşak dokudan oluşan yapılardır.
Konuşma sırasında sıradan bir erkeğin ses telleri saniyede ortalama kez ve bir kadının ses telleri kez birbirine çarpar. Bu nedenle, ses telleri vücudun en çok travmaya maruz kalan yumuşak dokusudur.
Sesini profesyonel olarak kullanmayan bireylerde 2 haftadan fazla süren ses kısıklığı durumunda mutlaka bir ses hekimine başvurmak gereklidir. Profesyonel bir ses kullanıcısının ise genellikle bu kadar bekleyebilecek lüksü olmamaktadır. Ses hekiminiz şikayetlerinizi dinleyip, ses sağlığınız ve genel tıbbi geçmişiniz hakkında yeterli bilgiye sahip olduktan sonra profesyonel ses beklentilerinizi de detaylı bir şekilde bilmek isteyecektir. Profesyonel sesten bahsederken, tanı ve tedavisi için uğraşılan bireyin, illa ki bir ses sanatçısı olması gerekmez. Aslında çoğu meslek grubu gün içerinde kendilerini ve işlerini sesleri ile ifade ederler. Bunlar arasında öğretmenler, avukatlar, çağrı merkezi çalışanları, banka, belediye, postane birimleri gibi müşterilerine hizmet için sesine ihtiyaç duyanlar, tezgahtarlar, esnaflar, din görevlileri ve daha birçok meslek grubu sayılabilir.
Sesiniz ve ses tellerinin detaylı muayenesi ile (ki bunun için ideal ikili laringovideostroboskopi ve objektif ses analizidir) ses teli nodülü tanısı konması ve nedeninin belirlenmesi mümkün olur.
Ses teli oluşumundaki temel faktör, sesin yanlış ya da aşırı kullanımıdır. Bunun yanı sıra bazı başka nedenler de ses teli oluşumuna katkı sağlayabilir. Bunlar arasında laringofaringeal reflü, alerjiler, psikolojik etkenler ve kişilik özellikleri sayılabilir. Aslında son saydığımız iki özellik de sesin aşırı ya da yanlış kullanımına yol açtığı için ses teli nodülü oluşumuna etki ederler. Ses teli nodülü olan bireylerin ortalama bir kişiye göre daha dışa dönük, sosyal aktivitelere daha sık katılan, agresif, motive bireyler olduğu gözlemlenir.
Nodül tedavisinde iki ana yöntem, ses terapisi ve ses teli cerrahisidir.
Sesin kötü ya da yanlış kullanımı nedeniyle oluşan bir ses problemi olan nodülü tedavi etmenin ideal yolu, sesin bu şekilde kullanımına devam edilmemesidir. Sesi doğru kullanacak şekilde alışkanlıklar edinilmesi ve ses tellerine aşırı basınç uygulanmasını engelleyecek doğru vokal tekniğin kullanımı, hem nodüllerin küçülmesini hatta yok olmasını sağlayacak, hem de tekrar oluşma riskini ortadan kaldıracaktır. Sesin doğru kullanılmasını öğreten ana yöntem ses terapisidir.
Ses terapisi, çoğu nodüllerin tedavisinde tek başına tedavi için yeterlidir. Ses terapisi, her bireyin kendi klinik durumuna ve ihtiyaçlarına göre düzenlemesi gereken bir tedavi biçimidir. Ses terapi planının çerçevesi, hastanın yaşına, ses kullanım düzeyi ve sesi ile ilgili profesyonel bir beklentisi olup olmamasına, hasta için daha kolay olabileceği düşünülen tekniklere göre çizilir. Bazı ana başlıklar ise her terapi programı içerisinde mutlaka yer alır. Bunlar arasında hastanın nodül oluşumuna neden olan veya artıran davranışları hakkında bilgilendirilmesi, bu davranışların hasta tarafından en az düzeye çekilmesi ve ses kullanımı ve profesyonellik özelliğine uygun yeni davranışsal ve çevresel değişikliklere gidilmesi sayılabilir.
Bazı nodüller ise ses terapisi de dahil tedavilere fazlasıyla dirençlidir. Uygun ses tekniği, sımsıkı takip edilen ses hijyeni kuralları ve hatta ses terapisine rağmen düzelmeyen ses teli nodülleri, fonomikrocerrahi adı verilen, genel anestezi altında mikroskop aracılığı ile yapılan özel ameliyatlar ile tedavi edilmektedir.
Ses ameliyatı, ses bozukluğunu giderip sesi daha iyi hale getirmek için yapılan ameliyatlara verilen isimdir. Ses teli ameliyatları, ağız içerisinden ses tellerine ulaşılarak mikroskop altında yapılab
Detaylı Bilgi
Stresinizi kontrol edin, gizlemeyin. Stresi azaltacak önlemler alın. Yeterli derecede dinlenin.
Detaylı Bilgi
Ses teli skarı, ses telinin epitel ve lamina propria tabakalarının hasar görmesi sonucu oluşan bir klinik durumdur. Ses tellerinin etkin olarak çalışabilmesi için, çok katmanlı yapısının sağ
Detaylı Bilgi
Su için: Ses tellerinizin iyi bir performans sergileyebilmesi için günde en az 2 litre içinde sıvı tüketmelisiniz. Günde bardak su içerek ses telleri için gerekli nemlendirme sağlanmalıdır. Bol oksijen alın: Düzgün bir ses için yeterli hava almalısınız. Bunun için çok hızlı konuşmayın ve daha sık nefes alın.
Sesler, nefes alıp-verme esnasında akciğerlerden gelen havanın, ses tellerini, aralarından geçerken titreştirmesi sonucu oluşur. Bu titreşimlerin frekansı, sesin perdesini belirler. Kadınlarda ve çocuklarda ses telleri kısa ve incedir. Bu nedenle kadın ve çocuk sesleri erkeklere nazaran daha yüksek perdedendir.
Sesler, nefes alıp-verme esnasında akciğerlerden gelen havanın, ses tellerini, aralarından geçerken titreştirmesi sonucu oluşur. Bu titreşimlerin frekansı, sesin perdesini belirler. Kadınlarda ve çocuklarda ses telleri kısa ve incedir. Bu nedenle kadın ve çocuk sesleri erkeklere nazaran daha yüksek perdedendir.
Ses kısıklığı ciddiye alınması gereken bir sorun olup, sesimizi tamamen kaybetmemize bile yol açabilir. Aşırı bağırmak başta olmak üzere pek çok neden ses kısıklığına yol açabiliyor…
Ergenlik Döneminde Temel Frekans Ergenlikte ses değişimi ortalama ayda tamamlanırken en fazla 1 yıl sürer. Kızlarda ses değişimi 15 yaşında, erkeklerde yaşında tamamlanır.
Larenjit, ses tellerinin ya da larinksin enfeksiyonudur. Bu enfeksiyonla birlikte ses kalın ve çatallı çıkmaya başlar. Larenjit kısa süreli ya da uzun süreli olabilir. Genellikle ani başlangıçlı olup hafta içerisinde iyileşir.
Birkisel çayların içinde bulunan maddeler ses kısıklığının önlenmesine yardımcı oluyor. Ses kısıklığı İçin tüketilebilecek olan bazı bitki çayları ise şunlardır; Ekinezya çayı: Ekinezya çayı da aynı pek çok kış hastalığında olduğu gibi bu hastalıklara bağlı olarak meydana gelen ses kısıklığına iyi geliyor.
Yani besinlerin nefes borusuna kaçması gibi aksi bir durum söz konusu olmadığı sürece yediğimiz içtiğimiz hiç bir şey ses tellerimize doğrudan temas etmez. Bu nedenle de, bitki çayı, bal, çiğ yumurta gibi besinler doğrudan yenilip içildiği anda sesimizi güzelleştirmez.
Evet yumurtanın içerisinde N-asetil sistein amino asidin ses tellerine etkisi vardır. Ses telleri üzerinde ki toksinlerin temizlenmesine yardımcı olması ile daha rahat daha temiz ses çıkmasına yardımcı olmaktadır.
Ses kısıklığı ile birlikte veya bağımsız olarak; ses değişiklikleri, nefes almada güçlük, kronik boğaz ağrısı, kulak ağrısı, kanlı öksürük, yutma ve yutkunma güçlüğü, boyun bölgesinde hissedilen yumrular / kitleler, kilo kaybı gibi belirtiler de görülebilir.
Ses kısıklığının meydana gelmesine, nörolojik sıkıntılar, psikolojik rahatsızlıklar, kalıtsal durumlar, hamilelik, kullanılan ilaç ve hormonlar, kötü huylu tümörler sebep olabilir. Ses kısıklığının en yaygın sebebi, akut larenjittir.
Ses teli nodülünün belirtileri genellikle ses kısıklığı, seste değişiklik, sesin çatallı çıkması ve seste kabalaşmadır. Profesyonel ses kullanıcısı sesinin daha alçak perdeden çıktığını ya da sesinin normalden daha soluklu, cızırtılı, hışırtılı olduğunu ifade edebilir.
Çiğ domates, kereviz ve salatalık, ayrıca elma, üzüm, şeftali gibi gıdalar yorulmuş ses tellerine faydalı olacaktır. A vitamini yumuşak dokuların, cildin ve mukoza zarlarının sağlıklı kalmasına yardımcı olur. Boğazda da bulunan mukoza zarlarının sağlıklı olması, genel olarak bölgenin daha iyi durumda olmasını sağlar.
Ses kısıklığı ile birlikte veya bağımsız olarak; ses değişiklikleri, nefes almada güçlük, kronik boğaz ağrısı, kulak ağrısı, kanlı öksürük, yutma ve yutkunma güçlüğü, boyun bölgesinde hissedilen yumrular / kitleler, kilo kaybı gibi belirtiler de görülebilir.
Bu işleme endoskopik larenks muayenesi veya larenks endoskopisi adı verilir. Ayrıca stroboskop adı verilen bir tıbbi cihaz saniyede yüzlerce kere kesikli ışık vererek ses tellerinin hareketini daha ayrıntılı göstermekte ve ses teli lezyonları hakkında fazla bilgi sahibi olunmasını sağlamaktadır.
Sesler, nefes alıp-verme esnasında akciğerlerden gelen havanın, ses tellerini, aralarından geçerken titreştirmesi sonucu oluşur. Bu titreşimlerin frekansı, sesin perdesini belirler. Kadınlarda ve çocuklarda ses telleri kısa ve incedir. Bu nedenle kadın ve çocuk sesleri erkeklere nazaran daha yüksek perdedendir.
Ses tellerine ne iyi gelir; Bal ve limon: Gün içerisinde iki defa bir tatlı kaşığı bala birkaç damla limon damlatarak yemek gerekiyor. Bal ve limon ses kısıklığına, ses tellerinin kurumasına ve zedelenmeye iyi gelen iyileştirici bir yapıya sahiptir.
Ses rengi hali hazırda değiştirmek şeklinde bir uygulama yoktur. Çocukluktan ergenliğe geçiş aşamasında doğal olarak seste değişimler olabilir. Fakat bu değişimler tamamen doğaldır. Bu değişimler sırasında şan eğitimi alınmamalıdır.
Ses Kısıklığı İçin Doğal Çözümler Ses kısıklığı zeytinyağı kullanılarak hafifletilmesi mümkün bir rahatsızlıktır. Zeytinyağı, yangı azaltıcı özelliği sayesinde ses kısılmasına sebep olan iltihabın sökülmesine yardımcı olur.
Ses kayıt cihazları sadece havada yayılan ses dalgalarını algıladığı için sesimizin vücudumuzun içinde iletilen bileşenini duyamamış oluruz. Dışarıdan gelen sesleri engelleyen kulaklıkları taktığımızda ise sadece “kendi iç sesimizi” algılarız.
Sesin kötüye kullanımı, enfeksiyonlar, yanlış şan tekniği ve hormonal değişiklikler gibi nedenlere bağlı olarak, vokal kord üzerindeki kapiller damarların kanaması sonucu, genellikle şarkıcılar ve sahne sanatçılarında görülür.
Sesin güzel veya çirkin çıkmasına sebep olan pek çok genetik ve çevresel faktörler bulunmaktadır.
Özellikle de günde bir paketin üzerinde sigara kullanılması, ses tellerinde ödem oluşmasına neden oluyor. Bu da sesin kalınlaşmasına yol açıyor. Uzun bir süre sigara kullanımı sadece ödem sonucunda seste kalınlaşma ile kalmıyor.
Yapılan araştırmalar, hem kadınların hem de erkeklerin duydukları çekici bir ses tonunu, çekici bir fiziksel görünüşle ilişkilendirdiğini gösteriyor.
Şan dersi sesi güzelleştirir mi sorusunun yanıtı evettir. Çünkü sesinizin rengini değiştirmese bile sesinizi doğru kullanmayı öğrenmenizi sağlar. Bu sayede sesinizin özelliklerinden tam olarak verimli bir biçimde yararlanabilirsiniz.
Sesin perde, şiddet ya da kalitesi gibi özelliklerinden biri ya da bir kaçı konuşanın ne söylediğinden daha fazla dikkat çekici ise ses bozukluğu olduğu düşünülür. Ses bozukluğu olan kişilerde en sık görülen yakınmalar; konuşma sırasında boğazda ağrı, acı ya da gerginlik hissi, boğazda takılma hissi, düzelmeyen ya da sık sık yaşanılan ses kısıklığı, sesin tamamen gitmesi, konuşma sırasında zorlanma, nefes nefese kalma, uzun süre konuşmayı sürdürememe, sesin normaldekinden daha tiz (ince) ya da pes (kalın) çıkması, seste çatlanma/pürüzlülük, yüksek sesle konuşma/şarkı söylemekte zorlanma, sesin gün içinde ya da hafta sonuna doğru kötüleşmesi gibi durumlardır.
Pek çok nedenden kaynaklanabilir. Nodül, polip, kist, granülom, reinke ödemi gibi durumlar; kişinin sesini kötü ve yanlış kullanmasından, ses hijyenine dikkat etmemesinden kaynaklanır. Ses teli felci (paralizi/parazi) ise; geçirilen ameliyatlar, üst solunum yolu enfeksiyonu gibi durumlar sonrasında oluşur. Aşırı sigara ve alkol kullanımı gibi durumların neden olduğu gırtlak kanseri, bir takım virüslerin neden olduğu (papillom) ya da bazı nörolojik bozukluklara bağlı olarak gelişebilen ses bozuklukları (spazmodik disfoni) olabilir.
Ses tellerinde oluşan bir sorunu ancak uzman bir hekim teşhis edebilir. Ses kısıklığınız 2 haftadan uzun sürmüşse, aşağıdaki problemleri çok sık yaşıyorsanız ve ses kısıklığınız etrafınızdaki insanlar tarafından fark edilir hale gelmişse bir KBB uzmanına görünmeniz gerekir.
Eğer kişi konuşurken bir rahatsızlık hissediyorsa ve bu durum onbeş günden fazla sürmüşse öncelikle bir K.B.B. uzmanına görünmelidir. Bazen basit bir soğuk algınlığıyla başlayan boğaz ağrısı farklı sorunların habercisi olabilir.
Ses bozukluklarının değerlendirilmesi bir kulak burun boğaz uzmanı tarafından yapılır. Ses tellerini görüntülemede en çok kullanılan yöntem Videolarengostroboskopi (VLS) yöntemidir. Bu yöntemde ses tellerinin yapısı ve hareketi özel bir cihaz ile görüntülenir. Ancak her klinikte bu cihaz bulunmayabilir. Bu cihazla yapılan görüntülemede hastaya muayene sırası ve sonrasında ses tellerinin hareketini ve problemin yerini gösterebilmek mümkündür.
Ses terapisinde öncelikle kişiye ses tellerini nasıl koruyacağı öğretilmeye çalışılır. Ses terapisinin ilk basamağında ses hijyeninin kişiye öğretilmesi ve öğrendiklerinin günlük yaşantısına adapte edilmesi hedeflenir. İkinci olarak sese zarar veren davranışlar ve sesi korumayı öğrenme becerileri geliştirilir. Üçüncü olarak nefesini doğru kullanma, yanlış konuşma alışkanlıklarının düzeltilmesi ve ses egzersizleri ile ses tellerinin doğru şekilde çalıştırılarak var olan ses şikayetlerinin giderilmesi amaçlanır. Çoğu zaman hastalar ses tellerine ne şekilde zarar verdiklerinin farkında değillerdir. Bazen de farkında oldukları halde bu davranışları değiştirmeyi başaramayabilirler. Dil ve konuşma bozuklukları uzmanı, kişiye sesine zarar veren davranışları değiştirme konusunda yardım eder. Kişinin hangi davranışlarının değiştirilmesi gerektiği tespit edilerek bu davranışlar üzerinde sistematik olarak çalışılır. Terapide öğrendiklerini günlük hayatına adapte edebilen ve bunları yaşam tarzı olarak benimseyen tüm hastalarda ses terapisi kesin olarak etkili olur. Ancak öğrendiklerini kısmi olarak uygulayan ya da isteğine göre, aklına geldikçe uygulamaya çalışan hastalarda ses bozukluğu tam olarak düzelemez. Unutulmaması gereken şey, pek çok ses bozukluğu kişinin yaptığı hatalı davranışlar sonucu oluşur. Bu durum kendi kendine oluşmadığı gibi kendiliğinden de iyileşmeyecektir. Hasta bu durumu oluşturan davranışlarından vazgeçmediği sürece hayatı boyunca dönem dönem ses problemi yaşamaya devam edecektir. Ses kullanımını azaltmak, yüksek sesle konuşmamak, gürültülü ortamlarda konuşmamak, konuşurken ağızdan nefes almamak, solunum desteğini arttırmayı öğrenmek, ses bozukluklarını önlemeye yönelik kalıcı yöntemlerdir.