sölenter / Omurgasız Hayvanlar | selinhoca

Sölenter

sölenter

kaynağı değiştir]

Cnidarian cinsel üremesi genellikle hem polip hem de medusa aşamalarını içeren karmaşık bir yaşam döngüsünü içerir. Örneğin, Scyphozoa (denizanası) ve Cubozoa'da (kutu jöleler) bir larva iyi bir yer bulana kadar yüzer ve sonra bir polip olur. Bu normal olarak büyür, ancak daha sonra dokunaçlarını emer ve yatay olarak bir dizi diske bölünerek genç medusa haline gelir, bu süreç strobilasyon olarak adlandırılır. Yavrular yüzer ve yavaş yavaş olgunlaşırken, polip yeniden büyür ve periyodik olarak strobilasyona devam edebilir. Yetişkinlerin gastrodermdegonadları vardır ve bunlar üreme mevsiminde yumurta ve spermleri suya bırakır.[9][10] Bazı türlerde medusalar polipe bağlı kalır ve eşeyli üremeden sorumludur; aşırı durumlarda, bu üreme hayvanat bahçeleri medusa gibi görünmeyebilir. Bu arada, hem Hydrozoa'da (Turritopsis dohrnii[18] ve Laodicea undulata[19] ) hem de Scyphozoa'da (Aurelia sp.[20], cinsel üreme sürecine dahil olmadan poliplerin doğrudan medusadan oluştuğu yaşam döngüsü tersine çevrilmesi gözlendi.). Anthozoa yani mercanlar için medusa aşaması yoktur ve polipler cinsel üremeden sorumludur.[9] umurtlama genellikle su sıcaklığındaki değişiklikler gibi çevresel faktörler tarafından yönlendirilir ve bunların salınması, gün doğumu, gün batımı veya ayın evresi gibi aydınlatma koşulları tarafından tetiklenir. Pek çok Cnidaria türü aynı yerde aynı anda yumurtlayabilir, bu nedenle avcıların küçük bir yüzdeden fazlasını yemesi için çok fazla yumurta ve sperm vardır.&#;- ünlü bir örnek, en az mercanın ve birkaç cnidarian olmayan omurgasızın suyu bulanıklaştırmaya yetecek kadar gamet ürettiği Great Barrier Reef'tir. Bu toplu yumurtlamalar, bazıları yerleşebilen ve polip oluşturabilen melezler üretebilir, ancak bunların ne kadar süre hayatta kalabilecekleri bilinmemektedir. Bazı türlerde yumurta, aynı türün spermini çeken kimyasallar salgılar.[9]

Eşeysiz Üreme[değiştir kaynağı değiştir]

Cnidarians, Coelenterata filumundaki Ctenophores ile uzun süre gruplandı, ancak farklılıklarının artan farkındalığı, onların ayrı filumlara yerleştirilmesine neden oldu. Modern cnidarians genellikle dört ana sınıfa ayrılır:[9]

Sapsız Anthozoa ( deniz şakayıkları, mercanlar, deniz ağılları );

Yüzen Scyphozoa (denizanası);

Cubozoa (kutu denizanası);

Ve yukarıda adı geçen birçok deniz formunun yanı sıra tüm tatlı su cnidarianlarını içeren ve hem Hydra gibi sapsız üyelere hem de Portekiz Man o' War gibi kolonyal yüzücülere sahip çeşitli bir grup olan Hydrozoa sayılabilir.

Staurozoa son zamanlarda Scyphozoa'nın bir alt grubu yerine kendi başına bir sınıf olarak kabul edildi ve parazitik Myxozoa ve Polypodiozoa artık bilaterianlarla daha yakından ilişkili olmaktan ziyade yüksek oranda türetilmiş cnidarian olarak kabul ediliyor.[6][21]

Dünya Deniz Türleri Kaydına göre mevcut sınıflandırma şu şekildedir&#;:

Fossil Kayıtları[değiştir

OMURGASIZLAR ŞUBESİ

✔ Sinir şeridi karın bölgesinden geçer.

✔ Notokord bulundurmazlar.

✔ Dış iskelet görülür. (Genellikle)

✔ Açık kan dolaşımı görülür. (Genellikle)

✔ Omurgasızlar; süngerler, sölenterler, solucanlar, yumuşakçalar, eklem bacaklılar ve derisi dikenliler olmak üzere altı sınıftan oluşur.

1) Süngerler:

✔ En ilkel hayvandır.

✔ Genellikle tuzlu sularda yaşarlar. Tatlı sularda yaşayan türleri de vardır.

✔ Süngerlerin vücutlarında çok sayıda por (delik) bulunur.

✔ Porlardan geçen su içerisinde bulunan besinleri özelleşmiş hücreleri (amoeboidler) ile alıp sindirirler.

✔ Embriyolarından iki tane embriyonik tabaka olduğundan sistemleri gelişmemiştir.

✔ Azotlu boşaltım atığı amonyaktır.

✔ Atık maddelerini vücutlarının ortasında bulunan oskulum boşluğundan atarlar.

✔ İç iskelete sahiptirler.

✔ Tomurcuklanma ile ürerler.

✔ Euspongia officinalis Doğu Akdeniz kıyılarında yaşayan en tanınmış sünger türüdür. Bu sünger, banyo süngeri olarak kullanılır.

​​

 

2) Sölenterler:

✔ Genellikle denizlerde yaşar. Ancak tatlı sularda yaşayan türleri de vardır.

✔ Bazı türlerinde dış iskelet vardır. (Mercan)

✔ Embriyosunun yapısındaki embriyonik tabaka sayısı iki tane olduğunda n sistemler tam olarak gelişmemiştir.

✔ Sinir sisteminin görüldüğü ilk canlı grubudur. Bu sinir sistemi oldukça basittir. İlk sinir hücresi bu canlılarda görülmüştür.

✔ Vücutlarının merkezinde bir vücut boşluğu bulunur. Ağızları ile aldıkları besinleri burada sindirir. Atık maddelerini de bu boşluğa bırakır. Ağızlarını aynı zamanda anüs olarak kullanarak atık maddelerini dışarı atarlar.

✔ Ağızlarının etrafında tentekül adı verilen uzantılar vardır. Bu yapılar ile avlarını yakalayabilirler.

✔ Vücutlarının dışında yakıcı kapsüller vardır. Bu yakıcı kapsüller düşmanlara karşı korunmalarında görev yapar. Bazı sölenterlerde yakıcı kapsüller ölümlere neden olabilir.

✔ Tomurcuklanma ve  metagenez ile üreme yaparlar.

Örnek: Deniz anası, hidra,  medüz, mercan ve deniz şakayığı…

3) Solucanlar:

✔ Yassı, yuvarlak ve halkalı olmak üzere üç grubu ayrılır.

a) Yassı Solucan

✔ İnce, yassı vücutları vardır.

✔ Durgun sularda ve gölcüklerde serbest olarak ya da bir canlı vücudunda parazit olarak yaşayabilirler. Holozoik ya da parazit olarak beslenirler.

✔ Tek açıklıklı sindirim sistemleri vardır. Ağız aynı zamanda anüs olarak görev yapar.

✔ Merkezi sinir sisteminin ve özelleşmiş boşaltım organının ilk kez görüldüğü canlıdır.

✔ Solunum organları yoktur. Solunumlarını vücut yüzeyi ile yaparlar.

✔ Genellikle hermafrodittirler ve kendi kendini dölleyebilirler. Ayrıca rejenerasyon ile eşeysiz üreyebilirler.

✔ Örn: Tenya, Karaciğer kelebeği, Planarya…

b) Yuvarlak Solucan:

✔ İnce, uzun ve yuvarlak vücutları vardır.

✔ İki açıklıklı (tam) sindirim sisteminin ilk görüldüğü canlıdır.

✔ Solunum ve boşaltım için özelleşmiş organları yoktur. Vücut yüzeyi ile gerçekleştirirler.

✔ Sularda ve nemli topraklarda serbest olarak ya da bir canlı vücudunda parazit olarak yaşayabilirler. Holozoik ya da parazit olarak beslenirler.

✔ Ayrı eşeylidirler.

✔ Örnek: Trichinella spiralis Wuchereria bancrofti

c) Halkalı Solucan:

✔ Vücutları halkasal ve segmentlidir.

✔ İki açıklıklı sindirim sistemine sahip olup, sindirim kanalında özelleşmelere sahiptir.

✔ Karada ya da suda yaşayan türleri vardır.

✔ Suda yaşayanları solungaç, karada yaşayanları deri solunumu yapar.

✔ Nefridyum denilen boşaltım organları vardır. Azotlu boşaltım atıkları amonyaktır.

✔ Kapalı dolaşım görülür. Hemoglobinleri kan plazmasında bulunur.

✔ Hermafrodittirler.

Örnek: Toprak solucanı, poliket, sülük…

 

4) Yumuşakçalar: 

✔ Vücutları yumuşaktır. Bazı çeşitlerinde dış iskelet bulunur. (Midye, salyangoz…)
✔ Genellikle sularda yaşarlar. Nemli topraklarda yaşayanları da vardır. Genellikle holozoik beslenirler.

✔ Suda yaşayanları solungaç solunumu yapar.

✔ Bazı türlerinde kapalı kan dolaşımı görülür. (Ahtapot, mürekkep balığı…) Hemoglobinleri kan plazmasındadır.

✔ İç organları gelişmiştir.

✔ toprağı kazma, sürünme, avlarını yakalama gibi görevler için özelleşmiş ayakları vardır.

✔ Ayrı eşeylidirler ve eşeyli üreme yaparlar.

Örnek: Kalamar, Midye, Ahtapot, Mürekkep balığı, Salyangoz

5) Eklem Bacaklılar:

✔ En fazla tür çeşidi bulunan hayvan grubudur.

✔ Kabuklular, örümcekler, böcekler ve çok ayaklılar olmak üzere dört gruptan oluşur.

 

a) Kabuklular:

✔ Dış iskelete sahiplerdir.

✔ Suda yaşar ve solungaç solunumu yaparlar.

✔ Ayrı eşeylidirler.

Örnek: Istakoz, yengeç, karides, su piresi…

 

 

b) Örümcekler:

✔ Baş ve göğüs bölgesi kaynaşmış ve karın bölgesi olmak üzere vücutları iki segmentten oluşmuştur.

✔ Göğüs segmentinden dört çift eklemli üye çıkar.

✔ Kitapsı akciğer solunumu yapar.

✔ Ayrı eşeylidirler.

Örnek: Örümcek, akrep, kene, tarantula…

c) Böcekler:

✔ Hayvanlar aleminin en fazla türe sahip grubudur.

✔ Kitinden oluşmuş dış iskeletleri vardır.

✔ Vücutları baş, göğüs ve karın olmak üzere üç segmentten oluşmuştur.

✔ Üç çift eklemli bacakları vardır.

✔ İki çift kanatları vardır. (Genellikle) Kanatlarının olması dünya üzerinde çok fazla yayılım göstermelerine neden olmuştur.

✔ Bir çift antenleri vardır. Bu nedenle duyu organları gelişmiştir.

✔ Açık kan dolaşımı görülür.

✔ Trake solunumu yaparlar.

✔ Malpighi tüpü adı verilen boşaltım organları vardır.

✔ Başkalaşım geçirirler. (Metamorfoz)

✔ Karaya çok iyi uyum sağladıklarından azotlu boşaltım ürünü ürik asittir.

✔ Çizgili kaslara sahiplerdir. Bu nedenle çok hızlı hareket edebilirler.

✔ Ayrı eşeylidirler.

Örnek: Arı, sinek, uğur böceği, kelebek…

d) Çok Ayaklılar:

✔ Karada ve nemli yerlerde yaşarlar.

✔ Vücutları uzun ve segmentlidir. Her segmentten bir ya da iki çift eklemli üye çıkar.

✔ Trake solunumu yaparlar.

Örnek: Çıyan, kırkayak…

6) Derisi Dikenliler:

✔ Denizlerde yaşarlar.

✔ Kalker yapılı iç iskeletleri vardır.

✔ Vücutlarının alt kısmında bulunan ayakları ile aktif olarak yer değiştirebilirler.

✔ Solungaç solunumu yaparlar.

✔ Ayrı eşeylidirler.

✔ Rejenerasyon ile eşeysiz üreme yaparlar.

Örnek: Deniz hıyarı, Deniz kestanesi, Deniz yıldızı…

Biyologlar - Biyolojiye Gerçekçi Yaklaşım

SÖLENTERLER


Vücutlarının merkezinde bir sindirim boşluğu bulunur. Vücutları iki tabakadan oluşmuştur. Dış hücre tabakasında yakıcı kapsüller vardır. Bu kapsüller canlıyı düşmanlarına karşı korur. Hayvanlar dünyasının ilk gerçek sinir hücreleri sölenterlerde bulunur. Deniz anası, hidra ve mercanlar sölenterlerdendir.

MERCANLAR:

Knidlilerin mercanlar üst sınıfına bağlı olan, özellikle tropikal denizlerde her zaman bir yere bağlanarak yaşayan ve iskeleti kireçtaşından oluşan hayvan.

Kırmızı mercan üstünde, poliplerin yerlerini belirleyen küçük şişkinliklerin bulunduğu çok dallanmış lal rengi “küçük çalı” görünümündedir. Çiçek gibi açabilen poliplerin beyaz rengi, kırmızı renkli polipöbeği üstünde belirgin bir biçimde ayırt edilir. Bu tür bir ortocorallia olduğu için her polipin küçük çıkıntılarla örtülü sekiz dokunacı vardır. Söz konusu polipler, bir çeşit jelatinsi tabaka olan mezoglea içine kök salarlar. Mezoglea, iğnecik olarak adlandırılan kaynaşmış parçalardan oluşmuş kireçtaşından (kalker) bir eksen iskeletin üstünü kaplar: Bu iskelet kuyumculukta kullanılır. Polipöbeği, polipleri birbirine bağlayan ve besin dğimşimlerinin sağlayan kanallar nedeniyle derin çizgili bir görünüm almıştır. Kırmızı mercan özellikle 45 ve 90 metre derinlikler arasında yaşar; Octocorallia sınıfı, daha birçok önemli tipleri kapsar. Gorgonlarda renk daha az canlıdır ve eksen iskeleti kireçten daha çok boynuzsu yapıdadır. Kolonileri tek bir düzlem üstünde yassılaşmıştır ve dalları aralarında birleşebilen “yelpazeler” oluştururlar. Alkyone’de sert bir iskelet bulunmaz, kireçli olan iğnecikleri yalın bir biçimde mezokleanın içinde dağılmıştır. Kolonileri parmak biçimindedir. Sarı ya da portakal rengi olan bu koloniler özellikle deniz mağaralarının çeperlerini süslerler. Parerythropodium cinsinden bir Alkyone ölü bir gorgonun üstüne tutunarak onun biçimini alır.

Hexacorallia dan olan madreporlar sürekli olarak mercan diye adlandırırlar. Bunların çoğu, kireçli bir dış iskeleti olan ve koloni halinde yaşayan hayvanlardır, sıcak ve berrak denizlerde gelişen bu mercanlar, biyoloji ve jeoloji açısından büyük önem taşıyan mercan resiflerini oluştururlar.

Mercan Resifleri:

Deniz düzeyinde çoğalıp yayılan mercan ve öbür deniz organizmaları yığınları olan mercan resifleri özellikle Büyük Okyanus’ta ve Hint Okyanusu’nda yaşarlar ve değişik görünümlerde olurlar.

Bir resif, kıyıya yapışarak oluştuğunda kıyı resifi adını alır; ayrıca kıyıya paralel olarak ve belli bir uzaklıkta gelişen resifler de vardır (set resifi). Bunun en belirgin örneği, Avustralya açıklarındaki Büyük Set’tir. Yaşayan organizmalar tarafından oluşturulmuş en katkısız resiflerini mercan adasıdır (atom); bu, açık denizde yer alan dairesel biçimde ve suyun yüzüne çıkmış bölümünün içinde bir deniz gölcüğü (logon) bulunan çok basık bir adadır.

Resiflerin oluşumuna karışan organizmalar çeşitlidir. Bunlar arasında önce fazla kireçleşmiş iskeleti olan madreporlar gelir, ama suyosunları ve yumuşakçalar da vardır. Mercanlar çok hareketli bir suda etkili bir biçimde yaşayamadıkları için bunların dayanaklarını suyosunları oluşturur. Büyük boy yassısolungaçlılar olan Tiridacna’lar resiflerin oluşumuna katılırlar.

Knidliler dalının serbest yaşayan türü.

Hemen hemen bütün medüzler denizde yaşarlar, ama seyrek olarak tatlı suda yaşayan türleri de vardır. Denizde serbest olarak yüzen ve çevresinden dalayıcı dokunaçlar çıkan çan biçimindeki jelatinsi medüzlere halk dilinde denizanası adı verilir.

Bir medüz, şemsiye adı verilen ters dönmüş çanak biçimindeki bir bölümle, bunun alt yüzünün merkezine tutunmuş ağız borusu adı verilen dikey bir eksenden oluşur. Çevresine dokunaçların bağlandığı şemsiyedeki kasların kasılması, hayvanın ileriye doğru fırlayarak hareket etmesini sağlar. Medüzün çevresinde yer alan duyu organları bir sinir ağıyla bağlantılıdır. Ağız borusunun tabanında bulunan ağız, ışınsal kanallara bölünmüş karmaşık bir sindirim boşluğuna açılır. Çoğunlukla 4 tane olan bu ışınsal kanallar cinsellik bezlerini taşırlar.

Suyun içindeki küçük hayvansal organizmalarla beslenen medüzlerin bedenlerinin büyük bir bölümü (%99’a kadar ) sudan oluşur. Çok büyük boylara erişenleri vardır: Sözgelimi, Cyanea capinnata’nın çapı 3m, dokunaçlarıysa 4m’dir. Medüzlerin üstderilerindeki yakıcı hücre ya da yakıcı kapsüllerin neden olduğu “dalama” öldürücü olabilir. Dokunaçlar insan bedenine deydikleri yerlerde ağrılı tahrişlere yol açarlar.


nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır