SODYUM YARARLI MI? ZARARLI MI?
Sodyum denilince çoğumuzun aklına her gün kullandığımız sofra tuzu geliyor. Peki sodyum aslında nedir, sofra tuzu ile aynı mıdır; yararlı mıdır yoksa zararlı mıdır? Gelin tüm bu soruları birlikte yanıtlayalım.
Sodyum, besinlerde doğal olarak bulunan bir mineraldir. Başta vücut sıvı dengesi olmak üzere; sinirsel uyarıları iletmek, vücudun asit-baz dengesini korumak ve kasların ideal çalışmasını sağlamak için sodyuma ihtiyaç duyarız.
Sofra tuzu olarak bildiğimiz sodyum-klorür ise yaklaşık %60 klorür ve %40 sodyum minerallerinden oluşmaktadır. Yani tamamen sodyum mineralinden oluşmaz. Bu sebeple tuz kullanırken sodyumla birlikte klor mineralini de vücudumuza almış oluruz.
Berkay Türkkan Fitness mobil uygulamasıyla antrenman ve beslenme adına ihtiyaç duyacağınız her şey cebinizde!
iPhone için App Store'dan ücretsiz indir!
Google Play'den ücretsiz indir!
GÜNLÜK TÜKETİM MİKTARI
Sağlıklı bir yetişkin, günlük minimum 500 mg sodyuma ihtiyaç duymaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Amerikan Kalp Derneği, kronik hastalık riskini azaltmak adına tüm sağlıklı bireyler için günlük alım miktarının 2.0 g veya 2.3 gramın üzerine çıkmamasını önerir. 1g tuzda 400 mg sodyum olduğundan dolayı günlük tüketebileceğimiz maksimum tuz miktarı 5-6 gramı geçmemelidir.
İlk satırlarda değindiğimiz gibi sodyum, sebze, meyve, tahıl, kuruyemiş, süt ve et gibi besinlerde doğal olarak bulunmakta. Fakat bu besinler günlük sodyum alımımızın çok düşük bir kısmını oluşturmaktadır. Günlük beslenmemizdeki sodyumun çoğu yemeklere eklediğimiz tuzdan ve ticari olarak işlenmiş paketli ürünlerden gelmektedir.
Yapılan araştırmalar günlük aldığımız sodyumun yaklaşık %75’inin işlenmiş gıdalardan geldiğini göstermektedir.
Ülkemizde sodyum alımı günlük önerilen (2 g) miktarından 2-3 katı (4-6 g) fazladır. Bu durum ortalama olarak 10-15 g tuz tükettiğimiz anlamına gelir. Bu sebeple hangi besinlerde ne kadar sodyum var bilmeli ve ona göre sodyum tüketimimizi ayarlayabilmeliyiz. Güncel Ulusal Gıda Kompozisyon Veri Tabanına (TÜRKOMP) göre bazı besinlerin sodyum içerikleri şöyledir:
Besinlerin 100 gramında:
Görüldüğü üzere besinlerde doğal olarak bulunan miktarlar dengelenebilecek değerlerdedir. İşlenmiş besinlerde ise sodyum, temel olarak besinlere lezzet vermek amacıyla kullanılmaktadır. Yapılan çalışmalar, tuzun gıdaların tekstürel özellikleri ve bazı kalite kriterleri üzerinde önemli etkileri olduğunu göstermiştir. Tuz, gıdadaki diğer temel bileşenlerle (protein, yağ ya da su) etkileşime girip gıdaların dokusunu ve işleme sırasında oluşan reaksiyonları etkilemektedir.
En çok lezzet verme amacıyla besinlere tuz eklense de beraberinde, su aktivitesi (aw) değerini patojenlerin ve bozulma yapan mikroorganizmaların gıdada gelişmesi için gereken seviyenin altına düşürerek koruyucu görevi yapmaktadır. Aw değeri gıdadaki suyun enzimatik reaksiyonlar, mikrobiyal gelişme ve metabolik faaliyetler için kullanılabilirliğinin göstergesidir.
Peki en çok hangi besinlerden uzak durmalıyız?
Aşağıda yer alan besinler ve benzerlerinde, gıda sanayisinde paketleme ve konserve sistem ile hazırlanırken uzun raf ömürleri ve bakteriyel faaliyet önlemek adına bazı bileşikler katılmaktadır. Monosodyum glutamat (MSG), sodyum nitrat, sodyum bikarbonat, sodyum sitrat gibi bileşikler bunlardan bazılarıdır. Paketli bir besin alırken etiket okuma alışkanlığı edinmeli ve bu sayede doğru ürünleri seçebilmeliyiz. TÜBER (Türkiye Beslenme Rehberi) bu besinleri şu şekilde sıralar:
Aşırı tuzlu besinler (TÜBER 2015):
Paketli besin alırken mümkün olduğunca tuzu azaltılmış veya tuzsuz ürünleri tercih etmeliyiz. Özellikle salamura zeytin, salamura yaprak, turşular ve peynir gibi besinleri yıkayarak tuz miktarlarını biraz da olsa azaltabiliriz. Cips, bisküvi ve hazır soslardan ise olabildiğince uzak durmalıyız.
YARARLI MI? ZARARLI MI?
Hücre dışı minerali olan sodyum, hücre dışında daha fazla bulunmasıyla; hücrelere suyun girişi ve çıkışında görev alır. Bu sayede hem kan basıncı dengesini sağlarken hem de vücudun asit baz dengesini sağlamış olur.
Yararı tartışılmaz, çünkü bir ihtiyaçtır.
Kan basıncında etkili olması sebebiyle özellikle egzersiz sırasında kaslara yeterli kan pompalanmasında rol oynar. Kas uyarılması ve kasılması için gereklidir bu sebeple egzersiz performansını etkileyebilmektedir. Fazla sodyum alınmasıyla vücut bunu dengelemeye çalışır ve bu sebeple ödem dediğimiz su tutulumu gibi durumlar gözlenebilmektedir.
Tartışmaya açık olan tüketim miktarıdır. İdealin altında ve üstünde tüketmenin sağlığımıza birtakım zararları vardır.
Aşırı tuz kullanımı veya işlenmiş gıda tüketimiyle birlikte sodyum tüketimi artmakta, bu sebeple sodyumunda fazla alınmasın sağlığımızı tehdit edebilmektedir. Vücuda fazla sodyum alınması sebebiyle vücut su tutmaya başlar ve hücre dışı sıvı miktarının da artmaya başlamasıyla kan basıncı artar.
Kan basıncının sürekli yüksek seyretmesi, damarların giderek sertleşmesine sebep olur. Bu durum ilerleyen zamanlarda kalp krizi, hipertansiyon, böbrek hastalıkları ve sodyumla birlikte idrardan fazla kalsiyum atılımı sebebiyle osteoporoza sebep olabilmektedir.
Günümüze kadar yapılan birçok çalışmada yüksek tuz tüketimiyle birlikte gelen yüksek sodyum alımı hipertansiyon (yüksek tansiyon) ve kalp-damar hastalığı riskini arttırdığı tespit edilirken; düşük tuz tüketimiyle birlikte düşük sodyum alımının ise hipertansiyon ve kalp-damar hastalıkları riskini azalttığı görülmüştür.
Fazla sodyum alımı vücuda zararlı olduğu gibi çok düşük alımı da zararlı olabilir. Çok düşük sodyum miktarlarının alınmasıyla hiponatremi (düşük tansiyon) denilen durum ortaya çıkabilmekte ve bazı bireylerde düşük sodyum alımına bağlı yüksek kan basıncı gözlenebilmektedir. Bu sebeple ne fazla ne az, gerektiği kadar sodyum tüketmeye ihtiyacımız vardır.
Özetle
Sodyum, vücudun ihtiyaç duyduğu bir mineraldir. Özellikle düzenli spor yapan bireylerde egzersiz performansını dolaylı yoldan etkilediği için tüketim miktarı daha çok önem kazanır. Doğal olarak besinlerde yer almasına rağmen vücudumuza en çok işlenmiş besinlerle birlikte girmektedir. Fazla veya az tüketimi beraberinde birçok sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu sebeple sağlık otoritelerinin önerdiği günlük alım miktarında sodyum tüketilmeli; ölçülü tüketimle ve işlenmiş besinlerden uzak durarak gereken denge sağlanmalıdır.
Diyetisyen Melis Kuşka
Kaynakça
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7384997/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/29710036/
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3066566/
https://www.hsph.harvard.edu/nutritionsource/salt-and-sodium/
https://www.hsph.harvard.edu/nutritionsource/salt-and-sodium/sodium-public-health-concerns/
https://www.who.int/publications/i/item/9789241504836
https://www.bda.uk.com/resource/salt.html
https://dosyasb.saglik.gov.tr/Eklenti/10915,tuber-turkiye-beslenme-rehberipdf.pdf
http://www.turkomp.gov.tr/main
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/562068
Her geçen gün piyasaya yeni ürünler ekleniyor. Bu ürünler arasında en çok dikkat çeken genellikle mutfak alanında kullanılan ürünler oluyor. Çeşitli sular, farklı gıda malzemeleri, yöresel bitkiler ve mutfak işlerini kolaylaştıran ürünler arasına bu yazımızla beraber “İngiliz karbonatı” eklenecek. Son yıllarda özellikle alkali beslenme ile ön plana çıkan İngiliz karbonatına dair aradığınız her sorunun cevabına bu sayfadan ulaşacaksınız.
Zayıflamak isteyenlere, cilt bakımı yapacaklara, sivilcelerle mücadele edenlere ve diş sağlığına önem verenlere çok faydalı bilgiler hazırladık. Hepsi bir tık kadar uzağınızda olacak. İngiliz karbonatı hakkında bilgi almak istediğinizde yazımız her zaman burada sizlerle!
İngiliz karbonatı kullanımı oldukça geniş bir üründür. Nasıl faydalanırım dediğinizde şu listeyi hatırlayabilirsiniz:
Ayrıca karbonatlı su hazırlayarak hayatınızda pek çok konuda zaman ve fayda kazanabilirsiniz:
Hazırlanışı:
Kullanımı:
İngiliz karbonatı nasıl kullanılır Ender Saraç tavsiyesi nedir dediğinizde ise cevap şu şekildedir:
İngiliz karbonatı faydaları nelerdir diye araştırıldığında özellikle zayıflama ile ilgili etkilerinin ön plana çıktığı görülür. Bu etki aslında vücudun sağlıklı olmasının genel bir sonucu olarak ortaya çıktığı söylenmektedir. Zayıflamak isteyenlerin sıkça merak ettiği ve araştırdığı İngiliz karbonatı ile zayıflama konusunu bu başlık altında ele alıyoruz:
İngiliz karbonatının faydalarını ve sağlığa olan etkisini sizler için yukarıda listeledik. Merak edilen bir diğer konuya da değinerek yazımıza devam edelim. İngiliz karbonatının faydaları ve zararları nelerdir birlikte incelenmesi gereken bir konudur. İngiliz karbonatının zararı nedir? Yan etkisi var mıdır? gibi sorularınızın cevabı şöyle olacaktır:
Alkali Su Nedir? Faydaları Nelerdir? Nasıl Yapılır? Zayıflatır Mı?
Karbonatla Yatak Temizliği Nasıl Yapılır?
– İngiliz karbonatı aç mı tok mu içilir?
İngiliz karbonatının yemeklerden 30 dakika kadar sonra içilmesi tavsiye edilmektedir.
– İngiliz karbonatı yüze sürülür mü?
İngiliz karbonatını suyla karıştırıp yüzünüze uygulamanızda herhangi bir sakınca yoktur.
– İngiliz karbonatı yemeklerde kullanılır mı?
İngiliz karbonatı yemeklerde kullanım için uygun değildir. Bunun yerine gıdaya uygun karbonatlar veya kabartma tozları kullanabilirsiniz.
– İngiliz karbonatı normal karbonat farkı nedir?
Aralarında çok fark bulunmamaktadır. İngiliz karbonatında daha fazla alkali özellik görülmektedir. İngiliz karbonatında daha fazla alkali özellik görülmektedir. Karbonat olarak satın alınan ürünün kimyasal formülü sodyum karbonattı; İngiliz karbonatının formülü ise sodyum bikarbonattır.
Kabartma Tozu Nedir? Karbonatla Arasındaki 3 Fark
El Ayak Hastalığına Karbonat İyi Gelir Mi?
Karbonat Nedir? Nasıl Kullanılır? Faydaları Nelerdir?
Karbonatla Diş Beyazlatma, Çok Basit 4 Yöntemle Beyaz Gülüşler
Karbonat Maskesi Nasıl Yapılır? Faydaları Nelerdir? Ne İşe Yarar?
Karbonatlı Su Zayıflatır Mı? Faydaları Nelerdir? Karbonatlı Su Mucizesi
Karbonatlı Su İçmek Nelere İyi Gelir?
1- Gaz giderir:
Çok fazla baharatlı, acı ve ekşi gıdalar tüketmek, midenin işlevlerini tam olarak yerine getirememesine neden olur. Bu da midedeki asit seviyesinin yükselmesine yol açar. Bunun sonucunda kişide gaz ile birlikte boğazda yanma şikayeti görülür. Bunun nedeni ise midedeki gazın yemek borusuna doğru yükselmesidir.
Özellikle akşam yemeklerinden sonra yarım bardak karbonatlı su içmek, midenin rahatlamasını sağlar. Karbonatın içindeki mineraller midedeki asit seviyesini dengeler ve gaz oluşumunu önler.
Not: Yemeklerden hemen sonra değil, en erken 1 saat sonra karbonatlı su içilmesi tavsiye edilir.
2- Hazımsızlığa iyi gelir:
Sık sık hazımsızlık şikayeti çeken kişilerin de düzenli aralıklarla karbonatlı su içmesi öneriliyor. Özellikle kafein ve asit içerikli içeceklerin zararlarını minimuma indiren karbonat, besinlerin çok daha hızlı bir şekilde sindirilmesini sağlar. Bağırsak faaliyetlerinin düzenlenmesine de yardımcı olur.
3- Mide yanmalarını geçirir:
Çok hızlı yemek ya da lokmaları tam çiğnemeden yutmak sık gözlemlenen yanlış beslenme alışkanlıkları arasında yer alıyor. Özellikle 50 yaş ve üzeri kişilerin sindirim sistemleri daha yavaş çalıştığı için çiğnenmeden yutulan besinler hem hazımsızlığa hem de mide yanmasına neden olur. Maden suyu gibi karbonatlı su da tamamen organik bir içecektir ve mide şikayetlerinin dakikalar içerisinde geçmesini sağlar.
Tıpkı maden suyunda olduğu gibi karbonatlı suyun da bir anda ve büyük yudumlarla içilmemesine dikkat edilmelidir. Küçük yudumlarla, yavaş yavaş içilen karbonat, mide yanması ve ekşimesi şikayetlerinin geçmesinde etkilidir.
4- Ağız içi yaralarına iyi gelir:
Vitamin eksikliği, dişleri düzenli olarak fırçalamamak ve gribal enfeksiyon gibi birçok farklı neden ağız içi yaralarının çıkmasına neden olabilir. Bununla birlikte asitli ve aşırı sıcak içeceklerin çok fazla tüketilmesi de damakların zarar görmesine yol açar. Bunun önüne geçmek ve ağız yaralarını doğal yollardan geçirmek isteyenler günde 2 ya da 3 defa karbonatlı su ile gargara yapabilir.
Karbonatın içerisindeki tuz, yaraların hızlı ve doğal bir şekilde geçmesinde etkili olur. Aynı zamanda damakları besleyerek yeni yaraların oluşmasını da önler.
5- Doğal bir ağrı kesicidir:
Yapılan son araştırmalarda karbonatlı suyun doğal bir ağrı kesici olduğu ortaya çıktı. Özellikle romatizmaya bağlı olarak ortaya çıkan eklem ağrılarına karbonatlı su, kas ağrılarının da
Karbonatlı Su Kilo Verdirir mi?
Yarım litrelik alkali su 2 çay kaşığı kadar karbonat eklemek, 1 ay gibi kısa bir sürede 4- 5 kilo verilmesine yardımcı oluyor. Karbonatlı alkali suların en önemli faydalarından biri kaslara zarar vermeden sadece yağları eritmesidir.
Tercihe bağlı olarak alkali su ve karbonat karışımına limon da eklenebilir. Limon içerisindeki asit ve mineraller, yağların daha hızlı bir şekilde yakılmasında etkili olmaktadır. Karbonatlı alkali su, kahvaltıdan ve akşam yemeklerinden sonra günde 2 kere içilebilir.
Not: Beslenme uzmanlarına ve doktorlara göre hiçbir besin tek başına kilo verdirmez. Sağlıklı ve hızlı bir şekilde kilo vermek isteyen kişiler beslenme ve uyku düzenine dikkat etmeli, akşam yemeğinden sonra ağır şeyler tüketmekten kaçınmalıdır. Karbonatlı su içenler haftada en az 2 ya da 3 gün spor ve egzersiz yaparak, ideal kilosuna çok daha kısa sürede ulaşabilir.
Özel İçerik
Sodyum bikarbonat (bilinen adıyla karbonat), geleneksel tıbbın çeşitli hastalıkları tedavi etmek için kullandığı minerallerden biridir. Mutfakta ve kozmetikte yaygın olarak kullanılan çok yönlü bir bileşiktir.
Karbonat; karbon, sodyum, hidrojen ve oksijen gibi moleküler bileşenlerin birleştirilmesiyle elde edilen, beyaz kristalli katı bir bileşiktir. Bu karışım aslında bir tuz türüdür.
Doğada bulunan bir mineral olmasına rağmen vücutta, mide duvarlarının mukoza zarları seviyesinde, pankreas ve böbrekte de sodyum bikarbonat üretilir.
Karbonatın faydaları, farklı terapötik özelliklerinden gelir. İşte karbonatın sağlığa 10 inanılmaz faydası:
1. Mide rahatsızlığını iyileştirir
Karbonat alkalidir, bu nedenle midedeki fazla hidroklorik asidin etkisini yok edebilir. Mide rahatsızlığını iyileştirir, reflüyü rahatlatmasının yanı sıra antasit etkisi ile mide asiditesini dengeler ve mide ekşimesi, hazımsızlık veya mide rahatsızlığını giderir.
Yemeklerden önce yarım çay kaşığı karbonat ile bir bardak su hazırlamak asitliği önlemek için yeterlidir.
Önemli: Bu çözüm geçicidir, çünkü vücut midede yeterli asit olmadığını algıladığında midede daha fazla hidroklorik asit salgılayarak geri tepme etkisine neden olur. Tekrarlayan durumlarda doktora başvurmak önemlidir.
2. Vücut detoksuna yardımcı olur
Karbonat limon suyu ile birleştiğinde vücudun alkalileşmesine yardımcı olur, vücuttaki fazla asidi etkisiz hale getirir, karaciğeri ve böbrekleri korur.
Metabolik asidozun ve kronik böbrek hastalığının ilerlemesini hafiflettiği bilinmektedir.
3. Burun tıkanıklığını ve boğaz ağrısını giderir
Burun tıkanıklığının giderilmesinde ve hafifletilmesinde onlarca yıldır kaynamış su, tuz ve karbonat karışımı kullanılıyor. Burnun bu üçlüyle yıkanmasından oluşan terapi oldukça faydalı sonuçlar veriyor.
Boğaz ağrısında ise ağrı, virüsler veya bakterilerden kaynaklanıyorsa, karbonat, mikroorganizmaların boğazdaki ağrıya neden olabilecek etkilerini azaltmaya yardımcı olan antiseptik özellikleriyle bu ağrıyı hafifletebilir.
4. Ağız sağlığı ve hijyenini destekler
Karbonat, antiseptik etkisi sayesinde diş eti iltihabı gibi ağız hastalıklarının hafifletilmesine ve önlenmesine yardımcı olabilir veya diş plağı oluşumunu engelleyerek dişlere ve diş etlerine saldıran bakteri sayısını azaltabilir.
5. Böcek ısırıklarını hafifletir
Antiseptik ve iltihap önleyici özellikleriyle karbonat, böcek ısırıklarının neden olduğu cilt lezyonlarının iyileşmesine yardımcı olur.
Bir çay kaşığı karbonatı biraz su ile karıştırarak macun oluşturabilir ve ısırık bölgesine sürebilirsiniz. 15 dakika bekletmeniz ve su ile durulamanız yeterlidir.
6. Mantar enfeksiyonlarıyla savaşır
Onlarca yıldır limon suyu ve karbonat mantar enfeksiyonlarına karşı kullanılmaktadır. Bir yanda serbest radikallerin hücreler üzerindeki etkisini engelleyen C vitamininin antioksidan etkisi, diğer yanda karbonatın antiseptik etkisi, her ikisi de ciltteki mantar enfeksiyonlarıyla savaşmaya yardımcı olur.
Karbonat ayrıca cildin pH'ını dengeler, bu da ciltte farklı mikroorganizmalar yaşamasını önler.
7. Cilt sağlığını destekler
Karbonat, antiseptik etkisi sayesinde küçük yaraların mikrop kapmasını önler, aynı zamanda cildin iltihaplanma süreçlerinin hafifletilmesine yardımcı olur.
Ayrıca ölü deri hücrelerini yok eder, cildin pH dengesini korur ve patojenik mikroorganizmaların gelişmesini engeller.
8. Vücut kokusunu ortadan kaldırır
Aşırı terleme gibi birçok farklı nedenden oluşabilen bakteriler, vücutta özellikle koltuk altlarında kötü kokulara neden olabilir.
Karbonat, antibakteriyel özellikleriyle bu kötü kokulara neden olabilecek bakterilerle mücadele eder.
9. Saç sağlığını destekler
Alkalize formülüyle karbonat, saçlardaki fazla yağı önler. Aynı zamanda, kepeğe neden olan mantarın (Malassezia cinsi) ortadan kaldırılmasına yardımcı olan mantar önleyici özelliği nedeniyle kepek azaltma için de çok faydalıdır.
Olası pH değişikliği nedeniyle kafa derisinde tahrişe ve kuruluğa neden olabileceğinden karbonatın fazla kullanılması tavsiye edilmez. Bir dermatoloğa danışmanız tavsiye edilir.
10. Yorgun ayakları rahatlatır
Karbonat ile yapılacak ayak banyosu, oldukça gevşeticidir. Ayrıca mantar önleyici etkisinden dolayı mantarları yok eder. Peeling etkisi ile ölü derinin atılmasına yardımcı olur. Ayaklarınızı az miktarda karbonat ile ılık suda bekletin.
Karbonat kullanımının gözetim altında gerçekleştirilmesi gereken istisnai durumlar vardır.
Kalp yetmezliğinde karbonat kullanımı aspirinin farmakolojik etkilerini azaltabilir. Kalp yetmezliğinde bu mineralin kullanımı konusunda doktorunuza danışmanız tavsiye edilir.
Kanda kalsiyum ve potasyum düzeyi düşük olan hastalarda karbonat kullanımı bu düzeyleri kötüleştirebilir, böbrek yetmezliği olan hastalarda zararlı olabilir. Bu mineral sadece tıbbi gözetim altında uygulanabilir.
Karbonatın kimyasal formülü bir tuz olan sodyum içerir ve kandaki sodyum artışının yüksek tansiyonu olan kişilerde kan basıncının yükselmesine neden olduğu zaten bilinmektedir. Bu mineralin tüketilmesini gerektiren durumlarda doktora başvurulması tavsiye edilir.
Karbonat yüksek alkalize edici içeriğe sahiptir. Doğadan elde edilebilir, ayrıca vücut onu pankreas ve böbrekler yoluyla üretir. Mide yanmasına karşı yaygın olarak kullanılmaktadır. Antiseptik ve mantar önleyici özelliklere sahiptir.
virüsreflütansiyondetokssaç