Güncelleme Tarihi:
LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi
Çeviri ile başlayan bu süreç ise, taklitler ile devam ederek kimliğini ve gelişmişliğini kazanarak günümüze kadar gelinmiştir.
Tanzimat Dönemi Hikaye Özellikleri Nelerdir ve Yazarları Kimlerdir?
Tanzimat edebiyatı öykü ve romanında olaylar genellikle günlük hayattan ya da tarihten alınmıştır. Olayların insanlar üzerinde olmuş ya da olabilir izlenimini bırakması gerektiği konusunda tüm Tanzimat romancıları birleşmiştir.
İlk öykülerde ise genellikle topluluk önünde anlatılan meddah öykülerinin tekniği ve etkisi görülür.
Daha ilk eserlerden itibaren, Tanzimat edebiyatı öykü ve romancılarının bir kısmı halka (Ahmet Mithat, Şemsettin Sami, Emin Nihat, Nabizade Nazım), bir kısmı ise, aydın kişilere (Namık Kemal, Recaizade Mahmut Ekrem, Sami Paşazade Sezai) seslenmeyi tercih ettiler.
Bunun sonucunda da, halka seslenen yazarlar sade bir dille, aydın kişilere seslenen yazarlar da dil kuralları ve yabancı sözlük ile yüklü bir dille yazdılar.
Tanzimat döneminde öykü ve romanında işlenen en önemli temalar ise, tutsaklık, Batı uygarlığı ile Osmanlı arasındaki farkların karşılaştırılması, zorla yapılan evliliklerin ortaya çıkardığı acı sonuçlar, aşık olma temaları, kadın erkek arasında ki ilişkilerde değişik ortamlarda gelişen evlilik ağırlıklı olarak işlenmiştir.
Tanzimat edebiyatının ilk döneminde yetişen ve romantizm akımının etkisi altında kalmış olan yazarların eserlerinde bu akımın en önemli özellikleri sıkça görülüyor. Özellikle de eserlere tesadüflere çok yer verilmiştir. Aynı zamanda yazarlar kişiliğini gizlememiştir. Roman sayesinde insanları eğitme ve toplumu düzeltme amacı işlenmiştir. Bunun için de siyaset, ahlak, din, felsefe vb. ile ilgili tüm düşünce ve bilgiler ya olayın örülüşü içinde dolaylı olarak ya da yürüyüşü durdurulup okuyucuya aktarılmıştır.
Kahramanlar genellikle yaşamın içinden alınmış doğal kişilerdi. Ama kimi zaman olağanüstü insanlara ve olaylara da yer verilmiştir. Kahramanlar genellikle tek yönlüdür. Yani iyiler tamamen iyi, kötüler ise tamamen kötüdür. Olayların sonunda, genellikle iyiler ödüllerini, kötüler ve suçlular da cezalarını alır. Yer ve çevre tasvirleri daha çok eseri süslemek için yapılmıştır.
Kahramanlar genellikle ilk görüşte aşık olurlar. Kişi tasvirleri de genellikle olay içinde eritilmemiş aksine, olayın yürüyüşü durdurularak, kişinin gözü, kaşı, saçı, vb. özellikleri tek tek anlatılmıştır.
Tanzimat edebiyatının ikinci dönemine anca yetişen realizm (gerçekçilik) ile natüralizm (doğalcılık) akımlarının etkisinde kalmaya başlayan yazarlar eserlerinde ise, gözleme çok önem vermiştir. Bu da nedenlerle sonuçlar arasında bağlar aranmasına yol açmış, olağanüstü olaylar ve kişiler bir kenara bırakılmış, anlatılan her şeyin olabilir izlenimini bırakmasına özen gösterilmiştir.
Batılı anlamda ilk öykü türü, Türk edebiyatına Tazminat edebiyatı ile girmiştir.
Türk edebiyatındaki ilk öykü denemesi ise, Emin Nihat'ın Müsameretname adı verilen eseridir.
Tanzimat Edebiyatında Roman
Türk edebiyatında roman yılından sonra başlar. Aynı zamanda Edebiyatımızdaki ilk roman, François Fenelon'dan yılında Yusuf Kâmil Paşa tarafından Telemak ismi ile çevrilen romandır. O dönemde çevrilen diğer romanlar ise, Sefiller, Atala, Monte Kristo Kontu, Paul ve Virginie olarak bilinir. Fransız romanlarından çevrilen ilk örneklerin ardından Ahmet Mithat, Şemsettin Sami, Namık Kemal gibi yazarlar da roman yazmaya başlamışlardır. Türkçede roman özelliğini taşıyan yerli ilk roman ise, Şemsettin Sami'nin Taaşşuk-u Talat ve Fıtnat adı verilen eseridir.
Tanzimat Dönemine kadar Türk okuyucusu yalnızca halk hikayesi ile mesnevi türünde anlatılan hikayeleri tanıyordu. En az roman kadar geniş olan bu hikayeler ait oldukları geleneklerin tekniğine tamamıyla bağlıdır. Ancak Tanzimat ile birlikte batıdaki hikayeler tanınmış, çeviriler ve taklitler yoluyla modern hikayeciliğin adımları atılmış olunur.
Tanzimat Edebiyatının başlangıcında aslında roman ve hikaye ayrı türler olarak değerlendirilmemiştir. Hikaye türü de roman sanatının içinde değerlendirilmekle birlikte batıdan yapılan çeviriler sonrasında Türk yazarları tarafından iyice tanınmasıyla hikaye de ayrı bir tür olarak ele alınmaya başlanmıştır.
Başlangıçta Fransız hikayecileri örnek alınarak birçok hikaye denemesi yapılmıştır. Bu dönemde hikayeciliğinde sosyal sorunlar, kadın-erkek eşitsizliği, Batılılaşma sorunu ve ahlaki meseleler konu olarak sıklıkla işlenmiştir. Özellikle bu dönemde hikayeciliği ile ön plana çıkan Ahmet Mithat Efendi bu konulara ağırlık vermiştir.
li yıllarda ilk hikaye denemelerine başlayan yazarımız olan Ahmet Mithat Efendi, Türk Edebiyatındaki ilk hikaye örneklerini Kıssadan Hisse” ve “Letaif-i Rivayat eserleriyle verir. Yazar bu öyküde konularını daha çok günlük yaşamdan ve tarihten almakla birlikte sosyal sorunlara da eğilmiştir.
Ahmet Mithat Efendi her ne kadar ilk öykü örneklerini vermiş olsa da eserleri teknik yönden kusurludur. Hikayelerinde yer yer okuyucuya nasihatlerde bulunan yazarın bu kusuru oldukça eleştirilmiştir. Bu nedenle Batılı tarzda yazılmış olan ilk hikaye örneği olarak Samipaşazade Sezai tarafından yazılan Küçük Şeyler adlı eser kabul görmektedir.
Modern hikayeciliğin adımlarının atıldığı Tanzimat Döneminde Batı edebiyatları örnek alınarak geleneksel hikayecilikten farklı olarak yeni bir hikaye ve roman anlayışı yaygınlaşmaya başlamıştır. Örneğin eski geleneklerimizde mesneviler baştan sona nazım, halk hikayesi ise nazım-nesir karışık bir şekilde oluşturuldu. Ancak batı edebiyatlarının etkisiyle bu dönemde verilen hikaye örnekleri tamamen nesir yani düz yazı şeklinde oluşturulmuştur. Bunun yanı sıra hikayelerde sıradan konuların işlenmesi, ahlaki ve sosyal sorunların dile getirilmesi de önemli yeniliklerden biridir.
Tanzimat Dönemi hikayesi birçok açıdan yenilikler barındırsa da birçok noktadan da eleştiriye uğramıştır. Özellikle Divan Edebiyatı geleneğinin etkisiyle yazarların eserlerinde ağır ve halk tarafından anlaşılmaz bir dil kullanması batıdaki hikaye anlayışına ters düşen bir kusur olarak görülmüştür. Yine yazarların hikayeleri topluma mesaj iletecekleri bir araç olarak görmeleri ve bunun sonucunda hikayenin ortalarına kendi görüşlerini ve düşüncelerini eklemeleri teknik yönden hikayeleri kusurlu yapmıştır.
1) Bu dönem hikayesinde göze çarpan en büyük yenilik konuların günlük yaşamdan, tarihten, sosyal ve ahlaki sorunlarından alınmış olmasıdır. Bunun yanı sıra yanlış Batılılaşma, zoraki evlilik, kadın-erkek eşitsizliği gibi konular da bu dönem hikayecilerinin üzerinde durduğu konular olmuştur.
2) Bu dönemde ortaya konulmuş ilk hikaye örneklerimizde geleneksel öykü anlatımız meddahlığın etkileri görülmektedir.
3) Bu dönem hikayecilerinin büyük çoğunluğu hikayeyi halka ulaşmada bir araç olarak görmesine rağmen eski edebiyat geleneğinin etkisiyle dili ağır ve süslü bir şekilde kullanmışlardır.
4) Romantizm akımının tesiri eserlere yansımıştır.
5) Hikayeler gazetelerde bölümler halinde yayımlanarak okuyucuya ulaştırılmıştır.
6) Bu dönemde hikayecilik teknik olarak kusurludur.
7) Sanatçıların halka mesaj verme isteği sonucunda hikayelerin içinde yazarın konuşmalarına ve düşüncelerine sık sık yer verilmiştir.
8) İlk hikaye örneğimiz Ahmet Mithat Efendinin Letaif-i Rivayat adlı kitabıdır.
9) Batılı tarzdaki ilk hikayemiz ise Samipaşazade Sezainin Küçük Şeyler adlı kitabıdır.
Aşağıdaki bağlantılardan Deniz Hoca tarafından hazırlanmış olan AYT Edebiyat Ders Notları PDF dosyası ile slaytını indirebilir, öğrencileriniz ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.
Aşağıdaki bağlantılardan Deniz Hoca tarafından hazırlanmış olan Tanzimat Dönemi Şiiri PDF Çalışma Kağıdı dosyası ile slaytını indirebilir, öğrencileriniz ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK YAZILAR
⇒ PDF / Slayt
⇒ Tanzimat Edebiyatı
⇒ Sınıf Ders Konuları
⇒ TYT Türkçe Notları PDF
⇒ AYT Edebiyat Notları PDF
Admin
Tanzimat dönemi hikaye Tanzimat yazarları Tanzimat dönemi öykücülük Tanzimat dönemi öykücülüğünün özellikleri Bütün bu bilgiler Edebiyat Çocukta
Tanzimat dönemi, Türk edebiyatının ve sosyal hayatının Batılılaşması anlamında oldukça önemlidir. Tanzimattan önce Türk edebiyatında hikayecilik zaten vardı ama Tanzimatla birlikte yazarlarımız Batı tarzı hikayeler yazmaya başladı. Modern hikayecilik de böylece başlamış oldu. Tanzimattan önce divan ve halk edebiyatında Leyla ile Mecnun, Hüsrev ile Şirin, Yusuf ile Züheyla gibi mesnevilerle Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre, Arzu ile Kanber gibi halk hikayeleri bulunurdu. Bunların yanı sıra meddah hikayeleri ile kahramanlık hikayeleri de vardı. Geçiş döneminde, yani halk hikayeciliğinden modern hikayeciliğe geçişte Giritli Azis Efendinin Muhayyelat-ı Aziz Efendi ile Emin Nihat Beyin Müsameretnamesi oldukça önemli iki eserdir. Edebiyatımızda ilk öyküleri yazan kişi Ahmet Mithat Efendidir. Onun yılında yayımlanmaya başlanan Kıssadan Hisse ile Letaif-i Rivayat serisi, modern hikayeciliğin ilk örnekleridir. Ama yazar bu hikayelerinde ahlakçı bir perspektif seçmiştir. Bu yüzden Samipaşazade Sezainin Küçük Şeyler isimli öykü kitabı, Ahmet Mithat Efendinin öykülerinden daha moderndir. Tanzimat dönemi hikaye
Tanzimat hikayeciliğinin özellikleri
Tanzimat dönemi hikayeci türünün özelliklerini şöylece sıralayabiliriz:
Tanzimat Dönemi Hikaye Özellikleri Nelerdir?
Tanzimat Dönemi Osmanlı tarihine damga vuran yenilikçi uygulamaların yapıldığı bir dönem olarak bilinmektedir. Batılılaşma ve yenilik hareketlerinin en çok hissedildiği bu dönemde edebiyat alanında da pek çok yenilik gelmiştir. Tanzimat Döneminde öykü ve roman alanında pek çok yazar eser vermiştir. Tanzimat Dönemi, hikaye özellikleri şu şekildedir:
- Bu dönemde öyküler günlük hayattan ve tarihten alınmıştır.
- İlk öykülerde genellikle topluluk önünde anlatılan meddah öykü tekniği ve etkileri görülmektedir.
- Tanzimat Dönemi öykü ve romancıların bir kısmı halka, bir kısmı ise aydın kişilere seslenmeyi tercih etmiştir.
- Halka seslenen yazarlar sade bir dil tercih ederken, aydın kişilere seslenen yazarlar dil kuralları ve yabancı sözlük ile yüklü bir dille yazmışlardır.
- Tanzimat döneminde öykülerde işlenen konular tutsaklık, Batı uygarlığı ile Osmanlı arasında farklıların karşılaştırılması, zorunlu yapılan evlilikler, aşık olma temaları ve evlilik ağırlıklı konular işlenmiştir.
- Tanzimat döneminin ilk zamanlarında romantizm akımının etkisinde kalınmıştır.
- Eserlerde tesadüflere yer verilmiştir.
- Kahramanlar genellikle yaşamın içerisinden alınmış kişilerden oluşmaktadır.
- Tanzimat 2. dönemde ise realizm ve natüralizm akımından etkilenilmiştir.
- Batılı anlamda ilk öykü türü Tanzimat döneminde edebiyatımıza girmiştir.
- Türk Edebiyatında ilk öykü denemesi ise Emin Nihat'ın Müsameretname adlı eseridir.
Tanzimat Dönemi Hikaye Yazarları ve Örnekleri
Hikaye türü Türk edebiyatına yüzyılda Batı'dan girmiştir. yüzyılda Tanzimat aydınları ziyaret ettikleri Avrupa ülkelerinde roman ve hikayeyi tanımış, çeviriler ile bu türleri okuyuculara taşımışlardır. Tanzimat döneminde eser veren hikaye yazarları ve örneklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Ahmet Mithat Efendi: Kıssadan Hisse ve Letaif-i Rivayat
- Emin Nihat: Müsameretname
- Sami paşazade Sezai: Küçük Şeyler,
- Recaizade Mahmut Ekrem: Şemsa, Muhsin Bey ve Saime
- Nabizade Nazım: Yadigarlarım, Zavallı Kız, Sevda, Hala Güzel, Karabibik ve Haspa
Tanzimat Dönemi Hikaye Yazarları Hangi Akımdan Etkilenmiştir?
Tanzimat döneminde roman ve öykü tekniği daha fazla gelişmiştir. Birinci döneme göre daha nitelikli ürünler verilmiştir. Bu dönemde realizm akımının etkisi ile gözleme önem verilmiş, olay ve kişiler daha gerçekçi anlayış ile anlatılmıştır. Bu dönemde Nabizade Nazım naturalizm akımından, Recaizade Mahmut Ekrem ve Sami Paşazade Sezai realizm akımından, Abdülhak Hamit Tarhan ise romantizm akımından etkilenmiştir.