sıkıntıdan nasıl kurtulurum / Can Sıkıntısına Ne İyi Gelir, Nasıl Geçer? Can Sıkıntısı Gideren Hobiler Ve Öneriler..

Sıkıntıdan Nasıl Kurtulurum

sıkıntıdan nasıl kurtulurum

Sual: Dertlerden, sıkıntılardan, kederden ve başa gelen belalardan kurtulmak için okunması tavsiye edilen bir dua var mıdır?
Cevap:
Bu konuda Muhammed Ma'sûm hazretleri Mektûbât kitabında buyuruyor ki:
“Devlet adamlarından ve başkalarından gelen zulümler, elemler, yalnız zahire, bedene ve dimağadır. Batına, kalbe sirayet etmez. Ahirette sevap verilmesine, dünyada batının, kalbin nurunun artmasına sebep olurlar. İnsandan insanlık sıfatları zail olmaz, gitmez. Batın, kalp, Allahü teâlâdan gelen şeylerden razı iken, zahir, beden üzülür.Dertlerin, belaların gitmesi için, kalp ile istiğfar okumak çok faydalıdır. Çok tecrübe edilmiştir. Ölümden başka her dertten kurtarır. Eceli gelenin de, ağrısız, sıkıntısız ölmesine yardım eder. Çünkü, hadîs-i şerifte; (İstiğfara devam edeni, çok okuyanı, Allahü teâlâ, dertlerden, sıkıntılardan kurtarır. Onu, hiç ummadığı yerden rızıklandırır) buyuruldu. Merâkıl-felâhdaki hadîs-i şerifte; (Her namazdan sonra, üç kere Estagfirullahel'azîm ellezî lâ ilâhe illâ huv el-hayyel-kayyûme ve etûbü ileyh okuyanın bütün günahları affolur) buyuruldu. Bu hadîs-i şerife uyarak her gün beş vakit farz namazlardan sonra, yetmiş kere istiğfar okuyorum. Yine hadîs-i şerife uyarak, üç defa (Estağfirullahel'azîm ellezî lâ ilâhe illâ huv el-hayyelkayyûme ve etûbü ileyh) okuduktan sonra, gerisinde yalnız (Estağfirullah) diyorum. Bunun manası; “Beni affet Allahım!” demektir. Alî bin Ebî Bekir, Meâricülhidâyede diyor ki; “İstiğfarlardan meşhur olanı, Peygamberimizden haber verilen; (Bir kimse, Estagfirullahel'azîm ellezî lâ ilâhe illâ hüverrahmanürrahîm el-hayy-ül-kayyûmüllezî la-yemûtü ve etûbü ileyh Rabbiğfir lî) istiğfar duasını yirmibeş kere okursa, odasında, ailesinde, evinde ve şehrinde hiç kaza, bela olmaz”dır. Bunu ayrıca her sabah ve akşam da üç kere okumalıdır. Tergîb-üs-salâtta yazılı hadîs-i şerifte; (Cuma günü sabah namazından önce, üç kere istiğfar duasını, yani Estagfirullahel'azîm ellezî lâ ilâhe illâ huv el-hayyel kayyûm ve etûbü ileyh okuyan kimsenin ve anasının ve babasının günahları affolur) buyuruldu. Her gün yatınca; “Yâ Allah, yâ Allah, estağfirullah min külli mâ kerihallah” çok okuyup, sonunda bir kelime-i tevhid okumalıdır.”

Sual: Sıkıntıdan kurtulmak için ne yapmalı?
CEVAP
Sıkıntıdan kurtulmak için sebeplere yapışmak gerekir. (Çalışmadan dua eden, silahsız savaşa giden gibidir) hadis-i şerifi de sebeplere yapışmayı emretmektedir. Kur'an-ı kerimde mealen, (Her zorluğun bir kolaylığı vardır) buyuruluyor. Sıkıntıdan kurtulmanın da çaresi vardır. Hiç boş vakit geçirmemeli, kendine faydalı bir meşgale bulmalıdır. (Sabır kurtuluşun anahtarıdır) sözüne uymalı, çalışıp sabrederek bir çıkış yolu aramalıdır.

Psikolog doktorlar, sıkıntının başlıca çaresinin meşgale olduğunu söylüyorlar. Kendinize severek yapacağınız işler bulursanız, rahatlarsınız. Ayrıca manevi yönden, bazı dualar okumanız da faydalıdır.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Her gün sabah akşam yedi kere, "Hasbiyallahü la ilahe illahü aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabb-ül arşil azim" okuyan, dünya ve ahiret sıkıntısından kurtulur.) [İbni Sünni]

(La havle ve la kuvvete illa billah okumak, 99 derde devadır. Bunların en hafifi sıkıntıdır.) [Hakim]

(Bir sıkıntıya düşünce,“Bismillâhirahmanirrahim velâ havle velâ kuvvete illa billâhil aliyyil azim”diyeni Allahü teâlâ, sıkıntı ve belalardan muhafaza eder.) [Deylemi, İbni Sünni]

(Rızka kavuşan çok Elhamdülillah desin. Rızkı azalan çok istigfar etsin. Üzülüp sıkılan, la havle vela kuvvete illa billah desin.) [Beyheki, Hatib]

(Sıkıntıya düşen veya borçlanan, bin kere "La havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim" derse, Allahü teâlâ işini kolaylaştırır.) [Şir’a]

(Sıkıntılı iken “Hasbünallah ve ni’mel-vekil” deyiniz!) [İ. Merdeveyhi]

(Yasin okuyanın sıkıntısı gider.) [Deylemi]

(La ilahe illallah kable külli şey’in, La ilahe illallah ba’de külli şey’in, La ilahe illallah yebka Rabbünâ ve yefni küllü şey’in diyen sıkıntıdan kurtulur.) [Taberani]

(Cuma namazından sonra, İhlâs, Felak ve Nas’ı yedişer defa okuyan, bir hafta, kaza, bela ve sıkıntılardan kurtulur.) [İ.Sünni]

("La ilahe illa ente, sübhaneke inni küntü minezzalimin" diyen, uğradığı beladan kurtulur.) [İ. Sünni]

(Sıkıntı için şu duayı okuyun:La ilahe illallahülazim-ül-halim la ilahe illallahü Rabbül-Arş-ilazim la ilahe illallahü Rabbüs-semavati ve Rabbül-Erdi Rabbül Arşil-kerim.) [Müslim]

(Sıkıntıya düşen 7 defa Allah, Allahü Rabbi, lâ üşrikü bihi şey’a desin!) [Nesai]

(Sıkıntı için, “Allah, Allah Rabbünâ lâ şerikeleh” deyin!) [Beyheki]

Sıkıntıdan kurtulmak için, Allahü teâlâya kalbinden yalvararak, 14 secde âyetini [ezberden, ayakta] okuyup, her birinden sonra, hemen secde etmelidir. (Nur-ül-izah)

(Bismillâhirrahmânirrahim ve lâ-havle ve lâ-kuvvete illâ billâhil’ aliyyil’azim)okumak, sinir hastalığına ve bütün sıkıntılara iyi gelir.

İmam-ı Cafer hazretlerinin sıkıntıya düşünce, okuyup, sıkıntıdan kurtulduğu dua şöyledir:
(Yâ uddeti ınde şiddeti, ve yâ gavsi ınde kürbeti! Ührüsni bi-aynikelleti lâ tenâmü vekfini birüknike ellezi lâ yürâmü)
Anlamı şöyledir:
Güçlükte desteğim, sıkıntıda imdâdıma yetişen, her an görüp gözeten Rabbim, beni muhafaza et, sonsuz kudretinle, bana yardım eyle!

Hasan-ı Basri hazretlerine, kıtlıktan, fakirlikten, çocuğunun olmadığından şikayette bulunuldu. Hepsine de istigfar etmesini söyledi. Sebebi sorulunca, şu mealdeki âyet-i kerimeleri okudu:
(Çok affedici olan Rabbinize istigfar edin ki, gökten bol yağmur indirsin; size, mal ve oğullar ile yardım etsin, sizin için bahçeler, ırmaklar versin.) [Nuh 10-12]

Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(İstigfara devam edeni, Allahü teâlâ, her sıkıntıdan, üzüntüden, dertten, geçim darlığından kurtarır, ferahlığa çıkarır ve ummadığı yerden rızıklandırır.) [Nesai, Ebu Davud, İbni Mace]

Cepte altın taşımak da sıkıntı için faydalıdır. Sadaka vermek ve 70 kere (Estagfirullah min külli mâ kerihallah) demek, sıkıntıları giderir. Bu istigfarın anlamı, “Ya Rabbi, razı olmadığın şeylerden ne yapmışsam hepsini affet, yapmadıklarımı da yapmaktan koru” demektir.

Sıkıntı için şunlara da riayet edilmelidir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Sıkıntıları sadaka ile önleyin.) [Deylemi]

(Tarak kullanmak, sıkıntıyı giderir.) [Deylemi]

(Güzel koku ve temiz elbise sıkıntıyı azaltır.) [Bostan]

(Abdestten artan suyu içmek sıkıntıyı giderir.) [Deylemi]

(Akik yüzük sıkıntıyı giderir.) [Ukayli]

(Başkasının sıkıntısını giderenin sıkıntısı gider.) [İ. Ahmed]

(Sıkıntıda duam kabul olsun diyen, genişlikte çok dua etsin.) [Tirmizi]

(En üstün ibadet sıkıntıya sabretmektir.) [Tirmizi]

Kur'an-ı kerimde de mealen buyuruluyor ki:
(Sabır ve namazla Allah’a sığınıp yardım isteyin.) [Bekara 45]

(Ey iman edenler, sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin. Çünkü Allah elbette sabredenlerle beraberdir.) [Bekara 153]

([Doğru kılınan] Namaz, münker ve fahşadan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan, esrar, içki, zina, livata gibi her türlü kötülükten, günahtan] alıkoyar.) [Ankebut 45]

Her sıkıntının ilacı beş vakit namazı doğru kılmaktır. Namaz doğru kılınırsa bütün sıkıntıları yok eder.

Sıkıntı için
Sual:
Dört bin kere Allah ism-i şerifini söyleyip, kendi üstüne üfleyenin, sıkıntısından kurtulacağı doğru mudur?
CEVAP
Evet.

Sual: Canım sıkılıyor demek caiz midir?
CEVAP
Caizdir. Canı sıkılanın kelime-i temcid söylemesi iyi olur. Bir hadis-i şerif meali:
(“Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahil aliyyil azîm” okumak, 99 derde devadır. Bunların en hafifi sıkıntıdan kurtulmaktır.) [Ebu Nuaym]

Sual: (Sıkıntılardan kurtulmayı istemek, ölümü istemek anlamına geldiği için uygun olmaz, çünkü Müslüman sıkıntılarından, ancak ölünce kurtulur) sözü yanlış değil mi?
CEVAP
Evet, yanlıştır. Allahü teâlâdan her zaman sıhhat ve afiyet istemeli ve bütün sıkıntılarımızdan kurtulmak için dua etmeli, buna rağmen sıkıntı gelirse de sabretmeli ve kurtulmak için de yine dua edip sebeplerine yapışmalı. Yukarıdaki hadis-i şeriflerde de görüldüğü gibi, sıkıntıdan kurtulmayı istemek dinimizin emridir.

Dert ve sıkıntı zamanında okunanlar
Sual: Din kitaplarında sıkıntılı zamanlarda, nelerin okunması tavsiye edilmiştir?
Cevap:
Bu konuda İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Mektûbât kitabında;
“Zahir işlerin bozuk ve dağınık olması, kalbin de dağılmasına yol açar. Kalbinizde üzüntü ve kuruntu olunca, gidermek için tevbe ve istiğfar okuyunuz! Korkulu zamanlarda, Kelime-i temcîd, yani 'Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil'aliyyil'azîm' okuyunuz!” buyurmaktadır.

Muhammed Ma'sûm hazretleri de, Mektûbât kitabında;
“Dertlerden kurtulmak ve murada kavuşmak için beşyüz kere Lâ havle velâ kuvvete illâ billah ile evvelinde ve ahirinde yüzer defa salevât-ı şerife okuyup dua etmelidir” buyuruyor.

Mu'avvi-zeteyn yani iki Kul-e'ûzüyü çok okumak da faydalıdır. Tefsîr-i Mazherîde, Enbiyâ sûresinin 87. âyetinin tefsirinde, hadîs-i şerifte buyuruldu ki:
(Birinize dert ve bela gelince, Yunus Peygamberin duasını okusun! Allahü teâlâ Onu muhakkak kurtarır. Dua şudur: Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü minez-zâlimîn.)

Tergîb-üs-salâttaki hadîs-i şerifte;
(Sabah, kalkınca, üç kerre Bismillâhillezî lâ-yedurru ma' asmihî şey'ün fil-erdı velâ fissemâi ve hüves-semî'ul'alîm okuyana akşama kadar, hiç dert, bela gelmez) buyuruldu.

Ruhsal sıkıntılar günlük yaşamı etkiler

„Sıkıntı“ kelimesi neredeyse her zaman olumsuz anlamda kullanılır. İşyerinde yaşadığınız stres, iş arkadaşınızla yaşadığınız tartışmalar veya evdeki 14 yaşındaki kızınız bir sıkıntı sebebi olabilir. Kelime anlamı olarak da sıkıntı, sıkan ve hissedilen birşeydir. Ve hayatta karşılaştığımız, az veya çok hissettiğimiz bütün etkiler bu kapsamdadır. Sıkıntılar hayatın bir parçasıdır ve bizler doğamız gereği bunlarla iyi baş edebilecek durumdayızdır.

İş dünyamız da aynı şekilde sıkıntı olmadan düşünülemez. Zaman baskısına, iş yoğunluğuna, monotonluğa (tekdüzelik) veya sürekli değişikliğe bir çözüm bulmak her zaman mümkün değildir. Bu sıkıntılar, sağlık durumu ve verimlilik zarar görecek kadar strese sebep olursa ne yapmalı?

Bu durumda mağdur kişiye sorulması gereken sorular, uzun vadede bu durumla nasıl başa çıkabileceği, özel yaşamında dengeyi koruyup korumadığı, hissedilen sıkıntının azalıp azalmadığı veya muhtemel alternatiflerin nasıl olabileceğidir. Bu süreçte tarafsız veya alanında uzman birinden danışma hizmeti alınması anlamlı olabilir.

Stres ve Burnout

Eğer insanlar kendilerini aşırı zorlayan çalışma şartlarına uzun süre maruz kalırlarsa, kronik (devamlı) bir stres hali oluşur.

İşyerinde stresin nedenleri nelerdir?

İşyerinde stresin muhtemel nedenleri şunlardır:

  • İşle ilgili görevler (örneğin zaman baskısı, yeterli bilgi sahibi olmadan karar verme yükümlülüğü)
  • Çevresel şartlar (örneğin gürültü, ergonomik şartların yetersizliği, tehlikeler)
  • Kurumsal organizasyon (örneğin yapısal değişiklikler, belirsiz yetki düzenlemeleri)
  • İnsanlararası ilişkiler (örneğin amirlerle ve iş arkadaşlarıyla yaşanan çatışmalar, kötü bir çalışma ortamı)
  • İş ve aile uyumu konusunda zorluk çekme

Burnout nedir?

Burnout (İngilizce'den çevirisi: burnout = tamamen yanmak), neşenin, heyecanın, motivasyonun ve kreatifliğin azaldığı bir ruhsal ve bedensel tükenmişlik halidir.

Bir burnout sendromunun uyarı işaretlerinden bazıları şunlardır:

  • Çok çalışma ama az dinlenme ve tekdüzelik
  • Bedensel uyarı işaretlerini dikkate almama (örneğin yüksek tansiyon, sığ nefes alma, kas gerilmesi veya kötü uyku)
  • Kişiliğin değişmesi (örneğin sinirlilik, yorgunluk, sinizm, depresyon veya saldırganlık)
  • İlgisiz sosyal davranışlar
  • Mükemmeliyetçilik
  • Kendi ihtiyaçlarının ihmal edilmesi (örneğin kendi sınırlarını çiğneme veya hayır deme konusunda zorluk çekme)

Change (Değişim)

Değişim, günümüz iş hayatında bize sürekli eşlik eder. Ya iş arkadaşlarımız değişir, ya yeni bir amirimiz olur, ya da yeni veya değiştirilmiş bir iş alanı oluşur. Değişim her zaman belirsizlik anlamına da gelir, zira işler alışılmış şekliyle yürümemeye başlamıştır ve alışık olduğumuz durumdan vazgeçmeliyizdir.

Değişimle yapıcı olarak nasıl başa çıkılır?

Şirketlerdeki yeniden yapılanma süreçleri, çalışanları, iş yerlerinin değişmesi ve taşınması durumuyla karşı karşıya bırakır. Bunun gibi esaslı değişim süreçleri birçok çalışanda belirsizlik, korku ve direnme gibi duyguları tetikler. Değişimi kabullenmek, onları olumlu anlamda zorlu bir görev gibi görmek ve daha iyi olduğu düşünülen „eski zamanlardan“ kurtulmak, çalışanlara zor gelir.

Şirket yönetiminin, değişimin ne zaman ve hangi tempoda olması gerektiğini görmesi gerekir. Ancak bunu sadece bütün çalışanlarla birlikte başarabilir. Değişim, ancak yöneticilerle çalışanlar değişimin gerekliliğine ikna olduklarında gerçekleşir.

Bunun başarılabilmesi için temel kurallardan bazıları şunlardır:

  • Zamanında bilgilendirmek
  • Değişimin gerekliliğini anlatmak
  • Değişimden etkilenenleri sürece dahil etmek
  • Süreçten zarar görenlere karşı adil davranmak
  • Yeni görevler için eğitim
  • Değişime hazır olma konusunda örnek olmak
  • Başarıları hemen kutlamak

Çatışmalar

Çatışmaların çok çeşitli nedenleri olabilir. Çatışmaların çözümünün „kesin reçetesi“ olmadığından, kendi strateji ve yaklaşım şekillerini geliştirmek önemlidir.

Bir çatışma nasıl oluşur?

Eğer çıkarlar, görüşler, beklentiler veya eylemler birbiriyle çakışırsa, bir çatışma durumu oluşabilir.

Bireye düşen sorumluluk nedir?

Bir çatışma hiçbir zaman sadece „başkalarıyla“ alakalı değildir, bilakis her zaman kişinin kendisiyle de alakalıdır. Çatışmayı önlemek için işe buradan başlanması, kişinin kendi duygu ve ihtiyaçlarının sorumluluğunu üstlenmesi gerekir. Bununla beraber, çatışma içinde bulunulan kişinin sizden farklı duygu ve eğilimleri olabileceğini de kabul etmek gerekir.

Bir çatışmada çözüme nasıl ulaşılır?

Kişisel çatışma çözme becerisinin unsurlarından biri, esas itibariyle çatışmaları yatıştırmaya hazır olmaktır. Çatışmalarla başa çıkmak için yapılabilecek en önemli şey her zaman açıkça konuşmaktır. Kritik durumlarda, örneğin karşı tarafın köpürmesinden dolayı, sürekli yetersiz kalıyorsanız, iletişim tekniklerinin uygulanması özellikle yardımcı olacaktır. Yardımcı olabilecek iletişim tekniklerinden biri, bilinçli olarak karşı tarafın konuşmasına izin vermek ve karşı tarafın penceresinden bakarak çatışma hakkında mümkün olduğunca çok şey öğrenmek için açık sorular sormaktır.

Çözülmez gibi görünen durumlarda bir arabulucu tayin etmek anlamlı olabilir. Arabulucu, konuşmalarda herhangi bir pozisyon almaz, bilakis konuşmayı yönetir ve bir çözüm geliştirilmesine yardımcı olur.

Bir çatışma hangi fırsatları sunar?

Yapıcı (çözüme götüren) bir yaklaşım sözkonusu olduğunda, çatışmalar tamamen olumlu neticeler de doğurabilir. Mevcut duruma olan bakış açısı değişebilir, yeni fikirler tetiklenebilir ve bir ekip içerisindeki iletişim artabilir. Prensip olarak, bir çatışma ne kadar erken algılanır ve ele alınırsa o kadar iyidir.

Aile ile mesleğin uyumu

Dengeli bir yaşam sürmek, kendi imkan ve sınırlarını tanımak ve ona göre yaşamak demektir. Birçok çalışan kişi, modern iletişim araçları sayesinde iş bitiminden sonra veya tatildeyken de amiri, iş arkadaşları veya müşterileri için ulaşılabilir durumda. İletişim daha hızlı hale geldi. Bir sürü bilgiye kısa zamanda erişmek mümkün. Yapısal değişiklikler birçok şirketin gündeminde düzenli olarak yer alıyor ve çalışanların büyük oranda esnek olmalarını gerektiriyor. Bu sebeple, kişinin uzun süre sağlıklı ve verimli kalması için kendi yaşam dengesini bilinçli şekilde sağlaması önemlidir.

İş hayatıyla özel hayat arasındaki dengeyi (Work-Life-Balance) sağlarken sorulması gereken önemli sorulardan bazıları şunlardır:

  • Hayatımda nelere öncelik veriyorum? Önemli ve esas olan nedir?
  • Bana yakın insanlar kimler?
  • Zaman yönetimimden ne kadar memnunum?
  • Beslenme, fizik kondisyon ve rahatlama açısından memnun muyum?

Sağlıklı bir Work-Life-Balance için temel kural:

  • Haftada 1 kez bir boş akşamınızın olması
  • Haftada 2 kez partnerinizle veya sevdiğiniz biriyle vakit geçirmek
  • Haftada 3 kez sportif veya başka faaliyetlerde bulunmak (en az 20 dakika)
  • Haftada 4 kez bilinçli olarak herşeyin tadını çıkarmak
  • Haftada 5 kez iyi uyumak
  • Haftada 6 kez sağlıklı yemek yemek
  • Haftada 7 kez yüksek sesle gülmek

Boreout

Boreout (İngilizce'den çevirisi: to bore = canı sıkılmak) uzmanlara göre, bir çalışanın aşırı zorlanmadan dolayı değil, tam aksine boş durup hiç zorlanmamasından dolayı sıkıntı çekmesi halidir. Bir kişi, etkili olamadığı veya ilgi alanına girmeyen bir iş yaptığında bu tür durumlar oluşabilir. Bunun neticesinde birçok çalışan kendini geri çeker, herşeyi bırakır, artık kendisiyle ve yaptığı işin sonucuyla ilgili bir hedefi olmaz. Sonuçları, nispeten daha iyi tanınan burnout sendromundaki gibi, gerilme ve uyku bozukluklarından yaşam sevincinin kaybına kadar varabilir.

Kendini işyerinde yeterince meşgul hissetmeyen kişiler, bunu öncelikle amirleriyle görüşerek değiştirmeye çalışırlar. Eğer buna rağmen işin kapsamı veya iş yerindeki görevin koşulları değişmezse, durum zorlaşır. Çünkü hiçbir çalışanın masada oturup havaya bakarak vakit geçirme lüksü yoktur. Sonuç olarak çalışmadığı halde çalışıyormuş gibi gözükmek için stratejiler geliştirilir. Örneğin işyerindeki görev, gerektiğinden daha uzun süreye yayılır. Veya ekranda sürekli olarak bir sunum durur ama gerçekte Sudoku oynanır veya yemek tariflerine bakılır.

Boreout sendromundan kurtulmanın yolları nelerdir?

İşyerinde boş durmaktan kurtulmak için mağdurlar mesela şirket içinde kendilerine alternatifler arayabilirler, yeni bir görev bakabilirler veya özel hayatta tatmin olmak için yarım günlük bir iş bakabilirler.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır