Tanzimat edebiyatı, Tanzimat döneminin kültürel ve siyasi hareketlerinin sonucu olarak ortaya çıkmış edebiyat akımı. 3 Kasım 1839'da[1]Mustafa Reşid Paşa tarafından ilan edilen Gülhane Hattı Hümayunu da denilen yenileşme beratının yürürlüğe konmuş olmasından doğmuştur. Bu olay daha sonraları Tanzimat Fermanı olarak adlandırılacak, gerek siyasi alanda gerek edebî ve gerekse toplumsal hayatta batıya yönelmenin resmi bir belgesi sayılacaktır. Şinasi ile Agah Efendi'nin birlikte çıkarmış olduğu Tercüman-ı Ahval bu edebiyatın başlangıcı olarak kabul edilir.
Tanzimat Dönemi öncesi Türk edebiyatındahikâye ve roman türleri yoktu. Nesir alanında daha çok tarih ve siyasetname gibi eser verilmiş, olay kaynaklı eser ise daha çok mesnevi türünde yazılmıştır. Tanzimat nesir alanında bir çığır açmış, onu şiirden daha etkili bir hale getirmiştir. Süsten, özentiden uzak, halkın okuması, bilgilenmesi amacıyla eserler ortaya koyulmuştur. Türk Edebiyatı'nda roman çevirilerle başlamıştır. Bu alanda ilk eser Yusuf Kamil Paşa'nın Fenelon adlı Fransız yazardan çevirdiği Telemak adlı romandır. Birçok teknik kusurlarla dolu olan bu eserin kahramanlarının yabancı olmasına rağmen büyük ilgi gördü. Konusuyla ve kahramanlarıyla Türk edebiyatının ilk yerli romanı ise Şemseddin Sami'nin yazdığı Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı aşk romanı olmuştur. Bu da roman tekniği bakımından zayıf bir romandır. Edebi sayılabilecek ilk roman ise Namık Kemal'in İntibah adlı romanıdır. Tanzimat dönemi romanları içerik ve roman tekniği bakımından yetersizdir. Bu dönem romanlarında uzun uzun betimlemeler yapılmış ve sık sık tesadüflere yer verilmiştir. Romanda konu olarak seçilen şeyler dönemin siyasi ve gündelik sorunlarıdır. Tanzimat romanında yanlış batılılaşma, kölelik ve cariyelik gibi konular ön plana çıkmaktadır. Romanlarda kişiler tek taraflı ele alınmış, iyiler ödüllendirilirken kötüler ise cezalandırılmıştır. Dönem sanatçılarının siyasi nitelikli kişiler olması dönemin tüm edebi yapıtlarında olduğu gibi romana da yansımıştır. Tanzimat edebiyatının ilk sanatçıları romantizm akımının etkisinde kalırken sanat için sanat yapan ikinci dönem sanatçılarında ise realizm akımı baş gösterir Türk edebiyatında hikâye alanında ilk eserleri Tanzimat dönemi sanatçıları vermiştir.. Özellikle Ahmet Mithat Efendi halk hikâyeleri ile batı tekniğini birleştirmiş ve bu alandaki ilk batılı eserlerden olan Letaf-i Rivayat adlı hikâye serisi ile halk hikâyelerini modernleştirmeye çalışmıştır. Ancak Türk edebiyatında modern anlamda ilk hikâyecilik Sami Paşazade Sezai'nin Küçük Şeyler adlı eseriyle başlar.