for example is the translation of "sözgelimi" into English. Sample translated sentence: Sözgelimi, sadece şunların hepsi ve sadece bunların hepsi. ↔ For example, just... All of this and just all of this.
+Add translationAddsözgelimi
Sözgelimi, sadece şunların hepsi ve sadece bunların hepsi.
For example, just... All of this and just all of this.
en.wiktionary2016
Add exampleAdd
Sözgelimi, ismini açıkça bu sayfaya not etmeye çalışsam, kimse bana inanmak istemeyecektir.
Even if I specify his name here on this page, I doubt I can get anyone to believe me.
Literature
Sözgelimi, ifade özgürlüğü konusunda alınacak bir kararın basit çoğunluğa dayanmasını pek çoğumuz istemeyecektir.
Few of us would be willing to have issues of free speech, for example, decided by a bare majority.
Literature
Sözgelimi, bu konuda fikir yürütme yollarından biri şöyleydi: Birinci dünya savaşının ve diğer gelişmelerin anlamını kavrayacak yaşta insanlardan oluşmuş bir nesil 70 ya da 80 yıl olabilir; böylece sonun ne kadar yakın olduğunu aşağı yukarı hesaplayabiliriz.
For instance, one line of reasoning has been that a generation can be 70 or 80 years, made up of people old enough to grasp the significance of the first world war and other developments; thus we can calculate more or less how near the end is.
jw2019
Sözgelimi, 1 970'ler Nijerya'sında petrol değerli bir ihraç malı olmuş ve bütün ül kenin dikkati buna yönelmişti.
For example, in Nigeria in the 1970s, oil became a valuable export and the focus of national attention.
Literature
Ne kadar iyi biri olursa olsun, bir erkekten kolaylıkla vazgeçebilir, ve sözgelimi, daha çekici bir erkeğe kapılabilirler.
In spite of his goodness, she will give him up for someone inferior, if that someone is more, shall we say, attractive.
OpenSubtitles2018.v3
Sözgelimi, Almanya'da 1 980'ler itibariyle günün şartları na uygun görülmeyen çok sayıda çelik fabrikası vardı.
For example, Germany had a number of steel plants that had become outmoded by the 1980s.
Literature
İnsan çıplaksa, sözgelimi, böyle şeyler için... bir mahremiyeti olsun ister
If one were nude, say, it' d be better to have... outdoor privacy for that sort of thing
opensubtitles2
Sözgelimi, bu yaşam ortamında PCB ve cıva nedeniyle oluşan kirlilik üzücü düzeylerde bulunuyor ve bunu yılanbalıklarının getirdiğinden kuşkulansak da nedenini gerçek anlamda bilmiyoruz.
For example, pollution by PCB and mercury in this habitat is at worrying levels—and we don’t really know why, although we suspect eels are bringing it in.
jw2019
Sperm yumurtayı döllediğinde, bu döllenm iş yum urtanın için de, sözgelimi minik bir el yoktur.
When sperm fertilizes an egg, that fertilized egg does not contain a tiny hand, for instance.
Literature
(Romalılar 13:1; Yakub 1:25) Sözgelimi, Yehova’nın Şahitlerinin kurum veya basımevleri vardır.
(Romans 13:1; James 1:25) For instance, the Witnesses use the Watch Tower Society as a legal instrument—one of many in various lands—to enable them to accomplish their work of helping fellow humans, especially in spiritual ways.
jw2019
Sözgelimi, 1895-97 döneminde adaya giden 2039 geminin çoğu İngiliz gemileriydi.
In the period 1895–97, for example, most of the 2,039 ships that entered it were British.
Literature
Daha son ra yeniden İtalya'ya seyahat ettim ve orada, sözgelimi, Pisa gibi şehirleri gördüm.
I then returned to Italy, where I saw cities like, for instance, Pisa.
Literature
Sözgelimi Eylül 1 835 'te çıkan yasalarla kısıtlanan basın özgürlüğüyle şüphesiz ilgilidirler.
They were undoubtedly interested, for example, in freedom of the press, under attack from the Sep tember 1835 laws.
Literature
Sözgelimi, Paul ve Jackson’ın dostluğu, Bayan Boothby’yi kışkırtacak kadar ilerlemiş olmalıydı.
For instance, Paul's friendship with Jackson must have become quite highly developed to provoke Mrs.
Literature
Bak sözgelimi Mansveldt; işte sana bir kaptan, hem de gerçek bir kaptan.
Take Mansveldt; theres a master for you a real master.
Literature
Kont'un, sözgelimi Shaw gibi, İngiliz yazarlarını okumaya meraklı olduğu anlaşılıyordu.
In his reading, the count showed a preference for English authors, like Shaw, for example.
Literature
Sözgelimi, Korku ve Titreme kitabını Johannes de Silentio adıyla yazmıştı, yani Sessiz John.
For example, he wrote Fear and Trembling under the name Johannes de Silentio – John of Silence.
Literature
Sözgelimi savaş sonrası dönemin Paris'inde böyle yeteneklerin uygulanışını hayal etmek zor olur.
It would be difficult to imagine the application of such talents in, say, postwar Paris.
Literature
Sözgelimi Politeknikli olmak için bakalorya sahibi olmak gerekmiyordu.
It wasn’t, for example, necessary to have a baccalaureate to be a poly technician.
Literature
Vysylka belli b ir yerde yaşamanın yasaklanmasından oluşuyor du (sözgelim i Moskova'da ya da Leningrad’da).
Vysylka consisted in being banned from living in some particular location (Moscow, say, or Leningrad).
Literature
Sözgelimi, kaçış ustası Harry Houdini’nin yaptıklarına ve mesleğine müthiş bir ilgi duymaya başlamıştı.
For instance, he had conceived an enormous interest in the works and career of Harry Houdini, the escape artist.
Literature
Bu konuyla ilgili okumalar yaptım, sözgelimi Hemingway.
I’ve read about it in Hemingway.
Literature
Kişi kendini 'özel bir şey' olarak, sözgelimi Yahudi ya da Hıristiyan olarak görmemelidir.
One should not regard oneself as 'something special', e.g., Jew or Christian.
Literature
Sözgelimi güneyde kuytu kiliseler vardır.
Further south, there are some fine, old adobe churches.
OpenSubtitles2018.v3
Sözgelimi, envanterler kitap sahipliğine ilişkin bilgi verir.
Inventories, for example, yield information on book possession.
Literature
per eżempju is the translation of "sözgelimi" into Maltese. Sample translated sentence: Sözgelimi, bir insan yaşamının baharında ölürse, birçok kişi ‘Tanrı onu göğe çağırdı’ der. ↔ Per eżempju, meta jmut xi ħadd fl- aqwa taʼ ħajtu, ħafna jgħidu, ‘Alla sejjaħlu lejn is- sema.’
+Add translationAddsözgelimi
Sözgelimi, bir insan yaşamının baharında ölürse, birçok kişi ‘Tanrı onu göğe çağırdı’ der.
Per eżempju, meta jmut xi ħadd fl- aqwa taʼ ħajtu, ħafna jgħidu, ‘Alla sejjaħlu lejn is- sema.’
Dbnary: Wiktionary as Linguistic Linked Open Data
Add exampleAdd
Sözgelimi, kiliseye giden birçok kişi, çocukları cinsel yönden taciz eden din adamlarının bazı kiliselerce hoş görülmesini şaşkınlıkla karşılıyor.
Per eżempju, ħafna li jmorru l- knisja jitwaħħxu bil- fatt li xi qassisin li abbużaw sesswalment mit- tfal ġew tollerati uffiċjalment minn ċerti knejjes.
jw2019
Sözgelimi, Meksika ve diğer Latin Amerika ülkelerinde bu olayın adı bile farklıdır.
Per eżempju, fil- Messiku u f’pajjiżi oħrajn taʼ l- Amerika Latina, saħansitra l- isem huwa differenti.
jw2019
Sözgelimi, uçuş güvenliği, gerektiği şekilde çalışan bir seyir sistemine ve eksiksiz verilere bağlı olduğu gibi, ruhsal, ahlaksal, hatta fiziksel esenliğimiz de tam ve doğru ahlaksal verilerle yönlendirilen duyarlı bir vicdana bağlıdır.
Per eżempju, bħalma s- sigurtà taʼ titjira tiddependi kemm minn sistema taʼ sewqan fl- ajru li tiffunzjona sew kif ukoll minn punti taʼ referenza preċiżi, hekk ukoll il- benesseri spiritwali, morali, u saħansitra fiżiku tagħna jiddependi minn kuxjenza sensittiva li tkun gwidata minn punti taʼ referenza morali korretti.
jw2019
Sözgelimi, bir sohbette hâkimiyet kurarak ya da farklı görüşteki birine baskın çıkarak istediğimizi yaptırmak bizim için çok kolay olabilir.
Jistaʼ jkun iżjed faċli għalina li tgħaddi tagħna, biex ngħidu hekk, billi niddominaw il- konversazzjoni jew billi nwaqqgħu l- argument taʼ dawk li jkollhom ħarsa differenti minn tagħna.
jw2019
Sözgelimi, bir insan yaşamının baharında ölürse, birçok kişi ‘Tanrı onu göğe çağırdı’ der.
Per eżempju, meta jmut xi ħadd fl- aqwa taʼ ħajtu, ħafna jgħidu, ‘Alla sejjaħlu lejn is- sema.’
jw2019
Sözgelimi, Tekvin 7:22’de küresel Tufanda insan ve hayvan yaşamının yok edilmesi anlatılırken şu sözler geçer: “Bütün karada olanlardan, burunlarında hayat ruhunun [hayat kuvveti; İbranice rûʹah] nefesi olanların hepsi öldüler.”
Per eżempju, meta jiddeskrivi l- qerda tal- ħajja tal- bnedmin u taʼ l- annimali fi żmien l- Għarqa globali, Ġenesi 7:22 (NW) jgħid: “Kull ħaġa li ġo fiha n- nifs tal- forza [jew spirtu; Ebrajk, ruʹach] tal- ħajja kien attiv f’imnifsejha, jiġifieri, dawk kollha li kienu fuq l- art niexfa, mietet.”
jw2019
Sözgelimi, Tanrı’nın ilham edilmiş Sözü şöyle der: “Fakat Ruhun semeresi sevgi, sevinç, selâmet, tahammül, lûtuf, iyilik, sadakat, hilim, [ve] zaptı nefstir.”
L- ewwel ħaġa, il- Kelma Ispirata t’Alla tgħid: “Il- frott taʼ l- Ispirtu huma: l- imħabba, l- hena, is- sliem, is- sabar, il- ħniena, it- tjieba, il- fidi, il- ħlewwa, [u] ir- rażan.”
jw2019
Hangi Sözcük Nasıl Yazılır? Bitişik mi yazılır ayrı mı? Ne Nasıl Yazılır? TDK yazım bilgisi dahilinde hangi sözcük nasıl yazılır? Anlamı nedir?
Söz gelimi nasıl yazılır tdk, Söz gelimi anlamı tdk, Söz gelimi nedir,
Sizlere bu yazımızda –Söz gelimi– kelimesinin nasıl yazıldığı ve örnek cümle içindeki kullanımı hakkında bilgi vereceğiz.
“Söz gelimi mi?” yoksa “Sözgelimi mi?” Nasıl Yazılır? işte sorunun cevabı aşağıdadır.
Bu kelime genellikle Sözgelimi şeklinde yanlış yazılıyor. Doğru kullanımı Söz gelimi şeklinde olmalıdır.
Söz gelimi daha barış dolu bir dünyada yaşasak, fena olmazdı.
Diğer Nasıl Yazılır Kelimeleri İçin Tıklayınız
Zıt Anlamlı Kelimeler İçin Tıklayınız
Terimler Sözlüğü İçin Tıklayınız
Atasözleri ve Anlamları İçin Tıklayınız
Deyimlerin Anlamı ve Cümle İçinde Kullanımları İçin Tıklayınız
Söz gelimi nasıl yazılır, Söz gelimi nedir