sol ayağım ana fikir / Sol Ayağım - Christy Brown Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sol Ayağım Ana Fikir

sol ayağım ana fikir

Sol Ayağım Kitap Analizi &#; Kitap Özeti &#; Karakterler

Sol Ayağım Kitap Özeti

Roman (Sol Ayağım Kitap Analizi) , Christy’nin zor olan doğumuyla başlamaktadır. Annesi Christy’e yemek yedirmeye çalışırken kafasını tutamadığını, daha sonra ellerinin hep sıkı sıkıya yumruk olduğunu henüz dört aylıkken fark etmiş ve onda bir gariplik olduğunu düşünmeye başlamıştır. Ve son olarak fark ettiği şey ise yastıklar olmadan kendi başına oturamadığıydı.  Homurdanarak ailesiyle iletişim kurabilen, kardeşleriyle oyun oynayan, arabasına oturtulup kardeşlerin yardımıyla gezen Christy için arabasının kırıldığı gün yıkım olmuştur. Daha sonra Christy’nin ilgisini boyalar çekmeye başlamış böylece sol ayağıyla resim yapmaya başlamıştır. Daha sonra Katriana Delahaut ile tanışmıştır. Katriana hem Christy ile ilgileniyor, ona her türlü manevi desteği vermektedir. Özellikle resimleri konsunda onu hep desteklemiştir.

Bir gün Katriana’nın ısrarlarıyla bir resmi renklendirip yarışmaya göndermiştir. Kazanacağına dair hiç umudu yokken Christy yarışmada birinci olmuştur. Zamanla resimden sıkılıp küçük hikayeler yazmaya başlamıştır. Bu süreç içerisinde gitgide içine kapanmıştır. Ailesi ruhsal durumu kötüye giden oğulları için zor imkanlarına rağmen onu kendisi gibi engelli çocukların içinde bulunduğu bir projeyle seyahate göndermiştir. Christy burada kendisi gibi insanlarla vakit geçirmiş, ve kendini farklı olarak kabul ettiği dünyasında aslında kendi gibi ve çok daha kötü problemleri olan insanları görmek kısa süreliğine ona ve duygu durumuna iyi gelmiştir.

Eve döndüğünde yine melankolik bir ruh haline bürünmüştür. Daha sonra yolu onu küçüklüğünden görüp tedavisi destek olmak isteyen bir doktorla kesişmiştir. İyileşip iyileşemeyeceğini araştırmak için doktorla beraber Londra’ya gitmiş ve tedaviye yanıt verebileceği anlaşılmıştır. Geri döndüklerinden fizik tedavisi başlamıştır. Christy’nin homurdanmaları konuşmaya dönüşmüş artık sadece yakınlarının değil herkesin onu anlayabileceği şekilde konuşmaya başlamıştır.

Hayat amacını arayan Christy, kendi hayat hikayesini yazmaya başlamış, Christy kitabının yarısını bitirmiştir. Bu sırada doktoru beyinsel engelliler semineri olacağını ve Christy için onun kitabını bu seminerde okumak istemiştir. Christy’nin orada bulunması ve gelişimini göstermesi açısından oldukça önem arz etmektedir. Christy de bu teklifi büyük bir memnuniyetle kabul etmiş, kitabını okumuştur. Ve Christy ayağa kalkıp o durumdan ne kadar iyi seviyeye geldiğini göstermiştir.

Kişiler

Christy Brown: Romanın ana kahramanı ve yazarıdır. Beyin felci geçirdiği için vücudunda sol ayağı dışında hiçbir uzvunu kullanamayan engelli bir bireydir. Tüm bunlara rağmen hayata tutunmaya çalışmış, azmetmiş ve başarmıştır. Sol ayağı onu hayata bağlamıştır. Ancak zaman zaman karamsarlık içine düşen, kendini diğer insanlardan farklı ve kötü gören bir bakış açısına sahiptir. Dramatik bir karakterdir. Kuvvetli aile bağlarına sahiptir. Oldukça meraklı, yeni bilgiler edinmeyi seven ve bunlarla yetinmeyen bir karakterdir. Azimlidir.

Bayan Brown:

Çocuğuna çok değer veren, her koşulda ona destek olmaya çalışan oldukça fedakar bir annedir. Her zaman oğluna inanmış ve ona yardımcı olmuştur. Diğer çocuklarından ayırmaz hatta Chrisy’i üstte bile tutmaktadır. Christy ile aralarında telapatik bir bağ vardır. Birbirlerinin duygu ve düşüncelerini anlamaları bu yüzden kolaydır.

Bay Brown: Oğluna elinden gelen desteği veren bir babadır. Diğer oğulları ile birlite duvar örme ustasıdır.

Paddy:  Christyn’in en büyük abisidir.

Tony: Christy’nin abisidir.

Jim: Christy’nin erkek kardeşidir. Christy’nin mektuplarını ve hayat hikayesini yazmasına yardımcı olmuştur.

Lily: Christy’nin kız kardeşidir. Lily, annesinden sonra evdeki anne rolünü üstlenen çocuktur.

Mona: Christy’nin kız kardeşidir Gezmeyi, eğlenmeyi seven bir karakterdir.

Dr. Warnants: Christy’in ilk zamanlarındaki tedavisini sürdüren doktordur. Christy’nin iyileşebilmesi için her zaman umutlu olup, iyileştirme azmini kaybetmemiştir.

Katriana Delahaut: Christy için sık sık evine gelip yardım eden, kötü hissettiği zamanlar destek olup, motive olmasına, hayata sarılmasına yardımcı olan kişidir.

Jenny: Christy’nin çocukluk aşkıdır. Ancak ona karşılık vermemiştir.

Henry: Christy’nin arabasının adıdır. Diğer kardeşleri Christy’i Henry’nin üzerinde kendi gittikleri yere götürmüşlerdir. Christy’nin sosyal bir çocuk olmasında yararı büyüktür.

Dr. Collins: Christy’nin doktorudur. Ona çok yardımı dokunmuştur.

Yorum

Kitabı oldukça etkileyici buldum. Gerçek bir hayat öyküsünden alınmış olması ve bunun yazar tarafından tüm çıplaklığıyla anlatılmış olması, olayı bizzat yaşayan kişinin duygu ve düşüncelerin farkına varılmasına neden olmaktadır. Bu kitap ben de aslında hayata tutunmak ve mutlu olmak için çok sebebim olduğunu düşündürdü. Christy’nin başta ebeveynlerinin olmak üzere kardeşlerinin, doktorlarının desteğini almış olması ve Christy’e cesaret veriyor olmaları tarif edilemez bir durum olduğu kanaatindeyim. Hele ki engelli çocuklarını yük gibi gören aileler varken ailesinin desteği Christy için oldukça yararlıdır. Ve gelişimi ilerlettiğini düşünüyorum. Yalnızca iyileşme sürecinin kitabın başındaki gibi daha detaylı anlatılmasını tercih ederdim.

Engelli yaşamına bir kapı açacağını düşündüğüm için beğendiğim bir eser oldu. Umudunu koruyan, çabalamaktan hiç vazgeçmeyen, hayallerini kovalayanlar ya da sadece bunu arzulayanlar için öncü bir kitap olacağı kanaatindeyim.

Sol Ayağım - Christy Brown Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar:Christy Brown

Çevirmen: Filiz Kahraman

Orijinal Adı: My Left Foot

Yayın Evi: Nemesis Kitap

İSBN:

Sayfa Sayısı:

Sol Ayağım Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Christy Brown, beyin felcinin bir kurbanı olarak dünyaya geldi. Buna rağmen, yardıma muhtaç bu küçük bebek, İrlanda edebiyatının devleri arasında yerini alacak bir yazarın muhteşem hayal gücünü ve duyarlı zekâsını barındırmaktaydı. Bu, Christy Brown'ın kendi hikâyesidir. Yazarın, sol ayak parmaklarıyla yazmayı, resim yapmayı ve daktilo kullanmayı öğrenmek için çocukluğunda gösterdiği mücadeleyi anlatmaktadır. Bu tarzda yazdığı diğer bir kitabı "Down All The Days" en çok satan kitaplar arasına girmiştir. Sol Ayağım; Christy Brown'ı Daniel Day-Lewis'in canlandırdığı, çok başarılı bir filme konu edinilmiştir.

"Sürükleyici, eğlenceli ve ilham verici"

- Irish Times-

"Erdemli ve hiçbir şekilde yozlaştırılmamış bir cesaret öyküsü"

- Sunday Times-

"Modern zamanın edebi başyapıtlarından biri"

- Irish Times-

Sol Ayağım Alıntıları - Sözleri

  • "Her şeyin yoluna girmesini bekliyorum."
  • "Hayallerim gerçekleştiremeyeceğim kadar büyüktü."
  • "Ona Acıyorum."
  • Daha önce pek fazla okumuyordum. Kitaplar evimizde pek sık görülmezdi. Ekmeğin daha önemli olduğu düşünülürdü. Karnımızı doyurmak zihinlerimizi doyurmaktan daha önemli bir işti.
  • "..Çok geçmeden aynadan da nefret etmeye ve korkmaya başladım. Bana çok fazla şey anlatıyordu.."
  • "Yalnızca mutlu olmak istiyorum"
  • "Onu çok özlüyordum"
  • "Sürekli meteliksiz olmamın sebebi bu işte!"
  • fark etmek acıydı ama gerekliydi.
  • Kitaplar evimizde pek sık görülmezdi. Ekmeğin daha önemli olduğu düşünülürdü. Karnımızı doyurmak zihinlerimizi doyurmaktan daha önemli bir işti
  • Kırık bir kalb sakat bir vücuttan çok daha acı verir..
  • Yalnızdım. Kendi dünyama hapsolmuştum.

Sol Ayağım İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Fiziksel veya zihinsel engelli bir insanın herhangi bir başarı hikayesi ile karşılaştığımda kendime şu öğüdü veririm; 'Bu başarının normal olduğunu kabul et ama onu normalleştirme' İlk bakışta kendi içinde çelişkili gibi duran bu ifadeyi biraz daha açmakta fayda var. En kalabalık kişisel gelişim seminerlerinden tutun da mahalle kahvesindeki ya da yemek masasındaki en sıradan sohbetlere kadar herkesin bildiği, inandığı, doğru kabul ettiği klişe tespitler vardır; insan çalışırsa başarır, insan isterse, onu hiçbir engel durduramaz, her şey seninle başlar, başarmanın yolu kendi içindedir, just do it! Bu sloganvari motivasyon cümlelerinin gerçek hayatta bir karşılığının olup olmadığını kontrol etmek için sıfırdan bir laboratuvar kurmaya, deneyler yapmaya gerek olmadığını biliyoruz. Engelli olsun ya da olmasın, tarih boyunca sayısız insanın yazdığı başarı hikayeleri var karşımızda Evet, insan kendisiyle barışıksa, ne yapmak istediğini biliyorsa, hedefleri varsa, Tanrı'nın ya da insanların ona verdiği imkanlar ölçüsünde 'başarı'ya ulaşabilir. Tabii başarı dediğimiz şey özneldir. Bir bebeğin halının üzerinde attığı ilk adım da, bir astronotun Ay'da attığı ilk adım da bir başarı hikayesidir Çünkü başarı, kendinize koyduğunuz hedefe ulaşma eylemidir. İşte buradan hareketle, engelli olsun ya da olmasın her insanın başarı hikayesini normal karşılamak gerekir. Şimdi Christy Brown üzerinden engelli bir insanın başarısını neden normalleştirmememiz gerektiğini ele alalım. Doğuştan beyin felci olan ve sol ayağı dışında vücudunun hiçbir uzvunu yönetemeyen, ayrıca konuşma zorluğu çeken, yani bedenini yönetemediği gibi kendini de ifade edemeyen bir insan var karşımızda. Başarı kriterinden gittiğimiz için şu soruyu C. Brown için de sormamız gerekiyor; Hayata bu parkurdan başlayan birisi için başarı hedefi ne olmalıdır? Bu soruya, aşağı yukarı şu cevapları sıralayabiliriz: * Kısa vadede, yönetebildiği sol ayağını geliştirerek başkalarına olan bağımlılığın bir bölümünden kurtulabilmek. * Ufak tefek dertlerini anlatabileceği seviyede kendine ait bir dil geliştirmek. * Orta vadede belki sol ayağı yardımıyla çatal-kaşık gibi bazı cisimleri tutmak ve kendi başına daha fazla iş becerebilmek. * Dış dünyadan tamamen soyutlanmış bir hayat yaşayamayacağı için belki okumayı öğrenmek. * Uzun vadede, tüm tıbbi yardımları alarak bedenindeki ölü kasları biraz olsun canlandırmak, iletişim dilini olabildiğince geliştirmek, tekerlekli sandalyesi ile ev içerisinde ve dışarıda kimseye ihtiyaç duymadan hareket edebilmek vs. Sıraladığım bu maddeler, sağlıklı insanların engelli bir insandan ortalama beklediği başarı hedefleridir. Kaldı ki bu liste yine iyimser bir listedir. Çünkü Brown dünyaya geldiği andan itibaren annesi dışında çevresindeki insanlar ona bu kadarını bile layık görmemişler. O halde bugün tüm dünyanın tanıdığı, yazar, şair ve ressam olarak bilinen, iki kitap yazan, onlarca resim çizen, kitaplarından biri Hollywood tarafından filme uyarlanan Brown'un bu başarısı normal midir? Onun bu otobiyografik romanını okuduğumuzda, onu tanıdığımızda, hayat mücadelesine tanıklık ettiğimizde bu başarının normal olduğunu görebiliyoruz. Peki 'bu durum normalleştirilmeli mi' sorusuna gelince, her 'sağlıklı' insan, eğer varsa, kendi başarı hikayeleri üzerinden bunun yanıtını kolayca verebilir. İşte sağlıklı bir insanın kendi hayatındaki çıkmazlar da tam bu noktada karşımıza dikiliveriyor aslında Günümüzde kendini 'mutsuz' olarak ifade eden pek çok bireyin, bu mutsuzluğunun derinlerinde bir başarı hikayesine sahip olmaması yatmakta. Sağlıklı ama hedefi yok Sağlıklı ama yaşam enerjisi yok. Sağlıklı ama dünyaya bir tuğla koymak için mecali yok monash.pw gibi görünür değil, görünmeyen engellere sahip. Engelleri doğuştan gelmiyor, yaşadıkça kendi kendine ortaya çıkıyor. Her yenilgi, engel duvarına bir sıra daha taş diziyor. Sağlam bacakları var ama yürümeye, koşmaya engelli. Sağlam elleri var ama üretmeye engelli. Sağlam bir beyni var ama düşünmeye engelli. Peki bedeninde bir organı, işlevini yerine getiremediği için hareket edemeyen insanla, organları çalışır durumda olmasına rağmen hareket edemeyen insanlar arasında ne fark var? C. Brown, kendi somut engellerini aşıp başarıya ulaşırken, soyut engellerine takılıp yerinde sayan insanları karşımıza aldığımızda, hala C. Brown'u engelli olarak nitelememiz gerçek bir haksızlık değil mi? İşte bunları sorgulayıp durdum, Sol Ayağım'ı okurken Kitapla ve kahramanıyla ilgili hiçbir bilgim olmasaydı ve biri bu kitabı alıp önüme koysaydı, muhtemelen kitabın yazarının Gheorghe Hagi veya Alex de Souza olduğunu düşünürdüm:) Christy Brown, bana sadece futbolun değil, edebiyatın da muhteşem sol ayaklılara sahip olduğunu gösterdi. Bu kitabın başka bir özelliği daha var. İçinde bir değil iki yaşam öyküsü taşıyor. Tabii bunu görebilmek için biraz da o gözle bakmak gerekiyor. Diğer yaşam öyküsüne gelince, en az ilki kadar okunası, ilginç, sıra dışı ve akıllara durgunluk verir cinsten Hatta keşke Brown o öyküyü de ayrıca kaleme alıp ayrı bir kitap olarak yayımlasaymış dedim içimden. Belki bunu o da istemiş ama kısacık ömrü bunun hayata geçmesine mani olmuştur, kim bilir? Kitaptaki diğer yaşam öyküsünün kahramanı monash.pw'un annesi Bridget Brown Bugün Christy hakkında şu satırları yazabiliyor, onun bu muhteşem yaşam öyküsü hakkında konuşabiliyorsak bunu en az Christy kadar annesine de borçluyuz. Hayatı boyunca 22 defa çocuk doğuran bir kadından bahsediyoruz. Bu çocukların bazıları hayatta kalıyor, bazılarıysa ölüyor. Ortancası ise bildiğiniz gibi engelli geliyor dünyaya Eğer bir hamilelik kariyerinden bahsedeceksek, işte o kariyerin zirvesine bu harika kadını koymalıyız bence:) Tabii bu ailenin geçimini sağlayan duvarcı ustası babanın da hakkını teslim etmek lazım. Ancak Christy'nin yaşam öyküsünün mimarı, şüphe götürmeksizin annesi Daha doğduğu andan itibaren, çevredekilerin negatif telkinlerine aldırış etmeden çocuğunu sahiplenen, ona okumayı öğreten, en imkansız isteklerini dahi büyük bir olgunlukla karşılayan ve Christy'nin hayallerini gerçeğe dönüştürmek için her adımı atan bu anne, her türlü övgüyü fazlasıyla hak ediyor. Kitabı yazılsa bir solukta okunacak, filmi çekilse göz kırpmadan seyredilecek bir yaşam öyküsü Özellikle 'Annemin yaptığı ev' adını taşıyan kitabın bölümü, en severek okuduğum bölüm oldu. Eğer Adile Naşit'in 'Bizim Aile' filminde canlandırdığı Melek karakterinin, iki gün önce veda ettiğimiz Münir Özkul'un canlandırdığı Yaşar Usta karakterinin, hatta o filmdeki tüm ailenin Dublin versiyonunu görmek isterseniz, kitabın bölümünü daha dikkatli okuyun derim:) Bu kitabın incelemesine başlarken 'Bakın ne zor hayatlar var, halinize sık sık şükredin' teması üzerinden özellikle gitmek istemedim. Hatta mümkün olduğunca kaçtım bu yoldan Çünkü şükretmek bana göre sadece bunu lafzen dile getirmekten ibaret değildir. Şükretmek bir farkında olma halidir. Neye şükrediyorsanız, o şeyin bir lütuf olduğunun farkındasınız demektir. Ancak benim nazarımda farkındalık, eyleme dönüştüğü andan itibaren anlam kazanır. Eğer yarın bir hesap günü olacaksa ki ben inançlı bir insan olarak olacağına inanıyorum, Allah bana, 'Ben Christy Brown'a sadece sağlam bir sol ayak verdim. O da bununla tüm insanlığa faydası olacak iki kitap yazdı, sana ise çok daha fazlasını verdim. Peki sana verdiklerimle sen ne yaptın' diye sorduğunda cevap olarak; 'Verdiklerin için sana sürekli şükrettim' demenin bana hiçbir şey kazandırmayacağını düşünüyorum. Ve ayrıca, inançlı ya da inançsız olalım, bu sorunun hesap gününe bırakılmadan tam da hayatın ortasında kendi kendimize sormamız gereken en önemli sorulardan biri olduğunu düşünüyorum; Sen ne yaptın? Herkese keyifli okumalar dilerim (Necip G.)

Hepimizin engelli adayı olduğu böyle bir dünyada empati gücünü arttırma ve farkındalık kazandırma adına mutlaka her bireyin okuması gerektiğini düşündüğüm harika bir eser. Engelli insanlar nasıl bir yaşam sürer, ne türlü zorluklar çeker, aile içi ilişkileri, sosyalleşme süreçleri, umutsuzlukları, hayalleri ve bundan nasıl bir başarı hikayesi çıkar diye merak ediyorsanız; tam size göre. Yer yer sıkılacağınız. bazen büyük detayların içinde kaybolacağınız anlar olacaktır elbet sonuçta kitap otobiyografik. Ama Sonuna kadar sabrederseniz, mücadele etmenin, azmetmenin nasıl sizi başarıya götürdüğünü , en zor engellerin bile inanç ve sevgi ile nasıl yıkılabileceğine tanık olacaksınız. Bu kitap bana çok şey kattı en önemlisi anne olmanın bir kadını diğer insanlardan nasıl farklı kıldığını bir kere daha anladım. Yüreği sevgi dolu bir anne ne büyük bir hazine! (yakamoz)

Umut her zaman vardır!: Yazarın kendi hayatını anlattığı, anı ve biyografi özellikli bir romandır. Beyin felci geçirerek doğan İrlandalı yazar, Christy Brown beş yaşına kadar hiç bir zekâ belirtisi göstermemiştir. Sol ayağı ile kalem tutmayı, konuşmanın verdiği zorlukları, annesinin yardımıyla tekrar hayata tutunmasını, umudun ve azmin zihinlerdeki bedenlerdeki engelleri aşabileğini güzel bir şekilde anlatmış Ne olursa olsun hayattan kopmamanın örneklerinden birini okuyacağınız güzel bir otobiyografi. (Sinan Dumlupınar)

Kitabın Yazarı Christy Brown Kimdir?

Christy Brown, 23 çocuklu bir ailenin, hayatta kalabilen 13 çocuğundan biri olarak Dublin'de doğmuştur. Beyin felci ile dünyaya gelmiş ve uzun süre hareket ve konuşma yetenekleri olmadan yaşamıştır. Doktorlar, başlangıçta C. Brown'un zihinsel olarak özürlü olduğunu düşünmüşlerdir ve öleceğini söylemişlerdir. Fakat annesi doktorların sözüne aldırmayarak oğlunun eğitilebileceğine inandı. Annesinin bu çabaları sonuç verdi ve Christy Brown sol ayağını kullanarak yazmayı ve resim yapmayı başardı. Konuşmaya başlaması ile birlikte, doktorlar tedavi biçimini değiştirerek fizyoterapiye ağırlık vermişler, böylelikle yazar daha rahat hareket edebilmeye başlamıştır. Yaşamı boyu yardıma muhtaç olarak yaşaması onun İrlanda'nın tanınmış yazarları arasına girmesini engellememiştir. Sadece sol ayağını kullanarak yazdığı eserler, onun dünya çapında bir üne kavuşmasını sağlamıştır. Kendi hayat hikâyesini yazdığı Sol Ayağım (My Left Foot) adlı eseri filme alınmıştır. Baş rolünü Daniel Day-Lewis'in oynadığı Sol Ayağım filmi büyük bir başarı kazanmıştır. Bu tarzda yazdığı diğer kitabı da (Dream All The Days) en çok satanlar listesine girmiştir. Londra'ya yaptığı birkaç ziyaret dışında bir kere de Amerika'ya giden yazar, tüm yaşamını Dublin'de geçirdi. Christy Brown 'de öldü. Christy Brown hayat hikâyesinin bulunduğu Sol Ayağım kitabında annesine sık sık teşekkür etmektedir. Ailesi onunla hep gurur duyduğunu belirtmiştir.

Christy Brown Kitapları - Eserleri

Christy Brown Alıntıları - Sözleri

  • Zaman uçup gidiyor. İşte bugündeyiz; yarın, bugün bitmiş olucak. (Her Gün Hüzün)
  • "Onu çok özlüyordum" (Sol Ayağım)
  • "Her şeyin yoluna girmesini bekliyorum." (Sol Ayağım)
  • "Hayallerim gerçekleştiremeyeceğim kadar büyüktü." (Sol Ayağım)
  • Ah, onun gibileri bilirim Sadece atıp tutarlar ama bir halt edemezler. (Her Gün Hüzün)
  • Kuyu kuruyana kadar suyu asla özlemezsin. (Her Gün Hüzün)
  • Yalnızdım. Kendi dünyama hapsolmuştum. (Sol Ayağım)
  • Bazı insanlar her kesin elinden her şeyi alır, bir parça bile gururları yok! (Her Gün Hüzün)
  • Şeytan kamuflajı, suratındaki o pislik (Her Gün Hüzün)
  • Artık kendime mutlu olup olmadığmı sormak için çok geç. Sanırım, bende herkes kadar mutluyum. (Her Gün Hüzün)
  • Kelimeler ona hiç bir şey ifade etmiyordu ancak sesler, tıpkı yumuşak yağmur damlalarının bir göle düşüşü gibi aklına düştü. (Her Gün Hüzün)
  • "Yalnızca mutlu olmak istiyorum" (Sol Ayağım)
  • İnsan herkesi kendisi gibi bilir. (Her Gün Hüzün)
  • Uzun, bitkin yıllar boyunca umut asla ölmedi. (Her Gün Hüzün)
  • "Ona Acıyorum." (Sol Ayağım)
  • "..Çok geçmeden aynadan da nefret etmeye ve korkmaya başladım. Bana çok fazla şey anlatıyordu.." (Sol Ayağım)
  • "Sürekli meteliksiz olmamın sebebi bu işte!" (Sol Ayağım)
  • Her şey çok tanıdık, her şey çok yabancıydı. (Her Gün Hüzün)
  • Elbette, dünyaya gelmek de para gerektiriyor, dünyadan gitmek de, bu bir gerçek. (Her Gün Hüzün)
  • Kırık bir kalb sakat bir vücuttan çok daha acı verir.. (Sol Ayağım)

Sol ayağım kitabının ana fikri nedir

İnsan hayatta neyle hangi koşulla karşılaşırsa karşılaşsın umut etmekten hayata olan inancından vazgeçmemeli, her zaman en iyi olduğu işi yapmalıdır ana fikri verilmiştir.

Faydalı bilgi: Hiç düşündünüz mü atasözlerimiz bizlere aslında neyi anlatmak istemektedir? Çünkü “atasözleri” sadece bizlerin okuduğu anlamları içermez. Vermek istedikleri mesajları her zaman mecazlar ve benzetmelerle halkın yaşayışından hareketle verirler. Atasözlerini diğer türlerden ayıran bizlere vermiş oldukları az sözde çok “anlam” barındırmalarıdır. Bundan ötürü sizler için elimizden geldiğince “atasözlerinin anlamları”nı sitemizde yayımlayacağız. “Atasözlerinin anlamları”nı okudukça onlara bakış açınız değişecek ve onların barındırdıkları gizli hazinelere kavuşacaksınız. Tecrübenin bir diğer adı olan “atasözleri anlamları” ile ilgili sizler de aklınıza gelen her şeyi bizimle paylaşabilirsiniz. Bu şekilde oluşturacağımız bu kültürel birikim ileride çocuklarımızın da yararlanacakları birer define olacaktır. Bundan dolayı “atasözleri anlamları” ile ilgili her türlü paylaşımınızı bizlere göndermenizi bekliyoruz.

Ders Kitabı Cevapları

Sol Ayağım kitabını kim yazmıştır? Sol Ayağım kitabı &#;zeti, konusu ve karakterleri

Haberin Devamı

Sol Ayağım Kitabı Konusu ve Ana fikri

 Sol Ayağım kitabı, oto biyografik bir çalışma. Beyin felci geçirerek dünyaya gelen ve doğduğundan itibaren yalnızca sol ayak parmaklarını hareket ettirebilen İrlandalı yazar, ressam ve aynı zamanda şair olan Christy Brown’un ailesi ile birlikte yaşadığı zorlukları, birey olarak verdiği olağanüstü mücadeleyi, bu mücadelesinde yanında olan azimli ve kararlı sevgi dolu insanları konu almaktadır. Yazar, kendi hayat hikayesini bu eserde yazıya dökmüştür. Hayatını idame ettirebilmek, okumayı öğrenmek ve bazı şeyleri kendi kendine yapabilmek için verdiği savaşı eserinde okuyucularına anlatır.

 Sol Ayağım kitabının ana fikri, ister dünyaya gelirken ister yaşamımıza devam ederken karşımıza çıkacak olan büyük zorlukların bizi yıldırmasına ve ümitsizliğe sürüklememesine asla izin vermememiz gerektiği üzerine yoğunlaşır. Mücadele ve umutla, üstesinden gelinemeyecek hiçbir sorun yoktur. Her zaman bizden daha kötü durumda olabilecekleri düşünerek hareket etmeli ve içinde bulunduğumuz halimize şükretmeliyiz.

Haberin Devamı

Sol Ayağım Kitabı Karakterleri

 Sol ayağım kitabının başlıca karakterleri şöyle:

 Christy: İrlandalı beyin felçli olarak doğan ve sadece sol ayağını kullanabilen kitabın ana kahramanı.

 Bayan Brown: Christy’nin annesi ve Christy’e en iyi şekilde bakan, onun için çabalayan kişi.

 Bay Brown: Christy’nin babası. Duvar işleri ile geçimi sağlıyor.

 Mona: Christy’nin kız kardeşi. Dışarıda dolaşmaktan hoşlanıyor.

 Tony: Christy’nin ağabeyi. Ailenin en yaramaz çocuğu.

 Jenny: Christy’nin çocukluk aşkı.

 Paddy: Ailenin 23 çocuğunun en büyüğü.

 Katriana Delahunt: Christy’e her zaman yardım eden güzel insan.

 Dr. Warnants: Christy’i çocukluğundan beri takip eden doktoru. Onun iyileşmesi için çabalayan kişi.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır