sübhaneke duası neden besmelesiz okunur / Sübhaneke Duası Ne Zaman Okunur?(Çözünme) - Sanatlı Bi Blog - İlham Verici Sanat

Sübhaneke Duası Neden Besmelesiz Okunur

sübhaneke duası neden besmelesiz okunur

Sual: Sure ve âyet okurken euzü besmele okunur mu?
CEVAP
Sure okurken, euzü ve besmele okunur. Âyet-i kerime okurken, âlimlerin çoğuna göre, yalnız euzü okunur, besmele okunmaz. Mesela Âyet-el kürsi, Amenerresulü, Hüvallahüllezi gibi âyetleri okurken besmele çekmek gerekmez. Sadece euzü okunur. Besmele de çekilirse mahzuru olmaz.

Sual: Sure veya âyet okurken euzü besmele çekmenin hükmü nedir?
CEVAP
Sure veya âyet okumaya başlarken euzü okumak vaciptir. Diğer surelere başlarken besmele okumak sünnettir.

Namaz içinde Fatihadan önce besmele çekmek sünnet, namaz dışında Fatiha okumaya başlarken besmele okumak vaciptir. Şafii mezhebinde ise her zaman Fatiha okurken besmele çekmek farzdır.

Sual: Yalnız namaz kılarken, sübhaneke okuduktan sonra euzü besmele okumak sünnet midir?
CEVAP
Evet.

Sual: Yalnız kılanın, zammı sureye başlarken, besmele çekmesi gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez, bazı âlimlere göre, besmele çekmekte mahzur yoktur.

Sual: Yalnız namaz kılarken besmeleyi Fatiha-i şerif ile birleştirerek okumanın hükmü nedir?
CEVAP
Caizdir. Birleşince milhamdü lillahi diye okunur.

Sual: Peş peşe zammı sure okunsa, başlarında besmele çekmek gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez.

Sual: Sübhaneke, Ettehıyyatü ve diğer duaların aralarında Besmele mi çekilir, Allahü ekber mi denir?
CEVAP
Besmele çekilmez, Allahü ekber de denmez.

Sual:
Yayınlarınızdaki kitaplarda şöyle deniyor:
Namazda Fatihadan sonra, Besmele çekmek gerekmez. Çekmek iyi olur. (S. Ebediyye)
Fatiha ile sure arasında Besmele çekmek, caiz veya müstehabdır. (S. Ebediyye)
Zammı sure okurken Besmele çekilmez. (Ey oğul ilmihali, Namaz kitabı)
Zammı sureden önce Besmele çekilir mi çekilmez mi?
CEVAP
Zammı sureden önce Besmele çekmek gerekmez. Çekilirse iyi olur, müstehab olur. Çekilmezse mahzuru olmaz. Şafii mezhebinde ise Besmele çekmek gerekir. Bir mezhepte yapmak gereken şeyi, öteki mezhepte yasaklanmamışsa, o işi yapmak müstehab olur. Mesela kadınlara dokunan kimsenin Şafii’de abdesti bozulur. Hanefi’de abdesti bozulmaz. Ama, bir Hanefi yabancı kadına veya eşine dokununca, o abdestini kullanmışsa, yeniden abdest almasının mahzuru olmaz. Şafii’de yeniden abdest almak farz olduğu için, Hanefinin yeniden abdest alması iyi olur, müstehab olur. Bunun gibi, Şafii mezhebinde zammı sure okurken besmele çekilir. Hanefinin çekmesi gerekmez, ama çekerse iyi olur, müstehab olur. Mesele bundan ibarettir.

Sual: Zammı sureden önce Besmele çekmek gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez, çekilirse mahzuru olmaz, iyi olur. S. Ebediyye kitabında deniyor ki:
Fatihadan sonra, Besmele çekmek lâzım değildir. Çekmek iyi olur. Fatiha ile sure arasında Besmele çekmek, caiz veya müstehabdır.

NAMAZ KILARKEN NİYE İLKİN SUBHANEKE DUASI İLE BAŞLARIZ BİLİR MİSİNİZ?

SÜBHÂNEKE DUASI
Sübhâneke Duasının İnişi
Namaz dualarının ilki olan Sübhaneke duası, malum olduğu üzere namaza başlayınca tekbirden sonra okuduğumuz ilk duadır. Her hayırlı işe Besmele ile başlamak gerektiğini biliyoruz. Bundan dolayı namazda da Fatiha Suresi’ni okumadan önce Besmele çekiyoruz. Ancak namazda Sübhaneke duası Besmele’den bile önce okunmakla dikkatimizi çekmektedir. Öyleyse Besmele’nin bile önüne geçen bu duayı herhalde iyi tanımamız gerekmektedir.


Sübhaneke cümleleri kimin sözüdür?

Her şeyden önce şunu belirtelim ki Sübhaneke duası başından sonuna kadar Kur’an-ı Kerim’de tam olarak geçen bir cümle, yani bir ayet değildir. Ancak duayı oluşturan kelimeler parça parça ayetler içerisinde zikredilir.

Rivayetlere göre Sübhaneke duasını oluşturan cümleler Hz. Adem (Aleyhisselam)’e aittir ve ona da bizzat Allah u Teala tarafından öğretilmiştir. Yani Kur’an-ı Kerim’de geçen bir ayet değildir ama yine Allah’ın sözüdür.


Hz. Adem (Aleyhisselam) cennette Allah’ın yasakladığı meyveyi yeyip de yeryüzüne inince, cennetin yaşama şartları ile dünyanın yaşama şartları arasındaki korkunç fark karşısında elbette zorlanmıştır. Ayrıca işlediği hatadan dolayı da Allah’tan özür dilemek, tövbe etmek istemiştir. İşte hem tövbe, hem de dünyada bir takım zorluklar karşısında Allah’tan yardım dilemek üzere el açıp dua etme ihtiyacı hissedince, Rabbi onu başıboş bırakmamış, tabiri caizse hem yeryüzüne indirip ceza vermiş, hem de onu affetmek için yine elinden tutmuş, yardımcı olmuştur.

Sübhâneke Duası’nın Okunduğu yerler:
  • Her namazın ilk rek’atinde iftitah tekbirinden sonra,
  • İkindi namazının sünnetinde üçüncü rek’ate kalkınca fatihadan önce,
  • Yatsı namazının ilk sünnetinde üçüncü rek’ate kalkınca fatihadan önce,
  • Teravih namazı dört rek’atte bir selâm verilerek kılınıyorsa üçüncü rek’ate kalkıldığı zaman fatihadan önce.
  • Cenaze namazında birinci tekbirden sonra.
Sübhâneke Duası Arapça Okunuşu

Sübhâneke Duası Türkçe Okunuşu


Sübhânekellâhümme ve bi hamdik ve tebârekesmük ve teâlâ ceddük (ve celle senâük ) ve lâ ilâhe ğayrük.

Sübhâneke Duası Türkçe Anlamı

Râhman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

Allah’ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim. Senin adın mübarektir. Varlığın her şeyden üstündür. Senden başka ilah yoktur.

Sübhâneke, cenaze namazında parantez içindeki “Ve celle senâük” cümlesi ile beraber okunur

Sübhâneke Duası Faziletleri

Sübhaneke (seni noksan sıfatlardan tenzih ederim)Allahümme (ey Allah’ım)ve bi hamdik (sana hamd ederiz)vetebara (alidir,yücedir)kesmük (senin ismin)veteala(yine yücedir)ceddük (senin şanın)velailahe (hiçbir ilah yoktur)gayruk (senden başka)

Allah Azze ve Celle Meleklere Arşı kaldırmalarını emir ettiğinde. Melekler arşı kaldırmakta çok zorlanmış. Bu hal üzerine Allah Azze ve Celle Sübhaneke duasını okumalarını emir etmiş ve Duayı okuduktan sonra üzerlerinde ki o ağır yük hafiflemiştir.

Bizlerde namazımıza başlamadan önce okumuş olduğumuz Sübhaneke duasıyla; Nefis ve Şeytanın, üzerimize serpmiş olduğu ölü toprağını. Bütün güç ve iradenin yalnızca kendisinde toplanmış olduğu o yüce makamdan, Bu duanın hürmetine kaldırmasını talep ediyoruz. Dilimiz ile söylemesekte, halimizle o makama şöyle sesleniyoruz ;

“Ya Rab, arşı taşıyan meleklerinin, bu dua hürmetine üzerindeki yüklerini nasıl hafiflettiysen. Bizimde üzerimizdeki yükleri öyle hafiflet. İbadetimizden feyiz almamızı kolaylaştır.” Diyerek o kutsiyet ötesi makamdan yardım talep ediyoruz.

Muhammed Sıddık Haşimi Hazretleri bu konu ile alakalı şöyle bir sohbeti olmuştu;

Nefis ve şeytan namaz kılacak bir kimsenin ibadetini engelleyemez ise; namaz ehlinin, kalbine telkin ettikleri vesveseler ile kılacağı namazını zorlaştırmaya çalışırlar. Bu ikili, yapmış oldukları oyunda başarılı olurlarsa; Kulun, Rabbine yapmış olduğu ibadetin samimiyetini körelttiği gibi, namazın ihlas ve feyzini azaltmış olurlar. İşte Sübhaneke duası, bu devrede araya girer. Elmas bir kılıç misali, ejderhalaşmış, ibadetin ruhunu ve samimiyetini yutmaya hazırlanan bu fitnenin başını gövdesinden ayırarak ibadetin ihlas ve feyzini korumuş olur.

Rabbimiz, İbadetlerimizden alacağımız zevk ve neşeyi arttırsın. Kıldığımız her namazı, bir miraç heyecanı ile yapmamızı nasip etsin. Kendine inanan kullarını kendi ikliminde dirilterek gören gözü, duyan kulağı, söyleyen ağzı olsun AMİN…..

Sübhâneke’nin Tefsiri:

Duamızı kelime kelime parçalar halinde anlamamız gerekirse ilk sözden başlayalım: ”Sübhaneke” ne demektir?

“Sübhâneke’nin ” Arapça’da (S-B-H) bizim bildiğimiz “tesbih” kökünden gelen bir kelime olarak “Ya Rabbi ben seni tesbih ederim” demektir. Ancak “tesbih etmek” ne demektir? Bildiğimizi zannettiğimiz ama gerçek detayıyla bilmediğimiz bu kelimenin anlamı şudur: Tesbih, “Allah’ı kemal sıfatlarla muttasıf, noksan sıfatlardan münezzeh tutmak” demektir. Peki bu kulağımıza ağır gelen cümlenin manası nedir? O da şu demektir: Kemal sıfatlar; iyi, hoş, güzel, tam, olgun, mükemmel… olan her türlü sıfatlar demektir. Kemal sıfatlarla muttasıf olmak ise Allah’ın bu sıfatlara sahip olması, bu özelliklerin Allah’a yakışması demektir. Örnek vermek gerekirse: Adil olmak, bilgili olmak, cömert olmak, güçlü olmak, hakim olmak, büyük olmak… gibi sıfatlar kemal sıfatlardır ve Allah u Teala bu sıfatlara sahiptir, bu özellikler Allah’a yakışır.

Noksan sıfatlar ise bunun tersine; kötü, çirkin, nahoş, eksik, nakıs…olan sıfatlar demektir. Noksan sıfatlardan münezzeh olmak ta Allah’ın bu kötü sıfatlardan uzak olması, bu çirkin özellikleri Allah’tan uzak tutmak demektir. Örnek verirsek: Cahil olmak, zalim olmak, cimri olmak, zayıf-aciz olmak… gibi sıfatlar noksan sıfatlardır ve Allah u Teala bu sıfatlardan uzaktır, bu özellikler Allah’a yakışmaz.

Bu açıklamadan sonra yeniden manaya bakarsak; bir insan Sübhaneke Allahümme veya Sübhanallah demekle, şunu demek istiyor: Ey Allahım, sen Adilsin-zalim değilsin,

Alimsin-cahil değilsin,
Görürsün-kör değilsin,
Duyarsın-sağır değilsin,
Canlısın-ölü değilsin,
Güçlüsün-zayıf değilsin.

Yani ne kadar iyi sıfat varsa bunların hepsini sayıp, Allah’a izafe etmiş; ne kadar kötü sıfat varsa bunların hepsini sayıp, bu sıfatları Allah’tan uzak tutmuş oluyor.
Tabii ki bir insan ne kadar düşünüp taşınsa da bu sıfatların hem iyisini, hem kötüsünü sayarken; unuttuğu, hata ettiği, zikredemediği noktalar olabilir. Ama bir kerecik “Sübhanallah” demekle bunların hepsini tek tek sayıp dökmüş gibi Allah’ı anmış oluyor. İşte Sübhaneke Allahümme veyahut Sübhanallah kelimesi böyle bereketli bir ifade oluyor. Bir insan namazın başında Sübhaneke’yi okumakla daha ilk kelimede sınırsız, sonsuz bir şekilde Allah’ı kolayca anmış oluyor.

 

İslam ve İhsan

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır