Bu haberi paylaş:
Suriye, dünyanın en zengin arkeolojik mirasına sahip ülkelerinden biri. Afrika, Asya ve Avrupa kavşağındaki ülke, günümüzde hala dünyanın en büyük imparatorluklarının izlerini taşıyor.
Ebla şehri çivi yazılı tabletlerden, çarpıcı Roma kentlerine Suriye’nin yedi büyüleyici arkeolojik mirasını sizlerle paylaşıyoruz.
Elba Antik Kenti ya da Tell Mardikh, ilk olarak 1964 yılında İtalyan Arkeolog Paolo Matthiae tarafından Halep şehrinin 55 kilometre güneyinde keşfedildi. Kentin gelişimi günümüzden 2500 ila 3000 yıl öncesine tarihlense de, buluntular en az MÖ. 3000 yılından itibaren kentte yerleşim olduğunu gösteriyor. Burada arkeologlar tarafından, Sümer alfabesiyle yazılmış 20.000 çivi yazılı tablet hazinesi gün ışığına çıktı. Daha çok ekonomiyle ilgili olan bu tabletler, antik kent sakinlerinin günlük yaşamıyla ilgili bilgilere de sahip.
Apamea Antik Kenti MÖ. 300 yılında Seleukos Kralı Nikator tarafından kuruldu. Asi(Orontes) Nehri kenarında kurulan bu büyük şehrin, en parlak döneminde yarım milyon insana ev sahipliği yaptığı düşünülüyor. Kent, MÖ. 64 yılında Roma İmparatorluğunun bir parçası oldu.
Milattan sonra 115 yılında gerçekleşen büyük bir depremle yıkılan görkemli şehir, daha sonra 7. yüzyılda yabancı işgalciler tarafından için yağmalandı. Günümüze ulaşan büyüleyici sütunlar hala turistlerin ilgisini çekmekte.
Busra Antik Kenti bir zamanlar Roma’nın Arabistan eyaleti başkenti olmuştu. Şehrin adı ilk olarak Tell el-Amarna’da bulunan yaklaşık 3400 yıllık Mısır tabletlerinde geçmekte. Daha sonraki yıllarda ise bölgeye Nebatiler egemen oldu. MS. 106 yılında Busra, Roma İmparatorluğunun bir parçası oldu. Busra altın çağını, çeşitli ticaretler için uzun yolculuklar yapan Arap kervanları tarafından ticaret merkezi konumuna gelmesiyle yaşadı.
Neredeyse hala ayakta olan Busra Antik Kenti, günümüze kadar birçok imparatorluğun izlerini taşıyarak ulaştı. Antik kentte günümüze kadar çok iyi korunarak gelmiş 2. yüzyıl Roma tiyatrosu, dünyanın bilinen en eski camilerinden biri ve Bizans dönemine ait katedral bulunmakta.
Aleppo Antik Kenti (Halep), 5000 yıl boyunca kesintisiz olarak yerleşim gördü. Hititlerden Asurlulara, Moğollardan Osmanlılara kadar hemen hemen her büyük imparatorluk tarafından yönetildi. Şehir 12. yüzyıla tarihlenen camisi ve 13. yüzyıla tarihlenen sitadeli ile ünlü. Bu sitadel en az M.Ö. 3000’e tarihlenen bir arkeolojik höyük üzerine inşa edilmiş.
Suriye’nin başkenti Şam, MÖ. 4. bin yılda kuruldu fakat şehir dışındaki kazılardan (Tel Ramad) insanların bölgede en az 8000 ila 10000 yıldır yaşadığı biliniyor. Şehir, Ortaçağda zanaat ve sanayi alanında gelişti, özellikle kılıç ve dantel üretimi konusunda uzmanlaştı. Kentteki antik izler günümüzde, Roma Dönemi’nde Tanrı Jupiter için yapılmış tapınak, Roma Dönemi şehir duvarları ve 8. yüzyıla tarihlenen Emevi camisiyle görülmekte.
Palmira Antik Kenti, Hindistan’dan Roma’ya, Çin’den İran’a kadar uzanan ticaret yollarının kesişme merkeziydi. Suriye çölünün ticari kervanlarının geçiş noktasında olması sebebiyle “Çölün Gelini” olarak da bilinen şehrin ismi ilk olarak MÖ. 2. yüzyıla tarihlenen tabletlerde geçse de, Roma İmparatorluğunun kontrolü altına girdiğinde gelişerek önemli bir merkez konuma geldi.
MS. 272 yılında yağmalanmasına rağmen, Ba’al Tapınağı, Diocletianus’un kampı -büyük askeri kompleks- ve şehrin dışında kalan geniş nekropol gibi birçok kalıntı günümüze ulaşmayı başarabildi.
Batı Suriye’de bulunan ve inanılmaz derecede iyi korunmuş olan Krak Des Chevaliers Kalesi, 1142 – 1170 yılları arasında Hospitalier Şövalyeleri tarafından inşa edildi. Şövalyeler 1. Haçlı seferleri sırasında kutsal toprakları korumakla yükümlüydü.
1271 de Memlüklüler tarafından alınana kadar haçlıların elinde kaldı ve Haçlı Seferleri’nin sembolü olarak nitelendirildi. Memlük Sultanı Baybars, kale içerisinde bazı düzenlemeler yaparak var olan kiliseyi camiye dönüştürdü. Kale günümüze şaşırtıcı derecede iyi korunarak 13. Yüzyıldaki haliyle ulaşmış.
Temmuz 2013’te yayımlanan raporlara göre kalenin, Suriye’deki iç savaş nedeniyle ciddi hasarlar aldığı tespit edildi.
Live Science
Bu haberi paylaş:
İstanbul Üniversitesi Klasik Arkeoloji bölümü Lisans ve Yüksek Lisans mezunu.
aleppo antik kentiapamea antik kentibusra antik kentiebla antik kentihaçlı seferleripalmira antik kentişamSuriye
Halep Kalesi dünyanın en eski ve en büyük kalelerinden biridir. Kale, Halep şehir seviyesinin yaklaşık 50 metre yükseğindeki bir tepenin üzerine kurulu. Aynı noktada MÖ 3. binyılda Hititlere ait bir tapınak olduğu biliniyor. Daha sonra bölgeye hakim olan devletlerce yeniden yapılan kalenin bugünkü hali Selahaddin-i Eyyubi’nin oğlu Malik el Zahir Gazi döneminde, 13. yüzyılda şehrin merkezi olarak yeniden inşa edilmiş ve çevresi 20 metre derinliğinde bir hendekle güçlendirilmiştir. Halep Kalesi bugün turistik merkezlerin başında geliyor. Gün içinde hemen her tur otobüsü kale çevresine uğruyor. Halep Kalesi salı günleri haricinde sabah 9:00 akşam 16:00 arasında açık ve giriş 300 Suriye lirası. Bu da yaklaşık 10 TL tutuyor. Fotoğraf makinesi ve kamera için ekstra ücret alınıyor.
Eski Camii (A.S. Camii veya Umeyyed Camii) Halep’in en eski ve en büyük camisidir. Yapımına Emevi Halifesi El Velid Bin Abdülmelik tarafından başlanmış, Halife Süleyman İbn Abdül Malik döneminde 717 yılında tamamlanmıştır. Özellikle 1260 yılındaki Moğol istilası sonucunda tahrip olan yapı, tekrar inşa edilmiştir. Memlüklüler ve Osmanlılar döneminde tamirler ve ekler yapılan cami içerisinde Hz. Yahya’nın babası Hz. Zekeriya peygamberin türbesi de bulunmaktadır.
Halep Kapalı Çarşısı Halep’in geleneksel kapalı çarşısı da, İstanbul’unki gibi pek çok farklı sokaktan ve handan oluşuyor. Yolların toplam uzunluğu 10 kilometreyi buluyor. Bölgenin bu en büyük çarşısında altın ve gümüş takılar, giysiler, halı ve kilimler, ünlü Halep sabunu gibi pek çok farklı ürün bulmak mümkün.
Özellikle ruh ve sinir hastalıklarında su ve müzikle tedavinin uygulandığı bir merkez olarak kurulan Bimaristan, 1354 yılından 20. yüzyılın ilk yıllarına kadar faaldi. Günümüzde önemli bir turistik gezi alanı konumunda.
Halaviye Medresesi St. Helen Kilisesi’nin bulunduğu alanda 1124 yılında inşa edildi. Kurulduktan sonra önemli bir eğitim merkezi haline geldi. Mevlana, bu medresede fıkıh, edebiyat, yazı, hadis, rical alanlarında ünlü alim Kemaleddin İbn-al-Adim’den ders aldı. Faradis Medresesi: İslam mimarsinin en güzel örneklerinden bir olan bu yapı, 1234 yılında Nasır Yusuf tarafından inşa ettirildi.
Sultaniye Medresesi 13. yüzyılın başlarında Sultan El Zaher Gazi tarafından inşa ettirildi. Özellikle süsleriyle ünlü mihrabı dikkat çekicidir. Hürev Paşa Camii: Mimar Sinan’nın 1537’de inşa ettiği cami, Halep’te Osmanlı’dan kalan en eski yapı konumunda. Sultaniye Medresesi ile karşı karşıyadır.
Jdeide Bölgesi Halep Kalesi’nin kuzeybatısında ve Baron Caddesi’nin doğusunda yer alan ve Halep’teki Hristiyan nüfusun yoğun olarak yaşadığı bir bölge. Yılan gibi kıvrıla kıvrıla uzanan labirent gibi daracık yolları, ortaçağdan kalma evleriyle bir zaman tünelini andırır.
Halep'teki diğer önemli yerler: