Soğan Sarımsak Limon Kürü Saraçoğlu

Yemek kültürümüzde önemli yere sahip olan soğan ve sarımsak, hemen her öğünde yediklerimizin başında geliyor. İçine soğan girmeyen yemek ise neredeyse yok. Soğan ve sarımsak gerçekten de vitamin, mineral ve antioksidan içeriği ile tam bir sağlık deposu. Soğan B6, C vitamini, folat ve potasyumdan zengin. Sarımsak ise yüksek miktarda fosfor, potasyum, kükürt, çinko, orta miktarda selenyum, A ve C vitaminleri ile az miktarda da kalsiyum, magnezyum, sodyum, demir, manganez ve B kompleks vitaminlerini içeriyor.

Günümüzde saçkıran hastalığı çok fazla görülüyor. Özellikle erkeklerde görülen saçkıran hastalığının nedeni kesin olarak bilinmiyor. Saçkıran hastalığının kesin olmamak ile birlikte otoimmün nedenlerden kaynaklandığı da bilinmektedir.

Saçkıran Neden Olur?

Bu otoimmün hastalıklar genel olarak vücudun kendi hücre ve dokularını yabancı olarak tanıması ile ortaya çıkmaktadır. Genel olarak bağışıklık sistemi kişilerin kendi hücrelerine saldırarak bu hastalığı ortaya çıkarır. Saç dökülmesine yol açan bağışıklık hücreleri saç köklerine saldırırlar. Saçkıran hastalığı çoğunlukla genetik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Saçkıran olan bir anne babanın çocuklarında da bu hastalığın görülme olasılığı çok yüksektir. 

Saçkıran Nasıl Geçer?

Genellikle erkeklerde görülen saçkıranın belirtileri görüldüğü andan itibaren mutlaka bir hekime başvurmak gerekir. Cilt hastalıkları uzmanı tarafından saçkıran tedavisi planlanır. Bu tedavide ise amaç hastalığın ilerlemesini durdurarak belirtileri de azaltmaktır. Saçkıran hastalığında erken tanı konulması çok önem taşır.

Erken belirlenen hastalık tedavisinde steroid grubu ilaçlar kullanılmaktadır. Steroid ilaçlar çoğunlukla krem olarak uygulanmaktadır. Kremler ile uygulanan ilaç tedavisinin ardından cerrahi müdahalelerden de yararlanılabilir. İlaç tedavisinin ardından duruma göre kafa derisine enjektör ile ilaç uygulanabilir. Göz çevresi için yapılacak ilaç uygulamaları göz sağlığı için riskli olabilir. O nedenle dikkatli olunmalıdır. Saçkıran çoğunlukla ilaç ve immünoterapi adı verilen bir yöntem ile de tedavi edilebilir. 

Saçkırana İyi Gelen Şeyler Nelerdir?

Saçkıran hastalığının önlenmesi için saç bakımına çok dikkat edilmesi gerekir. Hem kadınlar hem de erkekler saçlarının dökülmemesi ve saçlarının gür görünmesi için doğru bakım metotlarını kullanmalılar. Günümüzde saç kıranın ve saç dökülmesinin beli başlı nedenleri bulunmaktadır. Özellikle genetik faktörler, stres, psikolojik problemler, yaşlanma ve beslenme eksiklikleri nedeni ile saçkıran ortaya çıkmaktadır.

Saç terapinde kullanılan kimyasallar ile kronik hastalıklar da saç dökülmesinin nedenleri arasında yer alır. Saçkıranı ortadan kaldırmak için doğal yöntemler kullanılabilir. Özellikle sarımsak, soğan ve limon kürü saçkıran hastalığının tedavisinde kullanılır. Bu üç malzeme karıştırılıp kafa derisini uygulanır. Yaklaşık 20 dakika bekletilen kür iyice ılık su ile durulanır. 

Saçkıran Belirtileri Nelerdir?

Saçkıran genel olarak karakteristik ve farklı şekillerde saç derisinde kendini gösterir. Saçkırandan etkilenen bölgede cilt sağlıklı olmasının yanı sıra ciltte iltihabı bir durum da söz konusu olmaz. Saç dökülmesi çoğunlukla kafa derisinde başlar. Kişilerde kirpik, kaş, koltuk altı, sakal ve kasık tüylerinde saçkıran olabilir. Ayrıca tırnak yapısında da değişiklikler meydana gelebilir. Hastalığın gidişatı genel olarak değişiklik gösterebilir ve tekrarlayabilir. 

Saçkıranı Geçiren Doğal Yöntemler

Günümüzde saçkıran hastalığını geçiren pek çok farklı doğal yöntem uygulaması yapılabilir. Özellikle Hindistan cevizi ve havuç meyve suyu şeklinde hazırlanır. Bu karışım masaj yapılarak saç bölgesine uygulanır. Saçlarda uzama başlayana kadar bu işlem haftada bir defa uygulanır. Ayrıca pirinç ve elma sirkesi ile de karışım hazırlanabilir. Pirinç ve elma sirkesi ile saç derisine masaj yapılır. Sonrasında ise yaklaşık 5 dakika ılık su ile saç derisi durulanır. Bu işlem de haftada bir defa tekrarlanır. 

Maydanoz-Limon-Sarımsak

Kalp damarlarını açmak ve kalp dolaşımını güçlendirmek

Kullanılacak olan malzeme,

• Kuru kabukları soyulmuş iri bir adet diş sarımsak. Sarımsağın kahverengileşmemiş olması ve yumuşamamış olmasına dikkat edilmelidir.
• On-oniki adet taze yeşil maydanoz (saplarıyla beraber). Maydanozun yapraklarının sararmamış olmasına dikkat edilmelidir. Yaprakları sararmış maydanoz kullanılmamalıdır.
• İki yemek kaşığı taze sıkılmış limon suyu
• Yarım bardak klorsuz su

Bu malzemelerin hazırlanması için mutfak robotu veya blendır (mikser) kullanılır. Maydanozlar el yardımıyla kopartılarak robota atılır. Üzerine iki yemek kaşığı taze sıkılmış limon suyu ilave edilir. İri tek bir diş sarımsak bıçakla doğranıp ilave edilir. Yarım bardak klorsuz su ilave edildikten sonra robot veya blendır çalıştırılır. Yaklaşık bir - bir buçuk dakika çalıştırıldıktan sonra karşımın tamamı kahvaltıdan en az yirmi dakika önce aç karnına içilir. Kahvaltıya kadar ihtiyaç hissedilirse sadece su içilebilir.

Kürün uygulama şekli şöyledir: İlk üç gün sarımsaklı, ikinci üç gün sarımsaksız, üçüncü üç günse tekrar sarımsaklı olarak uygulanır. Toplam dokuz gün uyguladıktan sonra 3 gün ara verilir. Üç gün aradan sonra aynı şekilde dokuz gün uygulanır ve kür sonlandırılır.

3 gün (sarımsak + maydanoz + limon + su)

3 gün (maydanoz + limon + su)

3 gün (sarımsak + maydanoz + limon + su)

3 gün ara verilir, tekrar

3 gün (sarımsak + maydanoz + limon + su)

3 gün (maydanoz + limon + su)

3 gün (sarımsak + maydanoz + limon + su)

şeklinde uygulayarak kür sonlandırılır.

Dikkat

Düşük tansiyonluysanız bu kürün kan basıncını (tansiyonu) bir miktar düşürebileceğini göz ardı etmeyiniz.

Dikkat

Yukarıda önermiş olduğum bu kürü yılda bir-iki kez uygulamakla, kalp damarlarının içten yağ bağlamasına, kalp damarlarında plak oluşumuna veya kalbi besleyen damarların daralmasına veya tıkanmasına karşı önleyici ve koruyucu kür uygulanmış olunur. Aynı zamanda bu kür sayesinde kalp dolaşımı da güçlendirilmiş olur.

Not: Hekiminizin verdiği ilaçlar varsa mutlaka kullanınız. Buradaki uygulamayı bir destekleyici olarak kullanınız. Öncelikle, bilmeniz gereken kullanacağınız bitkiye karşı alerjinizin olup olmadığıdır. Bu konuda hekiminizin görüşünü alınız. Hekime gitmeden ve teşhis koydurmadan şikâyetiniz ne olursa olsun, burada ki bilgilerle kendi kendinizi tedavi etmeye kalkışmayınız.