tansiyon düşürücü çaylar / One moment, please...

Tansiyon Düşürücü Çaylar

tansiyon düşürücü çaylar

Bitki çaylarını içmeden önce bu haberi okuyun

Kış aylarıyla birlikte hem gribal enfeksiyonlarda artış hem de Kovid- 19 enfeksiyonuna yakalanma endişesi herkesi bir takım bağışıklık güçlendirici besinlere ve alışkanlıklara yöneltiyor. Bunlardan biri de halk arasında doğal şifa kaynakları olarak görülen bitki çayları. Ancak aman dikkat! Beslenme ve Diyet Uzmanı Ece Öneş, bitki çaylarının sağlığa birçok faydası bulunmakla birlikte; hipertansiyon, diyabet veya kanser gibi kronik hastalıklarda hastalığın şiddetini arttırabildiğini, üstelik kullanılan ilaçlarla da etkileşime girerek ilaçların ve tedavinin etkinliğini azaltabildiğini vurguluyor.

UZMANDAN UYARILAR
YEŞIL ÇAY: Yüksek miktarda kafein içerdiği için yüksek tansiyon hastalarında, kalp hastalarında, gebelerde ve emziren annelerde fazla tüketimi oldukça riskli. Bu gruba dahil olanların günde maksimum 1 fincan tüketmesi uygun. Sağlıklı kişilerde ise günlük tüketim 2 fincanın üzerinde olmamalı.
EKINEZYA: Kış aylarında her gün 1 veya 2 fincan tüketilerek kür şeklinde uygulanabilmektedir, ancak bu tüketim şeklinin de 1 aydan uzun sürmemeli. Kolesterol ilaçları, alerji ilaçları ve doğum kontrol haplarıyla etkileşime girebilir. Alerjik reaksiyonlara da sebebiyet verebilir.
ADAÇAYI: Sakinleştirici ilaçlarla birlikte kullanıldığında uykuya eğilimi çok fazla arttırabilir. Gebelikte kasılmaları da tetikleyebilir. Gebelerin kullanması oldukça sakıncalı.
KUŞBURNU: Günde 3 fincandan fazla tüketildiğinde ciltte kaşıntılara ve tahrişlere yol açabildiği gibi ağız, yemek borusu ve mide gibi sindirim kanalı organlarında da birtakım tahrişlere neden olabilir.
KEKIK ÇAYI: Tansiyonu düşürür. Bu etkisi düşük tansiyonlu kişilerde risk oluştururken aynı zamanda yüksek tansiyon hastalarının kullandığı tansiyon düşürücü ilaçların da etkinliğini arttırarak hayati risk oluşturabilmektedir. Yüksek tansiyon hastalarının kekik çayını mümkünse hiç tüketmesin.
ZENCEFIL ÇAYI: Safra kesesi rahatsızlığı bulunan kişilerin zencefili ve zencefil çayını uzman kontrolünde tüketmesi önemli. Mide bulantılarında kullanılmasından dolayı gebelerin sıklıkla başvurduğu bir çay olan zencefil çayının 1 g'dan fazla tüketimi adet söktürücü etkisi nedeniyle gebelerde düşük riskini arttırabilmektedir. Zencefil aynı zamanda pıhtılaşma bozukluğu olanların da mutlaka hekimine danışmadan tüketmemesi gereken bir bitkidir.
ZERDEÇAL ÇAYI: Safra salgılarını arttırabildiği için safra kesesi hastalarının zerdeçal çayını da uzman kontrolünde tüketmesi önemlidir.
SINEMAKI ÇAYI: Bağırsaklarda kronik tembellik oluşturabiliyor ve bırakıldığında daha şiddetli kabızlığa yol açabiliyor. 3 haftadan daha uzun süreli düzenli tüketiminde ise bağırsaklarda kalıcı hasarlara yol açabildiği gibi tümör oluşumunu bile hızlandırabiliyor. Sürekli kullanılan ilaç varsa hekime danışarak tüketilmeli.
MATE ÇAYI: Yoğun kafein içeriği nedeniyle yüksek tansiyon hastalarının ve kalp hastalığı bulunan kişilerin kesinlikle tüketmemesi gerekir. Gebelerin ve emziren annelerin tüketimine de uygun değildir. Sağlıklı kişilerde ise günlük tüketim 2 fincanın üzerinde olmamalıdır.
BEYAZ ÇAY: Kafein içeriği yüksek. Çarpıntı veya uykusuzluk gibi problemlere yol açabilir. Yüksek kafein içeriği nedeniyle tansiyon ve kalp hastalarının, gebelerin ve emziren annelerin tüketimine uygun değildir. Sağlıklı kişilerde ise günlük tüketim 2 fincanın üzerinde olmamalı.

Hangi bitki çayı neye iyi geliyor?

Düzenli olarak tüketildiğinde pek çok faydasının bulunduğu kanıtlanan bitki çaylarının aşırı tüketimi, sağlığa zarar verebiliyor. Dyt. Psk. Meryem Berrin Ak, bitki çayı tüketmeden önce içeriği hakkında yeterince araştırma yapılmalı, ayrıca yaş grubu, ergenlik ve hamilelik gibi özel durumların da göz önünde bulundurması gerektiğini belirtti. Ak, hamilelerin kafein içermeyen çayları, ergenlik çağındaki bireylerin ise vitamin ve mineral içerikli çayları tüketmesinin faydalı olacağına dikkat çekti.

Yayınlanma:Güncellenme:

Hangi bitki çayı neye iyi geliyor?

Düzenli olarak tüketildiğinde pek çok faydasının bulunduğu kanıtlanan bitki çaylarının aşırı tüketimi, sağlığa zarar verebiliyor. Dyt. Psk. Meryem Berrin Ak, bitki çayı tüketmeden önce içeriği hakkında yeterince araştırma yapılmalı, ayrıca yaş grubu, ergenlik ve hamilelik gibi özel durumların da göz önünde bulundurması gerektiğini belirtti. Ak, hamilelerin kafein içermeyen çayları, ergenlik çağındaki bireylerin ise vitamin ve mineral içerikli çayları tüketmesinin faydalı olacağına dikkat çekti.

Yeşil Çay: Güçlü bir antioksidan olup kansere karşı korur, bağışıklık sistemini destekler, kan şekerini dengeler, kolesterol seviyesini düşürür, fazla ödemin atılmasına yardım eder, hatta yaşlanmayı bile geciktirir. Saymakla bitmeyen faydalarının yanında içeriğindeki epigallokateşin gallat sayesinde metabolik hızı arttırır. Bu nedenle sıklıkla zayıflama amaçlı tercih edilmektedir. Mucizevi özelliklerinden yararlanmak için günde en az iki fincan yeşil çay ile ara öğünlerinize sağlık katabilirsiniz. Ancak içerisinde kafein bulunduğundan hipertansiyonu olan kişiler yeşil çayı günlük bir-iki fincandan fazla tüketmemelidir.

Beyaz Çay: En az işlem görmüş ve antioksidan içeriği en yüksek olan bitki çayıdır. Son yıllarda özellikle kilo problemlerinde tüketilmeye başlanan beyaz çay; sindirimi kolaylaştırır, cilde esneklik verir, cildin yaşlanmasını geciktirir, iyi kolesterolü yükseltip kötü kolesterolü düşürür, hafızayı kuvvetlendirir ve vücutta yağ depolanmasını baskılar. Günlük içeceğiniz iki fincan beyaz çayla yağ depolanmasını azaltabilirsiniz. Fakat beyaz çay az miktarda da olsa kafein içerir ve aşırı tüketilmesi sonucunda çarpıntı ve uykusuzluk gibi yan etkilere neden olabilir. Bu nedenle tansiyon hastalarının, gebe veya emziren kadınların uzak durması gerekmektedir.

Kekik: Öksürük, hazımsızlık, boğaz ağrısı, soğuk algınlığı, stres, romatizma ve baş ağrısı gibi birçok rahatsızlığa fayda sağlıyor. Fakat tansiyonu düşürücü etkisinden dolayı kekik çayı, sanılanın aksine olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Bu nedenle yüksek tansiyonu olan ve ilaç kullanan kişiler, bu çayı uzman kontrolünde ve ilaç içtikten iki saat sonra tüketebilirler.

Zencefil: Soğuk algınlığı, mide ve bağırsak rahatsızlıklarının yanı sıra diyabet hastalığına da olumlu etkileri bulunur. Ancak zencefil safra salgısını arttırdığı için safra kesesiyle ilgili rahatsızlığı olanların, bu çayı uzman kontrolünde tüketmesi gerekir. Hamilelikte bulantı ve kusmayı önlediği için de kullanılan zencefilin, 1 gr’ın üzerinde alınması adet söktürücü etkisi nedeniyle düşük riski oluşturabiliyor. Bu nedenle bir uzmana danışılmalı ve güvenli doz aralığında zencefil kullanılmalıdır.

Adaçayı: Yumuşak bir içimi olan ve strese iyi gelerek sakinleşmeye yardımcı olan adaçayı, doğal bir antioksidan kaynağıdır. Vücudunuzda var olan zararlı toksinlerin dışarı atılmasına yardımcı olur. Karaciğeri temizler ve safra kesesinin çalışmasını sağlar. Ayrıca gargara suyu olarak kullanıldığında boğaz ağrılarına da iyi gelir. Fakat gebe ve çocuklarda kullanımı önerilmemektedir. Tansiyon artırıcı özelliği olduğundan kalp hastaları dikkatli tüketmelidir. Eğer adaçayı tüketmemesi gereken grupta değilseniz, günde iki-üç fincan tüketebilirsiniz.

Mate: İçeriğindeki kafein sayesinde metabolizmayı hızlandırır. Dolayısıyla zayıflama üzerinde etkilidir. İdrar atıcı etkisi de bulunan mate çayı, terlemeye ve ödem atmaya yardımcıdır. Ancak kalp damar hastalıklarında ve yüksek tansiyonda kullanılması önerilmeyen bir bitki çayıdır. Kullanım miktarı günde iki fincanın üzerinde olmamalıdır.

Kuşburnu: İçerdiği yüksek C vitamini sayesinde bağışıklık sistemini korur ve güçlendirir. Soğuk algınlığı, nezle, grip ve romatizma gibi hastalıkların doğal tedavisinde son derece etkilidir. Fakat fazla tüketimi deride kaşıntı gibi alerjik reaksiyonlara, ağızda ve sindirim sisteminde tahrişe yol açabileceğinden günlük üç fincandan fazla tüketilmemelidir.

Papatya: Halk arasında genellikle rahatlatma ve uyku problemlerindeki olumlu etkileriyle bilinen bitki çayıdır. Papatya çayı; adet dönemi kasılmalarına, stres ve kaygıya, romatizma rahatsızlıklarına, cilt ve deri problemlerine, alerjik durumlara, bağırsak sorunlarına, diş eti rahatsızlıklarına iyi gelir. Aynı zamanda bağışıklık sisteminin güçlenmesine de yardımcı olur. Fakat sinir sistemi üzerinde ciddi etkileri olduğu için epilepsi hastalarının kullanması önerilmez. Geçmişinde hormon dengesizliği bulunan kadınların da tüketmeden önce doktora danışmaları gerekir.

Rezene: Hazımsızlık ve gaz gibi mideye bağlı bütün problemlerin çözümü için içilebilir. Aynı zamanda tüm hayat akışını olumsuz etkileyen kronik kabızlık durumunda da güvenle kullanılabilecek bir metabolizma destekçisidir. Ancak laksatif etkisi nedeniyle günde iki fincandan fazla tüketilmemelidir.

Sinameki: Özellikle kabızlık tedavisinde sıklıkla kullanılmaktadır. Zayıflamak için de tercih edilen sinameki çayı, üç haftadan fazla tüketildiğinde bağırsaklarda kronik tembelliğe, kalıcı hasara hatta uzun vadede tümörlere bile neden olabilir. Crohn hastalığı, ülseratif kolit, apandisit, mide iltihabı ve hemoroid olan kişiler tarafından kullanılmamalıdır; kalp hastalığı olan kişiler kontrollü tüketmelidir. Aynı zamanda sinameki ilaçlarla etkileşime girebilen bir bitki olduğundan, sürekli kullanılan ilaç varsa doktora danışılarak tüketilmelidir.

bitkihamilelikMeryem

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır